Bizi Takip Edin

ASYA

Pakistan büyük tavizlerle 7 milyar dolarlık IMF kurtarma paketini imzaladı

Yayınlanma

Uluslararası Para Fonu (IMF), Pakistan’ın zor durumdaki ekonomisi için uzun süredir beklediği 7 milyar dolarlık kurtarma paketini resmen onayladı. Karar, Pakistan’ın artan mali açıklar, azalan dış rezervler ve ekonomik istikrarsızlıkla karşı karşıya olduğu bir dönemde alındı. İslamabad anlaşmayı yapmak için Çin’den yatırım çekebileceği özel ekonomik bölgeleri hurdaya çıkarmak da dahil olmak üzere büyük tavizler vermek zorunda kaldı.

Çok yıllı bir reform programını içeren kurtarma paketinin, Pakistan’ın ödemeler dengesi krizini ele almasına ve ekonomik güveni yeniden tesis etmesine destek olmak üzere tasarlandığı açıklandı. Programın mali sıkılaştırma, para politikası reformları ve ekonomik dayanıklılığı artırma çabalarına odaklanacağı kaydedildi.

IMF yaptığı açıklamada mali yardımın Pakistan’ın enerji, vergilendirme ve kamu iktisadi teşebbüsleri gibi sektörlerde kritik yapısal reformları uygulamasına yardımcı olacağını vurguladı. IMF ayrıca Pakistan hükümetini kemer sıkma önlemlerinin etkisini en aza indirmek için savunmasız nüfus için sosyal güvenlik ağlarını güçlendirmeye çağırdı. Ancak İslamabad kemer sıkma önlemleri önceki IMF programlarının baskısıyla, ülkedeki şiddetli protestolara rağmeni yürürlüğe koymuştu.

Pakistan’ın içinde bulunduğu ekonomik güçlükler yüksek enflasyon, siyasi istikrarsızlık ve yıkıcı sel felaketleri nedeniyle daha da artmış durumda. Bu yeni kurtarma paketi ile Pakistan’ın, sübvansiyonların azaltılması, vergilerin artırılması ve kilit sektörlerde yönetişim ve şeffaflığın arttırılmasına yönelik reformların uygulanması gibi katı IMF koşullarına uyması bekleniyor.

Pakistan hükümeti IMF’nin kararını memnuniyetle karşılayarak paketin ekonomiyi istikrara kavuşturacağı ve yatırımcı güvenini yeniden tesis edeceği umudunu dile getirdi. Ancak analistler, ülkenin süregelen ekonomik krizin üstesinden gelmek için zorlu reformları hayata geçirirken önündeki yolun zorlu olacağı konusunda uyarıyor.

Hükümet, son aylarda perakendeciler ve muhalefet partileri tarafından yeni vergi planı ve yüksek elektrik oranları nedeniyle yapılan protestolara rağmen, IMF gereklilikleri doğrultusunda vergi alımını artırma sözü verdi.

Ayrıca Pakistan IMF’nin ülkede yeni bir özel ekonomik veya ihracat işleme bölgesi kurulmaması şartını kabul etti. IMF’nin bu şartı, hükümetin kapatılan Pakistan Çelik Fabrikalarına ait bir arazi üzerinde ihracat işleme bölgesi (EPZ) kurma planlarını etkileyecek. Bu durum da Çin sanayisinin bu bölgelere girmesini olumsuz etkileyebilir. İslamabad hükümeti, Çinli şirketlerden oluşan üst düzey bir heyetin, kuzeydeki Gilgit-Baltistan bölgesinde bir özel ekonomik bölge kurulmasına “yoğun ilgi” gösterdiğini duyurmuştu.

Pakistan onlarca yıldır inişli çıkışlı ekonomik döngülerle mücadele ediyor ve bu durum 1958’den bu yana 22 IMF kurtarma paketine yol açtı. IMF’nin verilerine göre ülke 11 Temmuz itibariyle 6.28 milyar dolar borçla IMF’nin en büyük beşinci borçlusu konumunda.

ASYA

Çin, ‘hataları tolere etme’ sözü vererek riskten kaçınan yetkilileri inisiyatif almaya teşvik etti

Yayınlanma

Çin’in liderleri, “işleri halletme” ihtiyacını ve hatalara karşı toleransı vurgulayarak “riskten kaçınan” kadroları yeniden kararlı ekonomik eylemler için bir araya getirmeye çalışıyor.

