Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Macron, Lula ile görüştü: Amazon için 1 milyar avroluk yatırım planı

Yayınlanma

Brezilya ve Fransa cumhurbaşkanları salı günü, komşu Fransız Guyanası’ndaki yağmur ormanlarının bir kısmı da dahil olmak üzere Amazonlara 1 milyar avro (1,1 milyar dolar) yatırım yapma planını açıkladı.

İki ülke hükümetleri yaptıkları ortak açıklamada, paranın yağmur ormanlarını korumak için önümüzdeki dört yıla yayılacağını söyledi. Para, Brezilya’nın devlet bankaları ile Fransa’nın yatırım ajansının işbirliğiyle sağlanacak. Brezilya ve Fransa, özel kaynakların da kullanılabileceğini belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Brezilyalı mevkidaşı Luiz Inácio Lula da Silva, eski Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro ile yıllar süren sürtüşmelerin ardından iki ülke arasındaki ilişkileri canlandırmak, yağmur ormanlarını korumak için işbirliğini derinleştirmek ve ticareti artırmak amacıyla bu hafta bir araya geldi.

Macron üç günlük Brezilya ziyaretine Amazon kenti Belem’de başladı ve burada Lula ile bir araya geldi. Fransa Cumhurbaşkanı daha sonra bir tekneyle Combu adasına geçerek yerli liderlerle bir araya geldi.

Hem Macron hem de Lula, Greenpeace Brezilya’nın ‘Amazon’da petrole hayır’ yazılı pankartlarla düzenlediği bir protestoya tanıklık etti. Brezilya hükümeti, Belem’in bulunduğu Para eyaletine yakın bir bölgede petrol çıkarılmasına izin vermeyi düşünüyor.

Lula yaptığı bir konuşmada Macron’un ziyaretinin yağmur ormanlarının korunmasına yönelik küresel çabanın bir parçası olduğunu söyledi.

Lula, Fransa Cumhurbaşkanının yanında yaptığı konuşmada, “Ormanları yok edenleri, ormanlarını ayakta tutmak için hâlâ ormanlara sahip olan ülkelere önemli bir şekilde katkıda bulunmaları gerektiğine ikna etmek istiyoruz,” dedi.

Macron’un ofisinden gezi öncesinde yapılan açıklamada Avrupa’nın Güney Amerika bloğu Mercosur ile olası bir ticaret anlaşmasının gündemde olmayacağı belirtildi. Fransa Cumhurbaşkanı, Güney Amerikalı üreticilerin Avrupalılarla aynı çevre ve sağlık standartlarına saygı göstermediği sürece böyle bir anlaşmaya karşı olduğunu, çiftçilerin Fransa ve Avrupa’daki protestolar sırasında endişelerini dile getirdiklerini belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı yerli lider Raoni Metuktire’yi yağmur ormanlarını koruma çabalarından dolayı prestijli Legion of Honor madalyası ile ödüllendirdi.

Fransız radyosu RFI’ye göre Macron yerli lidere, “Siz Avrupa’daydınız ve ben de buraya ormanınıza gelmeye ve çok sevilen bu ormanda halkınızla birlikte olmaya söz verdim. Başkan Lula ve benim, size ait olan bu topraklardaki dostlarımızdan biri için ortak bir davamız var,” dedi.

Macron’un ofisinden yapılan açıklamada, Brezilya’nın kasım ayında Rio de Janeiro’da düzenlenecek olan G20 zirvesine ve gelecek yıl Belem’de düzenlenecek olan BM iklim görüşmelerine ev sahipliği yapacak olması nedeniyle Lula ve Macron’un hem iklim değişikliği hem de yoksullukla mücadele için ‘ortak bir rota belirlemeye’ çalışacakları belirtildi.

Bugün Macron ve Lula, Rio de Janeiro’nun dışındaki Itaguai tersanesinde Fransız teknolojisiyle Brezilya’da inşa edilen dizel motorlu bir denizaltıyı denize indirecekler. Fransa Cumhurbaşkanı daha sonra Brezilyalı yatırımcılarla görüşmek üzere metropol Sao Paulo’ya geçecek. Perşembe günü ise Fransa Cumhurbaşkanı, Lula ile tekrar görüşmek üzere Brasilia’ya gidecek.

DİPLOMASİ

Altı Avrupa ülkesi Ukrayna’ya desteğini yineledi

Yayınlanma

Avrupa’nın önde gelen altı ülkesinin dışişleri bakanlarından oluşan bir grup, 19 Kasım Salı günü Varşova’da bir araya gelerek ABD yardımının azalma ihtimaline karşın Ukrayna ile dayanışma içinde olduklarını teyit etti, barış çözümlerini reddetti ve savunma finansmanı için eurobond kullanımını araştırma sözü verdi.

Almanya, Fransa, Polonya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık dışişleri bakanlarının bir araya geldiği toplantının ardından gazetecilere konuşan Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, özellikle seçilmiş başkan Donald Trump yönetiminde ABD’nin müdahalesinin azalabileceğine ilişkin endişeler ışığında bu birlikteliğin öneminin altını çizdi.

