Bizi Takip Edin

AVRUPA

Polonya, AB’nin yeni göçmen anlaşmasına karşı harekete geçiyor

Yayınlanma

Muhafazakâr Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) hükümet sözcüsü Piotr Müller Pazar günü TVP Info’ya yaptığı açıklamada, Polonya’nın AB Konseyi’nin geçen hafta kabul ettiği göç ve iltica anlaşmasını engellemeye çalışacağını ve muhaliflerden oluşan bir koalisyon kuracağını söyledi.

Geçtiğimiz Perşembe günü Lüksemburg’da yapılan Konsey toplantısında AB İçişleri Bakanları, iltica prosedürü yönetmeliği ile iltica ve göç yönetimi yönetmeliğine ilişkin müzakere pozisyonu üzerinde anlaşmaya vardı. Polonya ve Macaristan anlaşmaya karşı oy kullanan yegane üye ülkeler.

“Polonya göçmenlerin yeniden yerleştirilmesine ilişkin çözümleri bloke edecektir,” diyen Müller, Konsey tarafından benimsenen tutumu ‘fiilen göç dalgalarının büyümesine neden olacak kısa vadeli bir düşünce’ olarak nitelendirdi.

Zorunlu ‘dayanışma’

AB bakanlarının kabul ettiği müzakere pozisyonu, zorunlu dayanışma mekanizması olarak adlandırılan bir mekanizma üzerinde yükseliyor. Belirlenen sığınmacı kotalarını kabul etmeyi reddeden ülkeler, bunun yerine, yer değiştirme başına 20.000 avro olarak sabitlenen bir meblağ ile mali katkıda bulanacak.

Polonya ise ne sığınmacı kabul etmek ne de ödeme yapmak istiyor. Polonya AB Daimi Temsilcisi Andrzej Sadoś mali katkı seçeneğinin, aslında kotalara uyulmaması halinde bir ‘ceza’ olduğunu düşünüyor.

Polonya, Konsey tarafından kabul edilen çözümlere karşı Avrupa Parlamentosunda bir koalisyon oluşturmaya çalışacak.

Eğer anlaşma yine de yürürlüğe girerse, Varşova taahhütleri yerine getirmeyeceği uyarısında bulundu. Sözcü, “Bunları reddetme ve bu kararın bedelini ödemeye hakkımız var,” dedi.

Polonya’da koalisyon anlaşmaya karşı

Bu arada PiS’in küçük koalisyon ortağı AB karşıtı Egemen Polonya partisi, göçmenlerin zorla yer değiştirmesine karşı çıkan bir karar tasarısını Polonya parlamentosuna sunacağını açıkladı.

Partinin lideri Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro, Polonya halkının daha zengin AB ülkelerinin göç politikasındaki hataları için büyük miktarlarda para ödemesini kabul etmeyeceğini söyledi.

Ziobro, önerilen kararın ‘tüm (Polonyalı) siyasi güçlerin Avrokratların bu tür fikirlerine karşı kararlı bir muhalefet sergilemesi için bir fırsat olacağını’ sözlerine ekledi.

Başbakan Mateusz Morawiecki de anlaşmadan sonra attığı tweette, “Zorla yer değiştirme göç sorununu çözmediği gibi üye devletlerin egemenliğini de ihlal etmektedir,” demiş ve ülkesinin diğer ülkelerin hatalı göç politikalarının bedelini ödemeyeceğini söylemişti.

Orban, anlaşmayı ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi

Polonya ile birlikte anlaşmaya itiraz eden diğer AB ülkesi Macaristan da eleştirilerini yoğunlaştırıyor.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Brüksel’i yasal yetkilerini kötüye kullanmakla ve göçmenlerin yeniden yerleştirilmesini dayatmakla suçladı.

Sözcüsünün aktardığına göre Orbán, “Bu kabul edilemez, Macaristan’ı zorla bir göçmen ülkesine dönüştürmek istiyorlar,” dedi.

Lüksemburg’daki görüşmelere katılan Macar İçişleri Bakan Yardımcısı Bence Rétvári de reformun Macaristan’a ‘orantısız bir yük’ getireceğini ve yeni göçmenlerin gelişini teşvik edeceğini söyledi.

Rétvári, ‘göç yanlısı hükümetlerin’ diğer üye ülkelere yasa tasarısını kabul etmeleri için baskı yaptığını ve AB’nin karar alma sürecini alay konusu haline getirdiğini iddia etti.