Çin Komünist Partisi Politbürosu, perşembe günü yapılan bir toplantının ardından yaptığı açıklamada, ekonomiyi canlandırmaya yardımcı olmak için birçok yetkilinin harekete geçmemesini kısmen ele alarak yenilenen “siyasi kararlılığın” sinyalini verdi.

Devlet haber ajansı Xinhua’nın Politbüro’dan aktardığına göre, “Parti üyeleri ve yetkilileri sorumluluk almaya ve zorlukları büyümek ve sonuç elde etmek için fırsat olarak kullanarak yenilik yapmaya istekli olmaya çağırılıyor.”

Açıklamada ayrıca, “Sorumluluk üstlenen ve işleri halledenleri desteklemek için ‘üç istisna’ çerçevesi etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Büyük ekonomik vilayetler liderliği üstlenmeye ve ekonomiyi ileriye götürmede daha büyük bir rol oynamaya teşvik edilmelidir” denildi.

Toplantı, mali yetkililerin bir dizi kapsamlı teşvik tedbirini açıklamasından bir gün sonra ve Ulusal Gün kutlamaları öncesinde gerçekleşti ve Pekin’in büyümeyi diğer önceliklerden daha fazla destekleme arzusunun altını çizdi.

Toplantıda ayrıca proaktif politikalara, etkin mali tedbirlere ve özel sektöre destek verilmesine duyulan ihtiyaç vurgulandı.

‘Üç istisna’ politikası

Başkan Xi Jinping, memurların reformları ilerletmede karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmek için 2016 yılında üç istisna politikasını başlattı.

Kamu görevlilerinin yenilik yapma konusunda isteksiz olması ve hata yapmaktan korkması karşısında, üç muafiyet politikası, reformlar sırasında yapılan “hatalar” arasında ayrım yaparak, disiplinin kasıtlı olarak ihlal edilmesinden ziyade deneyimsizlikten kaynaklananlar; keşif sırasında yapılanlar ve kişisel kazançtan ziyade gelişimi teşvik etmek için kasıtsız olarak yapılanlar için hoşgörülü olunmasını öneriyor.

2020’de partinin Merkez Komitesi, kadroları arasında inisiyatifi teşvik etmeyi amaçlayarak üyelerin hata yapma haklarını korumak için bir adım daha ileri gitti.

Bu üç istisna Xi tarafından ocak ayında ve yine temmuz ayındaki büyük parti toplantısında vurgulanarak yetkililerin “öncü bir ruhla ilerlemeleri ve işlerinde girişimci olmaları” teşvik edildi.

Temmuz toplantısında bir ilk olarak, yetkililere yönelik “yanlış suçlamaların” ciddi bir şekilde soruşturulması ve ele alınması gerektiğine özellikle atıfta bulunuldu.

Merkez Parti Okulu’nun resmi gazetesi Study Times’ın eski editör yardımcısı Deng Yuwen, perşembe günü yapılan üç muafiyet atfının, yetkililere ekonomik iyileşmenin artık karnelerindeki en üst performans göstergesi olduğuna dair açık bir mesaj olduğunu söyledi.

“Bu, partinin üst yönetiminden gelen ve emir komuta zincirindeki yetkililere artık önceliklerinin ekonomi olduğunu söyleyen açık bir sinyal. Esasen mevcut katı siyasi gereklilikleri gevşetiyor, böylece yetkililer neye odaklanmaları gerektiğini biliyorlar,” dedi.

Deng, parti liderliğinin bu hamlelerle durgun ekonomiyi canlandırmayı hedeflediğini söyledi. “Ayrıca merkez bankası ve Maliye Bakanlığı’nın teşviklerinin yanı sıra kadroların hevesini de canlandırmaları gerektiğinin farkına vardılar” değerlendirmesini yaptı.

Yerel inisiyatifi büyütme ve kadroları teşvik etme hedefi

Tsinghua Üniversitesi Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde kıdemli bir araştırmacı olan Xie Maosong, South China Morning Post’a yaptığı yorumda, “Parti, suyu test edecek cesarete sahip kadrolara değer vermelidir, çünkü reform ve açılım derin sulara giriyor ve tüm düşük asılı meyveler çoktan toplandı” dedi.

