Bizi Takip Edin

RUSYA

‘Rusya, Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyor’

Yayınlanma

Rusya’nın İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, Ukrayna Savaşı ve küresel gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Çok kutupluluk eğiliminin güçlendiğini belirten Burarov, Trump’ın Ukrayna konusundaki yaklaşımını olumlu bulduklarını açıkladı. Suriye geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Ahmet Eş Şara ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki telefon görüşmesi hakkında da bilgi veren Burarov, Suriye’nin ekonomik potansiyeline katkı yapmak için Moskova’nın işbirliğine hazır olduğunu belirtti. Kafkasya’daki Azerbaycan-Ermenistan gerilimine ilişkin de mesajlar veren Burarov, “İhtilaf çözülmeden sakinliğin korunabilmesi konusunda tereddütler olacağını” ifade etti.

Rusya’nın İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, üçüncü yılını dolduran Rusya – Ukrayna savaşında gelinen durum hakkında açıklamalarda bulundu. Burarov, “Özel askeri harekatın başlatılmasına karar verilmesine neden olan diğer önemli sebep, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı mücadelenin ileri karakolu olarak Batı’dan silahlarla pompalanması, NATO’ya kabul edilmesi konusunun aktif olarak tartışması ve Ukrayna topraklarında Kuzey Atlantik İttifakı’nın ilgili askeri altyapısının konuşlandırılması oldu” ifadelerini kullandı.

Rus diplomat, “90’larda ve 2000’li yıllarda, yılların başında Ayırma çizgilerini aşabileceğimize, o zamanlar dedikleri gibi Atlantik’ten Vladivostok’a ortak bir alan inşa edebileceğimize, barış ve karşılıklı anlayış içinde yaşayabileceğimize inandık. Ne yazık ki Batı’nın Rusya’dan küçük bir ortak yapma, egenliğimizin ve ekonomik bağımsızlığımızın güçlenmesini önleme arzusu bugünkü olaylara yola çıktı” dedi.

Dünyada çok kutupluluk eğiliminin güçlendiğine dikkat çeken Burarov, “Jeopolitik bölünme bugün Batı ile Rusya arasında değil, Batılı azınlıkla dünya çoğunluğu arasında gerçekleşiyor. Giderek artan sayıda büyük, orta ve küçük devlet çok kutuplu bir dünyanın oluşum sürecinde ivme kazanmıştır ve bağımsız ulusal yönelimli politikalar izlemektedir” dedi.

Putin, Trump’ı Moskova’yı ziyaret etmeye davet etti

ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki telefon görüşmesine değinen Burarov, şu ifadeleri kullandı:

“Donald Trump, askeri çatışmaların bir an önce durdurulmasını ve sorunun barış yollarla çözülmesini savundu. Vladimir Putin çatışmanın temel nedenlerinin ortadan kaldırılması gereğinden bahsetti ve uzun vadeli çözüme barış görüşmeleri yoluyla ulaşılabileceği konusunda ABD Başkanı ile hemfikir olduğunu açıkladı. Rusya devlet başkanı, Amerikan devlet başkanının ülkelerimizin birlikte çalışma zamanının geldiğine dair görüşünü destekledi. Görüşme sırasında Orta Doğu sorunlarının çözümü, İran nükleer programı ve ekonomi alanındaki ikili Rus-Amerikan ilişkileri konularına da değinildi. Rusya devlet başkanı ABD başkanını Moskova’yı ziyaret etmeye davet etti.”

Burarov, “Vladimir Putin ve Donald Trump yüz yüze görüşmeler de dahil olmak üzere kişisel temasların sürdürülmesi konusunda da anlaştılar” diye ekledi.

Rusya Başkonsolosu ayrıca Trump’ın Ukrayna konusundaki tutumunun Rus tezlerini doğruladığını savundu:

“Geçenlerde başkan Donald Trump’ın Batı’da şimdiye kadar kimsenin yapmadığı biçimde Ukrayna’daki ihtilafının nedenlerinden biri olarak Ukrayna’nın NATO’ya alınma teşebbüslerini göstermesini olumlu karşılıyoruz. Rusya zaten baştan beri bundan bahsediyor.”

