Reformist Mesud Pezeşkiyan, “dış politikam dünyayla ilişkileri normalleştirmeye odaklanacaktır” derken muhafazakâr Said Celili, “Dünyada 200 ülke var. En çok farklılıklarımızın olduğu ülkelerden fayda sağlamayı hedeflersek bunu başaramayız” ifadelerin kullandı.
İran’daki cumhurbaşkanı seçiminin 5 Temmuz’da yapılacak ikinci turunda yarışan reformist aday Mesud Pezeşkiyan ile muhafazakâr Said Celili, devlet televizyonunda yapılan ve canlı yayınlanan münazarada dış politika, internet yasakları ve ülkenin sorunlarını tartıştı.
Yaklaşık 2 saat süren münazarada iki adaydan dış politika, ekonomi, internet yasakları ve toplumsal sorunlarla ilgili 10 soruya cevap vermeleri istendi.
İnternet yasakları
Münazarada reformistlerin adayı Pezeşkiyan, internet yasaklarının kriz zamanlarında olabileceğini ancak normal koşullarda halka zarar verdiğini belirterek, “İnternet alanındaki engeller nedeniyle birçok kişi işini kaybetti. İnsanlar, filtre kırıcıya (VPN) internet parasından daha fazla para ödüyor. Filtre kırıcı satanları neden durdurmuyorlar” diye konuştu.
Muhafazakâr Celili ise yabancı platformların İran’da temsilcilik açması ve ülkenin yasalarına uygun hareket etmesi halinde İran’da faaliyetlerinin önünde engel bulunmayacağını söyledi. İnternetin her alanda önemli olduğuna ve ülkedeki internet hızının düşüklüğüne işaret eden Celili, “İnternet hızı insanlar için kabul edilebilir düzeyde olmalıdır. Sanal alanı kullanmak istiyorsak hızımızın iyi olması gerekir” dedi.
Yaptırımlar ve nükleer anlaşma
İran’ın kendi içine kapanarak sorunları çözemeyeceğini ve dış politikada dünya ile ilişkilerin önemli olduğunu belirten Pezeşkiyan, Celili ve ekibinin nükleer anlaşma ve Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü’ne (FATF) üyelik konusundaki “muhalif” duruşunu eleştirdi.
Pezeşkiyan, İran’ın şu anda kara listede bulunduğu ve uluslararası ekonomik ilişkilerine etkisi olan FATF’ın öngördüğü düzenlemelerin eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani döneminde kabul edildiğini ancak İbrahim Reisi’nin hükümetinde uygulanmadığını hatırlattı.
Nükleer anlaşma konusunda ise Pezeşkiyan, “Anlaşmanın detaylarına vakıf değilim ancak dışarıda Netanyahu, Trump ve içeride elçiliklere saldıranlardan bazıları buna karşıydı. FATF ve nükleer anlaşmanın uygulanmaması nedeniyle her gün para kaybediyoruz. Bu arada bazıları da yaptırımlardan çıkar sağlıyor. Ucuza alıp pahalıya satıyorlar” diye konuştu.
Celili ise müzakerelere karşı olmadığını ancak İran’ın nükleer anlaşmayı uygulayarak “alacaklı” olduğunu ve “İran’da hiç kimsenin nükleer anlaşmanın uygulanmasını engellemediğini” savundu.
Ruhani hükümetinin, “Batılı ülkelerle ilişkilere odaklanan dış politikasının hatalı” olduğunu savunan Celili, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyayı birkaç ülkeyle sınırlamak doğru değil. Dünyada 200 ülke var. En çok farklılıklarımızın olduğu ülkelerden fayda sağlamayı hedeflersek bunu başaramayız. (Ruhani yönetimi) Hem ekonominin hem de santrifüj çarklarını çevireceğimizi iddia etti ama ne oldu? Ajans (UAEA), 14 kez İran’ın taahhütlerini yerine getirdiğini bildirdi ve anlaşma 15 uluslararası kurum tarafından onaylandı ancak karşı taraf nükleer anlaşmadan tamamen çekildi.”
Celili, FATF konusunun da takip edilmesi gerektiğini ancak ülke ekonomisinin FATF’a bağlanmamasının gerektiğini söyledi.
Pezeşkiyan ise “Yaptırımları ciddi bir zarar olarak görüyorum ve dış politikam dünyayla ilişkileri normalleştirmeye odaklanacaktır. FATF ve nükleer anlaşmanın uygulanması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Zaman zaman iki adayın da seslerini yükselttiği münazara sonrasında Pezeşkiyan ile Celili, birbirlerine sarılarak salondan birlikte ayrıldı.
İran’da 28 Haziran’da yapılan 14’üncü dönem cumhurbaşkanı seçiminde adaylardan hiçbiri yüzde 50’yi geçemeyince seçimi önde tamamlayan reformist aday Mesud Pezeşkiyan ile muhafazakâr aday Said Celili, ikinci tura kalmıştı.
Ülke genelinde yüzde 40 katılımın olduğu seçimde Pezeşkiyan, oyların yüzde 42,5’ini alırken Celili’nin oyu yüzde 38,6 olmuştu.