Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Irak hükümeti ‘Sadr’ı bekliyor

Yayınlanma

Irak seçimlerinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra cumhurbaşkanını belirleyen Irak’ta “Sadr” gölgesinde hükümet kurulma aşamasına gelindi. Başbakan adayı Sudani’nin Sadr’ı hükümete dahil etme çabası devam ederken diğer siyasi gruplar da bakanlık için Sudani’ye baskı yapıyor.

Irak’ta 10 Ekim 2021’de yapılan seçimlerden birinci çıkan Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi’nin Sünni ve Kürt partilerle kurmak istediği çoğunluk hükümeti girişimi Irak yargısının da dahil olduğu bir dizi engelleme çabaları sonucu başarısız oldu. ABD işgali sonrası uygulanan ve statüko haline gelen uzlaşı hükümetine katılmayı reddeden Sadr ve hareketin 73 vekili Meclis’ten istifa etti. Böylece Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu, Hadi Amiri liderliğindeki Bedir Örgütü, Ammar el-Hekim liderliğindeki Ulusal Hikmet Akımı ve diğer Şii grupların oluşturduğu Koordinasyon Çerçevesi’nin uzlaşı hükümeti için önü açıldı. Ancak Sadr hareketinin sokağa yönelmesi ve Yeşil Bölge’de düzenledikleri eylemler Meclis oturumlarının iptal edilmesiyle sonuçlandı. Yaşanan gerilimlerin patlama noktasına geldiği anda Sadr, eylemcilere evlerine dönme talimatı verdi.

Sadr’ın itirazlarına rağmen Koordinasyon Çerçevesi, önceki dönemlerde Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı ve İnsan Hakları Bakanlığı yapmış Muhammed Şiya es-Sudani’nin başbakan adaylığında ısrar etti. Sadr’ın inşa etmeye çalıştığı “etnik ve mezhepsiz” hükümet projesindeki ortakları Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Sünni ittifakın Koordinasyon Çerçevesi’nin öncülüğünde kurulan “Devleti Yönetme İttifakı”na katılarak Sudani’yi aday göstermesi, Sadr’ın elini zayıflattı.

KYP’nin desteklemediği KYP’li cumhurbaşkanı

Öte yandan Irak işgali sonrası kurulan sistemde yine bir statüko halini alan cumhurbaşkanlığı makamı için yaşanan kriz şimdilik aşındı. Irak anayasasına aykırı olarak ülkede uygulanan etnik kota sistemine göre, cumhurbaşkanlığı Kürtlere ait. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin iki büyük partisi KDP ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) kendi arasındaki anlaşmaya göre de bu koltuğun sahibini KYB belirliyor. Ancak gücünü ve oyunu artıran KDP, iyice zayıflamış durumdaki KYB’nin bu makamı belirlemesini istemiyor. İki parti son seçimlerden sonra iki ana ittifakta farklı tarafları destekledi ve her ikisi de kendi adayı için diretti.

Cumhurbaşkanlığı oylamasının yapıldığı 13 Ekim’de KDP’nin adayı Rebar Ahmed ani bir kararla adaylıktan çekildiğini açıkladı. KDP, KYP’nin adayı Berhem Salih’e karşı yine bir KYB’li olan ancak bağımsız aday eski Irak Su Kaynakları Bakanı Abdullatif Reşid’i desteklediğini duyurdu. Yapılan seçimde KYB’nin desteklediği Berhem Salih’le yarışan Abdullatif Reşid, Irak’ın yeni cumhurbaşkanı oldu. Kendi istediği adayı seçtiremeyen KDP, bu adımıyla cumhurbaşkanını KYB’nin belirlemesini de ilk kez engellemiş oldu.

Reşid, 1960’larda aktif olduğu KDP’den ayrıldıktan sonra katıldığı KYB’nin İngiltere ve diğer bazı Avrupa ülkesinde temsilciliğini üstlendi. ABD işgalinden sonra kurulan hükümetlerde bakanlık yaptı. Reşid; Celal Talabani (2005-2014), Fuad Masum (2014-2018) ve Behram Salih’in (2018-2022) cumhurbaşkanlığı dönemlerinde başdanışmanlıklarını üstlendi.

Siyasi parti baskıları ve Sadr çıkmazı

Reşid, cumhurbaşkanı seçildikten sonra hükümet kurma görevini beklendiği gibi Sudani’ye vererek süreci resmen başlatmış oldu. Sadr’ın ittifakındaki Sünni ve Kürtlerin onayını alarak elini güçlendiren Sudani, 30 gün içinde kabinesini kurarak Meclis’in onayına sunmak zorunda.

