Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

‘Netanyahu’nun hayatta kalması imkânsız’

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklama, kendisinin başkanlığındaki savaş hükümeti içinde anlaşmazlığa neden oldu.

Hamas’ın İsrail’e düzenlediği Aksa Tufanı operasyonu sonrası İsrailli askeri liderlerden ve iç istihbarat servisi Şin Bet’e ve hatta Maliye Bakanı’na kadar üst düzey yetkililerin hemen hepsi başarısızlıklarını kabul etti. Ancak istihbarat ve operasyonel başarısızlıkların sorumluluğundan kaçmaya çalışan Netanyahu, dün sosyal medya hesabından güvenlik zafiyetlerinden savunma ve istihbarat servislerini sorumlu tutan bir mesaj paylaştı. Netanyahu, Hamas’ın savaş başlatma niyeti konusunda uyarılmadığını, savunma ve istihbarat yetkililerinin “Hamas’ın caydırıldığını değerlendirdiklerini” yazdı.

İsrail Başbakanı kısa süre sonra tweet’i sildi ve özür diledi.

Netanyahu, yaklaşık 10 saat sonra yaptığı ikinci paylaşımda, “Bir hata yaptım. Söylediklerim söylenmemeliydi ve bunun için özür diliyorum Güvenlik hizmetlerinin tüm başkanlarına tam destek veriyorum” diye yazdı.

Mevcut ve eski müttefikler, özellikle de şu anda Netanyahu’nun savaş kabinesinde yer alan eski Savunma Bakanı Benny Gantz, Netanyahu’nun sildiği açıklamasına ilk tepki verenlerden oldu. Gantz “İsrail ordusu ve istihbaratının savaşta olduğu” böyle bir zamanda, “siyasi liderliğin sorumluluk göstermesi ve kendilerinden beklenen şekilde İsrail güçlerini desteklemesi gerektiğini” savundu. “Başka herhangi bir eylem veya açıklama, halkın direncine ve gücüne zarar verir” ifadelerini kullanan Gantz, “Başbakan dün geceki açıklamasını geri çekmeli ve bu konuyla uğraşmayı bırakmalıdır.” çağrısında bulundu.

Muhalefet lideri ve eski Başbakan Yair Lapid de yaptığı açıklamada, “Netanyahu kırmızı çizgiyi aştı.” ifadelerini kullanarak, şunları söyledi: “İsrail askerleri ve komutanları Hamas ve Hizbullah’a karşı yiğitçe savaşırken, onları desteklemek yerine onları suçlamaya çalışıyor. Sorumluluktan kaçma ve suçu güvenlik teşkilatına yükleme girişimleri, İsrail’in düşmanlarıyla savaşırken İsrail ordusunu zayıflatıyor.”

Eski Savunma Bakanı olan muhalif Milletvekili Avigdor Lieberman ise İsrail Radyosu’na verdiği demeçte, “Netanyahu güvenlikle ilgilenmiyor, rehinelerle ilgilenmiyor, sadece siyasetle ilgileniyor” dedi. Önceki Netanyahu hükümetlerinde Mossad’ın başında bulunan Yossi Cohen ise “Sorumluluk, işinizin ortasında değil, başında aldığınız bir şeydir” açıklamasını yaptı.

Gelen tepkiler üzerine Netanyahu’nun alışılmadık bir şekilde özür dilemesi daha da zora giren konumunu gözler önüne seriyor. Netanyahu siyasette geçirdiği 35 yıl boyunca Filistinlilere yönelik sert politikalar ve İran tehdidiyle yüzleşmeye hazır bir “güvenlik şahini” imajı yarattı. Bu imaj, 7 Ekim’de binden fazla Hamas militanının, birçok İsraillinin 75 yıllık tarihindeki en kötü güvenlik ve istihbarat başarısızlığı olarak nitelendirdiği baskınla İsrail’e girmesi ve 200’ün üzerinde İsrailliyi esir almasıyla yerle bir oldu.

Netanyahu’nun şimdi ülkesinin caydırıcılığını yeniden tesis etmek amacıyla Gazze’ye başlattığı saldırılarda Hamas’a karşı başarı kazanması, Gazze’deki rehineleri kurtarması, koalisyonunu bir arada tutması ve 7 Ekim fiyaskosuyla ilgili hesap vermesi gerekiyor.

Ancak analistlere göre İsrail savaşı kazansa bile bu Netanyahu’nun siyasi kariyerini kurtarmaya yetmeyecek.

Wall Street Journal’da yer alan habere göre birçok savaş zamanı liderinin aksine Netanyahu halkı kendi tarafına çekmekte zorlanıyor. İsrailliler, ölenler için yapılan anma törenlerinde Netanyahu’yu suçluyor ve bakanlarını hastaneden konuyor.

