Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail’in bir taşla iki kuş hesabı: Gözler Hamas’ta

Yayınlanma

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile Hamas lideri İsmail Haniye’nin 15 yıl aradan sonra ilk kez el sıkışmasının üzerinden bir ay geçmeden İsrail, Gazze’de gerilimi yine yükseltti. İslami Cihat Hareketinin hedef alındığı saldırıların zamanlaması dikkat çekti.

Gazze Şeridi ile İsrail arasında dün gece karşılıklı ağır silahların ateşlenmesinin ardından tansiyon artmaya devam ediyor. İsrail’in hava saldırılarında biri çocuk 10 kişi hayatını kaybederken Gazze’den atılan füzeler İsrail’i alarma geçirdi.

İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerden biri de beş yaşında bir çocuk.

İsrail ordusu, abluka altındaki Gazze Şeridi’nde İslami Cihat Hareketine ait merkezleri vurduğunu açıkladı. Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in saldırılarında aralarında beş yaşında bir kız çocuğunun da bulunduğu 10 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 55 kişinin yaralandığı aktarıldı. Hayatını kaybedenler arasında üst düzey bir İslami Cihat liderleri de var. Saldırıya yanıt olarak Gazze’den de İsrail’e roketler fırlatıldı. Çoğu İsrail’in Demir Kubbe füze savunma kalkanı tarafından durduruldu, ancak gece boyunca bazı İsrail şehirlerinde sirenler çaldı. İslami Cihat Hareketinin askeri kanadı Kudüs Tugayları, İslami Cihat yöneticisi Teysir el-Caberi’yi öldürmesine karşılık Tel Aviv ve merkezdeki şehirlere doğru 100 roket fırlatıldığı açıkladı.

Gerilimi başlatan operasyon

Bölgedeki gerilim, İsrail ordusunun 1 Ağustos’ta işgal altındaki Batı Şeria’nın Cenin kentine düzenlediği bir operasyonla başladı. İsrail askerleri, bu baskında Cenin’deki İslami Cihat yöneticisi Bessam Saadi’yi yaralayarak gözaltına alırken çıkan çatışmada bir Filistinli hayatını kaybetti. İsrail güvenlik teşkilatı Şin Bet’e göre 61 yaşındaki Bessam Saadi, Batı Şeria ve Gazze’de özel bir askeri birim kuruyordu.

İsrail ordusu, olası bir misilleme endişesiyle Gazze çevresinde alarm seviyesini üst düzeye çıkardı. Yasadışı Yahudi yerleşim bölgelerini birbirine bağlayan ana yollar ile Erez ve Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı kapatıldı. Gazze’deki alarm durumu, yasadışı İsrailli yerleşimcilerin de günlük hayatını durma noktasına getirirken İsrail’den yayın yapan Kanal 14’e göre sıkı güvenlik önleminin yerine Gazze’de balık avlamayı yasaklamak ve kapıları kapalı tutmak gibi ekonomik yaptırımlar gündemde.

15 yıl sonra ilk kez

Gelişmeler, İsrail’in Mayıs 2021’de Gazze’ye düzenlediği, 11 gün süren ve yaklaşık 250 Filistinlinin hayatını kaybettiği saldırılardan bu yana yaşanan en büyük gerginliğe işaret ediyor. İsrail’in adım adım büyüttüğü gerginliğin zamanlaması iki noktada dikkat çekici:

Birincisi, Filistin Devlet Başkanı ve El Fetih lideri Mahmut Abbas ile Hamas lideri İsmail Haniye’nin 15 yıl aradan sonra ilk kez, geçen ay yüz yüze görüşmüş olması. 2007’de iki örgüt arasında yaşanan ve El Fetih’in Gazze’den çıkarılmasıyla sonuçlanan çatışmalardan bu yana Hamas Gazze’yi, El Fetih ise Batı Şeria’yı kontrol ediyor ve sonuncusu 2020’de Türkiye’de yapılan birlik hükümeti girişimleri bugüne dek başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak iki örgüt liderinin Temmuz ayında, kuruluş yıldönümü vesilesiyle geldikleri Cezayir’de kamuoyuna el ele sıkışırken fotoğraf vermeleri, uzlaşı umudunu yeşertti. Filistin’in siyasi bölünmüşlüğünden en çok faydalanan taraf olan İsrail’in, olası Hamas-El Fetih uzlaşısına sıcak bakmadığı biliniyor.