Sikorski, “Bu toplantı, bağımsızlığını acımasız işgalcilere karşı kararlılık ve cesaretle savunan Ukrayna halkıyla dayanışma ve birliğimizin açık bir sembolü olmayı amaçlamaktadır,” dedi.

Sikorski’nin yanı sıra Almanya’dan Annalena Baerbock, Fransa’dan Jean-Noël Barrot ve İtalya’dan Antonio Tajani de AB’nin yeni baş diplomatı Kaja Kallas ile birlikte toplantıya bizzat katıldılar.

İspanya’dan José Manuel Albares Bueno ve Birleşik Krallık’tan David Lammy ise görüşmelere çevrimiçi katıldı.

Trump yönetiminin savaşı sona erdirmeye yönelik olası planlarına ilişkin haberleri yorumlayan bakanlar, Sikorski’ye göre “Ukrayna’ya çıkarlarına aykırı ya da toplumsal kabulden yoksun barışçıl çözümler dayatmanın ülkenin istikrarını olumsuz etkileyeceği” konusunda mutabık kaldılar.

ANSA’nın aktardığına göre Tajani, “Bugünün mesajı açık: Ukrayna’yı askeri, iktisadi ve siyasi açıdan desteklemeye devam edeceğiz,” dedi.

Weimar Üçgeni (Almanya-Fransa-Polonya) ülkeleri ve seçilmiş diğer Avrupalı ortaklar arasındaki toplantı formatının, “Avrupa’nın büyümesi, demokrasinin savunulması, ABD ile sağlam ilişkiler ve uluslararası hukukun daha fazla ihlal edilmesini önlemek için” gelecekte daha fazla işbirliği için bir forum haline geleceğini de sözlerine ekledi.

“Barış sadece Ukrayna ile müzakere edilebilir”

Altı bakan, “Avrupa güvenliğine yönelik artan tehditlerin” altını çizdikleri ortak bir deklarasyon kabul ederek Avrupa savunmasını güçlendirme ve transatlantik işbirliğini derinleştirme konusundaki kararlılıklarını bir kez daha teyit ettiler.

Bakanlar, “Rusya’nın pervasız revizyonizmi ve saldırganlığı durdurmayı ve anlamlı görüşmelere katılmayı sürekli reddetmesi, Avrupa kıtasında ve transatlantik bölgede barış, özgürlük ve refaha meydan okumaktadır,” dediler.

Güçlü ve birleşik bir NATO’nun “Avrupa savunma ve güvenliğinin temel taşı” olarak rolünü bir kez daha teyit eden bakanlar, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını NATO’nun GSYİH’nin %2’si hedefinin de ötesinde artırmaları gerektiğine işaret ettiler.

Bakanlar ayrıca Ukrayna’ya yönelik askeri, iktisadi ve mali desteğin daha da artırılması konusunda ısrarcı oldular ve kalıcı bir barışın “sadece Ukrayna’nın yanında Avrupalı, Amerikalı ve G7 ortaklarıyla birlikte müzakere edilebileceğini” yinelediler.

Ayrıca, “Putin’in saldırganlık savaşını sürdürme kabiliyetini engelleyerek” Rusya’yı caydırmaya devam etme sözü verdiler.

Savunma eurobondları

AB’nin en büyük beş ülkesi de Avrupa savunmasını finanse etmek için eurobondları desteklediklerini açıkladı.

Avrupa savunma tahvillerinin oluşturulması, AB liderleri tarafından AB savunma sektörünü güçlendirmek için düşünülen seçenekler arasında yer alıyor.

Bu, AB’nin kuş gribi salgınının ardından kurtarma programını finanse etmesini sağlayan programa benzer bir ortak borçlanma programı gerektirecek.

Sikorski, ”Avrupa Birliği’nin en büyük beş ülkesi ilk kez burada, Varşova’da, Avrupa savunma yükümlülükleri lehinde bir araya geliyor,” derken, Tajani de bir strateji belirlediklerini ve artık ilerlemek gerektiğini savundu.

Haziran ayında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, AB’nin savunmasını güçlendirmek için önümüzdeki on yıl içinde 500 milyar avro (535 milyar dolar) yatırım yapması gerektiğini belirtmişti.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Olaf Scholz, G20 bildirisinden memnun kalmadı

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz salı günü Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen G20 zirvesinin sonuç bildirgesini eleştirdi.

Scholz, “G20’nin [Ukrayna’daki savaştan] Rusya’nın sorumlu olduğunu açıkça ifade edecek kelimeleri bulamaması çok yavan. Bu benim istediğim bir şey değil,” dedi.

G20 liderlerinden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e de yüklenen Şansölye, “İnsanların onun kör megalomanisi, topraklarını sadece şiddet yoluyla genişletme planı yüzünden acı çekmek zorunda kaldığı 1000 gün,” diyerek Ukrayna savaşının 1000. gününe atıf yaptı.

Alman lider, “İsrail’in kendini savunma hakkını” savundu

G20’nin Gazze’de ateşkes çağrısını takdir etmekle birlikte Scholz, Orta Doğu’daki çatışma yayılmaya devam ederken bildirinin “Hamas, Hizbullah ve İran’dan gelen tehditler” karşısında “İsrail’in kendini savunma hakkına” değinmemesinden “üzüntü duyduğunu” söyledi.

