Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Putin’i ağırlayan Vietnam, ‘bambu diplomasisi’ni sürdürmeye çalışıyor

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir devlet ziyareti için Vietnam’a geldi.

Putin’in perşembe günü Hanoi’de, kökleri Soğuk Savaş’a dayanan askeri, enerji ve ticari ilişkileri ele alması bekleniyor. Nikkei Asia’ya konuşan bazı analistlere göre Rusya ve Vietnam, Çin ve ABD’ye karşı güvenlik alternatifleri olduğunu göstermeye hevesli.

Öte yandan analistlere göre bu toplantılar, hem diğer Asyalı devletlerle hem de Batılı rakipleriyle ilişkilerini dengelemeye çalışan Hanoi’nin “benzersiz” konumunun altını çiziyor.

Gerçekten de Vietnam, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Putin hakkında tutuklama emri çıkarmasının ardından ve ABD liderliğindeki müttefikler lideri izole etmeye çalışırken, Putin’in nadir bir dış gezisine ev sahipliği yapacak kadar Rusya’ya yakın olan birkaç ülkeden biri. Ancak Güneydoğu Asya ülkesi aynı zamanda bu müttefiklere Ukrayna’ya yardım sağlayacak ve Pekin’in yaptığı gibi yaptırımlarını kınamayacak kadar da yakın.

ABD ile ilişkiler, Vietnam’ın en büyük ihracat noktası olduğu için özellikle önemli. Hanoi geçtiğimiz eylül ayında ABD’nin diplomatik statüsünü iki kademe artırarak en üst seviyeye yükseltmişti.

Gelişmekte Olan Ekonomiler Enstitüsü’nde araştırmacı olan Futaba Ishizuka, “Batılı ülkelerin Vietnam’ın dış duruşuyla ilgili endişelerinin artma riski var” dedi.

Vietnam, Moskova’yla ilişkisi sebebiyle Ukrayna’dan bahsederken “savaş” kelimesini kullanmayı tercih etmiyor ve aynı zamanda kendi savunma ihtiyaçları için Rus silahlarına büyük ölçüde güveniyor.

ISEAS-Yusof Ishak Enstitüsü kıdemli araştırmacılarından Ian Storey, “Vietnam’ın Rus silahlarının bedelini ödemek için Batı’nın Rusya’ya yönelik mali yaptırımlarını nasıl aşabileceği ana tartışma konusu olacak” dedi.

Putin’i ağırlayan Asya’nın üçüncü komünist ülkesi

Kuzey Kore ve Çin, Rusya ile ticaret yapmak için yaptırımları çiğnemekle suçlanıyor. Bu iki ülkeden sonra Vietnam, savaşın ardından Putin’i ağırlayan Asya’nın üçüncü komünist ülkesi olurken, ziyaret G7’nin daha fazla yaptırımı değerlendirdiği ve Çin’e baskı uyguladığı bir döneme denk geliyor.

Dış İlişkiler Konseyi’nde kıdemli araştırmacı olan Josh Kurlantzick, Vietnam’ın Rusya ve Batı destekli Ukrayna ile Sovyetler Birliği dönemine dayanan derin bağları nedeniyle “ikilemde” olduğunu söyledi.

Notre Dame Uluslararası Güvenlik Merkezi’nden Khang Vu ise, “Rusya ne Çin gibi Vietnam’ın dış güvenliğini ne de ABD gibi iç güvenliğini tehdit ediyor,” diyerek Moskova’nın süper güçlere bir alternatif olduğu yorumunu yaptı.

Rusya, Vietnam’ın Pekin ve Washington ile diplomatik ilişkilerini dengelemesinde yardımcı olarak görülüyor.

Ziyaret ekonomik ağırlıklı

Ziyarette Putin’in devrimci kurucu Ho Chi Minh’e saygılarını sunması, Hanoi’de çeşitli ikili anlaşmalar imzalaması ve Vietnam’ı yöneten dört “sütun” ile (parlamento başkanı, cumhurbaşkanı, başbakan ve Komünist Parti başkanı) bir araya gelmesi planlanıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nikkei’ye yaptığı açıklamada “Rusya’nın Ukrayna’da işlediği açık uluslararası hukuk ihlallerini görmezden gelemeyiz” dedi ve “hiçbir ülke Bay Putin’e saldırganlık savaşını desteklemesi için bir platform vermemelidir” uyarsında bulundu.

