Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail Yüksek Mahkemesi’nden Netanyahu’ya darbe

Yayınlanma

İsrail Yüksek Mahkemesi, Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin yeni askerlik yasası hazırlanana kadar Ultra Ortodoks Yahudilerin (Haredi) askerlik muafiyetinin uzatılması için ek süre talebini reddetti. Yüksek Mahkeme, şu ana kadar askerlik şubesine yazılmamış Tevrat okullarında (Yeşivalarda) eğitim gören Haredi öğrenciler için hükümetin sağladığı fonun da kesilmesi talimatını verdi.

Mahkemenin söz konusu ara karara ilişkin itirazları mayıs ayında 9 yargıcın katılacağı bir oturumda değerlendirileceği bildirildi.

Yüksek Mahkeme’nin kararının ardından İsrail savaş kabinesinin oturumunun iptal edildiği belirtildi.

İsrail’in ekonomi gazetesi “Calcalist” 56,5 bin Yeşiva öğrencisine hükümet tarafından sağlanan desteğin 1 Nisan’dan itibaren durdurulacağını yazdı.

Mahkemenin kararı, Netanyahu hükümetini düşürecek kadar ciddi bir bölünmeye yol açma potansiyeline sahip bir konu olarak görülüyor; Haredi politikacılar düzenlemeyi korumaya kararlıyken, Savunma Bakanı Yoav Gallant da dahil diğerleri bu uygulamanın sona erdirilmesinde ısrarcı.

‘İsrail Savunma Bakanı, Netanyahu hükümetini düşürmek istiyor’

Ancak koalisyondaki Haredi partileri temsil eden iki partinin temsilcileri de mahkemenin kararına tepki gösterirken, hemen hükümetten çekilme tehdidinde bulunmadı.

Netanyahu’nun koalisyon ortağı Haredi partilerden Şas’ın lideri Arya Deri, mahkemeyi “İsrail Devleti’nin Yahudi kimliğinin temellerini yıkmakla” suçladı. Deri sosyal medya hesabından “Yüksek Mahkeme yargıçları Yahudi halkının varoluş dalını kesmek istiyorlar. İsrail halkı birçok cephede varoluş savaşı veriyor ve Yüksek Mahkeme yargıçları bu gece bir iç savaş yaratmak için her şeyi yaptılar” diye yazdı.

Birleşik Tevrat Yahudiliği partisinin lideri Yitzhak Goldknopf kararı bir “rezalet” olarak nitelendirdi ve Tevrat’a atıfta bulundu, “Tevrat olmadan var olma hakkımız yok. Her Yahudi’nin Tevrat’ı öğrenme hakkı için mücadele edeceğiz ve bu konuda taviz vermeyeceğiz” dedi.

Buna karşın İsrail savaş kabinesi üyesi Benny Gantz, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, Yüksek Mahkeme’nin Haredilerin askerliğe alınmasıyla ilgili bugün doğru bir karar aldığını ve şimdi sıranın hükümetin bunu izlemesine geldiğini ifade etti.

Başbakan Netanyahu, gün içinde Yüksek Mahkeme yargıçlarına yazdığı mektupta hükümetin 7 Ekim’den itibaren savaşla meşgul olduğuna işaret ederek yeni bir askerlik yasası hazırlanması için mahkemeden 30 gün ek süre istemişti.

Haredilerin askerlikten muaf tutulmasına ilişkin kararın geçerliliği 29 Mart’ta sona eriyor.

 Netanyahu hükümetinin yeni sorunu

Nüfusun yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan Harediler, askerlik yapmıyor ve hayatlarını Tevrat çalışmalarına adadıklarını belirtiyorlar.

İsrail yasalarına göre 18 yaşını geçen herkesin zorunlu askerlik hizmetini yapması gerekirken, Haredilerin askerlikten muaf tutulması yıllardır ülkede tartışma konusu.

İsrailli laik partiler, özellikle Gazze’ye saldırıların devam ettiği, kuzeyde Lübnan Hizbullah’ı ile çatışma riskinin arttığı bir dönemde, dindar Yahudilerin de savaş yükünün altına elini koymasını istiyor.

