Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İran’ın saldırısı, Gazze’yi nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

İsrailli askeri analistler, İran’la doğrudan bir çatışmanın Gazze savaşını değiştirip değiştirmeyeceği ya da Refah kentini işgal etme kararını etkileyip etkilemeyeceği konusunda ikiye bölünmüş durumda.

İran’ın, İsrail’in Şam’daki konsolosluk saldırısına yanıt olarak düzenlediği füze ve insansız hava aracı saldırısının Gazze’deki savaşı nasıl etkileyeceği tartışılıyor.

New York Times’a konuşan İsrailli askeri analistler, İran’la daha doğrudan bir yüzleşmenin altıncı ayına giren Gazze’deki savaşı değiştirip değiştirmeyeceği konusunda ikiye bölünmüş durumdalar. Bu savaşta bir sonraki dayanak noktası, İsrail’in bir milyondan fazla Filistinlinin insani kriz nedeniyle kaçtığı güneydeki Refah’ta Hamas’ı takip etmeye karar verip vermemesine bağlı olabilir.

Bazı analistler, Gazze’deki gelişmelerin İsrail’in İran’a karşı büyük bir karşı saldırıyla cevap verip vermemesine bağlı olacağını savunuyor. Diğerleri ise İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri harekatının etkilenmeyeceğini görüşünde.

Emekli bir tuğgeneral ve İsrail ordusunun stratejik planlama bölümünün eski yöneticisi olan Shlomo Brom, İsrail’in İran saldırısına büyük bir güçle karşılık vermesi halinde, bunun İsrail yönetimini dikkatini Gazze’den uzaklaştırmak zorunda bırakacak çok cepheli bir savaşı tetikleyebileceğini söyledi. General Brom, önemli bir bölgesel çatışma durumunda İsrail’in, İsrailli yetkililerin “Hamas’ın son kalesi” olarak nitelediği Refah’ı işgal etme planlarını ertelemeyi seçebileceğini söyledi. General Brom, “Birden fazla alanda eş zamanlı, yüksek yoğunluklu savaşlar yürütmek bizim için rahat değil” diye ekledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, uluslararası baskılara rağmen Refah’a kara kuvvetleri gönderme sözü verdi. Adının açıklanmaması koşuluyla konuşan İsrailli bir yetkili, İran saldırısının ordunun Refah’ı işgal planı üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını söyledi.

General Brom, İran’la geniş çaplı bir doğrudan çatışmanın Gazze’deki savaşı sona erdirebileceğini söyledi. Ancak savaşın bu şekilde sona ermesi için İsrail, İran, Hamas ve Hizbullah dahil birçok tarafı kapsayan daha geniş bir ateşkes gerekiyor.

Brom, “Bir krizi çözmek için önce durumun daha da kötüleşmesi gerektiğine dair bir fikir var” diyerek İran’la gerilimi tırmandırmanın ardından kapsamlı bir ateşkesin, bu ülkeyi bölgesel vekil güçlerini İsrail’le savaşı durdurmaya itebileceğini açıkladı.

İsrail savaş kabinesi üyeleri pazar günü bir araya geldikten sonra resmi bir açıklama yapmazken, görüşmelerle ilgili olarak isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan İsrailli bir yetkili, ülkenin İran’ın saldırısına karşılık vereceğini ancak bunun ne zaman ve nasıl olacağının belirsiz olduğunu belirtti.

Ancak diğer askeri uzmanlar İran saldırısı ile Gazze’deki savaş arasındaki bağlantıyı reddetti.

İsrail askeri istihbaratında görev yapmış emekli bir tümgeneral olan Amos Gilead, “Hiçbir bağlantı yok” dedi. General Gilead, İsrail Ordusu’nun İran’a karşı savaşmak ve Gazze’de Hamas’a karşı savaşmaya devam etmek için yeterli kaynağa sahip olduğunu söyledi.

Diğer analistler de benzer bir noktaya değinerek İran’la savaşmak için gereken kaynakların Gazze’de ihtiyaç duyulanlardan farklı olduğunu savundu. İsrail’in İran’a karşı koymak için savaş uçaklarına ve hava savunma sistemlerine ihtiyacı olduğunu söylediler. Buna karşılık ordunun Gazze’de Hamas’la savaşmak için esas olarak kara birliklerine, insansız hava araçlarına ve saldırı helikopterlerine ihtiyacı olduğunu eklediler.

Emekli tümgeneral ve İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi eski Başkanı Giora Eiland, “Bu iki şey arasında gerçek bir gerilim yok” dedi.

