Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya nükleer doktrinini neden değiştiriyor?

Yayınlanma

Rusya, nükleer doktrinini güncelleyerek Batı’ya karşı caydırıcılığını artırmayı hedefliyor. Yeni doktrin, nükleer olmayan devletlerin saldırılarını da kapsıyor ve Belarus’a yönelik tehditleri de içeriyor.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, 26 Eylül’de yaptığı açıklamada, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Güvenlik Konseyi toplantısında duyurduğu Rusya’nın nükleer doktrinindeki düzenlemelerin Batılı ülkelere yönelik bir uyarı olarak algılanması gerektiğini belirtti.

Peskov, “Bu, söz konusu ülkeleri, ülkemize karşı herhangi bir saldırıya katılmaları halinde bunun sonuçları konusunda uyaran bir sinyaldir. Bu, mutlaka nükleer araçlarla sınırlı değildir,” dedi.

Değişikliklerin özellikle ‘ülke sınırlarındaki artan gerilim unsurları’ nedeniyle yapıldığını vurgulayan Peskov, daha önce de ‘sağduyulu devlet başkanlarının Putin’in açıklamalarının ciddiyetini kavradıklarından ve fark ettiklerinden’ emin olduğunu belirterek, “Özellikle de nükleer güçler dahil olmak üzere Batılı ülkelerin Ukrayna’daki çatışmaya doğrudan müdahil olmasıyla kışkırtılan bu eşi benzeri görülmemiş durum söz konusu olduğunda,” diye ekledi.

Peskov ayrıca, askeri doktrin ve ‘Nükleer Caydırıcılık Alanında Devlet Politikasının Temelleri’ olmak üzere iki belgede düzenlemeler yapıldığını açıkladı.

Putin, 25 Eylül’de Güvenlik Konseyi çerçevesinde nükleer caydırıcılık konusunda ilk kez düzenlenen daimî bir toplantı gerçekleştirdi.

Bu toplantı, ‘Nükleer Caydırıcılık Alanında Devlet Politikasının Temelleri’nin güncellenmesine odaklandı.

Devlet Başkanı’nın ana hatlarıyla açıkladığı değişikliklerden biri, nükleer olmayan herhangi bir devlet tarafından, ancak nükleer bir devletin katılımı veya desteğiyle Rusya’ya yönelik saldırının artık ortak bir saldırı olarak kabul edileceği.

Güncellenen doktrin ayrıca Rusya’nın nükleer silah kullanımına geçiş koşullarını da belirliyor.

Putin, yetkililerin söz konusu senaryoyu ‘hava ve uzay saldırı araçlarının kitlesel olarak fırlatılması ve ülke sınırlarını geçmeleri konusunda güvenilir bilgi aldıklarında’ değerlendireceklerini belirtti.

Putin, “Stratejik ve taktik uçakları, seyir füzelerini, insansız hava araçlarını, hipersonik ve diğer hava araçlarını kastediyorum,” diye ekledi.

Son olarak, ‘Temel İlkeler’in güncel haline göre, Rusya sadece kendisine karşı değil, aynı zamanda Birlik Devleti üyesi olarak Belarus’a karşı da saldırganlık nedeniyle nükleer silah kullanma hakkına sahip olacak.

Mevcut belgeye göre Rusya, Rusya ve/veya müttefiklerinin topraklarına balistik füzelerin fırlatılması durumunda ve düşmanın topraklarında nükleer silahlar veya diğer kitle imha silahları kullanması halinde nükleer saldırı ile karşılık verebilir.

Ancak şimdi gerekçelerin genişletilmesi planlanıyor: Nükleer silahlar ‘düşmanın konvansiyonel silahlar kullanarak Rusya ve Belarus’un egemenliğine kritik bir tehdit oluşturması halinde de’ kullanılabilecek.

Siyaset bilimci ve Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsünde kıdemli öğretim görevlisi Aleksey Zudin, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte nükleer caydırıcılık doktrinindeki değişikliğin ana nedeninin Rusya’nın güvenliğine yönelik mevcut tehdit olduğunu söylüyor. Zudin, Ukrayna NATO’ya kabul edilmese bile ABD ve bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Ukrayna’ya nükleer garanti verebileceğini ve bunun da Rus yönetiminin eylemlerinin nedenlerinden biri olduğunu ifade etti.

