Diplomasi
Kritik ziyaret başladı

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in, Rusya lideri Vladimir Putin’in daveti üzerine planladığı üç günlük Moskova ziyareti başladı.
Çin lideri, Vnokova Havaalanı’nda Rusya Başbakan Yardımcısı Dimitriy Çernişenko tarafından askeri bando eşliğinde görkemli bir törenle karşılandı.
“Başkan Vladimir Putin’in daveti üzerine, yakın komşumuzun ülkesine resmi ziyaret için gelmekten çok mutluyum” diyen Xi Jinping, Çin hükümeti ve halkı adına Rusya hükümetine ve halkına en içten selamlarını ve en iyi dileklerini sunduğunu ifade etti.
Ziyareti, “dostluk, işbirliği ve barış yolculuğu” olarak nitelendiren Xi, ikili ve ortak çıkarları ilgilendiren başlıca uluslararası ve bölgesel meseleler hakkında Putin ile derinlemesine görüş alışverişinde bulunmayı sabırsızlıkla beklediğini söyledi ve ziyaretinin Rusya ile ilişkilerin gelişmesine “yeni bir ivme kazandıracağına” emin olduğunu vurguladı.
Ukrayna gündemi
Xi’nin ziyarette Pekin’in Ukrayna savaşının siyasi çözümüne dair önerilerini de gündeme getirmesi bekleniyor. Çin Dışişleri Bakanlığı daha önce, Rusya ve Ukrayna’ya 12 maddelik ateşkes önerisi sunmuştu.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov ziyaretle ilgili pazartesi günü yaptığı açıklamada, liderlerin “öyle ya da böyle” barış umutlarını tartışacaklarını ve Ukrayna’nın “şüphesiz gündemde olacağını” söyledi.
Xi’nin ziyareti öncesinde Rusya lideri Vladimir Putin de yaptığı yazılı açıklamada, “eski ve iyi dost” olarak nitelendirdiği Çin liderinin ziyaretiyle ilgili umutlu olduğunu, hem işbirliği hem de Çin’in arabuluculuğu girişiminden memnuniyet duyduğunu belirtti.
Xi’nin ayrıca, Rusya gezisinin ardından Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ile de konuşması bekleniyor.
Wall Street Journal gazetesi geçen haftalarda, Xi Jinping’in, Putin’le görüşeceği Moskova ziyaretinin ardından Zelenski ile görüntülü görüşme gerçekleştirmesinin beklendiğini yazmıştı. Konuya ilişkin Pekin ve Moskova’dan bir açıklama yapılmadı.
Zelensky’nin sözcüsü Serhiy Nykyforov ise cuma günü yaptığı açıklamada, görüşmenin ne zaman yapılacağı konusunda 1belirli bir anlaşma olmadığını”, ancak “çalışmaların devam ettiğini” söyledi.
Pekin’den UCM çağrısı: Yargı dokunulmazlığına saygı duyun
Xi’nin Rusya ziyareti, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin cuma günü Putin’in savaş suçu işlediği gerekçesiyle tutuklanması için emir çıkarmasından sonra geldi.
UCM’nin Roma Statüsü’ne taraf olmayan Kremlin, kararı “hukuksuz ve hükümsüz” ilan ederek reddetmişti.
Çin dışişleri bakanlığı da Xi’nin ziyareti ile aynı gün yaptığı açıklamada, UCM’yi bir devlet başkanının “yargı dokunulmazlığına saygı duymaya” ve “siyasileşmeden ve çifte standarttan kaçınmaya” çağırdı.
İki liderin makalelerinde ‘hegemonya’ vurgusu
Toplantı öncesinde, iki lider de birer makale kaleme aldı – Xi’nin makalesi Rus devlet ajansı Ria Novosti’de; Putin’inki de Çin’in People’s Daily (Halkın Günlüğü) gazetesinde yayınladı.
Xi Jinping yazısında, “Çin ve Rusya, birbirlerinin en büyük komşusu ve kapsamlı stratejik ortağıdır” derken, Putin de, “Rusya-Çin ilişkileri tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı” ifadesini kullandı.
Xi, “hiçbir ülkenin uluslararası düzeni dikte etmemesi gerektiğini” vurgularken, Putin doğrudan, ABD’yi ve ‘kolektif Batı’yı işaret etti: “ABD’nin eş zamanlı olarak Rusya ve Çin’in yanı sıra Amerikan diktasına boyun eğmeyen herkesi çevreleme politikası her zamankinden daha şiddetli ve iddialı hale geliyor.”
Putin özel davet etti
Putin ve Xi Jinping, en son Eylül 2022’de Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesi için gittikleri Özbekistan şehri Semerkant’ta yüz yüze bir araya gelmişti.
