Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Rehine yakınları ve ABD’nin ısrarına rağmen İsrail saldırıların yoğunluğunu azaltmıyor

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 100. gününe giren çatışmanın sona erdirilmesi için artan uluslararası baskıya ve Hamas’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması için müzakerelere öncelik verilmesine yönelik ısrarlı taleplere rağmen Gazze’deki savaşı sürdürme sözü verdi.

Netanyahu, cumartesi gecesi Tel Aviv’deki İsrail askeri karargahından yaptığı açıklamada, bölgedeki İran’a yakın grupların ittifakına ve İsrail’i Filistinlilere karşı soykırım yapmakla suçlayan Güney Afrika’nın açtığı davaya atıfta bulunarak “Bizi kimse durduramaz ne Lahey ne şer ekseni ne de başkası” dedi.  Netanyahu “Zafere ulaşana kadar durmayacağız” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bu ayın başlarında bir hafta süren bir turla bölgedeki gerilimi düşürmeye çalıştı. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby de pazar günü CBS’in Face the Nation programına verdiği demeçte iki müttefik arasında Gazze konusunda yaşanan gerginlikle ilgili bir soru üzerine “Ayağınızı gazdan tamamen çekin ve Hamas’ın peşini bırakın demiyoruz” dedi. Hamas’ın “hala geçerli bir tehdit” olduğunu ve İsrail’in “bunun peşinden gitmeye her türlü hakkı ve sorumluluğu olduğunu” söyleyen Kirby, “Düşük yoğunluklu bir aşamaya geçiş için zamanın geldiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Ancak Netanyahu’nun konuşması, İsrail’in saldırılarına devam edeceği sinyalini verdi. IDF sözcüsü Daniel Hagari de ordunun Gazze’de “Han Yunus’tan ya da başka bir yerden çekilmeyeceğini” söyledi ve “Askeri harekât zaman alır” diye ekledi.

Wall Street Journal’ın haberine göre pazar günü savaş 100. gününe girerken, Gazze Şeridi’nde yoğun çatışmalar yaşandı ve İsrail ordusu orta kesimdeki Maghazi’nin yanı sıra kuzeydeki Beyt Lahiya ve güneydeki Han Yunus’u bombaladı.  Filistin Yönetimi’nin resmi WAFA haber ajansının pazar günü bildirdiğine göre, çatışmalar onlarca Filistinlinin ölümüyle sonuçlandı. Gazze Şehri’nde bir konutun hasar görmesinin ardından yaklaşık 50 kişi enkaz altından çıkarılırken, Han Yunus ve Refah’taki evleri hedef alan İsrail hava saldırılarında sırasıyla 30’dan fazla ve en az 20 kişinin öldüğü belirtildi.

Öte yandan on binlerce İsrailli, Gazze’deki esirlerin serbest bırakılması için Tel Aviv’de gösteri düzenlemeye devam ediyor.

İsrail’in Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde, tahmini 239 İsraillinin Gazze’nin sınır bölgesinde esir alınmasının 100’üncü gününde Tel Aviv’in merkezindeki Tel Aviv Müzesi önünde toplanan on binlerce kişi 24 saattir protesto gösterisi düzenliyor. Eyleme katılanlar, “100 gün 100 gece cehennem” yazılı pankartlar taşıdı. Alanda bulunan esir yakınları, tüm İsraillilerden gösterilere destek vererek Gazze Şeridi’ndeki esirlerin evlerine dönmesi için Tel Aviv hükümetine baskı yapmalarını talep etti.

İsrail’in farklı bölgelerinde toplanan protestocular, Gazze’deki esirlerin serbest bırakılmasını ve “savaşı yönetememekle” suçladıkları Netanyahu’nun istifa etmesini istiyor.

İsrail ordusunun 15 Aralık’ta Gazze’de 3 İsrailli esiri “yanlışlıkla” öldürdüğünü duyurması, Gazze’deki Filistin direniş hareketi Hamas’la yeniden bir esir takası anlaşmasına varılarak esirlerin geri getirilmesi için İsrail hükümetine yönelik toplumdan gelen çağrıları artırdı.

Daha önce İsrail ile Filistin direniş örgütü Hamas arasında yapılan esir takası anlaşmalarıyla Gazze’de tutulan esirlerin bir kısmı serbest bırakılmıştı. İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, 4 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde Hamas’ın elinde halen 136 İsrailli esir bulunduğunu belirtmişti.

Esir takası müzakerelerine başlamak için İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını durdurmasını şart koşan Hamas, elinde bulunan esirlere karşılık İsrail hapishanelerindeki tüm Filistinlilerin serbest bırakılmasını talep ediyor.

Kassam Tugaylarının sözcüsü Ebu Ubeyde de video görüntülü bir açıklama yaptı. Ubeyde, son haftalarda Gazze Şeridi’ndeki çok sayıda İsrail esirinin akıbetinin belirsiz hale geldiğini ifade etti. “Büyük olasılıkla çoğunun yakın zamanda öldürülmüş olacağını, kalanların da her an yaklaşan bir tehlikede olduğunu” aktaran Ebu Ubeyde, esir dosyasının tüm sorumluluğunun, Tel Aviv yönetimine ve İsrail ordusuna ait olduğunu vurguladı.

