Bizi Takip Edin

AVRUPA

Katalan lider Puigdemont Barselona’da polisten kaçmayı başardı

Yayınlanma

Eski Katalan hükümeti başkanı ve ayrılıkçı lider Carles Puigdemont, 8 Ağustos Perşembe günü Barselona’da yaptığı konuşmanın ardından İspanyol polisini atlatmayı başararak tekrar kayıplara karıştı.

Katalonya’nın yeni başkanı Sosyalist Salvador Illa’nın yemin töreninden dakikalar önce, sağcı ayrılıkçı Katalonya için Birlikte (JxCat) partisinin lideri Puigdemont, Katalan başkentinde ayrılıkçılar için sembolik bir yer olan Arc de Triomf’ta (zafer takı) yaklaşık 3.500 destekçisine kısa bir konuşma yapmayı başardı.

Katalan bölgesel polisi (Mossos d’Esquadra) tarafından fark edilmeden ya da yakalanmadan oraya nasıl gittiğini kimse açıklayamıyor. İspanyol medyası ise konuşmasına izin verilmesi için “zımni bir anlaşma” yapıldığını iddia ediyor.

Puigdemont’a yardım etmekle suçlanan bir polis gözaltına alındı

Puigdemont, “Birbirimizi bir daha ne zaman göreceğimizi bilmiyorum. Fakat birbirimizi tekrar gördüğümüzde, şimdi sonlandıracağım haykırışı birlikte haykırabiliriz: Çok yaşa özgür Katalonya,” dedi.

Konuşmasının ardından Puigdemont en son kalabalığın arasından bölgesel parlamento binasına doğru ilerlerken görüldü, fakat o andan itibaren “ortadan kayboldu.”

Bu arada İspanyol haber ajansı EFE’nin haberine göre Katalan polisi Puigdemont’un JxCat mitinginde yaptığı konuşmanın ardından bir araçla kaçmasına yardım etmekle suçlanan bir memuru gözaltına aldı.

Mossos d’Esquadra, ayrılıkçı eski liderin izini sürmek için “Jaula” (İspanyolca kafes) operasyonunu başlattı ve şehrin etrafına barikatlar kurdu.

Katalan lider daha önce de bir otomobilin bagajında kaçmıştı

Ayrılıkçı lider ulusal tutuklama emri altında olmasına rağmen Barselona’nın şehir merkezinde bir turist gibi serbestçe dolaşabildi.

Öte yandan son “kaçışı”, JxCat liderinin polisten kaçmayı başardığı ikinci sefer.

30 Ekim 2017’de, Katalonya’daki ayrılıkçı girişimden kısa bir süre sonra, ayrılıkçı lider, bağımsızlık yanlısı davaya sempati duyan küçük bir grup bölgesel polis memurunun yardımı sayesinde bir arabanın bagajında saklanarak gece İspanya’dan kaçmıştı. 

Hükümet, Katalan liderin kaçışına göz mü yumdu?

İspanya Başbakanı Pedro Sánchez liderliğindeki PSOE hükümeti ve sol platform Sumar ile yapılan tartışmalı af anlaşması çerçevesinde hakkındaki “vatana ihanet” ve “terör” suçlamaları düşürülmüş olsa da Puigdemont, 1 Ekim 2017’de düzenlenen yasadışı bağımsızlık referandumunun organizasyonuyla ilgili olarak kamu fonlarını zimmetine geçirme ve yasadışı zenginleşme suçlamalarıyla karşı karşıya.

İspanya Yüksek Mahkemesi temmuz ayında zimmete para geçirme suçunun, bağımsızlık yanlısı liderleri o yılki ayrılma girişimindeki rolleri nedeniyle yargılanmaktan koruyan af yasası kapsamına girmediğine karar verdi.

Bununla birlikte Puigdemont’un tutuklanmasının Sanchez hükümetinin istikrarını tehdit edebileceği düşünülüyor. PSOE-Sumar koalisyon hükümetinin istikrarı, JxCat’in yedi milletvekilinin ve bağımsızlık yanlısı solcu rakibi Katalonya Cumhuriyetçi Solu’nun (ERC) ulusal parlamentodaki yedi milletvekilinin desteğine bağlı.

