Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Sırbistan Savunma Bakanı: Çin’le işbirliği savunma kabiliyetlerimizi güçlendiriyor

Yayınlanma

Nisan ayında Sırbistan’ın Çin’den FK-3 hava savunma sistemleri satın aldığı haberi Batı dünyasında tartışmalara yol açmıştı. Geçen hafta ise Kuşak Yol Forumu’na katılmak üzere Pekin’e giden Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüştü. Xi görüşmede, Sırbistan ile Çin’in birbirinin can dostu olduğunu söyledi. İki ülke altyapı tesis inşası kapsamındaki önemli projeleri hızlandırırken savunma alanında da işbirliğini geliştiriyor.

Sırbistan Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Milos Vucevic, Çin’in Global Times (GT) gazetesine verdiği röportajda iki ülke arasındaki işbirliğine ve savunma ilişkilerine dair konuştu.

Savunma Bakanı, Sırbistan’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği “gönülden destek için Çin’e derin şükranlarını ifade etti” ve tek Çin ilkesine bağlılığını teyit etti. Çin silahlarının Sırp silahlı kuvvetlerinin modernizasyonuna yardımcı olacağını ve özellikle askeri alanda ikili işbirliğinin daha da gelişmesini dört gözle beklediğini kaydetti.

Üst düzey yetkili, diğer büyük güçlerin aksine Çin’in Sırbistan ile işbirliğine herhangi bir koşul getirmediğini söyledi. İki ülke arasındaki dostluğun sürekliliği konusunda iyimser olduğunu ifade eden yetkili, Çin’i Sırbistan’ın “en güvenilir dostlarından biri” olarak değerlendirdi.

GT: Çin ve Sırp halkları uzun yıllara dayanan dostane ilişkiler geleneğine sahiptir. NATO’nun 1999 yılında eski Yugoslavya’ya yönelik saldırısı sırasında Çin halkı, Sırbistan’ın egemenliğini ve ulusal birliğini koruma hakkını savunmak için Sırp halkının yanında kararlılıkla durdu. Çin halkının Sırbistan’ın ulusal istikrarını ve egemenliğini desteklemek için gösterdiği çabaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Vucevic: Genel olarak, Sırbistan-Çin ilişkileri son yıllarda son derece yakın olmuştur ve esas olarak iki cumhurbaşkanı – Aleksandar Vucic ve Xi Jinping – arasındaki mükemmel ilişkiler sayesinde gelişmektedir. İki yıl sonra iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 70. yıldönümünün kutlanacak olması da geleneksel “sağlam dostluğun” bir göstergesidir.

Çin’in, Sırbistan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına verdiği yürekten desteğin yanı sıra Kosova-Metohiya meselesine ilişkin her zamanki tutarlı ve ilkeli tutumu için derin minnettarlık duyuyoruz. Egemenlik ve toprak bütünlüğü konusunda Sırbistan ve Çin arasındaki karşılıklı anlayış, mükemmel bir ilişkiye sahip olduğumuzu göstermektedir ve umarım bu ilişki hiçbir zaman değişmeyecektir.

Sırbistan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin onayı olmadan başlatılan, uluslararası hukukun temel ilkelerini ayaklar altına alan, ahlaksız ve adaletsiz 1999 NATO saldırısına karşı savunma sırasında bizimle birlikte dimdik duran Çin halkının desteğini asla unutmayacaktır. Ne yazık ki, Belgrad’daki Çin Büyükelçilik binasının bombalandığı ve işlerini yapan sivillerin hayatını kaybettiği korkunç bir olaya da tanık olduk. Bizimle birlikte bombardıman çilesini yaşayan merhum Çinli dostlarımızın anısına o noktaya bir hatıra plaketi yerleştirildi.

O trajik 1999 yılında bizim için yaptıkları ve yapmaya devam ettikleri her şey için Çin halkına sonsuza dek minnettarız; halkımızın ve ülkemizin zor zamanlarda ayakta kalabilmesi için bizi her konuda destekliyorlar.

GT: Sırp ordusu Çin tarafından geliştirilen uçaksavar füzeleri ve insansız hava araçları gibi silah ve ekipmanları satın aldı. Bu, çoğunlukla Amerikan veya Rus yapımı ekipmanları tercih eden diğer Avrupa ülkelerinin yaptığı seçimlerden farklı. Sırp ordusu neden Çin yapımı silah ve teçhizatı seçti ve bu kararda hangi faktörler göz önünde bulunduruldu?