Yine de General Eiland, İran saldırısını püskürten ABD, İngiltere ve Ürdün’ün de dahil olduğu koalisyonun başarısının, İsrail’e Gazze’deki savaşı sona erdirerek uluslararası alanda yıpranan imajını düzeltme konusunda ilham verebileceğini söyledi.

ABD, İsrail’in Gazze’de savaşa girme kararını büyük ölçüde desteklemiş olsa da artan ölü sayısından duyduğu hoşnutsuzluğun sinyallerini veriyor ve Refah’ta büyük bir kara saldırısına karşı uyarıda bulunuyor. ABD’nin pazar günü İran’a ait insansız hava araçlarını ve füzeleri düşürme konusunda İsrail’e verdiği destek, İsrailli muhatapları üzerinde daha fazla baskı kurmasını sağlayabilir.

General Eiland böyle bir sonucun İsrail’in uluslararası toplumda iyi niyet kazanmasına yardımcı olabileceğini ve Gazze’deki savaşı ve Lübnan’daki İran destekli milis gücü Hizbullah’la çatışmaları sona erdirecek bir çözüme ulaşılmasına katkıda bulunabileceğini söylese de Netanyahu’nun böyle bir yola gireceğinden kuşkulu. Başbakan’ı kastederek “Gazze’de ‘tam zafer’ kazanmak ve Refah’ı ele geçirmek istediğini söylüyor ki bu iki ya da üç ay sürebilecek bir süreç” dedi: “Netanyahu’nun farklı bir zihniyete ve önceliklere sahip olduğu açık.”

ORTADOĞU

İsrail’den Suriye ve Gazze’de uzun süreli işgal sinyali

Yayınlanma

Suriye’de Baas yönetiminin devrilmesinden saatler sonra Suriye topraklarındaki tampon bölgeye giren İsrail ordusu, bölgede uzun sürece kalacağının işaretlerini veriyor. Ayrıca ateşkes müzakerelerinin hızlandığı bir dönemde İsrail Savunma Bakanı, İsrail’in Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi.

İsrail basını, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’nin Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede başlattığı işgalin gelecek yılın sonuna kadar devam ettirilmesi talimatını verdiğini yazdı. İsrailli yetkililer daha önce bu bölgedeki işgalinin geçici olduğunu iddia etmiş daha sonra kış ayları boyunca işgalin süreceğini söylemişti.

Kanal 12 televizyonunda yer alan haberde, Netanyahu’nun dün gittiği Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede İsrail ordusuna işgalin 2025 sonuna kadar sürdürülmesi talimatı verdiği ifade edildi.

İsrail Başbakanı, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’yle birlikte 7 Aralık sonrası işgal edilen Hermon Dağı’ndaki tampon bölgeye gitmişti. Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamada, Netanyahu’nun burada İsrail ordusunun Hermon Dağı’nda tampon bölgedeki işgalinin “geleceğine yönelik yönergeleri belirlediği” belirtilmiş ancak detay verilmemişti. Netanyahu, Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede yaptığı açıklamada, buradaki işgalin “İsrail’in güvenliğini sağlayacak düzenleme bulunana kadar” süreceğini belirtmişti.

İsrail Savunma Bakanı Katz da orduya tahkimat kurmalarını ve bölgede uzun süre kalmaya hazırlanmalarını söyledi. Katz, Hermon Dağı’nı “İsrail devletinin gözü” olarak nitelendirdi.

Esad yönetimini deviren saldırıyı yöneten HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani pazartesi günü verdiği bir röportajda İsrail ordusunun Suriye’de asker bulundurması için hiçbir gerekçe olmadığını söyledi. Katz ise yönetimi deviren isyancıları radikal olarak nitelendirdi ve caydırılmaları gerektiğini söyledi.

İsrail’in 1974’te İsrail ve Suriye arasında imzalanan ve Birleşmiş Milletler barış güçlerinin burada konuşlanmasını öngören bir anlaşmayla oluşturulan tampon bölgeye girmesi BM ve Fransa, Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Mısır ve Ürdün gibi ülkeler tarafından kınandı ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden bir uluslararası hukuk ihlali olarak nitelendirildi. İsrail ise Şam’daki yönetimin çökmesiyle birlikte Suriyeli askerlerin görev yerlerini terk etmelerinin ardından anlaşmanın geçersiz olduğunu iddia ediyor.

Bu arada İsrail’in Gazze Şeridi’nde süresiz işgale hazırlandığına dair işaretler artmaya devam ederken Katz, ordunun işgal altındaki Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi. Katz, X’te yaptığı bir paylaşımda “Gazze konusundaki tutumum net. Hamas’ın Gazze’deki askeri ve hükümet gücünü yendikten sonra İsrail, tıpkı Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze üzerinde de tam hareket özgürlüğü ile güvenlik kontrolüne sahip olacaktır” dedi. Filistin Yönetimi Batı Şeria’daki bazı bölgeleri kısmen yönetirken İsrail bölgede sıkı güvenlik kontrolünü sürdürüyor ve düzenli olarak askeri baskınlar düzenliyor.

