Amerika
Sönük Davos: Trump’ı beklerken

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) her yıl düzenlediği Davos zirvesi, önceki yıllar kadar ilgi çekmezken, gözler bu yıl yapılacak ABD seçimlerinden galibiyetle ayrılması muhtemel Donald Trump’taydı.
Örneğin Kremlin, Dünya Ekonomik Forumu’na olan ilgisinin ‘son yıllarda azaldığını’ söyledi. Oysa Ukrayna savaşından önce Rus iş dünyası Davos’a akıyordu; hatta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2021 yılında Covid-19 salgını nedeniyle sanal olarak düzenlenen WEF’te bir açılış konuşması yapmıştı.
Elbette Çin, zirveye en büyük heyeti ile katılıyor, hatta İran da Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile temsil ediliyor. Yapay zeka ve ‘yeşil dönüşüm’ zirvenin temel gündemleri arasında yer alıyor. Bununla birlikte, herkes saatlerini Amerikan seçimlerine ayarlamış görünüyor.
Uluslararası Finans Enstitüsü Başkanı Tim Adams, salı günü CNBC’ye verdiği demeçte, “Bugün [Davos] gezinti yolunda bir aşağı bir yukarı yürürken aldığım her soru, ‘Geri dönüyor mu?’ oldu,” derken abartmıyordu.
Politico’nun yaptığı bir haber, zirvede yer almayan Trump’ın ‘gölgesinin’ katılımcılara musallat olduğuna işaret ediyordu. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde’ın, Trump’ın Avrupa için ‘açıkça bir tehdit’ olarak nitelendirmesinin ardından, eski başkanın çevresi bundan memnun olduklarını gizlemediler.
‘Davos’takiler Trump’tan korkmakta haklılar’
Politico’ya konulan Trump yönetiminden eski bir üst düzey yetkili, Trump’ın ikinci dönemdeki politikasının Davos’un çalışmalarını engelleyeceğini teyit etti.
Ohio Cumhuriyetçisi, yazar ve risk sermayedarı Senatör J.D. Vance de bu görüşü vurguladı. Küresel seçkinlerin ‘ondan korkması gerektiğini’ savunan Vance, “Trump bir şeyi temsil ediyorsa, bence bu onların ideolojisinin, ondan gelen maddi faydaların reddedilmesidir,” diye konuştu.
Öte yandan Trump’ın Davos’taki varlığı başka bir şekilde de hissediliyor. Damadı ve eski Beyaz Saray yardımcısı Jared Kushner, eski Ulusal Ekonomik Konsey Başkanı ve Goldman Sachs yöneticisi Gary Cohn ve SkyBridge’den Anthony Scaramucci de dahil olmak üzere Trump yönetiminin diğer eski üyeleri de İsviçre’deki konuk listesinde yer alıyor.
Bunun yanı sıra, yine Politico’ya konuşan Trump dönemi Hazine yetkilisi, eski başkanın Davos’a katılanların tercih ettiği seçenek olmadığını fakat ABD iş dünyasının ‘Trump’ın geri dönebileceği fikriyle barışmaya başladığını’ öne sürüyor.
Pek çok şirket yöneticisinin Biden yönetiminde ‘hükümet politikasının gidişatından tam olarak heyecan duymadığını’ söyleyen eski yetkili, ilk Trump yönetiminin büyük ölçüde ana akım Cumhuriyetçi tarzda idare edildiğini ve bunun tekrar edeceğine inandıklarını aktardı.
Trump’tan Iowa’da büyük zafer: Başkan adaylığı neredeyse kesinleşti
Avrupalılar endişeli, ABD’liler daha rahat
CNBC de, Davos izlenimlerini aktardığı bir haberinde, Amerikan iş dünyasının tepkisine ilişkin Politico’ya benzer şeyler yazıyor. Avrupalıların ABD’lilerden daha çok endişe ettiğini hatırlatan CNBC, yabancı liderlerle yaptığı görüşmeler özel olduğu için isminin açıklanmasını istemeyen önde gelen bir ABD şirket yöneticisinin söylediklerini aktarıyor ve Avrupalıların korkusunun bir kısmının ‘ABD hükümetinde yerleşik olan kontrol ve dengelerin anlaşılmamasından’ kaynaklanabileceğini vurguluyor.