Vucevic: Tarafsız bir ülke olan Sırbistan hem Doğulu hem de Batılı ortaklarıyla işbirliği yapıyor ve bunu yıllardır yapmaya kararlı. Geçmişte Sırbistan’a pek çok varlık teslim edildi, bunlardan en önemlileri şüphesiz Çin FK-3 orta menzilli uçaksavar füze sistemi ve Çin CH-95 ve CH-92A İHA’larıdır.

Çin’den gelen silah ve teçhizat dünya kamuoyunun dikkatini çekmiştir ancak asıl önemli olan ve vurgulanması gereken husus, Sırp Silahlı Kuvvetlerinin modern silah ve teçhizat sayesinde önemli ölçüde güçlenmesi ve böylece daha önce sahip olmadığı kabiliyetlere kavuşmasıdır.

Nerede yaşarlarsa yaşasınlar halkımızı koruyabilmek ve Sırbistan’ın bağımsızlığının garantörü olabilmek için hem insan kaynakları hem de silah ve askeri teçhizat bakımından kabiliyetlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.

GT: Çin silah ve ekipmanları Sırp savunma kuvvetlerine ne gibi değişiklikler getirdi?

Vucevic: Silahlı kuvvetlerimizi modern silahlar ve askeri teçhizatla donatmak, askeri personelimiz için olduğu kadar vatandaşlarımız için de mükemmel bir haber. Birliklerimiz için ekipman tedariki ve birliklerimizin modernizasyonuna ilişkin tüm kararlar, Savunma Bakanlığı ve Sırbistan Silahlı Kuvvetleri’nin yetkili makamları tarafından yürütülen kapsamlı analizlere ve uzman değerlendirmelerine dayanmaktadır. Savunma kabiliyetlerimizi güçlendirmek ve savaşa hazırlık durumumuzu önemli ölçüde iyileştirmek için çabaladığımız modern silahlardan bahsediyoruz. Modern FK-3 uçaksavar sisteminin edinilmesinin hava sahamıza ve bir bütün olarak ülkemize ilave güvenlik sağladığı kesindir.

 

Ayrıca, Çinli ortaklarımızdan CH-95 uzaktan kumandalı uçakları alarak, bölgedeki ve dünyadaki birçok ülkenin sahip olmadığı havadan keşif ve hedef angajman kabiliyetlerimizi önemli ölçüde geliştirdik.

GT: Çin tarafından Sırbistan’a sağlanan silah ve teçhizatın çoğunlukla savunma amaçlı olduğunu ve öncelikle anavatanı korumak için kullanıldığını fark ettik. Ancak bazı Batılı medya kaynakları, Çin’in Sırbistan’a silah ve teçhizat sağlamasının bölgedeki askeri dengeleri değiştirdiği iddiasını abartma fırsatı buldu. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?

Vucevic: Savunma Bakanlığı ve Sırbistan Silahlı Kuvvetleri, ülkemizin ve hava sahamızın savunmasına yönelik yeni ve modernize edilmiş silah ve askeri teçhizat sağlamak için büyük çaba sarf etmektedir.

Çin’den gelen silahların bölgedeki askeri dengeleri değiştirdiğini iddia edenler, konu komşularımızın uçak, topçu-füze sistemleri, zırhlı araçlar, zırh önleyici sistemler ya da amacı savunmanın tam tersi olan insansız hava araçlarıyla silahlanmasına gelince normal olarak hiçbir yorumda bulunmuyorlar.

Sırbistan, tüm güvenlik zorlukları, riskleri ve tehditleriyle yeterli bir şekilde mücadele edebilmek ve halkımızı ve ülkemizi koruyabilmek için ordusunu donatmaya ve savunma yeteneklerini geliştirmeye devam edecektir.

GT: Bazı Batılı ülkeler, Sırp hükümetine baskı yapmak için Kosova ve Metohiya meselesini kullandıkları gibi, şimdi de Tayvan sorununu kullanarak Çin’i çevrelemeye çalışıyorlar. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?

Vucevic: Çin’in Sırbistan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına verdiği gönülden destek için gerçekten minnettarız. Çin’in Kosova-Metohiya meselesine ilişkin tutumu her zaman ilkeli ve tutarlı olmuştur; bu da iki ülke arasındaki gerçek dostluğun bir kanıtıdır.

