Bizi Takip Edin

Rusya

Medvedev: Ukrayna’ya barış gücü gönderilirse savaş çıkar

Yayınlanma

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Ukrayna’ya barış gücü gönderilmesinin daha büyük çatışmaya yol açacağını belirtti. Medvedev ayrıca, Kiev’de barış anlaşması imzalayabilecek yetkili kişilerin bulunmadığını ve Ukrayna’nın devletliliğini korumak için son fırsatı olduğunu söyledi.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, St. Petersburg Uluslararası Hukuk Forumu‘nda yaptığı konuşmada, Ukrayna’ya barış gücü gönderilmesi durumunda çatışma çıkacağı öngörüsünde bulundu.

Medvedev ayrıca, Kiev’de barış anlaşması imzalayabilecek yetkili kişilerin bulunmadığını ifade etti. Forumun bu yılki genel kurulu “Hukuk: Geleceğin dünyası için geçmişin dersleri” başlığını taşıyordu.

Medvedev, Ukrayna’nın devletliliğini korumak ve barışçıl kalkınma şansı elde etmek için son fırsata sahip olduğunu düşündüğünü belirtti. Uluslararası hukuk dilinde yalnızca eşit ve anlaşmaya varılabilir ortaklarla müzakere edilebileceğini kaydeden Medvedev, “Kukla devletlerle yapılacak her türlü anlaşma başarısızlığa mahkumdur,” dedi.

Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı, Ukrayna ihtilafının nihai hukuki çözümüne hukuki açıdan yaklaşmanın önemli olduğunu vurguladı. Medvedev, Kiev’deki başlıca aktörler arasında barış anlaşması yapmaya yetkili kişilerin bulunmadığının defalarca söylendiğini hatırlattı.

Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 8. maddesinin, yetkisiz kişi tarafından yapılan ve anlaşmanın imzalanmasıyla ilgili olan eylemin, daha sonra devlet tarafından teyit edilmediği takdirde hukuki geçerliliğinin olmayacağını belirttiğini aktaran Medvedev, sözleşmenin 46. maddesinin ise özellikle önemli iç usullerin açıkça ihlal edilerek yapılan anlaşmaların geçersizliğini ortaya koyduğunu ifade etti.

Medvedev, “Devleti temsil etme yetkisine ilişkin, uluslararası anlaşmanın diğer tarafların bildiği özel kısıtlamalar, esasen aynı sözleşmenin 47. maddesi uyarınca bu anlaşmayı yok eder,” diye ekledi.

Uluslararası Adalet Divanı’nın içtihadının, diğer tarafların bu durumdan haberdar edilmesi halinde, ulusal prosedürlerin yerine getirilmemesi nedeniyle devletin uluslararası anlaşmanın bağlayıcılığına ilişkin rızasının geçersiz sayılabileceğini teyit ettiğini söyledi.

Medvedev, bunların görünüşte biçimsel şeyler olduğunu ancak uluslararası ilişkilerin derin krizde olduğu şu dönemde bunların unutulmaması gerektiğini kaydetti.

Aksi takdirde, yıllar ve on yıllar sonra, anlık çıkarlarını istikrarın önüne koymak veya üstlenilen yükümlülükleri yerine getirmeyi reddetmek isteyenlerin bunları hatırlatacağını söyledi.

Forumun genel kuruluna katılanlar arasında Avusturya eski Dışişleri Bakanı Karin Kneissl, Interpol Başkanı Ahmed Nasır er-Raisi, Bahreyn Krallığı Uluslararası Uyuşmazlık Çözüm Konseyi Genel Sekreteri Marik Patraney Paulson, Mozambik Cumhuriyeti Adalet, Anayasa ve Din İşleri Bakanı Mateus da Cecilia Finiasse Saize ve El Salvador Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı Felix Ulloa yer aldı.

Rossiya 24 Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Aleksandra Suvorova’nın moderatörlüğünü yaptığı oturumda Suvorova, Medvedev’e Ukrayna’nın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile müzakere yasağı getiren yasasının müzakere sürecini etkileyip etkilemediğini sordu.

Medvedev, şu anda Ukrayna’daki yürütme erki ve devlet başkanının Rusya tarafından uluslararası anlaşmaları imzalama yetkisine sahip kişiler olarak görülmediğini yanıtladı.

Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı, “Demek ki, Ukrayna’nın mevcut Anayasası’na başvurmak ve bu tür kişileri bulmak gerekiyor. Bu seçeneklerden biri, ancak aynı zamanda her şey imzalanan belgeye de bağlıdır,” diye belirtti.

Medvedev ayrıca, bazı ülkeler tarafından öne sürülen Ukrayna’ya barış gücü gönderme fikirlerinin tüm tarafları ölümcül sonuçları olabilecek çok daha büyük çatışmaya sürükleyebileceğinden endişe duyduğunu ifade etti.

“Güzel sözlerin” ardında sadece yayılmacılık değil, aynı zamanda Ukrayna’nın kalan topraklarında işgal rejimi kurma arzusu da olabileceğini belirtti.

Medvedev, barış gücü birlikleri kavramının BM Güvenlik Konseyi faaliyetleriyle bağlantılı olduğunu ve misyonun tarafsızlığı ve meşru müdafaa durumları dışında silahlı güç kullanılmaması gibi belirli ilkelere dayandığını kaydetti.

Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı, bu koşulların, Rusya’ya karşı “açık hibrit savaşta” taraf tutan devletlerin silahlı kuvvetlerinin Ukrayna’da herhangi varlığını dışladığını açıkladı.

Ukrayna krizine değinen Medvedev, sürdürülebilir barışın inşasının, yani çatışmaların barışçıl çözümüne yönelik prosedürlerin geliştirilmesinin önemine de dikkat çekti.

Bu prosedürlerin sadece belirli çatışmada ateşkes sağlanmasına değil, uzun süreli barışa ulaşılmasına yardımcı olacağını ifade etti. Bu nedenle Medvedev’e göre, çatışmanın temel nedenini ortadan kaldıracak uzun vadeli uluslararası hukuki garantiler gerekiyor.

Rusya

‘Moskova’nın arabuluculuğu Trump’ın Ukrayna hamlesine bağlı’

Yayınlanma

Rey el-Youm gazetesinde yer alan analize göre, Rusya’nın İran-İsrail savaşında arabuluculuk yapma potansiyeli, ABD ve Ukrayna’daki stratejik çıkarlarıyla karmaşık bir hâl alıyor. Moskova’nın, Donald Trump’ı kışkırtmamak için temkinli davrandığı ve Binyamin Netanyahu’ya belirli bir hareket alanı tanıyabileceği öne sürülüyor.

Lübnanlı yazar ve gazeteci Ahmed Hac Ali, Rey el-Youm gazetesindeki analizinde, Moskova’nın İran ile İsrail arasındaki savaşı yatıştırmadaki potansiyel rolünü masaya yatırdı.

Ali, Rusya’nın bu çatışmadaki en dengeli arabulucu olduğunu ancak ABD’nin Moskova’yı sürekli olarak bölgedeki çözüm süreçlerinin dışında tuttuğunu belirtti.

Ahmed Hac Ali, “Hiç şüphe yok ki Rusya, bu çatışmada en dengeli, hatta en dengeli arabulucu olarak kabul ediliyor. Ancak ABD, Rusya’yı İran ile yapılan son beş müzakere turundan dışladığı gibi, Gazze ve tüm bölgedeki ateşkes çabaları da dahil olmak üzere tüm bölgesel sorunların çözümünden dışlamaya alışkın,” değerlendirmesinde bulundu.

Analizde, Moskova’nın hem İran hem de İsrail ile olan karmaşık ilişkileri nedeniyle hassas bir denge üzerinde durduğu vurgulandı.

Moskova’nın karmaşık denge siyaseti

Rusya’nın İran ile geniş ancak sınırlı bir ortaklık ilişkisi sürdürdüğünü belirten Hac Ali, iki ülke arasındaki anlaşmanın ortak bir savunma paktı olmadığını, sadece üçüncü bir tarafın saldırısı durumunda birbirlerine yardım etmeyi yasakladığını ifade etti.

Ali, “Rusya, Ukrayna’daki savaşında İran’ın yardımından ve tutumundan faydalandı. İran da hipersonik füze ve diğer silahlarını geliştirmede Rus teknolojilerinden yararlandı,” dedi.

