Asya
Japonya ve Güney Kore’den karşılıklı ‘adalar’ protestosu

Kyodo ajansının bildirdiğine göre, Japonya, her iki ülkenin de hak iddia ettiği Japon Denizi’ndeki adacıkların yakınındaki sularda askeri tatbikat yürüten Güney Kore’yi protesto etti.
Japonya Dışişleri Bakanlığı Asya ve Okyanusya İşleri Bürosu genel müdürü Takehiro Funakoshi, Tokyo’daki Güney Kore Büyükelçiliği müsteşarı Kim Yong Gil’e, perşembe günü yapıldığı bildirilen tatbikatların “kabul edilemez” ve “son derece üzücü” olduğunu söyledi.
Bakanlık adacıkların “tarihsel gerçekler ışığında ve uluslararası hukuka dayalı olarak Japon topraklarının ayrılmaz bir parçası” olduğunu kaydetti.
Yonhap Haber Ajansı, Seul yönetiminin, Güney Kore’de Dokdo ve Japonya’da Takeshima olarak adlandırılan adacıkların savunmasını güçlendirmek için sularda “düzenli askeri tatbikatlar” düzenlediğini bildirmişti.
Yeni savunma stratejisinin üzerine geldi
Ancak tatbikatların, Japonya’nın revize ettiği ulusal güvenlik stratejisinde Doğu Denizi’ndeki çıkıntılara ilişkin egemenlik ve hak iddiasını vurgulaması sonrası gelmesi dikkat çekti.
Öyle ki, Güney Kore, Tokyo’nun yeni ulusal savunma stratejisi belgesinde tartışmalı adalar üzerindeki toprak iddiasına karşı güçlü bir protesto yayınlamıştı.
Güney Kore dışişleri bakanlığı açıklamasında, Japonya’nın ulusal savunma stratejisi belgelerinden toprak iddialarının derhal kaldırılmasını talep ederek, bu hareketin iki ülke arasında “geleceğe yönelik bir ilişki kurmaya hiçbir şekilde yardımcı olmayacağını” söylemişti.
Güney Kore’nin Dokdo adını verdiği adacıklar Liancourt Kayalıkları olarak da biliniyor. Bu adalar, küçük bir sahil güvenlik birliği ile Seul tarafından kontrol ediliyor. Adaların çevresinde doğalgaz rezervi olduğu söyleniyor. Japonya ise Takeshima adını verdiği adalardan kendi toprağı olarak bahsediyor.
Asya
Çin’in diplomatik cazibe atağı

ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergisi politikası, Pekin’e “cazibe atağı” için alan açarak diplomatik girişimlerini artırmasını sağladı.
Çin geçen hafta Avrupa Parlamentosu’nun bazı üyelerine yönelik Sincan bölgesiyle ilgili iddiaları sebebiyle uyguladığı yaptırımları tek taraflı olarak kaldırdı, ancak asıl niyetinin ticari işbirliği olduğunu vurguladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Guo Jiakun, “Çok taraflı ticaret sistemini korumak ve ticaretin serbestleşmesini teşvik etmek için göstereceğimiz ortak çaba … dünya ekonomisine çok ihtiyaç duyulan istikrarı ve kesinliği getirecektir” dedi.
Pekin’in Avrupa Birliği ile yakınlaşma girişimi, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan’da “kurtuluş günü” gümrük vergilerini açıklamasından bu yana Çin’in başlattığı “küresel diplomatik cazibe” atağının bir parçası olarak görülüyor.
Başkan Xi Jinping geçtiğimiz ay içinde önemli bölgesel ticaret ortakları Vietnam, Kamboçya ve Malezya’yı ziyaret etti. Bu hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Zafer Günü kutlamaları için Moskova’da birkaç devlet başkanıyla daha görüşecek. Birkaç gün sonra Xi’nin Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ve diğer bölge liderlerini Çin-Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu bakanlar toplantısı sırasında Pekin’de kabul etmesi bekleniyor.