Putin, Aralık ayı sonlarında ise Xi Jinping ile bir video konferans görüşmesi yaparak onu Moskova’ya davet etmişti.
Geçen hafta Xi Jinping, üçüncü beş yıllık dönem için Çin Devlet Başkanı olarak yeniden seçildi. Putin, tebrik mesajında Moskova ve Pekin’in kilit konularda koordinasyonu sürdüreceğini iletti. Rusya lider ayrıca Çin Devlet Başkanı ile birlikte iki ülke arasındaki çeşitli alanlarda işbirliğini artırabileceğine olan güvenini dile getirdi.
Batı’nın baskıları sonrası ilişkiler gelişti
Rusya’nın 24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna operasyonu, Moskova’ya Batılı ülkeler tarafından yaptırım uygulanmasına yol açtı. Pekin, Batı’nın baskılarına rağmen Rusya’ya yaptırımlara katılmadı ve savaşın başlamasına NATO’nun Avrupa’da genişleme stratejisinin yol açtığını söyleyerek ABD’yi suçladı.
Çin on yıldan fazla bir süredir Rusya’nın en büyük ticaret ortağı olmayı sürdürürken, Batı’nın yaptırımları da ticaret hacminin hızla artmasına neden oldu. Rusya ayrıca, Çin’in en büyük petrol tedarikçisi, ikinci en büyük boru gazı tedarikçisi ve dördüncü en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz tedarikçisi konumunda.
Çin ve Rusya, Moskova’nın Ukrayna müdahalesinden haftalar önce 2022 yılı Şubat ayında “sınırsız ortaklık” anlaşması imzalamıştı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın savaşın birinci yıldönümünde Kiev’i ziyaret ettiği sırada, Çin’in en kıdemli diplomatı, Çin Komünist Partisi Dış İlişkiler Merkez Komisyonu Direktörü Wang Yi de aynı hafta Moskova’yı ziyaret etmişti.
Wang Yi, iki ülke arasındaki ilişkileri, “kaya gibi sağlam” diye nitelendirmişti.
Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmayı reddeden Pekin’in defalarca barış görüşmesi çağrısında bulunmasına rağmen Moskova ile “derin” ortaklığı, ABD ve birçok Avrupa ülkesini endişelendiriyor.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Ukrayna krizi boyunca Rusya’yı izole etmeye yönelik Batı baskısına direnerek Putin’in yanında yer aldı. Çin-Rus ticaret hacmi Ukrayna savaşından bu yana artarken, Rusya’nın Çin’e petrol satışı da artış gösterdi. 2022’de Çin’in Rusya’ya ihracatı yüzde 12,8, Rusya’nın Çin’e ham petrol ihracatı dolar bazında yüzde 44 ve gaz ihracatı yüzde 100’den fazla arttı.
Diplomasi
Trump: Rusya G8’den çıkarılmasaydı Putin Ukrayna’ya saldırmazdı

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Rusya 2014 yılında sonrası G8’den çıkarılmasaydı Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunmayacağını belirtti. Kanada’daki G7 zirvesi sırasında konuşan Trump, Rusya’nın G8’den çıkarılmasının bir hata olduğunu savundu.
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 2014 yılında Kırım’ın Rusya Federasyonu’na bağlanmasının ardından G8 grubundan çıkarılmasaydı Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunmayacağını dile getirdi.
Kanada’daki G7 zirvesi sırasında açıklama yapan Trump, “Önceden burası sekizli gruptu. Barack Obama ve Justin Trudeau isimli kişi, Rusya’nın G8’de olmasını istemedi. Ve ben bunun bir hata olduğunu söyleyebilirim. Çünkü eğer Rusya G8’de olsaydı, şimdi bir savaşımız olmazdı,” dedi.
Trump, Putin’in sadece kendisiyle iletişim kurduğunu ve Rusya’yı birlikten çıkarmak istemeyen G7 üyelerinin tutumundan “memnun olmadığını” ekledi.
ABD Başkanı, “Size şunu söyleyebilirim ki o (Putin), kendisini dışarı atan kişilerle neredeyse hiç konuşmuyor ve ben de ona katılıyorum. Masanızda bir düşmanınız var, ben (Putin’i) o zamanlar bir düşman olarak bile görmüyordum, o bir düşman değildi,” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Trump, Rusya’nın birliğe geri dönmesinin şu anda pek mümkün olmadığını, çünkü “çok fazla zaman geçtiğini” kabul etti.
Ancak Çin’in G7’ye davet edilmesinin “o kadar da kötü bir fikir olmadığı” görüşünü dile getirdi.
