Diplomasi
Moskova’da normalleşmenin yol haritası için ilk adım atıldı

Ankara-Şam normalleşmesinde uzun zamandır beklenen dışişleri bakanları zirvesi Moskova’da yapıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad resmi olarak ilk defa Moskova’da bir araya geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, “Bugünkü toplantımızın en iyi sonucu, uzmanlara bir sonraki bakanlar toplantısı için Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi için bir taslak yol haritası hazırlamaları talimatını verme anlaşması olabilir” dedi.
Moskova’daki Rusya Dışişleri Bakanlığı binasında gerçekleşen toplantıya, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad katıldı. Toplantıda, ilişkilerin normalleştirilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunuldu ve terörle mücadele, siyasi süreç, sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşleri de dahil olmak üzere insani konular ele alındı. Çavuşoğlu ile Mikdad daha önce gayri resmi olarak bir araya gelmiş olsalar da dörtlü görüşme iki bakanı resmi olarak bir araya getiren ilk zirve oldu.
Zirveyle ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Moskova’da düzenlenen Suriye konulu Dörtlü Dışişleri Bakanları toplantısında terörle mücadelede iş birliği, geri dönüşlerin altyapısının iş birliği içinde sağlanması, siyasi sürecin ilerletilmesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini vurguladık.”

Çavuşoğlu ve Mikdad ilk kez resmi olarak biraraya geldi. FOTO: Cem Özdel / AA
Zirvenin açılış konuşmasını Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov yaptı. Bu toplantının devlet başkanlarının Türkiye-Suriye ilişkilerini normalleştirme girişiminin hayata geçirilmesi kapsamında yürütülen çok taraflı çabaların önemli bir sonucu olduğunu kaydeden Lavrov, oldukça uzun bir süredir bugünkü toplantıya doğru tutarlı bir şekilde gelindiğini ifade etti. Bakan Lavrov, askeri ve istihbarat düzeyinde yapılan toplantının ardından savunma bakanları ve dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde 4’lü toplantıya Moskova’nın ev sahipliği yaptığını anımsattı.
“Astana formatı bölgede olumlu atmosfer oluşturdu”
Kendi içinde etkinliğini kanıtlayan Astana formatındaki garantör üç ülkenin de katılacağı Türkiye-Suriye normalleşme sürecinin başlatılmasının sadece Suriye’deki durum değil, aynı zamanda Orta Doğu bölgesinde olumlu bir atmosfer oluşturduğunu dile getiren Lavrov, Astana formatında elde edilen önemli sonuçlardan yararlanmak gerektiğini dile getirdi.
Lavrov, “Görevimizi yalnızca elde edilen ilerlemeyi siyasi olarak pekiştirmek olarak değil, aynı zamanda daha fazla eylem için gelecekteki yönergeleri belirlemek olarak görüyoruz. Bugünkü toplantımızın en iyi sonucu, uzmanlara bir sonraki bakanlar toplantısı için Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi için bir taslak yol haritası hazırlamaları talimatını verme anlaşması olabilir. Bu daha sonra devlet başkanlarımıza sunulacaktır” ifadelerini kullandı.
Hazırlanacak bu yol haritasında dörtlü formattaki tüm katılımcıların desteklediği bir dizi ilkelerin belirleneceğini söyleyen Lavrov, bu ilkelerin toplantıya katılan tüm ülkelerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, bağımsızlığına ve birliğine BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan değişmez bağlılığı olduğunu vurguladı.
Türkiye ile Suriye arasındaki iyi komşuluk ilişkilerinin eşit ve karşılıklı yarar temelinde hızla yeniden kurulmasını istediklerini bildiren Lavrov, “Terörün tüm tezahürlerine, terör örgütlerine ve hepimizin bildiği gibi dışarıdan beslenen ayrılıkçı eğilimlere karşı ortak mücadele amacıyla tavizsiz mücadele amacıyla yakın işbirliği yürütmeye kararlıyız. Bölgenin işlerine, özellikle askeri güç kullanımıyla, kaba dış müdahalenin kabul edilemezliğinden hareket ediyoruz. Bu durumda, yabancı askeri birliklerin Suriye topraklarına konuşlandırılmasından bahsediyoruz” diye konuştu.
