Avrupa
Rus basını, AfD’nin kongresini nasıl değerlendirdi?

Almanya’nın sağ popülist partisi Almanya için Alternatif (AfD), 11 Ocak’ta yapılan kongresinde, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahale başlatmasından dolayı kınanmasını seçim programına eklemeyi reddetti. Bu öneri, delegeler arasında karşılık bulmadı; 600 kişinin katıldığı oylamada delegelerin yüzde 69’u kınama önerisinin reddedilmesi yönünde oy kullandı.
AfD’nin seçim manifestosunun nihai metninde, “Ukrayna’daki savaşın Avrupa’daki barış düzenini sarstığı” belirtilirken, “Rusya ile engelsiz ticaretin yeniden başlatılmasının önemine” vurgu yapıldı.
12 Ocak’ta Saksonya eyaletindeki Riesa kentinde düzenlenen iki günlük kongrenin ardından, AfD’nin siyasi programı kabul edildi. Programda Almanya’nın sağ popülist partisi, Rusya’ya yönelik yaptırımların kaldırılmasını, Paris İklim Anlaşması’ndan çıkılmasını, göç politikalarının sıkılaştırılmasını ve avro yerine kendi ulusal para biriminin getirilmesini talep ediyor.
AfD’nin eş başkanı Alice Weidel, 23 Şubat’ta düzenlenecek erken seçimlerde başbakan adayı olarak açıklandı. Söz konusu seçimler, Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Liberallerden oluşan iktidar koalisyonunun çökmesinin ardından yapılacak.
Alman televizyon kanalı N-tv’nin haberine göre, konuşmasında Weidel, Almanya’nın geniş çaplı göçmen geri dönüş politikaları uygulaması gerektiğini belirtti. Ayrıca, AfD lideri, Almanya’da yenilenebilir enerji geliştirilmesine karşı şüphelerini dile getirerek, partisinin iktidara gelmesi durumunda “utanç verici rüzgâr türbinlerini” yıkacağını vaat etti. Eğitim alanında da değişiklikler yapacağını duyuran Weidel, cinsiyet çalışmaları programlarını kapatacağını açıkladı.
Weidel’in bir diğer açıklaması ise, Kuzey Akım gaz boru hattının sağlam kalan kolunun yeniden işletmeye alınması yönünde oldu.
AfD lideri, partisinin hükümeti devralması durumunda Almanya’nın Baltık Denizi üzerinden Kuzey Akım boru hattıyla yeniden Rusya’dan doğalgaz alacağını söyledi. “Kuzey Akım’ı yeniden devreye alacağız, buna güvenebilirsiniz,” ifadelerini kullandı.
Anket verilerine göre, AfD’nin popülaritesi son bir yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bild gazetesi için Insa tarafından yapılan ankete göre, seçmenlerin yüzde 22’si AfD’ye oy vermeye hazır olduklarını belirtti.
Amerikalı milyarder Elon Musk, Aralık 2024’te sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, Almanya’yı kurtarabilecek tek çözümün AfD’nin iktidara gelmesi olduğunu ifade etmişti. Başbakan adayı Weidel, Musk’ın bu görüşüne katıldığını belirterek, Musk’ın “kesinlikle haklı olduğunu” vurguladı.
Ayrıca, Musk, 9 Ocak’ta Weidel ile bir podcast yayınında bir araya gelerek onu övdü ve Almanya’yı kurtarmak için partisinin önemine dair aralık ayındaki açıklamalarını tekrarladı. Die Welt gazetesine göre, Musk, X platformunda açıkça AfD’yi tanıtıyor. Bunun üzerine Almanya Federal Meclisi (Bundestag) yönetimi, Musk’ın Almanya’nın siyasi partiler yasasını ihlal edip etmediğini araştırmaya başladı.
AfD, Ukrayna krizindeki tırmanışa dair Berlin’in resmi görüşüne katılmayan Doğu Almanların fikirlerini göz ardı edemiyor. Vedomosti gazetesine konuşan Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (MGİMO) Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü Araştırma Görevlisi Artyom Sokolov’a göre, parti Doğu Almanya’da geleneksel olarak güçlü bir konuma sahip. Şu anda, Bundestag seçimleri öncesinde AfD’nin geri adım atarak Rusya karşıtı bir söyleme yönelmesi, parti için önemli sorunlar yaratabilirdi. Olaf Scholz hükümetinin politikalarına yönelik eleştiriler, AfD’nin seçmen kitlesini genişletmesinde önemli bir rol oynadı.