Rusya Bilimler Akademisi ABD ve Kanada Enstitüsü Politik-Askeri Çalışmalar Bölümü’nde araştırmacı olan Oleg Krivolapov ise, Ukrayna krizinin tırmanmaya devam etmesi nedeniyle nükleer doktrindeki değişikliklerin muhtemelen gerekli olduğunu söyledi.

Özellikle F-16 uçaklarının Ukrayna’ya gönderilmesi, Batı silahlarının Rusya topraklarının derinliklerine saldırmak için kullanılması tartışmaları ve ABD’nin Almanya’ya orta menzilli füzeler yerleştirme niyetleri söz konusu. Krivolapov’a göre, Rusya’nın nükleer doktrinindeki değişiklikler Batılı ülkeleri daha da tırmandırıcı adımlar atmaktan caydırabilir, fakat uzman Washington ve Brüksel’in Moskova yeni bir şey yapmıyormuş gibi davranıp gerilimi tırmandırmaya devam edebileceğini de kabul ediyor.

Krivolapov aynı zamanda, Rusya ordusunun halihazırdaki sürekli ilerleyişi göz önüne alındığında, Rusya’nın Ukrayna’daki çatışmada nükleer silah kullanmaya ihtiyacı olmadığını vurguladı.

Diğer yandan Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi’nde askeri uzman olan Aleksandr Yermakov, Batı’ya potansiyelini hatırlatmak için nükleer doktrinde değişiklik yapılması gerektiğini dile getirdi. Ayrıca doktrinde bir dizi açıklama yapılması da gerekliydi: Örneğin daha önce balistik füzelerle saldırı durumunda karşı saldırıdan söz ediliyordu, ancak seyir füzeleri ve bombardıman uçaklarıyla saldırıların da bir yanıt nedeni olarak kabul edildiğini belirtmek mantıklı.

Nükleer silaha sahip olmayan ancak böyle bir ülkenin desteğine sahip olan bir devletin Rusya’ya saldırması halinde karşılık verileceğine dair bir maddenin ortaya çıkması, Batılı ülkelere Ukrayna’ya verdikleri desteği çok fazla genişletmemeleri gerektiğini hatırlatıyor.

Yermakov’a göre yeni doktrinde bir devletin varlığına yönelik tehdit gibi bir dizi formülasyonun egemenliğe yönelik tehditle değiştirilmesi oldukça mantıklı: önceki formülasyonlar çok fazla yorumlama serbestisine sahipti. Bununla birlikte, hem o zaman hem de şimdi, konvansiyonel bir çatışmada büyük ölçekli askeri yenilgi tehdidinden önce nükleer silahların kullanılmasının mümkün olacağı kastediliyor.

Ancak uzman, büyük ölçekli bir askeri yenilginin ‘1941 sonbaharında Moskova yakınlarındaki Wehrmacht’ gibi gerçekten feci bir durum anlamına geldiğinin anlaşılması gerektiğini belirtti. Yermakov’a göre Ukrayna ordusu, en çılgın rüyalarında bile Rusya için böyle bir varoluşsal tehdit yaratabilecek kapasitede değil.

Putin’den Rusya’nın uzun menzilli yabancı füzelerle vurulması halinde Ukrayna’ya nükleer saldırı uyarısı

Rusya

Rus general Popov rütbesi sökülerek hapse gönderildi

Yayınlanma

Rusya’da eski 58. Ordu Komutanı Tümgeneral İvan Popov, tahkimat inşaatındaki yolsuzluk ve evrakta sahtecilik suçlarından yargılandığı davada 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tambov garnizon askeri mahkemesi, Popov’un rütbesini söktü ve 800 bin ruble para cezası da verdi. General, daha önce ordu içindeki sorunları dile getirdiği için görevden alınmıştı ve cepheye dönme talebi reddedilmişti.

Rusya’da Tambov garnizon askeri mahkemesi, eski 58. Ordu Komutanı Tümgeneral İvan Popov’u dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik suçlamalarıyla 5 yıl hapis cezasına çarptırdı.