Hac Ali, Rusya’nın enerji ve nükleer enerji sektörlerindeki yatırımlarının Tahran için büyük önem taşıdığını ve Rus nükleer enerji kurumu Rosatom’un savaşın başlamasına rağmen İran’da 8 nükleer reaktör inşa etme ısrarının, tarafların kazanımlarına bağlılığını gösterdiğini kaydetti.

Öte yandan Hac Ali, Moskova’nın, Tel Aviv’in Kiev rejimine verdiği askeri teknoloji desteğine ve işbirliğine rağmen İsrail ile olan “istisnai ilişkilerini” sürdürdüğüne dikkat çekti.

Yazar, Ukrayna’nın Rusya’daki stratejik bombardıman üslerine yönelik saldırıları ile İsrail’in 13 Haziran’da İran’ın savunma kabiliyetlerini hedef alan saldırısı arasında benzerlikler olduğunu öne sürdü.

Hac Ali, “İran ve Rusya’da yaşananlarda insansız hava araçlarının bileşenleri, teknolojileri ve tedarik zincirleri benzerlik gösteriyor,” ifadelerini kullandı.

Ukrayna’daki savaş ve Trump faktörü

Analize göre, Rusya’nın arabuluculuktaki en büyük ikilemi, Ukrayna’daki savaşı sonlandırmak için Donald Trump’ın rolüne bel bağlaması.

Hac Ali, Moskova’nın, İran’ın çökmesi durumunda Batı ile müzakere pozisyonunun zayıflayacağını bildiğini ancak Trump’ı kışkırtmamak için İran’a aşırı bir sempati gösteremediğini belirtti.

Hac Ali, “Moskova, Kremlin’in hâlâ Ukrayna savaşını kendi hedefleri doğrultusunda durdurma ve Rus ekonomisi üzerindeki Batı yaptırımlarının gölgesini kaldırma konusunda güvendiği Trump’ı kışkırtmak istemediği için, İsrail saldırganlığını net bir şekilde kınamasına rağmen İslam Cumhuriyeti’ne fazla sempati gösteremiyor,” dedi.

Netanyahu’ya ‘işini bitirmesi’ için zaman mı tanınıyor?

Çatışmanın genişlemesi ve ABD’nin doğrudan müdahil olma ihtimalinin arttığını vurgulayan Hac Ali, Moskova’nın bunu tüm diplomatik imkanlarıyla önlemeye çalıştığını aktardı.

Yazar, Rus diplomat Andrey Gromiko’nun “Bir aylık müzakere, bir günlük savaştan daha iyidir,” sözünü hatırlatarak, bu savaşın nükleer olma riskine dikkat çekti.

Moskova’daki diplomatik çevrelere dayandırılan bilgilere göre Hac Ali, savaşın bir aydan uzun sürmeyeceğini ve bu süre içinde Netanyahu’ya İran’ın nükleer ve füze programını yok etmesi için hareket serbestisi tanındığını iddia etti. Hac Ali, şu soruları gündeme getirdi:

“Rusya’nın arabuluculuğunun ilk adımları atılmaya başlandı ancak bu haftalar bitmeden bir sonuca ulaşamayacak. Bu durum, ‘Netanyahu işini tamamlayana kadar’ göz yumulacağı anlamına mı geliyor? Bu, Putin ve Trump arasındaki bir anlayış çerçevesinde mi gerçekleşiyor? Rusya’nın İran’a yönelik İsrail saldırganlığını durdurmaya dahil olmasının, Moskova’nın Ukrayna’ya tedarik edilen Alman ve İngiliz füzeleriyle saldırıya uğramasına zemin hazırlayabileceği varsayımı var.”

Hac Ali, analizini, “Eğer Trump ve arkasındaki Netanyahu, İslam Cumhuriyeti’nin kabiliyetlerini yok etme planlarının başarısız olduğunu kabul ederse, bölgeyi ve dünyayı hayal edilebilecek her şeyden daha büyük ve tehlikeli bir savaştan kurtaracak uzun vadeli bir anlaşmaya varmak için Rusya’nın rolünden başka bir alternatif kalmayacaktır,” sözleriyle sonlandırdı.

