İsrail’de yargı reformu girişimine karşı 13 haftadır düzenlenen kitlesel protestolar, dün akşam Savunma Bakanı’nın görevden alınmasıyla zirveye ulaştı. Polis, eylemlerde kontrolü kaybetti. Likud içindeki çatlak sesler karşısında Meclis çoğunluğunu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan Netanyahu’nun, yargı reformunu askıya alması bekleniyor.
Başbakan Binyamin Netanyahu’nun liderlik ettiği Likud partisinin Savunma Bakanı Yoav Gallant, koalisyon hükümetinin Meclis’ten geçirmekte direttiği yargı düzenlemesine ilişkin açıklama yaptı. İsrail ordusundaki binlerce yedek askerin eğitimlere katılmayacaklarını ilan ederek hükümetin yasa tasarısına tepki göstermelerine ilişkin endişesini dile getiren Gallant, “Ülke içindeki ayrılık, İsrail ordusuna ve savunma teşkilatına derinlemesine nüfuz etti. Bu, İsrail’in güvenliğine yönelik açık ve büyük bir tehdittir. Buna izin vermeyeceğim” dedi. Gallant, açıklamasında, İsrail ordusundaki binlerce yedek askerin eğitimlere katılmayacaklarını ilan ederek hükümetin yasa tasarısına tepki göstermelerine ilişkin endişesini dile getirdi. Savunma Bakanı, “Ülke içindeki ayrılık, İsrail ordusuna ve savunma teşkilatına derinlemesine nüfuz etti. Bu, İsrail’in güvenliğine yönelik açık ve büyük bir tehdittir. Buna izin vermeyeceğim” dedi. Yargı düzenlemesi sürecinin durdurulması ve diyalog çağrısı yapan Gallant, şunları ifade etti: “İsrail toplumunda yaşanan olaylar ordunun ve savunma teşkilatının dışında cereyan etmiyor. Öfke, hayal kırıklığı ve korku duyguları daha önce hiç görmediğimiz boyutlara ulaştı. Bu tabloyu Başbakan Netanyahu’ya sundum. (Yargı düzenlemesi) Süreci şu anda durdurmalı ve oturup konuşmalıyız.”
Likud vekillerinden destek
Likud milletvekilleri Yuli Edelstein ve David Bitan, Gallant’a katılarak, yasa tasarısının durdurulması ve diyalog çağrısında bulundu. Gallant’ın bu çağrısı üzerine iki gün boyunca sessizliğini koruyan Netanyahu, dün akşam saatlerinde Gallant’ı görevden aldı. Netanyahu’nun bu adımı bardağı taşıran son damla oldu. Gallant’ın görevden alınması üzerine yüz binlerce İsrailli sokaklara döküldü.
İsrailliler sokağa döküldü
İsrail’in Kanal 12 televizyonu, ülke genelinde 600 binden fazla İsraillinin gösterilere katıldığının tahmin edildiğini aktardı. Tel Aviv’de on birlerce gösterici, ellerinde İsrail bayraklarıyla kentin ana arteri Ayalon Otoyolu’nu çift yönlü trafiğe kapattı. Bazı protestocular yolda ateş yaktı. Protestocular, Netanyahu’ya ülkedeki lakabıyla seslenerek, “Bibi istifa et” sloganları attı. Batı Kudüs’teki Başbakanlık konutunun önünde toplanan yüzlerce kişi polis barikatlarını aşmaya çalışırken, polisle protestocular arasında arbede yaşandı. Polis göstericileri dağıtmak için tazyikli su kullandı. Ardından protestocular, Batı Kudüs’teki İsrail Meclisi önünde toplanmak için yürüyüşe geçti. Çok sayıda protestocu da İsrail’in güneyinde Gazze Şeridi yakınındaki 234 numaralı otoyolu trafiğe kapattı.
Polis kontrolü kaybetti
Haaretz gazetesinin haberine göre, İsrail’de adı açıklanmayan üst düzey bir polis yetkilisi, “Protestoların kontrolünü kaybettik” ifadesini kullandı. Başka bir güvenlik yetkilisi de “Şu anda dışarıda olanlar delilik. Göstericilerin üzerine tekrar atık su püskürterek olayları yatıştıracağını düşünenler yanılıyor. Bu durumu kontrol altına alamayacağız” dedi.
Üniversiteler grevde
Üniversitelerin rektör ve yönetimleri, yayımladıkları ortak yazılı açıklamada, hükümetin yargı düzenlemesini protesto etmek için bugünden itibaren tüm derslerin ve bilimsel araştırmaların durdurulmasını kapsayacak şekilde süresiz grev ilan ettiklerini duyurdu. Açıklamada, “İsrail üniversitelerinin rektör ve yönetimleri olarak biz, İsrail demokrasisinin temellerini sarsan ve devamlılığını tehlikeye atan yasama sürecinin devam ettiği zeminde, İsrail’in tüm araştırma üniversitelerindeki eğitimi durduracağız. Başbakan ve koalisyon üyelerini yasa tasarısını derhal durdurmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.
