Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Tahran, nükleer denetçinin kınamasına yanıt olarak ‘yeni ve gelişmiş’ santrifüjleri devreye soktu

Yayınlanma

İran’ın uranyum stoklarını sınırlama anlaşmasını övdükten bir gün sonra, Birleşmiş Milletler’in nükleer gözlemcisi İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda “şeffaf olmamasını” kınayan gensoru önergesini kabul etti. Önerge ABD ve İngiltere tarafından dayatıldı.  Cuma günü erken saatlerde Tahran bu karara “yeni ve gelişmiş” santrifüjleri devreye soktuğunu açıklayarak yanıt verdi.

Perşembe günü geç saatlerde AFP’ye konuşan diplomatlar, Birleşmiş Milletler Nükleer Denetleme Kurulu’nun İran’ın kurumla olan zayıf işbirliğini kınayan bir kararı saatler süren hararetli tartışmaların ardından kabul ettiğini ve Tahran’ın bu kararı “siyasi amaçlı” olarak nitelendirdiğini söyledi.

İngiltere, Fransa, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın 35 ülkeden oluşan yönetim kuruluna sunulan gensoru önergesi, haziran ayındaki benzer bir önergenin ardından geldi.

AFP’ye konuşan iki diplomat, Çin, Rusya ve Burkina Faso’nun aleyhte oy kullandığı karar tasarısının 19 lehte oyla kabul edildiğini, 12 çekimser oy kullanıldığını ve Venezuela’nın oylamaya katılmadığını söyledi.

Perşembe gecesi yapılan oylama öncesinde ABD ve Avrupalı müttefikleri İran’ı kınayarak kararlarına destek toplamaya çalıştı.

Washington, kurula gönderdiği ulusal bildiride Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin “derinden rahatsız edici” olduğunu söyledi.

Londra, Paris ve Berlin ortak bir bildiriyle İran’ın nükleer programının “uluslararası güvenliğe” oluşturduğu tehdide dikkat çekerek, İran’ın şu anda dört nükleer silah için yeterli miktarda yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu iddia etti.

İran’ın UAEA nezdindeki büyükelçisi Muhsin Naziri Asl, kararı “siyasi amaçlı” olarak nitelendirdi ve önceki kınamalara kıyasla “düşük destek” aldığını söyledi.

Cuma günü erken saatlerde Tahran, karara yanıt olarak “yeni ve gelişmiş” santrifüjleri devreye sokacağını duyurdu.

Örgüt ve İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan ortak açıklamada, “İran Atom Enerjisi Örgütü Başkanı, çeşitli tiplerde yeni ve gelişmiş santrifüjlerin önemli bir serisinin fırlatılması da dahil olmak üzere etkili önlemlerin alınması talimatını verdi” denildi.

UAEA Başkanının ziyareti üstüne geldi

Karar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Rafael Grossi’nin geçen hafta Tahran’a yaptığı ve ilerleme kaydettiği anlaşılan ziyaretten döndüğü sırada alındı.

Ziyaret sırasında İran, UAEA’nın yüzde 60 saflığa kadar zenginleştirilmiş, silah sınıfına yakın hassas uranyum stokunu sınırlama talebini kabul etti.

Grossi çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu doğru yönde atılmış somut bir adımdır” dedi ve İran’ın nükleer anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerinden ayrılmaya başlamasından bu yana “ilk kez” böyle bir taahhütte bulunduğunu söyledi.

Yaptırımların hafifletilmesi karşılığında İran’ın nükleer programını kısıtlayan 2015 tarihli dönüm noktası niteliğindeki anlaşma, üç yıl sonra dönemin başkanı Donald Trump yönetimindeki ABD’nin tek taraflı çekilmesinin ardından dağıldı.

Buna misilleme olarak Tahran, uranyum stoklarını artırarak ve anlaşma kapsamında izin verilen yüzde 3,67 saflık oranının (nükleer enerji santralleri için yeterli) ötesinde zenginleştirme yaparak taahhütlerinden bazılarını kademeli olarak geri almaya başladı.

Bu aşamada sembolik nitelikte de olsa da, gensoru önergesinin İran üzerindeki diplomatik baskıyı artırmak için tasarlandığı düşünülüyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi perşembe günü yaptığı açıklamada gensorunun ajansla olan ilişkileri “sekteye uğratacağını” ancak Tahran’ın işbirliği yapmaya istekli olduğunu vurguladı.

Daha önce Araghchi, kurulun kararı kabul etmesi halinde İran’ın “orantılı” bir karşılık vereceği uyarısında bulunmuştu.