Fırat’ın doğusu vurgusu
ABD’nin Fırat’ın doğusunda sözde yönetim ilan eden yetkilileri desteklediği ve onların oluşturduğu yasa dışı silahlı oluşumlara silah sevk ettiğini vurgulayan Lavrov, “Edindiğimiz bilgilere göre Amerikalılar, yerel Arap aşiretlerinin, IŞİD militanlarının ve diğer terör örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla Suriye Rakka çevresinde sözde ‘Suriye Özgür Ordusu’nu oluşturmaya başladı. Amaç açık: Bu militanları ülkedeki durumu istikrarsızlaştırmak için Suriye’nin yetkililerine karşı kullanmak” diye konuştu. Lavrov, bu konunun yakın zamanda Rus ordusunda müzakere edildiğini ve bu yönde ortak bir eylem planı üzerinde anlaşmaya varıldığını kaydederek planlanan tüm adımların başarıyla uygulanacağını umduğunu ifade etti.
Uluslararası insancıl hukuku ve BM Şartı’nı ihlal eden tek taraflı yaptırımları reddettiklerini söyleyen Lavrov, Türkiye ve Suriye’deki depremler sonrasında yardım konusunda ayrımcılık yapılmaması çağrısı yaptı. Lavrov, bu yıl 15 Haziran’da AB’nin Suriye konusunda bir donör konferansı yapacağını ancak Suriye yetkililerinin buraya davet edilmediğini belirtti.
Bugünkü toplantıya katılan tüm ülkeler için Suriyeli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin kalıcı ikamet yerlerine güvenli ve gönüllü dönüşlerini kolaylaştırmanın temel ilke olduğunu belirten Lavrov, “Bahsedilen ilkelerin her biri, bir çözüm geliştirmek için gerekli pratik önlemleri listeleyerek ve bunların uygulanması için gösterge niteliğinde bir zaman çerçevesi belirleyerek, bahsettiğim yol haritasında düzeltilebilecek bir veya daha fazla çalışma alanı açar” ifadelerini kullandı.
Bu yol haritasının Suriye ve Türkiye’nin öncelikli konulardaki pozisyonlarını net bir şekilde tanımlamayı mümkün kılması gerektiğini vurgulayan Lavrov, bunun Şam yönetiminin ülke genelinde kontrolü yeniden sağlama ve Türkiye ile ortak 950 kilometrelik sınırın güvenliğini sağlamasını da içermesi gerektiğini dile getirdi. Lavrov, sınır ötesi saldırı, teröristlerin sınırlardan sızması, komşu bir devlete bireyler ve gruplar tarafından zarar vermeyi amaçlayan faaliyetlerin olasılığının ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca Lavrov, Türkiye ile Suriye arasında kesintiye uğrayan ulaşım ve lojistik bağlantıların yeniden başlatılması ve herhangi bir engel olmaksızın ticari ve ekonomik iş birliğinin yeniden kurulması konusunun tartışılmaya başlanmasının da önemli olduğuna dikkati çekti.
Türkiye’deki seçimlere yönelik temenni
Türkiye’de başarılı bir genel seçim yapılması dileğinde bulunan Lavrov, “Seçimlerin dürüst, şeffaf olacağından ve hiçbir dış müdahale olmaksızın Türk milletinin iradesini ifade etmesine imkân sağlayacağından eminim. Türkiye bizim iyi komşumuz ve önemli ortağımızdır, uluslararası ve bölgesel otoritesinin son yıllarda ne kadar büyüdüğünü görüyoruz. Yüzüncü yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti ile ikili iş birliğimizi daha da genişletmeye ve güçlendirmeye kararlıyız. Bu konuda Moskova ve Ankara’nın zaten çok zor zamanlarda birbirlerine sağladığı eşi benzeri görülmemiş karşılıklı desteği anmadan geçemeyeceğim” değerlendirmesini yaptı.
Çavuşoğlu ve beraberindeki dışişleri heyeti, Rus ve İran heyetleri ile de ayrı ayrı görüşmeler yaptı.
Diplomasi
Trump’tan Merz’e: Kuzey Akım 2’yi ben durdurdum

Beyaz Saray’da Alman Şansölyesi Friedrich Merz’i ağırlayan ABD Başkanı Donald Trump, Kuzey Akım 2 boru hattını kendisinin engellediğini öne sürdü.
Projeyi durdurması nedeniyle artık “ölü” olduğunu savunan Trump, Almanya ile Rusya’yı enerji transferi ile birbirine bağlayan bu projeyi engellemesine rağmen kendisini hâlâ “Putin’in dostu” dediklerini söyledi.