WSJ’ye konuşan Likud üyeleri başbakanı açıkça eleştirmekten kaçınarak, ülkenin 7 Ekim’de neyin yanlış gittiğine ve kimin suçlu olduğuna dair bir inceleme yapmadan önce Hamas’ı yenmeye odaklanması gerektiğini söylediler. Likud’dan üst düzey bir yetkili Netanyahu’nun kaderinin Hamas’la savaşın nasıl sonuçlanacağına bağlı olduğunu ancak parti lideri ve dolayısıyla başbakan olarak hayatta kalmasının pek mümkün olmadığını söyledi. Yetkili, “Bu onun için oyunun sonu. Aksini söyleyecek insan bulamayabilirsiniz” dedi.

ORTADOĞU

İsrail ve BM’den “Starlink” girişimi

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler, yardım çalışmalarının devamı için Gazze’de Starlink internet uydularını kullanmak amacıyla İsrail ile görüşmeler yürütülüyor. Hamas’ın güç kazanabileceğinden endişe duyan İsrail, BM’den bazı güvenceler istedi. BM, İsrail’in talebini yerine getirmeye hazırlanıyor.

Axios’tan Barak Ravid’in üç İsrailli ve bir BM yetkilisine dayandırdığı habere göre İsrail ve Birleşmiş Milletler (BM) Elon Musk’ın SpaceX Starlink internet sisteminin Gazze’de BM yardım görevlilerinin güvenliğini artırma planının bir parçası olarak konuşlandırılmasını müzakere ediyor.

BM, İsrail’e sistemin, Gazze’de yardım dağıtımının devam edebilmesi için gereklilik olduğunu söyledi. İsrail ise sistemin Hamas’ın eline geçmesinden ve İsrail istihbaratının, Hamas’ı izlemesini zorlaştırarak İsrail’e yönelik koordineli saldırı riskini artırmasından endişe duyuyor.

Yardım çalışanlarının İsrail hava saldırılarına hedef olması üzerinde BM, haziran ayında Gazze’deki operasyonlarının büyük bölümünü askıya aldı. Bu durum Gazze’de ihtiyaç sahibi Filistinlilere ulaşan yardım miktarında keskin bir düşüşe yol açtı ve insani krizi daha da derinleştirdi.

Axios’a konuşan İsrailli yetkililer, İsrail hükümetinin BM’nin yardım operasyonlarını askıya alma kararını BM liderliği tarafından yönlendirilen ve savaşı sona erdirmesi için İsrail üzerindeki baskıyı artırmayı amaçlayan siyasi bir hamle olarak gördüğünü söyledi. BM yetkilileri bunu özel olarak yalanladı.

ABD’li yetkililer, Biden yönetiminin taraflar arasında arabuluculuk yapmaya çalıştığını, İsrail’e BM’nin güvenlik endişelerinin gerçek olduğunu vurgularken bir yandan da bir çözüm üzerinde çalışmaya başladığını söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller geçen hafta yaptığı bir açıklamada “BM’nin insani yardım ulaştırmak için karşı karşıya olduğu bazı güvenlik sorunlarını aşmak için son birkaç gündür çeşitli BM ve İsrail hükümetinin çeşitli bileşenleri arasında bir dizi görüşmeye katıldık” dedi ancak Starlink’ten özellikle bahsetmedi.

Üst düzey bir İsrailli yetkili, konunun İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın geçen hafta Washington’a yaptığı ziyaret sırasında gündeme geldiğini söyledi.

Ardından konuyla ilgili New York’taki BM merkezinde konuyla ilgili bir dizi toplantı düzenlendiği kaydedildi. Habere göre görüşmeler sırasında BM yetkilileri sahadaki personeliyle daha sağlıklı iletişim kurabilmek için SpaceX Starlink uydu sistemini Gazze’ye yerleştirmek istediklerini söyledi. İsrailli yetkililer ise Hamas’ın geçmişte sofistike ve hassas iletişim ekipmanlarını ele geçirdiğini ve Starlink sistemini de ele geçirebileceğini söyledi. İsrail; BM’den sistemin ele geçirilmesi durumunda uzaktan devre dışı bırakılabileceği konusunda garanti istediler.

Bunun üzerine BM de sistemin uzaktan etkisiz hale getirilebileceğini göstermek ve İsrail güvenlik servislerinin endişelerini gidermek amacıyla İsrailli teknik uzmanlara sistemin sunumunu yapmak üzere İsrail’e bir ekip göndermeyi önerdi.

Axios’a konuşan üst düzey bir BM yetkilisi “BM güvenlik departmanından bir ekip, Gazze’deki BM operasyonlarıyla ilgili güvenlik konularında devam eden angajmanımızın bir parçası olarak İsrail’e gidiyor” dedi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’den “UCM” adımı: Ben-Gvir’e “göstermelik” soruşturma

Yayınlanma

İsrail Devlet Savcısı Amit Aisman’ın, “Uluslararası Ceza Mahkemesini (UCM) memnun etmek” amacıyla Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir hakkında soruşturma açılmasına ilişkin adımlar attığı iddia edildi.