Ayrıca bildiride çatışmanın yayılmasından Hamas’ın sorumlu tutulmamasından da hoşnut olmadığını kaydeden Scholz, “Uzlaşı sağlanamamış olmasından büyük üzüntü duyuyorum. Her şeyin İsrail’e yönelik korkunç ve acımasız bir terör saldırısıyla başladığını söyleseydik durum daha iyi olurdu,” iddiasında bulundu.

Şansölye, “[sonuç olarak] jeopolitik gerilimlerin G20 üzerinde de ne kadar etkili olduğu anlaşılıyor… Uluslararası ilişkilerde esen rüzgar giderek sertleşiyor,” dedi.

Scholz, Taurus füzelerini vermeme kararının arkasında duruyor

Öte yandan Almanya Şansölyesi Scholz, nihai bildirinin Ukrayna’ya ilişkin yorumlarından duyduğu memnuniyetsizliğe rağmen, Kiev’e uzun menzilli füzelerin teslimatını engelleme kararını savunarak bunun doğru bir seçim olduğunu söyledi.

Scholz ülkesinin Ukrayna’nın Avrupa’daki en büyük destekçisi olduğunu ve olmaya devam edeceğini belirtti ama aynı zamanda “sağduyulu davranmanın” önemini de vurguladı.

Scholz, uzun menzilli füzelerin erken teslim edilmesine karşı çıktığını ve bunda haklı olduğunu çünkü bunun Alman birliklerini Rusya’nın derinliklerinde hedef seçimine dahil olmaya zorlayacağını söyledi ve “Çatışmaya bu şekilde katılmanın doğru olacağını düşünmüyorum,” dedi.

Macron Çin’i ‘nüfuzunu kullanmaya’ çağırdı

Bu arada Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Rusya’yı temsil ettiği zirvede Putin’i “mantığa kulak vermeye” çağırdı.

Fransız lider, “Rusya’ya burada gerçekten aklıselime kulak vermesi çağrısında bulunmak istiyorum. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak sorumlulukları var,” dedi ve Rusya’yı “küresel istikrarsızlığa neden olan bir güç” olmakla suçladı.

Macron, Rusya’nın müttefiki Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile yaptığı ikili görüşme sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada Çinli mevkidaşını Rusları gerilimi azaltmaya zorlamak için “tüm nüfuzunu kullanmaya” çağırdığını söyledi.

Macron, Xi’nin Ukrayna’ya yönelik saldırılarını durdurması ve yeni nükleer tutumunu yeniden gözden geçirmesi için Putin ile müzakere etme kapasitesine sahip olduğunu savundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Xi ile görüşmesinde Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin (KDHC) Ukrayna savaşına Rusya’nın yanında katılma kararını da gündeme getirdiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin, Suudi Arabistan ve İran, İsrail’in operasyonlarına son verilmesi çağrısı yaptı

Yayınlanma

Çin, Pekin’in arabuluculuğuyla sağlanan yumuşamayı ilerletmeye yönelik görüşmeler sırasında Suudi Arabistan ve İran arasındaki ilişkileri “çeşitli alanlarda” geliştirme taahhüdünü yineledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan ortak açıklamaya göre, salı günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bir araya gelen üç ülkenin üst düzey diplomatları, İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki askeri operasyonlarına “derhal son verilmesi” çağrısında bulundu.

Ayrıca İsrail’in İran’ın “egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik saldırılarını ve ihlallerini” de kınadılar.

Açıklama, İsrail’in geçen ay İran’a düzenlediği hava saldırısında Tahran’ın nükleer programının bir bölümünü vurduğunu, savunma ve füze üretim kapasitesini zayıflattığını teyit etmesinden bir gün sonra geldi.

Ortak açıklamada “Üç taraf, devam eden şiddet ve tırmanma döngüsünün bölge ve dünya güvenliğinin yanı sıra deniz güvenliği için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanmaktadır” denildi.

Bu toplantı, yedi yıllık düşmanlığın ardından diplomatik bağların yeniden kurulması için Mart 2023 ‘te Pekin’de bir anlaşmaya varılmasının ardından Riyad ve Tahran arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi sürecini desteklemek üzere kurulan Çin-Suudi Arabistan-İran üçlü komitesinin ikinci toplantısıydı.

Çin’in arabuluculuk ettiği anlaşma, kendisini küresel bir barış yapıcı olarak konumlandırmaya ve Washington’un Orta Doğu’daki geleneksel hakimiyetine meydan okumaya çalışan Pekin için diplomatik bir zafer olarak görüldü.

Resmi Suudi Basın Ajansı’nın ortak açıklamaya dayandırdığı haberine göre Riyad ve Tahran salı günü ayrıca “Pekin Anlaşması’nı tüm hükümleriyle uygulama kararlılıklarını ve ülkeleri arasındaki komşuluk ilişkilerini pekiştirme yönündeki çabalarını teyit ettiler”.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English