Diplomatik kampanya, Trump’ın son ticaret savaşının Çin için kritik bir an olduğunun altını çiziyor. Çin dünyanın toplam üretim kapasitesinin yaklaşık üçte birini oluştururken, küresel pazarları kendi mallarına açık tutmak hem Çin hem de diğer ülkeler için hayati bir ekonomik önem taşıyor.
ABD’nin yoksul ekonomileri bile cezalandırıcı “karşılıklı” gümrük vergileri uygulamakla tehdit ettiği bir ortamda, pek çok dünya lideri çok taraflı ticaret sistemini canlı tutmak için çırpınıyor.
Asia Society Policy Institute’un Çin Analiz Merkezi’nde çalışan Neil Thomas, “Çin, ABD’nin dış politikasında gelinen noktayı dost kazanmak ve dünyanın dört bir yanındaki insanları etkilemek için altın bir fırsat olarak görüyor” dedi.
Financial Times’a konuşan Thomas, “Pekin, Washington bu gündemi reddettiği için kendisini ekonomik küreselleşmenin yeni şampiyonu olarak konumlandırıyor” diye ekledi.
Çin’den Japonya, Güney Kore ve ASEAN ile işbirliğini derinleştirme çağrısı
Ancak Pekin’in küresel desteği toplarken karşılaştığı temel zorluk, ABD dışındaki ülkelerle olan ticari ilişkilerinin sorunlu olması.
Geçen yıl yaklaşık 1 trilyon dolarlık rekor bir ticaret fazlası veren Çin, bir dizi sektörde öylesine ezici bir üstünlük kurdu ki, ticaret ortaklarının çoğu, Çin malları tarafından kuşatılmaktan endişe ediyordu.
Çin’in AB’ye ihracatı son on yılda değer olarak iki kattan fazla arttı ve bu da Çin’in blokla rekor düzeyde fazla vermesine neden oldu. Geçen yıl aradaki fark 304.5 milyar Avro idi. Avrupa Komisyonu, Çin’in elektrikli araçlarına yönelik gümrük vergilerinin yanı sıra çelik silindirlerden dekoratif kağıtlara kadar çeşitli Çin ürünlerine yönelik çok sayıda ticari savunma soruşturmasıyla karşılık verdi.
Ancak Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “kurtuluş günü ”nün ardından Çin Başbakanı Li Qiang ile yaptığı telefon görüşmesinde ticari ilişkilerde bir çözülme sinyali verdi. İkili, ABD gümrük tarifeleri karşısında küresel ekonomiye “istikrar ve öngörülebilirlik” sağlamak için “müzakere edilmiş bir çözüm” çağrısında bulundu. Von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı António Costa şimdi Xi ile görüşmek üzere temmuz ayında Pekin’e gitmeyi planlıyor.
Von der Leyen: Bildiğimiz Batı artık yok, yeni bir dünya düzeni geliyor
Trump’ın ticaret savaşının son aşamasını başlatmasından bu yana Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Nijerya’dan İsviçre’ye, Japonya’dan Özbekistan’a kadar dünyanın hemen her köşesinden çok sayıda dışişleri bakanı ve devlet başkanıyla bir araya geldi.
Washington’un Çin’i küresel piyasalarda izole etme çabalarına karşı destek toplamak için her fırsatı değerledirdi.
Nijerya Dışişleri Bakanı Yusuf Tuggar’a 29 Nisan’da Rio de Janeiro’da, gelişmekte olan ülkelerden oluşan Brics grubunun bir toplantısında “Çin, korumacılığı reddetmek, hegemonya ve zorbalığa karşı çıkmak için Nijerya dahil Afrika ülkeleriyle birlikte çalışmaya isteklidir” dedi.
Wang’ın son gezileri, Çin’in 2023’ten bu yana pandemi sırasında zarar gören ticari ortaklarıyla ilişkilerini canlandırma çabalarına dayanıyor. Bunlar, Çin’in bazı ihracatları engellediği Avustralya’dan, 2020’de iki ülkenin Himalaya sınırındaki askeri çatışmaların ardından Çin yatırımlarını durduran Hindistan’a kadar uzanıyor. Pekin ayrıca Washington’un kuzeydoğu Asya’daki yakın müttefikleri Japonya ve Güney Kore ile üçlü toplantılara yeniden başladı.