California San Diego Üniversitesi’nde Çin elit siyaseti ve finans uzmanı olan Victor Shih de The Post’a, bu sloganın yerel yetkilileri 1980’lerde ve 1990’larda benzerlerinin yaptığı gibi daha fazla risk almaya ve büyümeyi teşvik etmeye yönelik bir girişim olduğunu söyledi.

Shih, “Yerel inisiyatif gerçekten de bugün büyümeye yardımcı olacaktır,” dedi.

Pekin Üniversitesi’nden ismini vermek istemeyen bir siyaset bilimciye göre, gerçek bir ekonomik iyileşmeyi teşvik etmek için Pekin’in risk alan ve yenilik yapan yetkililerin ödüllendirileceğini göstermesi gerekiyor.

Motive olmuş yetkililerin Çin’in büyümesi için “en kritik itici güç” olduğunu ancak son on yıldaki daha sert düzenlemeler ve yolsuzlukla mücadele kampanyalarının yetkilileri daha riskten kaçınır ve iş dünyasıyla ilişki kurmakta tereddüt eder hale getirdiğini söyledi.

“Pek çoğu yeni girişimler için bastırmıyor, fazladan bir şey yapmıyor, sadece patronların talimatlarını iletiyor” dedi ve bu durumun değişmesi için yeni teşviklerin yaygın olarak uygulanması gewrektiğini vurguladı.

Okumaya Devam Et

ASYA

Japonya’nın yeni lideri olmaya hazırlanan Shigeru Ishiba kimdir?

Yayınlanma

Cuma günü iktidardaki Liberal Demokrat Parti’nin (LDP) başkanlık seçimlerini kazanan eski Savunma Bakanı Shigeru Ishiba, Fumio Kishida’nın yerine Japonya’nın bir sonraki başbakanı olmaya hazırlanıyor.

Uzun süredir bu göreve talip olan 67 yaşındaki bankacı kökenli siyasetçi, 38 yıllık siyasi kariyerinde ağırlıklı olarak güvenlik konuları ve Japonya’nın kırsal kesimlerinin yeniden canlandırılması üzerine çalıştı.

Ayrıca merhum eski Başbakan Shinzo Abe’nin uzun süredir siyasi rakibi olarak biliniyordu.

Siyasi geçmişi

Ishiba ilk kez 1986 yılında alt meclis üyesi olarak seçildi ve Mitsui Bank’ta (şimdiki Sumitomo Mitsui Banking Corp.) yaklaşık dört yıl çalıştıktan sonra siyasete girdi.

Kendisi de bir siyasetçi olan babası Jiro Ishiba, içişleri bakanlığı ve Japonya’nın batısındaki Tottori vilayetinin valiliği görevlerinde bulundu. 1970’lerin en güçlü politikacılarından biri olan ve Jiro’ya yakın olan eski Başbakan Kakuei Tanaka, Jiro öldükten sonra Shigeru’yu alt meclis seçimlerinde aday olması için teşvik etti.

Ishiba 2007-2008 yılları arasında savunma bakanlığı, 2008-2009 yılları arasında tarım, ormancılık ve balıkçılık bakanlığı ve 2014-2016 yılları arasında kırsal bölgelerin yeniden canlandırılmasından sorumlu bakanlık görevlerinde bulundu.

Ishiba ayrıca 2009-2011 yılları arasında LDP’nin Politika Araştırma Konseyi başkanlığını ve 2012-2014 yılları arasında da genel sekreterliğini yaptı.

Tecrübesi ve Japonya kırsalına yaptığı sık ziyaretler, profilini ve seçmen popülaritesini yükseltti. Nikkei tarafından 13-15 Eylül tarihlerinde yapılan bir ankete göre, katılımcıların %26’sı Ishiba’nın LDP’nin bir sonraki başkanı olmaya uygun olduğunu söyleyerek diğer sekiz adayı geride bıraktı.

Parti tabanı arasında sürekli popüler olmasına rağmen Ishiba, parti yönetimine ve ağır toplara yönelik açık eleştirileri nedeniyle LDP milletvekilleri arasında sık sık izole edildi.

Ishiba 2008-2020 yılları arasında LDP başkanlığı için dört kez aday oldu ancak hiç kazanamadı. Bu kez beşinci kez aday olan Ishiba, yarışı “son savaşım” olarak nitelendirdi.

Dış politika

Savunma konusunda şahin bir isim olan Ishiba’nın ulusal güvenlik meseleleri ve Asya’daki diğer ABD müttefiki ülkelerle savunma işbirliği üzerinde çalışması bekleniyor.