‘Solcu başbakan’ın güvenlik referansı

İkincisi dikkat çekici nokta ise Kasım ayında yapılacak İsrail seçimleri. Geçici başbakanlık görevini üstlenen ve seçimlerde pozisyonunu korumayı uman İsrail Başbakanı Yair Lapid, “güvenlik referansları zayıf” olduğu gerekçesiyle eleştirilerin hedefinde. Eleştirilerin temelinde ise Lapid’in iki devletli çözümü desteklemesi var. İsrail’de aşırı sağın desteğini alamayan bir liderin Başbakan seçilmesi pek mümkün görünmüyor. Lapid, aşırı sağcı Naftali Bennett’in başbakanlığında, ancak altı partinin birleşmesi ile Netanyahu iktidarını devirebilmişti. Haziran yaşanan hükümet krizi ve Bennet’in istifası üzerine Başbakanlığı devralan Lapid, Gazze ile yaşanan gerginliği “kendini kanıtlamak için” kullanmak istiyor gibi görünüyor. “Kandan beslenen” aşırı sağa güven verirken esas dayanağı sol kampı kaybetmemek için doğrudan Hamas’ı hedef almamaya dikkat ediyor: “Bizim kavgamız Gazze halkıyla değil. İsrail devletini yıkmak ve masum İsraillileri öldürmek isteyen, İran’ın vekili İslami Cihat ile.

İsrailli yetkililer de açıklamalarında Hamas’ın henüz saldırılara dâhil olmadığını, kendilerinin de İslami Cihat’ı hedef aldıklarını vurguluyorlar. İsrail hükümetinin tutumu, Tel Aviv’in “Gazze’den gelen tüm saldırıların sorumlusu Hamas’tır” ilkesiyle çeliştiği gerekçesiyle İsrail basınınca eleştiriliyor.

Hamas’ın sorumluluğu

1980’lerde Gazze’de kurulan ve İsrail’le siyasi diyaloga karşı çıkan İslami Cihat, Hamas ile yakın işbirliği içinde olsa da Hamas kadar geniş bir sosyal ağa sahip değil. Ancak, Hamas gibi yönetim sorumluluğu olmadığı için daha geniş hareket kabiliyetine sahip.

Öyle görünüyor ki İsrail hükümeti, Gazze’nin ekonomik sıkışmışlığı nedeniyle zor durumda olan Hamas’ın gerilimi topyekûn bir savaşa dönüştürmeyeceğine güveniyor. 2007’den beri Gazze Şeridi’ni yöneten Hamas, geçen yıl 11 gün süren ve alt yapı şebekeleri dahil 480 milyon dolarlık maddi hasara yol açan İsrail yıkımının izlerini henüz silemedi. İsrail’in uyguladığı ablukaya ek, gıda ve temel emtia fiyatlarındaki küresel artışların da etkisiyle yoksulluğun zirve yaptığı bölgede işsizlik yüzde 50’ye ulaşmış durumda.

Hem Katar hem de Mısır, gerilimi azaltmak için taraflar arasında ara buluculuk yapmaya çalışıyor. İsrail basının iddiasına göre Hamas ayrıca, İsrail hedeflerine tanksavar güdümlü füzeler ateşlemeyi planlayan hücreleri tespit etmek de dahil olmak üzere, İsrail hedeflerine yönelik saldırıları önlemek için de çalışıyor.

İslami Cihat’ın merkezinde olduğu bu yeni gerilimin gidişatı ve şiddetini, İslami Cihat’ın aksine omuzlarında “insan” sorumluluğu bulunan Hamas’ın tavrı belirleyecek. Ancak bir taşla iki kuş hesabı yapan İsrail, saldırılarına devam etmeden önce Gazze halkının daha önce verdiği ağır sınavları hatırında tutmalı. Hamas da zaten herhangi bir ekonomik krizin bedelinin yanıtlanmayan bir İsrail saldırısından daha ağır olacağının farkında.

ORTADOĞU

On binlerce İsrailli Netanyahu hükümetine karşı yürüyor

Yayınlanma

İsrail’de on binlerce kişi Başbakan Binyamin Netanyahu ve hükümetinin, İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar’ı görevden alma girişimi ve Gazze’ye saldırıları yeniden başlatma kararına karşı gösteri düzenliyor.

