Bizi Takip Edin

Amerika

Pentagon’dan sızan Ukrayna belgelerinde neler var?

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığına (Pentagon) ait olduğu anlaşılan ‘Gizli’ ve ‘Çok Gizli’ ibareli belgelerin internete sızdırılması büyük yankı uyandırdı.

Sızıntıların ardından belgelerin bir ‘ABD müttefiki’ tarafından sızdırılmış olabileceğine dair iddialar ortaya atıldı. Ukrayna savaşından, Çin, Ortadoğu ve Afrika’ya kadar geniş bir alanı kapsayan belgeleri inceleyen Reuters’ın haberine göre ise sızıntının ABD’nin içinden gelmiş olması daha muhtemel.

Ajansa konuşan eski bir Pentagon yetkilisi Michael Mulroy, şimdi sızıntının kaynağı olarak ABD’ye odaklanıldığını söyleyerek bu iddiaları doğruluyor.

Geçen ayın sonunda Discord ve 4Chan gibi sitelerde dolaşıma sokulan, geçen Cuma ise New York Times tarafından varlığı doğrulanan belgelerin ‘gerçek’ olup olmadığı tartışılsa da Amerikan istihbaratının soruşturma başlatması ve sızıntıda ‘Rusya’nın parmağı olabileceği’ iddiası, dolaylı bir kabul niteliği taşıyor. ABD’li yetkililer, belgeler üzerinde ‘oynanmış olabileceğini’ ileri sürüyorlar.

Beyaz Saray’ın belgelere ilişkin tweetlerin silinmesi için Twitter’a baskı yaptığı iddia edilirken, Elon Musk’ın konu hakkındaki sarkastik bir tweeti de baskı iddialarını doğruladı.

Musk, tweetinde, “Evet, internetten bir şeyleri tamamen silebilirsiniz – bu mükemmel işler ve saklamaya çalıştığınız şeylere dikkati hiç çekmez,” dedi.

Ukrayna savaşına ilişkin bilgiler

Belgelerde yer alan bilgilere göre, Pentagon’un elinde bulunan, savaşın taraflarının kayıplarına ilişkin sayılar medyada anlatıldığı gibi değil.

Buna göre savaş boyunca Ukrayna tarafından ölü sayısı 71.500, Rusya’nınki ise 16.000 ila 17.500 arasında değişiyor.

Belgenin tarihi 1 Mart 2023. Kasım 2022’de Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de savaştaki toplam insan kaybının 100.000 civarında olduğunu ileri sürmüştü.

Bir başka istihbarat bilgisi de birliklerin sayılarına ilişkin. Sızan bilgilere göre, Rusya, Donetsk ekseninde yaklaşık 23.000 toplam personelle 91 tabur bulundururken, Ukrayna, 10.000 ila 20.000 toplam personelle sekiz tugay ve 40 tabur bulunduruyor.

Belgelerde Ukrayna’nın ‘bahar tarruzuna’ ilişkin iddialar da yer alıyor. Dokuz tugayın ABD ve NATO müttefikleri tarafından silahlandırılıp eğitileceği ve altısının Mart ayı sonuna kadar hazır olacağı, geri kalanının ise Nisan ayı sonuna kadar faaliyete geçeceği söyleniyor.

Tugayların 253 tank, 381 mekanize araç, 480 motorlu araç ve daha fazlasına ihtiyaç duyduğu söyleniyor.

Bir başka bilgiye göre, Ukrayna’nın savaşa sürdüğü birliklerin sayısı şöyle: 34 Manevra Tugayı, 13 topçu birliği, 27 Bölgesel Savunma Kuvvetleri Tugayı.

Bu sayılar, savaşan Ukraynalı asker sayısına ilişkin bir fikir de veriyor. Tugaylar 5.000 askerden oluşsa da Kiev ordusunda operasyonel sayı çok daha az. Savunma Tugayları da eklendiğinde Ukrayna ordusunun savaşan personelinin en fazla 300.000 civarında olduğu tahmin ediliyor.

Ukrayna’da bulunan ABD ve NATO personeli sayısına ilişkin de veriler var.
Ülkede 71’i Dışişleri, 29’u Pentagon olmak üzere 100 ABD personeli var.