Katz’ın bu açıklamaları Gazze’de ateşkes için yürütülen diplomasinin hızlandığı bir dönemde geldi. İsrail’in Gazze’nin kritik bölgelerinde kuvvet bulundurma ısrarı konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle daha önceki ateşkes müzakereleri başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Wall Street Journal’a göre (WSJ) Filistinliler ve bazı İsrailliler  “güvenlik kontrolünün” bölgede uzun süreli askeri işgale yol açacağını düşünüyor.

Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud partisi ve koalisyondaki diğer partilerin üyeleri, bölgede Yahudi yerleşimleri kurmak da dahil çok daha sıkı bir kontrolü desteklediklerini dile getiriyorlar.

Birleşmiş Milletler’in en yüksek mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı Temmuz ayında verdiği bir kararda İsrail’in Gazze ve Batı Şeria da dahil Filistin topraklarını on yıllardır işgal altında tutarak çeşitli uluslararası yasaları ihlal ettiğini belirtti. Mahkeme, uluslararası hukuka göre işgalin geçici olması gerektiğini ve işgalci bir gücün işgal altındaki topraklarda yaşayanlara karşı yasal sorumlulukları olduğunu söyledi.

Mahkeme, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalinin geçici olmadığını gösteren eylemlerde bulunduğunu ve işgalci bir güç olarak bazı görevlerini ihmal ettiğini söyledi. İsrail mahkemenin görüşüne ve yargı yetkisine itiraz etti.

Gazze’nin işgalinin ilk günlerinden bu yana İsrail ordusu, adını Gazze’deki eski bir Yahudi yerleşiminden alan ve Netzarim olarak bilinen geniş bir güvenlik koridoru inşa ediyor. Askeri üsler, ileri karakollar, elektrik direkleri, baz istasyonları ve hatta bir sinagogdan oluşan koridor, Gazze’yi ikiye bölüyor. Kuzeye geçmek isteyenlerin koridordan geçen iki kontrol noktasından birinden geçmesi gerekiyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün eski hukuk danışmanı ve UAD davalarında çalışmış olan Diana Buttu, WSJ’ye Katz’ın yorumlarının ve İsrail’in Gazze’de askeri altyapı inşa etmesinin uzun vadede “Gazze’deki Filistinlilerin yaşamlarının sadece etkin kontrolü değil, düpedüz askeri kontrolü yönünde ilerlediğini” gösterdiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, rehine anlaşmasının savaşı sona erdirmesini istiyor

Yayınlanma

Gazze’de ateşkes ve esir takası için müzakereler sürerken İsrail basını Hamas’ın süreli bir ateşkese ikna olmadığını yazdı.

CIA Direktörü Bill Burns, Hamas ve İsrail heyetlerinin önceki iki gün Doha’da yaptığı görüşmelerin ardından Katar Başbakanı ile bir araya gelecek; Trump’ın elçisinin de Kahire ziyaretinin ardından Doha’ya gelmesi bekleniyor.

Axios haber sitesinin İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, CIA Direktörü Burns’un, Doha’da Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geleceği belirtildi.

Haberde, Burns’un, Katar Başbakanı ile İsrail ve Hamas arasındaki dolaylı müzakerelere ilişkin son durumu ele alacağı kaydedildi.

İsrail devlet televizyonu KAN, 16 Aralık’ta, “kısıtlı yetkilere” sahip bir İsrail heyetinin, Gazze’de ateşkes ve esir takası müzakereleri için Katar’ın başkenti Doha’ya gittiğini aktarmıştı.

Hamas da yaptığı açıklamada “Katarlı ve Mısırlı kardeşlerimizin himayesinde Doha’da gerçekleşen ciddi ve olumlu görüşmeler ışığında, işgalin yeni koşullar dayatmaktan vazgeçmesi halinde ateşkes ve esir değişimi için bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğunu teyit etmektedir” ifadelerini kullanmıştı.

Doha’daki görüşmelerin yanı sıra Kahire’de de müzakereler yürütülüyor ve toplantı hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar Reuters’a önümüzdeki günlerde bir anlaşma imzalanabileceğini söyledi.

Hamas’ın müttefiki Filistin İslami Cihad’ın başkan yardımcısı Muhammed el-Hind’in de Mısırlı yetkililerle görüştüğü belirtildi.