Netanyahu hükümetinin koalisyon ortağı, Arya Deri liderliğindeki Şas ile Moshe Gafni liderliğindeki Birleşik Tevrat Yahudiliği gibi Haredi partileri, dindarların silah altına alınmasına şiddetle karşı çıkıyor. Netanyahu’nun koalisyon ortağı bu partilerle salı günü yaptığı toplantı uzlaşı sağlanamadan tamamlanmıştı.

Gazze Şeridi’ne yönelik yaklaşık 6 aydır devam eden saldırılar ve İsrail ordusunun verdiği kayıplar, Haredilerin silah altına alınmaması tartışmalarını yeniden gündeme getirmişti.

Ülkede Yüksek Mahkeme’nin 2015’te “eşitlik ilkesine aykırı” olduğu gerekçesiyle Haredilerin askerlikten muaf tutulmasını kapsayan yasayı iptal etmesinin ardından 2017’den bu yana gelen hükümetler Haredilerin askere alınması konusunda mutabakata varılan bir yasa tasarısı ortaya koyamamıştı.

Gazze’ye yönelik şiddetli saldırılarında çoğu kadın ve çocuk 32 binden fazla Filistinliyi öldüren İsrail ordusunun askere ihtiyacı olduğu belirtiliyor.

Yediot Ahranot gazetesine göre, İsrail Genelkurmay Başkanlığı, ordunun acilen en az 7 bin ek askere ihtiyaç duyduğunu ve bunların yaklaşık yarısının muharebe mevzilerinde görev yapacağını aktarmıştı.

İsrail’in Sefarad Başhahamı Yitzhak Yosef ise dindar İsraillilerin askerlik hizmetine zorlanması halinde hepsinin yurt dışına gideceğini söylemişti.

Harediler İsrail nüfusunun yüzde 12’sini oluşturuyor

Çoğu dini gerekçelerle askere gitmeyi reddeden Harediler, 9 milyonluk ülkede nüfusun yaklaşık yüzde 12’sini oluşturuyor.

Ülkedeki Haredi Yahudilerinin büyük çoğunluğu Batı Kudüs’teki Meaşerim Mahallesi’nde ve başkent Tel Aviv yakınlarındaki Bney Brak kentinde yaşıyor.

İsrail’de 1 Kasım 2022 seçimlerinden zaferle ayrılan Likud lideri Netanyahu’nun koalisyon ittifakında aşırı sağcı partilerin yanı sıra Ultra Ortodoks Şas ve Birleşik Tevrat Yahudilik partileri yer alıyor.

Laik Yahudilerle aralarında birçok konuda görüş ayrılığı olan ve toplumun geri kalanına entegre olmayı reddeden Haredi Yahudilerin çoğu, orduda dinlerinin gerektirdiği şekilde yaşayamayacakları gerekçesiyle askerlik yapmayı reddediyor.

Kadın ve erkekler için İsrail’de 3 yıl zorunlu askerlik hizmeti bulunuyor. Ultra Ortodoks Yahudilik inanca sahip Harediler ise 26 yaşına kadar Tevrat kurslarında (Yeşiva) eğitim almaları halinde askerlikten muaf tutuluyor.

İsrail’de koalisyon ortağı Haredi partiler, “Tevrat eğitiminin temel hak olduğu” yönünde bir kanun geçirerek temsil ettikleri kesimi askerlikten muaf tutulmasını yasal güvence altına almayı planlıyordu.

ORTADOĞU

Beyrut’un güneyinde tuhaf olay: Çağrı cihazları patladı, yüzlerde Hizbullah üyesi yaralandı

Yayınlanma

Lübnan’ın başkenti Beyrut’un güneyinde yer alan ve Hizbullah’ın kalesi olarak bilinen Dahiye mahallesinde akşam saatlerinde ilginç bir olay yaşandı.

Güvenlik kaynaklarının Reuters’a verdiği bilgiye göre, Lübnan’ın güneyinde ve Beyrut’un güney banliyölerinde iletişim kurmak için kullandıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu Hizbullah’ın onlarca üyesi ağır yaralandı.