Okumaya Devam Et

Rusya

İsrail, İran’la çatışmada Putin’in arabuluculuk teklifini reddetti

Yayınlanma

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İsrail yönetiminin İran ile yaşanan çatışmanın çözümünde Rusya’nın arabuluculuk teklifini geri çevirdiğini duyurdu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hedeflerine askeri yollarla ulaşacaklarını söyledi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İsrail yönetiminin İran ile yaşanan çatışmanın çözümünde Rusya’nın arabuluculuk teklifini reddettiğini bildirdi.

Peskov, “Şu anda en azından İsrail tarafında herhangi bir arabuluculuk hizmetine başvurma veya barışçıl bir çözüm yoluna girme konusunda bir isteksizlik görüyoruz. Tespit ettiğimiz durum budur,” ifadelerini kullandı.

Peskov ayrıca, Orta Doğu’daki durumun “dizginlenemeyen bir tırmanış” yolunda ilerlediğini ve “tamamen öngörülemez” olduğunu belirtti.

Putin’den yoğun diplomasi trafiği

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İsrail’in İran’a yönelik saldırısının başladığı 13 Haziran’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.

Putin bu görüşmede, “gerilimin daha fazla tırmanmasını önlemek amacıyla” İran ile müzakerelerde arabuluculuk yapmayı teklif etmişti.

Ancak Putin, aynı gün İran Cumhurbaşkanı Masud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede ise Rusya’nın, BM Şartı’nı ve uluslararası hukuku ihlal eden İsrail’in eylemlerini kınadığını dile getirmişti.

Ertesi gün, 14 Haziran’da Putin, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde de İsrail ve İran arasında arabulucu olmayı önermiş ve bu teklif Trump tarafından desteklenmişti.

Macron’dan Rusya’nın arabuluculuğuna itiraz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Rusya’nın arabuluculuğuna karşı çıktı. Macron, “Bugün yüksek yoğunluklu bir çatışmanın içinde olan ve birkaç yıldır bilinçli olarak BM Şartı’na uymayan Rusya’nın herhangi bir şekilde arabulucu rolü üstlenebileceğini düşünmüyorum,” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, saldırının başlamasının ardından yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’ın nükleer programı meselesini diplomasi yoluyla çözme fırsatı verdiğini ancak şimdi kendileri için kabul edilebilir bir sonuca askeri yollarla ulaşmaya kararlı olduğunu söylemişti.

İsrail’in “varoluşsal bir savaş” yürüttüğünü vurgulayan Netanyahu, “Hedefimize ulaşacağız ve onlara ezici bir darbe indireceğiz,” diye konuştu.

Trump: İran tamamen teslim olmalı

ABD Başkanı Donald Trump da İran’ın “tamamen teslim olmasını” istediğini belirtti. Trump’a göre, İsrail tarafından yapılan saldırıların durması için Tahran’ın uranyum zenginleştirme programından vazgeçmesi gerekiyor.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Trump, “İran nükleer silaha sahip olamaz, bu çok basit,” dedi. Trump ayrıca, İran ile müzakere etmeye “artık pek hevesli olmadığını” ancak İslam Cumhuriyeti yetkililerinin buna ihtiyacı olması durumunda kendisine nasıl ulaşacaklarını bildiklerini de sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’da RFKP’nin seçim yasasında değişiklik teklifine Duma’dan ret

Yayınlanma

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’da Devlet İnşası Komisyonu, Komünist Parti (RFKP) tarafından hazırlanan yeni seçim yasası tasarısının reddedilmesini önerdi. Komünistler tasarıyla elektronik oylama ve belediye filtresi gibi uygulamaların kaldırılmasını hedeflerken, iktidardaki Birleşik Rusya partisi tekliflerin mevcut mevzuata aykırı olduğunu savundu.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın Devlet İnşası Komisyonu, Komünist Parti (RFKP) milletvekilleri tarafından hazırlanan kapsamlı seçim yasası tasarısının reddedilmesi yönünde tavsiye kararı aldı.

Komünistlerin 22 Şubat 2023’te sunduğu tasarının, haziran veya temmuz ayında genel kurul gündemine getirilmesi bekleniyor.

Komisyon toplantısında söz alan RFKP’li Komisyon Başkan Vekili Yuriy Sinelşçikov, partisinin hazırladığı yasa teklifinin temel amacının seçim mevzuatını demokratikleştirmek, vatandaşların haklarını güvence altına almak ve yasalardaki boşluklar ile tekrarları ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.