Stimson Center Çin Programı Direktörü Yun Sun, bu çabaların Trump’ın geçen ay sadece Çin’e değil dünyanın geri kalanına da ezici “karşılıklı” gümrük vergileri ilan etme kararıyla desteklendiğini söylüyor.
Çin gümrük vergileriyle en çok hedef alınan ülke olurken, Trump ABD’nin bazı yakın müttefikleri de dahil olmak üzere diğer ülkelere de yüksek vergiler uyguladı ve nihayetinde müzakereler için 90 gün süreyle bunları durdurdu.
FT’ye konuşan Sun, “Onlar [Pekin] zihinsel olarak kendilerini ABD-Çin ilişkileri açısından pek çok fırtınaya hazırlıyorlardı, ancak ABD’nin bunu dünyanın geri kalanından çıkaracağını beklediklerini sanmıyorum” dedi.
Sun’a göre Pekin, Çin’i “dünyadaki daha istikrarlı güç” olarak sunarak, vergi savaşından etkilenen ülkeleri “yanına çekmeye” çalışıyor.
Pekin’in ilk önceliği ise Güneydoğu Asya’daki yakın komşularının desteğini sağlamak oldu. Analistlere göre Xi’nin Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) üyesi Vietnam, Malezya ve Kamboçya’yı kapsayan turu, Çin’in en büyük ticaret ortağı olan bu blokla ticari bağları güçlendirmeyi amaçlıyordu. Bu ülkelerin birçoğu aynı zamanda ABD’ye yapılan sevkiyatlarda gümrük vergisinden kaçınan Çinli üreticiler için yeniden ihracat merkezleri olarak da işlev görüyor.
Xi sıcak bir şekilde karşılandı. Ülkesi bu yıl ASEAN’a başkanlık eden Malezya Başbakanı Enver İbrahim, Xi ile ASEAN ve Çin arasında bir serbest ticaret anlaşmasının en son versiyonunun “erken” imzalanması için bastırma konusunda anlaştı.
Buna karşın Gavekal analisti Tom Miller’a göre Trump, Pekin ile ticari ilişkileri göz önünde bulundurulduğunda Güneydoğu Asya ülkelerini Çin mallarının aktarımını önemli ölçüde azaltmaya ikna etmekle uğraşacak.
Miller, Güneydoğu Asya ülkelerinin “ABD pazarına erişimlerini korumak için sıkı pazarlık yapacaklarını, ancak bunu yanı başlarındaki güçlü ejderhayı kızdırmak pahasına yapmayacaklarını” sözlerine ekledi.
Gelişmekte olan dünyanın geri kalanı için Çin, ABD’nin ticaret konusundaki lobi çabalarını dengelemek için derin ekonomik bağlarına güvenebilir.
Çin hükümeti 1 trilyon dolarlık devasa altyapı programı Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla gelişmekte olan ülkelerde etkisini artırırken, Çinli şirketler de ABD’nin Çin’deki doğrudan üretime uyguladığı gümrük vergilerine karşı koymak için bu ülkelerde üretime büyük yatırımlar yapıyor.
Çin’in denizaşırı doğrudan yatırımları geçen yıl yüzde 10 artarak 162 milyar dolara yükseldi ve pandemi öncesi 2019’daki 117 milyar dolarlık seviyesinden keskin bir artış gösterdi.
Tsinghua Üniversitesi Ulusal Strateji Enstitüsü’nde kıdemli araştırma görevlisi olan Qian Feng, “Son yıllarda Çin, Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla, aralarında küresel güneyin çoğunun da bulunduğu yaklaşık 150 ülkeyle işbirliği yaparak limanlara, demiryollarına ve altyapıya yatırım yaptı” dedi ve “Artık [Çin] ister Afrika’da ister Latin Amerika’da olsun, küresel güneyin en büyük ticaret ortağı” diye ekledi.