Bir Reuters muhabiri Dahiye’de 10 Hizbullah üyesinin yaralarından kanlar aktığını gördüğünü aktardı.

Lübnan Kuvvetleri’ne ait LBC TV kanalının haberine göre ise ilk bilgiler, Hizbullah üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazı ya da kablosuz iletişim cihazlarının patladığını gösteriyor.

Haberde patlamanın nedeninin İsrail’in bu cihazlarda açtığı bir “gedik olabileceği” ileri sürülüyor. LBC, patlamaların ardından çok sayıda yaralı olduğunu bildirdi.

The Cradle‘ın aktardığına göre yerel haberler, kurbanların çoğunun Hizbullah’ın üyeleri olduğunu gösteriyor. Resmi olmayan rakamlara göre, bazıları ağır olmak üzere 1.200 kadar kişi yaralandı.

İranlı Mehr Haber Ajansı ülkenin Lübnan Büyükelçisi Mücteba Amani’nin de patlayan cihazlardan biri nedeniyle yaralandığını bildirdi.

Lübnan İç Güvenlik servisinden yapılan açıklamada, “Başta güney banliyösü olmak üzere Lübnan’ın çeşitli bölgelerinde belirli tipteki kablosuz iletişim cihazları patladı ve yaralanmalara yol açtı… Bu nedenle İç Güvenlik Güçleri vatandaşlardan yaralıların tedavisini ve hastanelere naklini kolaylaştırmak için yolları açmalarını istemektedir,” denildi.

Sağlık Bakanlığı da benzer kablosuz iletişim cihazlarına sahip olan herkesi, patlamaların nedeni belirlenene kadar bu cihazlardan uzak durmaya çağırdı.

Dahiye’nin yanı sıra Bekaa Vadisi, Nebatiye, El-Huş, Bint Cbeyl ve Tyre’deki çeşitli yerlerde patlamalar ve yaralanmalar rapor edildi.

Üst düzey bir güvenlik yetkilisi Sputnik ‘e yaptığı açıklamada, “İsrail bireysel iletişim cihazları sistemine sızdı ve onları havaya uçurdu,” dedi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Sputnik: Ukraynalı eğitmenler, militanlara İHA eğitimi vermek üzere İdlib’e gitti

Yayınlanma

Konuya yakın Suriyeli bir kaynak Sputnik haber ajansına yaptığı açıklamada, Ukrayna ordusundan 250 kişilik bir eğitmen grubunun, Heyet Tahrireş-Şam (HTŞ) militanlarına insansız hava aracı (İHA) üretimi ve modernizasyonu konusunda eğitim vermek üzere Suriye’nin kuzeyindeki İdlib vilayetine gittiğini bildirdi.

Kaynak, “İdlib’e ulaşan Ukraynalı eğitmenlerin sayısının 250’ye ulaştığına dair teyit edilmiş bilgiler var. Bu eğitmenler İdlib şehri ve Cisr eş-Şuğur bölgesindeki üretim tesislerine dağıtıldı,” diyerek, eğitmenlerin İHA üretimi ve modernizasyonu konusunda eğitim verdiğini belirtti.

Ayrıca kaynak, “İdlib’deki HTŞ’ye 250’den fazla İHA, parçalar ve partiler halinde teslim edildi,” ifadelerini kullandı.

Kaynak, “Ukraynalı istihbarat yetkililerinden oluşan bir grup, yeni teknolojilerdeki [İHA üretimi] hataları giderdikten sonra Rus kuvvetlerine karşı saldırıları koordine etmek ve planlamak için bir ayı aşkın süre önce İdlib’i birkaç kez ziyaret etti. Ukraynalılar ve Amerikalılar, Suriye’deki Rus güçlerine karşı yeni bir cephe açmak amacıyla Ukrayna’daki savaşı Suriye’ye taşıyorlar,” diye ekledi.

