Diplomasi
Putin’in çağrısıyla başlayan İstanbul süreci sarpa sardı: Taraflar ne diyor?

Rusya ve Ukrayna heyetleri, 2022’den bu yana ilk doğrudan görüşmeler için İstanbul’da bir araya gelmeye hazırlanıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 11 Mayıs’taki önerisiyle başlayan süreçte, taraflar müzakereler öncesinde beklenti ve pozisyonlarını açıkladı.
Rusya ve Ukrayna arasında 2022 yılından bu yana ilk doğrudan müzakerelerin İstanbul’da yapılması planlanıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 11 Mayıs’ta yaptığı öneri üzerine Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de Türkiye’ye gelerek Putin ile görüşmeyi kabul etmişti.
Türkiye’nin girişimiyle öğleden sonraya ertelenen görüşmeler için Rus heyeti, Ukrayna tarafının gelmesini bekliyor.
TASS haber ajansı, görüşmenin 16 Mayıs’a ertelenebileceğini aktardı.
Rus heyetinde Devlet Başkan Yardımcısı Vladimir Medinskiy, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin, Genelkurmay Başkanlığı Ana Yönetim Dairesi Başkanı İgor Kostyukov ve Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin yer alıyor.
Ukrayna heyetine ise Savunma Bakanı Rüstem Umerov başkanlık edecek. Heyetteki diğer isimler açıklanmadı.
Medinskiy: Müzakerelerin amacı uzun vadeli barışın tesisi
Devlet Başkan Yardımcısı Vladimir Medinskiy, Rus heyetinin ciddi ve profesyonel bir çalışma yapmaya kararlı olduğunu belirtti.
Medinskiy, Rus tarafının olası uzlaşmaları görüşmeye hazır olduğunu ve doğrudan müzakerelerin amacının uzun vadeli barışın tesisi ile krizin temel nedenlerinin çözülmesi olduğunu vurguladı.
Ayrıca, İstanbul’daki Rus heyetinin tüm yetki ve yeterliliklere sahip olduğunu ve Moskova’nın bu görüşmeleri 2022’de kesintiye uğrayan sürecin devamı olarak gördüğünü ifade etti. Medinskiy, Putin’in İstanbul’daki müzakere pozisyonunu ve görevlerini belirlediğini de sözlerine ekledi.
Zelenskiy: Trump, Ukrayna tarafına Rusya’dan daha fazla baskı yapıyor
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, İstanbul’daki müzakerelerde Rus tarafıyla ateşkes konusunu görüşmeyi planladıklarını söyledi. Zelenskiy, Kiev müzakere heyetinin 16 Mayıs Cuma günü de İstanbul’da kalacağını belirtti.
Ukrayna Genelkurmay Başkanı Andrey Gnatov ve Ukrayna Güvenlik Teşkilatı (SBU) Başkanı Vasiliy Malyuk’un İstanbul’da olmayacağını kaydeden Zelenskiy, gerilimi azaltmaya yönelik ilk adımların atılması, özellikle ateşkes anlaşmalarının sağlanması için bir heyet gönderme kararı aldığını ifade etti.
Zelenskiy, Rus heyetiyle yapılacak görüşmelerin kesin zamanını veremeyeceklerini, görüşmelerin ya akşam saatlerinde ya da 16 Mayıs’ta yapılabileceğini dile getirdi. Zelenskiy ayrıca, Rusya’nın önerdiği doğrudan müzakere yolunun yanlış olduğunu ve Ukrayna’nın İstanbul’daki müzakereler konusunda ABD ile temas hâlinde olduğunu ve temsilcilerinin Türkiye’ye gelmesini beklediğini söyledi. Zelenskiy, Trump’ın Ukrayna tarafına Rusya’dan daha fazla baskı yaptığını da iddia etti.
ABD Başkanı Donald Trump, “Rusya ve Ukrayna’nın bir şeyler yapabileceğini umduğunu, çünkü bunun sona ermesi gerektiğini” ifade etti.