Aynı şekilde, Cumhurbaşkanı ve Sırbistan Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Aleksandar Vucic’in de defalarca ifade ettiği üzere, Sırbistan tek Çin politikasını desteklemekte ve birliğini tehdit eden tüm girişimleri kınamaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasını güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bizim için merkezi Pekin’de olan tek bir hükümet vardır ve Tayvan adasını Çin’in ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.

GT: Bazı Batılı ülkeler Çin’i sık sık “savaşçı” bir ulus olarak karaladı. Ancak gerçekte Çin, kendi yeniden birleşme davası da dahil olmak üzere uluslararası anlaşmazlıkların çözümü için her zaman barışçıl diyaloğu savunmuştur. Çin’in duruşunu nasıl görüyorsunuz ve sizce Çin dünya barışının korunmasında önemli bir güç olacak mı?

Vucevic: Çin nispeten kısa bir süre içinde büyük değişimler yaşadı. Elde ettiği başarılar tüm dünyanın dikkatini çekti.

Diğer büyük güçlerin aksine Çin, Sırbistan ile işbirliğini herhangi bir koşula bağlamamış ve çeşitli alanlardaki başarılarını özverili bir şekilde küresel hedeflere ulaşmaya adamıştır.

Çin’i bu zorlu zamanlarda geleneksel ve uzun vadeli dostumuz olarak görüyoruz, aynı zamanda Çin’in barış zamanı politikası ve akıllıca siyasi hamleleriyle sayısız kez kanıtladığı gibi küresel barış ve istikrara katkıda bulunan önemli faktörlerden biri olarak görüyoruz.

GT: Gelecekte Sırp ordusu Çin ordusu ile hangi alanlarda işbirliğini derinleştirecek?

Vucevic: Son on yılda Sırbistan ve Çin arasındaki askeri işbirliğinin yükseliş eğiliminde olduğunu görmekten memnuniyet duyuyorum. İki Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Xi Jinping arasındaki dostane ilişkiler ve karşılıklı saygı, başta savunma alanı olmak üzere tüm alanlarda işbirliğini büyük ölçüde kolaylaştırdı ve hızlandırdı.

Karşılıklı ilgi alanlarının neredeyse tamamında işbirliğimiz büyük sonuçlar vermiştir. Sırbistan-Çin ikili ilişkileriyle ilgili olarak, ülkemiz için çok önemli olan ekonomik işbirliği ve çok sayıda yatırımın yanı sıra ordular arası işbirliğini özellikle belirtmek isterim.

Gelecekteki ilişkilerimiz ve işbirliğimiz konusunda ise son derece iyimserim ve dostluğumuzun sürekliliğine güveniyorum. Çin bizim stratejik ortağımız ve Sırbistan’ın en güvenilir dostlarından biridir; dolayısıyla özellikle askeri-ekonomik, askeri-tıbbi ve askeri-eğitim işbirliği alanlarında olmak üzere genel ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğimize inanıyorum.

DİPLOMASİ

Peru Chancay Limanı, Çin’in Kuşak Yol’u için de yeni fırsatlar açacak

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte perşembe günü Peru’nun Chancay kentinde dev bir limanın açılışını online olarak yaparak 3,6 milyar dolar yatırım çekmesi beklenen ve Çin’den Pasifik Okyanusu üzerinden Güney Amerika’ya doğrudan bir rota oluşturacak bir altyapı projesini kutladılar.

Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği forumu ve Xi’nin Başkan Joe Biden ile yapacağı son toplantı öncesinde gerçekleşen liman açılışı, bir zamanlar ekonomik fırsatlar için öncelikle ABD’ye bakan bir bölgede Çin’in artan etkisinin altını çiziyor.

Xi, Peru’ya varışından önce El Peruano gazetesinde yayınlanan başyazısında “Çin, Perulu dostlarımızla tek yürek ve aynı hedefle el ele çalışmaya ve dostluğumuzun gemisini daha da parlak bir geleceğe doğru yönlendirmeye hazırdır” diye yazdı .

Çin lideri mega limanın açılış töreninde yaptığı konuşmada projeyi “Kuşak ve Yol Girişimi himayesinde Çin-Peru işbirliğinin başarılı bir örneği” olarak övdü.