Bu kaynak, “Avrupalıların yürütme emirlerinin ne kadar zayıf olduğunu anladığından emin değilim. Bir adalet sistemimiz var. Kongre muhtemelen bölünecek. Temkinli olmak doğru ama bu dünyanın sonu olmayacak,” diyor.
Fakat bir ABD bankasınun CEO’su daha da ileri giderek, Trump’ın başkanlığı kazanacağı tahmininde bulunarak, “Politikalarının çoğu doğruydu,” iddiasında bulunuyor.
JPMorgan CEO’sundan Trump’a övgü
Ama Davos kalabalığını Trump konusunda yatıştıran en üst düzey isim, JPMorgan CEO’su Jamie Dimon oldu. “Sadece bir adım geri atın, dürüst olun,” diyordu Dimon, “NATO konusunda haklı, göç konusunda haklı, ekonomiyi oldukça iyi büyüttü. Bu kritik konuların bazılarında yanılmadı ve bu yüzden ona oy veriyorlar.”
İnsanların neden Trump’a oy verdiğinin üzerinde daha fazla düşünülmesi çağrısında bulunan Dimon, Biden’ın ‘MAGA’ [Amerika’yı Yeniden Büyük Yap] konusundaki olumsuz konuşmalarının’ kampanyasına zarar vereceğini ileri sürdü.
Hatta bazı yöneticiler, Joe Biden yönetiminin de halihazırda ‘serbest ticaret’ anlayışından koptuğunu ve Trump’çı ‘korumacılığın’ şimdiki Beyaz Saray’da da hüküm sürdüğüne dikkat çekiyorlar.
Amerika
Trump, ulusal güvenlik danışmanı Waltz’ı görevden aldı

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz görevinden ayrılıyor. Başkan Donald Trump, Waltz’ı ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliğine aday göstereceğini açıklarken, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun geçici olarak ulusal güvenlik danışmanlığı görevini yürüteceğini belirtti. Değişikliğin ardında Waltz’ın Signal mesajlaşma skandalı ve ekiple uyumsuzluğu gibi faktörlerin yattığı bildiriliyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’ın Beyaz Saray’daki görevinden ayrıldığını ancak kendisini ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliğine aday göstermeyi planladığını duyurdu.
Trump, bu süreçte Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun geçici olarak ulusal güvenlik danışmanlığı görevini üstleneceğini belirtti.
CBS News‘e konuşan kaynaklar, perşembe öğleden sonra itibarıyla Waltz’ın yardımcısı Alex Wong’un Ulusal Güvenlik Konseyi’nde (UGK) kalıp kalmayacağının henüz netlik kazanmadığını ifade etti.
Waltz’ın BM daimi temsilciliği görevi için Senato tarafından onaylanması gerekiyor.
Başkan Trump, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Mike Waltz’ı bir sonraki ABD’nin BM Daimi Temsilcisi olarak aday göstereceğimi duyurmaktan memnuniyet duyuyorum,” ifadelerini kullandı.
Trump, “Askerlik görevinden savaş alanına, Kongre’ye ve Ulusal Güvenlik Danışmanım olarak görev yaptığı süre boyunca Mike Waltz, ulusumuzun çıkarlarını ön planda tutmak için çok çalıştı. Yeni görevinde de aynısını yapacağını biliyorum. Bu arada, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Dışişleri Bakanlığı’ndaki güçlü liderliğini sürdürürken Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapacak,” diye ekledi.
Waltz ise X hesabından yaptığı açıklamada, “Başkan Trump’a ve büyük ulusumuza hizmet etmeye devam etmekten derin onur duyuyorum,” dedi.
Öte yandan kaynaklar, Waltz’ı BM daimi temsilciliğine aday gösterme kararının son dakikada alındığını söyledi.
Kaynaklara göre Trump bu kararı Perşembe sabahı verdi ancak daha önce Waltz’ın UGK’den ayrılması yönünde görüşmeler yapılmıştı.
Birden fazla kaynak CBS News‘e, Rubio ve Waltz’ın Perşembe günü görev devrini görüşmek üzere bir araya geldiğini aktardı.
Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray’daki bazı üst düzey danışmanlar bile Rubio’nun geçici ulusal güvenlik danışmanlığı görevini tam olarak ne zaman devralacağından emin değildi.
