Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

İran’dan ‘Suriye’ teklifi: Biz hazırız

Yayınlanma

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-Suriye normalleşmesine hazırlık toplantısı için gelecek hafta Moskova’da düzenlenmesi planlanan toplantıya İran’ın da katılacağını söyledi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, “İran, Suriye ile Ankara arasındaki farklı bakış açılarını gidermek için kendi rolünü üstlenmeye hazır” dedi.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında dayanışma sergilemek amacıyla, Türkiye’ye geldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ankara’da görüşen Abdullahiyan görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. İran’ın Ankara ve Şam ilişkilerinin “doğal seviyeye” dönmesini çok güçlü şekilde desteklediklerinin altını çizerek “Suriye ve Türkiye, Batı Asya’daki önemli iki ülkedir. Geçen defaki ziyaretimde Mevlüt’e (Çavuşoğlu) söylediğim gibi İran, bölgesel işbirliği ve Tahran ile Ankara arasındaki işbirliği çerçevesinde Suriye ile Ankara arasındaki farklı bakış açılarını gidermek için kendi rolünü üstlenmeye hazırdır” ifadelerini kullandı. Daha önceki görüşmede varılan anlaşma sonucunda İran’ın Tahran, Moskova, Ankara ve Suriye yönetimi arasındaki 4’lü formata hazır olduğunu aktaran Abdullahiyan, aynı şekilde İran, Türkiye ve Azerbaycan ile 3’lü format hakkında da görüştüklerini ve aynı bakış açısına vardıklarını ve 3 artı 3, Kafkasya konusunun da ortak gündemlerinde olduğunu belirtti.

‘Tahran ile Ankara işbirliği çok güçlü’

İran’ın Türkiye ile ilişkilerinin kardeşliğe ve komşuluğa dayalı olduğunu ve tek taraflı ambargoların bunu etkileyemeyeceğini vurgulayan Abdullahiyan, şöyle devam etti: “Biz uluslararası çerçevede Tahran ile Ankara arasında çok güçlü işbirliğine, iki ülke halkının menfaatlerine dayalı bir ilişkiye sahibiz. Bugün de ekonomik, enerji ve transit, kültürel ve turizm alanındaki çok güçlü ilişkilerimizin ilerlemesini görüştük. Erdoğan’ın Tahran’a yaptığı ziyaret iki ülke ilişkilerinde gerçekten çok önemli bir noktayı oluşturuyor. Reisi’nin yakın zamanda Ankara’ya yapacağı ziyaret de iki ülke ilişkilerinin yeni aşamasını başlatacaktır. Biz şuna inanıyoruz bugün ambargo bir keskinliği olmayan bir bıçağa ya da paslanmış, yıpranmış bir silaha dönüştü. İki ülke ilişkileri, menfaatleri hep ön plandadır bizim için.”

‘Türkiye’nin güvenliği, İran’ın güvenliği’

Terörizm konusuna da değindiklerini aktaran Abdullahiyan, “Irak Kürdistan bölgesinden kaynaklanan terörizm, Afganistan’dan kaynaklanan IŞİD terörizmi, bizim ortak endişelerimizi oluşturuyor. İki ülke arasında terörizmle mücadele konusunda üst düzey güvenlik işbirliği mevcut. İran olarak uluslararası hukuk çerçevesinde ülkelerin kendilerini savunma konusunu meşru hak olarak görüyoruz. Terörizm hangi gruptan gelirse gelsin, biz buna inanıyoruz. İyi veya kötü terörizm diye bir şey yoktur. Terörizm, çok kötü bir olaydır. Türkiye’nin güvenliğini, İran’ın güvenliği olarak biliyoruz” dedi. Abdullahiyan, Çavuşoğlu’yla sınır ticaretine ilişkin de görüşmeler yaptıklarını aktararak bu konuda henüz çok ilerleme kaydedilemediğini, daha fazla açılım ve ilerleme beklentileri olduğunu dile getirdi.

Ayakta kalan tek mekanizma: Astana

Basın toplantısında Türkiye, Rusya ve Suriye dışişleri bakanları arasında düzenlenmesi planlanan toplantıya ilişkin soruya yanıt veren Mevlüt Çavuşoğlu ise mevkidaşı Abdullahiyan’ın da bu formata katılmak istediklerini söylediğini hatırlattı. Çavuşoğlu, mevkidaşına İran’ın da bu toplantıya katılmasının hiçbir mahsurunun olmadığı yanıtını verdiklerini belirterek, şu anda Suriye için ayakta kalan tek mekanizmanın Astana formatı olduğunu söyledi. Dışişleri bakanları toplantısı için çalışmaların devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Bunu dörtlü bir şekilde yapmayı planlıyoruz. Ruslardan olası dışişleri bakanları toplantısının hazırlığı için teknik düzeyde bir toplantı yapma teklifi geldi gelecek hafta için. Bakan yardımcımızı da Moskova’ya göndereceğiz. Bu toplantıya İran tarafı da katılacak. Bu toplantıda dışişleri bakanları toplantısının hazırlıkları yapılacak” diye konuştu.