Rus dış politika analisti Nikola Mikovic, Moskova’nın Ukrayna nedeniyle Hanoi’ye “büyük silahlar sağlayabilecek durumda olmadığını” söyledi.

Mikovic, “Putin’in ziyareti askeri değil, daha ziyade ekonomik işbirliği amaçlı gibi görünüyor” dedi ve ekledi: “Ayrıca son iki yılda Rusya’nın dış politika vektörü doğuya doğru döndü ve Batılı olmayan tüm büyük aktörlere yöneldi.”

Kurlantzick, ise Rusya’nın bu ziyaretle yalnız olmadığını göstermek istediğini söyledi ve;

“Vietnam, o zamanlar Sovyetler Birliği’nin uzun Çinhindi savaşlarında Vietnam güçlerine verdiği büyük destek için hala olağanüstü minnettar. Vietnam’ın Ukrayna’daki savaşı nasıl ele alacağı konusunda kararsız kalmasının başlıca nedeni bu ama aynı zamanda zor durumdaki bir Putin’e ev sahipliği yapmaktan da rahatsız” yorumunu yaptı.

Öte yandan uzmanlara göre, “iki toplumun iç içe geçmiş durumda”: “Vietnam ve Rusya sosyalizm sonrası dönemin karmaşıklıklarını aşarken, bu uzun vadeli ve sürekli insanlar arası etkileşimler, dostluklarının dayanıklılığının ve derinliğinin bir kanıtı olarak duruyor.”

DİPLOMASİ

Trump’ın özel temsilcisi savaşın 180 günde biteceğini öne sürdü

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, Ukrayna’daki savaşın 180 gün içinde sona erebileceğini belirtti. Kellogg, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, ABD’nin arabulucu rolü üstleneceğini ve müzakerelere Avrupa’nın katılmayacağını ifade etti.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Ukrayna’daki savaşın sona ermesi için yeni bir zaman çizelgesi belirledi.

Daha önce Beyaz Saray’ın 2024 sonuna kadar savaşı durdurabileceğini ve göreve başladıktan sonra yüz gün içinde barışı sağlayabileceğini iddia eden Başkan Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, şimdi ise bir barış anlaşması sağlamak için altı aya ihtiyacı olduğunu söyledi.

Kellogg, cumartesi günü Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, “Tüm taraflarla görüşmek için kamuoyu önünde 180 gün süre istiyorum,” dedi.

Ukrayna’daki savaşın bu yıl içinde sona erebileceğini belirten Kellogg, ABD’nin savaşan taraflar arasında arabulucu olarak hareket edeceğini, Avrupa’nın ise müzakerelere katılmayacağını vurguladı.

Kellogg, “Önemli bilgiler toplamak için buradayım. Ben bir diplomatım. Masada Ukraynalılar ve Ruslar olacak ve Amerikalılar da arabulucu olarak yer alacak,” diye konuştu.

Washington’ın Kiev’e mali desteği sürdüreceğini ancak artık çatışmaları derhal durdurmanın gerekli olduğunu ekleyen Kellogg, verilerine göre Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savaşta verdiği kayıpların, ABD’nin Vietnam ve Kore savaşlarında toplam kayıplarından üç kat daha fazla olduğunu (yaklaşık 94 bin ölü) belirtti.

Özel temsilci, “Trump buna bir son vermek istiyor,” dedi ve Trump’ın Ukrayna’nın çıkarlarını göz ardı etmeyeceğini, bu nedenle “zayıf bir anlaşma” olmayacağını da sözlerine ekledi.

RBK-Ukrayna gazetesinin aktardığına göre, Trump’ın özel temsilcisi, Rus saldırganlığının sona ermesine yönelik müzakerelerin süreci hızlandırmak için iki ayrı hatta —Rusya hattı ve Ukrayna-müttefikler hattı— yürütüldüğünü açıkladı.

Kellogg, ABD-Ukrayna-müttefikler hattı üzerinde çalıştığını belirtirken, Rusya hattının ise ABD Başkanı’nın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff tarafından yönetildiğini ifade etti.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile “ancak Trump ve Avrupa ile ortak bir planımız olduktan sonra” görüşeceğini söyledi.