Kaynaklar, Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Landau’nun, Waltz’ın UGK’den ayrılacağı haberi çıkmadan önce bilgilendirilmediğini ve Waltz’ın ayrılacağını bilenlerin sayısının çok az olduğunu belirtti.
Bu değişikliğe yol açan birkaç faktör bulunuyor. Kaynaklara göre, Beyaz Saray’da Waltz’ın UGK personelini yeterince incelemediği algısı vardı.
Signal skandalı tetikleyici oldu
Ayrıca Signal mesajlaşma skandalı ve Waltz ile üst düzey ekip arasındaki uyumsuzluk da diğer etkenler arasındaydı.
Ancak kaynaklar, Trump’ın Waltz’a saygı duyduğunu ve Trump’ın ilk dönemindeki bazı isimlerin aksine Waltz’ın apar topar görevden alınmadığını belirtti.
Bunun yerine kendisine yüksek profilli yeni bir görev verildi. Görevden ayrılma haberini ilk olarak gazeteci Mark Halperin duyurdu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, Başkan’ın Rubio’yu geçici ulusal güvenlik danışmanı olarak atama kararını Perşembe günü verdiği basın toplantısı sırasında öğrendi.
Bir muhabirin Rubio’nun bu görevde ne kadar kalabileceği sorusuna Bruce, “Bunu sizden yeni duyduğum açık,” yanıtını verdi.
Kaynaklar, Başkan’ın Özel Kalem Müdürü Susie Wiles’ın Perşembe günü Waltz meselesiyle ilgili birden fazla görüşme yaptığını söyledi.
Waltz, mart ayında bir Signal sohbet grubu kurup yanlışlıkla The Atlantic yazarı Jeffrey Goldberg’ü dahil etmesiyle eleştirilerin hedefi olmuştu.
Bu olayda, Yemen’deki hedeflere yönelik askeri saldırı planları hakkındaki üst düzey ulusal güvenlik yetkilileriyle yapılan görüşmeler ifşa olmuştu.
Goldberg, yaşadıklarını yayınlamış ve başlangıçta operasyonel detayları gizlemişti.
Fakat Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard ve CIA Direktörü John Ratcliffe’in sohbette herhangi gizli bilginin paylaşıldığını reddetmesinin ardından Goldberg, saldırıların zamanlaması ve kullanılan silah paketlerini içeren bu bilgileri de yayımlamıştı.
Waltz’ın kapalı kapılar ardında haberin doğruluğunu kabul etmesinin ardından Beyaz Saray yetkilileri istifa edip etmemesi gerektiğini tartışmış, ancak Waltz istifasını sunmamış ve Trump da o sırada görevden ayrılmasını istememişti.
Başkan Trump, kamuoyu önünde Waltz’ı “dersini almış iyi bir adam” olarak nitelendirerek desteğini göstermişti.
Ulusal Güvenlik Konseyi’ndeki duruma aşina kaynak, Başkan’ın Signal olayından bu yana yeterli zamanın geçtiğini düşündüğünü ve Waltz ile Wong’un ayrılıklarının yeniden yapılanmanın parçası olarak gösterilebileceğini belirtti.
Başkan, Waltz’ı görevden almanın dış baskıya boyun eğmek olarak algılanabileceği endişesiyle tereddüt etmişti.
Senato’nun onay sürecinden geçecek
Trump’ın BM daimi temsilcisi adayı olarak Waltz, Senato onay sürecinden geçecek.
Virginia’dan Demokrat Senatör Mark Warner, Waltz ve Signal olayı hakkında, “O çok hassas bilginin dışarı sızması durumunda pilotlarımızı kaybedebileceğimiz büyük hatayı kabul ettiği için hakkını teslim ediyorum,” dedi.
Bununla birlikte, bir muhabirin Waltz’ın aday olarak karşılaşacağı Senato onay oturumu hakkındaki sorusuna Warner, “Oldukça acımasız olacağını düşünüyorum. Neler olacağını görelim,” yanıtını verdi.
Teksas’tan Cumhuriyetçi Senatör John Cornyn ise Waltz’ın onaylanacağından emin olduğunu ifade ederek gazetecilere, “Hâlâ yönetimin parçası olmaya devam edeceği için memnunum,” diye konuştu.
