Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de belge sızıntısı tartışması: Pentagon ‘şok oldu’

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığına (Pentagon) ait çok gizli belgelerin internette yayılmasının ardından başlayan tartışma sürüyor.

Mart ayının sonunda 4Chan ve Discord gibi mecralarda ortaya çıkmasına rağmen, geçen Cuma günü New York Times’ta yayınlanan haberle belgelerin varlığı ilk kez kabul edilmişti.

ABD’li yetkililer, önce belgelerin üzerinde oynanmış olabileceğini, bunun Rusya yanlıları tarafından yapılması ihtimalini değerlendirdiklerini söylediler.

Ama en nihayetinde, kimi eski Pentagon yetkilileri, soruşturmada esas odaklanılan yerin artık ABD’nin içi olduğunu söyledi. Görünüşe bakılırsa, sızıntı bizzat Amerikalıların işiydi.

The Economist’e konuşan eski ABD’li ve Avrupalı istihbarat yetkilileri de sızan belgelerin muhtemelen gerçek belgeler olduğunu düşünüyorlar.

Belgelerde Ukrayna’ya ilişkin askeri planlar, sahaya ilişkin görece gerçekçi değerlendirmeler ve ABD’nin müttefiklerine ilişkin dinleme yoluyla da elde edildiği anlaşılan istihbarat bilgileri vardı.

Pentagon’dan bir yetkili: ‘Midem bulanıyor’

100’ü aşkın gizli ve çok gizli olarak sınıflandırılmış belgenin sosyal medyaya sızdırılmasından sonra ABD, sızıntının kaynağını bulmaya çalışıyor.

Bu türden belgelere erişimin ancak yüksek seviyedeki güvenlik iznine sahip kişilere mahsus olduğuna dikkat çekiliyor. 

Politico’daki habere göre, Pentagon’daki yetkililer, sızıntının kapsamı ortaya çıktıkça ‘şok ve sıkıntı’ duyguları yaşadıklarını ifade ettiler.

İsmini açıklamak istemeyen bir Savunma Bakanlığı yetkilisi, bakanlığın içinde ‘öfke’ olduğunu belirtirken, “Bu büyük bir ihanet,” dedi.

İkinci bir Pentagon yetkilisi ise, “Midem bulanıyor,” ifadelerini kullandı.

 Pentagon, sızıntı nedeniyle bir soruşturma başlattı. Birden fazla kurum da sızıntının ‘ulusal güvenlik’ üzerindeki etkisini değerlendirmek için ortak bir komisyon kurdu.

Öte yandan, Pentagon’un, sızıntıda yer alan belgelerin kapsamına ilişkin hâlâ kesin bir bilgiye sahip olmadığı belirtiliyor.

Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby de daha fazla gizli belgenin sızmış olabileceğini kabul etti.

Kirby, sızıntının kontrol altına alınıp alınmadığı sorusun, “Bilmiyoruz. Gerçekten bilmiyoruz,” cevabını verdi.

Bir Pentagon yetkilisi, yetkililerin başlangıçta istihbarat ihlali konusunda endişe duyduklarını ama bilginin Rusya’ya sınırlı bir faydası olacağına inandıklarını çünkü zaman içinde anlık bir görüntüyü gösterdiğini söyledi.

Politico’da yer alan habere göre bazı uzmanlar sızıntının 10 yıl önceki Edward Snowden sızıntılarından daha zarar verici olduğuna inanıyor çünkü bugünkü belgeler çok daha güncel.

Müttefiklerle ‘hasar kontrolü’

Sızıntılarda Amerikan müttefiklerine yönelik istihbarat çalışmaları da Washington’ın başını ağrıtacak gibi görünüyor.

Yine Politico’da yer alan habere göre, sızıntıların ardından ABD, belgelerde adı geçen müttefiklerine ulaşarak ‘endişeleri gidermeye’ çalıştı.

Fakat bir yetkili, Beş Göz (ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan oluşan istihbarat birliği) üyelerinin Washington’dan brifing talep ettiklerini ama henüz somut bir yanıt alamadıklarını söyledi.

Habere göre Londra, Brüksel, Berlin, Dubai ve Kiev’deki yetkililer, Washington’a bilgilerin internete nasıl düştüğünü, sızıntıdan kimin sorumlu olduğunu ve ABD’nin bilgilerin sosyal medyadan kaldırılmasını sağlamak için ne yaptığını sordular.

Müttefikler ayrıca Biden yönetiminin gelecekteki istihbarat sızıntısını sınırlamak için adımlar atıp atmadığını da sorguladılar.

Ukrayna’nın uzun zamandır ABD ile paylaştığı bilgilerin açığa çıkmasından endişe ettiğini ileri süren Avrupalı bir yetkili, “Bu vaka Ukraynalıların bu konuda kesinlikle haklı olduğunu gösterdi. Amerikalılar şimdi Ukraynalılara borçlu. Özür dilemeleri ve telafi etmeleri gerekiyor,” dedi.