Belediye başkanları açlık grevinde
Bazı belediye başkanları, Netanyahu’nun Batı Kudüs’teki ofisinin önünde açlık grevine başlayacaklarını duyurdu. Yediot Ahronot gazetesinin aktardığına göre, ülkenin orta kesimlerdeki Herzliya ve Kfar Saba kentleri ile Zikhron Ya’akov ilçesi belediye başkanları, yayımladıkları ortak bildiride, “İsrail’in sürüklendiği felaket ve büyük krizin durdurulması” talebinde bulunacaklarını belirtti.
Yasama Komisyonu ve Bakanlardan geri adım
Gelişmeler üzerine İsrail Meclisi’ndeki Yasama Komisyonu, tartışmalı yargı reformu yasa tasarısının ikinci ve üçüncü oylamasının yapılmamasına karar verdi. Herhangi bir kanunun Mecliste oylamaya sunulmadan önce Yasama Komisyonu’ndan geçmesi ve burada son halini alması gerekiyor.
İsrail basınının aktardığına göre, Netanyahu liderliğindeki Likud’dan Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar, “Açıklama yapmamanın bedelini ağır ödedik. Yargı sisteminde yapılacak reform gerekli ve hayatidir. Ancak ev yandığında kimin haklı olduğunu soramazsınız, su dökmeli ve içindekileri kurtarmalısınız” dedi. Diaspora İşleri Bakanı Amichai Chikli de, yargı düzenlemesi konusunda yeniden değerlendirme yapma çağrısında bulundu. Ekonomi Bakanı Nir Barkat da yasa tasarısını durdurma ve gelecekteki adımları yeniden değerlendirmeye karar verirse, Başbakan Netanyahu’nun bu kararını destekleyeceğini açıkladı.
Kitlesel eylemler ve tüm dünyadan yükselen itirazlara rağmen bugüne kadar geri adım atmayan Netanyahu, Savunma Bakanı’nın görevden alınmasıyla zirveye ulaşan ve partisi içinde çatlak seslere yol açan tepki nedeniyle yargı reformunu askıya almaya hazırlanıyor. Netanyahu’nun gün içinde açıklama yapması bekleniyor. Netanyahu, geri adım atsa dahi Savunma Bakanı’nın görevden alınması sonrası parti içindeki huzursuzluğu dindirip dindiremeyeceği tartışma konusu. Netanyahu’nun koalisyonunun toplam vekil sayısı 64. Savunma Bakanı ve iki vekil Başbakan’a açıktan karşı çıktı. Bu isimlerin olası istifası Netanyahu’nun Meclis çoğunluğunu (61) kaybetmesine yol açabilir.
Suriye’de Beşar Esad Yönetimini devirip geçici yönetim kuran HTŞ’nin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Çin’in Suriye Büyükelçisi Shi Hongwei başkanlığındaki Çin Halk Cumhuriyeti heyetini kabul etti.
Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın Telegram hesabından yapılan açıklamaya göre Şeybani, görüşmede Suriye ile Çin arasındaki işbirliğinin iki ülke için de refah, kalkınma ve barış açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.
Çin’in İsrail’in saldırılarına yönelik tutumunu memnuniyetle karşıladığını belirten Şeybani, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da pekiştirmeye hazır olduklarını dile getirdi.
Çinli Büyükelçi Shi Hongwei ise ülkesinin Suriye’nin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu vurgulayarak, geçiş sürecinde başarılı olması için destek vermeye hazır olduklarını ifade etti.
Gazze savaşı sonrası silah ihracatını artırmak isteyen İsrail hem dışa bağımlılığı azaltmayı hem de büyüyen savunma sanayisiyle küresel pazarda daha büyük bir aktör olmayı hedefliyor. Avrupa’daki artan savunma harcamaları da bu planın zeminini oluşturuyor.
Bloomberg’de yer alan habere göre İsrail’in Gazze savaşını başlatmasının ardından ABD, İngiltere ve İtalya gibi silah tedarikçileri, Netanyahu hükümetini çatışmaya diplomatik bir çözüm bulmaya itmek umuduyla ülkeye askeri ihracatı kısıtladı. Bunun sonucu olarak, İsrail’in kendi silah üretim kapasitesi büyük ölçüde arttı. Şimdi ise İsrailli üreticiler yalnızca üretimi artırmakla kalmayıp, daha fazla ihracat yaparak küresel savunma pazarında daha fazla yer edinmeyi amaçlıyor. Satış yapılması hedeflenen ülkeler arasında, daha önce İsrail’e silah ihracatını kısıtlayan devletler de yer alıyor.