Wong, ilk Trump yönetiminde Kuzey Kore Özel Temsilci Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı’nda Doğu Asya ve Pasifik İşleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapmıştı.
Trump, Wong’un atanmasını duyururken, onun Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile yaptığı zirvenin müzakerelerine yardımcı olduğunu söylemişti.
İki kaynak, ABD’nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un kalıcı ulusal güvenlik danışmanlığı görevi için seçilmesinin pek olası olmadığını belirtti.
Dün Trump’ın müttefikleri arasında, Beyaz Saray Özel Kalem Müdür Yardımcısı Stephen Miller veya Başkan Yardımcısı Asistanı ve Terörle Mücadele Kıdemli Direktörü Seb Gorka’nın, Trump’ın misyonuna sıkı sıkıya bağlı oldukları için düşünülebileceği yönünde spekülasyonlar vardı.
Trump’ın Özel Görevler Özel Temsilcisi Ric Grenell ise kamuoyuna bu görevi istemediğini açıklamıştı.
Waltz ve Wong’un ayrılıkları, nisan ayı başlarında en az altı UGK personelinin işten çıkarılmasının ardından geldi.
Kaynak, bu önceki işten çıkarmaların, sağcı aktivist Laura Loomer’ın Oval Ofis’i ziyaret edip Trump’a, neocon veya başkana yeterince sadık olmadığını düşündüğü UGK personeli hakkında topladığı muhalif araştırmaları sunmasından kısa süre sonra gerçekleştiğini ifade etti.
Pentagon’da reform planı: Askerleri teknobüyücülere dönüştürmek
Amerika
Trump: İkinci Dünya Savaşı’nda en büyük katkıyı ABD yaptı

ABD Başkanı Donald Trump, İkinci Dünya Savaşı’nda ABD’nin ‘eşsiz’ bir katkı sağladığını iddia ederek 8 Mayıs’ı İkinci Dünya Savaşı Zafer Günü ilan etti. Trump, ABD’nin savaşlardaki zaferlerini kutlaması gerektiğini söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump, İkinci Dünya Savaşı’nda ABD’nin zafere “eşsiz” bir katkı sağladığını iddia ederek 8 Mayıs’ı İkinci Dünya Savaşı Zafer Günü ilan etti.
Trump, ayrıca 11 Kasım’ı da Birinci Dünya Savaşı Zafer Günü olarak belirledi.
Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social’dan yaptığı paylaşımda, “Birçok müttefikimiz ve dostumuz 8 Mayıs’ı Zafer Günü olarak kutluyor, ancak İkinci Dünya Savaşı’nda zafere diğer tüm ülkelerden daha fazla, eşsiz bir katkıyı biz yaptık,” ifadelerini kullandı.
Trump, “Bugün 8 Mayıs’ı İkinci Dünya Savaşı Zafer Günü, 11 Kasım’ı ise Birinci Dünya Savaşı Zafer Günü ilan ediyorum,” dedi.
Amerikalıları “zaferlerimizi kutlamaya” çağıran Trump, iki savaş için Zafer Günlerinin sırasıyla 11 Kasım ve 8 Mayıs’ta kutlanacağını belirtti.
Trump, “Her iki savaşı da biz kazandık, güç, cesaret ve askeri ustalık açısından kimse bize yaklaşamadı, ancak artık hiçbir şeyi kutlamıyoruz çünkü bunu yapmayı bilen liderlerimiz yok!” diye yazdı.
Trump, Ocak 2025’te göreve başlamasının ardından Rusya’ya zarar vermek istemediğini Truth Social’dan yaptığı bir paylaşımda belirtmişti.
Aynı paylaşımda, Rusya’nın İkinci Dünya Savaşı’nda ABD’nin zafere ulaşmasına “yaklaşık 60 milyon hayat kaybederek” yardım ettiğini iddia etmişti. Çeşitli tahminlere göre, İkinci Dünya Savaşı boyunca toplamda 70 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. SSCB’nin toplam kayıpları ise 26,6 milyon kişi olarak biliniyor.
Daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’ya karşı kazanılan zaferdeki belirleyici katkıdan bahsederken, SSCB’yi “Avrupa halklarının ana kurtarıcısı” olarak nitelendirmişti.