AfD’nin siyasi geleceği ise belirsiz. Bir yandan, Almanya’daki diğer siyasi güçlerin partiye uyguladığı boykot devam ediyor. Parti, popülerliğini yüzde 23 ila 24 seviyelerine çıkarsa bile diğer güçler tarafından hâlâ dışlanıyor. Ancak, AfD’nin ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ekibinden açık destek gördüğü iddiaları, yeni bir dinamik oluşturuyor. Alice Weidel’in Elon Musk ile yaptığı röportaj, bu iddiaları güçlendiren unsurlardan biri. Bu durum, Alman elitleri arasında AfD’ye yönelik nasıl bir tutum sergileyecekleri konusunda kafa karışıklığına yol açtı.
Weidel’in seçim vaatleri, mevcut hükümetin tam karşısında konumlanıyor. Uzmanlar, Weidel’in Rusya’dan gaz ithalatını tekrar başlatma konusundaki keskin tutumunu, Almanya’nın ekonomik sorunlarına yönelik bir çözüm olarak nitelendiriyor. Enerji geçişi ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi girişimlerinin maliyetli olduğu göz önüne alındığında, gaz ithalatı sorunu çözülmeden Alman ekonomisinin iyileştirilmesinin mümkün olmadığı belirtiliyor.
Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IMEMO) Kıdemli Araştırma Görevlisi Aleksandr Kamkin, gazeteye verdiği demeçte, AfD’nin seçim programındaki ekonomik reformların dikkat çekici olduğunu ifade etti. Kamkin, Paris İklim Anlaşması’ndan çıkış ve Rusya karşıtı yaptırımların kaldırılması gibi adımların Alman ekonomisinin toparlanmasında faydalı olabileceğini belirtti. Ancak, bu reformların uygulanabilmesi için Weidel’in önce başbakanlık koltuğuna oturması gerekiyor ki bu oldukça zorlu bir süreç.
Kamkin’e göre, AfD’nin yasal yollardan iktidara gelmesi için yüzde 40-45 oy alması ve Sahra Wagenknecht’in liderliğindeki partiyle ortaklık kurması gerekiyor. Ancak, bu oranların Almanya’daki sağ popülistler için şu an itibarıyla ulaşılması mümkün görünmüyor. Bu nedenle, AfD’nin muhalefette kalarak, Almanya’daki sanayi durgunluğu üzerinden “biz uyarmıştık” tarzı açıklamalar yapması muhtemel.
Kamkin, Trump’ın destekçilerinin, AfD gibi Avrupa’daki sağ popülist partileri bir “sağcı küreselci proje” etrafında toplamaya çalıştığını ifade ediyor. Elon Musk ile Alice Weidel arasında gerçekleşen görüşme de bu bağlamda değerlendiriliyor. Bu girişimlerin, AfD’nin uluslararası alanda nasıl bir pozisyon alacağını belirleyecek önemli bir etken olduğu vurgulanıyor.
Avrupa
Brüksel, Rus petrolüne esnek tavan fiyat formülünü masaya getirdi

Avrupa Komisyonu, Rus petrolü için varil başına piyasa fiyatının 15 dolar altında ‘esnek’ bir tavan fiyat mekanizması teklif etti. Brüksel’in bu adımı, Macaristan ve Slovakya’nın engellediği 18’inci yaptırım paketi üzerinde uzlaşı sağlamayı amaçlıyor.
Avrupa Komisyonu, Rus petrolüne yönelik tavan fiyat için ‘esnek’ bir mekanizma uygulanmasını teklif etti.
TASS haber ajansının Avrupalı diplomatik bir kaynağa dayandırdığı habere göre, teklif kapsamında tavan fiyatın varil başına güncel piyasa fiyatının 15 dolar altında otomatik olarak belirlenmesi öngörülüyor.
Yaptırım paketinde uzlaşı arayışı
Söz konusu teklifin, Avrupa Birliği’nde (AB) müzakereleri devam eden Rusya’ya yönelik 18’inci yaptırım paketi üzerinde bir uzlaşı sağlamayı amaçladığı belirtiliyor.
Brüksel’deki karar alıcılar, bu yeni yaklaşımın sabit tavan fiyat uygulamasının yerini alarak üye ülkeler arasında önlemlerin onaylanmasını kolaylaştıracağını umuyor.
Kaynağın, bu mekanizmaya uyumun tam olarak nasıl denetleneceğini belirtmediği aktarıldı.