Trump: Gerekirse 16 Mayıs’ta İstanbul’a gitmeye hazırım
Trump, “Zelenskiy ABD’ye her geldiğinde yüz milyarlarca dolarla ayrılıyordu. Ancak bu önceki yönetimdi, şimdiki yönetim biraz daha sert bir yaklaşım sergiliyor,” dedi.
Gerekirse 16 Mayıs’ta İstanbul’a gelmeye hazır olduğunu belirten Trump, Ukrayna’daki çatışmanın çözümünde ilerleme kaydedilmesinin Putin ile görüşüp görüşemeyeceğine bağlı olduğunu söyledi. Trump, Rus heyetinin yapısından hayal kırıklığına uğramadığını da ekledi.
Zaharova: Avrupa ülkeleri son Ukraynalıya kadar kan dökülmesini istiyor
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, İstanbul’daki Ukrayna çözümüne ilişkin doğrudan müzakerelerin anlamının, çatışmanın temel nedenlerini ortadan kaldırmak ve uzun vadeli, kalıcı bir barış tesis etmek olduğunu belirtti.
Zaharova, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’daki çatışmanın tırmanmasını destekleme niyetinde olduğunu ve Kiev’in “son Ukraynalıya kadar” kan dökülmesinin devamını hedeflediğini söyledi.
Zaharova ayrıca, Kiev’in müzakere sürecini her sekteye uğrattığında Ukrayna topraklarının küçüldüğünü ve Avrupa ülkelerinin Kiev’i bütünüyle destekledikleri sürece Ukrayna konulu müzakerelerde yer alma iddiasında bulunamayacaklarını vurguladı.
Lavrov: İngilizler Zelenskiy’i rehber gibi yönlendiriyor
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batılı ülkelerin son birkaç gündür “ateşkes” kelimesini geri plana ittiğini söyledi. Lavrov, İstanbul’daki müzakereler zemininde İngilizlerin “Zelenskiy’i bir rehber gibi yönlendirdiğini” belirtti.
Ukrayna’da yabancı devletlerin askeri birliklerinin varlığının söz konusu olamayacağını ifade eden Lavrov, Ukrayna müzakerelerinin sorunsuz ve pürüzsüz geçeceğine dair bir güvence olmadığını kaydetti.
Lavrov, Ukrayna konulu özel bir toplantıya gelmeyi reddeden ve orada her türlü soruyu sorma fırsatları olan Avrupalı diplomatların davranışını “rezalet” olarak nitelendirdi.
Kremlin: Putin, İstanbul’a gitmeyi planlamıyor
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İstanbul’da yeniden başlayacak Rusya-Ukrayna müzakerelerinin süresinin gidişatına bağlı olacağını söyledi.
Peskov, Putin’in Ukrayna’daki çözüm için İstanbul’daki müzakere sürecine katılmayacağını ve önümüzdeki günlerde İstanbul’a gitmeyi planlamadığını belirtti.
Kremlin’in, Ukrayna ile yapılacak bir sonraki müzakere turlarının hangi düzeyde olabileceği ve bizzat Putin’in bir toplantıya gidip gidemeyeceği konusunda konuşmak için henüz erken olduğunu düşündüğünü de ekledi.
Diplomasi
NATO zirvesinde Erdoğan-Trump toplantısı olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla NATO zirvesi sırasında ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmeye hazırlanıyor.
Bloomberg’e göre görüşmenin salı günü (24 Haziran) geç saatlerde Lahey’de gerçekleşmesi bekleniyor.
Türkiye’nin Rus yapımı S-400 füze savunma sistemini satın alma kararı, ABD’nin Ankara’yı F-35 programından çıkarmasına yol açarak iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştirmişti.
İlişkiler ayrıca Türkiye’nin tehdit olarak gördüğü Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) ABD’nin verdiği destek nedeniyle de bozulmuştu
Bloomberg haberine göre Erdoğan, ülkesinin Rus füze savunma sistemini “kontrollü bir şekilde kullanacağına” dair güvence vererek Trump’ı yasağı kaldırmaya ikna etmeye çalışacak.