G7 üyeleri, Rusya’yı 2014’ün mart ayında Kırım’ın Rusya’ya bağlanması ve Ukrayna’nın doğusunda vekalet savaşının başlamasının ardından gruptan çıkarmıştı.
O zamandan beri G8, Rusya’nın katılımı olmadan G7 olarak faaliyet gösteriyor.
Daha önce Trump, ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya, Kanada ve Japonya dahil olmak üzere dünyanın en büyük yedi ekonomisini bir araya getiren G7’ye Rusya’nın geri dönmesi çağrısında bulunmuştu.
Şubat ayında Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada da Rusya’nın “sekizliden” çıkarılmasını bir hata olarak gördüğünü vurgulamıştı.
2020 yılında ilk görev süresi boyunca ABD Başkanı, böyle bir adımın “sağduyuya” uygun olduğunu vurgulamış ancak diğer katılımcı ülkeler onun girişimini desteklememişti.
Moskova, 1997 yılında dünya liderlerinin gayri resmi kulübüne katılmıştı.
Diplomasi
İngiliz danışman: NATO müttefikleri savaşa hazır değil

İngiliz hükümetinin savunma danışmanı Grace Cassy, NATO ülkelerini yeni askeri teknolojilerin benimsenmesi konusunda çok yavaş hareket etmekle suçladı.
Birleşik Krallık’ın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerin önemli bir bağımsız değerlendirmesi olan stratejik savunma incelemesi (SDR), ülkenin gelişmiş yetenekler, mühimmat ve uzun menzilli silahlara yatırım yaparak “savaşa hazır” olması gerektiğine büyük önem verdi.
Bakanlar tüm önerileri kabul etse de, Başbakan Keir Starmer, ülkenin GSYİH’sinin yüzde 3’ünü savunmaya ayırmak için bir takvim belirlemeyi reddetti. Uzmanlar, bu oranın incelemenin tamamını gerçekleştirmek için gerekli minimum oran olduğunu savunuyor.
Güvenlik alanında faaliyet gösteren girişimlere yatırım yapan ve eski Başbakan Tony Blair’in eski danışmanı Cassy, SDR’yi yönlendirmek için seçilen altı dış uzmanından biri.
POLITICO’ya verdiği demeçte, Ukrayna’daki savaşın, gözden geçirenlerin yeni savaş teknolojisine bakışında merkezi bir rol oynadığını söyledi.
Her iki taraf da insansız hava araçları, sensörler ve sinyal bozma sistemlerini hızla kullanıma soktu. Kiev, daha zayıf konvansiyonel yeteneklerle yola çıkarken, Moskova uluslararası yaptırımlar nedeniyle edinebilecekleri konusunda kısıtlıydı.
Cassy, “Genellikle oldukça kısa süreli bir avantaj elde etmek için bir savaş var. İnovasyon döngüleri inanılmaz derecede kısa,” dedi.
Bunun özellikle insansız hava araçları için geçerli olduğunu kaydeden danışman, frekansların paylaşılması nedeniyle “bir gün uçurabileceğiniz bir aracın, bir hafta sonra uçamayabileceğine” dikkat çekti.
Cassyi “SDR, bu şekilde savaşmaya hazır hale gelmemiz için daha önümüzde uzun bir yol olduğunu açıkça ortaya koyuyor,” diye uyardı.
Cassy, özellikle, riskten kaçınma eğilimi ve birkaç büyük savunma tedarikçisine aşırı bağımlılığın yanı sıra, tedarik süreçlerinin yavaşlığının Birleşik Krallık’ı geride bıraktığını belirtti.
SDR, modern savaşın hızına ayak uydurmak için en son teknolojilerin kullanıma sunulması için üç aylık bir süre önerdi.
CyLon Ventures’ın kurucu ortağı Cassy, bu dersin tüm ittifak için zorunlu olduğunu belirterek, “Yarın savunma harcamalarını yüzde 5’e çıkarsak bile, eski alışkanlıklarımızdan vazgeçmezsek, geleceğe hazırlıklı olamayız. NATO içindeki bizler, sadece Birleşik Krallık değil, tüm NATO üye ülkeleri, bu yeni parayı daha iyi harcamak için değişmeliyiz,” dedi.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, tüm üye ülkeleri kendi savunmalarına daha fazla para ayırmaya çağırdı ve geçen hafta Rusya’nın beş yıl içinde NATO’ya karşı askeri güç kullanmaya hazır olabileceği uyarısında bulundu.
Fakat Cassy, siber saldırılar ve kritik ulusal altyapıya yönelik tehditler gibi “gri bölge”deki diğer saldırı türlerinin daha acil olduğunu söyledi.