“Rusya, Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyor”

Rusya İstanbul Başkonsolosu Andrey Buravov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suriye geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Ahmet Eş Şara arasındaki görüşmeye ilişkin de mesajlar verdi:

“Bu görüşme sırasında Rusya tarafından Suriye Devleti’nin birliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü destekleyen ilgili tutumumuz vurgulandı. Bu bağlamda ülkede istikrarlı normalleşmenin sağlanması, önde gelen siyasi güçlerin ve etnik-dinsel nüfus gruplarının katılımıyla Suriyeliler arasında diyaloğun yoğunlaştırılması için bir dizi önlemin uygulanmasının önemi vurgulandı. Suriye’nin ekonomik potansiyeline Sovyetler Birliği zamanından başlayarak önemli katkıda bulunduk. Dolayısıyla bununla ilgili olarak da Rusya tarafı ilgili çalışmaları yapmaya hazır olduğunu bildiriyor. Tabi bu diyalog süreci çerçevesinde çeşitli konular da ele alınacaktır. Bunlarla ilgili olarak bu konuların durumu da açık bir şekilde belirlenmiş olacaktır. Bu sizin sorunuzun son kısmında bahsettiğiniz şeyler de zannediyorum bu süreç çerçevesinde şubeye bu şekilde kendi çözümünü bulacaktır.”

Azerbaycan-Ermenistan gerilimi

Azerbaycan ile Ermenistan arasında nihai bir barış anlaşmasının yapılmaması konusunda da değerlendirmeler yapan Burarov, Rusya’nın yapıcı katkıya hazır olduğunu vurguladı. Rus diplomat şunları kaydetti:

“Son dönem içinde de toplantıların yapıldığı 3 artı 3 formatının da bulunduğunu biliyoruz. Bu formatın tabii bu ikili yani Azerbaycan’la Ermenistan arasındaki konuların çözümünde ne kadar etkili olabileceği konusunda bu, ilk baştan bu iki ülkenin tutumuna bağlı olan bir şeydir. En azından bu format çerçevesinde ve Rusya açısından bakarsak iyi niyetli girişimlere her zaman hazır olduğumuzu söylüyoruz. Her iki taraf bunu ne kadar istiyorsa bizim kolaylaştırıcı rolümüz o ölçüde mümkün olacaktır. Biz buna hazırız. Zaten her zaman onu söylüyoruz. Ama tabii  barış ortamını sağlamak için ilk önce bu iki ülkeye iş düşüyor. Ve bu onların kararlarına bağlıdır. Bu ihtilaf tamamen çözülmeden oradaki durumun sakinleşebileceği konusunda her zaman tereddütler olacaktır. Durum budur.”

RUSYA

Güney Koreli şirketler Rusya’ya dönmek istiyor

Yayınlanma

The Korea Times‘ın haberine göre, İtalyan Ariston’un ardından Güney Koreli Hyundai, Samsung ve LG gibi büyük şirketler de Rusya pazarına geri dönmeyi değerlendiriyor. LG Moskova’daki fabrikasını kısmen yeniden faaliyete geçirirken, Hyundai ve Samsung durumu yakından takip ediyor ve savaş sonrası döneme hazırlanıyor. Şirketler, yaptırımların kalkması ve Çinli rakiplerin artan pazar payı gibi belirsizliklere rağmen Rusya pazarının önemini vurguluyor.

The Korea Times‘ın haberine göre, İtalyan Ariston’un ardından Hyundai Motor Group, Samsung Electronics ve LG Electronics gibi Güney Koreli büyük şirketler de Rusya pazarına geri dönmeyi değerlendiriyor.

LG Electronics, şirketin Moskova’daki elektrikli ev aletleri fabrikasının kısmen yeniden faaliyete geçtiğini belirtti.

Şirket, bu adımın Ukrayna’daki savaşın başlangıcından beri atıl durumda olan üretim hatlarının bozulmasını önlemek amacıyla atıldığını ve “fabrikada mevcut olan malzemelerin kullanıldığını” ifade etti. Fabrikada çamaşır makinesi ve buzdolabı üretiliyordu.

LG CEO’su Cho Joo-wan ise 25 Mart’ta yaptığı açıklamada, savaşın devam etmesi nedeniyle şirketin hâlâ “temkinli davrandığını” söyledi.

CEO Cho, “Yaptırımlar [Rusya’ya yönelik] kaldırıldığında faaliyete yeniden başlayabileceğimiz için durumu dikkatle takip ediyoruz,” ifadesini kullandı.

Hyundai Motor Group da durumu takip ediyor ve savaş sonrası Rusya pazarına girme senaryosunu değerlendiriyor.

Şirket, “Henüz karar alınmadı ve şirket durumun gelişimini dikkatle izliyor,” dedi.

