Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Japonya’yı Amerikan savunma sanayi üssüne entegre etme planı

Yayınlanma

Nikkei Asia’ya konuşan bir ABD hükümet kaynağı, ABD Başkanı Joe Biden ve Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın 10 Nisan’da burada yapacakları zirvede savunma sanayi işbirliğini güçlendirmeyi kabul etmelerinin beklendiğini söyledi.

İşbirliği sadece Japon özel tersanelerinde ABD donanma gemilerinin onarılmasıyla sınırlı kalmayacak, gelecekte mühimmat, uçak ve gemilerin ortak geliştirilmesi ve ortak üretilmesi de öngörülüyor.

Liderler bu vizyonun nasıl hayata geçirileceğini tartışmak üzere bir koordinasyon organı kurmaya hazırlanıyor.

Washington, Japonya ve Filipinler ile yeni Camp David’e hazırlanıyor

‘Japonya yeterince kullanılmayan bir kaynak’

Yetkili, ABD’nin Japonya’yı Amerika’nın savunma sanayi üssüne “entegre etmek” için büyük bir potansiyel gördüğünü söyledi.

Washington’daki Japon Büyükelçiliği bu haber için yorum yapmayı reddetti.

Buradaki hedefin, ABD kuvvetlerinin denizaşırı en büyük birliğinin bulunduğu Japonya’dan başlayarak müttefiklerin üretim kabiliyetlerinden faydalanmak olduğunu söyleyen yetkili, “Japonya’yı yeterince kullanılmayan bir kaynak olarak görüyoruz” dedi.

Japonya’nın üretiminin GSYİH’ye oranının ABD’nin iki katı olduğuna işaret eden yetkili, “Japonya’nın çok etkileyici bir sanayi tabanı var, ancak savunma tarafında ağırlığı az” dedi.

Japon tersaneleri ABD gemilerine hizmet verebilir

Japonya’nın savunma sanayi üssünün kullanımı gemi onarımlarıyla başlayacak. Biden ve Kishida’nın zirvede ABD Donanmasına ait savaş gemilerinin bakım, onarım ve revizyonlarının Japon özel tersanelerinde yapılması sürecini resmileştirmeleri bekleniyor.

ABD Donanması halihazırda Mitsubishi Heavy Industries’in Yokohama Tersanesi ve Makine Fabrikası’nda 2019 yılında USS Milius füze güdümlü muhribi ve bu yıl USNS Big Horn ikmal gemisi olmak üzere gemi onarımlarını denedi. Tokyo yakınlarındaki Kanagawa vilayetinde bulunan Yokohama tersanesi, Donanmanın Yokosuka üssüne yakın ve muhtemelen işbirliğinin bayrak taşıyıcısı olarak hizmet verecek.

Yolun devamında, Nagasaki ve Tamano’daki Mitsubishi Heavy tersaneleri ve Kure’deki Japan Marine United tersanesi gibi halihazırda Japon Deniz Öz Savunma Kuvvetleri için iş yapan diğer Japon tersaneleri de aday olarak görülüyor.

Onarımlar başlangıçta Japonya’da ileri konuşlandırılmış iki düzine gemiyle sınırlı olacak. Zira Amerikan yasaları genellikle ABD’de bulunan donanma gemilerinin denizaşırı bir tersanede bakım, onarım ya da revizyondan geçirilmesini yasaklamakta.

Nikkei Asia’ya konuşan Amerikalı yetkili, nihayetinde Japon tersanelerinin ABD merkezli gemilere de hizmet vermesine izin verecek şekilde operasyonların genişletilmesi için kongre kararı gerekebileceğini söyledi. Bu, Amerikan tersanelerindeki bakım darboğazlarını hafifletmeye yardımcı olacak ve gemilerin daha hızlı bir şekilde faaliyete dönmesini sağlayacaktır.

Tayvan’da Çin’le olası bir çatışmada Japonya tersaneleri rol oynayabilir

Amerikalı analistler, ABD ile Çin arasında Tayvan Boğazı’nda gelecekte yaşanabilecek olası bir çatışmada, ABD donanması için Japonya’da hızlı onarım yapabilmenin çok önemli olacağını, böylece gemilerin ABD’ye geri dönmek için haftalar harcamak yerine savaşa geri dönebileceğini söylüyor.

Bu arada, varlıkların ortak üretiminin muhtemelen mühimmatla başlayacağı belirtiliyor. Hem Ukrayna’ya hem de İsrail’e mühimmat sağlamak zorunda olan ABD’nin mühimmat sıkıntısı had safhada. Japon savunma sanayi ile ortak mühimmat üretiminin Hint-Pasifik için stokların doldurulmasına yardımcı olacağı düşünülüyor.

‘Ortak üretilen mühimmatları Japonya’da tutabilmek önemli’

RAND Corp. Ulusal Güvenlik Araştırma Bölümü’nün Japonya sorumlusu kıdemli siyaset bilimci Jeffrey Hornung, mühimmat üretebilmenin ve bunları Japonya’da tutabilmenin önemli olacağını söyledi.

Hornung, “Stokların, malzemelerin ve parçaların Japonya’da olması, böylece bir çatışma çıktığında tüm bunları buraya taşımak zorunda kalmamak, ABD için büyük bir fayda sağlayacaktır” dedi.

Hornung işbirliğini her iki tarafın da kazan-kazan olarak göreceği şekilde çerçevelemenin çok önemli olduğunu söyledi: “Amerikan tarafına bunun iş kaybetmekle ilgili olmadığı, sözleşmeleri kaybetmediğiniz, lojistiği azalttığı ve müttefiklerimizin boşluğu doldurduğu anlatılmalıdır.”

Bu arada Japon tarafı için artan işlerin Japon savunma şirketlerini kapasite yatırımı yapmaya teşvik etmesi gerektiğini söyledi. Japonya önümüzdeki beş yıl içinde savunma harcamalarını artıracağını ve gayri safi yurtiçi hasılanın %1’i olan savunma harcamalarını %2’ye çıkaracağını açıklamış olsa da bu büyük yatırımlara dönüşmedi.

ABD ve Japonya, çipler ve bataryalar için sübvansiyon kuralları üzerinde anlaşmaya varacak

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English