Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail istihbaratı, İran’dan perşembeden önce misilleme bekliyor

Yayınlanma

İsrail istihbaratı, İran’ın beklenen misillemesiyle ilgili bir önceki iyimser değerlendirmesini güncelledi. Perşembe gününe kadar kapsamlı bir saldırı beklentisi var. Yeni değerlendirmeye uygun olarak ABD, bölgeye yaptığı yığınağı hızlandırdı.

Konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi iki kaynağın Axios’a verdiği bilgiye göre İsrail istihbaratının güncel değerlendirmesi, İran’ın Hamas’ın siyasi liderinin Tahran’da öldürülmesine misilleme olarak İsrail’e doğrudan saldırmaya hazırlandığı ve bunu muhtemelen birkaç gün içinde yapacağı yönünde.

Yeni istihbarat değerlendirmesi, saldırının perşembe günü yapılması planlanan Gazze için esir takası ve ateşkes müzakerelerinden önce gelebileceğini öngörüyor.

Bu arada, İsrail kamu yayıncısı Kan ve Kanal 13 haberleri de İsrail’in güncellenen istihbarat değerlendirmesinin Tahran’ın bu hafta büyük bir saldırı başlatma niyetinde olduğu yönünde olduğunu bildirdi.

Kanal 13, kaynak belirtmeksizin, İran ve Hizbullah’ın eş zamanlı ya da art arda birleşik bir saldırı düzenleyebileceğini duyurdu. Kanal, misillemeyi geciktiren bir etkenin de Fransa’nın İran ve Hizbullah’a dün sona eren Paris Olimpiyatları sırasında büyük bir saldırı düzenlememeleri yönünde yaptığı baskı olduğunu belirtti.

Ancak istihbarat hakkında doğrudan bilgi sahibi olan kaynaklardan biri Axios’a durumun “hala değişken” olduğunu söyledi. Çünkü habere göre Devrim Muhafızları, İran’ın 13 Nisan’da İsrail’e düzenlediği saldırıdan daha sert ve daha geniş bir karşılık verilmesi için bastırıyor ancak İran’ın yeni cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan ve danışmanları şu anda bölgesel bir tırmanışın İran’ın çıkarlarına hizmet etmeyeceğine inanıyor. Dolayısıyla İran’ın yanıtının hala tam olarak netleşmediği düşünülüyor.

Yine de kaynaklar, son 24 saat içinde yapılan değerlendirmenin bir önceki iyimser değerlendirmeden farklılık gösterdiğini söylüyorlar.

Geçen hafta boyunca İsrail istihbaratı, İran’ın yapacağı misillemenin zamanlaması ve niteliği konusunda henüz karar vermediğini, uluslararası baskı ve iç tartışmaların İran’ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’i İsrail’e yönelik misillemeyi ertelemeye, dizginlemeye ya da en aza indirmeye itebileceğini düşünüyordu.

İran’ın BM misyonu cuma günü yaptığı açıklamada “Yanıtımızın olası ateşkese zarar vermeyecek şekilde zamanlanacağını ve yürütüleceğini umuyoruz” dedi.

Ancak görüşme hakkında bilgi sahibi bir kaynak, Axios’a İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın pazar günü ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile görüştüğünü ve kendisine İran’ın askeri hazırlıklarının büyük çaplı bir saldırıya hazırlandığını gösterdiğini söylediğini aktardı.

Kaynaklar, Hizbullah ve İran tarafından gerçekleştirilecek saldırıların, İran’ın geçen Nisan ayında gerçekleştirdiği saldırıdan daha büyük olacağını ve sivil nüfus merkezleri de dahil İsrail’in merkezindeki askeri hedeflere füze ve insansız hava araçları fırlatılmasını da kapsayacağını söyledi.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant pazar günü İsrail Savunma Kuvvetleri’ne bağlı bir birliği ziyareti sırasında İran ve Hizbullah’ın “geçmişte yapmadıkları bir şekilde bize zarar vermekle tehdit ettiklerini” söyleyerek bu konuda ipuçları verdi. Gallant, “Umarım yeniden düşünürler ve başka cephelerde de savaş çıkmasına yol açmazlar. Bunu istemiyoruz ama hazırlıklı olmalıyız” dedi.

ABD bölgeye yığınağı hızlandırdı

İran’ın misillemesine ilişkin bu yeni değerlendirme sonra ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Abraham Lincoln saldırı grubuna bölgeye intikalini hızlandırma emri verirken bölgeye güdümlü füze denizaltısının konuşlandırılması kararını da aldı.