İnterfaks haber ajansının aktardığına göre, mahkeme ayrıca Popov’un rütbesini söktü ve 800 bin ruble para cezası ödemesine hükmetti.

Popov, geçen yılın mayıs ayında gözaltına alınmıştı. Soruşturma makamlarının iddiasına göre, Popov, 58. Ordu’nun savunmasından sorumlu olduğu Zaporojye istikametindeki tahkimatların inşası için yetkililer tarafından satın alınan 1,7 bin tondan fazla metal profilini çalıp sattı.

Başlangıçta 130 milyon ruble olarak tahmin edilen zarar miktarı daha sonra 105 milyon rubleye düşürüldü.

Generale daha sonra 1 milyon rublelik evrakta sahtecilik (Ceza Kanunu’nun 292. maddesi) suçlaması da eklendi. Popov, suçlamaları kabul etmedi.

Soruşturma Komitesi tarafından talep edilen bilirkişi incelemesi sonucunda, davanın dayanağı olan belgelerdeki imzanın sahte olduğu ortaya çıktı.

Popov’un avukatı, delillerin tahrif edildiğini belirtti. Ancak soruşturma, generalin şüpheleri üzerinden atmak için bazı astlarını kendisi adına imza atmaya zorladığını iddia etti.

Dava dosyasına göre Popov, iş insanı Sergey Moyseyev ve Korgeneral Oleg Tsokov ile birlikte bir organize suç örgütünün parçası olarak hareket etti.

Korgeneral Tsokov, 2023 yazında savaşta hayatını kaybetmiş ve ölümünden sonra Rusya Kahramanı unvanına layık görülmüştü. Onun hakkındaki dava düşürüldü.

Popov, 58. Birleşik Ordu Komutanlığı görevinden Temmuz 2023’te, Silahlı Kuvvetler’deki sorunlara ilişkin üstlerine sunduğu ve Devlet Başkanı Vladimir Putin’e de göstermeyi planladığı bir raporun ardından alınmıştı.

Wagner Grubu ile bağlantılı Grey Zone kanalı, generalin Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile anlaşmazlığa düştüğünü ve Gerasimov’un onu “panik yaratmak ve şantaj yapmakla” suçladığını bildirdi.

Popov’un kendisi de belirli kişileri belirtmeden bu bilgiyi doğruladı. General, “gerçekleri olduğu gibi söylediği” ve “yalan söylemeyi reddettiği” için kendisinden “kurtulduklarını” ifade etti.

Soruşturma sırasında Popov, Ukrayna ile savaşa yeniden gönderilmeyi talep etti, bu konuda Putin’e de başvurdu ancak henüz izin alamadı.

Kararın açıklanmasının ardından talebini bir kez daha yineledi. Popov’un avukatı Sergey Buynovskiy, talebinin reddedildiğini belirtti.

Rusya Savunma Bakanlığı’nda ikinci general rüşvetten hapis cezası aldı

Okumaya Devam Et

Rusya

Medvedev: Netanyahu’yu yargılamayan UCM güvenilirliğini yitirdi

Yayınlanma

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) İsrail Başbakanı Netanyahu’yu yargılamayı reddederken diğer liderler hakkında yakalama kararı çıkarması nedeniyle eleştirdi. Medvedev, mahkemenin güvenilirliğini yitirdiğini ve çifte standart uyguladığını belirtti. Ayrıca, UCM’ye alternatif olarak BRICS çatısı altında yeni bir uluslararası hukuk organı kurulmasını önerdi.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) sert bir dille eleştirdi.

Medvedev, mahkemenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında kovuşturma başlatmayı göz ardı etmesi nedeniyle güvenilirliğini yitirdiğini savundu.

Medvedev, St. Petersburg Devlet Üniversitesi tarafından yayımlanan Pravovedeniye dergisinde kaleme aldığı “Kaybolan İllüzyonlar veya Uluslararası Ceza Mahkemesi Nasıl Değersiz Bir Hukuki Varlık Haline Geldi” başlıklı makalesinde bu konuya değindi.