Türkiye, F-35 jetlerinin satın alınmasının ordusunun diğer NATO üyeleriyle uyumlu bir şekilde hareket etmesini ve ittifakın güneydoğu kanadındaki caydırıcılığını güçlendireceğini savunuyor. Kaynaklara göre Türkiye, toplam 40 adet F-35 ve 40 adet F-16 satın almak istiyor.
Ayrıca Ankara, ABD yapımı savaş uçaklarında ve Türkiye’nin çift motorlu Kaan savaş uçakları ile Hürjet eğitim uçaklarında kullanılan GE Aerospace F110 ve F404 motorlarını satın almak ve monte etmek için de izin isteyecek.
Kaynaklar, Erdoğan’ın Trump ile görüşmesinde, SDG’nin yeni Suriye ordusu içine entegrasyonu konusunu da gündeme getirebileceğini belirtti.
Kaynaklar, Erdoğan’ın ayrıca ABD başkanından İsrail’i dizginlemesini ve bu ülkenin Suriye’de kalıcı bir askeri varlık tesis etme girişimine karşı olduğunu ifade edebileceğini de söyledi.
Diplomasi
NATO zirvesi: Silahlanma çılgınlığı ve Silikon Vadisi çağı

Lahey’deki NATO zirvesi, çok sayıda savunma bakanı, savunma uzmanı ve silah endüstrisi temsilcisinin katıldığı geniş çaplı bir toplantıyla bugün (24 Haziran) başlıyor.
NATO Savunma Sanayii Forumu, ittifakın açıklamasına göre, NATO ülkelerinin “benzeri görülmemiş bir hızla” nicel olarak yeniden silahlanmasına yardımcı olmayı ve en son teknolojilerin gelecekteki savaşlarda daha kullanışlı hale getirilmesini amaçlıyor.
Yapay zeka (AI) teknolojisinin hiç olmadığı kadar yaygın olarak kullanıldığı İsrail’in İran’a yönelik saldırıları, şu anda askeri teknoloji standartlarını belirliyor.
Raporlara göre, İsrail silahlı kuvvetleri, özellikle AI’ın yardımıyla “hava, siber ve kara operasyonlarını” entegre ederek “drone sürülerini, gizli ağları ve sabotaj görevlerini gerçek zamanlı olarak koordine ediyor.”
ABD de AI’ın savunmaya entegrasyonunu hızla ilerletirken, Alman girişimler de AI kontrollü insansız hava araçlarının (İHA) üretiminde başarılar elde ediyor.
Bunlar arasında, sivil şirketleri geride bırakarak Almanya’nın en pahalı girişimi olarak kabul edilen savunma startup’ı Helsing de bulunuyor.
Test sahası olarak Ukrayna
Bu yılki Savunma Sanayii Forumunda NATO, savaşların büyük ölçüde savaşan tarafların sahip olduğu savunma sanayii kapasitelerine göre sonuçlandığını gösteren deneyimlerden sonuçlar çıkarıyor.
Örneğin, Hollanda Savunma Bakanı Ruben Brekelmans’a göre, Ukrayna’daki savaş “endüstriler arası bir savaş” haline geldi. Brekelmans’ın bakanlığı, NATO ile birlikte ve sanayi birliği VNO-NCW ve Hollanda Dışişleri Bakanlığı ile işbirliği içinde forumu düzenliyor.
Büyük miktarlarda askeri teçhizat üretebilen ve özellikle bunu hızlı bir şekilde yapabilenlerin belirleyici bir avantaja sahip olduğunun altı çiziliyor.
Foruma savunma bakanları, savunma uzmanları ve özellikle savunma sanayii temsilcileri dahil olmak üzere 400’den fazla katılımcı davet edildi.
Toplantı öncesinde yapılan açıklamalara göre, tartışmalar “silah üretimini benzeri görülmemiş bir hızla genişletme ve yoğunlaştırma” üzerine odaklanacak.
Toplantıda, niceliksel artışların yanı sıra, finansman seçenekleri ve “otonom sistemler dahil” savaşta en son teknolojilerin nasıl kullanılabileceği ele alınacak.
