Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya göç politikasında yol ayrımında

Yayınlanma

Rusya’da göçmenlik politikaları, kamuoyu ve siyasetin hararetli tartışma konularından biri hâline geldi. Vzglyad gazetesi yazarı İlya Uhov, kontrolsüz göçün ulusal kimliği tehdit ettiğini savunarak, daha sıkı kontroller ve ülkeye yerleşmek isteyenler için Rus etno-kültürel yapısına zorunlu asimilasyon öneriyor. Uhov, ekonomik ihtiyaçlar ile kimlik koruma arasındaki dengeye dikkat çekiyor.

Rusya’da göçmenlik meselesi, son dönemde kamuoyu ve siyaset gündeminin en sıcak başlıklarından biri olarak öne çıkıyor.

Siyasiler, uzmanlar ve vatandaşların yanı sıra dini liderler de konuya ilişkin görüşlerini sıkça dile getiriyor.

Vzglyad gazetesi yazarı İlya Uhov, Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’in kontrolsüz göçün ulusal kimliğe yönelik tehdit oluşturduğu yönündeki açıklamalarına dikkat çekerek, konuyu köşesine taşıdı.

Uhov, yazısında, Rusya’nın göç ve demografi alanında bir yol ayrımında olduğunu belirtti. Yazar, “Patent sisteminin sıkılaştırılması, göçmenlerin belirli mesleklerde çalıştırılmasının kısıtlanması, dil sınavları ve çocukların okula kabulü gibi son düzenlemeler bu durumu yansıtıyor,” dedi.

Uhov, ülkenin demografik sorunları ve ekonomik ihtiyaçları göz önüne alındığında, “Çok ulusluluk mu, yoksa etno-kültürel çekirdeğimize yabancı unsurları dışlayarak zorunlu asimilasyon mu?” sorusunun yanıtlanması gerektiğini vurguladı.

“Maalesef ‘çok uluslu Rusya halkı’ terimi, genellikle diasporaların lobi faaliyetlerini örtmek için kullanılıyor,” diyen Uhov, bu durumun ülkenin yerli halklarından olmayan milyonlarca kişinin ülkeye getirilmesini meşrulaştırdığını savundu.

Uhov, bu göçmen akınının yerel düzeyde “paralel” yönetim yapıları, Orta Doğu’daki “havale” sistemine benzer kayıt dışı finansal aracılık ağları ve kendi hizmet sektörlerini (yeme-içme, konaklama vb.) oluşturduğunu iddia etti.

Yazar, “Moskova’da sadece Kırgızlara hizmet veren ve Rusların alınmadığı yasa dışı hamamlık skandalı bunun bir örneğidir,” ifadesini kullandı.

Uhov, bunun buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu belirterek, ülkede devlet kontrolü dışında, resmi vergi sistemine dahil olmayan ve milyarlarca ruble kâr üreten (Orta Asya ülkelerine yapılan göçmen havalelerinin hacmiyle de teyit edilen) bir ekonomik sektörün oluştuğunu kaydetti.

Yazar, alt ve orta düzey yöneticilerin kitlesel göçün yarattığı sorunları görmezden gelme eğiliminde olduğunu öne sürdü.

Uhov, “Geniş ailelere sahip ‘yeni vatandaşlara’ devlet tarafından daireler veriliyor. Yetkililer bunu Rusya vatandaşlığına sahip olmalarıyla gerekçelendiriyor. Ancak birkaç yıl önce vatandaşlık alan bu kişiler, ekonomimize çoğu zaman önemli bir vergi veya istihdam katkısı yapmamıştır. Batı Avrupa uygulamalarına benzeyen bu tür cömert sosyal yardımlar, yerli halka saygısızlık gibi görünmektedir,” değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa’daki duruma da değinen Uhov, seçmenlerin hoşnutsuzluğu karşısında geleneksel Avrupalı siyasetçilerin bile göçmen akınını sınırlama yönünde adımlar attığını belirtti.

Uhov, “Almanya’da Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) lideri Friedrich Merz, ülkeye kabul edilecek sığınmacı sayısının yılda 100 binin altına düşürüleceğini açıkça söylüyor. Özellikle Almanya’da göçmenler arasındaki suç oranlarındaki artış göz önüne alındığında bu mantıklı,” dedi.

Yazar, İsviçre’nin Neue Zürcher Zeitung gazetesinde yayımlanan ve sığınmacılar arasındaki suç oranının ülke ortalamasının 2,5 katından fazla olduğunu (nüfusun yüzde 17’sini oluşturmalarına rağmen tüm şiddet suçlarının yüzde 42’sinden sorumlu olduklarını) gösteren istatistiklere atıfta bulundu.