Muhalefet: İspanyol demokrasisi için yeni bir aşağılanma

Koalisyon hükümeti ya da PSOE Puigdemont’un dönüşü hakkında yorum yapmazken, İspanya’nın ana muhalefetteki Halk Partisi (Partido Popular – PP) lideri Alberto Nuñez Feijóo Barselona’da yaşananları “dayanılmaz bir aşağılanma” olarak değerlendirdi.

Feijóo, “Pedro Sanchez’in birinci derecede sorumlu olduğu bu çılgınlığı canlı olarak izlemek acı verici. İspanya’nın imajına bu şekilde zarar vermek affedilemez,” dedi.

İspanyol parlamentosundaki üçüncü büyük güç olan aşırı sağcı VOX partisinin Genel Sekreteri Ingacio Garriga, Sánchez’i Puigdemont’un tutuklanmadan Katalonya parlamentosunun sadece birkaç metre ötesinde bir miting yapmasına göz yumarak İspanya’nın “küçük düşürülmesine” izin vermekle suçladı.

Garriga, “Kişisel çıkarları için bir vatanın gururunu ayaklar altına aldığını bir kez daha gösteren ulusun Hükümetinin pasifliği karşısında, parlamentoya birkaç metre mesafede miting düzenleyebilen bir suçluyu, bir adalet kaçağını görmek gibi bir saçmalığa, demokratik bir anormalliğe tanık olmak zorunda kaldık,” dedi.

AVRUPA

Ermenistan’da ‘askeri darbe girişimi’ iddiası

Yayınlanma

Ermenistan Soruşturma Komitesi’nden yapılan açıklamada Ulusal Güvenlik Teşkilatı’nın silahlı darbe yoluyla ülkede iktidarı ele geçirme girişimini engellediği duyuruldu.

Aralarında Dağlık Karabağ kökenli kişilerin de bulunduğu yedi Ermenistan vatandaşı hakkında dava açıldı. Üç kişi gözaltına alınırken, diğerleri için arama çalışmaları devam ediyor.

Açıklamaya göre, sanıklar bazı vatandaşları ayda 220 bin dram maaş vaadiyle devşirmeye çalıştı.

Söz konusu şahıslar, “yeni nesil ağır silahları tanıma, kullanma ve muharebe eğitimi alma” bahanesiyle üç aylık askeri eğitim kamplarına katılmak üzere Rusya’nın Rostov-na-Donu bölgesine gönderildi. Komitenin iddiasına göre asıl amaç, şahısları Ermenistan’a döndüklerinde kullanmaktı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ya da Erivan Büyükelçiliğinden konuya ilişkin henüz açıklama gelmedi.

Açıklamada, askerlerin kişisel özelliklerinin, siyasi görüşlerinin ve Ermeni kolluk kuvvetleriyle bağlantılarının yalan makinesi testleriyle incelendiği belirtildi.

Açıklamaya göre, bu şahıslar daha sonra kapalı alanda savaş eğitimi verilen Arbat askeri üssüne yerleştirildi.

Ekip üyelerine, tatbikatın gerçek amacının Ermenistan’daki mevcut hükümeti devirmek olduğu açıkça söylendi.

Askerlerin bir kısmı bu plana katılmayı reddederek ülkeye geri döndü. Geri kalanlar ise planlarını hayata geçiremeden güvenlik güçleri tarafından yakalandı.

Paşinyan: KGAÖ, Ermenistan’ın güvenliği, varlığı ve egemenliğine tehdit oluşturuyor

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Sol partilerden Macron’a karşı görevden alma hamlesi

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a karşı Boyun Eğmeyen Fransa (La France insoumise – LFI) tarafından açılan azil davası, 17 Eylül Salı günü Ulusal Meclis bürosu tarafından 10’a karşı 12 oyla kabul edilebilir bulundu.