Makalede Medvedev, UCM’nin 20 yılı aşkın süredir 33 davaya baktığını ve bunların çoğunun Afrika ülkelerinden şahsiyetlere karşı olduğunu, buna karşılık, diğer ülkelerden “büyük savaş suçlularını” kovuşturmayı göz ardı ettiğini ifade etti.

Medvedev, mahkemenin kurucu statüsüne taraf olan Avrupa ülkelerinin çifte standart sergilediğini sözlerine ekledi. Bu ülkelerin başlangıçta İsrail liderliğini yargılamaya istekli olduklarını, ancak Washington’dan gelen baskı üzerine geri adım attıklarını belirtti.

Medvedev’e göre, bu durum mahkemeye karşı saygısızlığı açıkça gösteriyor.

Medvedev, mahkemenin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi egemen devlet başkanları hakkında, bu kararların uygulanamayacağını bilmesine rağmen yakalama kararları çıkararak “saçmalığın zirvesine” ulaştığını kaydetti.

Bu durumun, mahkemenin “Anglo-Sakson dünyasının” elinde bir araç haline geldiğini gösterdiğini savundu.

Medvedev, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne alternatif olarak yeni bir uluslararası hukuk organı kurulması olasılığının incelenmesi çağrısında bulundu.

Yetkili, bu organın BRICS grubu çatısı altında olmasını önerdi.

Medvedev, bu yeni yargı organının BRICS üyesi ülkelerin Birleşmiş Milletler Şartı ilkelerine bağlılığını teyit edebileceğini açıkladı.

Bu ilkeler arasında egemen devlet başkanlarının dokunulmazlığına saygı gösterilmesi ve devletlerin iç işlerine karışılmasının yasaklanması yer aldığını dile getiren Medvedev, Roma Statüsü temelinde kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne büyük devletlerin katılmadığını ve mahkemenin uluslararası davalara yaklaşımındaki taraflılık ve seçicilik nedeniyle eleştirilerle karşı karşıya olduğunu işaret etti.

Medvedev, alternatif bir yargı organı kurulmasının uluslararası adaleti güçlendirebileceğini ve BRICS üyesi ülkelere kendi çıkarlarını yansıtan ve egemenliklerine saygı duyulmasını sağlayan bağımsız bir hukuki platform sunabileceğini vurguladı.

Daha önce ABD Başkanı Donald Trump, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yaptırım uygulanmasını öngören bir başkanlık kararnamesi imzalamıştı.

Trump, mahkemenin Netanyahu ve görevden alınan Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı çıkarmasını eleştirmişti.

Hangi Avrupa ülkeleri UCM’nin tutuklama emrine uyacak?

Okumaya Devam Et

Rusya

Şoygu: Rusya, Batı’ya karşı nükleer caydırıcılık hakkını saklı tutuyor

Yayınlanma

Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Sergey Şoygu, TASS haber ajansına verdiği röportajda, Rusya’nın Batı ülkelerinin saldırısı durumunda nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu belirtti. Şoygu, bu hakkın Kasım 2024’te güncellenen nükleer caydırıcılık politikasına eklendiğini ve Rusya veya Belarus’a yönelik konvansiyonel silahlarla yapılan saldırıları da kapsadığını vurguladı.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Sergey Şoygu, Batı ülkelerinin saldırısı durumunda Moskova’nın nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu bildirdi.

TASS haber ajansına verdiği mülakatta Şoygu, Kasım 2024’te Rusya Federasyonu’nun Nükleer Caydırıcılık Alanındaki Devlet Politikası Esasları’nda yapılan değişikliklere göre, “Rusya’nın kendisine veya Belarus Cumhuriyeti’ne yönelik, konvansiyonel silahlar dahil olmak üzere, bir saldırı durumunda nükleer silah kullanma hakkını saklı tuttuğunu” ifade etti.

Şoygu, Rusya’nın “Avrupa ülkelerinin askeri hazırlıklarını dikkatle izlediğini” sözlerine ekledi.

