Bizi Takip Edin

AMERİKA

Jeff Bezos ile Donald Trump anlaştı mı?

Yayınlanma

ABD’de başkanlık seçimlerine 1 haftadan biraz fazla bir zaman kalmışken, Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump, dünyanın en zengin adamlarından Jeff Bezos’un havacılık ve uzay şirketi Blue Origin’i ziyaret etti.

Associated Press’e (AP) göre Trump, şirketin CEO’su David Limp ve hükümet ilişkileri başkan yardımcısı Megan Mitchell ile kısa bir görüşme yaptı.

CNN de, Amazon CEO’su Andy Jassy’nin de kısa bir süre önce eski başkanla telefonla görüşmek için kendisine ulaştığını bildirdi.

Demokratlara ve Demokrat Parti’nin siyasetine verdiği destekle bilinen Amazon’un kurucusu Bezos’un, ilgili ziyaretten hemen önce de Washington Post’un yazı işleri kadrosunu devre dışı bırakarak Kamala Harris’in desteklenmesini veto ettiği öne sürüldü.

Bunun üzerine, aralarında yazar Stephen King gibi ünlü isimlerin de bulunduğu binlerce kişi, Washington Post aboneliğini iptal ettiğini duyurdu.

Washington Post’ta on sekiz köşe yazarı karara muhalif bir köşe yazısı kaleme alarak kararı “korkunç bir hata” olarak nitelendirdi.

Daily Beast’te yer alan arka plan haberine göre, Trump, Bezos’un “yapacağını söylediği şeyi yaptığından emin olmak” için bekledi ve ardından Blue Origin çalışanlarıyla bir araya geldi. Cuma günü görevinden istifa eden eski WP editörlerinden Robert Kagan, “Bu da bize gerçek bir anlaşma yapıldığını gösteriyor,” iddiasında bulundu.

WP’nin yayıncısı Will Lewis’in okuyuculara gönderdiği notta, “Bunun bir adayın zımnen desteklenmesi, bir diğerinin kınanması ya da sorumluluktan kaçılması gibi çeşitli şekillerde okunacağının farkındayız,” demesi bazı çalışanları kızdırdı.

Lewis, “Bu kaçınılmaz. Biz bunu bu şekilde görmüyoruz. Biz bunu The Post’un her zaman savunduğu değerlerle tutarlı olarak görüyoruz,” iddiasında bulundu.

Gazetenin yayın kurulu 2016 ve 2020’de Trump’ın rakiplerini destekledi ve en azından son 30 yıldır sürekli olarak bir başkan adayına onayını açıkladı.

İşin ilginç yanı, Biden-Harris yönetimindeki birçok kişinin aslında “Amazon hayranı” olması. Lina Khan’ın başında bulunduğu Federal Ticaret Komisyonu (FTC), Amazon’a antitröst ihlalleri nedeniyle dava açarken, bu durum şirkete büyük ölçüde hayranlık duyan çoğu yönetim ve hükümet yetkilisini etkilemedi.

Örneğin, Biden Küçük İşletmeler İdaresi işleri Amazon’a yönlendiriyor, NSA AWS’ye (Amazon Web Services) milyarlarca gizli sözleşme veriyor, Ticaret Bakanı Gina Raimondo Avrupa’da Amazon için lobi yapıyor ve hükümetin yeni yapay zeka güvenliği bölümünün bir üyesi de Amazon.

Amazon aynı zamanda Demokrat Parti’nin içine de entegre olmuş durumda. Senatör Chuck Schumer’in kızı Amazon’da çalışıyor; Barack Obama’nın eski sözcüsü Jay Carney ve Kamala Harris’in yakın danışmanı Karen Dunn da öyle. Bezos’’un kendisi de Demokrat Parti’nin ağır toplarından Van Jones ve Şef Jose Andre’ye tamamen hediye olarak 100’er milyon dolar verdi.

Bezos ayrıca Barack Obama’nın Başkanlık kütüphanesine de 100 milyon dolar bağışladı. Partinin “woke” (duyarcı) hizip olarak adlandırılan sosyal meselelere odaklı altyapısının büyük bir kısmı, hakim firmalardan gelen parayla finanse ediliyor.