Xi, yatırımın Çin ve Latin Amerika arasında yeni bir deniz koridoru oluşturacağını, “büyük İnka yolu ile deniz İpek Yolu’nu birbirine bağlayarak Peru ve bölgedeki diğer uluslar için ortak refahın yolunu açacağını” söyledi.

Çin lideri, “2,000 yıldan daha uzun bir süre önce Çinli atalarımız Pasifik boyunca yelken açarak Deniz İpek Yolu’nu oluşturdular ve Doğu ile Batı’yı birbirine bağladılar. Perulu İnka halkı 500 yılı aşkın bir süre önce dağları ve vadileri korkusuzca aşarak And Dağlarını kuzeyden güneye kat eden İnka Yolu’nu inşa etti” dedi ve şöyle devam etti:

“Bugün Chancay Limanı modern İnka Yolu için yeni bir başlangıç noktası haline geliyor. Chancay’dan Şanghay’a, Peru’daki Kuşak ve Yol girişimi kapsamında sadece yeni bir gelişmeye değil, aynı zamanda yeni bir çağ için yeni bir kara-deniz geçidinin doğuşuna tanık oluyoruz.”

Çin lideri ayrıca proje ortaklarını ulaşım kapasitesini artırmaya, hizmetleri iyileştirmeye ve Güney Amerika ile Çin arasındaki bağlantıları güçlendirmeye çağırdı.

Peru lideri Boluarte bu projeyi kıtayı Asya’ya bağlayan potansiyel bir “sinir merkezi ” olarak nitelendirdi ve bunun yılda 8,000 kişiye istihdam ve 4.5 milyar dolarlık ekonomik faaliyet yaratabileceğini söyledi.

Çinli şirketler derin su limanı projesinin neredeyse her aşamasında yer alıyor. Yüksek teknolojili lojistik merkezi, 2019 yılında projeye yüzde 60 hisse almak için 1,3 milyar dolar yatırım yapan Çinli nakliye devi Cosco tarafından işletilecek. Çin devlet medyası, tamamlanmış projenin toplam maliyetinin 3,6 milyar dolar kadar olduğunu tahmin ediyor.

Sadece küçük gemileri elleçleyecek bir liman inşa eden ilk aşamanın bu ay faaliyete geçmesi bekleniyor.

Otomatik kargo vinçleri Shanghai Zhenhua Heavy Industries tarafından tedarik ediliyor. Çinli şirketler tarafından üretilen elektrikli sürücüsüz kamyonlar ise konteyner ve kargoları taşımak için kullanılacak. Bu arada Kongre müfettişleri bu Çinli şirketin ABD limanları için güvenlik riski oluşturduğunu iddia etmişti.

ABD tedirgin

Çin’in bölgede artan etkisinden endişe duyan ABD, Peru’nun Çin askeri gemileri tarafından kıtada bir dayanak noktası olarak kullanılabileceğini öne sürdü.

Kısa bir süre önce emekli olan ABD Güney Komutanlığı eski başkanı General Laura J. Richardson, Financial Times’a verdiği bir röportajda Chancay’in Çin donanmasına ait savaş gemilerine ev sahipliği yapabileceğini söylemişti. Pekin yönetimi projenin ticari çıkarlar dışında bir amacı olduğunu reddetti.

Washington Post’a konuşan, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin Amerika Programı Direktörü Ryan Berg, “Çinliler ille de büyük bir gösteri yapmak ve orada bir savaş gemisi konuşlandırmakla ilgilenmiyorlar, ancak bunun bir seçenek olduğunu bilmek istiyorlar” dedi.

Liman, kıtanın Çin ile giderek güçlenen bağlarını vurguluyor.

Çin’in Latin Amerika’daki yatırımları, madencilik ve diğer maden çıkarma endüstrilerinin ötesine geçerek hızla gelişiyor.

Peru bölgesel merkez olabilir

Bu arada Peru kamuoyu, bölgeye yatırım çekecek bir yüksek teknoloji merkezi olasılığını memnuniyetle karşıladı.

Tamamlandığında limanın 15 rıhtımı, Güney Amerika’da Panama Kanalı’ndan geçemeyecek büyüklükteki taşıyıcı gemilere ev sahipliği yapabilecek ilk yer olacak.

Çinli araştırmacılar, bu rotanın maliyetleri düşüreceğini ve sefer sürelerini 10 ila 20 gün kısaltarak bölgedeki diğer merkezlerden iş çekeceğini söyledi.

