Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Netanyahu Fransız kanalına konuştu, AP seçimleri öncesi “iç işlerine müdahale” tepkisi aldı

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun geçtiğimiz perşembe günü Fransa’nın TF1 televizyon kanalına verdiği mülakat bazı Fransız izleyicilerin tepkisini çekti.

Times of Israel’de (ToI) yer alan habere göre Fransız hükümeti ve halkından pek çok kişinin gözünde Netanyahu’nun yorumları, Marine Le Pen ve Eric Zemmour gibi “aşırı sağcı” politikacıların söylemlerini yansıtıyor ve iç siyasete müdahale olarak görülüyor.

Netanyahu röportajında, “Ben diyorum ki: Bizim zaferimiz sizin zaferinizdir. Bizim zaferimiz İsrail’in antisemitizme karşı zaferidir. Yahudi-Hıristiyan medeniyetinin barbarlığa karşı zaferidir. Bu Fransa’nın zaferidir,” demişti.

ToI’ye göre nüfusunun yüzde 10’unun Müslüman olduğu bir ülkede ve Le Pen’in zafer elde etmesinin beklendiği 6 Haziran’daki AP seçimlerine günler kala bu sözler pek çok Fransız için bir “provokasyon” olarak görüldü.

Batılı diplomatlar ToI’nin İbranice sitesi Zman Yisrael’e, Netanyahu’nun üslubunun Fransa’daki sağcı muhafazakâr seçmenleri AP seçimleri öncesinde etkilemeye yönelik doğrudan bir çağrı olarak görüldüğünü söyledi.

Fransızların tepkilerine aşina olan bir kişi, “Aşırı sağcı politikacıların kullandığı ifadeleri kullandı. Fransa Amerika değil, yayına çıkıp iç siyasete karışmak doğru değil. Fransa Cumhurbaşkanı ya da Başbakanının İsrail medyasına çıkıp kendi siyasi gündemlerini dayattığını göremezsiniz,” ifadelerini kullandı.

İsrail savunma şirketlerine yasak şaşırttı

Netanyahu’nun TF1 kanalına verdiği mülakatın ardından Fransız yetkililer İsrailli savunma firmalarının önemli bir güvenlik ve savunma fuarı olan Eurosatory 2024’e katılmasını yasaklama kararı aldıklarını açıklamıştı.

70’in üzerinde İsrailli firma Paris’teki etkinliğe katılmalarına izin verilmeyeceğini duyunca şaşırdı. Gerilimler olduğunu duymuşlardı fakat Savunma Bakanı Yoav Gallant ile Fransız mevkidaşı arasında yapılacak bir telefon görüşmesinin bunları çözeceğine inanıyorlardı.

Bazıları Netanyahu’nun röportajı ile yasak arasında bir bağlantı kursa da ToI’ye göre durum böyle değildi. Aslında Fransa’da, İsrailli katılımcıların engellenmesine ilişkin tartışmalar röportajdan önce gerçekleşmişti.

Öte yandan savunma fuarından men edilmek İsrail savunma sanayisi için bir darbe oldu. Konuyla ilgili üst düzey yetkililerle yapılan görüşmelerden, zararın büyük kısmının küçük şirketler tarafından karşılanacağı anlaşılıyor.

Ülkenin en büyük üç savunma şirketi olan Rafael, Elbit ve Israel Aerospace Industries, Paris fuarına katılımlarının yasaklanmasından daha az etkilenecek. Haziran ayında Paris’e gitmeyi planlayan 70 şirketin tamamı stantlarının yüksek maliyetini ve özel uçuşlarla güvenlik sevkiyatını zaten ödemişti.

Netanyahu Mali’deki sivil katliamını hatırlattı

TF1 röportajında Fransız izleyicileri kızdırmış olabilecek bir başka anda Netanyahu, 2021 yılında Mali’de bir düğüne düzenlenen Fransız hava saldırısını gündeme getirdi. El Kaide’ye karşı mücadelede işbirliği yapan Fransız ve Mali orduları sadece “teröristleri” hedef aldıklarını iddia etmiş, fakat daha sonra hazırlanan bir Birleşmiş Milletler raporu saldırıda ölen 22 kişiden 19’unun sivil olduğunu ortaya koymuştu.

“Bu bir trajedi ve savaşta olan bir şey ama Macron’a savaş suçlusu demeyeceğim. Fransızlar [sivilleri] bilerek öldürdü demeyeceğim, biz de demeyeceğiz,” diyen Netanyahu, Gazze’deki savaşta İsrail güçlerinin yaptıklarını meşrulaştırmaya çalıştı.