Trump devam ederek, önceki yönetimin boru hattını inşa eden şirkete yaptırımları kaldırma kararını kastederek, boru hattını Joe Biden’ın “inşa edilmesine izin verdiğini” ileri sürdü.
Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile iki saat süren bir görüşme yaptığını ve bu görüşmede muhatabına “parkta kavga eden iki çocuk” benzetmesi yaptığını söyledi.
Başkan, “Bazen onların bir süre kavga etmelerine izin vermek daha iyidir,” dedi.
Trump, iki ülke arasında “çok fazla husumet” ve Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında büyük bir nefret olduğu için savaşı durdurmanın zor olduğunu söyledi.
Trump’a Rusya’ya yeni yaptırımlar uygulayıp uygulamayacağı sorulduğunda, “Anlaşma yapmayacağımız anı, bu durumun durmayacağı anı gördüğümde,” yanıtını verdi.
Başkan, bu konuda bir son tarih olup olmadığı sorusunu ise, “Kafamda var. Durmayacağı anı gördüğümde çok sert davranacağız. Bu her iki ülke için de geçerli olabilir. Tango iki kişiyle yapılır,” diye cevapladı.
O dönemde başkan olsaydı savaşın asla çıkmayacağını söyleyen Trump, Merz’e “Hiç şans yok, sıfır,” dedi.
Trump, “savaşta ölenlerin sayısı”nın haberlerde bildirilenden “çok daha fazla” olduğunu söylerken Merz, “Hepimiz bu korkunç savaşı sona erdirmek için önlemler arıyoruz,” dedi.
“Amerika, bu savaşı sona erdirmek için bir kez daha çok güçlü bir konumda,” diye ekleyen Merz, Ukrayna’yı birlikte desteklemeleri ve Rusya’ya baskı yapmaları gerektiğini söyledi.
Trump, eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel’i ülkesini mültecilere açtığı için eleştirerek, halefine “Bunun olmaması gerektiğini söyledim,” dedi.
Trump, önceki gün açıkladığı 19 ülkeye yönelik kapsamlı seyahat kısıtlamaları hakkında da soru aldı. Trump, Merz’e, Almanya’da mültecilerin karıştığı bir dizi saldırıya atıfta bulunarak, “Kötü insanları ülkemizden uzak tutmak istiyoruz… Tabii ki, sizin de ülkenize kabul edilen bazı kişilerle ilgili küçük bir sorununuz var,” dedi ve Merz, “Evet, var” diye yanıtladı.
Trump devamında, “Bu sizin suçunuz değil… Böyle olmamalıydı. Ona [Merkel’e] böyle olmaması gerektiğini söyledim, ama oldu. Ama bu konuda sizin de kendi zorluklarınız var, bizim de var,” dedi.
Trump, Washington’un yıllardır talep ettiği savunma harcamalarını GSYİH’nin %5’ine çıkarmayı kabul eden Almanya’yı övdü. Bir Alman gazetecinin Berlin’in “savunma konusunda yeterince çaba gösterip göstermediğini” sorması üzerine Trump, “Şu anda savunmaya daha fazla para harcadığınızı biliyorum. Oldukça fazla para. Bu olumlu bir gelişme,” dedi.
Öte yandan salonda gergin kahkahalar atılmasına neden olacak şekilde Trump, “MacArthur’un bunu olumlu bulup bulmayacağından emin değilim,” diye espri yaptı. Bu sözleriyle, İkinci Dünya Savaşı sonrası silahsızlanma konusuna odaklanan müttefik güçlerin başkomutanı General MacArthur’a atıfta bulundu.
Merz’in Normandiya Çıkarmasının yıl dönümüne (6 Haziran, “D-Day”) atıf yapmasına ve ABD’nin buradaki rolüne atıf yapmasının ardından Trump, bu günün şansölye için “hoş bir gün olmadığını” ileri sürdü.
Merz ise cevaben, “Uzun vadede, Sayın Başkan, bu, ülkemin Nazi diktatörlüğünden kurtuluşuydu,” diye düzeltti.
Merz, Trump’a 1885 yılında Almanya’dan göç eden dedesi Friedrich Trump’ın altın çerçeveli doğum belgesini ve ABD’deki Alman göçmenlerin Almanya’daki ailelerine yazdıkları mektupların derlendiği “Özgürlük Ülkesi’nden Haberler – Alman Göçmenler Evlerine Yazıyor” adlı kitabı hediye etti.