The Korea Times‘ın yazdığına göre Hyundai Motor’un iştirakleri Kia, Hyundai Mobis ve Hyundai Steel’in yakın zamanda Rusya’da iş ilanı vermesi, şirketin Rusya pazarına geri dönme “ihtimalinin yüksek” olduğunu gösteriyor.

Hyundai ve Kia, savaş öncesinde ülkede lider otomobil markalarıydı.

Fakat grup, Aralık 2023’te St. Petersburg’daki fabrikasını 10 bin ruble gibi sembolik bir fiyata satarken, iki yıl içinde geri satın alma opsiyonunu da anlaşmaya eklemişti.

Bu nedenle, şirketin Rusya’daki fabrikasının faaliyetlerini yeniden başlatma kararını bu yıl sonuna kadar vermesi gerekiyor.

Samsung Electronics, 2022 yılında Kaluga’daki fabrikasının faaliyetlerini askıya almıştı.

Bu fabrikada yılda 1 milyon adet televizyon, monitör ve çamaşır makinesi üretiliyordu.

Şirket, paralel ithalat yoluyla ülkedeki satış noktalarını desteklemeye devam etti ancak Rusya Federasyonu’nda üretim yapmadı ve savaşın başlamasının ardından bazı üretim hatlarını yerli şirketlere kiraladı.

Şubat ayında Kommersant gazetesi, Samsung’un pazarlama harcamalarının yıl başından bu yana yıllık bazda yüzde 30 arttığını yazmıştı.

Korea Times‘a konuşan adı açıklanmayan bir holding temsilcisi, Rusya’nın Koreli şirketler için hâlâ büyük önem taşıdığını dile getirdi.

Temsilci, savaş sona erdiğinde “işleri yeniden başlatmak için muhtemelen her türlü çabanın gösterileceğini” ifade etti.

Ancak temsilci, Rusya Federasyonu’na yönelik hangi yaptırımların kaldırılabileceğinin ve “Koreli firmaların Çinli şirketlerin genişlettiği pazar payını nasıl geri kazanabileceğinin” henüz belli olmadığını da sözlerine ekledi.

Güney Kore Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, ülkenin Rusya ile ikili ticaret hacmi 2021’de 29,9 milyar dolara ulaşmıştı.

Rusya Federasyonu o dönemde Güney Kore’nin en büyük 12. ihracat pazarı konumundaydı.

İtalyan ev aletleri üreticisi Ariston, geçtiğimiz günlerde Batılı şirketler arasında Rusya’ya geri döneceğini açıklayan ilk şirket olmuştu.

Şirket, Rusya’daki iştiraki Ariston Thermo Rus’un kontrolünü yeniden ele aldığını duyurmuştu.

Ariston, Rusya Federasyonu’ndaki faaliyetlerine mevcut yaptırımlara uyarak devam edeceğini vurguladı.

Kaç Batılı şirket Rusya’yı terk etti?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya, Elon Musk’a Mars görevi için küçük boyutlu nükleer santral teklif etti

Yayınlanma

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, milyarder Elon Musk’ın planladığı Mars görevi için Rusya’nın küçük boyutlu nükleer santral kullanımını önerebileceğini belirtti. Dmitriyev, Rusya’nın Mars görevi için sunabileceği gelişmiş teknolojik kabiliyetler olduğunu vurguladı ve Roskosmos ile Rosatom’un Musk ile çalışmaya ilgi duyduğunu ifade etti.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Rusya’nın Amerikalı milyarder Elon Musk’ın planladığı Mars görevi için küçük boyutlu nükleer santral kullanımını önerebileceğini söyledi.

RIA Novosti ajansının haberine göre Dmitriyev, “Rusya, Mars görevi için küçük boyutlu nükleer santral ve diğer gelişmiş teknolojik imkanları sunabilir,” ifadesini kullandı.

Dmitriyev, nükleer santralin kullanımına ilişkin ayrıntı vermedi.

Bir yıl önce, Roskosmos’un eski başkanı Yuriy Borisov, Rusya ve Çin’in 2033-2035 yıllarında Ay’a nükleer güç ünitesi teslim etme ve kurma konusunda ortak projeyi görüştüklerini bildirmişti.

Rusya Devlet Başkanı tarafından Rusya ile ABD temaslarının yeniden kurulması sürecinde uluslararası işbirliği özel temsilcisi olarak atanan Dmitriyev, geçen haftalarda Roskosmos ve Rosatom’un özel Amerikan şirketi SpaceX’in başkanı Musk ile ortak çalışma konusundaki ilgisinden daha önce bahsetmişti.