ORTADOĞU

UCM Hakiminden İsrail’in “tarafsızlık” sorgusuna yanıt

Yayınlanma

Beti Hohler

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in kendisi hakkındaki tarafsızlık sorgulamasına ilişkin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararını verecek dairenin yeni atanan üyesi Hâkim Beti Hohler’in yanıtını yayınladı.

İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkındaki tutuklama talebi kararını verecek hâkim heyetine yeni atanan Hohler, savcılıktaki geçmiş görevine ilişkin İsrail’in sorularını yanıtladı.

UCM Hakimi Hohler’in sunduğu detaylı yanıtla, İsrail’in yargı sürecini geciktirmeye ve hakimin tarafsızlığını sorgulama yönelik girişimi temelsiz kaldı.

Tarafsızlık tartışması

Hohler’in UCM hakimliğine seçilmeden önce UCM Savcılık Ofisinde çalışmış olmasının, tarafsızlığına gölge düşürebileceğini öne süren İsrail Başsavcılığının UCM’ye yönelttiği sorulara verilen yanıtta, Filistin soruşturmasında görev almadığını belirtti. Hohler, savcılık bürosunda çalıştığı dönemde Filistin soruşturmasına doğrudan ya da dolaylı olarak katılmadığını ve soruşturmada görev alan personelle çalışmadığını kaydetti.

Eski Mossad şefi savaş suçları soruşturması nedeniyle eski UCM savcısını tehdit etmiş

İsrailli yetkililer hakkında yürütülen soruşturmanın belgelerine, soruşturma planlarına, evraklarına, delillerine veya gizli belgelere hiçbir şekilde erişmediğini aktaran Hohler, bu bilgi ve belgelerin kendisine başka şekilde de getirilmediğini ifade etti.

Yanıtında UCM’deki tüm soruşturmalara erişim sağlayan bir konumda çalışmadığını anlatan Hohler, Savcılıktaki görevinde kendisine danışılan ve görüş bildirdiği konular içinde Filistin soruşturmasının yer almadığını vurguladı.

Hohler, ağırlıklı olarak Filipinler’deki olayların soruşturulmasında görev aldığını ve etkileşime girdiği soruşturmalar içinde Filistin’in yer almadığını belirtti.

ABD Temsilciler Meclisi, UCM’ye yaptırım yasasını geçirdi

Tarafsızlığından makul gerekçelerle şüphelenilen bir hâkimin görevinden çekilmesi gerektiğine inandığını aktaran Hohler, görevinin gerektirdiği özelliklerin farkında olduğunu kaydetti. Hohler, Savcılık Ofisini de konuya ilişkin elindeki bilgileri mahkemeye sunmaya davet etti.

UCM’deki süreci geciktirme çabaları

Önceki UCM Başsavcısı Fatou Bensouda 16 Ocak 2015’te, Filistin’deki duruma ilişkin ön inceleme başlattığını duyurmasının ardından, Aralık 2019’da soruşturma için gerekli kriterlerin karşılandığını açıklamasına rağmen, Filistin topraklarının nereyi kapsadığı ve mahkemenin hangi topraklarda işlenen suçlara bakabileceğinin tespit edilmesi için ön yargılama dairesinden görüş istemişti.

Söz konusu görüşün verilmesi sırasında birçok UCM ülkesi ve sivil toplum kuruluşunun (STK) sürece dahil olmasıyla yaklaşık 2 yıl sonunda, ön inceleme tamamlanmış ve soruşturma ancak 3 Mart 2021’de başlatılmıştı.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

UCM Başsavcılığının 20 Mayıs’ta Binyamin Netanyahu, Yoav Gallant ve üç Hamas lideri hakkında istediği tutuklama kararı talebi, İsrail ve müttefiklerinin sistematik engelleme çabalarıyla karşılaşmaya devam etti.

İngiltere’nin temmuzda başlattığı yetki itirazıyla yeni bir gecikme süreci başlamıştı. İngiltere’nin Filistin’in devlet statüsünü sorgulayarak UCM’nin yargı yetkisine itiraz etmesi ve daha sonra 64 ülke, kuruluş ve kişinin beyanlarının da sürece dahil edilmesiyle birlikte, tutuklama kararından önce yargılama yetkisi tartışmalarına girilmişti.

Bunun yanında Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı talebini incelemekle görevli bir numaralı Ön Yargılama Dairesinin başkanı Hâkim Julia Motoc’un “sağlık nedenleri ve adaletin düzgün işleyişini koruma ihtiyacı” gerekçesiyle görevinden çekildiği açıklanmıştı.

UCM, Motoc’un yerine Sloven Hâkim Beti Hohler’in atandığını bildirmişti.

