Bizi Takip Edin

AMERİKA

Milei’den ‘Kongre’yi baypas’ sinyali

Yayınlanma

Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei, Financial Times’a (FT) konuştu. Geçen hafta IMF Birinci Başkan Yardımcısı Gita Gopinath ile görüşen Milei, yoksulluktan kurtulmanın yolunun ‘kapitalizm, tasarruf ve sıkı çalışma’ olduğunu savundu.

Milei, ekonomik reformlarını engelleyen Kongre’yi baypas etmeye ve radikal kemer sıkma planını uygulamak için kararnamelere ve diğer yürütme yetkilerine güvendiğine işaret etti.

‘Sadece Arjantin’de değil, dünyada bile benzeri olmayan’ çok sert bir mali düzenlemeyle beklenenden daha hızlı ilerleme kaydettiğini ileri süren Milei, sıradan Arjantinlilerin kemer sıkma politikalarına karşı ayaklanma ihtimalinin ‘sıfır’ olduğunu savundu. Arjantin’in gitgide artan yoksullarına seslenen Arjantinli lider, “Yoksulluktan sihirle kurtulamazsınız. Yoksulluktan kapitalizmle, tasarrufla ve çok çalışarak kurtulursunuz,” dedi.

Hiperenflasyondan kaçındıklarını öne süren ‘liberteryen’ lider, “Amacımız enflasyonu düşürmeye devam etmek. . . [ve] [merkez bankasının bilançosunu] temizlemeyi bitirmek. Merkez bankası temizlendikten sonra, döviz kontrollerini kaldırmayı planlıyoruz. . . IMF, bunu yıl ortasına kadar yapabileceğimizi tahmin ediyor,” dedi.

Arjantin’de enflasyon aralık ayındaki yüzde 25,5’ten ocakta yüzde 20,6’ya düşmüştü.

IMF Başkanı Georgieva’dan Arjantin lideri Milei’ye övgü

Ara seçimlerden başarıyla çıkacağına emin

Milei, reform gündeminin büyük bir bölümünü devam ettirmek için uzun süre beklemeyeceğini ve bunu Kongre olmadan yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Arjantinli lider, “Yasaların uygulanmasını ve yapacağımız her şeyi değiştirerek … kararnamelerle yapabileceğimiz başka reformlar da var,” dedi.

Milei, önerdiği 1.000 reform önleminin yaklaşık üçte birinin, kongrenin her iki kanadı da reddetmek için oy kullanmadıkça yürürlükte kalacak bir acil durum kararnamesine dahil edildiğine dikkat çekti.

Kongrenin mevcut yapısı ile reformları geçirmenin zor olduğunu kabul eden Milei, politikacıların ‘ayrıcalıklarını korumak için Arjantinlilerin çıkarlarına zarar vermekte’ sorun görmediğini ileri sürdü.

‘Uzun vadede kongreye ihtiyaç olduğunu’ kabul eden Milei, bununla birlikte Arjantin’in tarihsel olarak düşük yatırım seviyelerinin, iş dünyasının kısa vadede ‘yalnızca küçük sermaye harcamalarıyla büyük getiriler elde edebileceği’ anlamına geldiği konusunda ısrar etti.

FT’ye göre, artan yoksulluk seviyelerine ve ülkenin güçlü ‘Peronist’ işçi hareketinin muhalefetine rağmen, Milei, popülaritesinin ve seçimlerden önce Arjantinliler nezdinde acı verici ekonomik değişim ihtiyacı konusundaki açık sözlülüğünün onu yukarıya taşıyacağından emin.

“Bu hükümeti en iyi temsil eden kelime umuttur,” diyen Milei, anketlerin Arjantinlilerin artan bir oranının ekonominin altı ay içinde daha iyi görüneceğine inandığını gösterdiğini iddia etti.

Küresel iş dünyası seçkinlerinin Milei sevdası

‘Dış mihrak’ iddiası: Küba ve Venezuela’yı suçladı

Başkan, 2019’da eşitsizlik ve yetersiz kamu hizmetleri konusundaki protestoların ayaklanmaya dönüştüğü ve ülkeyi aylarca felç ettiği Şili’yi vuran türden yaygın huzursuzluktan korkmadığını söyledi.

Milei, “Siyasi güdümlü bir olay olmadıkça veya yabancı casusları içermedikçe, toplumsal bir ayaklanma ihtimali sıfırdır,” iddiasında bulundu.

Milei, Venezuela ve Küba’dan aktivistlerin fotoğrafçı kılığında son protestolara katıldığını iddia etti ve “Solcu hükümetler, kendileri gibi olmayanları sabote etmeye çalışmak için birlikte çalışırlar,” diye konuştu.

ABD, İsrail ve Ukrayna ile ittifak Arjantin dış siyasetinin temeli

Milei, ABD, bu ayın başlarında ziyaret ettiği İsrail ve Rus yapımı iki askeri helikopter bağışladığı Ukrayna da dahil olmak üzere ‘özgürlüğü savunan ülkelerle’ ittifaklara öncelik veriyor.

Milei, bu yıl içinde Ukrayna için bir ‘Latin Amerika destek zirvesine’ ev sahipliği yapmayı planladığını ve bunun Brezilya Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ve Meksika Başkanı Andrés Manuel López Obrador gibi diğer bölgesel liderlerle keskin bir farka işaret ettiğini söyledi.

Milei ve dünya: Maia Colodenco ile Arjantin’in dış politikası üzerine

Biden’a karşı Trump’ı destekliyor

Geçen cuma başkan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı Buenos Aires’te ağırladı, fakat ertesi gün, muhafazakâr bir siyasi konferansa hitap etmek için Maryland’e uçtu ve Başkan Joe Biden’ın 2024 seçimlerindeki rakibi Donald Trump’ı sahne arkasında kucakladı.

Milei, her iki liderin danışmanları tarafından paylaşılan bir görüşme videosunda Trump’a, “Umarım bir dahaki sefere [buluştuğumuzda] başkan olursunuz,” derken görüldü.

Milei, “İkili bir görüşme [veya] önceden tasarlanmış bir durum değildi, iki arkadaşın buluşması gibiydi. Benim hizalandığım yer, Demokratların veya Cumhuriyetçiler iktidarından, kendi tercihlerimden bağımsız, Amerika Birleşik Devletleri,” diyerek açık konuştu.

Milei İsrail’de: Ağlama Duvarı’nda gözyaşlarına boğuldu

‘Keynesçi zırvalara’ karşı Avusturya Okulu

Siyasete girmeden önce profesyonel bir iktisatçı olan Milei, Avusturya ekonomi okulundan serbest piyasa düşünürlerinin kendisini en fazla etkileyenler arasında olduğunu söyledi ve daha fazla devlet müdahalesini destekleyen ‘Keynesyen zırva’ olarak adlandırdığı şeyi reddetti.

İdeolojik çıpalarından emin olan başkan, iktisadi şok terapisinin riskli olduğu fikrini kabul etmedi.

Milei sözlerini, “Ders kitaplarının tam olarak yapmam gerektiğini söylediği şeyi yaparken neden riskli olsun ki?” diye bitirdi.

Avusturya Okulu’nun en önemli temsilcileri arasında Eugen Böhm-Bawerk ve Friedrich August Hayek gibi isimler yer alıyor.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English