RDIF başkanına göre, Rus şirketleri “Mars uçuşu da dahil olmak üzere yardımcı olabilirler”. Dmitriyev ayrıca yakın zamanda Musk ile olası görüşmelerin yapılacağını da duyurmuştu.

SpaceX’in kurucusu Musk, 2024 seçimlerinde Donald Trump’ın en büyük sponsorlarından biriydi ve Beyaz Saray’da başkanın en yakın danışmanlarından biri oldu.

Musk, mart ayında yaptığı açıklamada, Starship uzay gemisinin gelecek yılın sonunda Optimus adlı insansı robotla birlikte Mars’a gideceğini duyurdu.

Ayrıca Musk, 2029 gibi erken bir tarihte Kızıl Gezegen’e insan indirme olasılığını dışlamadığını, ancak bunun için 2031 yılını daha olası gördüğünü belirtti.

Daha önce X platformunda Musk’ın bir gönderisine Rusya ile ortak Mars görevi önerisiyle yanıt veren Dmitriyev, “Mars görevi için Rusya’nın sunabileceği çok şey olduğuna inanıyoruz, zira uygulanabilir olduğunu düşündüğüm bazı nükleer teknolojilere sahibiz,” dedi.

Moskova’nın Ukrayna’da askeri operasyon başlatmasının ardından ekonomik bağların çoğunun kopmasına rağmen, Rusya ve ABD uzay alanındaki işbirliğini sürdürüyor.

Özellikle Roskosmos ve NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) yönelik çapraz uçuş anlaşmasını birkaç kez uzattı; son uzatma 2026 yılına kadar geçerli olacak.

Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) ortak ExoMars gezegen araştırma projesinden çekilmesi ve Rus iniş platformu ile Avrupa yapımı gezgini taşıması planlanan görevin gerçekleşmemesi üzerine Rusya, 2022 yılında kendi Mars görevi üzerinde çalışmaya başlayacağını duyurdu.

Rusya’dan Elon Musk’a Mars’a ortak sefer teklifi

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin: Arktik’te işbirliğine hazırız

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Murmansk’taki Uluslararası Arktik Forumu’nda yaptığı konuşmada, ülkesinin Arktik’te hem dost hem de Batılı ülkelerle işbirliğine hazır olduğunu belirtti. Putin, Arktik Konseyi’nin zayıfladığını ifade ederken, NATO’nun bölgedeki artan faaliyetlerinden duyduğu endişeyi dile getirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 27 Mart’ta Murmansk’ta düzenlenen Uluslararası Arktik Forumu’nun genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada, Rusya’nın Arktik’te hem dost ülkelerle hem de ilgi göstermeleri halinde Batılı ülkelerle işbirliğine hazır olduğunu belirtti.

Putin, Arktik’teki uluslararası etkileşimin şu anda en iyi dönemini yaşamadığını kaydetti.

Devlet Başkanı, daha önce işbirliği için Arktik Konseyi’nin kurulduğunu ancak bu mekanizmanın “bugün zayıfladığını” söyledi.

Putin, “Böyle durumlarda dedikleri gibi: İstemiyorsanız, siz bilirsiniz,” diye ekledi.

Vedomosti gazetesinin aktardığına göre Putin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland’ı Danimarka’dan satın alma fikrine de değindi.

Putin’e göre, “bu yalnızca ilk bakışta şaşırtıcı görünebilir”. Bunun sıra dışı konuşmalar olduğunu düşünmenin yanlış olduğunu belirten Putin, “Aslında ABD’nin bu tür planları 19. yüzyılın 60’lı yıllarında ortaya çıkmıştı. O zamanlar Amerikan yönetimi Grönland ve İzlanda’yı ilhak etme olasılığını değerlendiriyordu, ancak bu fikir o dönemde Kongre’den destek görmedi,” dedi.

Putin, daha sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’nin adada askeri üsler kurması ve savaşın bitiminden sonra Danimarka’ya Grönland’ı satın alma teklifinde bulunması da dahil olmak üzere konunun tarihçesini anlattı.

Devlet Başkanı’na göre, bu konu genel olarak iki ülke arasındaki ilişkilere dair ve Rusya’yı ilgilendirmiyor, ancak “bizi elbette endişelendiren tek gerçek, NATO ülkelerinin genel olarak Uzak Kuzey’i giderek daha fazla olası çatışmalar için bir sıçrama tahtası olarak belirlemesi ve bu koşullarda asker kullanımını tatbik etmesi”.