İsrail’in hedefindeki UCM Başsavcısı’na “cinsel taciz” soruşturması

UCM’deki Filistin süreci devam ederken, Mahkeme Taraf Devletler Meclisi Başkanlığından yapılan açıklamada, Başsavcı Kerim Han hakkında Savcılık Ofisi çalışanlarından birine yönelik “uygunsuz davranış” iddialarının bağımsız bir komisyon tarafından incelendiği duyurulmuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas’tan Gazze’nin yönetimi için “komite” önerisine şartlı onay

Yayınlanma

Hamas’ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, El-Aksa televizyonuna yaptığı açıklamada Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması teklifini, bu komitenin tamamen yerel olması şartıyla kabul ettiklerini söyledi.

Hayye, Gazze’de ateşkes görüşmeleriyle ilgili açıklamasında “Masaya Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması yönünde bir fikir konuldu. Bu, Mısırlı kardeşlerimizin sunduğu bir öneri. Biz buna sorumlu bir yaklaşımla ve olumlu bir şekilde yanıt verdik. Komitenin Gazze’yi tamamen yerel bir şekilde yönetmesi ve oradaki günlük hayata dair her şeyi denetlemesi şartıyla bu öneriyi kabul ediyoruz” dedi.

Çin’de bir araya gelen Hamas ve El Fetih birleşme için diyaloğu sürdürme sözü verdi

Hamas ve Fetih hareketleri, bu ayın başında Gazze’nin yönetimi için bir komite kurulması ve ateşkes görüşmeleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya gelmişti.

Hayye, Hamas ve İsrail arasında dolaylı olarak yürütülen ateşkes ve esir takası müzakerelerine ilişkin de “İsrail soykırımı durmadan esir takası olmayacak. Nitekim bu birbirine bağlı bir denklem. Biz tüm açıklıkla şunu söylüyoruz. Bu saldırganlığın durmasını istiyoruz. Herhangi bir esir takası olması için önce bu saldırılar durmalı” ifadelerini kullandı.

“Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkesi engelliyor”

Ateşkes anlaşmasına hazır olduklarını ancak İsrail’in de bu konuda gerçekten istekli olması gerektiğini belirten Hayye, “Ateşkes müzakerelerini harekete geçirmek için arabulucu ülkelerle temaslarımız sürüyor. Ancak Netanyahu, siyasi nedenlerle ateşkes müzakerelerinde ilerlemeyi engelliyor” diye konuştu.

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde süren saldırılarının durdurulması için taraflar arasında uzun süredir dolaylı müzakereler yürütülüyor. Katar, ABD ve Mısır’la İsrail ve Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşmalarına arabuluculuk ediyor.

“Ya Philadelphia ya anlaşma”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda, siyasi nedenlerle Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor. İsrail’in anlaşma taslağına eklediği maddelerin özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphia Koridoru’nda kontrolünü sürdürme ısrarının müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail Meclis kürsüsünden Netanyahu’ya “seri katil” dedi

Yayınlanma

Ayman Ode

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’deki sivil ölümlerinden ötürü “barışın seri katilisin” diyen Filistin asıllı İsrail Meclisi (Knesset) üyesi Ayman Odeh zorla kürsüden uzaklaştırıldı.

Odeh, Knesset’teki konuşmasında, İsrail ordusunun Gazze’de, sivil ayırt etmeksizin düzenlediği saldırılardan dolayı Netanyahu’yu eleştirdi.

İsrail saldırılarında henüz yeni doğmuş ikiz bebeğini ve eşini, doğum belgesini almaya gittiği esnada düzenlenen saldırıda kaybeden Muhammed Ebu el-Kumsan’ın hikayesini anlatan Odeh, “Gazze’de sisteminizin öldürdüğü 17 bin 385 bebek var; bunların 825’i bir yaşın altında” dedi.

Netanyahu’ya Gazze öldürülen sivil, kadın ve çocuklara ilişkin sert eleştiriler yönelten Odeh sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze’de 35 bin 55 yetim bebek var. Hepsinin kanı peşinizi bırakmayacak ve yine de küstahlığınızla Uluslararası Ceza Mahkemesinde nasıl suçlandığınızı merak edeceksiniz. Binyamin Netanyahu senin düşüncen nedir? Düşüncen nedir? 30 yıldır barışın seri katili oldun.”

Konuşması yarıda kesilen Odeh’in Knesset’te bulunanlarca kürsüden uzaklaştırıldığı görüldü.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah’ta üç günlük ikiz bebeklerinin doğum belgesini almak için evinden çıkan Filistinli Muhammed Ebu el-Kumsan, eşini ve çocuklarını 13 Ağustos’ta İsrail saldırısında kaybetmişti.

Filistinli baba, bebeklerinin doğum belgesini almak için dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra, İsrail ordusu sığındıkları evi bombalamıştı. Evde bulunan eşi ile Aysel ve Aser ismini verdikleri ikiz bebekleri ve kayınvalidesi saldırıda yaşamını yitirmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English