NATO personeli sayısındaki dağılım ise şöyle: 50 Birleşik Krallık personeli, 17 Letonya personeli, 15 Fransa personeli, 14 ABD personeli ve 1 de Hollanda personeli; toplam 97.

Ukrayna hava savunma sistemlerine ilişkin de Atlantik ittifakı için alarm verici bilgiler yer alıyor. Belgelere bakılırsa, ülkedeki neredeyse her hava savunma sistemi mühimmat sorunu yaşıyor; hatta mühimmat kalmamış durumda.

Belgeye bakılırsa, Mayıs ayı itibariyle Ukrayna havadan tamamen savunmasız hale gelme tehlikesiyle karşı karşıya.

Bahar taarruzu için de ABD ve NATO’nun büyük bir hazırlık yaptığı anlaşılıyor. Örneğin bir belgede şöyle deniyor: “Bahar Karşı Taarruzu için 12 Muharip Güvenilir Tugay oluşturulabilir. Bunların 3’ü Ukrayna’dan, 9’u ise ABD, Müttefik ve Ortakların eğittiği ve donattığı birlikler. Bu son 9 tugayın 6’sı 31 Mart’a kadar, son 3’ü ise 30 Nisan’a kadar hazır olabilir.”

Belgelerden birinde, Bulgaristan’ın kendi Mig-29 savaş uçağı filosunu Ukrayna’ya teslim etmek istediği ama bu teslimatın ancak ABD’nin Ukrayna’ya F-16 vermesinden bir yıl sonra yapılmasını istediği belirtiliyor.

Belgeler hakkında Reuters’a konuşan Ukraynalı bir yetkili, belgelerin ‘çok büyük miktarda hayali bilgi’ içerdiğini ve paylaşımların gelişmiş Batı silahları gerektiren saldırı hakkında şüphe uyandırmak için bir Rus dezenformasyon operasyonu gibi göründüğünü ileri sürdü.

Cumhurbaşkanlığı yetkilisi Mıhaylo Podolyak, “Bunlar sadece Rus istihbaratının operasyonel oyunlarının standart unsurlarıdır. Daha fazlası değil,” dedi.

Müttefiklerini izleyen ABD

Belgelerde Washington’ın müttefiklerine ilişkin de değerlendirmeler yer alıyor.

‘Çok Gizli’ ibareli ve 1 Mart tarihli bir CIA belgesinde, Mossad’ın, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun yargı reformuna karşı protestoları teşvik ettiğini söylüyor.

Belgede ABD’nin bunu sinyal istihbaratı yoluyla öğrendiği belirtiliyor.

Bir başka belgede ise Güney Koreli üst düzey yetkililer arasında ABD’nin Ukrayna’ya silah yardımında bulunması için Seul’e yaptığı baskı ve Seul’ün buna uymama politikasıyla ilgili iç tartışmaların ayrıntıları yer aldı.

Güney Kore’de muhalefet sızıntıdan saçılanlara tepki gösterirken, ana muhalefetteki Demokrat Parti Yoon Suk-yeol hükümetinden kapsamlı bir soruşturma talep etti.

Bir başka belgede, Türkiye’nin Rusya’daki güvenlik şirketi Vagner’e Mali aracılığıyla silah satmak istediği iddia ediliyor.

İsrail’in Ukrayna’ya silah yardımı meselesinde alacağı tutuma ilişkin de değerlendirmeler yer alıyor. ABD’ye göre, baskıların ardından İsrail, Türkiye’nin izlediği tutuma benzer bir tutum izlemeye daha yatkın görünüyor. Bu durumda, Moskova ile iyi ilişkileri sürdürürken Kiev’e üçüncü taraflar aracılığıyla silah satmak en makul seçenek gibi görünüyor.

Amerika

Trump, Guantánamo’ya nakilleri artıracak

Yayınlanma

Trump yönetimi, ABD’de “yasadışı” olarak bulunan binlerce yabancıyı, bu hafta içinde Küba’nın Guantánamo Körfezi’ndeki ABD askeri üssüne nakletmeye hazırlanıyor.