Protestoların odak noktası, İsrail’de Meclis, Başbakanlık ve diğer hükümet binalarının bulunduğu Batı Kudüs oldu.

Göstericiler sabah saatlerinde Tel Aviv-Kudüs arasındaki ülkenin ana arterlerinden 1 numaralı otoyolu trafiğe kapattı. Yollarda uzun kuyruklar oluşturdu.

Ardından, İsrail Meclisi çevresinde bakanlıklar ve devlet binalarının bulunduğu Batı Kudüs’teki meydanda toplanan on binlerce kişi, Netanyahu hükümetinin istifası ve erken seçim çağrısıyla protesto düzenledi.

İsrail bayrakları, Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirleri temsil eden sarı kurdeleler taşıyan göstericilere, eski Başbakan Ehud Barak, eski Savunma Bakanı Moşe Yaalon gibi eski üst düzey siyasetçiler de katıldı.

Hükümetin Gazze Şeridi’ne yeniden saldırı başlatmasını protesto eden göstericiler, Netanyahu’yu “siyasi gerekçelerle Gazze’ye saldırı başlatıp buradaki İsrailli esirlerin hayatını riske atmakla” suçlayan sloganlar attı, afiş ve pankartlar taşıdı.

Öte yandan Batı Kudüs’teki gösterilere araçlarıyla katılan bazı vatandaşlar, trafikte araçlarını durdurarak sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştirdi. Batı Kudüs’ün birçok noktasında trafik yoğunluğu yaşandı.

“Netanyahu hükümeti meşruiyetini kaybetti”

İsrail’de ana muhalefet partisi Yesh Atid (Gelecek Var) lideri Yair Lapid, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İsraillilere gösterilere katılma çağrısı yaptı.

“Netanyahu hükümeti meşruiyetini kaybettiği için sokaklara inme kararı aldıklarını” belirten Lapid, “hükümetin yol açtığı yıkım karşısındaki sessizliğin, hükümete ülkeyi parçalaması için daha fazla zaman verdiğini” ifade etti.

The Times of Israel’in haberine göre, İsrail Hava Kuvvetlerinden emekli Tuğgeneral Amir Haskel, Netanyahu’nun Batı Kudüs’teki evinin yakınlarında megafonla slogan atarken İsrail polisi tarafından güç kullanılarak gözaltına alındı.

Netanyahu’nun İsrail’de Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ı görevden alacağını 16 Mart’ta duyurması, muhalefetin ve Netanyahu karşıtlarının yoğun tepkisiyle karşılanmıştı.

İsrail Başsavcılığı, Netanyahu’nun yakın danışmanlarının soruşturulduğu iki dosyaya Şin-Bet baktığı için söz konusu adımın hukuksuz olabileceği uyarısını yapmıştı.

İsrail Başbakanlığı, Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın “yetkisini sapıkça aştığı” değerlendirmesinde bulunmuştu.

İsrail, siyasi kriz yaşanırken ateşkesi bozdu

İsrail’de siyasi kriz yaşanırken Netanyahu hükümeti, 18 Mart’ta Hamas ile ateşkesi bozarak Gazze Şeridi’ne şiddetli saldırılar düzenledi.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne 18 Mart sabahı düzenlediği hava saldırılarında, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 400 kişi hayatını kaybetti, 500’ün üzerinde Filistinli yaralandı.

İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, saldırıların Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın talimatlarıyla başlatıldığı, Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edileceği ifade edildi.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını” açıkladı.

Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirlerin aileleri, ateşkesi bozan Netanyahu hükümetini “esirlerden vazgeçmekle” suçlayarak hükümetin savaşı yeniden başlatmasına esirleri geri getirmeyi gerekçe göstermesinin “tam bir aldatmaca olduğunu” belirtti.

İsrail’deki muhalefet partileri de Başbakan Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörünü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde saldırıların yeniden başladığına dikkati çekti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Bloomberg: Bankalar Türk lirasına destek için sabahtan bu yana 8 milyar dolar sattı

Yayınlanma

Bloomberg’in konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi kişilerden aktardığına göre, Türk kredi kuruluşları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından para biriminin %11 civarında düşmesinin ardından lirayı desteklemek için çarşamba günü öğle saatlerine kadar yaklaşık 8 milyar dolar sattı.

