Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Kiev, ABD’yi Ukraynalı pilotların F-16 eğitimini kasten geciktirmekle suçladı

Yayınlanma

Verhovna Rada (Ukrayna parlamentosu) silah ve mühimmat komisyonu başkanı Aleksandra Ustinova, 2024 yılı sonuna kadar Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin F-16 savaş uçaklarını uçurmaya tamamen hazır sadece 20 pilotu olacağını öne sürdü.

İngiliz The Times gazetesine mülakat veren Ustinova, ABD’nin Ukraynalı pilotların eğitimini kasıtlı olarak geciktirdiğini savundu.

Ukrayna’nın yıl sonuna kadar ‘savaş uçağından daha az eğitimli pilota’ sahip olacağını kaydeden Ustinova, ABD’nin, ordunun F-16’ları kullanacak şekilde eğitilmesindeki gecikme için ‘tekrar tekrar bahaneler üretmeye devam ettiğini’ belirtti.

Aynı zamanda Ustinova, pilotların eğitimindeki gecikmenin ‘tamamen siyasi bir mesele’ olduğunu ve bunun Washington’un F-16’ların Ukrayna topraklarındaki varlığının Moskova tarafından ülkenin NATO’ya entegrasyonu olarak görülebileceği korkusuyla alakalı olduğunu savundu.

Öte yandan yetkili, Kiev tarafından talep edilen yardımın gecikmeli olarak ulaştığını anımsattı.

Eğer Ukrayna 2023’teki karşı taarruzda F-16’lara sahip olsaydı, hikayenin ‘tamamen farklı olacağını’ iddia eden Ustinova, ayrıca Kiev’in bu savaş uçaklarını hava savunma sisteminin bir parçası olarak kullanmayı planladığını da sözlerine ekledi.

Ukrayna Danimarka, Belçika, Norveç ve Hollanda’dan F-16’lar bekliyor.

Reuters haber ajansına Ukrayna’ya taahhüt edilen savaş uçaklarının ilki haziran ya da temmuz ayında ülkeye ulaşabilir.

Defence News portalı pilotların eğitimindeki gecikmenin mürettebat üyelerinin de uçuşlara hazırlanması ihtiyacından kaynaklandığını bildirdi.

Batı, Ukrayna’ya F-16 uçaklarını yaz aylarında teslim edecek

‘Kiev tarafından satın alınan bazı silahlar iki yıl içinde altı kat daha pahalı hale geldi’

Bunun yanı sıra The Times‘ın bir başka haberine göre Ukrayna, ihtiyaç duyduğu bazı silahları, Rusya’nın askeri müdahalesi başlamadan önceki piyasa değerlerinin kat kat üzerinde fiyatlarla satın almak zorunda kalıyor.

Gazetenin Ukraynalı kaynaklara dayandırdığı haberine göre tedarikçiler genelde iki yıl öncesine kıyasla altı kat daha fazla ödeme talep ediyor.

Ukrayna Savunma Tedarik Ajansı’nın kurucusu Vladimir Pikuzo, gazeteye verdiği mülakatta Sovyet silah sistemlerinin ve bunlara yönelik malzemelerin satın alınmasındaki zorluklara dikkat çekti.

Ukrayna ordusunun kuruluşundan sonra bu silahların fiyatları hızla yükseldi. Örneğin Grad füzeleri şu anda 6 bin dolara satılıyor. Ukrayna bunları 4 bin 700 dolara satın almayı başarsa da 1990’lı yıllarda birim başına sadece 900 dolara mal oluyordu.

125 milimetrelik tank mermilerinin fiyatı da 1200 dolardan 7 bin 400 dolara yükseldi.

Gazete, ‘şeffaflık eksikliği ile bilinen bir sektörde’ fiyatlardaki bu kadar hızlı artışın kesin nedenini belirlemenin zor olduğunu vurguladı. Pikuzo ise “Böyle bir artışı izah etmemiz mümkün değil,” diye konuştu.

Gazete, en akla yatkın açıklamanın aracılar ve tedarikçiler tarafından yapılan spekülasyonlar olduğunu kaydetti.

Bununla beraber gazete, Ukrayna’nın bu süreçte Batılı istihbarat kurumlarıyla işbirliği yaptığını, onların da Sovyet silah stoklarının bulunmasına yardımcı olduklarını ve söz konusu silahları doğrudan satmaktan kaçınan ülkelerden ‘çaldıklarını’ iddia etti.

Ukrayna’nın genel olarak mali kaynaklardan yoksun olduğunu savunan Pikuzo, ülkenin savaş alanındaki ihtiyaçlarının yalnızca yüzde 20’sini karşılayan bir bütçeye sahip olduğunu dile getirdi.

Pikuzo, Kiev’in ‘Çin’in 200 milyar dolarlık askeri bütçesinin üç ya da dört katı’ kadar parası olsa bile yeterli üretim kapasitesine sahip olmadığını da sözlerine ekledi.

Ukrayna ordusunda dev yolsuzluk: Rusya ordusu neden bu kadar hızlı ilerliyor?

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English