Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Lavrov: Rusya zaferle çıkacak, Batı başka dilden anlamıyor

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Batı’nın Ukrayna üzerinden başlattığı çatışmayı kazanacaklarından emin olduğunu belirtti. Lavrov, ABD’nin uluslararası krizlerde çözüm yerine sorunları derinleştirdiğini vurgularken, Batı’nın güvenilmezliğini fark eden ülkelerin dolardan kaçmaya başladığını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 79. oturumu öncesinde TASS haber ajansına verdiği mülakatta, Batı’nın Ukrayna’yı bir vekil olarak kullanarak başlattığı çatışmayı Rusya’nın kazanacağını söyledi. Lavrov, Batı’nın yalnızca güç dilinden anladığını ifade etti.

Lavrov, “Zafer bizim için gerekli. Başka bir dilden anlamıyorlar. Bu zafer bizim olacak, bundan en ufak bir şüphemiz yok. Batı’nın Ukrayna aracılığıyla bize karşı başlattığı savaşa karşı gerçekten kenetlendik,” dedi.

‘ABD, ‘sorun çözücü’ gibi davranıp krizleri derinleştiriyor’

Bunun yanı sıra Lavrov, Ukrayna ve Gazze Şeridi’ndeki durumların, ABD’nin dünya genelinde bir ‘sorun çözücü’ gibi davranarak aslında çatışmaları daha da kötüleştirdiğini gösterdiğini belirtti.

Bakan, “Batı’nın ana ‘sorun çözücü’ olarak dahil olduğu her yerde, beni mazur görün, bir kriz doğuyor ve durum –yüz binlerce can kaybı, yıkım, sosyo-ekonomik sıkıntılar– daha da kötüleşiyor. Uluslararası sahnede bulunduğum süre boyunca, Batı müdahalesinin olumlu sonuç verdiği tek bir örnek bile yok. Şu anda aynı şeyi Ukrayna ve Filistin-İsrail çıkmazında görüyoruz,” ifadelerini kullandı.

‘BM, Kursk oblastına yapılan saldırılara sessiz kalmayı tercih ediyor’

Lavrov, BM’nin, Ukrayna’nın Batılı silahlarla gerçekleştirdiği ve Rusya’nın Kursk Bölgesi’ndeki sivil hedeflere yönelik saldırılar hakkında sessiz kalmayı tercih ettiğini söyledi:

“Terör örgütleri modern Batı silahlarıyla Kursk oblastını bombalarken, her gün yerleşim yerleri vuruluyor, evler ve sosyal tesisler zarar görüyor, siviller daha güvenli bölgelere kaçıyor. BM’nin insan haklarından sorumlu yetkililerinden, özellikle de genel sekreterden bu konuda tek bir söz duymadım.”

‘NATO ve AB, Doğu Avrupa’ya güvenmiyor’

NATO ve Avrupa Birliği içindeki Doğu Avrupa ülkeleri, Batılı müttefiklerinin onlara güvenmediğini anlaması gerektiğini kaydeden Lavrov, “Bugün NATO ve AB’nin himayesi altındaki Doğu Avrupa ülkeleri, efendilerinin onlara güvenmediğini fark etmeli. Önemli uluslararası atamalara bile yaklaşamayacaklar,” diye konuştu.

‘Batı’nın güvenilmezliği fark edildikçe ülkeler dolardan kaçıyor’

Bakan Lavrov, Batı’nın güvenilmezliğini gören birçok ülkenin, dolara olan bağımlılıklarını azaltmaya çalıştığını belirtti:

“1990’larda Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası’ndaki ABD temsilcilerinin, dolardan korkulmaması gerektiğini adeta bir düstur gibi tekrarladığını hatırlıyorum. Dolar, ABD’nin silahı değil, evrensel bir hazinedir, küresel ekonominin kan damarlarıdır. Peki şimdi ne oldu? Artık ülkeler dolardan kaçıyor veya bu sisteme derinden bağlı olanlar bile yavaş yavaş bağımlılıklarını azaltıyor.”

‘Kiev rejiminin suçlarını aklamak Batı için mecburi’

Lavrov, Batı’nın BM Güvenlik Konseyi’nde uzun zamandır diyalog yerine ‘mikrofon diplomasisine’ geçtiğini ve Kiev rejiminin suçlarını aklamayı kendine görev edindiğini söyledi.

Bakan, “Batı, mikrofon diplomasisi yürütüyor. Hem Güvenlik Konseyi’nde hem de diğer organlarda Ukrayna gündemini dayatmak, Zelenskiy’i demokratik ve evrensel değerlerin temsilcisi olarak yüceltmek, rejimin Nazi yaklaşımlarını ve işlediği suçları örtbas etmek zorunlu hale gelmiş durumda,” diye ekledi.

‘BM Genel Sekreteri tarafsız kalmalı’

Lavrov’a göre, BM Genel Sekreterliği’nin tüm konularda tarafsızlığını koruması ve BM Şartı’nın ilgili hükümlerine uygun hareket etmesi gerekiyor.

Lavrov, önceki BM genel sekreterlerinin bu tarafsızlık ilkesini hayata geçirerek, BM Sekreterliği’nin işleyişine ve BM ile üye ülkeler arasındaki ilişkilere büyük katkı sunduklarını da sözlerine ekledi.

‘Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nin genişlemesini destekliyor’

Lavrov, Rusya’nın Hindistan, Brezilya ve bir Afrika ülkesinin BM Güvenlik Konseyi’ne daimi üye olarak katılma taleplerini destekleyeceğini dile getirdi:

“Gelişmekte olan ülkeler Güvenlik Konseyi’nde yeterince temsil edilmiyor. Bu nedenle Hindistan ve Brezilya’nın meşru taleplerini destekliyoruz. Ancak Afrika’nın umutlarını da dikkate almak önemli. Afrika’da saygı duyduğumuz kolektif tutumlar var.”

Diğer yandan Lavrov, BM Güvenlik Konseyi’nin Almanya ve Japonya’yı daimi üyeler olarak kabul ederek genişletilmesine gerek olmadığını söyleyerek, “Bizim tavrımız son derece net: Güvenlik Konseyi’nin NATO, AB üyeleri veya Japonya gibi Batı müttefikleri arasından herhangi bir ek üyeye ihtiyacı yok. Almanya ve Japonya gibi Batı’dan yeni üyelerin Konsey’e katılması, sadece adaletsizliği daha da artıracaktır,” yorumunu yaptı.

‘Rusya ve Çin, Güvenlik Konseyi reformunda ‘tehlikeli oyunlara’ izin vermeyecek’

Lavrov, bazı ülkelerin BM Güvenlik Konseyi reformunu hızlandırmak istediklerini, ancak Moskova ve Pekin’in bu sürecin ‘tehlikeli oyunlara’ dönüşmesine izin vermeyeceğini vurguladı.

Bazı ülkelerin reformu bir an önce BM Genel Kurulu’nda oylamaya sunmak istediğini belirten Lavrov, Rusya ve Çin’in ise bölünme yerine genel bir uzlaşıya ulaşma arzusunda olduğunu da sözlerine ekledi.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English