Merz, “Bu, ona ailesini hatırlatması için küçük bir hediye,” dedi. Ayrıca Trump’ı, büyükbabasının doğduğu köyü ziyaret etmek üzere Almanya’ya davet etti.
Diplomasi
NATO, Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük silahlanma programını onayladı

NATO, Soğuk Savaş döneminden bu yana en kapsamlı silahlanma programını kabul etti. Brüksel’de savunma bakanları tarafından alınan kararla, ittifakın caydırıcılık ve savunma kabiliyetlerinin önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde artırılması hedefleniyor. Program, özellikle uzun menzilli silah sistemleri, hava savunma ve mobil kara kuvvetleri gibi kapasitelere öncelik veriyor.
NATO, Rusya’ya karşı Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük silahlanma programını yürürlüğe koydu. dpa ve AFP haber ajanslarının Brüksel’deki müzakere çevrelerinden edindiği bilgilere göre, program önümüzdeki yıllarda ittifakın caydırıcılık ve savunma kabiliyetlerinin olağanüstü düzeyde artırılmasını öngörüyor.
Uzun menzilli silah sistemleri, hava savunma ve mobil kara kuvvetleri gibi kapasiteler bu programda en üst düzey önceliğe sahip bulunuyor.
Silahlanma programına ilişkin karar, ittifak üyesi ülkelerin savunma bakanlarının Brüksel’de gerçekleştirdiği bir toplantıda alındı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, sabah saatlerinde paketi “tarihi” olarak nitelendirmişti.
Yeni askeri hedefler ve gizlilik politikası
Ayrıntılı olarak bakıldığında, silahlanma programı askeri kabiliyetler için yeni hedef belirtimlerinden oluşuyor.
Bu hedeflerle, her bir müttefikin gelecekte ortak caydırıcılık ve savunmaya ne katkıda bulunması gerektiği kesin bir şekilde tanımlanıyor.
Gerekli kabiliyetler, yeni savunma planları temel alınarak belirlendi. NATO‘yu “Rusya için mümkün olduğunca öngörülemez bir rakip” haline getirmek amacıyla, somut yeni planlama hedefleri “çok gizli” olarak sınıflandırıldı.
Ancak dpa‘nın edindiği bilgilere göre, askeri kabiliyetler için şimdiye kadar geçerli olan hedefler yaklaşık yüzde 30 oranında artırıldı.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius’un açıklamalarına göre, Alman ordusunun (Bundeswehr) yeni NATO hedeflerini karşılayabilmesi için 60 bin ek aktif askere ihtiyacı olacak.
Mevcut açıklar ve artan harcama taahhütleri
Yeni hedeflerin özellikle büyük bir zorluk teşkil etmesinin nedeni, mevcut hedeflere henüz ulaşılamamış olması. Üst düzey askeri yetkililer son olarak yüzde 30’luk bir açıktan bahsetmişti.
Mevcut eksiklikler ve yeni planlama hedefleri, savunma harcamaları için planlanan yeni hedefi de beraberinde getiriyor.
Buna göre, tüm NATO üyelerinin ay sonunda yapılacak zirve toplantısında, gelecekte ulusal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) en az yüzde 3,5’i kadar bir meblağı savunmaya yatırmayı taahhüt etmeleri bekleniyor.
Buna ek olarak, altyapı gibi savunmayla ilgili harcamalar için GSYİH’nın yüzde 1,5’i daha eklenebilir, böylece ABD Başkanı Donald Trump’ın talep ettiği yüzde beşlik orana ulaşılabilir.
Almanya’da ise savunma harcamalarının Alman ekonomik üretimine oranının beş ila yedi yıllık bir süre içinde yılda yüzde 0,2 puan artırılması planlanıyor.
Geçen yılki yüzde 2,1’lik orandan hesaplandığında, 2032 yılına kadar yüzde 3,5’lik bir orana ulaşılabileceği öngörülüyor.
Şansölye Friedrich Merz’e göre, Almanya için her bir yüzdelik puan artışı, mevcut durumda yaklaşık 45 milyar avro ek savunma harcaması anlamına geliyor.