AI savaşı: Azerbaycan ve Ukrayna örneği
İsrail silahlı kuvvetlerinin İran savaşındaki operasyonlarına ilişkin raporlara bakıldığında, en son teknolojilerin nasıl kullanıldığına dair bir fikir edinilebilir.
İHA’ların kullanımı yeni bir şey değil ama İHA savaşının dönüm noktası 2020’de Azerbaycan-Ermenistan savaşında yaşandı. İHA’lar şu anda Ukrayna savaşında önemli bir rol oynuyor.
İran savaşında da yapay zekanın yaygın kullanımı devreye girmiş durumda: Al Monitor’un analizine göre, AI tabanlı savaş ilk kez merkezi sahneye çıktı. Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü’nden (MEI) bir uzmana göre, İsrail AI’ın yardımıyla “hava, siber ve kara operasyonlarını entegre ederek drone sürülerini, gizli jetleri ve sabotaj görevlerini gerçek zamanlı olarak koordine ediyor.”
AI tabanlı siber saldırılar ve AI tabanlı elektronik savaş da İran’ın hava savunmasını etkisiz hale getirmeyi mümkün kıldı. MEI uzmanı, bunun en önemli örneği olarak Mossad’ın Tahran’a yakın bir yerde gizli bir drone üssü kurmasını ve Tel Aviv’in buradan AI kontrollü saldırılar düzenlemesini gösteriyor.
İsrail ayrıca İran şehirlerinde AI yardımıyla saldırı silahı olarak kullanılan patlayıcılarla donatılmış sivil araçlar kullanıyor.
NATO’da Silikon Vadisinin ağırlığı artıyor
ABD’de Trump yönetimi, yapay zeka da dahil olmak üzere çeşitli araçlarla yüksek teknolojili savaşa yönelme politikasını sürdürüyor.
Halihazırda küresel askeri harcamaların üçte birinden fazlasını oluşturan askeri bütçe, yüzde 13,4 oranında artırılarak 1,01 trilyon dolara çıkarıldı.
Aynı zamanda, kaynaklar ve kapasiteler geleneksel ABD savunma şirketleri olarak bilinen 5 şirketten (General Dynamics, Lockheed Martin, RTX, Northrop Grumman, Boeing) yapay zeka ve havacılık endüstrilerindeki startup’lara kaydırılıyor.
Bunun bir örneği, İsrail’in Demir Kubbe sistemini örnek alan kıtasal füze savunma sistemi “Altın Kubbe” projesi. Elon Musk’ın SpaceX ve Starlink şirketleri ile Palantir ve Anduril gibi genç teknoloji şirketleri bu projeden büyük ihaleler almayı umuyor.
Elon Musk’ın hükümetten çekilmesine rağmen, Silikon Vadisinden teknoloji şirketleri, personel açısından Trump yönetiminde güçlü bir şekilde temsil edilmeye devam ediyor.
Örneğin, Palantir CEO’su Alex Karp’ın çalışanları, Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon’da etkili pozisyonlarda bulunuyor. Haberlere göre, ABD Savunma Bakanlığında şu anda “yeni bir ton” var ve bu, ABD’nin Batı Kıyısındaki startup’lar ve teknoloji şirketleri” arasında “adeta coşku”ya neden oluyor.
Almanya’nın en pahalı startup’ı
Alman Silahlı Kuvvetleri henüz benzer bir başarıya ulaşmaktan çok uzak olsa da, Alman savunma sanayisinde ABD’dekine benzer yüksek teknoloji startup’ları kurma çabalarında ilk başarı işaretleri görülmeye başladı.
Şu anda Almanya’nın en değerli startup’ı, Münih merkezli Helsing. Şirketin kurucu ortağı Gundbert Scherf, bir zamanlar McKinsey tarafından Federal Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’in “Stratejik Silah Kontrol Komiseri” olarak görev yapmak üzere gönderilmişti.
Helsing, yapay zeka yardımıyla kontrol edilen ve sinyal bozucularla durdurulamayan Ukrayna için kamikaze insansız hava araçları üretmesiyle adını duyurdu.