Öte yandan Başbakanın röportajı sırasında binlerce kişi TF1 stüdyosunun dışında İsrail karşıtı gösteri yapmıştı.

DİPLOMASİ

Trump, Sachs’ın Netanyahu’ya küfür ettiği videoyu paylaştı

Yayınlanma

ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social’da, Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya küfürlü ifadeler kullandığı bir video paylaştı.

Trump’ın paylaştığı videoda, Sachs’ın, 2003’te ABD’nin Irak’ı işgal etme sebeplerine dair değerlendirmelerde bulunduğu görülüyor.

Sachs, “Bu savaş nereden çıktı? Biliyor musunuz? Bu oldukça şaşırtıcı. O savaş aslında Netanyahu’dan kaynaklandı” diyerek, Netanyahu’yu ABD’nin dış politikasını yönlendirmek ve Orta Doğu’da “sonu gelmeyen savaşlara” yol açmakla itham etti.

“Netanyahu, 1995’ten beri Hamas ve Hizbullah’tan kurtulmanın tek yolunun bunları destekleyen Irak, Suriye ve İran gibi hükümetleri devirmek olduğunu düşünüyordu” diyen Sachs, “Bizi sonsuz savaşlara sürükledi ve ABD siyasetindeki etkisi sayesinde hep istediğini elde etti, ancak 2003’teki o savaş tamamen sahtedir” şeklinde konuştu.

Sachs, ABD’nin Irak’ı işgalinin “tamamen sahte gerekçelere” dayandığını vurgulayarak, “Bu sahte bir savaştı. Amerikan halkına savaşı nasıl satacaklarını, onları nasıl korkutacaklarını çözmeleri gerekiyordu” ifadelerini kullandı.

Netanyahu’ya küfürlü ifadeler kullanan Sachs, “Netanyahu takıntılı biri, bugün bile İran’la savaşa girmemiz için çabalıyor” dedi.

Sachs, eski ABD başkanı Barack Obama’nın Rusya’nın Suriye’ye müdahalesinden 4 yıl önce ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatına (CIA) Suriye hükümetini devirmeye yönelik talimat verdiğini ileri sürdü.

Trump’ın paylaşımı, ABD-İsrail ilişkilerindeki yeni döneme dair tartışmaları alevlendirdi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ermenistan hükümeti AB üyelik sürecini başlatacak yasa tasarısını onayladı

Yayınlanma

Ermenistan hükümeti, Avrupa Birliği’ne katılım sürecini başlatacak yasa tasarısını onayladı. Başbakan Nikol Paşinyan, ülkenin AB üyeliğinin ancak halk oylaması sonucunda gerçekleşebileceğini vurguladı.

Ermenistan hükümeti, “Ermenistan Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecinin başlatılması” hakkındaki yasa tasarısını onayladı. News.am’in haberine göre süreç resmen başlıyor.

Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, AB üyelik sürecine ilişkin yasa tasarısının Ulusal Meclis’in görüşüne sunulduğunu açıkladı. Mirzoyan, son yıllarda ülkesi ile AB arasındaki ilişkilerin “oldukça yoğun ve dinamik bir seyir izlediğini” de sözlerine ekledi.

Mirzoyan, “AB, çeşitli vesilelerle Ermeni demokrasisine güçlü siyasi destek verdi. AB, aslında Ermenistan Cumhuriyeti’nin çevresindeki güvenliğin sağlanmasında da etkin rol oynadı,” dedi.

Öte yandan Başbakan Nikol Paşinyan’a göre, Ermenistan’ın AB üyeliği ancak bir referandum sonucunda gerçekleşebilecek.

Paşinyan, “2023 sonbaharında Avrupa Parlamentosu’nda bir konuşma yaptım. Bu konuşmanın ana mesajı, Ermenistan’ın AB ile olmaya, AB’nin uygun gördüğü ölçüde yakın olmaya hazır olduğuydu. O dönemde tam da bu konuşma Ermenistan’da en çok ilgi gören konu oldu. Ermenistan vatandaşlarının bu konuşmaya tepkisi benzeri görülmemiş düzeydeydi,” diye konuştu.

Başbakan, bunun ardından 5 Nisan 2024’te AB’nin önerisiyle Ermenistan, ABD ve AB arasında “geniş yankı uyandıran” üçlü bir görüşme gerçekleştiğini hatırlattı. Ermenistan Anayasası’nda belirlenen usule göre 50 bin imza toplayarak yasal girişimde bulunan bir sivil inisiyatif oluşturuldu.

