Bizi Takip Edin

AVRUPA

Sahra Wagenknecht İttifakı ilk kongresini topladı

Yayınlanma

Sol Parti’den ayrılan çok sayıda ismin kurduğu yeni parti Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW), 27 Ocak günü ilk kongresini Berlin’de topladı.

Partinin lideri Sahra Wagenknecht, delegelere, seçmenlerin ‘güvensizlik, zorbalık ve öfke’ye yenilmesi ile toplumun kritik bir eşikte olduğunu söyledi ve “Almanya’da siyaseti değiştirmek için yola çıkıyoruz,” dedi.

Wagenknecht, sık sık coşkulu alkışlarla kesilen 30 dakikalık konuşmasında, yeni partinin ‘iktisadi sağduyu, toplumsal adalet ve silahlanma yarışları ve daha fazla savaş yerine barış ve yumuşama’ anlamına geldiğini söyledi.

BSW lideri, ‘pandemi sırasında en kaba haliyle deneyimlediğimiz iptal kültürü ve hızla yayılan bir siyasi otoriterlik yerine fikir özgürlüğünü ve muhaliflere saygıyı’ savunduğunu vurguladı.

Wagenknecht, partinin destekçileri arasında ‘sendikacılar, işadamları, bakıcılar, polisler, ilahiyatçılar, şehir sakinleri ve köylüler’ olduğunu söyledi.

Wagenknecht: AfD, hükümetin siyaseti felaket olduğu için bu kadar güçlü

Berlin’e sert eleştiri: Avrupa’nın en aptal hükümeti

Wagenknecht konuşmasında, Şansölye Olaf Scholz’un SPD-Yeşiller-FDP koalisyonunu ‘Avrupa’nın en aptal hükümeti’ olarak nitelendirerek, petrol ve gaz kazanlarını ısı pompalarıyla değiştirmeye yönelik tartışmalı bir yasayı ve ülke çapında protestoları tetikleyen çiftçiler için yakıt sübvansiyonlarını kesme kararını eleştirdi.

Wagenknecht ayrıca, CDU ve bir zamanlar ‘orta sınıfa’ ait olduğunu iddia eden ama özel uçağa sahip milyoner lideri Friedrich Merz ile dalga geçti.

Ukrayna savaşına ve Berlin’in Kiev’e yardımlarına da eleştiriler yönelten Wagenknecht, “Ukrayna’nın kendi generallerinin bile artık inanmadığı bir zafere kadar onlara silah sağlıyoruz. Savaşa hayır, savaş bölgelerinde silah ihracatına hayır,” dedi.

Wagenknecht, koalisyon partilerini Ukrayna’da barış görmek isteyenleri, protestocu çiftçileri savunanları ve kontrolsüz göçün Alman şehirlerinde ‘İslami paralel toplumlara’ yol açmasından endişe edenleri sağcı olmakla suçlamasını da eleştirdi.

BSW lideri, hükümetin AfD’yi zayıflatmasının en iyi yolunun, ‘sefil politikalarını değiştirmesi’ olduğunu söyledi.

Yeni partinin ‘Sol Parti 2.0’ olmadığını vurgulayan Wagenknecht, “Herkes gibi entrika ve mevki pazarlığı partisi değil, birliktelik partisi olalım,” dedi.

Alman sağlık sistemini de eleştiren BSW lideri, “Dünyanın en pahalı ikinci sağlık sistemine sahibiz. Yine de bir sağlık sigortası sahibi, bir uzmandan randevu almak için aylarca bekliyor. Hastaneler, önce hastanın neye ihtiyacı olduğunu değil, en çok parayı neyin getireceğini sormak için eğitiliyor,” ifadelerini kullandı.

Berlin’deki savaş karşıtı mitinge Sahra Wagenknecht partisi damga vurdu

AB’ye eleştiriler: Avrupa fikrine zarar veriyor

AP seçimleri için tutum belgesini de yayınlayan BSW’nin Avrupa seçimleri programı, AB’nin mevcut haliyle ‘Avrupa fikrine zarar verdiğini’ söylüyor ve ‘AB teknokrasisinin regülasyoncu çılgınlığını’ öne çıkarıyor.

BSW, AB yönergelerinin ‘iktisadi sağduyu, toplumsal adalet, barış, demokrasi ve fikir özgürlüğüne aykırı’ olması durumunda ulusal düzeyde uygulanmaması gerektiğini söylüyor.

Avrupa Parlamentosu’nun eski Sol Parti üyesi Fabio De Masi ve SPD’li Düsseldorf eski belediye başkanı Thomas Geisel, BSW’nin AP seçimleri için önde gelen adayları olacak.

Almanya’da Wagenknecht partisinin geleceği

Yeni anket: BSW yüzde 7 oy alıyor

Kamuoyu araştırma enstitüsü Insa’nın Bild am Sonntag için yaptırdığı ankette, yeni parti BSW’nin federal düzeyde koalisyon ortaklarından FDP’yi geçtiği görülüyor.