Özellikle Kuzey Kore’nin tekrarlanan füze fırlatmaları konusunda temkinlin olduğu biliniyor.

LDP seçim kampanyası sırasında yaptığı bir konuşmada “Asya’da kolektif güvenlik için bir mekanizma oluşturmak acil bir konudur” dedi. “Tayvan’da acil bir durum varsa, Japonya’da da acil bir durum vardır” ifadelerini kullandı.

Ishiba Asya’da NATO tarzı bir kolektif güvenlik düzenlemesi önerdi. ABD-Japonya ittifakı ve ABD-Güney Kore ittifakı gibi mevcut çerçevelerin birleştirilmesi olasılığını savundu. Analistlere göre, bu bağlamda Çin’e karşı bir duruş sergilemesi bekleniyor.

Kampanya sırasında defalarca ABD ile ilişkilerin öneminden bahseden Ishiba, iki ülke arasındaki Kuvvetlerin Statüsü Anlaşmasını gözden geçirmeye başlayacağını söyledi ve Okinawa’daki ABD askeri üslerini Japonya Öz Savunma Kuvvetleri ile ortaklaşa yönetmek için bir plan önerdi.

Ishiba’ya ilk tebrik de ABD’den geldi. ABD’nin Japonya Büyükelçisi Rahm Emanuel sosyal medya platformu X’te Ishiba’yı zaferinden dolayı kutlayan bir mesaj yayınladı.

“#USJapanAlliance’ı güçlendirmek için Japonya’nın yeni başbakanı ile çalışmayı dört gözle bekliyorum” diye yazdı.

Ardından Güney Kore Dışişleri Bakanlığı, Shigeru Ishiba’nın Japonya’nın iktidar partisinin lideri olarak seçilmesinin ardından yaptığı açıklamada, en yakın komşusu ve ortağıyla olumlu bağlar kurmak için Japonya’nın yeni kabinesiyle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini söyledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı sonuçlara ilişkin yorum yapmaktan kaçındı, ancak “sağlıklı ve istikrarlı bir Çin-Japonya ilişkisinin her iki taraf için de tek doğru seçenek olduğunu ve Japonya’nın Çin’e karşı olumlu ve rasyonel bir politika benimsemesinin umulduğunu” kaydetti.

Ekonomi politikası

Ishiba, Memleketi Tottori gibi nüfusu azalan küçük şehirleri yeniden canlandırmaya odaklanacağını söyledi.

Yakın zamanda medyaya verdiği bir mülakatta kırsal kesimde istihdam yaratmak için tarım, balıkçılık, ormancılık ve hizmet sektörlerini canlandırmanın hayati önem taşıdığını belirtti. “Kırsal alanlardaki gerilemenin nasıl durdurulacağı yeni yönetimin ele alması gereken bir konudur” dedi.

Enerji konusunda Ishiba, yenilenebilir enerjinin tüm potansiyelini kullanacağını söyledi. Nükleer enerjiye karşı değil ancak Japonya’nın enerji karışımındaki oranını azaltmaya çalışıyor.

Siyasi reform konusundaki tutumu

Ishiba, özellikle son siyasi fon skandalı nedeniyle partinin halkın güvenini kaybetmesinin ardından, LDP’de reform yapılması konusunda agresif bir tutum sergiliyor.

LDP’den aday olacağını açıkladığı 24 Ağustos’taki basın toplantısında “Siyaset için para gerekiyorsa, bunu toplama yöntemi düzgün ve ılımlı bir şekilde yapılmalıdır” dedi. “Paraya neden ihtiyaç duyulduğunu sınırsız bir şeffaflıkla halka açıklayacağım” diye vurguladı.

Ayrıca siyasi partilerin yönetimine ilişkin kurallar konulması çağrısında bulundu. Kampanya sırasında “Siyasi partilerin yönetimini düzenleyen bir yasa yok” dedi ve ekledi: “Siyasi partilerin yönetimini düzenleyen bir yasanın çıkarılması acil bir konudur.”

LDP liderlik seçimlerini kazanan Shigeru Ishiba Japonya’nın Başbakanı olmaya hazırlanıyor

Okumaya Devam Et

ASYA

LDP liderlik seçimlerini kazanan Shigeru Ishiba Japonya’nın Başbakanı olmaya hazırlanıyor

Yayınlanma

Eski Savunma Bakanı Shigeru Ishiba iktidardaki Liberal Demokrat Parti’ye (LDP) ve Japonya’ya liderlik edecek.