Eski Clinton yönetimi yetkilisi Jamie Gorelick gibi Demokrat Parti’nin güçlü isimleri Amazon’un yönetim kurulunda yer alıyor. Gorelick, Wilmer Hale’in ortaklarından biri ve Merrick Garland Adalet Bakanlığına aday gösterildiğinde, firmasının biyografisine Garland ile Harvard’daki lisans günlerine kadar uzanan bir yakınlığı olduğuna dair bir not koydu.

Ne var ki, geçtiğimiz altı ay içinde partide bir şeyler değiştiği söyleniyor. Özellikle FTC şefi Khan’ın Büyük Teknoloji şirketlerine karşı giriştiği antitröst davalarının tekelleri rahatsız ettiği düşünülüyor. Yakın zamanda New York Times, “Lina Khan, Jeff Bezos’a karşı” başlıklı bir haber yayınlamıştı. Buna göre Khan, Amazon’u, tıpkı son haftalarda Google’da olduğu gibi, parçalamak istiyordu.

The Post 2016 yılında Hillary Clinton’ı başkanlık için desteklemiş ve o zaman Trump’ın “bağnaz, cahil, hilekar, narsist, intikamcı, dar görüşlü, kadın düşmanı, mali açıdan pervasız, entelektüel açıdan tembel, demokrasiyi küçümseyen ve Amerika’nın düşmanlarına aşık biri olduğunu gösterdiğini” yazmış ve “Başkan olarak ulusumuz ve dünya için büyük bir tehlike oluşturacaktır,” demişti.

Daily Beast’in hatırlattığına göre Bezos, Trump’ın başkanlığı kazanmasının ardından bu açık sözlü duruşunun acısını çekti. Trump yönetimi, 10 milyar dolarlık bir bulut bilişim savunma sözleşmesini Amazon yerine Microsoft’a verdi ve bu hareket yaygın olarak siyasi amaçlı olarak görüldü ve daha sonra Biden yönetimi tarafından iptal edildi.

Daily Beast’e göre Post’un sahibi, böyle bir duruma tekrar düşmek istemiyor.

WP’nin Harris’i desteklememesi, Los Angeles Times’ın milyarder sahibi Patrick Soon-Shiong’un yayın kurulunun Harris’i destekleyen bir yazı yayınlamasına izin vermemesinden kısa bir süre sonra geldi.

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Teksas, toplu sınır dışı prosedürü için Trump’a 1.400 dönüm arazi teklif etti

Yayınlanma

Teksas Arazi Komiserinin Starr County’de 1.402 dönümlük bir araziyi ABD için “sınır dışı etme tesisleri” inşa etmek üzere teklif ettiği belirtiliyor.

Bloomberg’in aktardığına göre Komisyon Üyesi Dawn Buckingham Trump’a gönderdiği mektupta araziyi geçen ay satın aldığını ve Rio Grande City yakınlarındaki ABD-Meksika sınırı boyunca yer aldığını belirtti. Parsel New York’taki Central Park’ın neredeyse iki katı büyüklüğünde.

Trump’ın Florida’daki Mar-a-Lago kulübüne 19 Kasım’’da gönderdiği mektupta, “Ofisim, ülke tarihindeki en büyük şiddet suçlularının sınır dışı edilmesinin işlenmesi, alıkonulması ve koordinasyonu için bir tesis inşa edilmesine izin vermek üzere İç Güvenlik Bakanlığı, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza veya Birleşik Devletler Sınır Devriyesi ile bir anlaşma yapmaya tamamen hazırdır,” diye yazdı.

Trump seçim kampanyasını ABD-Meksika sınırını bir duvar inşasını tamamlayarak ve toplu sınır dışılar yoluyla güvence altına alma vaadiyle yürüttü. Göçmenlik, Teksas Valisi Greg Abbott’un binlerce göçmeni New York ve Chicago gibi Demokratlar tarafından yönetilen şehirlere taşımasının ardından 2024 seçimlerinin parlama noktalarından biri haline geldi ve daha sonra bu akınla başa çıkmak için mali ve lojistik olarak mücadele etti.