İsrail’in savunma sanayiinde faaliyet gösteren birçok şirket, üretim kapasitesini önemli ölçüde artırdı. Bloomberg’e konuşan İsrailli bir kaynağa göre, Tel Aviv ve New York borsalarında işlem gören Elbit Systems Ltd., MK84 adı verilen bir tonluk havadan atılan bombalar ile daha küçük versiyonlarının üretim hatlarını kuruyor. İsrailli yetkililere göre, Elbit ile Savunma Bakanlığı arasında 2,5 milyar şekel (yaklaşık 700 milyon dolar) değerinde, silah ve mühimmat için gerekli çeşitli kimyasal bileşenlerin üretimini artırmak için anlaşmalar imzalandı. Elbit CEO’su Bezhalel Machlis, “İsrail silah üretiminde daha bağımsız hale gelmeli” dedi.
Savunma Bakanlığı, geçen yıl İsrail ordusunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için milyarlarca şekellik sözleşmelere imza attı. Mayıs 2023’te Elbit ile 2,8 milyar şekel değerinde havan topu, füze ve roket üretimi için anlaşma sağlandı. Ekim ayında ise Elbit ve devlete ait Rafael Advanced Defense Systems Ltd. ile lazer tabanlı bir füze önleme sistemi olan Iron Beam’in üretim kapasitesini artırmak için 2 milyar şekellik bir anlaşmayı onayladı. Savunma Bakanlığı Başekonomisti Zeev Zilber, Tel Aviv’de yaptığı bir konuşmada “İsrail’de sahip olmadığımız bir şeyi başka bir yerde bulamayacağımızı zor yoldan öğrendik” dedi.
7 Ekim 2023’te Hamas’ın sürpriz baskınıyla başlayan, başka cephelere de sıçrayan savaş, İsrail ekonomisine ağır bir yük getirdi. 2024’te hükümet 278 milyar şekelle rekor düzeyde borçlandı, bütçe açığı GSYİH’nin %6,8’ine ulaştı ve büyüme oranı %0,9 ile son on yılların en düşük seviyesine geriledi.
İsrail, Ekim 2023’ten bu yana Gazze’nin büyük ölçüde yıkılması ve en az 50.000 Filistinlinin hayatını kaybetmesine rağmen saldırılarına devam ediyor. Yetkililer şimdi, ülkenin savaş kapasitesini artırmasının uzun vadede ekonomik ve stratejik fayda sağlayacağını savunuyor.
Resmi verilere göre Savunma Bakanlığı, savaş öncesi bütçesini iki katından fazla artırarak 154 milyar şekele çıkardı. Önümüzdeki yıllarda cephane, silah, yakıt ve diğer askeri malzemeler için toplam 220 milyar şekel harcama taahhüdünde bulundu. Bu harcamaların üçte ikisinden fazlası yurt içinde yapılacak; bu oran savaş öncesine göre dört kat artış anlamına geliyor. Bakanlık, bu yatırımın “ülkenin savunma sanayisini büyük ölçüde güçlendireceğini ve dışa bağımlılığı azaltacağını” belirtti.
İsrail, savunmaya yapılan yatırımı, uzun zamandır tüm siyasi pazarlıkların dışında tutuyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI)’ne göre, bugün İsrail dünya çapında sekizinci büyük silah ihracatçısı. 2023’te toplam 13,2 milyar dolarlık askeri ekipman ihraç eden İsrail’in, toplam ihracatının %6’sı bu sektörden geldi.
Bloomberg’e göre şimdi yeni teknolojilerle bu konum daha da güçlendirilmeye çalışılıyor. Şubat ayında, start-up’lardan büyük firmalara kadar birçok şirket, çeşitli menzillerde, hızlarda ve irtifalarda insansız hava araçlarına karşı geliştirdikleri savunma sistemlerini test etti.
Elbit, uçaklara entegre edilecek lazer tabanlı füze savunma sistemleri üzerinde çalışıyor. Ayrıca F-16 savaş uçakları ve pilotları için koruma sistemlerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Bu teknolojilerin yurt dışına da pazarlanması planlanıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel düzeni sarsan politikaları nedeniyle Avrupa’ya savunma harcamalarının artırılması yönünde baskıların arttığına dikkat çekilen haberde “Bu bağlamda İsrail’in ‘savaşta test edilmiş’ silah sistemleri büyük ilgi görüyor. İsrail Savunma Bakanlığı eski genel müdür yardımcısı Avi Dadon, ‘Her hükümet ilk olarak şunu sorar: İsrail ordusu bu sistemi kullanıyor mu? Ülkeler, İsrail’in benzersiz ürünleri ve ileri teknolojisi nedeniyle satın alım yapmaya devam ediyor’ dedi.”