Daha önce Parti genel sekreterliği de yapmış olan tecrübeli şahin isim Ishiba, cuma günü yapılan LDP başkanlık seçimini, ikinci tur oylamada ekonomi güvenliği bakanı Sanae Takaichi’yi yenerek kazandı. Önümüzdeki hafta parlamentoda yapılacak oylamanın ardından başbakan olması bekleniyor.

Ishiba, 194 oy alan Takaichi’ye karşı 215 oyla ikinci tur oylamayı kazandı.

Oylamanın ardından Ishiba, merhum eski Başbakan Shinzo Abe döneminde genel sekreter olarak görev yaptığını hatırlatarak, parti üyelerinin özgür ve açık tartışmalar yapabildiği bir dönem olduğunu söyledi.

“Hepimizin bir arada olduğu, adil, hakkaniyetli ve mütevazı bir LDP’nin olduğu o döneme tekrar dönmek istiyorum” dedi.

“İnsanlara inanarak, cesaret ve samimiyetle doğruları söyleyerek bu ülkeyi güvenli ve emniyetli bir yer haline getirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım” diye ekledi.

‘Savunmamızı ve ABD-Japonya ittifakını güçlendirmeliyiz’

Başbakan Fumio Kishida, seçimlerin halka LDP’nin değişime istekli olduğunu gösterdiğini, giden liderin sadece ülke içinde büyüme odaklı bir ekonomiye ulaşma çabalarının hızlandırılması ihtiyacına değil, aynı zamanda savunma ve diplomatik çabaların güçlendirilmesine de değindiğini söyledi.

Kishida, “Diplomasi açısından uluslararası toplum tarihi bir dönüm noktasında ve büyük bir kafa karışıklığı içinde” dedi.

“Ulusal savunma kabiliyetlerimizi temelden güçlendirirken Japonya-ABD ittifakını da güçlendirmeliyiz” vurgusu yapan Kishida, “Küresel Güney’deki benzer düşünen ülkelerle işbirliği yaparak, uluslararası toplumu bölünme ve çatışma yerine işbirliğine yönlendirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

‘İstikrarlı bir hükümet zor’

Hokkai-Gakuen Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Kentaro Yamamoto, Ishiba’nın zaferinin Abe döneminin hizipçi siyasetinin sona erdiğine işaret ettiğini söyledi.

The Japan Times’a konuşan Yamamoto, “Ancak Ishiba’nın koalisyon üyeleri arasındaki zafer marjının dar olması, parti içindeki tabanının son derece kırılgan olduğu anlamına geliyor” dedi ve ekledi: “(Gelecekteki) Alt ve Üst Meclis seçimlerinde büyük zaferler elde etmediği sürece istikrarlı bir hükümet kurması mümkün olmayacaktır.”

Savunma odaklı politika

Ishiba uzun zamandır ulusal güvenlik konularında bir uzman ve bölgesel ittifakların – Asya NATO’su önerisi de dahil – ve savunmanın güçlendirilmesinin bir savunucusu olarak biliniyor ve bu da onu seçim öncesi medyada hem halk hem de LDP destekçileri arasında dokuz adaydan hangisinin partiyi en iyi şekilde yöneteceği konusunda yapılan anketlerde en üst sıraya ya da en yakın sıraya yerleştirdi.

Ishiba 2007-2008 yılları arasında bir yıldan az bir süre savunma bakanlığı yapmış olsa da, 2002-2004 yılları arasında yaklaşık iki yıl boyunca Savunma Bakanlığı’nın atası olan Japonya Savunma Ajansı’nın genel müdürü olarak görev yaptı.

Göreve zengin bir ulusal güvenlik deneyimi getirecek olsa da, kendini gunji otaku (askeri inek) olarak tanımlayan bu kişinin, LDP’nin “gittikçe ağırlaşan” bölgesel güvenlik ortamında ülkenin savunmasını “büyük ölçüde güçlendirmek” için uygulamaya koyduğu politikaları devam ettirebilmesi için Japonya’nın güvenlik müttefiki ABD ile daha yakın ilişkiler kurması bekleniyor.

Ancak daha acil olarak, planlanan savunma bütçesi artışları için ek paranın nereden geleceği ve daha fazla vergi artışının gerekli olup olmayacağı konusunda temkinli olan halkı ikna etmesi de gerekecek.