Washington Post’un (WP) haberine göre söz konusu yabancı uyruklular çeşitli ülkelerden geliyor. Bunlar arasında Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, Almanya, İrlanda, Belçika, Hollanda, Litvanya, Polonya, Türkiye ve Ukrayna gibi dost Avrupa ülkelerinden yüzlerce kişi, fakat Haiti’den de dahil olmak üzere dünyanın diğer bölgelerinden gelenler de bulunuyor.

Yetkililer, Trump yönetiminin Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa gibi yakın müttefikler de dahil olmak üzere, yabancıların ülkelerinin hükümetlerine, bu kişilerin kötü şöhretli askeri tesise nakledilecekleri konusunda bilgi vermeyeceğini de belirtti.

Hazırlıklar, 9.000 kişinin tıbbi muayenesini de içeriyor. Bu muayeneler, söz konusu kişilerin Guantánamo’ya gönderilebilecek kadar sağlıklı olup olmadıklarını belirlemek amacıyla yapılıyor.

Guantánamo, 11 Eylül saldırılarının ardından terör şüphelileri ve savaş alanlarında yakalananların tutulduğu hapishane olarak biliniyor.

İşgal altındaki Küba topraklarında bulunan tesislerin 9.000 yeni tutukluyu barındırabileceği henüz belli değil. Bu sayı, bu yılın başlarında üsse getirilen ve üsten gönderilen birkaç yüz göçmene kıyasla çok büyük bir artış anlamına geliyor.

Bununla birlikte, Trump yönetimi yetkilileri, Başkan’ın Amerikan tarihinin en büyük “kaçak göçmen sınır dışı etme” operasyonunu gerçekleştirme sözü vermesi nedeniyle aşırı kalabalık hale gelen yurt içi gözaltı tesislerinde yer açmak için bu planın gerekli olduğunu belirtiyor.

WP tarafından görülen bir belgede, hükümetin üs için kullandığı kısaltma olan “GTMO”nun “kapasitesinin dolduğu” belirtiliyor.

Ocak ayında Trump, tesise 30.000 kadar göçmen göndereceğini duyurmuştu. Mart ayında bu üste tutulan çok sayıda göçmen, yönetimin göçmenlere yönelik sert önlemlerini eleştirenlerin kapasite sorunları nedeniyle olduğunu düşündüğü bir hamle ile Louisiana’daki tesislere geri gönderilmişti.

Bir Pentagon yetkilisi, “Guantánamo Deniz Üssündeki devam eden görevlerde herhangi bir değişiklik yoktur ve gelecekteki görevlerle ilgili spekülatif yorumlarda bulunmayacağız,” dedi.

İç Güvenlik Bakanlığı (DHS), tutukluların Karayipler’deki üste geçirdikleri süreyi “en aza indirmeyi” planlıyor, fakat resmi bir belgeye göre Beyaz Saray bu tesisi daha uzun süreli gözaltı için kullanmaya karar verebilir.

Trump yönetimi yetkilileri, nakil için incelemeye alınan kişilerin ABD’de “yasadışı” olarak bulunduğunu ileri sürüyor.

Yetkililer, tutukluların çoğunun ülkesinin ABD’ye vatandaşlarını kabul etmeye hazır olduğunu bildirdiğini, fakat DHS’nin gözünde yeterince hızlı hareket etmediklerini belirtti.

Değişikliğe tabi olan bu planlar, Trump kabinesindeki göçmen karşıtı sertlik yanlılarının, belgesiz göçmenlerin sınır dışı edilme ve tutuklanma sayısının artırılması için baskı yapmasıyla ortaya çıktı.

Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller geçen ay Fox News’e verdiği demeçte, “Başkan Trump’ın liderliğinde, ICE’nin [Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza] her gün en az 3.000 kişi tutuklaması hedefini belirliyoruz,” diyerek bu sayının artırılacağını taahhüt etmişti.

Beyaz Saray sınır sorumlusu Tom Homan da benzer görüşleri dile getirmiş, “Bu tutuklamaları ve sınır dışı etmeleri artırmalıyız,” demişti.

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump, ABD’deki göstericilere ‘hayvan’ dedi

Yayınlanma

Trump yönetiminin göçmenlere yönelik sert önlemlerine karşı protestolar ABD genelinde yayılırken, Başkan göstericilere ‘hayvan’ dedi.

