Bizi Takip Edin

ASYA

NATO’nun Asya – Pasifik’te “kale” arayışı: Güney Kore ziyareti

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanı- Austin Llody 29 ve 30 Ocak tarihlerinde Güney Kore’ye ziyaret gerçekleştirecek. Stoltenberg’in Seul’de Cumhurbaşkanı Yoon Seol-Yeol, Dışişleri Bakanı Park Jin, Milli Savunma Bakanı Lee Jong-Sup ve diğer üst düzey yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor. Ayrıca, Genel Sekreterin Güney Kore’nin en büyük sermayelerinden olan SK Grup tarafından fonlanan CHEY Araştırma Enstitüsü’nde açıklamalarda bulunacağı ve Ulusal Mezarlık’ta çelenk koyma törenine katılacağı aktarıldı.

Güney Kore’de ziyareti ardından Japonya’ya gidecek olan Stoltenberg’in 30 Ocak’tan 1 Şubat’a kadar Tokyo’da Başbakan Fumio Kishida ve diğer üst düzey yetkililerle bir araya geldikten sonra Keio Üniversitesi’nde açıklamalarda bulunacak.

Görüşmeler sırasında Yoon’un küresel krizlere karşı Batı bloğu ile ortak duruş ve Kuzey Kore konusunu gündemde getirmesi bekleniyor.

Özel Ortak: Güney Kore

Güney Kore, geçen Kasım ayında NATO nezdinde diplomatik misyonunu kurarak NATO ile ortaklığını güçlendirmişti. Yoon, geçen yıl haziran ayında bir NATO zirvesine katılarak zirveye katılan ilk Güney Kore lideri oldu.

22 Kasım 2022’de NATO karargâhında kurulan Güney Kore Diplomatik Misyonu ile Güney Kore aktif bir NATO ortağı olarak görüldü. NATO’dan yapılan açıklamada, “2005’ten beri ve Seul, ortak değerlere dayalı güçlü bir ortaklık geliştirmiştir” ifadelerine yer verildi.

Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Seol-yeol (solda) ve NATO Genel Sekreteri John Stoltenberg(sağda)- Madrid-20 Haziran 2022

NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti olan “Hint-Pasifik” bölgesinin NATO için önemini vurgulandığı gelişmeler Avrupa-Atlantik güvenliği için önemli görülüyor. Aynı zamanda müttefik liderlerin bölgeler arası zorluklarla ve ortak güvenlik çıkarlarıyla mücadele etmek için Asya-Pasifik’teki yeni ve mevcut ortaklarla diyaloğu ve iş birliğini güçlendirme taahhüdünü artırma yoluna gitmesi, Güney Kore ile NATO ilişkilerinin gelişimini artırmıştır.

Güney Kore ve NATO tanışması: 2005 ziyareti

1962’de Güney Kore’de bir lise öğrencisi, Kızıl Haç’ın sponsor olduğu bir makale yarışmasını kazandı ve Amerika Birleşik Devletleri’ne bir gezi kazandı. Gezinin bir parçası olarak, ABD Başkanı John F. Kennedy ile görüşen Koreli gence büyüyünce ne olmak istediği sorulduğunda “Diplomat olmak istiyorum” cevabını vermişti.

Bu isim herkesin çok yakından tanıdığı Güney Koreli diplomat Ban Ki-moon idi. 1970 yılında başlayan diplomasi kariyerini, 2004 yılında Demokrat Parti lideri Roh Moo-hyun hükümetinde Dışişleri Bakanı olarak sürdürdü.

Ban Ki-Moon, NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ile el sıkışırken

Ban, 2 Aralık 2005’de NATO Karargâhına gayri-resmi bir ziyaret gerçekleştirerek dönemin NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ile sürpriz bir görüşmeye imza atmış oldu. Görüşmede bölgesel savunma stratejisinde Güney Kore’nin müttefikleri ile müşterek çalışma planları ve güncel konular üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu.

2005 yılında Ban ile başlayan süreç 2012 ve 2015 yılında somutlaşarak resmi bir sürece dönüştü ve Güney Kore – NATO arasında Bireysek Ortaklık ve Müşterek Çalışma imzaları atıldı.