Diplomasi
Pentagon, Ukrayna’ya verilecek dron savar füzelerini Orta Doğu’daki ABD birliklerine yönlendirdi

Trump yönetimi, Ukrayna’nın Rus insansız hava araçlarıyla mücadelesinde kullandığı füzelere takılan kritik tapa teknolojisini kendi birliklerine yönlendirdi. Pentagon, bu adımı “savunma bakanı tarafından tespit edilen acil bir sorun” ile gerekçelendirdi.
Donald Trump yönetimi, Ukrayna’nın Rus insansız hava araçlarıyla (İHA) mücadelesinde kullandığı kilit bir teknolojiyi kendi birliklerine yönlendirdi.
The Wall Street Journal‘ın (WSJ) haberine göre, Pentagon’un bu adımı Ukrayna’ya yönelik askeri destekte bir zayıflamaya işaret ederken Kongre’de rahatsızlığa yol açtı.
Ukrayna, daha önce kendisi için satın alınmış olan ve Ukrayna ordusunun Rus İHA’larına karşı kullandığı füzelere takılan tapaları alamayacak.
Bu tapalar, füze İHA’ya yaklaştığında harp başlığını aktive ederek hedefi imha ediyor.
Habere göre, Savunma Bakanı Pete Hegseth, geçen ay yayımladığı iç genelgeyle, bakanlığın komutanlıkların silah ihtiyaçlarını karşılamakla görevli birimine, başlangıçta Ukrayna için tedarik edilmiş olmalarına rağmen tapaların ABD Hava Kuvvetleri’ne verilmesi talimatını verdi.
Geçen hafta ise Pentagon, Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’ne bu tapaların artık Orta Doğu’daki birliklere tahsis edileceğini gizlice bildirdi.
Karar Kongre’de tepkiye yol açtı
Pentagon, bu kararın gerekliliğini “savunma bakanı tarafından tespit edilen acil bir sorun” olarak açıkladı. Ancak bu karar, Kongre’deki Ukrayna destekçileri arasında tepkiye neden oldu.
Destekçiler, Pentagon’un bu adımın Ukrayna savunması üzerindeki etkisini ve ABD Hava Kuvvetleri’nin tapalara olan ihtiyacının ne kadar acil olduğunu açıklamadığını savunuyor.
WSJ‘ye konuşan Demokrat bir senatörün yardımcısı, “Savaşın bu kritik anında Ukrayna’ya bu kadar gerekli bir silahı vermeyi reddetmek akıl almaz. Böyle bir adımın gerekliliğini açıklayamamak ise bunun bir ceza olarak değerlendirilebileceği düşüncesini akla getiriyor,” dedi.
Çarşamba günü Savunma Bakanı Hegseth, Ukrayna’ya askeri yardımı organize etmeyi amaçlayan Ramstein formatındaki toplantıya katılmadı. Bu, Pentagon şefinin savaşın başından bu yana 50 ülkeden oluşan koalisyonun toplantısını ilk kez kaçırması anlamına geliyor.
Ukrayna istihbaratına göre, Rusya şu anda günde 300 insansız hava aracı üretiyor ve mayıs ayında şehirlere ve altyapı tesislerine yönelik yüzlerce İHA kullanılarak gerçekleştirilen hava saldırıları savaşın başından bu yanaki en büyük çaplı saldırılar oldu.
Putin: Kiev terör eylemlerine geçti, müzakereler provokasyonlara gelinmeden sürmeli
Teknoloji hem Ukrayna hem ABD için hayati önemde
Joe Biden yönetiminde eski bir üst düzey Savunma Bakanlığı yetkilisi olan Celeste Wallander, bu teknolojinin şu anda Ukrayna’nın Rus saldırılarına karşı çok katmanlı hava savunması için hayati önem taşıdığını belirtti.
Wallander, “Ancak Amerikan personelini ve Orta Doğu’daki üsleri Husilerin ve muhtemelen İran’ın insansız hava aracı saldırılarından acilen korumak da gerekiyor,” diye ekledi.
Tapaların tedariki Biden yönetimi döneminde organize edilmişti ancak bu ve diğer askeri teçhizatın teslimatlarının bu yıl ve hatta gelecek yıl boyunca yapılması planlanıyordu. Ukrayna, bu tapaları birkaç yıldır alıyordu.
Ukrayna ordusu, bunları lazer güdümlü APKWS sistemiyle donatılmış karadan havaya füzelere takarak yüksek hassasiyetli mühimmata dönüştürüyordu.
-
Diplomasi2 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı