Bizi Takip Edin

AMERİKA

Şirket yöneticileri korkuyor: CEO’ların ‘güvenlik harcamaları’ katlanarak arttı

Yayınlanma

ABD’de, trilyonlarca dolarlık varlıkları yöneten şirketlerin CEO’larının ‘kişisel güvenliğine’ yönelik yatırımlar artıyor.

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre, bu konuda başı küresel yatırım yönetimi şirketi BlackRock’ın CEO’su Larry Fink çekiyor.

Habere göre BlackRock, varlık yöneticisinin başkanı ve CEO’sunun ‘woke karşıtı’ aktivistlerin ve ‘komplo teorisyenlerinin’ hedefi haline gelmesinin ardından geçen yıl Larry Fink için ev güvenliği harcamalarını üç kattan fazla artırdı.

BlackRock’ın bu ayın başlarında yayınladığı vekaletnamede yer alan yönetici ücretlerine ilişkin açıklamasına göre, 10,5 trilyon dolarlık şirket, 2023 yılı boyunca Fink’in konutlarındaki ‘ev güvenlik sistemlerini yükseltmek’ için 563.513 dolar ödedi. ‘Güvenlik’ harcamalarındaki en büyük kalem 216.837 dolarla ‘badigardlar’ oldu.

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığı için Donald Trump’ın rakipleri arasındaki ön seçim tartışmalarında BlackRock’a defalarca atıfta bulunulmuştu. Adaylardan Vivek Ramaswamy, Fink’i ‘woke endüstriyel kompleksin ve ESG [çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim] hareketinin kralı’ olarak nitelendirmişti. Ramaswamy, yarıştan çekilerek Trump’a desteğini açıkladı.

2022 yılında bir güvenlik grubu tarafından hazırlanan güvenlik raporunun ardından şirket, Fink ve BlackRock başkanı Robert Kapito için kişisel güvenlik planları oluşturdu. Şirket, ikilinin sağladığı ‘kritik değer’ nedeniyle güvenlik hizmetlerinin ‘şirketin ve hissedarlarının çıkarına’ olduğunu söylemişti.

Disney ve Pfizer da yönetici güvenliği için milyonlar harcıyor

BlackRock, genel müdürü için güvenlik harcamalarını artıran tek Amerikan şirketi değil. Disney, grubun başkanı Bob Iger’in 2023 maaş paketinin ‘güvenlik hizmetleri ve ekipmanları’ için 1,2 milyon dolarlık maliyet içerdiğini açıkladı. Bir önceki yıl bu meblağ 830.437 dolardı. Iger, Kasım 2022’de Disney’in ‘fazla woke’ olmakla eleştirildiği bir dönemde CEO’luk görevine geri dönmüştü.

Her ikisi de Covid-19 aşıları nedeniyle eleştirilere maruz kalan ilaç grupları Pfizer ve Moderna da geçen yıl CEO’larının güvenliği için büyük harcamalar yaptı. Moderna, bir önceki yıl herhangi bir güvenlik ödemesi yapmadığını açıkladığı Stéphane Bancel’e güvenlik hizmetleri için 1.053.767 dolar ödedi.

Pfizer da, ‘yöneticilerine yönelik tehditler de dahil olmak üzere artan güvenlik risklerini’ gerekçe göstererek, CEO’su Albert Bourla için 789.495 dolarlık ‘ek güvenlik koruması’ ödemesi yaptı. Şirket 2022 yılında bu iş için 800.687 dolar harcamıştı.

Grup, ödemelerin ‘uygun ev güvenlik sistemlerinin’ yanı sıra güvenlik danışmanlığı ve diğer hizmetleri de kapsadığını söyledi.

Güvenlik harcamalarını azaltan tek şirket Goldman Sachs

JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, 2023 yılı boyunca ‘konut, kişisel seyahat ve ilgili güvenlik masrafları için’ 150.645 dolar aldı ve bu rakam bir önceki yıla göre neredeyse dört kat arttı. Kredi kuruluşu, son rakamın ‘sistem kurulumları ve yükseltmeleriyle ilgili tek seferlik harcamaları’ içerdiğini söyledi.

Goldman Sachs’ın CEO’su David Solomon, 2022’de 31.610 dolar alırken, 2023 yılı boyunca kişisel güvenlik için 29.990 dolar aldı.

Elektrikli otomobil üreticisi Tesla, CEO’su Elon Musk için 2023 yılında yaklaşık 2,4 milyon dolarlık harcama kaydetti ve bu yılın ilk iki ayında 500.000 dolar daha harcadı.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English