Asya’da savunma ittifakı güçlendirilmek isteniyor

ABD’nin “Hint Pasifik Stratejisi” bağlamında bölge üzerinde yoğunlaşan askeri politikaları Güney Kore ve Japonya’da yeni stratejilerin de ortaya çıkmasını sağladı. 2020 yılında QUAD dörtlüsünün ileri düzeyde bir bölgesel savunma mekanizmasına dönüştürülmek istenmesi üzerine, Güney Kore’deki mevcut Demokrat Parti hükümeti QUAD+ formatı ile dörtlü içerinde yer almaya sıcak bakmamıştı. Dönemin Dışişleri Bakanı Kang Kyung-wha, “Müttefiklerimizle birlikte şeffaf topluluk içerisinde yer almak her zaman ilk tercihimiz olacaktır” diyerek QUAD formatına sıcak bakılmadığını belirtmişti.

Seul, içerisinde Hindistan gibi ihtiyatlı müttefiklerin yer aldığı gayri resmi QUAD ile dolaylı yoldan politika izlemektense, NATO ve ABD ile daha geniş kapsamlı savunma iş birliği anlaşmaları yoluna gitmeyi tercih ediyor.

Güney Kore istihbarat teşkilatının NATO’nun siber savunma birimine katılması uzun vadeli bir ortaklığın habercisi olarak yorumlanmıştı.

Seul ve NATO arasında Asya konulu güvenlik görüşmeleri, tüm taraflara durumu daha derin olduğunu göstermiştir. Bölgede ortaya çıkan güvenlik sorunları ve bunların Batı için etkilerinde söz sahibi üs olmak Seul açısından, bölgesel liderliğin bir adımı olarak görülebilir.

Filipinler 20 Ocak 2023) Sağdan sola / Japonya Donanması Ashigara (DDG 178), ABD Donanması USS Shiloh (CG 67), USS Rafael Peralta (DDG 115), USS Antietam (CG 54), USNS Washington Chambers (T-AKE 11) USS Chancellorsville (CG 62)- ABD Hint Pasifik Komutanlığı

Yoon hükümeti NATO ile nasıl bir süreç izlemek istiyor?

Yoon, Güney Kore’nin güvenlik ve dış politikaları ile NATO’nun Avrupa sahnesinde Rusya’ya karşı sağlam duruşu arasında bağlantı kurma vizyonunu daha önce dile getirmişti. Böylesine derin bir politika değişikliği olasılığı, bir dizi önemli sorunu ortaya çıkaracak gibi gözüküyor.

Ukrayna’daki savaşın Güney Kore’nin ABD ile stratejik ittifakı ve daha genel olarak Hint-Pasifik bölgesi üzerindeki etkisine dair sorular gündemde. Hem Amerika Birleşik Devletleri hem de NATO, Seul’ün Ukrayna’daki savaşı desteklemek için bir miktar katkı yapmasını memnuniyetle karşılasa da pratikte Seul yönetimi daha fazla yeteneğe sahip duruyor.

Bununla birlikte, Güney Kore’nin Ukrayna’ya önemli silah ve sistemler sağlaması muhtemel bir seçenek olarak durmuyor. Ukrayna Savaşı esas olarak kara temelli bir süreç izliyor. Güney Kore’nin ABD öncülüğündeki “Hint-Pasifik” stratejisine müdahil olması esasen donanma temelli planları içeriyor.

NATO ile “Hint-Pasifik” bölgeleri arasındaki güvenlik çerçevesinde Güney Kore’nin rolü nasıl görülüyor?

Yoon’un İspanya’daki NATO Zirvesine katılımı, diğer katılımcı ülkelere göre farklı bir durumda değerlendirilmeli. Örneğin, Finlandiya ve İsveç, toplantıda NATO üyeliği için resmen davet edildi. Buna karşın, Güney Kore’nin bir NATO toplantısında sahip olduğu ana rol, liberal demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne ortak bir yatırım göstermek ve kapsamlı bir stratejik ittifak oluşturmaya yardımcı olmak olarak biliniyor. Bununla birlikte, Yoon ABD retoriğinin tipik bir örneği olan, Rusya ve Çin’i en yüksek sesli kınamayla çok yakından özdeşleşmekten ihtiyatlı bir şekilde kaçınarak bölgesel çıkarlarını bağımsız bir şekilde korumayı tercih etmiştir.

NATO içerisinde aktif olma isteği Güney Kore’nin ABD ve diğer ABD müttefikleriyle ittifakını güçlendirmeye istekli olduğunu gösteriyor. Donald Trump’ın başkanlık yıllarından sonra, Güney Kore ve ABD Birleşik Kuvvetler Komutanlığı Ortak Harekât Planını yeniden şekillendirme yoluna gidiyor. Uzun süredir tartışmalı olan ve savaş zamanı Güney Kore Ordusu’nun komuta kademesini ABD’li generallere devreden OPCON yasasını Güney Kore kuvvetlerine devri için yoğun görüşmeler yapılıyor.

Sonuç olarak: Güney Kore’nin NATO ile yakınlaşması NATO da dahil olmak üzere küresel güvenlik yapılarıyla bağlantılı yeni bir kavramsal güvenlik çerçevesi geliştirmede zorluklar yaratacaktır. Güney Kore’nin devlet güvenlik politikaları dikkatli inceliğinde,  muhafazakâr Yoon yönetiminin sınırlı manevra alanı söz konusu.

ASYA

Anketler Japonya’da iktidar bloğunun çoğunluğu kaybedebileceğini gösteriyor

Yayınlanma

Anketler Liberal Demokrat Parti-Komeito iktidar koalisyonunun pazar günü yapılacak parlamento seçimlerinde çoğunluğu kaybedebileceğini gösterirken, bundan sonra ne olacağı ve hükümeti kurmak için üçüncü bir partinin devreye girmesinin gerekip gerekmeyeceği konusunda spekülasyonlar artıyor.

Çoğunluk için 465 sandalyeli mecliste toplam 233 sandalyeye ihtiyaç var. Meclis 9 Ekim’de feshedildiğinde LDP 256, Komeito 32 olmak üzere toplam 288 sandalyeye sahipti. Ancak LDP merkezli bir rüşvet fonu skandalının kamuoyunda yarattığı tepki, iktidar bloğunun 55 sandalyelik çoğunluğunu tehlikeye attı.

Bu hafta başında Asahi Shimbun gazetesi tarafından yapılan bir anket, her iki parti için nihai sayımın 233 sandalyeden daha az olabileceğini öne sürdü ve böyle bir senaryoda bundan sonra ne olacağına dair sorulara yol açtı.

Her iki partinin nihai sandalye sayısına bağlı olarak, LDP ve Komeito için bir seçenek, daha küçük olan Halk için Demokratik Parti’yi (DPP) koalisyona davet etmek olabilir.

DPP Başkanı Yuichiro Tamaki salı günü gazetecilere yaptığı açıklamada partisinin LDP liderliğindeki bir iktidar koalisyonuna katılma niyeti olmadığını söyledi. Ancak Tamaki, DPP’nin LDP ile nükleer enerji ihtiyacı gibi hemfikir oldukları politikalarda işbirliği yapma olasılığını da göz ardı etmedi.

LDP ve Komeito küçük bir çoğunlukla iktidarı ellerinde tutsalar bile, diğer iki kilit eşiğe ulaşamadıkları takdirde ne kadar sorunsuz bir şekilde hükümet edebilecekleri konusunda soru işaretleri var.

Parlamento kuralları mutlak istikrarlı çoğunluk için en az 261 sandalye gerektiriyor. Bu da iktidardaki koalisyonun komisyonlara başkanlık etmesine ve komisyonlarda üye çoğunluğuna sahip olmasına olanak tanıyor. Muhalefet partileriyle aynı sayıda komite üyesine sahip olmak için iktidar koalisyonunun 244 sandalyeye ihtiyacı var.

Cuma günü BS Fuji Prime televizyon programında üçüncü bir koalisyon ortağı ekleme fikri sorulan LDP Genel Sekreteri Hiroshi Moriyama bunun mümkün olabileceğini belirtti.

Moriyama, partilerin politikalar konusunda hemfikir olmaları halinde birlikte çalışmalarının “önemli” olduğunu söyledi.

İktidar koalisyonunun bir diğer olası adayı, Alt Meclis’te 43 sandalyeye sahip olan ve LDP’nin anayasa revizyonu dahil bazı politika hedeflerini paylaşan Nippon Ishin no Kai.