Çavuşoğlu, daha sonraki aşamada herkesin uygun gördüğü bir zamanda dışişleri bakanları düzeyinde toplantı gerçekleştirilebileceğini belirterek, sözlerini, “Gelecek hafta Moskova’da teknik düzeyde dörtlü bir toplantı için Rusya’dan bir davet aldık. Biz de bu toplantıya katılacağız.” diye tamamladı. Öte yandan diplomatik kaynaklar, Moskova’daki toplantıda dışişleri bakanlarının görüşme tarihinden ziyade hazırlıkların görüşüleceğini, tarihlerin bakanlar düzeyinden belirleneceğini söyledi.

DİPLOMASİ

Nippon, US Steel teklifinin süresini uzattı

Yayınlanma

Japon Nippon Steel perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden’ın açıklandığından bu yana yoğun muhalefetle karşılaşan anlaşmayı engelleyip engellemeyeceğini değerlendirirken, 14,9 milyar dolarlık US Steel satın alımının kapanış tarihini uzattığını duyurdu.

Kapanış tarihi daha önce 2024’ün üçüncü veya dördüncü çeyreği iken 2025’in ilk çeyreği olarak revize edildi.

Nippon geçtiğimiz aralık ayında yapılan açık artırmada anlaşmayı sağlamak için yüksek bir prim ödemiş, fakat anlaşma güçlü United Steelworkers sendikasının (USW) yanı sıra politikacıların muhalefetiyle karşılaşmıştı.

Biden, US Steel’in yurt içinde sahiplenilmesini ve işletilmesini istediğini söylerken, seçilmiş Başkan Donald Trump ocak ayında göreve geldikten sonra anlaşmayı engelleme sözü verdi.

Pazartesi günü, ABD’deki yabancı anlaşmaları güvenlik endişeleri açısından inceleyen komite, anlaşmayı onaylama ya da engelleme kararını Biden’a havale etmişti. Biden’ın karar vermek için 15 günü var ve herhangi bir adım atmazsa birleşme beklenmedik bir şekilde yeşil ışık almış olacak.

Japon şirketten yapılan açıklamada, “Nippon Steel, Başkanın bu süreyi satın alma konusunda adil ve gerçeklere dayalı bir değerlendirme yapmak için kullanacağını umuyor. Satın alma işleminin US Steel’i koruyacağına ve büyüteceğine olan inancımızı koruyoruz,” dedi.

US Steel hisseleri %1,7 artış gösterdi. Hisse başına 55 dolarlık teklif fiyatına hiçbir zaman ulaşamayan hisseler, yatırımcıların anlaşmanın tamamlanmasına ilişkin zaman çizelgesi konusundaki endişelerine işaret ediyor.

Kasım ayında Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba, ülkeler arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik son çabalara gölge düşürmemek için Biden’ı birleşmeyi onaylamaya çağırmıştı.

Nippon ayrıca perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD Adalet Bakanlığının antitröst bölümünün inceleme sürecinin de devam ettiğini, fakat ne zaman sona ereceğini belirtmediğini söyledi.

Muhalefete rağmen US Steel hissedarları nisan ayında ezici bir çoğunlukla satın alma işlemini onaylamıştı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’nin Rusya’nın ‘gölge filosuna’ yeni yaptırımları yolda

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, görev süresinin son günlerinde Rusya’nın enerji sektörüne yönelik yeni yaptırımlar planlıyor. Bu yaptırımlar, Rus petrolünün taşınmasında kullanılan “gölge filo”yu ve bazı ihracatçı şirketleri hedef alıyor. Amaç, Ukrayna’ya müzakere masasında avantaj sağlamak ve ülkenin savunma kapasitesini artırmak.

ABD Başkanı Joe Biden, görev süresinin son haftalarında, Rusya ekonomisinin enerji sektörüne yönelik yeni ve kapsamlı yaptırımlar uygulamayı değerlendiriyor.

The Washington Post‘un dört yetkiliye dayandırdığı haberine göre, bu “veda” niteliğindeki yaptırımlar, Rus petrolünün mevcut yaptırımları delerek taşınmasını sağlayan yüzlerce tankerlik “gölge filo”yu ve şu ana kadar kara listeye alınmamış bazı ihracatçı şirketleri hedef alabilir.

Ayrıca, Beyaz Saray, Sberbank, VTB ve Alfa Bank gibi yaptırımlar altında bulunan Rus bankalarına verilmiş olan petrol ve doğalgaz ticaretiyle ilgili lisansların geri çekilmesini de değerlendiriyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, küresel petrol piyasasında günlük yaklaşık 1 milyon varillik bir arz fazlası mevcut. Bu durum, yeni yaptırımlar için elverişli bir ortam yaratıyor. Gazetenin bir kaynağına göre, Rusya’nın petrol tedarikinin bir kısmı küresel ticaretten çıkarılırsa, fiyatlar üzerinde yalnızca sınırlı bir etkisi olacak.