İsrail devlet televizyonu KAN’da yer alan habere göre, Aisman, Başsavcı Gali Baharav-Miara’dan “Gazze’deki Filistinlileri provoke ettiği şüphesiyle” Ben-Gvir hakkında adli soruşturma başlatılmasını istedi.

Süreci Başsavcı Miara’nın yürüttüğüne yer verilen haberde, Ben-Gvir’e yönelik soruşturma açılıp açılmayacağı hakkında henüz nihai bir karar alınmadığını, soruşturma açılması yönünde karar alınsa bile Ben Gvir’e karşı iddianame hazırlanması ihtimalinin uzak olduğuna dikkati çekildi.

Başsavcılık ofisi yetkililerinin görüşlerine yer verilen haberde, muhtemel soruşturmanın “hiçbir sonuca varmayacağı” değerlendirildi.

Uzmanlar, Devlet Savcısı Aisman’ın bu adımı “sadece UCM’yi ikna etmek için” attığını belirtti.

Haberde, Ben Gvir hakkında muhtemel soruşturmanın, “UCM’yi memnun etme ve İsrail yargı sisteminin bakanları soruşturduğunu gösterme” amacıyla başlatılan “göstermelik” bir girişim olduğuna ilişkin intibaların olduğuna yer verildi.

Ben-Gvir’den tepki

Aşırı sağcı görüşleriyle bilinen Ben-Gvir ise KAN’ın haberine ilişkin X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, “İnanılmaz. Savcı, İsrailli bir bakanı düşman ülkenin vatandaşlarını provoke etme şüphesiyle soruşturmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Ben-Gvir, İç güvenlik teşkilatı Şin-Bet (Şabak) ile başsavcılığın, “Gazze’de suikast düzenleyeceğine İsrailli bir bakana suikast düzenlemeye çalıştıklarını, bunun başarılı olmayacağını” savundu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han, 20 Mayıs’ta, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında “yakalama kararı” başvurusunda bulunduğunu bildirmişti.

Han, Netanyahu ve Gallant’ın 8 Ekim 2023’ten itibaren Gazze Şeridi’nde “savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan cezai sorumluluk taşıdığına inanmak için makul gerekçeler bulunduğunu” açıklamıştı.

Uluslararası bölgesel insan hakları mecralarında aynı şekilde Ben-Gvir hakkında da tekrarladığı provoke açıklamaları çerçevesinde benzer bir adım atılması çağrıları yükseliyor. Ben-Gvir, son olarak 30 Haziran’da yayımlanan videoda “Filistinli mahkumlar başlarından vurularak öldürülmeli” ifadelerini kullanmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Tunus’ta cumhurbaşkanı seçimi 6 Ekim’de yapılacak

Yayınlanma

kays said

Tunuslular 2022’de yapılan Anayasa referandumuyla başkanlık sistemine geçtikten sonra ilk kez Cumhurbaşkanını seçecek.

Yeni Anayasa ile başkanlık sistemine geçilen Tunus’ta, Tunus Cumhurbaşkanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Kays Said’in 6 Ekim Pazar günü cumhurbaşkanı seçiminin düzenlenmesi için kararname yayımladığı belirtildi.

Tunus’ta 5 yılda bir düzenlenen cumhurbaşkanı seçimi en son Ekim 2019’da yapılmış, seçimin ikinci turunda yüzde 70’in üzerinde oy alan Anayasa Profesörü Kays Said Cumhurbaşkanı seçilmişti.

Said’in yeniden aday olup olmayacağı belli değil. Ancak daha önce yaptığı açıklamalarda “Kendimi kimseyle rekabet içerisinde hissetmiyorum. Sorumlu hissediyorum ve vazgeçmeyeceğim” demişti.

Siyasi tartışmalar ve başkanlık sistemi

Kays Said’in 25 Temmuz 2021’de açıkladığı olağanüstü kararla Meclis’in çalışmalarını dondurması ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırması, ülkede siyasi krizin derinleşmesine yol açtı.

Cumhurbaşkanı Said’in 22 Eylül 2021’de açıkladığı yeni kararnameyle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağlamasının ardından, Aralık 2021’de açıklanan “siyasi krizden çıkış yol haritası” kapsamında, ülkede 25 Temmuz 2022’de Anayasa referandumu, ardından erken genel seçimler yapıldı.

Yeni Anayasa ile başkanlık sistemine geçilen Tunus’ta, 24 Aralık 2023’te yapılan seçimler ile Halk Meclisinin yanı sıra Bölgesel ve Yerel Ulusal Konsey oluşturuldu.

Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz kararlarının ardından attığı adımları “demokratik bulmadıkları” gerekçesiyle ülkedeki çoğu siyasi parti seçimleri boykot ediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English