Ancak salı günü Japonya Yabancı Muhabirler Kulübü’nde konuşan siyaset uzmanı ve Nihon Üniversitesi’nde emeritus profesör olan Tomoaki Iwai, DPP ve Nippon Ishin’in LDP liderliğindeki bir iktidar koalisyonuna katılma konusunda iç dirençle karşı karşıya olduğunu söyledi.

“DPP söz konusu olduğunda, Tamaki ve birkaç kişi dışında partideki herkes Japonya Anayasal Demokrat Partisi’ne (CDP) geri dönmek istiyor,” diyerek en büyük muhalefet gücüne atıfta bulundu.

CDP lideri Yoshihiko Noda, parlamento feshedildiğinde 98 sandalyeye sahip olan CDP’nin bir iktidar koalisyonunun mümkün olması halinde DPP ile koalisyona açık olduğunu ima etti. Hem CDP’yi hem de DPP’yi destekleyen Japon sendika grubu Rengo, onları işbirliği yapmaya teşvik ediyor.

Nippon Ishin’in bir LDP koalisyonuna katılması da Komeito’nun varlığı nedeniyle sorunlu. Komeito ve Nippon Ishin ilk kez bölge seçimlerinde kafa kafaya gidiyor ve bu da seçim sonrası bir ortaklığı zorlaştırıyor. Buna ek olarak, Nippon Ishin lideri Nobuyuki Baba’nın, özellikle bu yılın başlarında partinin ana merkezi Osaka’daki yerel seçim kayıplarından sonra, kendi sorunları var.

Iwai, “Nippon Ishin içinde, özellikle de genç parti üyeleri arasında Baba’dan kurtulmak isteyen sesler var” dedi.

Osaka Valisi Hirofumi Yoshimura’nın da CDP ile çalışmaya istekli olabileceğine dair işaretler olduğunu sözlerine ekledi.

Geçtiğimiz ay Yoshimura, rüşvet fonu skandalıyla lekelenen LDP üyelerine karşı CDP ile ortak adaylar çıkarma fikrine sıcak bakıyor gibi görünüyordu. Her ne kadar bu kararın Baba’ya ait olduğunu söylese de, Ishiba 9 Ekim’de parlamentoyu feshetmeden önce Nippon Ishin ve CDP’nin adayları koordine etmek için çok az zamanı vardı.

LDP-Komeito koalisyonunun toplam sandalye sayısı 233’ün altına düşerse, LDP liderliğindeki bir iktidar koalisyonu ya da CDP liderliğindeki bir iktidar bloğu için yeterli sayıda sandalye elde etmek amacıyla tüm partiler arasında işbirliği yapmak için yoğun bir mücadele başlayabilir.

Ancak hızlı bir şekilde anlaşmaya varmaları gerekecektir. Yeni başbakanın resmen seçilmesi için önümüzdeki ay parlamentoda özel bir oturum düzenlenmesi planlanıyor.

Okumaya Devam Et

ASYA

Xi’den Çin’in büyümesini teşvik etmek için ekonomi merkezli talimatlar

Yayınlanma

Devlet Başkanı Xi Jinping, tüm gözlerin Pekin’in Çin ekonomisini desteklemeyi amaçlayan teşvik paketine çevrildiği bir dönemde, geçtiğimiz hafta içinde ekonomi merkezli bir dizi talimat yayınladı.

Xi’nin son mesajı pazar günü kuzeydoğudaki Tianjin kentinde Çin’in ekonomik kalkınma bölgelerinin 40. yıldönümünü kutlamak üzere düzenlenen bir etkinlik sırasında verildi.

Xi’nin geçen hafta Fujian ve Anhui’ye yaptığı inceleme gezileri sırasında da dünyanın ikinci büyük ekonomisinin ne durumda olduğunu ve son dönemde uygulanan bir dizi politikanın nasıl hayata geçirildiğini ilk elden anlamaya çalıştığı görülüyor.

Xi’nin ‘kalkınma’ vurguları, Çin ekonomisi iç zorluklar ve küresel belirsizliklerin ortasında baskı altında ilerlerken ve yıllık büyüme hedefinin tutturulmasına ilişkin endişeler artarken geldi.

Fujian’daki gezisi sırasında Xi, “ilk olmaya cesaret etme ve kazanmak için çabalama” ruhunu çağrıştırırken, Anhui eyaletindeki Hefei’de ünlü bir sözden alıntı yaptı: “İnsan hayatta kaç kez savaşmak için anı yakalayabilir?”