Uhov, bu argümanların, “pilav festivalleri” ve yeni göçmenlere ev dağıtma gibi uygulamalarla “çok ulusluluğu” zorla dayatma ideolojisinin Rusya’ya toplumsal barış getirmeyeceğini gösterdiğini savundu.

Yazar, aksine bu durumun yerli nüfusun yerini göçmenlerin almasını hızlandıracağını, radikalleşmeyi (özellikle İslamcı-Selefi) körükleyeceğini ve göçmenlerin yaşadığı bölgelerde paralel yapılar ile gettoların oluşumuna yol açacağını öne sürdü.

Çözümün, Rusların ve ulusal toprakları yalnızca Rusya sınırları içinde bulunan diğer yerli halkların kamusal alandaki temsil düzeyini keskin bir şekilde artırarak, zorunlu bir etno-kültürel asimilasyonda yattığını belirtti.

Uhov, ekonomik sorunların çözümü için iki yöntem önerdi: “Birincisi ve temel olanı; vardiyalı, hedefe yönelik işe alım, sıkı kontrol ve ailelerin getirilmesinin ve vatandaşlık almanın yasaklanmasıdır,” dedi.

İkinci yöntemin kalıcı olarak yerleşmek isteyenler için olduğunu belirten Uhov, şunları kaydetti: “Eğer göçmen taşınmaya karar verirse, değerli mesleki becerilere sahip olmalı ve en önemlisi Rus ‘eritme potasına’ katılmaya hazır olmalıdır. Diasporalar olmadan, şehirlerimizde ve köylerimizde kendi ‘kadim geleneklerini’ dayatmadan. Rusya’ya kalıcı olarak yerleşmek istiyorsan —kültür, dil ve inanç olarak— Rus olmayı kabul etmelisin.”

Uhov, inancın göçmen akınlarının asimilasyonunda giderek daha büyük rol oynaması gerektiğini savunarak, tarihsel olarak Tatar veya Çerkes soylarının Rus kimliğini ve Ortodoksluğu benimsedikten sonra Rus aristokrasisinin parçası hâline geldiğini hatırlattı.

Sonuç olarak Uhov, Rusya’nın göç politikasını yeni koşullara uyumlu hâle getirmenin yolunun, ailesiz vardiyalı çalışmaya geçiş, vatandaşlık verme sisteminin gözden geçirilmesi, “çok uluslu” söylem ve ideolojiden vazgeçilmesi ve ülkede yaşamak isteyenler için Rus etno-kültürel matrisinin önceliğinin kabul edilmesinden geçtiğini ifade etti.

Rusya göç politikasını yeniden yapılandırıyor

Rusya

CNN: Rusya, Ukrayna’daki hedeflerini değiştirmiş olabilir

Yayınlanma

CNN’in Batı istihbaratına dayandırdığı haberine göre, ‘Rusya Ukrayna’da kontrol ettiği bölgeleri sağlamlaştırmaya ve ekonomiyi canlandırmaya odaklanmış olabilir’. Kremlin hedeflerin değişmediğini belirtirken, bazı ABD’li yetkililer tarafların anlaşmaya yaklaştığını düşünüyor.

CNN televizyonu, ABD ve diğer Batı ülkelerinin istihbarat raporlarına aşina kaynaklara dayandırdığı haberinde, Rusya’nın Ukrayna’daki çatışmada hedeflerini “daha kısa vadeli” olanlara kaydırmış olabileceğini bildirdi.

Kanalın aktardığı istihbarat bilgilerine göre, Rus tarafı kontrolü altına aldığı topraklardaki konumunu güçlendirmeye ve ekonomiyi canlandırmaya odaklanmayı planlıyor.

Haberde, CNN‘e ismini vermek istemeyen üst düzey Amerikalı ve Ukraynalı yetkililerin görüşlerine yer verildi.

Yetkililerden biri, bu değişikliklerin Moskova’nın Washington ile ilişkilerini iyileştirme arzusundan kaynaklandığını düşünüyor.

Aynı kaynak, Rusya’nın Ukrayna’da yeni toprakların kontrol altına alınması gibi “maksimalist askeri hedeflerinden” vazgeçmediğini de belirtti.

Habere göre, bu yılın başlarında Amerikan istihbarat yetkilileri, ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmanlarına Rusya’nın tam olarak bunu hedeflediğini söylemişti.

Bu hafta Kremlin, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in askeri müdahalenin başlangıcından bu yana hedeflerinin değişmediğini belirterek, “Ulusal çıkarlarımızı güvence altına almalıyız,” açıklamasını yaptı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da bir ay önce yaptığı açıklamada, Rusya’nın güvenliğini sağlamanın hedef olduğunu ve Moskova’nın çözüm sürecinde bununla ilgilendiğini kaydetmişti.