Putin, Nazizmle mücadelede belirleyici katkıyı Sovyet askerlerinin sağladığını söylemişti.
Nazi Almayasının koşulsuz teslimiyetinin imzalanması 8 Mayıs’ta Berlin’de yerel saatle 22.43’te gerçekleşti.
Moskova’da ise saat farkı nedeniyle o an 9 Mayıs’a denk geliyordu. Bu nedenle Batı Avrupa ve ABD’de faşizme karşı Zafer Günü 8 Mayıs’ta, eski SSCB ve Doğu Avrupa ülkelerinde ise 9 Mayıs’ta kutlanıyor.
Kremlin: Nazi Almanyasını ABD’nin yardımı olmasa da yenmiş olurduk
Amerika
Trump Bezos’u aradı, ‘tarife etiketleri’ gerilimi tatlıya bağlandı

ABD Başkanı Donald Trump, Amazon’un sahibi Jeff Bezos’u aradı ve gümrük tarifelerini etiketlere yansıtma haberi ile gerilen ilişkiler tatlıya bağlandı.
ABD Başkanı Donald Trump ile Amazon’un sahibi Jeff Bezos arasında bir süredir iyi giden ilişki, 29 Nisan’da haber sitesi Punchbowl’un Amazon’un Trump’ın gümrük vergileri nedeniyle ürünlerin fiyatlarına ne kadar zam yapılacağını göstermeyi planladığını bildirmesinin ardından bir kez daha sarsılmıştı.
Beyaz Saray, sabahki basın brifinginde bu hamleyi “Amazon’un düşmanca ve siyasi bir eylemi” olarak nitelendirerek sert bir yanıt verdi. Beyaz Saray basın sekreteri Karoline Leavitt, bu açıklamanın doğrudan Trump’tan geldiğini de açıkça belirtti.
Leavitt, şirketin Biden yönetimi sırasında yüksek enflasyonun yol açtığı maliyet artışlarını yansıtmak için benzer bir adım atmamışken, Trump’ın gümrük vergilerine tepki olarak fiyatları gösterme şeklini neden değiştirdiğini sordu.
Birkaç saat içinde şirket, fiyatların gösterilme şeklindeki değişikliğin gerçekleşmeyeceğini açıkladı.
Şirket sözcüsü, “Amazon Haul mağazasını işleten ekip, belirli ürünlere ithalat ücretlerini ekleme fikrini değerlendirdi. Bu fikir hiçbir zaman onaylanmadı ve uygulanmayacak,” dedi.
Amazon Haul, Çin merkezli şirketler Temu ve Shein ile rekabet ediyor.
Öte yandan USA Today’de yer alan habere göre Trump, gümrük vergisi anlaşmazlığı nedeniyle Bezos’u aradı. Beyaz Saray, 29 Nisan’da yaptığı açıklamada, Trump’ın haberleri okuduktan sonra Bezos’u aradığını duyurdu. Görüşmede konuşulanların ayrıntıları paylaşılmadı.
Trump, Michigan’da düzenleyeceği bir miting için Beyaz Saray’dan ayrılırken, geri adım kararının arkasında Bezos’un olduğunu söyledi ve “Jeff Bezos çok nazikti. Harikaydı. Sorunu çok çabuk çözdü ve doğru olanı yaptı. O iyi bir adam,” dedi.
-
Avrupa1 hafta önce
Almanya’da tren fabrikası tank üretimine başlıyor
-
Dünya Basını1 hafta önce
Şin-Bet Direktörü’nün yeminli beyanı ne anlama geliyor?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Chatham House: Dolar küresel istikrarsızlık kaynağı haline gelebilir
-
Amerika1 hafta önce
ABD’de çöküş sürüyor: Dow, 1932’den bu yana en kötü nisan ayını yaşıyor
-
Görüş2 hafta önce
Antalya’dan notlar: En azından diyalog var!
-
Diplomasi1 hafta önce
Çin’in ABD’den enerji ithalatındaki düşüş Rusya’ya kapı açtı
-
Avrupa1 hafta önce
Alman eyaletleri silahlanma yarışına son sürat dahil oluyor
-
Ortadoğu1 hafta önce
ABD’den Suriye’ye “İran” baskısı: DMO terör örgütü ilan edilsin