Pentagon tarafından yapılan açıklamada, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in, Ortadoğu’ya nükleer enerjiyle çalışan USS Georgia denizaltısının konuşlandırılması emrini verdiği belirtildi. USS Georgia denizaltısı temmuz ayında Akdeniz’e gönderilmişti.

Açıklamada ayrıca Austin’in Abraham Lincoln saldırı grubuna bölgeye intikalini hızlandırma emri verdiğini bildirdi.

Açıklamada “Bakan Austin, ABD’nin İsrail’i savunmak için mümkün olan her adımı atma konusundaki kararlılığını yineledi ve bölgesel gerginliklerin artması ışığında ABD’nin Ortadoğu genelindeki askeri güç duruşunun ve kabiliyetlerinin güçlendirildiğini kaydetti” ifadelerine yer verildi.

Büyük bir saldırının yaklaştığına dair artan söylentilere rağmen IDF Sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari, pazar akşamı yaptığı açıklamada sivillere yönelik acil durum kurallarında herhangi bir değişiklik yapılmadığını söyledi.

Hagari X’te yaptığı açıklamada “İran’ın planlarına ilişkin son haberlerin ardından, bu aşamada Sivil Savunma Komutanlığı yönergelerinde herhangi bir değişiklik olmadığını açıklığa kavuşturuyoruz” dedi.

“IDF ve savunma teşkilatı, İran ve Hizbullah başta olmak üzere düşmanlarımızı ve Orta Doğu’daki gelişmeleri izliyor ve durumu sürekli olarak değerlendiriyor” diyen Hagari, birliklerin “yüksek bir hazırlık seviyesiyle konuşlandırıldığını ve hazırlandığını” da sözlerine ekledi.

Hagari, “Talimatların değiştirilmesi gerekirse, resmi kanallardan düzenli bir mesajla güncelleme yapacağız” diye ekledi.

ORTADOĞU

SDG’den sonra ENKS de geçici Anayasa’ya itiraz etti

Yayınlanma

ahmet şara-mazlum abdi

Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) rakip olarak Türkiye’nin de desteği ile kurulan ve Erbil’e yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yeni Suriye anayasa taslağını eleştirdi.

Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetiminin lideri Ahmed Şara dün geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeye imza attı. “İslam hukuku yasaların temel kaynağıdır” maddesinin de bulunduğu yeni anayasaya HTŞ ile hafta başında el sıkışan SDG’den sonra ENKS de tepki gösterdi.

ENKS’den yapılan açıklamada “Bu bildiri, Suriye toplumunun gerçek çeşitliliğini yansıtan demokratik bir devlet inşa etme yönündeki beklentilerden uzak, hayal kırıklığı yaratan bir belgedir” denildi.

Taslağın, “Suriye’nin çeşitli siyasi, etnik ve dini bileşenlerini temsil etmeyen bir komisyon tarafından hazırlandığına” vurgu yapılan açıklamada, “Bu durum, belgenin kapsayıcılığını ve ulusal uzlaşıyı zayıflatmış, dışlama politikasını ve iktidarın tekelleşmesini pekiştirmiştir” ifadelerine yer verildi.

ENKS, geçici anayasanın “Suriye’nin çok uluslu ve çok dinli bir devlet olarak çoğulcu doğasını görmezden geldiği, ülkedeki etnik ve dini bileşenlerin haklarını güvence altına almadığı” eleştirisinde bulunduğu açıklamada, “Devletin isimlendirilmesinde tek bir etnik kimliği sabitleyerek diğer bileşenleri açıkça dışlamıştır. Ayrıca, cumhurbaşkanının dini konusundaki şartı koruyarak devletin dinler karşısında tarafsızlığı ilkesine aykırı davranmış, demokratik bir sistemin temeli olması gereken eşit vatandaşlık ilkelerine ters düşmüştür” ifadelerine yer verdi.

Rudaw’ın aktardığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Bunlara ek olarak bildiri, merkezi yönetim sistemini güçlendirmiş ve cumhurbaşkanına, güçler ayrılığı veya kurumsal denge için net garantiler sunmadan geniş yetkiler vermiştir. Bu durum, otokratik yönetimin yeni biçimlerde yeniden üretilmesi konusunda endişe yaratmaktadır. Bildiri ayrıca sivil ve bireysel özgürlüklere ek kısıtlamalar getirmiş, kadının rolünü sosyal statüsünü ve toplumsal rolünü korumakla sınırlandırmıştır. Bu yaklaşım, baskı ve toplum üzerindeki kısıtlamaların bir uzantısıdır.”