Bir yetkili, bu yeni yaptırımların Ukrayna’ya “adil” bir barış anlaşması için müzakere masasında “en iyi konumu sağlamak” ve ülkenin kendisini savunma kapasitesini artırmak için gerekli olduğunu belirtti.

Rusya’nın petrol ve petrol ürünleri ihracatı, savaş öncesindeki seviyelere yakın bir düzeyde devam ediyor. Kasım ayında bu ihracat, günlük 7,33 milyon varil olarak gerçekleşti. Bunun 4,88 milyon varili ham petrol, 2,45 milyon varili ise petrol ürünlerinden oluşuyordu.

Ancak hidrokarbon ihracatından elde edilen gelirler azalma eğiliminde. Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi’ne (CREA) göre, geçen ay bu gelirler günlük 600 milyon avroya gerileyerek savaşın başlangıcından bu yana en düşük seviyesine ulaştı. 2024’ün başında bu rakam günlük 750 milyon avro civarındaydı. Savaşın ilk aylarında ise petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki yükselişle birlikte gelirler günlük 1 milyar avroyu aşmıştı.

CREA’ya göre Rusya, kasım ayında deniz yoluyla yapılan petrol ihracatından günlük 200 milyon avro, boru hattıyla yapılan petrol ihracatından 64 milyon avro, boru hattıyla doğalgaz ihracatından 78 milyon avro ve kömür ihracatından ise 44 milyon avro kazandı.

10 milyar dolarlık plan: Rusya’nın ‘gölge filosu’ yaptırımları nasıl atlatıyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Lavrov: Suriye’de Türkiye’nin meşru güvenlik çıkarları güvence altına alınmalı

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin Suriye’den kaynaklanan meşru güvenlik kaygılarının Suriye’nin toprak bütünlüğüne zarar vermeden korunması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Suriye’nin doğusunda ABD’nin yasa dışı faaliyetlerine dikkat çekerek, bu durumun bölgedeki ayrılıkçı yapıların desteklenmesine yol açtığını belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye’den kaynaklanan tehditlere ilişkin Türkiye’nin meşru güvenlik çıkarlarının korunması gerektiğini belirtti.

Lavrov, bugün Moskova’da düzenlediği basın toplantısında, bu konunun Türkiye’nin sınır güvenliği açısından kritik önem taşıdığını dile getirdi.

Lavrov, Rusya’nın Şam Büyükelçiliği’nin faaliyetlerine devam ettiğini ve Moskova’nın diplomatik misyon aracılığıyla yeni Suriye yönetimiyle temaslarını sürdürdüğünü ifade etti.

Bakan, “Öncelikli olarak, Rusya vatandaşlarının güvenliği ve büyükelçiliğimizin güvenli bir şekilde faaliyet göstermesiyle ilgili pratik konuları tartışıyoruz,” dedi.

Rusya’nın, Suriye’deki tüm aktif sosyo-politik güçlerle diyalog kurmaya açık olduğunu yineleyen Lavrov, yeni Suriye yönetiminin Rusya ile ilişkileri “uzun vadeli ve stratejik” olarak değerlendirdiğini belirtti.

Ayrıca Lavrov, geçiş sürecindeki zorluklara rağmen, Suriye’deki tüm süreçlerin birleştirilmesine ve seçimlerin herkes tarafından tanınacak şekilde düzenlenmesine destek vermeye hazır olduklarını ifade etti.

Dışişleri Bakanı, Suriye’nin komşuları olan Suudi Arabistan, Irak, Ürdün, Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Lübnan ile temaslarının sürdüğünü, bu ülkelerin Suriye’nin NATO müdahalesi sonrası Libya’nın yaşadığı yıkımı yaşamamasını sağlamaya çalıştığını söyledi.

Türkiye’nin Suriye sınırında yaşanan terör olaylarına ilişkin meşru güvenlik endişelerine dikkat çeken Lavrov, bu endişelerin Suriye’nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve birliği korunarak giderilmesi gerektiğini vurguladı. “Türk liderliği bu ilkelere destek veriyor ve biz de bunu destekliyoruz,” diye konuştu.

Lavrov, ABD’nin Suriye’nin doğusundaki “yasa dışı işgaline” de değinerek, bu bölgenin Suriye’nin en zengin petrol sahalarına ve en verimli tarım arazilerine sahip olduğunu hatırlattı.

Bu kaynakların ABD tarafından çıkarılıp ihracatının yapıldığını ve elde edilen gelirin ayrılıkçı yapıların desteklenmesine harcandığını söyleyen Lavrov, “Bu durum dikkate alınmalı,” diye ekledi.

Rusya, yeni Suriye yönetimi BRICS’e başvurursa değerlendireceklerini söyledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English