Şoygu, Rusya Federasyonu Ulusal Güvenlik Stratejisi’ne göre, “yabancı devletlerin Rusya Federasyonu’nun egemenliğini ve toprak bütünlüğünü tehdit eden düşmanca eylemlerde bulunması durumunda, ülkenin bu tür eylemleri durdurmak ve tekrarlanmasını önlemek için gerekli simetrik ve asimetrik önlemleri almayı meşru gördüğünü” hatırlattı.

Güvenlik Konseyi Başkanı’nın belirttiğine göre, nükleer caydırıcılık “Rusya’yı potansiyel düşman olarak gören, kitle imha silahlarına veya önemli konvansiyonel askeri potansiyele sahip devletlere ve askeri koalisyonlara karşı uygulanıyor.”

Ayrıca, bu tür eylemler, Rusya Federasyonu’na karşı saldırı hazırlığı ve gerçekleştirilmesi için kendi topraklarını ve kaynaklarını sağlayan devletleri de kapsıyor.

Şoygu, Rusya ve Belarus’un birleşik savunma alanının bütünlüğünü sağlamak ve stratejik caydırıcılık faaliyetlerini ortaklaşa yürütmek gibi görevlerin, “iki ülkenin güvenlik konseyi birimlerinin doğrudan katılımıyla geliştirilen ve Aralık 2024’te kabul edilen Birlik Devleti Güvenlik Konsepti ve Rusya Federasyonu ile Belarus Cumhuriyeti Arasında Güvenlik Garantileri Anlaşması’nda yer aldığını” kaydetti.

Avrupa 2030’a kadar Rusya ile savaşa hazırlanıyor’

Öte yandan Şoygu, Avrupa ülkelerinin Rusya ile askeri bir çatışmaya açıkça hazırlandığını ve bu çatışmanın 3 ila 5 yıl içinde, yani 2030’a kadar gerçekleşebileceğini söyledi.

Bu hazırlıkların farklı seviyelerde dile getirildiğini dile getiren Şoygu, “Avrupalı politikacılar ve askerler 2030’a kadar bizimle savaşmaya hazır olmak istiyorlar,” dedi.

Şoygu’ya göre Kiev, parasal destek ve silah tedariki karşılığında “Ukrayna’nın doğalgaz zenginliklerini, topraklarını, Ukrayna halkının geleceğini pahalıya satmak” amacıyla çatışmaları uzatmaya çalışıyor.

Bununla birlikte, Ukrayna’nın askeri, ekonomik ve seferberlik potansiyelinin önemli ölçüde zayıfladığına işaret etti.

Güvenlik Konseyi Başkanı, Batı yardımına bağımlı olan Ukrayna ekonomisindeki derin krize de dikkat çekti. Şoygu, ülkenin devlet borcunun geçen yıl sonunda 167 milyar dolara yükseldiğini söyledi.

Şoygu, “Aynı zamanda, onları [Kiev rejiminin temsilcilerini] destekleyen devletler, yüksek sesli açıklamalara rağmen, Kiev’in askeri alandaki tüm taleplerini karşılayamıyorlar,” diye konuştu.

Kursk oblastının tamamı yakında temizlenecek’

Bunun yanı sıra Şoygu, Kursk oblastının tamamının yakın zamanda Ukrayna ordusundan temizleneceğini ve sürecin şu anda son aşamaya girdiğini ifade etti.

Şoygu, bu aşamada Ukrayna ordusunun işlediği suçların ve neden olduğu zararın belgelenmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, 19 Nisan’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, Kursk oblastının ana kısmının kurtarıldığını bildirmişti.

Gerasimov’a göre, çatışmaların devam ettiği iki bölge kaldı ve Gornal ile Oleşnya civarında Ukrayna ordusundan temizlik çalışmaları sürüyor.

Rusya Soruşturma Komitesi Başkanı Aleksandr Bastrıkin, Ukrayna ordusunun Kursk oblastına girmesinden bu yana esir alınan 290 Ukrayna ordusu mensubu hakkında 175 dava açıldığını ve bunlardan 41’inin mahkemece karara bağlandığını söyledi.

Bastrıkin, bu ceza davalarında 49 binden fazla kişinin mağdur olarak tanındığını belirtti.

FT: Rusya, Ukrayna’da çatışmaları mevcut cephe hattında durdurmaya hazır

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English