Başbakan Yardımcısı He Lifeng pazar günü ilk ulusal düzeydeki Ekonomik ve Teknolojik Kalkınma Bölgesinin 40. yıldönümü münasebetiyle düzenlenen sempozyumda Xi’nin talimatını iletti.

Xi, “ulusal düzeydeki ekonomik ve teknolojik kalkınma bölgelerinin Çin’in modernizasyonunu ilerletmeye odaklanması, inovasyonu ve iç dinamizmi sürekli olarak teşvik etmesi … yüksek standartlı Kuşak ve Yol Girişimine katılması … ve ‘Çin’e Yatırım Yapın’ markasının oluşturulmasına yardımcı olması gerektiğini” vurguladı.

Çin’in son on yıllardaki dışa açılma ve reform sürecinin sembolleri olan bu bölgeler, Guangdong, Fujian ve Şanghay gibi kıyı bölgelerinden başlayarak yerel ekonomiler için önemli birer ekonomik büyüme motoru haline geldi.

Pinpoint Asset Management’ın başkanı ve baş ekonomisti Zhang Zhiwei, Xi’nin turlar sırasında yaptığı konuşmaların, ekonomiyi canlandırmak için “artan politikalar paketi” kararlarının alındığı eylül ayı sonundaki Politbüro toplantısında iletilen mesajla tutarlı olduğunu söyledi.

South China Morning Post’a konuşan Zhang, “Ekonomi baskı altında, bu nedenle [merkezi] hükümet yerel hükümet yetkililerini yerel ekonomiyi [canlandırmaya] yardımcı olmak için daha güçlü girişimlerde bulunmaları, daha fazla sorumluluk almaları ve daha proaktif olmaları için gerçekten harekete geçirmek istiyor” dedi.

Tianjin’de de bir konuşma yapan başbakan yardımcısı, kalkınma bölgelerinin yeni zorlukların farkına varması, reformlara öncülük etmesi, bölgesel kalkınmayı yönlendirmesi ve Çin’in ekonomik dönüşümü ile küresel entegrasyonuna öncülük etmesi gerektiğini söyledi.

Çin, 1984 yılında ilk ulusal düzeyde kalkınma bölgesinin kurulmasından bu yana 229 Ekonomik ve Teknolojik Kalkınma Bölgesi kurdu ve bu bölgeler yüksek kaliteli üretimin ilerletilmesinde ve açık, üst düzey ekonomik sistemlerin teşvik edilmesinde çok önemli bir rol oynadı.

Ticaret Bakanlığı’na göre yılın ilk altı ayında bu bölgeler 15.2 trilyon yuan (2.1 trilyon ABD$) sanayi üretimi gerçekleştirerek bir önceki yıla göre yüzde 3.7’lik bir artış sağladı.

Bölgeler ayrıca 1.3 trilyon yuan mali gelire katkıda bulunurken, vergi gelirleri de 1.2 trilyon yuana ulaştı.

Bölgeler ayrıca geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9,2’lik bir artışla 4,7 trilyon yuan ithalat ve ihracat değeri bildirdi.

Ancak aynı dönemde yabancı sermayenin fiili kullanımı yüzde 27,2 azalarak 16,6 milyar ABD dolarına geriledi.

Çinli liderler, cansız iç talepten, “yaklaşık yüzde 5” yıllık büyüme hedefine ulaşma konusundaki belirsizliğe kadar bir dizi ekonomik zorlukla mücadele ediyor.

Ekonomiyi canlandırmak için Pekin, büyümeyi yeniden canlandırmayı amaçlayan geniş çaplı bir politika saldırısı başlattı, ancak atılan adımların gidişatı değiştirmeye yetip yetmeyeceği konusunda soru işaretleri devam ediyor.

Maliye Bakanlığı ile İskan ve Kentsel-Kırsal Kalkınma Bakanlığı tarafından düzenlenen son basın toplantılarında, emlak ve maliye politikasına odaklanarak ekonomiyi istikrara kavuşturmayı amaçlayan bir dizi önlem açıklandı.

Bu adımlar, merakla beklenen Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi ve Politbüro oturumunun yanı sıra aralık ayı ortasındaki merkezi ekonomik çalışma konferansı da dahil olmak üzere yaklaşan üst düzey toplantılar için zemin hazırlıyor.