“Geçiş döneminin adil katılım garantileri olmaksızın beş yıl olarak belirlenmesi, bu süreci gerçek bir siyasi dönüşümün hazırlığı olmak yerine mevcut durumu pekiştiren bir araca dönüştürmektedir. Bu durum, krizi çözmek yerine derinleştirmektedir.”

“Suriye Kürt Ulusal Konseyi, bu bildiriyi tekçiliği ve iktidarın tekelleşmesini pekiştiren bir adım olarak görmektedir. Bu durum, siyasi ve etnik çoğulculuğu sağlamak için bildirinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde tüm ulusal demokratik ve etnik güçlerden sorumlu bir duruş gerektirmektedir.”

“Konsey ayrıca, Kürt meselesinin yerli bir halkın meselesi olarak adil ve demokratik çözümü için mücadele etme, tüm vatandaşlarının haklarını garanti altına alan ve aralarında adalet ve eşitliği sağlayan adem-i merkeziyetçi bir Suriye çerçevesinde mücadele etme kararlılığını vurgulamaktadır.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, Edan Alexander’ı serbest bırakacak

Yayınlanma

Edan Alexander

Hamas, ateşkese arabulucu ülkelerin sunduğu öneriye yanıt olarak Gazze’de esir tutulan biri hayatta 4’ü ölü, 5 ABD-İsrail vatandaşını teslim edeceğini duyurdu.

Hamas’tan yapılan açıklamada, dün arabulucu ülkeler Mısır ve Katar’dan müzakerelerin yeniden başlatılmasına ilişkin bir öneri alındığı ve olumlu şekilde değerlendirildiği belirtildi. Öneriye cevaben Hamas’ın ABD vatandaşlığı da bulunan hayattaki İsrail askeri Edan Alexander ile 4 ABD-İsrail vatandaşının naaşını teslim edeceği aktarıldı.

Hamas’ın ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelere başlamaya hazır olduğu vurgulanan açıklamada, İsrail’e ateşkes anlaşmasına tam uyma çağrısı yapıldı.

Gazze’de 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart’ta sona ermişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail hükümeti, 3 Şubat’ta başlaması gereken ikinci aşama müzakerelerini engellemişti.

İsrail, 2 Mart’ta Gazze Şeridi’ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart’ta da Gazze Şeridi’ne elektrik tedarikini kesmişti.

İsrail müzakere heyetinin 10 Mart’ta “kalıcı ateşkesi görüşme” yetkisi olmaksızın Katar’ın başkenti Doha’ya ulaştığı bildirilmişti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da müzakerelere katılmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail, Suriye’den sonra Lübnan’da da kalıcı işgale hazırlanıyor

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, kara sınırını belirlemek için Lübnan’la yapılması planlanan müzakerelere rağmen İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki beş stratejik noktada “süresiz olarak” kalacağını söyledi.

Katz’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, dün Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir ve diğer üst düzey askeri yetkililerle yaptığı değerlendirme toplantısında Katz, “Ordunun Lübnan’daki tampon bölgeyi kontrol eden beş noktada süresiz olarak kalacağını ve bunun, kuzeydeki İsrail vatandaşlarını korumak adına alınan bir karar olduğunu” net bir şekilde ifade etti. Ayrıca, bu durumun gelecekte, sınırdaki anlaşmazlık noktalarıyla ilgili olası müzakerelerle bağlantılı olmadığını açıkladı.

Times of Israel’de yer alan habere göre Katz, orduya bu beş stratejik noktadaki mevzilerini güçlendirmesi ve uzun süreli işgale hazırlanması talimatını verdi.

İsrail ve Lübnan; ABD ve Fransa arabuluculuğunda iki ülke arasındaki kara sınırı dahil sorunların çözümü için üç ortak çalışma grubunun kurulması konusunda anlaşmıştı. İsrail basınına göre Tel Aviv yönetimi bu sürecin sonunda Lübnan ile ilişkilerini normalleştirmeyi hedefliyor. Hizbullah’a yakın medyaya göre “yeni Lübnan yönetiminin ABD’nin çıkarlarına daha uygun bir pozisyonda olması, Hizbullah’ın bu sürece karşı koymasını zorlaştırıyor.” Ancak yine de “Lübnan içinde bu plana karşı ciddi bir direnç oluşacağı da kesin.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English