Macaristan ve Slovakya’dan yaptırımlara ret
Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, 23 Haziran’da yaptığı açıklamada, Macaristan ve Slovakya’nın Rusya’ya yönelik 18’inci yaptırım paketini desteklemediğini duyurmuştu.
Bakan, kısıtlamaların ülkeleri Rus doğalgazı ve petrolünden vazgeçmeye zorlayacağını ve bunun Budapeşte ile Bratislava’nın çıkarlarına aykırı olduğunu ifade etti.
Slovakya Başbakanı Robert Fico da 1 Temmuz’da yaptığı açıklamada, ülkesine Rus gazı ithalatının durmasının yaratacağı sonuçları en aza indirecek garantiler verilmemesi hâlinde 18’inci paketi engelleyeceklerini belirtmişti.
Fico, daha önce de bu soruna ‘gerçek bir çözüm’ bulunması çağrısı yapmıştı.
Avrupa
Frontex: 2025 yılının ilk yarısında AB’ye yasadışı girişler yüzde 20 azaldı

AB’nin sınır ajansı Frontex, 2025’in ilk yarısında Kıtaya yasadışı girişlerin 75.900’e düştüğünü açıkladı.
Frontex, basın açıklamasında bu yüzde 20’lik düşüşü, esas olarak çıkış ülkelerinin daha güçlü önleme çabalarına bağladı.
Ajans, daha önce AB ile AB üyesi olmayan ülkeler arasındaki sınırlarla sınırlıyken, son zamanlarda AB dışındaki ülkeler arasındaki sınırlarda da faaliyet göstermeye başladı.
Frontex, Batı Balkanlar, AB’nin Belarus ile doğu sınırı ve Batı Afrika’dan girişlerde “keskin bir düşüş” olduğunu bildirdi.
Fakat AB’den Birleşik Krallık’a yasadışı geçiş girişimleri de yüzde 23 artışla 33.200’e yükseldi.
Frontex, görevli sayısını 30.000’e çıkaracak
Basın açıklamasında, Orta Akdeniz rotasının AB’nin en yoğun göç rotası olmaya devam ettiği ve tüm düzensiz girişlerin yüzde 39’unu oluşturduğu belirtildi.
Uluslararası Göç Örgütünün tahminlerine göre, bu yılın ilk altı ayında Akdeniz’de yaklaşık 760 kişi hayatını kaybetti. 2024 yılında, aynı bölgede 2.300 kişi hayatını kaybetmişti.
Frontex’in şu anda yaklaşık 3.000 ajanı var ve bu sayıyı kademeli olarak 10.000’e çıkarmayı planlıyor, fakat Avrupa Komisyonu’nun son önerisi bu sayıyı 30.000’e çıkaracak.
Bu arada, göç konusu Avrupa siyasetçilerinin gündeminin en üst sıralarında yer almaya devam ediyor. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, ülkesinin AB Konseyi başkanlığı sırasında daha sıkı göç kuralları için baskı yapma sözü verdi.
Frederiksen, “Vatandaşlarımız biz politikacılardan makul nedenlerle yeni çözümler bulmamızı bekliyor ve Avrupa vatandaşları kendi ülkelerinde güvende hissetme hakkına sahip. Bu nedenle dış sınırlarımızı güçlendirmemiz gerekiyor,” dedi.
Yunanistan, göçmen karşıtı mevzuatı sıkılaştırıyor
Yunanistan’ın yeni atanan göç bakanı Thanos Plevris de hükümetin son haftalarda Libya’dan gelen göçmen akınına karşı alınan önlemler kapsamında göçmenlere yönelik yeni “caydırıcı tedbirler” almayı planladığını söyledi.
Plevris, ülkenin muhafazakâr Yeni Demokrasi (ND) hükümetinin göçle mücadele için yeni bir kampanya kapsamında “caydırıcı önlemler” içeren bir politika benimsediğini söyledi.
Politika gözden geçirme süreci, sığınmacılara sağlanan tüm devlet yardımlarının yeniden değerlendirilmesini ve hatta göçmen kabul ve gözaltı merkezlerinde sağlanan yemeklerin incelenmesini de içerecek.
Skai TV’ye verdiği demeçte bakan, “Bundan böyle hükümet, yardımları büyük ölçüde azaltma politikası izleyecek. Diğer şeylerin yanı sıra, şu anda otel gibi olan kamplarda verilen menünün gözden geçirilmesini istedim,” dedi.