Devleti Yönetme İttifakı, güven oylaması için Meclis’i cumartesi günü toplantıya davet etmek istediklerini açıkladı ancak Parlamento Başkanlığı, henüz resmi bir toplantı duyurusu yapmadı. Sudani’nin ancak yarısının dağıtımını yapabildiği bakanlıkların kalanı için siyasi grupların baskısı altında olduğu belirtiliyor. Sudani’nin önündeki daha bir zorluk ise Sadr Hareketi. Sadr, hükümete katılmayacağını ve desteklemeyeceğini duyurmasına rağmen önemli siyasi ağırlığı ve sokak potansiyeli nedeniyle Sudani’nin, hareketin temsilcileriyle kamuoyuna duyurulmayan görüşmeler yaptığı belirtiliyor. Sudani’nin dağıtmadığı bakanlıklardan büyük çoğunluğunu Meclis’ten çekilmesine rağmen Sadr Hareketi’ne ayrıldığı biliniyor Sadr’ı hükümete dahil etme çabasının son ana kadar devam etmesi öngörülüyor.

Sadr’ın yeni hükümete onay için öne sürdüğü koşullardan en kritik olanı erken seçim ilanıydı. Bu noktada Sudani’den erken seçim taahhüdü alırsa Sadr’ın yeni hükümete katılmasa bile yeşil ışık yakması ihtimaller arasında. Ancak Sadr’ın ikna edilemediği bir senaryoda Sadr Hareketi’nin yeniden sokağa yönelmesi ve kurulsa dahi yeni hükümetin işleyemez hale gelmesi hiç de uzak olmayan bir ihtimal olarak Sudani’nin önünde duruyor. ABD işgali sonrası kurulan siyasi statükoyu kıramayan Irak’ın öngörülemez lideri Sadr’ın vereceği karar, bir yıldır krizde olan ülke siyasetinin de kaderini de büyük oranda belirleyecek.

ORTADOĞU

İranlı Bakan Riyad’da: Lübnan ve Gazze masada

Yayınlanma

iran ve suudi bakanlar

İsrail’in İran’a yönelik misilleme saldırısı beklenirken İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Suudi Arabistanlı mevkidaşı Faysal Bin Ferhan ile Riyad’da bir araya geldi. İki bakanın, İsrail’in saldırıları altındaki Lübnan ve Gazze’deki durum başta olmak üzere bölgedeki son gelişmeleri istişare ettiği belirtildi

İran devlet televizyonuna göre, Erakçi, resmi ziyaret gerçekleştirdiği Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da mevkidaşı Bin Ferhan ile bir araya geldi.

Görüşmeye ilişkin açıklama yapan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, iki bakanın, İsrail’in saldırıları altındaki Lübnan ve Gazze’deki durum başta olmak üzere bölgedeki son gelişmeler üzerine “faydalı ve yapıcı” görüşmelerde bulunduğunu belirtti.

İranlı yetkili: Körfez ülkeleri hava sahasını İran’a karşı kullandırmamalı

Tarafların, İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırılarının durdurulması ve sivillere derhal insani yardım sağlanması gerektiğini vurguladığını aktaran Bekayi, Erakçi ile Bin Ferhan’ın siyasi, güvenlik ve ekonomik alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki ortak kararlılıklarını yinelediğini kaydetti.

Erakçi, görüşmeden önce yaptığı açıklamada, Riyad ziyaretinin İsrail’in Filistin ve Lübnan’da işlediği suçların durdurulmasına yönelik bölgesel istişarelerin devamı olduğunu söylemişti.

İranlı Bakan, Riyad’daki temaslarının ardından Katar’da üst düzey yetkililerle görüşmek için Doha’ya gidecek.

İranlı Bakan’ın ziyareti Körfez ülkelerinin geçen hafta olası İsrail-İran savaşında tarafsız kalacaklarını ilan etmesinden sonra geldi.

İsrail’in İran’ın petrol ve nükleer tesislerine saldırmayı planladığı yönündeki haberler üzerine geçen hafta acil toplanan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyeleri; Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Kuveyt, İran-İsrail çatışmasında tarafsız olduklarını ilan etti. Bu ülkeler, ABD’nin topraklarındaki hava üsslerini İran’a karşı kullanılmasına izin vermeyeceklerini duyurdu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas ve Fetih hareketleri Kahire’de buluştu

Yayınlanma

filistin bayrağı

Hamas ve Fetih hareketleri, Pekin’de vardıkları uzlaşma sonrası Filistin ulusal birliği görüşmeleri çerçevesinde Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya geldi.

Kahire el-İhbariye kanalının adını açıklamadığı bir güvenlik kaynağından aktardığına göre, toplantılarda geçiş kapıları, sağlık, yardım, barınma, sosyal kalkınma ve eğitim konularının idaresiyle ilgili komisyonun çalışma mekanizmalarının belirlenmesi tartışılacak.

Toplantıya ilişkin Hamas’tan yapılan açıklamaya göre, Hamas’tan Siyasi Büro Üyesi Halil Hayye, Fetih’ten ise Başkan Yardımcısı Mahmud Alul heyetlere başkanlık yapıyor.

Filistinli gruplar anlaştı: Tüm Filistin topraklarında tek bir hükümet kurulacak

Toplantının Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırıları, siyasi ve sahadaki gelişmeleri görüşme ile ulusal birlik çabalarının birleştirilmesini hedeflediği kaydedildi.

Temmuz ayında Çin hükümetinin davetiyle 14 Filistinli örgüt, başkent Pekin’de bir araya gelmişti. Yapılan toplantıların ardından sonuç bildirgesi yayımlanmıştı.

Bildirgede, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çatısı altında tüm grupların yer aldığı “kapsamlı bir ulusal birliğe” ulaşma ve Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Kudüs’te Filistinlilerin yönetilmesi için geçici bir ulusal uzlaşı hükümeti kurma konusunda anlaşmaya varıldığı duyurulmuştu.

Pekin’deki Filistin uzlaşı anlaşması nasıl hayata geçirilecek?

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İranlı yetkili: Körfez ülkeleri hava sahasını İran’a karşı kullandırmamalı

Yayınlanma

İranlı üst düzey bir yetkili Reuters’a yaptığı açıklamada Tahran’ın, Körfez Arap ülkelerine, hava sahalarını veya askeri üslerini İran’a karşı kullandırmalarının “kabul edilemez” olacağını ilettiğini ve böyle bir adımın karşılık bulacağını konusunda uyardığını söyledi. Yetkili ayrıca, İsrail’in İran’a saldırması durumunda Körfez ülkelerinin petrol piyasalarını dengelemek için yapacakları herhangi bir hamlenin, şu ana kadar yapılan görüşmelerin bir parçası olmadığını belirtti.

Bu açıklamalar, geçen hafta İran’ın gerçekleştirdiği füze saldırısına karşı İsrail’in olası misillemesi konusundaki endişeler artarken geldi. İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Suudi Arabistan ve Katar da dahil diğer Körfez ülkeleriyle temasta bulundu.

Bu temaslar, geçen hafta Katar’daki bir konferans sırasında İran ve Körfez Arap ülkeleri arasında yapılan görüşmelerin ardından geldi. Körfez ülkeleri, Tahran’a İsrail ile herhangi bir çatışmada tarafsız kalacaklarına dair güvence verdiler.

Reuters’a konuşan üst düzey İranlı yetkili İran, “Herhangi bir Körfez ülkesinin hava sahası veya askeri üslerinin Tahran’a karşı kullanılması durumunda, bunun tüm grup tarafından atılmış bir adım olarak görüleceğini ve Tahran’ın buna uygun şekilde yanıt vereceğini net bir şekilde belirtti” dedi.

Yetkili şöyle devam etti: “Mesajda İsrail’e karşı bölgesel birliğin gerekliliği ve istikrarın güvence altına alınmasının önemi vurgulandı. Ayrıca, İran’a karşı eylemler için bir bölge ülkesinin hava sahasının kullanılmasına izin vermek gibi İsrail’e yapılacak herhangi bir yardımın kabul edilemez olduğu da açıkça ifade edildi.”

“OPEC tartışmaların bir parçası değil”

Öte yandan İranlı yetkili, Tahran’ın herhangi bir gerginlik sırasında İran üretiminin kesintiye uğraması halinde Körfez Arap petrol üreticilerinin üretimi artırması konusunu tartışmadığını söyledi.

ABD haber sitesi Axios geçen hafta İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde İsrail’in misilleme olarak İran’daki petrol üretim tesislerini hedef alabileceğini bildirmişti.
Suudi Arabistan’ın fiilen liderliğini yürüttüğü Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), İsrail’in misillemesi sonucu İran’ın bazı tesislerinin devre dışı kalması halinde bu ülkedeki arz kaybını telafi edebilecek yeterli yedek petrol kapasitesine sahip.

OPEC’in yedek kapasitesinin büyük bölümü Körfez bölgesinde bulunuyor. İran Körfez’deki petrol tesislerine saldırma tehdidinde bulunmadı ancak daha önce “İsrail destekçilerinin” doğrudan müdahale etmesi halinde bölgedeki çıkarlarının hedef alınacağı uyarısında bulunmuştu.

En büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan son yıllarda Tahran’la siyasi bir yakınlaşma yaşadı ve bu da bölgesel gerginliklerin azalmasına yardımcı oldu, ancak ilişkiler zor olmaya devam ediyor.

Suudi Arabistan, 2019’da Abqaiq’teki kilit rafinerisine düzenlenen ve küresel petrol arzının %5’inden fazlasını kısa süreliğine durduran saldırıdan bu yana İran’ın petrol tesislerine yönelik bir saldırısından çekiniyor. İran bu saldırıda dahli olduğu iddialarını reddetmişti.

Körfez’deki Batılı bir diplomat, geçen hafta perşembe günü Doha’da yapılan Körfez-İran toplantısında İran’ın İsrail saldırısı karşısında bölgesel birlik çağrısında bulunduğunu ve Körfez ülkelerinin tarafsızlığını asgari bir gereklilik olarak gördüğünü açıkça ifade ettiğini söyledi.

Diplomat, İran’ın bir İsrail saldırısı durumunda her bir Körfez ülkesinin nasıl tepki vereceğini ve ülkelerinde bulunan ABD üslerinin nasıl kullanıldığını yakından izleyeceğini açıkça belirttiğini söyledi.

Bahreyn, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ABD askeri tesislerine ya da birliklerine ev sahipliği yapıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English