Bu arada Suriye’de yayımlanan el-Vatan gazetesi, Ukrayna askeri istihbarat başkanı Kirill Budanov’un HTŞ lideriyle sürekli temas halinde olduğunu ve Ukrayna silahlı kuvvetlerine katılmak üzere savaşçı toplamaya çalıştığını kaydetti.

Ukrayna, Rusya’nın Suriye’deki askeri üssüne saldırdığını iddia etti

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Irak Başbakanı es-Sudani: IŞİD yenildiğine göre topraklarımızda ABD askerine ihtiyaç yok

Yayınlanma

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, IŞİD’i yok etmeyi büyük ölçüde başardıkları için ülkesinde artık ABD askerlerine ihtiyaç kalmadığını ve yakında çekilmelerine ilişkin bir takvim açıklamayı planladığını söyledi.

Es-Sudani pazar günü Bağdat’ta Bloomberg’e verdiği mülakatta, “Gerekçeler artık yok. Bir koalisyona ihtiyaç yok. Savaşlardan istikrara geçtik. IŞİD gerçekten bir meydan okumayı temsil etmiyor,” dedi.

Iraklı lider, nisan ayında Washington’da ABD Başkanı Joe Biden ile konuyu görüştüklerini ve ülkelerinin çekilme konusunda bir mutabakata vardığını söyledi. Irak Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi bu ay Al Hadath televizyonuna yaptığı açıklamada askerlerin 2026 yılına kadar çekileceğini söylemişti.

ABD, koalisyon ve ne zaman sona ereceği konusunda Irak’la görüşmelerin devam ettiğini söylüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü bu ay yaptığı açıklamada, iki hükümetin “daha kalıcı bir ikili güvenlik ortaklığına düzenli bir geçiş” üzerinde çalıştığını söylemişti.

Başbakan, Irak birliklerinin “terörle mücadele” baskınlarında oynadıkları rolün IŞİD’le tek başlarına mücadele edebileceklerini gösterdiğini söyledi.

Es-Sudani, “Bu insanları yakalıyorlar. Onları buluyor ve öldürüyorlar. Bu bizim elde ettiğimiz bir zaferdir. Bu, güvenlik aygıtının Amerikalıların ve Iraklıların istediği kabiliyet seviyesine ulaştığının kanıtıdır,” dedi.

Es-Sudani, hükümetinin hem İran hem de ABD ile olan yakın bağlarını iki ülke arasındaki ilişkileri iyileştirmek için kullanmaya çalıştığını söyledi fakat bunun nasıl yapılacağı konusunda ayrıntı vermedi. 

Irak başbakanı, askerlerin çekilmesinden sonra da Irak ve ABD’nin güvenlik ve ekonomik konularda işbirliğini sürdüreceğinden emin olduğunu söyledi.

Başbakan, eski Başkan Donald Trump ile Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i karşı karşıya getiren kasım seçimlerinin sonucunun bunu değiştirmeyeceğini söyledi ve “Her yönetimle çalışacağız,” dedi.

Es-Sudani Gazze’deki savaşın etkilerinden de yakındı ve Orta Doğu’nun “tehlikeli” bir aşamada olduğunu söyledi ve Bağdat’ın Filistinlilere desteğini ve İsrail’e yönelik eleştirilerini yineledi.

Irak’ın resmi ilişkilerinin bulunmadığı İsrail için Es-Sudani, “Tüm sözleşmeleri ve anlaşmalarıyla uluslararası sistemi tanımayan bir tarafla karşı karşıyayız,” dedi.

Irak lideri hafta sonu New York Times’ın Hamas ve Yemenli direniş örgütü Husilerin Bağdat’ta ofis açtığına dair haberini yalanladı.

Irak’ta bu türden resmi bir ofis bulunmadığını kaydeden es-Sudani, yine de bu grupların ülkede yetkilileri olabileceğini de sözlerine ekledi.

ABD’nin Irak’ta resmi açıklamalara göre yaklaşık 2.500 askeri personeli bulunuyor ve bu sayı 2014 yılında IŞİD ile mücadele etmek üzere ABD öncülüğünde kurulan koalisyonun bir mirası.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English