Son zamanlarda, Ukraynalı askerlerin Helsing insansız hava araçlarının bazı rakip modellere göre çok pahalı ve kalitesinin düşük olduğunu düşündükleri bildiriliyor.
Bununla birlikte, Helsing, NATO’nun doğu kanadında kurulması planlanan bir “insansız hava aracı duvarı” için ekipman tedarik etmek üzere görüşmelerini sürdürüyor.
İnsansız hava araçlarının yanı sıra, bu şirket öncelikle savaş uçakları, denizaltılar ve tanklar için yapay zeka geliştiriyor. Bu sayede bu araçlar gelecekte daha verimli bir şekilde kullanılabilecek.
Şu anda 12 milyar avro değerinde ve Almanya’nın en pahalı startup’ı olan Helsing, İsveçli Saab ile işbirliği içinde Eurofighter uçaklarını elektronik savaş için donatmaya hazırlanıyor.
Alman AI çalışmaları Ukrayna’ya odaklanıyor
AI ve drone şirketi Helsing’in yanı sıra, Münih yakınlarındaki Gilching’de bulunan drone üreticisi Quantum Systems de yükselişte.
Quantum Systems, 2015 yılında eski Alman Silahlı Kuvvetleri subayı Florian Seibel tarafından kuruldu. Şirket, sadece Alman Silahlı Kuvvetleri için değil, Ukrayna için de üretim yapıyor.
Ayrıca gelecekte Airbus Defence ile de yakın işbirliği içinde olacak. Bu konuyla ilgili bir niyet mektubu, geçtiğimiz günlerde Le Bourget Havalimanında düzenlenen Paris Havacılık Fuarında imzalandı.
Mektuba göre, Quantum Systems, insansız hava araçları ve insansız hava araç sürüleriyle birlikte çalışacak altıncı nesil savaş uçağı Future Combat Air System (FCAS) projesinde yer alacak.
Quantum Systems, bugüne kadar Airbus Defence tarafından 40 milyon avro ile finanse edildi.
Pentagon bağlantılı sermaye Avrupa’ya akıyor
Helsing ve Quantum Systems Alman şirketleri olsa da, Rheinmetall drone ve yapay zeka alanında kısmen ABD’li ünlü teknoloji milyarderi Peter Thiel tarafından finanse edilen Anduril adlı ABD şirketiyle işbirliği yapıyor.
Rheinmetall ve Anduril, geçen hafta askeri insansız hava araçları üretmek için stratejik bir ortaklık anlaşması imzaladı.
Anduril’den yapılan açıklamaya göre ortaklık, zamanla daha fazlasını kapsamayı amaçlayan üç kanıtlanmış yeteneğin geliştirilmesine odaklanıyor: Anduril’in düşük maliyetli, seri üretilebilir otonom hava araçları ailesinin bir parçası olan Barracuda’nın Avrupa versiyonunun Rheinmetall’in dijital egemenlik çerçevesi (“Battlesuite”) içine entegrasyonu; Anduril’in yüksek performanslı, çok görevli grup 5 otonom hava aracı (AAV) Fury’nin Avrupa versiyonunun Rheinmetall’in dijital egemenlik çerçevesi (“Battlesuite”) içine dahil edilmesi; ve Anduril’in yeni üretim yaklaşımlarından yararlanarak Avrupa’da kullanılmak üzere katı roket motorları için fırsatların araştırılması.
Anduril Industries CEO’su Brian Schimpf, “Bu, ortak üretim, operasyonel uygunluk ve egemenliğe karşılıklı saygı üzerine kurulu farklı bir savunma işbirliği modeli. Rheinmetall ile birlikte, hızlı bir şekilde üretilebilen, geniş çapta konuşlandırılabilen ve NATO misyonlarının gelişmesine göre uyarlanabilen sistemler geliştiriyoruz,” dedi.