Konunun hassasiyetini gerekçe göstererek isimlerinin açıklanmasını istemeyen kişiler, lira piyasasına müdahalenin birden fazla kredi kuruluşu aracılığıyla gerçekleştirildiğini söyledi.

Bloomberg Merkez Bankası’ndan yorum alamadı.

Lira, saat 12:45 itibariyle %5,5 düşüşle dolar başına 38,8565 seviyesinden işlem görüyordu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise piyasaların karışmasının ardından bir tweet atarak, “Piyasaların sağlıklı işleyişi için gereken her şey yapılıyor. Uygulamakta olduğumuz ekonomi programı kararlılıkla devam ediyor,” dedi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

WSJ: İsrail kamuoyunun Gazze savaşına desteği azalıyor

Yayınlanma

İsrail’in Gazze’deki savaşta Hamas’ı etkisiz hale getirme hedefi devam etse de kamuoyunda öncelik rehinelerin kurtarılmasına kaymış durumda.

İsrail ordusu, dün sabah saatlerinden itibaren Gazze’deki saldırılarına yeniden başladı. Ancak Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan habere göre ülke içinde yaşanan siyasi kargaşa ve hükümete duyulan güvensizlik nedeniyle bu saldırılar, kamuoyundan güçlü bir destek görmedi. Bu durum, 7 Ekim 2023 saldırılarının ardından İsrail’in Hamas’a karşı harekât başlattığı döneme kıyasla büyük bir değişimi temsil ediyor. O dönem halk, iç siyasi anlaşmazlıkları bir kenara bırakarak Gazze saldırılarına tam destek vermişti.

İsrail halkı başlangıçta Hamas’ın etkisiz hale getirilmesini istiyordu. Ancak Hamas’ın askeri kapasitesinin önemli ölçüde zayıfladığı bir noktada, halkın büyük bir kısmı, özellikle de sağ kesimin bir bölümü, Gazze’de hala hayatta olduğu düşünülen rehinelerin kurtarılmasına öncelik verilmesi gerektiğine inanıyor. Birçok İsrailli, bu hedefe ancak müzakereler yoluyla ulaşılabileceğini düşünüyor.

WSJ, İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu’nun savaş öncesinde ülkede kitlesel protestolara neden olan yargı reformu girişimini yeniden gündeme getirdiği hatırlattı ve ekledi: “Ayrıca, ultra-Ortodoks Yahudilerin askerlikten muaf tutulmasını sağlayacak yasaları geçirmek istiyor.  Ayrıca güvenlik kurumlarında ateşkesi destekleyenleri tasfiye etti ve İsrail’in iç güvenlik servisi Şin-Bet’in başkanı Ronen Bar’ı güvenini kaybettiği gerekçesiyle görevden almak için manevralar yapıyor.”

Şalom Hartman Enstitüsü’nün kıdemli araştırmacılarından Yossi Klein Halevi, WSJ’ye “Siyasi bölünme, rehineler meselesi üzerinden derinleşiyor” dedi.

İsrail Demokrasi Enstitüsü’nün 9 Mart’ta yayınladığı ankete göre İsraillilerin %73’ü çatışmaların sona ermesi ve İsrail’in Gazze’den çekilmesi karşılığında kalan rehinelerin serbest bırakılması için Hamas ile müzakere edilmesini destekliyor. Ankete katılan sağ görüşlü İsraillilerin %56’sı ateşkes anlaşmasını desteklerken, bu rakam Netanyahu’nun partisi Likud’un seçmenlerinde %62’ye yükseliyor.

Rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmayı görmek isteyen İsraillilerin çoğu hala Hamas’ın tamamen yenilgiye uğratılmasını ve Gazze’den çıkarılmasını destekliyor ancak bu hedefin ertelenmesine de razılar. Eski İsrail generali Amos Yadlin, “İsrailliler Hamas’ın yok edilmesini istiyor, ancak önce rehinelerin kurtarılmasını bekliyorlar. Bu durum, yedek askerlerin savaş motivasyonunu düşürebilir” dedi.

WSJ haberinde “Ekim 2023’ün aksine Netanyahu şimdi kendisini iktidardan uzaklaştırmaya kararlı bir muhalefetle karşı karşıya” yorumunu yaptı.