Bunun yanı sıra Putin, Rusya’nın Arktik’te kimseyi tehdit etmediğini ancak bir müdahale hattı oluşturduğunu söyledi.

Putin, Arktik bölgesinin Rusya topraklarının dörtte birinden fazlasını oluşturduğunu, burada yaklaşık 2,5 milyon Rusya vatandaşının yaşadığını, ülkenin GSYİH’sinin yüzde 7’sinin ve ihracatının yaklaşık yüzde 11’inin buradan sağlandığını sıraladı.

Devlet Başkanı, son 10 yılda Kuzey Deniz Yolu’ndaki kargo akışının on kat arttığını belirtti: 2014’te 4 milyon ton iken 2024’te bu rakam yaklaşık 38 milyon tona ulaştı. 2030 yılına kadar kargo akışının 70-100 milyon tona ulaşması bekleniyor.

Putin, ana görevlerin, Kuzey Deniz Yolu’nu St. Petersburg’dan Murmansk üzerinden Vladivostok’a uzanacak Trans-Arktik Ulaşım Koridoru’nun kilit bir bölümü haline getirmekle ilgili olduğunu söyledi.

Putin’e göre, bu güzergâh “dünya sanayi, tarım, enerji merkezlerini ve tüketici pazarlarını daha kısa, güvenli ve ekonomik olarak kârlı bir güzergâhla birbirine bağlamalıdır”.

Putin, Trans-Arktik Koridoru’nun geliştirilmesi için birkaç görev belirledi. Rusya’nın şu anda dünyanın en büyük buzkıran filosuna sahip olduğunu kaydeden Putin, bu pozisyonları güçlendirmek ve şu anda yalnızca Rusya’da bulunan nükleer olanlar da dahil olmak üzere yeni nesil buzkıranları hizmete sokmak gerektiğini vurguladı.

Putin, “Bunlardan dördü -en yeni 22220 serisi- halihazırda Arktik’te görev yapıyor. Bu seriden üç atomlu buzkıran daha inşa ediliyor -Çukotka, Leningrad ve Stalingrad- ayrıca süper güçlü 120 megavatlık Rossiya buzkıranı da yapılıyor,” diye konuştu.

Putin ayrıca, Rusya’nın Arktik’te taşımacılığı sağlayacak kargo ve acil durum kurtarma gemileri de dahil olmak üzere kendi ticaret filosuna ihtiyacı olduğunu belirtti.

Mevcut kapasitenin bunun için yetersiz olduğunu kaydeden Putin, “Tüm yönlerde hareket etmek; hazır gemileri satın almak ve sipariş etmek, dünya üreticileriyle işbirliği kurmak ve genel olarak tüm Rus gemi inşa sistemini önümüzdeki stratejik görevlere göre inşa etmek gerekiyor,” dedi.

Hükümetin ise Rus gemi inşa ve onarım işletmelerini desteklemesi, tersane inşaatı konusunu çalışması gerektiğini ifade etti.

Diğer yandan Putin, Rusya’da Arktik üzerinden yük taşımacılığı yapacak yerli operatörler için koşullar yaratılması gerektiğini ve Rusya’nın burada ortak girişimler kurmaya hazır olduğunu söyledi.

Putin, “Uluslararası lojistik operatörleri bu tür şirketlere sadece sermaye ve teknolojiyle değil, aynı zamanda ticaret gemileri filolarının bir kısmıyla da kârlı bir şekilde yatırım yapabilir,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya’nın kuzey limanlarının kapasitesini ve cirosunu artıracağını belirten Putin, Belarus, Çin, BAE ve diğer ülkelerin Arktik’in ulaşım altyapısının geliştirilmesine ilgi gösterdiğini de sözlerine ekledi.

Trans-Arktik Koridoru çerçevesinde çok modlu merkezler oluşturulacağını ifade eden Putin, hükümete Arktik’teki deniz limanlarının kapasitesini genişletme planlarını belirleme ve yenilerinin nerede ortaya çıkması gerektiğini tespit etme talimatı verdi.

Putin, Rusya’nın Arktik Demiryolu Poligonu geliştirme projesini de uygulayacağını söyledi: “Bugün RJD’nin (Rusya Demiryolları) gelişimi meselesini biliyoruz… Ancak bunun hakkında -şimdi söylediğim şey hakkında, Kuzey Demiryolu’nun geliştirilmesi hakkında- şimdiden düşünmek gerekiyor.”

ABD ve Rusya, Arktik’te işbirliği arayışında

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English