Çin bu büyüyen ticaret ve yatırım ilişkisini kendi jeopolitik öncelikleriyle örtüştürmeye çalışarak güvenlik, kalkınma ve başka bir ülkenin işlerine karışmamayı savunan uluslararası ilişkiler ilkelerini kapsayan bir dizi girişim de başlattı.
Çin uzun zamandır çok kutupluluğu savunuyor – akademisyenlere göre bu duruş şimdiye kadar çoğunlukla Pekin’in ABD hegemonyası olarak adlandırdığı şeyi kırmayı amaçlıyordu.
Ancak uzmanlara göre, Trump’ın ticaret savaşı Pekin’e, ABD’nin yerine mevcut küresel ticaret düzeninin koruyucusu rolünü üstlenerek nüfuzunu genişletme fırsatı vermiş olabilir.
Pekin Üniversitesi Ulusal Kalkınma Okulu Dekanı Huang Yiping, mart ayında Pekin’in önde gelen uluslararası konferanslarından biri olan Boao Asya Forumu’nda yaptığı konuşmada, mevcut durumun “iyi tarafının” BM, IMF, Dünya Bankası ve diğer kurumlar da dahil olmak üzere mevcut küresel ekonomik düzenin zaten yürürlükte olması olduğunu söyledi.
Huang, “ABD’nin etkisi azalıyor olsa da, geri kalanımız hala birlikte çalışmalı ve en azından bu düzeni sürdürmeliyiz” dedi.
Asya
Çin’de 1 Mayıs tatili tüketici harcamalarını artırdı

Beş günlük 1 Mayıs tatili sırasında Çinlilerin harcamaları yıllık bazda %8 artarak 180,27 milyar yuana (yaklaşık 25 milyar dolar) ulaştı ve tüketici faaliyetlerinin canlılığını koruduğunu gösterdi.
Tahmini 314 milyon yurt içi seyahat gerçekleşti ve seyahatler bir önceki yıla göre yüzde 6,4’lük bir artış kaydetti.
Ülkenin en uzun tatillerinden biri olan 1 Mayıs tatili, Çinli tüketici güveninin bir barometresi olarak yakından izleniyor.
Çin Turizm Bakanlığı tatil süresince %6,5 artışla 314 milyon yurt içi seyahat kaydederken, popüler bir ödeme uygulaması olan Weixin Pay kullanılarak yapılan işlemlerin sayısı, restoran harcamalarındaki kayda değer artışla birlikte bir önceki yıla göre %10’dan fazla yükseldi.
Reuters’in resmi verilere dayanarak yaptığı hesaplamalara göre ise, aile seyahatleri için tipik olarak yoğun bir dönem olan beş günlük mayıs tatili döneminde kişi başına toplam harcama %1,5 artarak 574,1 yuan oldu.
Bu rakam, kişi başına harcamanın 603,4 yuan olduğu pandemi öncesi seviyelerin altında kaldı.
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde tüketim, pandemi sonrası durgunlaşan ekonomi ve uzayan emlak krizi nedeniyle zarar görürken, ABD-Çin ticaret savaşının etkilerinin de bu zorlukları derinleştirmesi bekleniyor.
Hizmet sektörü yavaşlıyor
Bu arada, salı günü yapılan bir özel sektör anketine göre, Çin’in hizmet sektörü, ABD gümrük tarifelerinin yol açtığı belirsizlik nedeniyle mart ayına göre yeni sipariş büyümesinde yavaşlama gördü.
Hükümetin teşvikleriyle desteklenen ilk çeyrekteki beklenenden daha güçlü ekonomik büyümeye rağmen, Çin ekonomisi kalıcı deflasyonist risklerle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.
Caixin/S&P Global hizmet satın alma yöneticileri endeksi (PMI), mart ayındaki 51,9 seviyesinden 50,7’ye gerileyerek eylül ayından bu yana en düşük değerini aldı.
Bu durum, Çin’de bir önceki ay 50,3 olan hizmet faaliyetlerinin 50,1’e gerilediğini gösteren resmi anketle büyük ölçüde uyumlu.