AMERİKA

FBI: İranlı hackerler Trump kampanyasının bilgilerini Biden kampanyasına verdi

Yayınlanma

Amerikan kurumları çarşamba günü yaptığı açıklamada, İranlı bilgisayar korsanlarının Trump’ın kampanyasından çaldıkları hassas bilgileri bu yaz başında Başkan Joe Biden’ın kampanyasına gönderdiklerini ileri sürdü.

Ulusal İstihbarat Direktörü Ofisi, FBI ve CISA tarafından yapılan açıklamada, e-postaların haziran ve temmuz aylarında “Biden kampanyasıyla ilişkili” kişilere gönderildiği ve “eski Başkan Trump’ın kampanyasından çalınan, kamuya açık olmayan materyalden alınan bir alıntı içerdiği” belirtildi.

Ajanslar, İranlıların haziran ayından bu yana Trump’ın kampanyasına ait “kamuya açık olmayan” materyalleri medya kuruluşlarına sızdırmaya çalıştığını da öne sürdü.

POLITICO’ya göre Biden kampanyasının İranlıların gönderdiği bilgileri ne ölçüde okuduğu ya da kullandığı belli değil. Üç ajans da e-postaların talep edilmediğini ve kampanya personelinin bunlara yanıt vermediğini söyledi.

Biden kampanyasının yerini alan Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in kampanya sözcüsü Morgan Finkelstein çarşamba günü yaptığı açıklamada, Biden kampanya personeline gönderilen bilgilerle ilgili, “Haberdar olduğumuzdan bu yana ilgili kolluk kuvvetleriyle işbirliği yaptık,” dedi.

Finkelstein, “Kampanyaya doğrudan herhangi bir materyal gönderildiğinden haberdar değiliz; spam veya kimlik avı girişimi gibi görünen bir şeyle birkaç kişi kişisel e-postalarında hedef alındı. Bu istenmeyen ve kabul edilemez kötü niyetli faaliyet de dahil olmak üzere, yabancı aktörlerin ABD seçimlerine müdahale etmeye yönelik her türlü çabasını en güçlü şekilde kınıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Trump’ın kampanya sözcüsü Karoline Leavitt ise, bu gelişmenin “İranlıların Kamala Harris ve Joe Biden’a yardım etmek için seçimlere aktif olarak müdahale ettiklerinin bir başka kanıtı olduğunu çünkü Başkan Trump’ın sert yaptırımları geri getireceğini ve terör saltanatlarına karşı duracağını bildiklerini” söyledi.

Leavitt, “Kamala ve Biden, İranlılar tarafından kendilerine verilen hacklenmiş materyalleri Başkan Trump’a zarar vermek için kullanıp kullanmadıklarını açıklamalıdır. Ne biliyorlardı ve bunu ne zaman öğrendiler?” diye sordu.

Çarşamba gecesi New York’ta düzenlenen bir mitingde Trump, İran’ı seçimlere müdahale etmekle suçladı fakat bilgisayar korsanlarının eski rakibinin kampanyasına hangi materyalleri gönderdiğinden emin olmadığını söyledi.

Trump, “İran benim kampanyamı hackledi. Ne bulduklarını bilmiyorum, öğrenmek isterim. Çok heyecan verici olamazdı,” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Fed, faiz oranını düşürdü

Yayınlanma

ABD Merkez Bankası (Fed), Mart 2020’den bu yana ilk kez baz faiz oranını düşürdü. Fed, oranı 50 baz puan indirerek yüzde 4,75-5 aralığına çekti.

Baz faiz oranı tahmini 2024 yılı için yüzde 5,1’den yüzde 4,4’e, 2025 yılı için yüzde 4,1’den yüzde 3,4’e ve 2026 için yüzde 3,1’den yüzde 2,9’a düşürüldü.

Fed ayrıca ABD ekonomisinin temel göstergelerine ilişkin tahminlerini de güncelledi. Kurum, enflasyon oranının 2024 yılında yüzde 2,6’dan yüzde 2,3’e, 2025 yılında ise yüzde 2,3’ten yüzde 2,1’e düşeceğini öngörüyor.

GSYİH büyümesinin ise 2025’te daha önceki yüzde 2,1’lik tahminin ardından yüzde 2 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.

Ekonomi ve Politika Araştırma Merkezi’nin kıdemli ekonomisti Dean Baker, Bloomberg’e verdiği demeçte faiz indiriminin “yüksek mortgage oranları nedeniyle milyonlarca insanın evlerini satmayı ertelediği konut piyasasını canlandırmaya yardımcı olacağına” inandığını belirtti.

Geçen ayın sonunda Fed Başkanı Jerome Powell, faiz oranlarını düşürmenin gerekli olduğunu söylemiş, ayrıca ABD’de enflasyonun, bankanın hedefi olan yüzde 2’ye doğru ilerlediğinden emin olduğunu ifade etmişti.

