Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Çin’e yaptığı ziyarette yaptığı “ABD’nin peşine takılmamalıyız,” açıklamaları Avrupa Birliği (AB) içerisinde tepki yaratmış görünüyor.
Almanya’daki trafik lambası koalisyonunun büyük ortağı sosyal demokratların (SPD) milletvekili Metin Hakverdi, “Macron yine yapacağını yapıyor. AB’den hiçbir yetki almadan Pekin’de boş boş konuşuyor,” dedi.
Daha sonra Tagesspiegel’e de konuşan Hakverdi, burada da, ‘Batının Pekin ile ilişkilerinde bölünmeye izin vermesinin büyük bir hata olduğunu’ söyledi.
Eski bakan ve CDU liderliğine aday olan Norbert Röttgen ise, Fransız politikasının Avrupa için ‘jeopolitik bir çıkmaza’ yol açtığı uyarısında bulundu.
Röttgen, “Ukrayna için Scholz’dan bile daha az şey yapan Macron’un Çin açıklamalarıyla ABD’yi yabancılaştırması neredeyse ironik,” dedi.
CDU milletvekili Tilman Kuban da, “Amerikalılar 24.2.2022’den bu yana [Macron ile] aynı şekilde düşünmüş olsalardı, Ukrayna artık var olmayacaktı ve Putin muhtemelen Paris’in dışında duruyor olacaktı,” iddiasında bulundu.
Alman hükümeti henüz konu hakkında resmi bir açıklama yapmadı.
Çekya’dan gelen tepki: Uranç verici ve yanlış
Prag’dan gelen tepkiler ise Berlin’e göre çok daha sert.
Twitter hesabından açıklama yapan, iktidardaki Sivil Demokrat Partiden (ODS, ECR) senatör Miroslava Němcová, “Macron Çin’de Avrupa ile ABD arasındaki kilit ittifakı baltaladı,” şeklinde bir tweet attı.
Çek Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Marek Ženíšek ise, “Macron’a göre, ABD’ye olan bağımlılığımızı azaltma yönündeki baskılara direnmeli ve Tayvan konusunda Çin ile ABD arasında bir çatışmanın içine çekilmemeliyiz. Kesinlikle utanç verici ve yanlış. Öte yandan Avrupa tamamen farklı bir baskıya direnmeli ve Çin’in gücünü ABD ile dengelemelidir,” dedi.
Ženíšek, yakın zamanda Tayvan’ı ziyaret eden Çek siyasetçi heyetinde yer almıştı.
Bir başka senatör David Smoljak ise şunları söyledi: “Avrupa Konseyi geçen yıl stratejik özerklik ihtiyacını kabul ettiğinde, Rusya ve Çin’e karşı bağımsızlığımızı güçlendirmeyi düşünüyordu. Her halükarda, Asya devine Tayvan’ın bizi ilgilendirmediği konusunda güvence vermek askeri çatışma riskini azaltmaz. Tam tersine!”
Avrupa ‘mutsuz’, Fransa savunmada
Avrupa’nın doğusuna doğru gittikçe tepkiler arttığı görülüyor.
Financial Times’ın (FT) Litvanyalı milletvekili Dovilė Šakalienė, Macron’u ‘jeopolitik körlük’ ve ‘AB ve NATO’nun stratejik çıkarlarına aykırı’ davranmakla suçladı.
İki üst düzey AB diplomatı, Macron’un yorumlarının hem Avrupa’ya, hem de Ukrayna’nın ABD ile ilişkilerine zarar vereceğini ve AB’nin Pekin’e karşı birleşik bir pozisyon oluşturmasını zorlaştıracağını söyledi.
Diplomatlardan biri, “Bu hiç kimse için bir kazanç değil. Xi hariç,” dedi.
Fransız diplomatik bir kaynak ise Macron’un mülakatında Avrupa’nın kendi stratejik özerkliğini desteklemesi gerektiğine dair uzun süredir sahip olduğu pozisyonu yinelediğini savundu.
Fransız yetkili şunları söyledi: “Macron ve Biden seyahatten önce konuştular, dolayısıyla Çin’i tartıştıklarını tahmin edebilirsiniz. Macron’un gezideki amacı Çin ile pek çok konuda temas kurmaktı. Bağımsız bir dış politika oluşturmak General de Gaulle’den ve hatta daha öncesinden beri Fransa’nın bir pozisyonu olmuştur.”