Caixin hizmetler anketi, yeni iş büyümesinin Aralık 2022’den bu yana en zayıf seviyesine gerilediğini, ancak ihracat siparişlerinin kısmen turizmdeki toparlanmaya bağlı olarak bir miktar arttığını gösterdi.
Capital Economics Çin ekonomisti Zichun Huang, Caixin PMI’daki düşüşün “ticaret savaşının imalat sektörünün ötesinde bile Çin’deki ekonomik faaliyet üzerinde baskı oluşturduğuna dair daha fazla kanıt sağladığını” söyledi.
Huang, “Bir miktar ihtiyatlı olunması gerektiği açık olsa da, firmaların ABD gümrük tarifelerinin ne kadar zarar vereceğini abarttığından şüpheleniyoruz” dedi.
Çin’de 2023 yılında çalışanların yaklaşık %48’i hizmet sektöründe çalışıyordu ve sektör geçen yıl toplam GSYH’ye %56,7 oranında katkıda bulundu. Ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret eylemleri imalat sektörünü vurabilir ve işletmelerin işe alım planlarına ve tüketici güvenine zarar verebilir.
Hizmet sektöründeki iş duyarlılığı Şubat 2020’den bu yana en yavaş hızda büyürken, şirketler ABD gümrük tarifelerini büyük bir endişe kaynağı olarak gösterdi.
Hizmet sağlayıcıları maliyetleri düşürmek için ikinci ay üst üste işten çıkarmalar yaparak birikmiş işlerde artışa yol açtı ve ilgili göstergeyi bu yıl ilk kez genişleme bölgesine itti.
Firmalar ayrıca yüksek girdi maliyetlerine rağmen müşteri çekmek için fiyatları düşürdü.
Asya
Çin’den Japonya, Güney Kore ve ASEAN ile işbirliğini derinleştirme çağrısı

Çin Merkez Bankası Başkanı ve Maliye Bakanı, küresel istikrarsızlık ve jeopolitik rüzgarların arttığı bir ortamda ASEAN, Japonya ve Güney Kore ile daha derin işbirliği çağrısında bulundu.
Maliye Bakanı Lan Foan, pazar günü İtalya’nın Milano kentinde düzenlenen 28. Güneydoğu Asya Uluslar Birliği + 3 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Pekin’in makro politika koordinasyonunu güçlendirmek, ticaret ve yatırım bağlarını derinleştirmek ve üretim ve tedarik zincirinin istikrarını korumak için bölgesel ortaklarla işbirliği yapmaya hazır olduğunu söyledi.
Çin’in komşu ülkelerle stratejik güven ve kalkınma entegrasyonunu güçlendirmeyi amaçladığını ve küresel belirsizliğe karşı açık, kapsayıcı ve işbirliğine dayalı bölgesel finansal ortaklıklara bağlı olduğunu vurguladı.
Lan, pazartesi günü Maliye Bakanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan bir açıklamada, “Şu anda dünya ekonomisi köklü değişiklikler geçiriyor, küreselleşme ters bir akım yaşıyor, tek taraflılık ve korumacılık yükselişte, istikrarsızlık ve belirsizlik açıkça artıyor” dedi.
Lan’ın açıklamaları, ABD Başkanı Donald Trump’ın nisan ayında çoğu ticaret ortağına yönelik kapsamlı “karşılıklı gümrük vergileri” uygulamasının ardından tırmanan küresel ticaret gerilimleri ortamında geldi. Japonya ve Vietnam da dahil olmak üzere birçok ülke, bir anlaşma müzakere etmek amacıyla ABD ile görüşmelerde bulundu.
Şu ana kadar herhangi bir ticaret anlaşması açıklanmadı.
Çin Merkez Bankası Başkanı Pan Gongsheng de merkez bankasının pazartesi günü yayınladığı açıklamaya göre toplantıya katıldı.
Belirsiz küresel ortamda Pan, Chiang Mai Girişimi’nin (CMI) ve bölgenin finansal güvenlik ağının güçlendirilmesinin önemli olduğunu söyledi.