Maliye Bakanlığını da elinde bulunduran FDP, yüzde 4 oy alıyor görünürken, Sahra Wagenknecht’in partisi yüzde 7 civarında seçmen desteği kazanıyor.

Wagenknecht’in eski partisi Sol Parti yüzde dörtte kalırken, CDU/CSU yüzde 31, SPD ise yüzde 14 oy alıyor. Yeşiller yüzde 13 civarında, AfD ise yüzde 21 oy oranına sahip.

Almanlar şansölyelerini doğrudan seçebilseydi, muhalefet lideri Friedrich Merz (CDU) yüzde 28 ile görevdeki Olaf Scholz’un (yüzde 21) önünde olacaktı. Ankete katılanların yüzde 46’sı ise her iki adayı da seçmeyeceğini söyledi.

Seçmenlerin yüzde 70’i Scholz’un çalışmalarından, yüzde 76’sı ise trafik ışığı koalisyonunun çalışmalarından memnun değil (memnun olanlar sırasıyla yüzde 22 ve yüzde 17).

AVRUPA

Finlandiya kablo hasarının ardından “gölge filo” gemisinin peşinde

Yayınlanma

Finlandiyalı yetkililer Rusya’nın “gölge filosunun” parçası olduğunu iddia ettiği bir petrol tankerini Finlandiya ile Estonya arasındaki elektrik kablosunu kesip kesmediği konusunda soruşturuyor.

Eagle S isimli gemi, çarşamba günü Finlandiya Körfezindeki Estlink 2 denizaltı elektrik kablosunun bağlantısının kesilmesinin ardından Finlandiyalı yetkililer tarafından durduruldu.

Cook Adalarına kayıtlı olan ve gemi takip verilerine göre Rusya’dan Mısır’a petrol taşıyan tanker, iddiaya göre olay sırasında kablonun üzerinden geçerken görüldü.

Financial Times’ın (FT) iddiasında göre yaşlı tanker Rusya’nın “gölge filosunun” bir parçası ve Finlandiya’nın soruşturmasının odağında yer alıyor.

FT’ye konuşan kaynaklar Eagle S’in Finlandiya Körfezindeki üç iletişim kablosunu kesip kesmediği konusunda da soruşturma altında olduğunu sözlerine ekledi.

“Gölge filo”, Rusya’nın petrol ihracatı üzerindeki uluslararası yaptırımları aşmak için kullandığı eski ve genellikle bakımsız gemilerden oluşan gruba verilen isim.

Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb perşembe günü güvenlik şefleriyle yaptığı toplantının ardından X’te yaptığı paylaşımda, “Rus gölge filosuna ait gemilerin yarattığı riskleri önleyebilmeliyiz,” dedi.

Yi Peng 3 adlı bir Çin dökme yük gemisi de geçen ay Finlandiya ile Almanya ve İsveç ile Litvanya arasındaki iki veri kablosunun üzerinden, kabloların koptuğu saatlerde geçti ve Danimarka ile İsveç arasındaki uluslararası sularda bir ay boyunca durdu.

Çinli müfettişler geçen hafta İsveç, Danimarka, Almanya ve Finlandiya temsilcilerinin gözlemci olarak hazır bulunduğu gemiye çıktılar. Fakat İsveç Dışişleri Bakanı Pekin’i, İsveçli başmüfettişin gemiye çıkmasına ya da şu anda bölgeyi terk etmiş olan gemiyi incelemesine izin vermediği için eleştirdi.

Soruşturmaya aşina olan kişilere göre Eagle S vakası farklı çünkü gemi Finlandiya sularında gönüllü olarak durdu ve yargı yetkisi konusunda hiçbir soru işareti bırakmadı. Eagle S’in mülkiyeti belirsiz fakat bir Dubai şirketine ait tek gemi gibi görünüyor. Perşembe günü gemi sahibine ulaşma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı.

Yetkililer Estlink 2 kablosunun kopma nedenini henüz tespit edemediler. Estonya ayrıca bu durumun elektrik arzını etkilemeyeceğini açıkladı.

Kablo, kısa bir süre önce son nükleer santralini faaliyete geçiren Finlandiya’dan Estonya’ya elektrik ihraç etmek için kullanılıyor. Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo da ülkenin elektrik arzının etkilenmeyeceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Baltık Denizindeki Finlandiya-Estonya elektrik kablosu zarar gördü

Yayınlanma

Finlandiya Başbakanı, Finlandiya ve Estonya’yı birbirine bağlayan bir denizaltı elektrik kablosunun çarşamba günü koptuğunu ve bunun Baltık Denizindeki kablolar ve enerji boru hatlarıyla ilgili bir dizi olayın sonuncusu olduğunu söyledi.

Finlandiya elektrik şebekesinin operasyon müdürü Arto Pahkin, kamu yayıncısı Yle’ye yaptığı açıklamada sabotaj ihtimalinin göz ardı edilemeyeceğini söyledi.

Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo ise kesintinin ülkenin elektrik arzını etkilemediğini söyledi. Orpo, “Yetkililer Noelde bile tetikte olmaya devam ediyor ve durumu araştırıyor,” diye yazdı.