Powell, faiz indiriminin eylül ayı gibi erken bir tarihte yapılabileceğini de belirtmişti. KPMG baş ekonomisti Diane Swank, Bloomberg‘de yayınlanan yorumunda faiz indirimini “Jay Powell için büyük bir zafer” olarak nitelendirdi.

Fed, temmuz toplantısının sonunda, komitenin “enflasyonun istikrarlı bir şekilde yüzde 2’ye doğru ilerlediğine dair daha fazla güven kazanana kadar” faiz aralığını düşürmenin uygun olmadığını belirtmişti.

Fed kararı öncesi gözler faiz indirimi miktarı ve zamanlamasında

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, US Steel’in 15 milyar dolara satılmasına ilişkin kararı erteledi

Yayınlanma

ABD hükümeti, Başkan Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in karşı çıktığı, çelik devi Nippon Steel’in US Steel’i 15 milyar dolara satın alma teklifine ilişkin ulusal güvenlik incelemesini sürpriz bir kararla uzattı.

Financial Times’ın (FT) konuyla ilgili bilgi sahibi iki kişiden aktardığına göre, ABD’ye yapılan yatırımları güvenlik riskleri açısından inceleyen hükümet paneli olan ABD’deki Yabancı Yatırım Komitesi (Cfius), Japon gruba 90 günlük bir uzatma verdi.

Karar, anlaşmanın kaderinin 5 Kasım’daki ABD seçimlerinin sonrasına kadar neredeyse kesin olarak belirlenmeyeceği anlamına geliyor. 

Biden, Birleşik Çelik İşçileri Sendikası’nın (USW) da karşı çıktığı bu anlaşmayı engelleyeceğinin sinyallerini vermişti. Hazine tarafından yönetilen kurum içi bir panel olan Cfius, bir incelemeyi tamamlamış ve anlaşmanın “hafifletilemeyecek güvenlik riskleri” oluşturduğu sonucuna varmıştı. Panel tavsiyesini Biden’a resmi olarak iletmemişti. 

Karar, Biden’ın hafta sonu Delaware’de ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan’dan oluşan Quad grubu liderlerini ağırlayacağı sırada Japonya Başbakanı Fumio Kishida ile görüşmesinden günler önce geldi.

FT geçen hafta Nippon Steel’in başkan yardımcısı ve işlemin baş müzakerecisi Takahiro Mori’nin anlaşmayı kurtarmak için son bir girişimde bulunmak üzere Washington’a uçtuğunu bildirmişti.

Bir Beyaz Saray sözcüsü Biden ve Harris’in “US Steel’in yurt içinde sahip olunan ve işletilen bir Amerikan çelik şirketi olarak kalması” yönündeki görüşlerini koruduklarını söyledi.

“Başkan çelik işçilerimize arkalarında olduğunu söyledi ve bunda ciddi,” diyen sözcü, Biden’ın Cfius tavsiyesi almadığını da sözlerine ekledi.

USW Başkanı David McCall ise, “Başkan Biden ve Başkan Yardımcısı Harris, US Steel’in yurt içinde sahip olunan ve işletilen bir şirket olarak kalması gerektiğine inandıklarını ve USW üyelerine ve onların işlerine yönelik güçlü desteklerini sürdürdüklerini açıkça ifade ettiler. Sonuç olarak, Nippon’un satın almasının ulusal güvenlik açısından yaratacağı riskler ya da halihazırda tespit edilmiş olan kritik tedarik zinciri endişeleri konusunda hiçbir şey değişmemiştir,” dedi.

Uzatma kararı hakkında bilgi sahibi olan kişilerden biri, Cfius’un ciddi ulusal güvenlik endişelerini ortaya koyduğunu ve şirketlerin bu sorunları ele almak için daha fazla zaman talep ettiğini söyledi.

Söz konusu kişi, şirketlerin karmaşık durumlarda onay için yeniden dilekçe vermelerinin alışılmadık bir durum olmadığını belirterek, Cfius’un incelemeyi tamamlamasının muhtemelen 90 güne yakın bir süre alacağını sözlerine ekledi.

Konu hakkında bilgi sahibi olan ikinci kişi ise güvenlik incelemesinin uzatılması kararının, ABD’deki sistemi “bunaltan” çok fazla şeyin aynı anda devam etmesi nedeniyle alındığını söyledi.

Bu kişi, ABD’nin Çin’in çip endüstrisini kontrol altına almak amacıyla ihracat kontrolleri oluşturmak için Japonya ile görüştüğünü söyledi.

Cfius’un halihazırda bir kez tamamlanmış olan incelemeyi 90 gün uzatma kararı, satın almaya ilişkin nihai kararın bir sonraki başkana ait olacağı anlamına geliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English