Elektronik oylama ve ‘lokomotif aday’ uygulamasına son verilmesi isteniyor

Komünistlerin teklifi, mevcut karma seçim sisteminin (450 milletvekilinin yarısının parti listelerinden, diğer yarısının ise tek sandalyeli seçim bölgelerinden seçilmesi) korunmasını öngörüyor.

Tasarıda ayrıca, uzaktan elektronik oylama, valilik seçimlerindeki “belediye filtresi” ve tanınmış kişilerin seçim listelerine dahil edilip seçildikten sonra vekillikten feragat ettiği “lokomotif aday” gibi uygulamaların kaldırılması talep ediliyor.

Teklif, seçimlerde video gözetiminin zorunlu hale getirilmesini ve adayların televizyon tartışmalarına vekillerini göndermek yerine bizzat katılmalarını şart koşuyor.

İktidar partisinden dört maddelik itiraz

Komisyonun Birleşik Rusya partili üyesi Aleksandr Teterdinko, tasarıdaki normların dört ana gruba ayrıldığını savunarak teklife karşı çıktı.

Teterdinko’ya göre bu gruplar; halihazırda mevzuatta bulunan maddeler, Duma’nın daha önce reddettiği teklifler (mart ayında tek bir oy verme günü belirlenmesi ve belediye filtresinin kaldırılması gibi), Duma’nın yakın zamanda kabul ettiği yasalarla doğrudan çelişen normlar (elektronik oylamanın kaldırılması gibi) ve Duma’nın henüz ele almadığı ancak “kabul edilmesi imkansız” olan yeniliklerden (aşırılıkçı maddelerden hüküm giymiş kişilerin seçimlere katılmasına izin verilmesi gibi) oluşuyor. Bu gerekçelerle Teterdinko, tasarının reddedilmesini önerdi.

‘Seçim kuralları iktidar lehine değiştiriliyor’

Toplantıda söz alan RFKP’li milletvekili Denis Parfenov, hiçbir seçimin bir öncekiyle aynı kurallarla yapılmadığını belirterek, “Tüm bu kurallar mevcut iktidarın lehine değiştirildi ve hiçbir değişiklik seçimlerin şeffaflığına katkıda bulunmadı,” dedi.

Parfenov, “Moskovalı bir milletvekili olarak 2021’de birçok yoldaşımızın zaferinin burnumuzun dibinden nasıl çalındığını gördüm,” ifadelerini kullandı.

Komisyon Başkanı Pavel Kraşeninnikov ve Birleşik Rusya’dan Dmitriy Vyatkin, Parfenov’un sözünü keserek siyasi sloganlar yerine yasa teklifi hakkında konuşmasını istedi.

Parfenov ise bu eleştiriye, “geçmişi anlatmadan komünistlerin neden böyle bir yasa teklifi sunduğunun anlaşılamayacağı” yanıtını verdi.

RFKP’li bir diğer milletvekili Aleksey Kurinnıy ise seçimlerin en iyileri belirlemeye odaklanmış bir sistem olduğunu vurgulayarak, “Siyasi rekabet, en iyilerin seçildiği ekonomik ve yönetimsel rekabeti de beraberinde getirir,” diye konuştu.

Yeni İnsanlar Partisi’nden Komisyon Başkan Yardımcısı Sardana Aksentyeva, tasarıya yönelik bazı çekinceleri olmasına rağmen, seçim mevzuatını sistematik hale getirmeyi ve demokratikleştirmeyi amaçladığı için bu girişimi destekleyeceklerini açıkladı.

Komisyon Başkanı Kraşeninnikov, seçim mevzuatının “dinamik” olduğunu kabul ederek, “Her seçimden önce değişmesi bir rezalet. Ancak düzenleme netleştiğinde yasaları birleştiriyoruz. Elinizdeki her şey donarken veya erirken seçim mevzuatını nasıl birleştirebilirsiniz?” sözleriyle sık sık yapılan değişikliklere felsefi bir göndermede bulundu.

Komisyondaki oylamada RFKP ve Yeni İnsanlar Partisi tasarıyı desteklerken, iktidardaki Birleşik Rusya milletvekilleri karşı oy kullandı.

Rusya Federasyonu Komünist Partisi seçimlere hazırlanıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English