Bu anlaşma, ABD’li bir teknoloji şirketinin, Berlin ve Brüksel’in silah üretiminde ABD’den bağımsız olarak mümkün olduğunca özerk hale gelme çabalarına ters düşen, Avrupa’da silah teknolojisinin yaygınlaşmasında önemli bir konum elde etmesini sağlıyor.
Anduril, Avrupa’yı gözüne kestirdi
Geçen mart ayında Silikon Vadisi devi Anduril’in, Avrupa kıtasının savunma harcamalarını artırmaya hazırlanırken, İngiltere’de insansız hava aracı üretimi ve Avrupalı silah üreticileriyle sözleşmeler imzalamayı düşündüğü açıklanmıştı.
Anduril’in İngiltere ve Avrupa genel müdürü Rich Drake, Bloomberg’e verdiği bir röportajda, “Yeterli sipariş alırsak, kesinlikle İngiltere’de bir tesis açmayı planlıyoruz. Müstakil bir İngiliz şirketi olmaya kararlıyız,” demişti.
Anduril ve veri analizi geliştiricisi Palantir gibi Amerikan savunma teknolojisi şirketleri, Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana Avrupa’da ilgi görmeye başladı.
Geçen şubat ayının başlarında Anduril ve İngiliz hükümeti, Ukrayna’ya saldırı amaçlı insansız hava araçları sağlamak için yaklaşık 30 milyon sterlin (38 milyon dolar) tutarında bir anlaşma yaptığını duyurmuştu.
2024 yılının haziran ayında, Anduril ve Rheinmetall, küçük insansız hava araçlarına odaklanan hava savunma sistemleri üzerinde ortak çalışma yapmak üzere bir anlaşma imzalamıştı.
Drake, şirketin Almanya dışında “birkaç başka ülke”deki savunma şirketleriyle de görüşmelere başladığını söylemişti.
Anduril, Silikon Vadisinin önde gelen risk sermayesi fonları Andreessen Horowitz ve Founders Fund dahil olmak üzere bir dizi yatırımcı tarafından destekleniyor ve son zamanlarda, Meta ile askerler için karma gerçeklik başlıkları sağlamak üzere anlaşma dahil olmak üzere bir dizi başarı elde etti.
Geleneksel Amerikan silah şirketleri için Avrupa’nın önemi
ABD’nin önde gelen savunma şirketleri, yıllık gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturan Avrupa’da uzun süredir devam eden bağlara sahipler ve daha derin ortaklıkların kıtada iş yapmaya devam etmelerini sağlayacağını umuyorlar.
Bu bölge, 2024 yılında hem Lockheed Martin’in hem de RTX’in yıllık gelirlerinin yaklaşık yüzde 11’ini oluşturuyor. Birçok Avrupa ordusu Lockheed’in F-35 savaş uçağına sahipken, RTX’in Patriot füzesi hava savunma alanında açık ara pazar lideri.
Lockheed ve RTX’in savunma iştiraki Raytheon, son iki yılda kıtada geniş kapsamlı ortak üretim ortaklıkları kurduklarını duyurdu. Lockheed, Rheinmetall ile büyük ölçekli füze üretimi kuracak, Raytheon ve Avrupalı füze üreticisi MBDA’nın ortak girişimi ise Almanya’da NATO için Patriot füzeleri üretecek.
Raytheon’un kara ve hava savunma sistemleri başkanı Thomas Laliberty, ülkelerin “egemenlik kavramına farklı yaklaşımlar” sergilediğini söyledi.
Raytheon’un “her birini anlamaya ve elimizden geldiğince bu gereksinimleri karşılamalarına yardımcı olmaya” çalıştığını da sözlerine ekledi.
Lockheed Martin’in baş işletme sorumlusu Frank St John, Paris’te Financial Times’a verdiği demeçte, şirketin sadece Avrupa’daki tedarik zincirini genişletmekle kalmayıp, aynı zamanda üretim tesisleri kurduğunu da söyledi.
Lockheed, ortaklıkların bölgenin finansmanına uygun olmasını ve Avrupa gereksinimlerini karşılayabilmesini sağladığını da ekledi.