Euronews’e bilgi veren diplomatik kaynaklar, Perşembe günü Lüksemburg’da yapılan oylamada Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Malta, Litvanya ve Slovakya’nın çekimser kalmayı tercih ettiğini aktardı.

AVRUPA

Elon Musk İtalya’yı karıştırdı, Meloni sessiz

Yayınlanma

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Elon Musk’ın İtalyan yargıçları Roma’nın Arnavutluk’la göçmen transferi politikasını yine engelledikleri için eleştiren son yorumlarına sessiz kalırken, Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella milyardere yanıt vererek İtalya’nın egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısında bulundu.

Pazartesi günü Roma Göçmenlik Mahkemesinin yedi göçmenin gözaltına alınmasını ve transferini iptal eden kararını yorumlayan Musk, şu anda Meloni hükümetiyle kavgalı olan Roma yargıçlarının “gitmesi gerektiğini” söyledi.

Çarşamba sabahı yaptığı açıklamada Musk’a yanıt veren Mattarella, “İtalya büyük bir demokratik ülkedir ve Anayasasına tam saygı göstererek kendi başının çaresine nasıl bakacağını bildiğini yinelemeliyim,” dedi.

Mattarella ayrıca diğer devletlerin egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısında bulunarak herkesin, “özellikle de açıklandığı üzere dost ve müttefik bir ülkede önemli bir rol üstlenmek üzereyse”, o ülkenin egemenliğine saygı göstermesini ve reçete vermeyi kendine görev edinmemesi gerektiğini kaydetti.

Musk ise daha önceki yorumundan geri adım atmayarak, “Bu kabul edilemez. İtalyan halkı bir demokraside mi yaşıyor, yoksa kararları seçimle gelmeyen bir otokrasi mi veriyor?” diye sordu.

İtalya’daki temsilcisi tarafından ANSA’ya yapılan açıklamada Elon Musk, “Başbakan Meloni ile bu öğleden sonra yaptığı samimi görüşmede de yinelediği üzere” İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’ya ve İtalyan Anayasasına saygı duyduğunu ifade etti.

İfade özgürlüğünün hem ABD Birinci Maddesi hem de İtalyan Anayasası tarafından korunan bir hak olduğunu kaydeden Musk, bir vatandaş olarak görüşlerini özgürce ifade etmeye devam edeceğini kaydetti.

Açıklamada Musk’ın “ABD ve İtalya arasındaki bağların giderek güçlenmesini umduğu ve Cumhurbaşkanı Mattarella ile gelecekte bir araya gelmeyi dört gözle beklediği” belirtildi.

Siyasi gerilimi yatıştırmaya yönelik son girişim ise Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Giovanbattista Fazzolari’nin ANSA‘ya verdiği bir mülakatta yaptığı açıklama oldu.

Fazzolari, “Yargının başı ve anayasanın koruyucusu olan cumhurbaşkanının sesini duyurması doğru ve gereklidir. İtalya kendi başının çaresine bakmasını bilir. Diğer hükümetlerin, STK’ların ya da büyük medya kuruluşlarının dış müdahalesine ihtiyacımız yok,” dedi.

Muhalefetin ve yargının saldırıları devam ederken, Ulusal Yargıçlar Birliği Başkanı Giuseppe Santalucia, Musk’ı “temelsiz ve insafsız yargılarda bulunarak İtalya’nın işlerine karışmakla” suçladı ve hükümetin Musk’ın müdahale etmeye hakkı olmadığı İtalya’nın iç meseleleri olduğunu belirterek yanıt vermesi gerektiğini söyledi.

Santalucia, “Özellikle yasadışı göç konusunda sık sık sınırların savunulmasına başvuruluyor. Bunlar da sınırdır. Egemen bir ülkenin içişlerine karışabileceklerini düşünenler tarafından ihlal edilemeyecek ideal sınırlar vardır,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransız savcı Le Pen için hapis cezası ve siyasi yasak talep etti

Yayınlanma

Fransa’da savcılar Ulusal Birlik (RN) lideri Marine Le Pen’i, Fransa’daki parti faaliyetlerini finanse etmek için Avrupa Birliği fonlarını zimmetine geçirmekle suçladı ve Fransız siyasetçinin derhal beş yıl süreyle kamu görevlerinden men edilmesini tavsiye etti.

Bunun kesinleşmesi Le Pen’i, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yerine geçmek için favorilerden biri olarak gireceği 2027 yarışının dışında bırakacak.

Mahkeme geçici infaz ile kendisini suçlamalardan suçlu bulursa, Le Pen karara itiraz etse bile seçimlere katılamayacak.