Birçok örgüt, cumartesi günü (14 Haziran) başkanın 79. doğum gününde Washington’da düzenlenecek askeri geçit töreniyle eş zamanlı olarak gösteri düzenlemeyi planlıyor.

The Hill’de yer alan habere göre “No Kings” ve “50501” adlı gruplar, New York, Pennsylvania, Wisconsin, Tennessee, Florida, Alabama, Georgia, Teksas, Kaliforniya ve diğer eyaletlerde protesto gösterileri düzenlemek için işbirliği yaptı.

Cumhuriyetçi Teksas Valisi Greg Abbott, eyaletin Ulusal Muhafızlarını görevlendirmeye hazır olduğunu açıklarken, Austin, Teksas’ta da ayrı protestoların düzenlenmesi planlanıyor.

ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta

Protestolar, Los Angeles’ta Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Biriminin (ICE) baskınlarına karşı düzenlenen ilk gösterilerin ardından başladı. Bu gösterilerin bazıları şiddet olaylarına ve mülklerin tahrip edilmesine yol açtı.

Bunun üzerine Trump, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom ve Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass’ın itirazlarına rağmen Ulusal Muhafızları çağırdı.

Daha sonra Pentagon, Newsom’un “provokatif” olarak eleştirdiği bir başka adımla 700 deniz piyadesini Los Angeles’a gönderdi.

Bu çatışma, yasal bir mücadeleyi başlattı ve şu anda ülke çapında yeni protestolara yol açıyor gibi görünüyor.

Protestocuların web sitesinde yayınlanan açıklamada, “Mahkemelerimizi hiçe saydılar, Amerikalıları sınır dışı ettiler, insanları sokaklardan kaybediler, sivil haklarımıza saldırdılar ve hizmetlerimizi kesti. Yolsuzluk çok ileri gitti. Taht yok. Taç yok. Kral yok,” denildi.

Trump yönetiminden Los Angeles’ta sıkıyönetim hazırlığı

Protestocular, cumartesi gününe kadar Zoom üzerinden toplantılar düzenleyerek, başkanın yasadışı göçmenlere yönelik baskısına karşı sokaklarda mücadele etmek için planlar yapıyor, hazırlıklar yapıyor ve harekete geçiyor.

“No Kings”, Trump’ın ordunun 250. kuruluş yıldönümü şerefine düzenlediği devasa askeri geçit töreninde Washington’da protesto yapmak yerine, Philadelphia’da bir etkinlik düzenleyeceğini açıkladı.

Grup, internet sitesinde, “Bu doğum günü geçit töreninin ilgi odağı olmasına izin vermek yerine, o gün Amerika’nın hikayesini başka yerlerde yazacağız: İnsanlar, güçlü adam siyasetini ve yolsuzluğu reddetmek için ülke çapında topluluklar halinde bir araya gelecek,” diye yazdı.

Trump, Kuzey Carolina’daki Fort Bragg’da yaptığı konuşmada göstericileri “hayvanlar” olarak nitelendirmeden önce, sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, Washington’daki askeri geçit törenini bozmaya çalışan protestocuların “çok büyük bir güç” ile karşılaşacaklarını söyledi.

Los Angeles’ta sokağa çıkma yasağı

Trump askerlere yaptığı konuşmada, “Bunlar hayvan, ama gururla başka ülkelerin bayraklarını taşıyorlar. Amerikan bayrağını taşımıyorlar. Sadece yakıyorlar. Bayrakların yakıldığını gördünüz mü?” dedi.

Trump, Amerikan bayrağının ABD’den ya da “ülkemizi seven insanlar tarafından” yakılmadığını ileri sürerek, Amerikan bayrağını yakanların bir yıl hapis cezasına çarptırılması gerektiğini savundu.

Öte yandan Başkan Trump ile Kaliforniya Valisi Newsom arasında başlayan gerilim büyüyor.

Newsom salı gecesi eyalet ve ulusa seslenerek Trump’ın “küstahça güç suistimali” yaptığını, bunun “patlamaya hazır bir durumu alevlendirdiğini” ve demokrasiyi tehdit ettiğini söyledi.

Trump ise Fort Bragg’da, Los Angeles’taki protestolarla ilgili şimdiye kadarki en sert söylemlerini kullandı. Trump, “Los Angeles’ı kurtaracağız ve yeniden özgür, temiz ve güvenli hale getireceğiz,” dedi.