Fingrid, Estonya’ya elektrik gönderen EstLink 2 kablosundaki akımın yerel saatle 12:26’da (TSİ 13:26) kesildiğini söyledi.

Baltık’ta İsveç ve Danimarka’yı birbirine bağlayan iki telekom kablosu da geçen ay kesilmişti.

Şüpheler hızla, izleme sitelerine göre kabloların kesildiği saatlerde kabloların üzerinden geçen Çin gemisi Yi Peng 3’e yönelmişti.

İsveç geçen pazartesi günü yaptığı açıklamada Çin’in savcıların gemiyle ilgili soruşturma yapma talebini reddettiğini ve geminin bölgeyi terk ettiğini söyledi.

Avrupalı yetkililer olayların birçoğunun Ukrayna savaşı ile bağlantılı sabotajlar olduğundan şüphelendiklerini söylüyorlar. Kremlin bu iddiayı “saçma” ve “gülünç” olarak nitelendirerek reddediyor.

İsveç’in Gotland adasından Litvanya’ya uzanan Arelion kablosu 17 Kasım günü erken saatlerde hasar görmüş, Helsinki ile Almanya’nın Rostock limanını birbirine bağlayan C-Lion 1 kablosu ise ertesi gün İsveç’in Oland adasının güneyinde kesilmişti.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Alman borsası Dax’ı 7 şirket kurtardı

Yayınlanma

Almanya’da, ABD’nin teknoloji devlerinden oluşan ve “muhteşem yedili” olarak adlandırılan şirketlere atıfla adlandırılan yedi şirket, ülke ekonomisini saran karamsarlığa meydan okuyarak bu yıl ülkenin borsasında güçlü bir yükseliş sağladı.

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre, Frankfurt’ta 40 güvenilir şirketten oluşan bir endeks olan Dax, bu yıl yüzde 18,7 yükselerek Fransa ve Birleşik Krallık’taki göstergeleri geride bıraktı ve bölge genelindeki Stoxx Europe 600 endeksinin yüzde 4,8’lik kazancını da geride bıraktı.

Bu performans, Almanya’nın “trafik lambası” koalisyon hükümetinin, partilerin mali “borç freni” reformları üzerinde anlaşmaya varamamasının ardından kasım ayında çökmesi ve ülkenin şubat ayında erken seçime gitmesi ile zayıf iç büyüme ve siyasi çalkantılara rağmen geldi.

Dax bileşenleri kazançlarının dörtte birinden daha azını Almanya’dan elde ediyor ve bu da örneğin otomotiv devi Volkswagen’in on binlerce işçiyi işten çıkarma ve birkaç fabrikayı kapatma planları yaptığı sarsıntılara karşı bir “tampon oluşturmaya” yardımcı oldu.

Bu yılın borsa getirilerini yönlendiren yedi şirket arasında yazılım devi SAP, savunma şirketi Rheinmetall, Siemens, Siemens Energy, Deutsche Telekom ve sigortacılar Allianz ve Munich Re yer alıyor.

SAP tek başına Dax’ın kazancının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor ve ticari müşterilerini buluta geçirmesi sayesinde hisseleri yüzde 70’in üzerinde artış gösterdi.

SAP endekste, her ikisi de bu yıl zararda olan Volkswagen ve Mercedes-Benz’in de dahil olduğu otomotiv sektöründen daha büyük bir paya sahip.

SAP, piyasanın bu yıl yapay zekaya maruz kalan hisse senetlerine duyduğu büyük iştahtan yararlandı. Bu amaçla, Kuzey Amerikalı yatırımcıları ve analistleri daha fazla etkilemek için kazanç yayınlama zamanlarını Avrupa sabahlarından ABD piyasasının kapanışından sonraya aldı.

Alman devi, ekim ayında Avrupa’nın en büyük teknoloji şirketi olarak Hollandalı yarı iletken ekipman üreticisi ASML’nin yerini aldı.

Avrupa’da daha fazla savunma harcaması beklentilerinin artmasıyla bu yıl hisse değerleri yüzde 107 yükselen savunma şirketi Rheinmetall’in yanı sıra, yenilenebilir enerjiye yönelik artan talep nedeniyle yüzde 329 değer kazanan Siemens Energy de başı çekenler arasında.

2014 yılında Bayer ve BASF gibi ilaç ve kimya tekelleri ile Mercedes-Benz gibi otomotiv devleri borsada esas ağırlığı oluşturuyordu. 2024 itibariyle ise SAP ve Deutsch Telekom gibi teknoloji ve iletişim devlerinin yanı sıra Siemens, Airbus ve Allianz yer alıyor.

Goldman Sachs makro stratejisti Guillaume Jaisson, piyasanın “iki farklı hikaye” anlattığını, Wall Street’in muhteşem yedi teknoloji hissesine benzettiği piyasa liderlerinin, zayıf Çin tüketicisi ve potansiyel ABD gümrük tarifelerine karşı savunmasız olan bir grup ihracatçının önünde güçlendiğini söyledi.

Zayıflayan Avro da Almanya’nın ihracat odaklı pazarını destekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English