Tüm bu yerli üretim hamlelerine rağmen İsrailli yetkililer, ABD desteğinin hâlâ kritik önemde olduğunu vurguluyor. Son 18 ayda İsrail’e yaklaşık 17 milyar dolarlık Amerikan askeri yardımı sağlandı ve ordudaki F-15, F-16 ve F-35 savaş uçaklarının tamamı ABD menşeli. Ancak savunma yetkililerine göre, ABD ve diğer geleneksel müttefiklerdeki siyasi belirsizlikler göz önüne alındığında, İsrail’in kendi savunma sanayisini geliştirmeye devam etmesi şart. Yeni İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, şubat ayında yaptığı açıklamada, “Bu savaş, kendi kendimize yeterli olmamız gerektiğini net biçimde gösterdi. Atıl olan üretim hatlarını canlandırdık, mevcutları genişlettik, yenilerini kurduk. Dışa bağımlılığı azaltmak güvenliğimizi, ekonomimizi ve sanayimizi güçlendiriyor” dedi.
İsrail Meclisi, yargıç atamaları üzerindeki hükümet kontrolünü büyük ölçüde artıran tartışmalı yasayı kabul etti.
The Times of Israel gazetesinin haberine göre, yüksek yargı mensuplarının atamalar üzerindeki etkisini azaltan, bu yetkiyi hükümetin kontrolüne devreden tartışmalı tasarı 67 milletvekilinin evet oyuyla kabul edildi.
Kabul edilen yasaya göre, yargıç atamalarını gerçekleştiren 9 üyeli komiteye, biri hükümet biri de muhalefet tarafından seçilen iki hukukçu seçilmesi öngörülüyor.
Siyasetin atadığı söz konusu üyelerin yargıç atamaları üzerinde veto yetkisi de bulunuyor.
Kabul edilen ve gelecek dönem yürürlüğe girecek yasaya ilişkin muhalefet tarafıyla hukukçuların eleştirileri ise yargı atamalarını siyasallaştıracağı yönünde.
İsrail muhalefeti Yüksek Mahkeme’ye başvurdu
İsrail basınına göre, yargıç atamaları üzerinde hükümet kontrolünü büyük ölçüde artıran yasanın Mecliste onaylanmasının hemen ardından ana muhalefet partisi Gelecek Var lideri Yair Lapid, İsrail barosu ve sivil toplum kuruluşları yasanın iptali için yargının en yüksek mercisi İsrail Yüksek Mahkemesi’ne başvurdu.
Muhalefet, İsrail Meclisinde görüşülen tasarıya karşı 71 bin gibi rekor sayıda itirazda bulundu. İtirazlar nedeniyle, yasanın kabul edilmesi için yapılan oturumlar, Mecliste 18 saat sürdü.
Tartışmalı yargı düzenlemesindeki kritik yasaya karşı çıkan muhalefet milletvekilleri tasarının son tur oylamasını boykot ederek, genel kurulu terk etti.
İsrail Meclisinde bir yasanın kabul edilmesi için toplam üç oturum yapılıyor ancak en kritik oylama 120 sandalyeli Mecliste en az 61 oyun sağlanması gereken birinci oylama olarak öne çıkıyor.
Tartışmalı yargı reformu
İsrail’de, Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki sürpriz saldırısına kadar Netanyahu’nun iktidara geldiği 2023 boyunca bir numaralı gündem hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesiydi.
Netanyahu hükümetinin, bir dizi yasayla Başsavcı ve Yüksek Mahkeme’nin yürütme üzerindeki yetkilerinin kısıtlanacağı, iktidarın yargıç atamalarında söz sahibi olmasının sağlanacağı tartışmalı “yargı paketi”, yıl boyunca sokak hareketleri, sivil itaatsizlik eylemleri, grevler, orduda bölünmeler, iş dünyasından itirazlar gibi büyük tepkilere neden olmuştu.
İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze’ye saldırılarının başlamasının ardından tartışmalı yargı düzenlemesi ertelenmişti.
İsrail Yüksek Mahkemesi, hükümetin, mahkemenin yetkilerini kısıtladığı ve Mecliste kabul ettiği bazı yasaları Ocak 2024’te “İsrail’in anayasası niteliğindeki temel kanunlara aykırı olduğu” gerekçesiyle bozmuştu.
Netanyahu hükümeti, yakın zamanda tartışmalı yargı düzenlemesi için yeniden düğmeye basmıştı.