Ana muhalefet lideri Yair Lapid, “Kahraman askerlerimiz, sadece ülkenin güvenliği ve rehinelerin kurtarılmasıyla ilgilenen bir başbakana ihtiyaç duyuyor. Bugün böyle bir durum söz konusu değil” dedi.

Netanyahu ise rehinelerin serbest kalmasının askeri baskı ile mümkün olabileceğini savunarak, “Güvenlik güçleriyle birlikte rehinelerimizi hem hayatta olanları hem de hayatını kaybedenleri geri getirmek için aralıksız çalışıyoruz” dedi.

WSJ’nın haberinde özetle şu noktalara dikkat çekildi:

İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarının, Hamas’a baskıyı artırarak rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamayı amaçladığı iddia ediliyor. İsrail, insani yardım girişlerini ve elektrik akışını keserek Hamas’ı müzakereye zorlamaya çalışıyor. İsrail, salı günü başlayan hava saldırılarında, Hamas’ın askeri komutanları, siyasi liderleri ve altyapı hedef aldığını söyledi.

Bazı analistlere göre bu hamleler İsrail’in diplomatik stratejisinin bir uzantısı ve henüz kara birlikleriyle tam ölçekli bir savaşa dönüş yok. İsrail Demokrasi Enstitüsü Başkanı Yohanan Plesner, “Sadece hava saldırısı olduğu sürece bu, hala bir müzakere taktiğinin parçası olabilir” dedi.

Ancak İsrail’in planı hakkında bilgi sahibi olan İsrailli güvenlik analistleri büyük bir kara operasyonunun organize edildiğini söylüyor. Askeri gücünün önemli bir kısmını Hizbullah tehlikesiyle kuzey sınırında tutmasına gerek olmayan İsrail’in daha büyük bir kuvvet kullanarak Gazze’deki bölgelere aynı anda saldırmasını bekliyorlar. Ayrıca İsrail’in bu kez kara harekâtında daha uzun süreli varlık göstermesi ve insani yardımların dağıtımını doğrudan kendisinin üstlenmesi bekleniyor.

İsrail, ocak ayında sekizi ölü olmak üzere 33 İsrailli rehinenin ve beş Tayland vatandaşının serbest bırakılması karşılığında 1.700’den fazla Filistinli mahkûmun tahliye edildiği çok aşamalı bir ateşkesi kabul etmişti. Ancak savaşın tamamen sona ermesi ve kalan rehinelerin serbest bırakılması için yapılan müzakereler, İsrail’in Hamas’a yönelik saldırı hakkından vazgeçmemesi ve Hamas’ın daha fazla rehineyi serbest bırakmaya yanaşmaması nedeniyle çıkmaza girdi.

Çoğu İsrailli, savaşın yeniden başlamasından memnun değil. Ancak Hamas’tan taviz alınmadan ateşkesin sürdürülmesine de karşılar.

Savaşın yeniden başlaması, Netanyahu’nun iç politikadaki pozisyonunu da güçlendirdi. Başbakan, aşırı sağcı ortaklarıyla ittifakını sağlamlaştırarak, ultra-Ortodoks Yahudilere askerlik muafiyeti tanıyan yasa tasarısını ve bütçeyi meclisten geçirmeye çalışıyor. Bütçenin reddedilmesi halinde otomatik olarak erken seçimlerin gündeme geleceği biliniyor.

Salı günü Netanyahu, aşırı sağcı Itamar Ben-Gvir ile anlaşarak, onun liderliğini yaptığı Yahudi Gücü Partisi’ni yeniden koalisyona dahil etti. Ben-Gvir, ocak ayında yürürlüğe giren ateşkesi protesto ederek hükümetten ayrılmıştı ve savaşın devam etmesi koşuluyla geri döneceğini belirtmişti.

Muhafazakar bir düşünce kuruluşu olan Kohelet Politik Araştırmalar Forumu’ndan siyaset bilimci Abraham Diskin, hükümetin İsrail içindeki kutuplaşmanın daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığı bir dönemde Hamas’ı iktidardan uzaklaştırmak gibi kritik bir hedefe ulaşmak için rehine meselesinde risk almaya karar verdiğini söyledi.

Diskin, “Bu muhtemelen kuruluşundan bu yana İsrail tarihindeki en kötü ve en tehlikeli bölünme. Gerçekten de varlığımızı riske atıyor” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English