Ayrıca Peru’yu yeni ihracat pazarları ve hatta kıtada fabrika kuracak yerler arayan Çinli şirketler için cazip bir yer haline getirebilir. Haziran ayında Çin’e yaptığı bir ziyarette Boluarte, Çinli elektrikli otomobil devi BYD’nin ülkede bir montaj tesisi kurmayı düşünmesinin nedeni olarak Chancay’i gösterdi.

Peru liman otoritesi bu yıl Cosco’nun yatırım anlaşmasının şartlarını değiştirmeye çalıştı ve Çinli firmaya liman üzerinde 30 yıl boyunca münhasır işletme hakkı vermeyi kabul ederken “idari bir hata ” yapıldığını öne sürdü. Dava, Boluarte’nin Xi ile görüşmek üzere Çin’e gitmesinden günler önce haziran ayında düştü.

Chancay, Xi tarafından 2013 yılında başlatılan ulaşım ve teknoloji altyapısı inşa etmeye yönelik 1 trilyon dolarlık bir plan olan Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında 40’tan fazla limandan oluşan genişleyen bir küresel ağa katılacak.

Xi ve Boluarte’nin ayrıca genişletilmiş bir serbest ticaret anlaşması imzalaması bekleniyor. Çin on yıldır Peru’nun en büyük ticaret ortağı konumunda. İki ülke geçen yıl 36 milyar dolarlık mal ticareti yaparken, Peru’nun ABD ile ticareti 21 milyar dolardı.

Pekin için liman, Peru ve komşu ülkelerdeki bir dizi mevcut yatırımı bir araya getirmeyi vaat ediyor.

Çin, Chancay’ı Latin Amerika’daki en büyük ticaret ortağı olan Brezilya’ya bağlayan bir demiryolu hattı inşa etmeyi hedefliyor ve Çinli firmalar Lima’nın elektrik dağıtımını devralma sürecinde.

Peru madencilik sektöründeki Çin yatırımlarının toplamı 11.4 milyar dolar. Bunun büyük bir kısmı elektronik ve temiz enerji teknolojilerinin üretimi için gerekli olan bakıra erişimi güvence altına almaya odaklanmış durumda.

Dünyadaki bakır rafinasyonunun neredeyse tamamı Çin’de gerçekleştiğinden, Chancay limanı Pekin’in Güney Amerika’nın ikinci en büyük ham bakır üreticisindeki madenlere erişimini geliştirmesine yardımcı olacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin’in en büyük bankalarından biri, Rusya’ya yapılan yuan transferlerini engellemeye başladı

Yayınlanma

Çin’in dördüncü büyük bankası Bank of China, Rusya ile ticari ilişkileri bulunan ülkelerden yapılan yuan transferlerini engellemeye başladı.

RBK gazetesine konuşan iş insanları, avukatlar ve danışmanlar, varlıklarına göre Çin’in dördüncü büyük bankası olan Bank of China’nın, Rusya’nın mal alımı için kullandığı bazı ülkelerden yuan transferlerini engellemeye başladığını belirtti.

Örneğin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli bir şirket, kısa süre önce Kazakistan’daki Bank CentreCredit’ten Çin’in Chouzhou Commercial Bankası’na yuan transfer edemedi.

İhracatçılar ve İthalatçılar Birliği Hukuk Komitesi Başkan Yardımcısı Vladislav Donçenko, bu işlemin, Kazakistan bankasının muhabir bankası olarak görev yapan Bank of China tarafından bloke edildiğini açıkladı.

Donçenko, şirketin ne yöneticisinin ne de kurucusunun Rusya ile resmi bir bağı bulunmadığını vurguladı. Ayrıca, Chouzhou Bank’ın artık yalnızca doğrudan muhabir ilişkiye sahip olduğu bankalardan ödeme kabul ettiğini belirtti.

ITSWM Danışmanlık Şirketi kıdemli analisti Giorgiy Okromçedlişvili ise, benzer sorunların Gürcistan ve Ermenistan’daki bankalardan Çin’e para aktarırken de yaşandığını ifade etti.

Diğer yandan Rus-Asya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği Genel Konseyi Sekreteri Maksim Spasskiy, bu tür vakalardan haberdar olduğunu söyledi.

Bank of China’nın, Çin bankaları arasında en katı ve karmaşık uyumluluk prosedürlerine sahip olduğunu belirten Spasskiy, “Ufak bir risk şüphesi bile ödeme yapmayı reddetmelerine yol açabiliyor,” dedi.