Çarşamba günü ise Trump, asker gönderdiği için Los Angeles’ın “şanslı” olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

Amerika

Starbucks, Çin’deki iş ortaklığı için ‘büyük ilgi’ gördüğünü açıkladı

Yayınlanma

Starbucks’ın CEO’su, ABD’li kahve zincirinin Çin’deki büyümesini yeniden canlandırmak için dış yatırımcılarla ortaklık kurmayı düşündüğü için, şirketin Çin’deki işine ait hisselerin satışına “büyük ilgi” olduğunu söyledi.

Brian Niccol, Financial Times‘a verdiği röportajda, Starbucks’ın mart ayı sonu itibarıyla 7.758 mağaza işleten Çin biriminin azınlık hisselerinin satışını düşündüğünü söyledi.

Salı günü yaptığı açıklamada Niccol, “İyi haber, çok fazla ilgi gördük, gerçekten çok fazla ilgi” dedi ve ekledi: “İnsanlar Starbucks markasının değerini görüyor. Kahve kategorisinin büyüdüğünü görüyorlar. Bence, bu sayıyı 8.000’den 20.000’e nasıl çıkaracağımızı bulmak için bizimle ortaklık kurmak isteyeceklerdir.”

Çin anakarası, Seattle merkezli şirketin 1999 yılında ülkeye ilk girişinden bu yana ikinci büyük pazarı haline geldi. Çin, Starbucks’ın küresel genişlemesinin temelini oluştururken, yöneticiler orta sınıf tüketicilerin daha fazla özel kahve içeceğine bahis oynuyor. 2022 yılında şirket, 2025 yılına kadar anakarada 9.000 mağaza açma hedefi koydu.

Ancak, Starbucks’ın yüzlerce yeni mağaza açmasına rağmen, Çin’den elde edilen gelirler 2021’deki 3,7 milyar dolarlık zirveden 2024’te 3 milyar dolara geriledi. Luckin Coffee ve Cotti Coffee gibi daha düşük fiyatlı yerli rakipler çoğalırken, zayıf ekonomik koşullar tüketici talebine ilişkin endişeleri artırdı.

Bu hafta Starbucks, “Çin’in hızla büyüyen kahve dışı pazarı”nı hedeflemek için 20’den fazla buzlu ve çay bazlı içecekte ortalama 5 yuan (70 sent) fiyat indirimi yaptığını duyurdu. Son yıllarda, baloncuklu ve sütlü çay markaları da anakarada önemli ölçüde yaygınlaştı ve içecekleri 1 dolar gibi düşük fiyatlarla satmaya başladı.

Niccol, “Çin’deki stratejimiz daha rekabetçi olmak” dedi ve şirketin özellikle kahve dışı içecekler için “fiyatlandırma yapısını” düzeltmesi gerektiğini belirtti.

Eylül ayında CEO olan Niccol, Starbucks’ın bu hafta Las Vegas’ta üç günlük liderlik toplantısında 14.000 çalışanı bir araya getirirken konuştu. Starbucks Çin CEO’su Molly Liu da etkinlikte yer alan yöneticiler arasındaydı.

Starbucks, geçen yıl aynı mağaza satışlarının düşmesinin ardından Çin’de “stratejik ortaklıklar” araştırdığını açıklamıştı, ancak ayrıntıları hakkında çok az bilgi verdi.

Sürece yakın kaynaklar, Çinli ve küresel özel sermaye şirketleri ile stratejik yatırımcıların hisse satın almayı değerlendirdiğini, ancak bunun henüz ön aşamada olduğunu belirtti. Konuya yakın kaynaklara göre, süreci Goldman Sachs yönetiyor.

Niccol, hangi potansiyel yatırımcıların ilgi gösterdiğini açıklamayı reddetti, ancak şirketinin “bir ortak edinmenin mantıklı olup olmadığını görmek için süreci izlemeyi” planladığını söyledi.

“Bu konudaki tutumumuz esnek. Anlamlı bir hisseye sahip olmak istiyoruz” dedi.

Starbucks’ın aceleci olmadığını da ekledi ve “süreci akışına bırakacağız” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English