Beşinci Cumhuriyet tarihinde türünün ilk örneği olan bu hamlenin başarıya ulaşma şansı bulunmamakla birlikte, LFI’yı da bünyesinde barındıran solcu Yeni Halk Cephesi’nin (NFP) Ulusal Meclis’in en üst makamı olan büroda çoğunluğa sahip olması nedeniyle salı günkü oylamanın sonucu bekleniyordu.

300.000’den fazla kişi tarafından imzalanan bir dilekçeye göre prosedür, Macron’un “parlamenter rejimler dünyasında ve temsili demokrasi sisteminde eşi benzeri görülmemiş otoriter sürüklenişini” kınamak için başlatıldı.

Temmuz ayında yapılan parlamento seçimlerinde NFP’nin en çok sandalyeyi kazanmasına rağmen, Cumhurbaşkanı yaz boyunca NFP adayı Lucie Castets’in hükümeti kurmasına izin vermedi. Sonunda muhafazakâr-sağcı Michel Barnier bu ayın başlarında başbakan olarak atandı.

Emmanuel Macron’un olası azli, parlamentonun genelinde oylamaya sunulmadan önce Ulusal Meclis’in Hukuk Komisyonu tarafından incelenecek.

Metnin kabul edilebilmesi için milletvekillerinin üçte ikisi (577 milletvekilinden 385’i) tarafından onaylanması gerekiyor. Karar Meclis engelini geçerse, sağ partilerin ve merkezci müttefiklerinin çoğunlukta olduğu Senato’ya gönderilmesi gerekiyor.

Dolayısıyla Macron’un görevden alınmasının kabul edilmesi matematiksel olarak imkansız görünüyor, özellikle de Ulusal Meclis’teki Ulusal Birlik’in (RN) başkanı Marine Le Pen, bu hareketi sol tarafından düzenlenen “uğursuz bir komedi” olarak kınamış ve onları “düzensizlik ve kaos” yaymakla suçlamışken.

Fakat aralarında Antoine Léaument’in de bulunduğu LFI milletvekilleri salı günkü oylamayı gerekli bir “parlamenter karşılık” olarak memnuniyetle karşıladı. Parti lideri Jean-Luc Mélenchon ise 21 Eylül Cumartesi günü Fransa genelinde “Macron’u devirmek için” gösteriler düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanının partisinin Ulusal Meclis’teki milletvekili grubunun lideri olan eski Başbakan Gabriel Attal ise “bu önergeyi ve bu tartışmayı” “kurumlarımıza karşı bir savaş ilanı” olarak nitelendirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Politico: Zalujnıy, Kursk oblastının işgaline karşı çıkmıştı

Yayınlanma

Politico haber kuruluşunun Ukraynalı yetkililere dayandırdığı haberine göre eski Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy, Kursk oblastının Ukrayna güçleri tarafından işgal edilmesine karşı çıktı.

Haberin kaynağı, “Zalujnıy bunun bir macera olduğunu düşünüyordu” diye belirtti.

Zalujnıy, Rusya topraklarına girilmesi durumunda net bir eylem planının olmadığına dikkat çekti.

Bu konuda sorular sordu ancak Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’den tatmin edici bir yanıt alamadı.

Ukrayna ordusunun 80. Hava İndirme Tugayı’nın görevden alınan komutanı Emil İşkulov da taarruza karşı çıktı.

Gazetenin kaynaklarına göre İşkulov, tugayının Rusya topraklarında savunmasız kalmasından ve can kaybının ciddi ölçüde artmasından endişe ediyordu.

Ukrayna güçleri 6 Ağustos’ta Kursk oblastını işgal etti ve o tarihten bu yana bölgede çatışmalar sürüyor. Kursk, Belgorod ve Bryansk oblastlarında terörle mücadele operasyonu rejimi uygulanırken, ilk iki bölgede ayrıca olağanüstü hâl ilan edildi.

Ukrayna, BM ve Kızıl Haç’ı Kursk oblastına davet etti

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English