Danışman, “Zaten her gün, geleneksel savaş eşiğinin altında bir mücadeledeyiz ve bu da daha geniş savunma alanlarına uygun şekilde yatırım yapmamızı gerektiriyor,” dedi.
Diplomasi
Leyen: Donald haklı, sorunun kaynağı Çin

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Çin’in otomobiller, bataryalar ve rüzgar türbinlerinde kullanılan hammaddelere uyguladığı ihracat kısıtlamalarını eleştirerek Donald Trump ile ortak bir zemin bulmaya çalıştı.
Kanada’nın Kananaskis kentinde düzenlenen G7 zirvesinde küresel ekonomi konulu oturumda Leyen, AB’nin zirveye ilişkin açıklamasında, Pekin’i kendi şirketlerini desteklemek için sübvansiyonlar uygulayarak küresel ticareti bozmakla suçladı.
AB’nin en üst düzey yöneticisi, Çin’i kritik hammaddelerin üretimi ve rafine edilmesinde lider konumunu “silah olarak kullanmak” ve rakiplerini alt etmek için küresel ticaret kurallarını ihlal etmekle suçladı.
Nisan ayından bu yana Pekin, kalıcı mıknatısların ve bunların üretiminde gerekli minerallerin ihracatını önemli ölçüde kısıtladı. Bu hamle, Trump’ın Çin’e uyguladığı gümrük vergilerine yanıt olarak geldi, fakat Pekin kısıtlamaları küresel olarak uyguladı ve Avrupa’ya da zarar verdi.
Leyen, G7 yuvarlak masa toplantısında yanında oturan Trump’a yönelik sert bir yorumda, “Ortaklarımız arasındaki gümrük vergilerine odaklandığımızda, hepimizi tehdit eden asıl sorundan dikkatimizi başka yöne çekmiş oluyoruz,” dedi.
Leyen, “Bu noktada Donald haklı, ciddi bir sorun var,” diye ekleyerek, ABD başkanını müttefiklerine gümrük vergileri uygulamak yerine, Çin’in ticaret dengesizliklerini gidermek için müttefikleriyle güçlerini birleştirmeye çağırdı.
Brüksel, Trump’ı ticaret savaşında AB’yi hedef almaması için aylarca ikna etmeye çalıştı. Çin’in sanayi politikası konusunda işbirliğinin eşit ticaret koşullarını sağlamanın en iyi yolu olduğunu savunarak, ABD başkanını övüp ikna etmeye çalışarak cezai vergileri geri çekmesini sağlamaya çalıştı.
Çin’i, “fikri mülkiyet haklarının ihlali, küresel üretim ve tedarik zincirlerini domine etmek amacıyla verilen büyük sübvansiyonlar”a odaklanmakla suçlayan AB şefi, “Bu piyasa rekabeti değil, kasıtlı bir çarpıtma,“ dedi.
Komisyon başkanı, “yeni bir Çin şoku” olarak nitelendirdiği duruma karşı uyarıda bulunarak, Pekin’i küresel pazarları ucuz devlet sübvansiyonlu ürünlerle doldurmakla suçladı ve G7 ülkelerini hammadde sektöründeki hakimiyetine karşı mücadele etmeye çağırdı.
POLITICO’nun gördüğü zirveye ilişkin taslak açıklamada, G7 liderleri “G7 kritik mineraller eylem planını” uygulamayı taahhüt edecek. Ne var ki taslakta Çin’in adı geçmiyor, bunun yerine “kritik mineraller sektöründeki piyasa dışı politika ve uygulamalar”dan dolaylı olarak bahsediliyor.
Zirve öncesinde, kritik hammaddelerle ilgili bildirinin, Kanada’da bir araya gelen liderler ile Güney Afrika, Ukrayna, Brezilya ve Hindistan gibi ortak ülkeler arasında en kolay üzerinde anlaşmaya varılacak konu olacağı tahmin ediliyordu.
Leyen ayrıca Trump ile ayrı bir görüşme yaptı ve iki tarafın “iyi ve adil” bir ticaret anlaşması için “çalışmalarını hızlandıracağını” söyledi.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya7 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını1 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Görüş1 hafta önce
Avrupa’nın savunma özerkliği ve Almanya’nın askerî rolü dönüm noktasında
-
Dünya Basını2 hafta önce
Financial Times: Borç batağındaki ‘gelişmekte olan ülkeler’ için kayıp on yıl kapıda
-
Dünya Basını1 hafta önce
Mevcut jeopolitik değişiklikleri anlamak: Sergey Karaganov ile mülakat
-
Amerika1 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Görüş1 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 3