Genel olarak, Çin’den yapılan mal alımları söz konusu olduğunda, sıradan ürünler için (örneğin tekstil ürünleri) ödemeler genelde küçük bölgesel bankalar aracılığıyla yapılabiliyor.

Fakat karmaşık ekipman veya elektronik ürünlerin teslimatı söz konusu olduğunda ve ödeme yapan şirket BAE, Kırgızistan veya Kazakistan merkezliyse, süreç daha da karmaşıklaşıyor.

NSP Hukuk Bürosu ortaklarından Aram Grigoryan, Çin bankalarının, aynı müşterinin hesapları arasında bile para transferi seçeneklerini giderek daha fazla daralttığını ve bu durumun kötüleşeceğini söyledi.

Grigoryan, “Bazı durumlarda, Çin bankaları yabancı bir banka hesabından Çin’deki bir banka hesabına ödeme yapılması için özel izinler talep ediyor,” ifadelerini kullandı.

BGP Litigation avukatı Kseniya Mudrik, Bank of China’nın, Rusya ile bağlantılı tarafların doğrudan veya dolaylı katılımıyla gerçekleşen sınır ötesi ödemelerde muhafazakâr bir politika izlediğini belirtti.

Nordic Star hukuk firmasının yönetici ortağı Andrey Gusev de Bank of China’nın bu tedbirleri yalnızca uluslararası baskılar nedeniyle değil, aynı zamanda iç düzenlemeler doğrultusunda aldığını ifade etti.

Rusya’dan yapılan ödemelerle ilgili sorunlar, Ukrayna’daki savaş nedeniyle 2022’de başlayan yaptırımların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Aralık 2023’ten itibaren, “dost” ülkelerden bazı bankalar, ABD Başkanı Joe Biden’ın kararnamesi nedeniyle Rus şirketleriyle çalışma politikalarını daha da sıkılaştırdı.

Söz konusu kararnamede, yabancı bankaların, Rusya’dan yaptırım altındaki kişilere yönelik işlemleri kolaylaştırmaları veya Rusya’nın savunma sanayiine tedarik sağlamaları durumunda cezai yaptırımlara maruz kalabileceği belirtiliyor.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Hırvatistan, 91 milyon dolarlık Bayraktar TB2 alacak

Yayınlanma

Hırvatistan hükümeti perşembe günü yaptığı açıklamada, parlamento komitesinin ABD yapımı roket sistemlerinin alımını desteklemesinden birkaç gün sonra, 86 milyon avroluk (91 milyon dolar) bir anlaşmayla Türkiye’den insansız hava araçları satın alacağını söyledi.

Hükümetten yapılan açıklamada, Bayraktar TB2 SİHA’larının 2026 yılına kadar satın alınmasının onaylandığı belirtildi.

Altı insansız hava aracının yanı sıra çeşitli ekipman ve uzmanların eğitimini de içeren anlaşmanın Hırvatistan ordusunun “çağdaş tehditlere başarılı bir şekilde yanıt vermesini” sağlayacağı belirtildi.

Salı günü ayrıca parlamentonun savunma komitesi ABD’den yaklaşık 290 milyon dolar değerinde sekiz adet HIMARS füze sisteminin satın alınmasını onaylamıştı.

Genelkurmay Başkanı Tihomir Kundid bunun ülkede “topçu füze birliklerinde yeni bir dönem” anlamına geleceğini söyledi.

Perşembe günü hükümet ayrıca Almanya’dan 50 adede kadar Leopard tankı satın almak için hazırlıklara başladı; bu işlem eski tanklarının ve diğer askeri ekipmanlarının bir kısmının Ukrayna’ya gönderilmesini de içeriyor.

Hırvatistan Savunma Bakanı Ivan Anusic ve Alman mevkidaşı Boris Pistorius tarafından ekim ayı sonunda imzalanan niyet mektubu, Zagreb’in Kiev’e 30 tank, 30 savaş aracı, mühimmat ve ekipman teslim etmesini ve bunların değerinin yeni Leopard 2A8’lerin toplam fiyatından düşülmesini öngörüyor.

Hem Avrupa Birliği hem de NATO üyesi olan Hırvatistan, nisan ayında Fransa’dan satın aldığı 12 savaş uçağının ilk partisi olan altı Rafale savaş uçağını teslim aldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English