Geçen yılın yaz aylarında Putin, barış için şartlar arasında Ukrayna ordusunun Donbass cumhuriyetleri, Herson ve Zaporojye oblastlarından tamamen çekilmesini, ayrıca bu bölgelerin, Kırım ve Sivastopol’un Rusya toprağı olarak tanınmasını saymıştı.

Ukrayna bu şartları ültimatom olarak değerlendirirken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçen günlerde O Globo gazetesine verdiği röportajda bunları “zorunluluk” olarak nitelendirmişti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Fox News‘e yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın 2014 sınırlarına dönebileceğinden şüphe duyduğunu belirtti.

Hem Rubio hem de Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Moskova ve Kiev’in çözüme ulaşmak için farklı şartları olduğunu ancak buna rağmen tarafların anlaşmaya daha yakın olduğu görüşünü dile getirdi.

Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg ise Ukrayna’nın, Washington tarafından sunulan ve fiili toprak kayıplarının tanınmasını da içeren çatışmayı sona erdirme şartlarını kabul ettiğini iddia etti.

ABD, Ukrayna’ya ihanet etti

Okumaya Devam Et

Rusya

Abhazya ile Rusya arasında hava ulaşımı, 30 yıl sonra yeniden başladı

Yayınlanma

Rusya ve Abhazya arasında 1993 yılından bu yana ilk tarifeli uçak seferi Moskova’dan Sohum’a gerçekleşti. 30 yılı aşkın bir aradan sonra Sohum Uluslararası Havalimanı’na inen uçak, Abhazya ve Rusya’dan yetkililer ve sanatçılar tarafından karşılandı.

Rusya ile Abhazya arasında 1993 yılından bu yana ilk tarifeli uçak seferi, dün Moskova’dan Sohum’a gerçekleşti.

TASS ajansının haberine göre, 30 yılı aşkın bir aradan sonra V. G. Ardzinba Sohum Uluslararası Havalimanı’na inen uçak, tarihi bir an yaşattı.

Sohum Havalimanı’nda ilk tarifeli uçak seferi törenle karşılandı. Törene Abhazya Devlet Başkanı Badra Gunba, Rusya Devlet Başkanlığı İdaresi Birinci Başkan Yardımcısı Sergey Kiriyenko, Abhazya Başkan Yardımcısı Beslan Bigvava, Parlamento Başkanı Laşa Aşuba, Başbakan Vladimir Delba, Abhazya’nın ilk devlet başkanının eşi Svetlana Cergeniya, milletvekilleri, hükümet üyeleri, siyasi kuruluş ve parti liderleri katıldı.

Ayrıca törene Abhazya Cumhuriyeti’nin Türkiye tam yetkili temsilcisi İbrahim Avidzba ve Türkiye’den de Abhaz Çerkes toplumundan bir çok temsilci de katıldı.

Abhazya Cumhuriyeti’nin Türkiye Tam yetkili temsilcisi İbrahim AVİDZBA ve Türkiye’den Abhaz Çerkes toplumundan bir çok katılımcı da bu tarihi ana tanıklık ettiler.

İlk uçuşla gelenler arasında Abhazya ve Rusya halk sanatçısı Yevgeniy Knyazev, Abhazya halk sanatçısı ve Rusya onur sanatçısı Alisa Gitsba, Abhazya’nın Rusya Büyükelçisi Alhas Kvitsinia ve turistler yer aldı.

Uçak yolcuları, uçuş süresinin çok hızlı geçtiğini ve kabinde çok samimi ve neşeli bir atmosfer olduğunu belirtti.

Knyazev, “Sohum Havalimanı’nın açılması mutluluk verici. Uçuşta çok eğlendik,” dedi ve kendisine sunulan Abhaz şarabı dolu boynuzu boşalttı.

Kvitsinia, Abhazya’nın bu bayramı 30 yılı aşkın süredir beklediğini söyledi ve Abhazya ile Rusya arasındaki hava ulaşımının yeniden sağlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.

Moskova’dan ilk uçuşu UVT Aero havayolu şirketi Vnukovo-Sohum güzergahında gerçekleştirdi.

İkinci uçuş 3 Mayıs’ta başlayacak ve ardından uçuşlar haftada bir kez, cumartesi günleri yapılacak. UVT Aero daha önce Vnukovo Uluslararası Havalimanı’ndan kalkış saatinin Türkiye saatiyle 14.30 olduğunu duyurmuştu.

Abhazya’nın başkentinden dönüş uçuşu Türkiye saatiyle 19.30’da, Vnukovo Havalimanı’na iniş ise Türkiye saatiyle 23.00’te gerçekleşti.