Cumhuriyetçiler ayrıca Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Başkan Joe Biden’ın yönetimi sırasında göçmenlik konularını denetleyen rolünü de vurguladılar.

Trump, İç Güvenlik Bakanlığının başına Güney Dakota Valisi Kristi Noem’i ve “sınır çarı” olarak da ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nin eski başkan vekili Tom Homan’ı seçti.

Yeni yönetimin sınır dışı etme planlarının, ABD’de suç işledikleri ya da temyiz yollarını tükettikleri için ülkede kalmak için yasal dayanağı olmayan 1 milyondan fazla kişiyi hedef alarak başlaması bekleniyor. Her türlü çaba önemli miktarda finansman gerektirecek ve lojistik engellerle karşılaşacak.

Buckingham, mülkü satın aldıktan 24 saat sonra sınır duvarının inşa edilebilmesi için bir irtifak hakkı verdiğini söyledi; önceki mal sahibinin “duvarın inşa edilmesine izin vermeyi reddettiğini ve kolluk kuvvetlerinin mülke erişimini aktif olarak engellediğini” söyledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden, Trump gelmeden önce Ukrayna’nın 4,6 milyar dolarlık borcunu silmeyi planlıyor

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Ukrayna’nın 4,65 milyar dolarlık borcunu silme niyetini Kongre’ye resmen bildirdi.

Söz konusu miktar, Washington’un nisan ayında onayladığı 61 milyar dolarlık yardım paketinin bir parçası olarak Kiev’e sağlanan 9 milyar doların yarısını oluşturuyor.

Bu yardımlar, diğer yardımlardan farklı olarak, şartlı geri ödenebilir kredi şeklinde verilmişti. ABD Başkanı’nın, gerekirse bu kredinin yüzde 50’sini iptal etme yetkisine sahip olduğu belirtilmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, borcun iptal edilmesinin “Ukrayna’nın kazanmasına yardımcı olacağı ve ABD’nin yanı sıra AB, G7+ ve NATO’daki ortaklarının ulusal çıkarlarına uygun olduğu” ifade edildi.

Bloomberg‘in haberine göre Biden, seçilmiş Başkan Donald Trump’ın Beyaz Saray’a girmesinden önce Ukrayna’ya mümkün olduğunca fazla yardım sağlamaya kararlı. Fakat, borcun silinmesi önerisi Cumhuriyetçilerden tepki gördü.

Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, Biden yönetiminin bu borcun yükünü Amerikan halkının omuzlarına yıkmaması gerektiğini savundu ve Kongre’nin üst kanadında bir oylama talep edeceğini söyledi.

Bununla birlikte, Bloomberg’e göre Paul’un önerisinin Kongre’nin her iki kanadından da onay alması gerekiyor.

Ancak, Senato’nun Demokratlar tarafından kontrol edilmesi nedeniyle bu durumun pek olası olmadığı belirtiliyor. Ayrıca Biden, tasarıyı veto etme yetkisini de elinde tutuyor.

Daha önce ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Beyaz Saray’ın, Kongre tarafından onaylanan yardımın “her bir dolarını” Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlamasından önce harcamayı planladığını açıklamıştı.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise Biden yönetiminin kalan aylardaki öncelikli hedeflerinden birinin, “Ukrayna’yı savaş alanında mümkün olan en güçlü konuma getirmek ve müzakere masasında elini güçlendirmek” olduğunu ifade etmişti.

Pentagon yetkilileri, şu anda Ukrayna için 9,3 milyar dolarlık askeri yardım üzerinde çalışıldığını bildirdi. Sözcü Sabrina Singh, Trump göreve başlamadan önce bu yardımların harcanması için Kiev’e haftalık olarak silah sevkiyatlarının planlandığını açıkladı.

Ayrıca 20 Kasım’da Pentagon, Ukrayna’ya 275 milyon dolarlık ek bir askeri yardım paketi daha göndereceğini duyurdu.

İsviçreli askeri uzman Bosshard ile mülakat: Rusya’dan hangi karşılık beklenebilir?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English