Le Pen’in 24 kişiyle birlikte AB fonlarını zimmetine geçirmekle suçlandığı davada ayrıca beş yıl hapis cezası da istendi.

Duruşma 27 Kasım’a kadar sürecek ve bu tarihten sonra hakimler, savcının taleplerini de göz önünde bulundurarak kararlarını vermek ve ne tür bir ceza vereceklerini değerlendirmek üzere çekilecek. Kararın 2025 yılı başlarında açıklanması bekleniyor.

Le Pen, kendisinin bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden men edilmesini isteyen Fransız savcıları “demokratik sürece müdahale etmekle” suçladı.

RN lideri çarşamba günü gazetecilere verdiği demeçte, “Savcılık Fransız halkını istedikleri kişilere oy vermekten mahrum bırakmaya çalışıyor,” dedi.

Macron’un eski sağcı içişleri bakanı Gerald Darmanin X’te yaptığı açıklamada, “Marine Le Pen’in seçilme yeterliliğine sahip olmadığına karar verilmesi ve dolayısıyla Fransız halkının önüne çıkamaması son derece şok edici olur,” dedi.

“Madam Le Pen ile mücadele başka bir yerde değil, seçim sandığında yapılmalıdır,“ diyen Darmanin, Le Pen’in adaylığının engellenmesinin “elitler ile yurttaşların büyük çoğunluğu arasındaki uçurumu daha da derinleştireceğini” ileri sürdü.

Savcı Nicolas Barret, Le Pen sanık sıralarının ön sırasında otururken mahkemeye, “Kanun herkes için geçerlidir,” dedi ve yasağın “sanıkların gelecekteki yerel veya ulusal seçimlerde aday olmalarını yasaklayacağını” ekledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

ABD, Polonya’da yeni “hava savunma üssü” kurdu

Yayınlanma

ABD çarşamba günü Polonya’nın kuzeyinde yeni bir hava savunma üssü açtı. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda bunun, Ukrayna savaşı sürerken bile ülkesinin NATO üyesi olarak güvende olduğunu gösterdiğini savundu.

Baltık kıyısı yakınlarındaki Redzikowo kasabasında yer alan üs, 2000’li yıllardan beri üzerinde çalışılan bir projeydi.

Donald Trump’ın seçim zaferinin bazı NATO üyeleri arasında tedirginliğe yol açtığı bir dönemde Varşova, üs üzerinde birbirini izleyen ABD başkanları tarafından sürdürülen çalışmaların, Beyaz Saray’da kim olursa olsun Polonya’nın Washington ile askeri ittifakının sağlam kaldığını gösterdiğini söylüyor.

Duda, “ABD… Polonya’nın güvenliğinin garantörüdür,” derken, ABD askerlerinin üsteki daimi varlığının, 1989’a kadar sosyalist bir devlet olan Polonya’nın “Rusya’nın etki alanında olmadığını” gösterdiğini savundu.

Kremlin ise çarşamba günü yaptığı açıklamada üssü, Amerikan askeri altyapısını sınırlarına yaklaştırarak Rusya’yı çevreleme girişimi olarak nitelendirdi.

Redzikowo’daki ABD üssü, ittifakın kısa ve orta menzilli balistik füzeleri önleyebileceğini söylediği “Aegis Ashore” olarak adlandırılan daha geniş bir NATO füze kalkanının parçası.

Kalkanın diğer önemli unsurları arasında Romanya’daki bir üs, İspanya’nın Rota limanında konuşlu ABD donanmasına ait destroyerler ve Kürecik’te bulunan bir erken uyarı radarı yer alıyor.

Moskova üssü daha 2007 yılında, henüz planlanırken tehdit olarak nitelendirmişti. NATO kalkanın “tamamen savunma amaçlı” olduğunu söylüyor.

Reuters’a konuşan askeri kaynaklar Polonya’daki sistemin artık sadece Orta Doğu’dan ateşlenen füzelere karşı kullanılabileceğini ve Rusya’dan gelen mermileri engellemek için radarın yön değiştirmesi gerektiğini, bunun da politika değişikliğini gerektiren karmaşık bir prosedür olduğunu ileri sürdüler.

Polonya Savunma Bakanı Wladyslaw Kosiniak-Kamysz pazartesi günü yaptığı açıklamada kalkanın kapsamının genişletilmesi gerektiğini ve Varşova’nın bu konuyu NATO ve ABD ile görüşeceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English