Plevris, “Hiçbir şeyden üç öğün yemek seçeneğine, dört kez et ve bir kez balık yemek seçeneğine geçmek arasında bir orta yol yok mu? Göçmenlik Dairesi otel değil,” iddiasında bulundu.
Atina, göçmenleri beş yıla kadar gözaltında tutma izni istiyor
Plevris, bakanlığın ayrıca, başvuruları reddedildikten sonra Yunanistan’da kalmanın suç sayılmasını öngören yeni bir yasa üzerinde çalıştığını da belirtti. Bu suç, kişinin ülkeyi gönüllü olarak terk etmeyi kabul etmemesi halinde beş yıl hapis cezası ile cezalandırılacak.
Yunanistan hükümeti ayrıca bu akşam, Kuzey Afrika’dan Yunanistan’a gelenlerin sığınma başvurularının işleme alınmasını askıya alan ve bu kişilerin kayıt altına alınmaksızın menşe veya geldikleri ülkeye zorla geri gönderilmesini öngören bir yasa değişikliği üzerinde oylama yapacak. Askıya alma kararı ilk etapta üç ay süreyle geçerli olacak.
Plevris ayrıca, hükümetin göçmenleri beş yıla kadar gözaltında tutmaya izin verecek bir yasa tasarısı üzerinde çalıştığını da söyledi.
Son haftalarda Libya’dan yaklaşık 9.000 kişi Girit adasına ulaştı. Bu sayı, 2024 yılının tamamında adaya gelenlerin neredeyse iki katı. Geçtiğimiz hafta sonu yaklaşık 2.000 kişi geldi.
Fakat Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Michael O’Flaherty, Yunan milletvekillerine bu değişikliği reddetmeleri çağrısında bulundu.
Mitsotakis, iltica başvurularının durdurulması kararını savundu
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, Kuzey Afrika’dan gelen göçmenlerin sığınma başvurularının işleme alınmasının durdurulması kararını savundu.
Cuma günü Alman Bild gazetesinde yayınlanan röportajda Mitsotakis, bu kararı “zor ama kesinlikle gerekli” olarak nitelendirerek, insan kaçakçılarına güçlü bir mesaj vermek amacıyla alındığını söyledi.
Yunan lider, “Yunanistan açık bir transit güzergâh değildir. Yolculuk tehlikeli, sonuç belirsiz ve kaçakçılara ödenen para sonuçta boşa gidiyor. Yasadışı girişler yasal ikamete yol açmayacak,” dedi.
Mitsotakis, Atina’nın Kuzey Afrika hükümetleriyle işbirliğini derinleştirerek göçü kaynağında durdurmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
Başbakan, “Yunanistan, Avrupa’ya açık bir koridor değildir. Göçü kaynağında durdurmak için Libya yetkilileriyle yakın işbirliği içinde çalışmaya hazırız,” dedi.
Mitsotakis ayrıca, Yunanistan üzerindeki baskının koordineli bir yanıt gerektirdiğini vurgulayarak, Avrupa Birliği’nden daha fazla destek istedi.
Yunan siyasetçi, “Yunanistan, göç için yasal yollar da dahil olmak üzere adil ve etkili bir göç politikası izlemeye kararlıdır, ancak mevcut durum acil eylem gerektiriyor. Ve bu sadece Yunanistan’ın değil, Avrupa’nın da sorumluluğu,” dedi.
Avrupa
AB, Rus gazını terk etme planını gizli tutma niyetinde

Avrupa Birliği, 2027 sonuna kadar Rus enerji kaynaklarından tamamen vazgeçmeyi hedeflerken, üye ülkeler bu sürece ilişkin planların gizli tutulmasını talep ediyor. Reuters’ın ulaştığı taslak belgeye göre, Danimarka tarafından hazırlanan metinde planların ‘mesleki sır’ kapsamında kalması ve piyasaları etkilememesi amaçlanıyor. Şirketler ise mevcut sözleşmeler nedeniyle tazminatsız çıkış için Avrupa genelinde bir yasaklama kararı bekliyor.
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, 2027 yılı sonuna kadar Rus gazı alımını sonlandırma hedefine yönelik hazırlıkların gizli yürütülmesini talep etti.
Reuters haber ajansının ulaştığı müzakere taslağına göre, üye ülkeler, Avrupa Komisyonu’nun bu konudaki planları sır olarak saklaması konusunda ısrarcı.