Muhalefet de yeni liderini seçti

Ritsumeikan Üniversitesi siyaset bilimcisi Masato Kamikubo, Ishiba’nın zaferinin LDP’nin genel seçim çağrısı yapıldığında partiyi en iyi kimin yöneteceğini düşündüğünü gösterdiğini söyledi. Parti, ana muhalefetteki Japonya Anayasal Demokratik Partisi (CDP) ve onun pazartesi günü seçilen yeni lideri eski Başbakan Yoshihiko Noda ile karşı karşıya geldiği için bu özellikle acil bir konu haline geldi.

The Japan Times’a konuşan Kamikubo, “Noda oy kazanmak için ‘merkez sağ muhafazakar’ bir yaklaşım çağrısında bulundu ve şu anda seçmenlerin %50-60’ını oluşturduğu düşünülen sözde bağımsız seçmenleri kazanmak için CDP’nin politika çizgisini soldan merkeze kaydırmayı hedefliyor” dedi.

Kamikubo, Takaichi’nin LDP’nin geleneksel destekçilerine hitap eden muhafazakar bir politika yönelimine sahip olduğunu, ancak bağımsız seçmenlerin desteğini kazanmasının zor olduğunu söyledi.

Kamikubo, “Bence birçok Diet üyesi, sosyal politikalara daha ılımlı ve merkezci yaklaşan Ishiba’nın seçim zamanı geldiğinde bağımsız seçmenlerin ilgisini çekebileceğini düşünüyor” diye ekledi.

Kishida yönetimi tarafından dışarıdan biri olarak görülen Ishiba, başbakanı ve partiyi sık sık ve açıkça eleştirdi – özellikle de başbakanın geçen yılın sonlarında parti gruplarını saran siyasi fon skandalını ele alma şekli konusunda. Buna ek olarak, halen 54 üyeli bir fraksiyonu ve parti içinde perde arkasındaki etkisini sürdüren LDP Başkan Yardımcısı Taro Aso da Ishiba’dan hiç hoşlanmıyor.

Ishiba’nın en açık sözlü siyasi düşmanları onu yurttaşlarına karşı bir “hain” olarak tanımladılar. Ishiba, 1993 yılında dönemin Başbakanı Kiichi Miyazawa’ya karşı verilen güvensizlik önergesini destekledi ve yeni bir parti için LDP’den ayrıldı.

Daha sonra 1997’de geri döndü ve LDP’nin kademelerinde yükselerek bölgesel yeniden canlandırma bakanlığı da dahil olmak üzere birçok Kabine görevinde bulundu.

2008 yılında dönemin Başbakanı Aso’nun Tarım Bakanı olan Ishiba, LDP’nin yaklaşan Alt Meclis seçimlerinde yenilgiye uğrayacağı korkusuyla istifa etmesini söylediğinde partinin ağır topu ile arasında iyi niyet oluşmadı.

Ancak kampanyanın son günlerinde Ishiba hem Kishida’nın hem de Aso’nun desteğini kazanmak için çaba sarf etti. Kishida’nın temel ekonomi politikalarını devam ettirmek istediğini söyledi ve hatta onu kazanmak için perşembe gecesi Aso ile bir araya geldi.

İlk tebrik ABD’den

Ishiba, Japon Denizi kıyısındaki Tottori vilayetini temsil eden 12 dönemlik bir Alt Meclis üyesidir. Tottori’deki bir kilisede vaftiz edilmiş bir Hıristiyan olan Ishiba ilk kez 1986 yılında seçildi.

2002 yılında eski Başbakan Junichiro Koizumi döneminde Savunma Ajansı’nın başına geçen Koizumi, 2007 yılında eski Başbakan Yasuo Fukuda döneminde ajansın bakanlığa dönüştürülmesinin ardından Savunma Bakanı olarak görev yaptı.

Japonya’nın müttefik ve ortaklarından gelen ilk tepkilerden birinde, ABD’nin Japonya Büyükelçisi Rahm Emanuel sosyal medya platformu X’te Ishiba’yı zaferinden dolayı kutlayan bir mesaj yayınladı.

“#USJapanAlliance’ı güçlendirmek için Japonya’nın yeni başbakanı ile çalışmayı dört gözle bekliyorum” diye yazdı.

Japonya’nın Ishiba’sının Asya NATO’su önerisi ABD’de ‘fantezi’ olarak görüldü

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English