Zelenskiy bir gün önce yaptığı açıklamada, “Putin ile oturup savaşı durduracağız. Sadece bu durumda görüşmeye hazırım,” ifadelerini kullandı.

Aralık ayında Kellogg, Trump’ın 2024 sonuna kadar savaşı durdurmaya çalışabileceğini söylemişti. Fox Business kanalına konuşan diplomat, “Şimdi bunu yapmak için mükemmel zaman. Kampanyası sırasında bu sözü (savaşı sona erdirme) veren Başkan Trump’ın bunu yerine getireceğine ve bunun gerçekleşeceğine inanıyorum. Bence bu yıl olacak. Bunun için gerekli yeteneklere ve fırsatlara sahip,” demişti.

Şubat ayı başlarında Kellogg, Ukrayna’daki savaşı sona erdirmenin ABD’nin ve dünyanın çıkarına olduğunu belirterek, önümüzdeki 100 gün içinde barışçıl bir çözüme ulaşılabileceğine olan güvenini dile getirmişti.

Kellogg, “Müzakereleri başlatmak ve bu yönde çalışmak için güvenilir bir planımız olduğunu düşünüyorum,” demiş ve Trump’ın “hem Ukraynalılar hem de Ruslar üzerinde etkili bir baskı oluşturacağını” kaydetmişti.

Trump’ın Ukrayna’da maden hamlesindeki gizli özne: Çin

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna, ABD’nin nadir toprak minerallerinin yüzde 50’si teklifini reddetti

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD’nin ülkenin nadir toprak minerallerinin yüzde 50’sini alma teklifini daha iyi bir anlaşma müzakere etmek amacıyla reddetti. Zelenskiy, ABD ve Avrupa’nın sunacağı güvenlik garantilerinin mineral rezervleriyle ilgili olası bir anlaşmaya doğrudan bağlanmasını istiyor.

Financial Times gazetesinin haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD’nin ülkenin nadir toprak minerallerinin yüzde 50’sine sahip olma teklifini reddetti. Zelenskiy’nin daha iyi bir anlaşma müzakere etmeye çalıştığı belirtildi.

NBC kanalının kimliğini açıklamadığı sekiz ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberine göre de ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, çarşamba günkü toplantılarında Zelenskiy’e taslak bir sözleşme sunarak bu teklifi iletti.

ABD’li yetkililer, Zelenskiy’nin belgeyi imzalamadığını ve üzerinde çalışması ve başkalarına danışması gerektiğini söylediğini aktardı.

Financial Times‘a konuşan ve kimliği belirtilmeyen üç kaynağa göre, Zelenskiy, ABD ve Avrupa güvenlik garantilerinin mineral rezervleriyle ilgili herhangi bir anlaşmaya doğrudan bağlanmasını istiyor.

Gazeteye konuşan üst düzey bir Ukraynalı yetkili, Kiev’in “daha iyi bir anlaşma” arayışında olduğunu ifade etti.

Trump yönetimi, 2022’de başlayan Rusya’nın askeri müdahalesine karşı askeri ve iktisadi desteğinin karşılığında Kiev’in kritik mineraller de dâhil olmak üzere doğal kaynaklarına erişim izni vermesini ve ABD enerji ihracatını satın alma taahhüdünde bulunmasını beklediğini belirtmişti.

Pek çok kritik mineral gibi, nadir toprak elementleri de küresel olarak nispeten bol miktarda bulunuyor.

Fakat, ekonomik olarak çıkarılıp rafine edilmelerini sağlayacak konsantrasyonlarda bulunmuyorlar. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nun (USGS) verilerine göre, Çin dışında en büyük rezervler Brezilya, Hindistan, Avustralya, Rusya, Vietnam ve ABD’de bulunuyor.

USGS verileri, Ukrayna’nın büyük bir nadir toprak rezervine sahip olmadığını gösteriyor.

Ancak ülkenin kendi jeoloji kurumu, bu elementlerin öncelikle ülkenin doğusunda, kısmen Rus kontrolü altında olan bölgelerdeki birkaç mineral yatağında bulunduğunu belirtiyor.

Ayrıca titanyum, lityum ve grafit de dâhil olmak üzere diğer bazı kritik minerallerin rezervlerini de tespit etti.