Boeing de “hangi işbirliği fırsatlarının mevcut olduğunu incelediğini” söylüyor. Şirket, Avustralya ile insansız savaş uçağı MQ-28 Ghost Bat’ı geliştirmek için uyguladığı ortak geliştirme yaklaşımını Avrupa’da da uygulamak istediğini belirtti.
Diplomasi
AB ve Kanada savunma paktı imzaladı

Kanada Başbakanı Mark Carney, pazartesi günü (23 Haziran) Avrupa Birliği (AB)ile bir güvenlik ve savunma ortaklığı anlaşması imzaladı.
Anlaşmanın amacı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Amerika’nın kuzey komşusunu ilhak etme tehditlerinin ardından Kanada’nın savunma ve güvenlik ilişkilerini ABD’den uzaklaştırmak.
Önemli bir konu, Kanada’nın AB’nin milyarlarca avroluk ReArm Europe girişimi kapsamında yeni savunma harcamaları programlarına katılmasına izin verilmesi.
Kanada ve Avrupa’daki NATO ülkeleri de savunma harcamalarını önemli ölçüde artıracaklarını vaat ediyorlar. Bu vaat, Çarşamba günü Lahey’de başlayacak zirvede ittifak liderleri tarafından yeniden teyit edilecek.
Avrupa Konseyi Başkanı António Costa, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında, “NATO kolektif savunmamızın temel taşı olmaya devam ederken, bu ortaklık hazırlıklarımızı daha hızlı ve daha iyi bir şekilde güçlendirmemize, daha fazla ve daha akıllı yatırımlar yapmamıza olanak tanıyacak,” dedi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bu ortaklığın Kanada’nın hızla gelişen Avrupa savunma mimarisindeki rolünü güçlendireceğini savundu ve bunun sadece başlangıç olduğunu söyledi.
Leyen, “Bu, endüstrilerimiz, halkımız ve transatlantik güvenlik aracı için iyi olacak,” dedi. Leyen, Carney’in Brüksel’de “dostların arasında” olduğunu da sözlerine ekledi.
Pazartesi akşamı yayınlanan ortak açıklamaya göre, Ottawa artık Brüksel ile AB’nin 150 milyar avroluk Avrupa için Güvenlik Eylemi (SAFE) planıyla ilgili ikili bir anlaşma üzerinde çalışacak.
Program, AB ülkeleri ve yakın müttefikleriyle sınırlı olup, üyelere silah satın almaları için kredi vererek ve diğer ülkelerin ortak alımlara katılmalarına izin veriyor.
Carney basın toplantısında, SAFE’ye katılım yolunda bir adım atmaktan “çok memnun” olduğunu belirtti.
Carney, “Bu, yeni yetenek gereksinimlerimizi daha hızlı ve daha etkili bir şekilde karşılamamıza, endüstrilerimizi geliştirmeye ve yargı yetkilerimizi güvence altına almaya yardımcı olacak. Yapacağımız şey, her iki taraf için de daha verimli ve daha uygun maliyetli olmalı,” dedi.
Güvenlik ve Savunma Ortaklığına göre, AB ve Kanada, Ukrayna’ya askeri yardım konusunda işbirliği ve Kanada ve Avrupa askeri teçhizat, personel ve malzemelerinin birlikte çalışabilirliğini ve hareketliliğini iyileştirme yollarını araştıracak.
Ayrıca, Kanada’nın AB topraklarında askeri hareketliliğini artırmak için askeri hareketlilikle ilgili Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği (PESCO) projelerinde işbirliğini genişletecek ve Kanada’nın ek PESCO projelerine katılımı için yeni fırsatlar araştıracak.
Carney, havacılık ve çift kullanımlı endüstri projeleri gibi savunma işbirliği alanlarında daha fazla ilerleme çağrısında bulundu.
AB ve Kanada ayrıca yıllık güvenlik ve savunma diyaloğu düzenleyecek ve Kanada ile Avrupa Savunma Ajansı arasında bir idari düzenleme kurulmasını araştıracak.
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Asya2 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Ortadoğu6 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi1 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa6 gün önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Görüş1 hafta önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?