Bu önemli toplantılarda büyümenin artırılması ve Çin ekonomisinin karşı karşıya olduğu karmaşık zorlukların üstesinden gelinmesi için daha geniş stratejiler belirlenmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

ASYA

Apple CEO’su Tim Cook bu yıl Çin’e ikinci ziyaretini yapıyor

Yayınlanma

Apple CEO’su Tim Cook, ABD’li teknoloji devinin cihaz üstü yapay zeka (AI) sisteminin yerel lansmanına ilişkin spekülasyonlar sürerken, pazartesi günü Pekin’e gitti. Cook’un bu yıl Çin anakarasına yaptığı ikinci ziyaret.

Weibo’da yönetici tarafından yayınlanan gönderilere ve yerel basında çıkan haberlere göre Cook’un ülkeye yaptığı son ziyarette kendisine ünlü Çinli fotoğrafçı ve film yapımcısı Chen Man eşlik etti ve Pekin’in Shunyi bölgesindeki bir çiftlikte Çin Tarım Üniversitesi ve Zhejiang Üniversitesi’nden öğrencilerle bir araya geldi.

Cook, salı günkü son Weibo paylaşımında, müşterilerle ve şirketin yerel personeliyle tanışmak üzere Pekin şehir merkezindeki bir Apple Store’u ziyaret ettiğini söyledi.

Apple, Cook’un son ziyaretindeki güzergahına ilişkin salı günü yapılan yorum talebine hemen yanıt vermedi. Çin’deki herhangi bir bakanlıktan da Cook’la bu hafta içinde bir araya gelindiğine dair bir açıklama yapılmadı.

Bu Cook’un bu yılki ikinci Çin gezisi. Mart ayında Cook, Shanghai’de önemli tedarikçilerle bir araya geldiği ve şirketin anakara, Hong Kong, Tayvan ve Makao’yu kapsayan Büyük Çin bölgesindeki 57. Apple Store’un açılışını yaptığı bir tur gerçekleştirmişti.

Apple CEO’sunun anakaraya yaptığı son ziyaret, şirketin en büyük pazarlarından birinde tutunmaya devam etme çabalarını yansıtıyor, zira analistler Apple Intelligence’ın geciken yerel mevcudiyeti nedeniyle iPhone 16’ya yönelik tüketici coşkusunun ılımlı olduğunu düşünüyor.

Apple’ın iPhone için mobil işletim sistemi iOS 18.1’in en son güncellemesini yakında yayınlaması bekleniyor. Şirket, dünyanın en büyük akıllı telefon pazarında iPhone 16 için yapay zeka özellikleri tedarik edecek Çinli bir ortağı olup olmayacağını açıklamadı.

Çinli Android telefon satıcıları halihazırda cihazlarında yeni yapay zeka özelliklerini öne çıkarıyor. Güney Koreli dev Samsung Electronics bu yılın başlarında Baidu’nun AI modelinin firmanın en yeni amiral gemisi akıllı telefon serisi Galaxy S24′ e entegre edileceğini duyurmuştu.

Cook’un Weibo’daki son paylaşımının ardından bazı Çinli internet kullanıcıları Apple Intelligence’ın anakarada hızlı bir şekilde piyasaya sürülmesi çağrısında bulundu.

Apple’ın ağustos ayındaki kazanç çağrısı sırasında Cook, şirketin Çin ve Avrupa Birliği’ndeki düzenleyicilerle iPhone kullanıcılarına yapay zeka özellikleri getirme konusunda “çok yapıcı bir şekilde angaje olduğunu” söyledi. “Bunu yapmayı taahhüt etmeden önce yasal gereklilikleri anlamamız ve bunu yapmak için bir program taahhüt etmemiz gerekiyor” dedi.

Bu arada, Xiaomi’den Oppo ve Vivo’ya kadar önde gelen Çinli Android telefon üreticileri en yeni cihazlarında üretken yapay zeka (GenAI) işlevlerini öne çıkarıyor. GenAI, kullanıcı istemlerine yanıt olarak görüntü, metin, video ve diğer medyaları oluşturabilir.

Bu yılın ağustos ayı itibariyle Çinli düzenleyiciler, tamamı anakara teknoloji firmaları tarafından geliştirilen toplam 188 GenAI hizmetini onayladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English