‘Nadir toprak elementleri karşılığı Ukrayna’ya askeri yardım’ ne kadar mümkün?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

JD Vance AfD liderleri ile görüştü

Yayınlanma

ABD Başkan Yardımcısı JD Vance cuma günü Münih’te Almanya’nın sağcı partisi Almanya için Alternatif’in (AfD) lideriyle bir araya geldi ve Berlin’in “istenmeyen seçim müdahalesi” olarak nitelendirdiği görüşmede bu partiyi siyasi ortak olarak desteklediğini açıkladı.

Reuters’ta yer alan habere göre Vance’in ofisinden bir yetkili görüşmeyle ilgili daha fazla ayrıntı vermedi fakat başkan yardımcısının Almanya’daki tüm büyük siyasi partilerin liderleri ile görüştüğünü söyledi.

AfD Eş Başkanı Alice Weidel’in sözcüsü görüşmeyi doğrulayarak ikilinin Vance’in otelinde yaklaşık 30 dakika görüştüklerini ve Ukrayna savaşı, Alman iç politikası ve ifade özgürlüğü konularını ele aldıklarını söyledi.

AfD, 23 Şubat’ta yapılacak genel seçimler öncesinde %20 civarında bir oy oranına sahip.

“Güvenlik duvarı” olarak adlandırılan bir politika çerçevesinde partiler, Alman iç istihbarat servisi tarafından izlenen AfD ile çalışmama konusunda hemfikir görünüyor.

Vance ise bu politikaya açık bir gönderme yaparak, “Demokrasi, halkın sesinin önemli olduğu kutsal ilkesine dayanır. Güvenlik duvarlarına yer yoktur,” dedi.

Vance, Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupalıları ‘göç’ ve ‘savunma harcamaları’ konusunda uyardı

Cuma günü Münih Güvenlik Konferansında konuşan Vance ayrıca, “Bu kıtadaki hiçbir seçmen, milyonlarca incelenmemiş göçmene kapıları açmak için sandığa gitmedi,” dedi.

Şansölye Olaf Scholz, Deutschlandfunk radyosuna verdiği ve pazar günü yayınlanacak olan mülakatta, Vance’in sözlerini “son derece olağandışı” olarak değerlendirdi ve Almanya’nın Nasyonal Sosyalizm geçmişine atıfta bulunarak, aşırı sağcı partilere karşı “iyi bir nedenden ötürü” güvenlik duvarı olduğunu sözlerine ekledi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius ise cuma günü yaptığı açıklamada Vance’in Alman ve Avrupalı siyasi güçlere yönelik eleştirilerini kabul edilemez olarak niteledi.

Pistorius cuma günü Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, “ABD Başkan Yardımcısı sadece Alman demokrasisini değil, tüm Avrupa’nın demokrasisini sorguladı,” dedi.

Vance’in, Avrupa’nın durumunu “bazı otoriter rejimlerdeki durumla” karşılaştırdığını savunan Pistorius, bunu “kabul edilemez” bulduğunu söyledi.

Cuma günü erken saatlerde bir Alman hükümet sözcüsü, Wall Street Journal’da yayınlanan ve Vance’in Alman siyasetçileri AfD dahil tüm partilerle çalışmaya teşvik edeceğini söylediği haberle ilgili bir soru üzerine Vance’in Almanya’daki seçimlere müdahale etmemesi gerektiğini söyledi.

Alman hükümet sözcüsü düzenlediği basın toplantısında, “Dost yabancı ülkelerden gelenler de dahil olmak üzere yabancıların seçim döneminin ortasında bir seçim kampanyasına bu kadar yoğun bir şekilde müdahale etmelerinin doğru olduğunu düşünmüyorum,” dedi.

Hıristiyan Demokrat (CDU) lider ve bir sonraki Alman şansölyesi olmak için favori olan Friedrich Merz, Trump yönetimini “seçime açıkça müdahale etmekle” suçladı.

Merz, Deutsche Welle‘ye yaptığı açıklamada Vance’in sözlerinden rahatsız olduğunu söyledi ve “Demokratik kurumlarımızı nasıl koruyacağımızı Almanya’da bize açıklamak Amerikan hükümetinin görevi değildir,” diye ekledi.

Başkan Donald Trump’ın seçim çalışmalarında en büyük bağışçı olan ve şu anda Trump’ın ABD hükümet harcamalarını kısma görev gücünün başında bulunan milyarder ABD’li işadamı Elon Musk da AfD’yi açıkça destekliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English