Komisyon, haziran ayında sunduğu çerçeve tekliflerle, ticari sözleşmeler kapsamında devam eden sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) dahil olmak üzere Rus gazı alımının kademeli olarak durdurulmasını önermişti.
‘Mesleki sır’ talebi
AB dönem başkanlığını yürüten Danimarka tarafından hazırlanan taslak belgede, “Bu planlar, mesleki sır kurallarına uygun olarak hazırlanmalı ve ilgili AB üyesi ülkenin onayı olmadan ifşa edilmemelidir,” ifadeleri yer aldı.
Belgeye göre, üye ülkeler Rus gazı alımını sonlandırmak ve alternatif kaynaklar bulmak için kendi takvimlerini ve tekliflerini sunacak.
Bu planların, talebi azaltmaya yönelik ulusal veya bölgesel düzeydeki önlemleri, yenilenebilir enerji üretimini teşvik etme çabalarını ve alternatif tedarik yollarını detaylandırması bekleniyor.
Ayrıca, çeşitlendirme sürecini zorlaştırabilecek olası teknik, sözleşmesel veya yasal engellerin de bu planlarda belirtilmesi isteniyor.
Avrupa Komisyonu, yeterli önlemlerin alınabilmesi için Rusya’dan LNG alan şirketlerin, ticari sır niteliğindeki sözleşme içeriklerini kendisiyle paylaşması gerektiğini savunmuştu.
AB, 2027 sonuna kadar Rusya’dan doğalgaz ithalatını yasaklamayı planlıyor
Şirketler tazminatsız çıkış yolu arıyor
Söz konusu şirketler ise mevcut sözleşmeler gereği gaz tedarikine devam etmek zorunda olduklarını, aksi takdirde sözleşmeleri feshetmeleri durumunda büyük para cezalarıyla karşı karşıya kalacaklarını belirtiyor.
Şirketlere göre, başta Yamal LNG projesinin operatörü Novatek olmak üzere Rusya ile işbirliğini tazminatsız sonlandırmanın tek yolu, bu tür faaliyetleri yasaklayan Avrupa genelinde bir karar alınması.
AB diplomatlarının belgeyi önümüzdeki hafta tartışmaya başlayacağı bildirildi. Bazı diplomatlara göre, müzakereler henüz başlangıç aşamasında ve şirketler için olası hukuki riskler gibi konular ele alınmadı.
Ülkelerin bilgileri kamuoyuna açıklamaktan kaçınmasının bir diğer nedeninin ise gaz piyasasındaki fiyatları etkileme veya Rusya dışından yakıt tedarik planlarına ilişkin gizli verileri açığa çıkarma konusundaki isteksizlik olabileceği değerlendiriliyor.
Belgede, ülkelerin planlarını Brüksel’e sunma zorunluluğu devam etse de ‘mesleki sır’ ilkesinin bilgilerin başka kişi veya kurumlarla paylaşılmasını engelleyeceği vurgulandı.
Boru hattı gazı düştü, LNG alımı arttı
Rusya’nın AB’ye gaz sevkiyatı, 2021’de 150,2 milyar metreküp ile birliğin toplam gaz ithalatının yüzde 44,9’unu oluştururken, bu rakam ciddi ölçüde düştü.
O dönemde sevkiyatın neredeyse tamamı Gazprom’un boru hatları üzerinden yapılıyordu.
Ancak Ukrayna’daki savaş nedeniyle AB ülkelerinin Rusya’dan LNG alımları kayda değer ölçüde arttı. AB verilerine göre, 2024’te Rusya’dan yapılan toplam gaz alımı 51,7 milyar metreküp oldu.
Bu miktarın 31,6 milyar metreküpü boru hattı gazı (AB’nin toplam gaz ithalatının yüzde 11,6’sı), 20,1 milyar metreküpü ise LNG (toplam ithalatın yüzde 7,3’ü) olarak kayıtlara geçti.
AB, Rusya ile doğalgaz sözleşmelerini bedel ödemeden feshetmenin yollarını arıyor
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Ortadoğu2 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Kimler faşist olabilir? Önce Mussolini’nin İtalya’sına, sonra İsrail’e bakalım
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Görüş2 hafta önce
Modi dönemi, Hindistan’ın ‘karanlık döneminin’ ileri bir uyarlaması mı?
-
Amerika1 hafta önce
Trump’ın gümrük vergilerini erteleme süresi 9 Temmuz’da doluyor, şimdi ne olacak?
-
Görüş1 hafta önce
Kazananı Olmayan Kontrol Edilebilir Bir Çatışma