“Renminbi gibi dolar dışında serbestçe kullanılabilen para birimleriyle finanse edilen hızlı finansman mekanizmasının getirilmesi, CMI kapsamında kullanılabilir kaynakları genişletiyor ve bölgedeki uluslararası para sisteminin çeşitlendirilmesinde bir dönüm noktası oluşturuyor” dedi.
Toplantı katılımcıları, IMF çerçevesine dayalı olarak CMI’yi daha fazla araştırma ve iyileştirme konusunda mutabık kaldı. Bu adım, girişimin kurumsallaştırılması ve daha etkili hale getirilmesi yönünde bir adım olarak görülüyor. Pan ayrıca, bölge ekonomilerini ABD’nin gümrük vergisi artışları karşısında birleşik durmaya çağırdı.
Güney Çin Teknoloji Üniversitesi Kamu Politikası Enstitüsü araştırmacısı Guo Hai, “Toplantı, ASEAN, Çin, Japonya ve Güney Kore’nin mevcut küreselleşme çerçevesini, yani DTÖ merkezli çok taraflı ticaret sistemini korumak istediğini gösterdi” dedi.
South China Morning Post’a konuşan Hai, “Toplantıda ABD veya jeopolitik gerilimlerden hiç bahsedilmemesi, ASEAN ve iki Kuzeydoğu Asya gücünün Çin-ABD rekabetinde taraf tutmak istemediğini gösteriyor. Doğu Asya’daki bölgesel güvenlik manzarası büyük ölçüde değişmedi” değerlendirmesini yaptı.
Guo, Çin ve ASEAN’ın daha derin ekonomik entegrasyon peşinde olacağına dikkat çekerken, yapının geçmişten farklı olacağını da ekledi.
“Daha önce Çin ve ASEAN, üçlü ticaret modelinin parçalarıydı. ASEAN hammadde ve bileşen merkezi, Çin montaj merkezi ve ABD nihai tüketici pazarıydı. Trump’ın korumacı gündemi, bu modelin sürdürülebilirliğine gölge düşürdü” dedi.
“Gelecekte Çin, ABD’deki tüketici tabanının kaybını kısmen telafi etmek için ASEAN üyelerine pazarını daha fazla açmalı ve ASEAN’ın sanayileşmesini desteklemek için Japonya ve Güney Kore ile daha yakın işbirliği içinde çalışmalıdır” değerlendirmesini yaptı.
Lan, Çin-Japonya-Güney Kore Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Toplantıları ile ilk 10+3 Maliye Bakanları kapalı kapı toplantısına da başkanlık etti. Bu toplantılarda, ekonomik büyümeyi orta ve uzun vadeli mali sürdürülebilirlikle etkili bir şekilde dengelemek ve yaşlanan nüfusun getirdiği zorlukları ele almak için Pekin’in maliye politikalarını vurguladı.
Çin ayrıca, makroekonomik gözetim ve finansal istikrar için bölgesel kapasite geliştirmeyi destekleyen bir girişim olan AMRO Teknik Yardım Güven Fonu’na 4 milyon ABD doları ek katkı taahhüt etti.
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’da tren fabrikası tank üretimine başlıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
Şin-Bet Direktörü’nün yeminli beyanı ne anlama geliyor?
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de çöküş sürüyor: Dow, 1932’den bu yana en kötü nisan ayını yaşıyor
-
Diplomasi2 hafta önce
Çin’in ABD’den enerji ithalatındaki düşüş Rusya’ya kapı açtı
-
Avrupa2 hafta önce
Alman eyaletleri silahlanma yarışına son sürat dahil oluyor
-
Ortadoğu2 hafta önce
ABD’den Suriye’ye “İran” baskısı: DMO terör örgütü ilan edilsin
-
Avrupa2 hafta önce
Orbán’ın vetoları AB’yi 7. maddeye itiyor
-
Avrupa2 hafta önce
Trump’ın tarifeleri Avrupa’da serbest ticaret yanlısı ülkeleri güçlendiriyor