Bu hafta içinde, hava trafik kontrol çevrelerinden bir kaynak TASS‘a yaptığı açıklamada, Moskova’dan Sohum’a direkt uçuş süresinin yaklaşık 3 saat 50 dakika olacağını belirtmişti.

Tüm uçuşlar 50 koltuklu Bombardier CRJ-200 tipi uçaklarla yapılıyor.

Rusya Federal Sivil Havacılık Kurumu (Rosaviatsiya), iFly ve Nordstar havayolu şirketlerine Moskova ve Krasnoyarsk’tan Abhazya’nın başkentine uçuş izinleri verdi.

iFly’a Moskova’dan Sohum’a haftada 14 uçuş, Nordstar’a ise haftada 7 uçuş yapma izni verildi.

Ayrıca Nordstar, Krasnoyarsk’tan Abhazya’nın başkentine haftada 3 kez uçuş izni aldı. Sohum Havalimanı basın dairesinden yapılan açıklamada, uçuş güvenliği kontrolünün Sohum Havalimanı’nın havaalanı-kontrol merkezi tarafından sağlandığı belirtildi.

Sohum Havalimanı, Gürcistan-Abhazya silahlı çatışmasının ardından 1993 yılında uçuşlara kapatılmıştı.

Ekim 2023’te Abhazya hükümeti, havalimanının yeniden inşasıyla ilgilenen Rus şirketi Altyapı Geliştirme ile devlet-özel sektör işbirliği anlaşması imzaladı.

Bu anlaşmaya göre devlet, havaalanını, havaalanı altyapısını ve tarihi terminal binasını mülkiyetinde tutacak.

Ayrıca, çift kullanımlı tesis statüsü ve V. G. Ardzinba Sohum Uluslararası Havalimanı adı korunacak.

Okumaya Devam Et

Rusya

Kremlin: Nazi Almanyasını ABD’nin yardımı olmasa da yenmiş olurduk

Yayınlanma

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’nin Lend-Lease programı kapsamındaki yardımını takdir ettiğini ancak Sovyetler Birliği’nin bu yardım olmasa bile Nazi Almanyasını yeneceğini belirtti. Peskov, müttefiklerin katkısının unutulmaması gerektiğini vurgularken, Rusya’nın Lend-Lease borcunu 2006’da tamamen ödediğini hatırlattı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD tarafından Sovyetler Birliği’ne sağlanan Lend-Lease (Ödünç Verme ve Kiralama) programı kapsamındaki yardımlar için minnettar olduğunu ancak Sovyet ordusunun bu yardım olmasa bile Nazi Almanyasını yeneceğini ifade etti.

TASS ajansının aktardığına göre Peskov, müttefiklerin zafere katkısının unutulmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Peskov, “Znaniye, Perviyye” adlı etkinlikte yaptığı konuşmada, ABD Kongresinin Lend-Lease yasasını 11 Mart 1941’de kabul ettiğini hatırlattı.

Bu yasa kapsamında SSCB’ye araç, uçak, mühimmat ve tank sevkiyatının başladığını belirten Peskov, “Lend-Lease olmadan başaramazdık diyebilir miyiz? Hayır. Başarırdık ve yine de kazanırdık. Toprak yerdik ama kazanırdık. Ama bize yardım ettiler ve bunu takdir etmeli, unutmamalıyız,” dedi.

Lend-Lease, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sırasında müttefiklerine savaş malzemeleri, teçhizat, gıda ve petrol ürünleri dahil stratejik ham maddeler tedarik ettiği devlet programıydı.

Mart 1941’den Ağustos 1945’e kadar ABD, Lend-Lease kapsamında müttefiklerine toplam değeri 50 milyar doları aşan yardım sağladı.

Bu yardımın yaklaşık 31 milyar doları Birleşik Krallık’a, 11 milyar doları SSCB’ye gönderilirken, Fransa ve Çin gibi diğer ülkeler de alıcılar arasındaydı.

Peskov, Sovyetler Birliği’nin halefi olan Rusya’nın Lend-Lease kapsamındaki borçlarını tamamen ödediğini vurguladı.

Sözcü, son ödemenin 2006 yılında Devlet Başkanı Vladimir Putin döneminde yapıldığını hatırlattı.

Mayıs 2022’de dönemin ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna için Lend-Lease yasasını imzalamıştı.

Yasaya göre Kiev, 2023 mali yılında Washington’dan bazı yasal koşullara (örneğin beş yıllık kredi süresi veya ABD’nin kiralama nedeniyle yaptığı masrafların ödenmesi gibi) uymadan askeri teçhizat kiralayabilecekti.

Fakat Ukrayna bu program kapsamında herhangi bir yardım almadı ve Washington, askeri destek için başka mekanizmaları kullandı.

Putin ve Lukaşenko Volgograd’da bir araya geldi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English