Paşinyan ayrıca, bu yasanın kabulü halinde “referandum yapılıp yapılmaması da dahil olmak üzere atılacak adımlar konusunda net bir anlayışa sahip olmamız gerektiğini” vurguladı.

Başbakan, “Benim anladığım kadarıyla, bu yasanın kabulünden sonra AB ile onların sunacağı yol haritasını ve bizim sunacağımız yol haritasını görüşmeli, birlikte bir yol haritası oluşturmalıyız,” değerlendirmesini yaptı.

Geçen yılın mart ayında Paşinyan, Avrupa Parlamentosu’nun Erivan ile ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik kabul ettiği kararı değerlendirirken, Ermenistan hükümetinin AB ile ilişkileri derinleştirme konusunda kararlı olduğunu belirtmişti.

Haziran sonunda Ermenistan Ulusal Meclisi Başkanı Alen Simonyan, LSM.lv televizyonuna verdiği mülakatta, Ermenistan’ın yakın gelecekte AB’ye katılım konusunda bir referandum düzenleyebileceğini açıklamıştı. Simonyan, Ermeni toplumunun AB’ye katılma konusunda kararını verdiğini de vurgulamıştı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Telegram binlerce kullanıcının verilerini ABD makamlarına verdi

Yayınlanma

Telegram, kullanıcı gizliliği politikasını değiştirdikten sonra ABD makamlarından gelen taleplere yanıt oranını kayda değer ölçüde artırdı. 2024’te 2253 kullanıcının bilgileri ABD ile paylaşılırken, bu değişim Fransa’nın kurucu Pavel Durov’a yönelik baskılarının ardından geldi.

Geçtiğimiz sonbaharda, Batılı ülkelerin baskısı altında kullanıcı verileri politikalarını değiştiren Telegram, ABD makamlarına sağladığı kullanıcı verisi miktarını 20 katın üzerinde artırdı.

Telegram’ın 2024 yılı başından 13 Aralık’a kadar olan dönemi kapsayan raporuna göre, mesajlaşma platformu ABD hükümetinden gelen 900 talebe yanıt vererek 2253 kullanıcının telefon numaraları ve IP adreslerini paylaştı.

404 Media ve Bleeping Computer gibi uzmanlaşmış platformların aktardığına göre Telegram daha önce yalnızca terörizmle bağlantılı vakalarda kullanıcı bilgilerini paylaşıyordu ve 30 Eylül 2024 tarihine kadar ABD makamlarının 108 kullanıcıya ilişkin toplam 14 talebine yanıt vermişti.

Fakat, Telegram’ın geçtiğimiz eylül ayında gizlilik politikasını değiştirmesi sonrası bu tür taleplerin büyük çoğunluğuna olumlu yanıt verilmeye başlandı.

Telegram’ın kurucusu Pavel Durov’un 24 Ağustos’ta Fransa makamlarınca gözaltına alınması ve ardından yargı gözetimi altına alınması bu değişikliklerin başlangıcını oluşturdu.

Fransa’dan ayrılması yasaklanan Durov, platformdaki içeriklerin yetersiz şekilde denetlenmesi ve kolluk kuvvetleriyle işbirliği yapmayı reddetmesi nedeniyle yasa dışı faaliyetlere dolaylı olarak ortak olmakla suçlandı.

Fransız basını, bu suçlamaların arasında uyuşturucu dağıtımı, çocuk pornografisi, dolandırıcılık ve siber suçlarla bağlantılı içeriklerin yayılması gibi faaliyetlerin yer aldığını bildirdi. Ayrıca, Durov’un yetkili kurumların veri taleplerini reddetmesi de suçlamalar arasındaydı.

Bir ay sonra Durov, Telegram’ın içerik denetimini artırdığını ve gizlilik politikalarındaki değişiklikler doğrultusunda yetkililerle daha aktif bir işbirliği içinde olacağını duyurdu.

Güncellenen gizlilik politikasında şu ifadeler yer aldı: “Eğer Telegram, yargı mercilerinden, suç teşkil eden bir faaliyette şüpheli olduğunuzu doğrulayan bir mahkeme emri alırsa, bu talebi hukuki açıdan değerlendirip IP adresinizi ve telefon numaranızı ilgili makamlara açıklayabiliriz.”

Rusya’ya ilişkin verilere bakıldığında ise Telegram botu yalnızca 1 Ocak-30 Eylül 2024 dönemini kapsayan bilgi sağlıyor. Şirketin raporuna göre bu dönemde hiçbir talebe yanıt verilmedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English