Görevi henüz devralmayan ABD’nin yeni başkanı Trump’ın kısa süre önce rehineler için atadığı özel temsilci Adam Boehler’in de esir takası ve ateşkes müzakereleri çerçevesinde dün Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Kahire’de olduğu kaydedildi. Boehler’in pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştüğü bugün de Doha’ya gitmesinin planlandığı belirtiliyor.

‘Daha önce de bu noktaya geldik’

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Trump’ın ekibiyle birlikte çalışarak 20 Ocak’taki yemin töreninden önce Gazze için ateşkes anlaşmasını sonuçlandırmaya çalıştığını ifade ediliyor.

Müzakerelerde ilerleme kaydedilmiş olsa da bazı noktalardaki anlaşmazlıkların sürdüğünü belirten İsrail medyasına konuşan kaynaklar anlaşmanın sonuçlanması noktasında temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby de Fox News’e verdiği röportajda “Daha önce de bu noktaya geldik, ancak sonuca ulaşamadık” dedi.

İsrailli kaynaklar ise daha şüpheci bir tavır sergileyerek anlaşmanın önünde hala büyük engeller olduğunu belirtiyor. Walla haber sitesi, üç üst düzey İsrailli kaynağa atıfta bulunarak, son haftalarda ilerleme kaydedilmiş olsa da taraflar arasında hala büyük farklar olduğunu bildirdi. Özellikle Hamas’ın, herhangi bir rehine anlaşmasının savaşın sona ermesini sağlaması gerektiği konusunda ısrar ettiği kaydedildi. İsrail, belli sayıda rehinenin serbest bırakılması karşılığında bir ya da iki ay sürecek bir ateşkes istiyor. Hamas ise savaş sonrası Gazze’nin yönetiminde yer almamayı bazı şartlar karşılığında kabul etti. Ancak olası bir anlaşmanın savaşı ve işgali sona erdirmesi konusunda geri adım atmıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Colani: Suriye, İsrail’e yönelik saldırılar için üs olarak kullanılmayacak

Yayınlanma

HTŞ lideri Colani, Suriye topraklarının İsrail’e saldırı için kullanılmayacağını söylerken Esad yönetimini deviren örgütler güneyde Suriye ordusundan kalan silah ve mühimmatları İsrail ordusuna teslim ediyor.

Esad’ı yönetimini devirerek Şam’da yönetimi devralan El Kaide bağlantılı HTŞ’nin lideri Ahmed eş-Şara (Ebu Muhammed el-Colani) Şam’da aralarında The Times’ın da olduğu yabancı basına konuştu.

İsrail’in Suriye’ye saldırının son bulması gerektiğini söyleyen Şara, “İsrail’in gerekçesi Hizbullah ve İranlı milislerin varlığıydı, artık bu gerekçe ortadan kalktı” dedi.

Beşar Esad’ın ülkeden ayrılmasından sonra İsrail’in ele geçirdiği Suriye topraklardan da çıkması gerektiğini söyleyen Şara, şöyle devam etti: “1974 anlaşmasına bağlıyız ve BM gözlemcilerini yeniden kabul etmeye hazırız. Ne İsrail ne de başka bir ülkeyle çatışma istemiyoruz ve Suriye’nin saldırılar için bir üs olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Suriye halkının artık bir nefes alması gerekiyor, saldırılar sona ermeli ve İsrail önceki pozisyonlarına geri çekilmeli.”

İsrail, HTŞ liderliğindeki örgütlerin Şam’ı ele geçirmesinden saatler sonra Golan Tepeleri’nde Birleşmiş Milletler tarafından korunan tampon bölgeye girdi. Suriye topraklarında ilerleyen ve kış ayları boyunca çekilmeyi düşünmeyen İsrail, bunun geçici bir savunma hamlesi olduğunu iddia ediyor.

Öte yandan Suriye sınırında bulunan HTŞ ile birlikte Esad yönetiminin devrilmesi operasyonuna katılan örgütler Suriye ordusundan kalan silah toplayıp İsrail ordusuna teslim ediyor. Suriye içinden çekilen videoda kamyonlara yüklenen tonlarca silah ve mühimmat görülüyor. İsrail ordusu mühimmatlardan bazılarının ‘kimyasal savaş malzemesi’ içerdiğini söylüyor.

Kanal 12’nin yayınladığı görüntülerde içinde mühimmat ve silah bulunan yüzlerce kasanın toplandığı ve daha sonra kamyonlara yüklendiği görülüyor. Habere göre, geçen hafta Esad yönetimini deviren isyancılar da silah teslimine yardım ediyor. Habere göre silahlar Suriye ordusuna ait üs ve karakollardan geliyor ve aralarında genellikle göz yaşartıcı gaz olarak kullanılan CS gazı gibi kimyasal silahlar da bulunuyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English