Japon basını, Başbakan Shigeru Ishiba ile Donald Trump arasında geçen hafta Washington’da yapılan görüşmeyi “başarılı” olarak nitelendirdi.
Öte yandan gözlemciler, Beyaz Saray’daki görüşmenin ardından yayınlanan ortak bildiride gümrük vergilerine değinilmemesine rağmen, Japonya’nın bu tür vergilerden endişe duymaya devam edeceğini söyledi.
Liderler cuma günü gerçekleştirdikleri ilk zirvede Washington’un “Çin’e karşı nükleer caydırıcılık” da dâhil olmak üzere Japonya’nın savunmasına yönelik taahhüdünü teyit ettiler. Ayrıca çok taraflı savunma işbirliğini de ele aldılar.
Tokyo’yu Amerikan enerji ve teknolojisine yatırım yapmaya zorlayan Trump, Washington’un Japonya ile olan 68 milyar dolarlık ticaret açığını azaltmak istediğini açıkça ifade etti ve sorunun gümrük tarifelerine başvurmadan çözülebileceğini savundu.
Görüşme öncesinde Japonya’da Trump’ın savunma harcamalarında önemli bir artış konusunda ısrarcı olabileceği yönünde endişeler vardı. Ancak görüşmelerde Trump bu tür taleplerde bulunmaktan kaçındı ve bunun yerine Japonya’nın savunma harcamalarını gayrisafi yurtiçi hasılanın %2’sine çıkarma planını övdü.
Japonya uzun süredir savunma harcamalarını GSYH’nin %1’i ile sınırlamıştı, ancak 2022’nin sonlarında bu seviyeyi 2027’ye kadar kademeli olarak %2’ye çıkarma sözü verdi.
Esas gündem Nippon Steel
Tokyo Üniversitesi’nde uluslararası politik ekonomi profesörü olan Kazuto Suzuki, South China Morning Post’a yaptığı değerlendirmede, Trump’ın hedefi kabul etmiş göründüğünü ve “Çin ve savunmaya daha az vurgu yapıldığını” söyledi.
“Bu toplantının ana hedefi sadece ticaret ve Çin değil, aynı zamanda Nippon Steel idi” diyen Suzuki, toplantının ne kadar ‘normal’ geçtiği göz önüne alındığında başarılı sayıldığını sözlerine ekledi.
Suzuki’ye göre başlangıçta Trump’ın hazırladığı notlardan sapabileceği ve Japonya’nın merhum eski başbakanı Shinzo Abe’nin siyasi düşmanı olan Ishiba’ya “düşmanca” davranabileceği yönünde endişeler vardı.
“Toplantıyı mümkün olduğunca normal bir şekilde yürütmek ana hedefti” diye ekledi.
Görüşme sırasında Trump, Japon Nippon Steel’in Pittsburgh merkezli US Steel’i 14,1 milyar ABD doları karşılığında satın alma girişiminden vazgeçtiğini ve bunun yerine “satın alma yerine yatırım” yapacağını açıkladı.
Japon firmanın US Steel’i devralma girişimi daha önce eski ABD başkanı Joe Biden tarafından ulusal güvenlik gerekçesiyle engellenmişti.
Japon medyasına göre, Kuzey Koreliler tarafından kaçırılan Japonlar konusu da gündeme geldi ve kaçırılanlardan birinin akrabası “ABD’nin desteğinin kazanılmasından” duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve iki ülkenin “Kuzey Kore’nin insan hakları ihlallerine karşı güçlerini birleştireceğini” söyledi.
Abe’nin Cumhuriyetçilerin görevdeki ilk döneminde Trump ile güçlü bağlara sahip olduğu ve bu avantajı Kuzey Kore ve ticaret gibi çeşitli konularda Japon çıkarlarını savunmak için kullandığı söyleniyor. Aralık ayında Trump ve eşi Melania, Abe’nin dul eşi Akie için Florida’daki Mar-a-Lago tatil köyünde özel bir akşam yemeği verdi.
Savunma sözü ve Tayvan’a destek
Japonya’daki Ritsumeikan Asya-Pasifik Üniversitesi’nde Asya-Pasifik çalışmaları profesörü olan Yoichiro Sato, görüşme sırasında Japonya için başarılı bir sonucun Trump’ın ABD-Japonya Güvenlik Anlaşması’nın 5. Maddesinin Japonya’nın Senkaku Adaları olarak adlandırdığı ihtilaflı Diaoyu Adaları için de geçerli olacağına dair güvence vermesi olduğunu söyledi.
Bu madde, her iki tarafın da Japonya tarafından yönetilen topraklarda herhangi bir tarafa yönelik silahlı bir saldırının barış ve güvenliğe tehdit oluşturacağını kabul ettiğini ve bu ortak tehlikeyi ele almak için kolektif eylemde bulunacaklarını belirtiyor.
Sato, liderlerin ortak açıklamalarında ilk kez Tayvan’ın Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası gruplara kabul edilmesine açık destek verdiklerini de kaydetti.
Yarı iletkenlere yönelik vergi tehdidi
Ortak açıklamada gümrük vergisi konusuna değinilmese de Sato, Trump’ın 18 Şubat civarında açıklanacak yarı iletkenlere yönelik bir “küresel gümrük vergisinden” bahsettiğini söyledi.
Sato, “Bu şüphesiz Japonya’nın yanı sıra Tayvan ve Güney Kore gibi büyük Doğu Asya üreticilerini de etkileyecektir” dedi.
“Kanada, Meksika ve Çin gibi Japonya’nın da adının geçip geçmeyeceği şu an için belirsiz” diyen Sato, Washington’un bir sonraki gümrük tarifelerinde Avrupa Birliği’nin hedef alınması halinde Japonya’nın da adının geçmesinin mümkün olduğunu söyledi.
Böyle bir durumda Japonya’nın otomobil ve çelik endüstrilerinin “son derece kırılgan” hale geleceğini belirten Sato, Washington’un gümrük vergileri konusunda alacağı herhangi bir kararın Nippon Steel’in US Steel’deki yatırımıyla bağlantılı olabileceğini söyledi.
Tokyo’daki Uluslararası Hıristiyan Üniversitesi’nde siyaset ve uluslararası çalışmalar profesörü olan Stephen Nagy, Tokyo’nun ABD’den enerji ithalatını artırmak gibi ticaret açığını azaltacak adımlar atmaması halinde Washington’un önümüzdeki aylarda ek taleplerde bulunabileceği uyarısında bulundu.
Nagy, “Ancak bu aşamada Tokyo, ABD’nin diğer tüm müttefikleri ve düşmanları gibi, ABD’nin taleplerinin ne olduğunu görmek için bekliyor ve ellerinden geldiğince bunlara hazırlanmaya çalışıyorlar” dedi.
Pazar günü Ishiba, sıvılaştırılmış doğal gaz, çelik, yapay zeka ve otomobilleri Japon şirketlerinin ABD’de yatırım yapabileceği alanlar olarak tanımladı ve bu tür yatırımları 1 trilyon ABD dolarına çıkarma sözü verdi.
ABD Ticaret Bakanlığı’nın en son verilerine göre geçen yıl Japonya 783.3 milyar dolarla ABD’ye en fazla doğrudan yabancı yatırım yapan ülke olurken onu Kanada ve Almanya takip etti.