‘Karar, ajansın çabalarına zarar veriyor’

Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde araştırmacı olan Heloise Fayet’e göre karar tasarısı “Rafael Grossi’nin çabalarına zarar verme” potansiyeline sahip dedi.

AFP’ye konuşan Fayet, “Ancak Batılı güçler Grossi’nin diplomatik manevralarının etkili olmamasından dolayı hayal kırıklığına uğramış durumda ve daha sağlam çözümler arıyorlar” değerlendirmesini yaptı.

Grossi .arşamba günü yaptığı açıklamada İran’ın zenginleştirme faaliyetlerini durdurma taahhüdünün “yeni gelişmeler sonucunda” sekteye uğrayabileceğini “göz ardı edemeyeceğini” söylemişti.

Dış politika uzmanı Rahman Ghahremanpour Tahran’ın yeni kınamaya “zenginleştirme seviyelerini artırarak” misilleme yapabileceğini belirtti.

Ancak İran’ın Trump Beyaz Saray’a dönmeden önce “gerilimi tırmandırmak” istememesi nedeniyle sert “stratejik önlemler” beklemediğini ekledi.

ORTADOĞU

Lübnan’da cumhurbaşkanı seçildi sıra hükümette

Yayınlanma

Lübnan Meclisi

Lübnan Meclisi dün yaptığı oylamada Genelkurmay Başkanı Joseph Avn’ı cumhurbaşkanı seçerek iki yıldan uzun süren siyasi krizi aşmak için önemli bir adım attı. Seçim, İsrail ile Hizbullah arasında 14 aydır süren çatışmaların zayıf bir ateşkes anlaşmasıyla durdurulmasından haftalar sonra ve Lübnanlı liderlerin yeniden yapılanma için uluslararası yardım arayışında olduğu bir dönemde gerçekleşti. Avn, Lübnan’ın yeniden inşa sürecinde yardımlarına ihtiyaç duyacağı ABD ve Suudi Arabistan’ın tercih ettiği adaydı.

Hizbullah daha önce bir başka adayı, eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile yakın bağları olan Marada Hareketli lideri Süleyman Franciyye’yi desteklemişti. Ancak çarşamba günü Franciyye yarıştan çekildiğini ve Avn’ı desteklediğini açıklayarak Avn’ın önünü açtı.

Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Randa Slim, AP’ye yaptığı değerlendirmede Hizbullah’ın İsrail ile savaşının ardından askeri ve siyasi olarak zayıflamasının ve Suriye’deki müttefiki Esad’ın düşmesinin yanı sıra cumhurbaşkanı seçilmesi için yapılan uluslararası baskının dünkü sonuca zemin hazırladığını söyledi.

Hizbullah ve Emel Hareketi dün yapılan ilk tur oylamada boş oy kullanarak Avn’ın seçilmesini engelledi ve “Bizim onayımız olmadan cumhurbaşkanı seçilemez” mesajını verdi. Avn ikinci turda seçildi.  Hizbullah’ın Meclis’teki blokunun başkanı Muhammed Raad, grubun milletvekillerinin ilk turda Avn’a oy vermediklerini ancak ikinci turda verdiklerini söyledi. Raad “Oylamayı erteledik çünkü Lübnan’ın egemenliğinin koruyucusu olduğumuz gibi ulusal uzlaşının da koruyucusu olduğumuz mesajını vermek istedik” dedi.

Hizbullah ve Emel Hareketi’nin cumhurbaşkanı seçimi sürecindeki en önemli taleplerinden biri, maliye bakanlığını kontrol altında tutmaktı. Bu konuda özellikle Suudi Arabistan’la yapılan pazarlıkta anlaşma sağlandı.

Böylece Hizbullah İsrail ile yaşanan savaş neticesinde askeri ve siyasi olarak zayıflamış ve uluslararası baskı altında olsa da Cumhurbaşkanı seçiminde nihai söz sahibi olduğunu göstermiş oldu.

Avn zafer konuşmasında “Bugün Lübnan tarihinde yeni bir dönem başlıyor” dedi. İsrail ile Kasım ayında çatışmayı sona erdiren ve hem Hizbullah’ın hem de İsrail’in ülkenin güneyinden güçlerini çekmesini gerektiren ateşkesi uygulama sözü verdi. Avn, “Lübnan devletinin İsrail işgalini ortadan kaldırmasını ve saldırganlığını püskürtmesini sağlayacak” bir “ulusal güvenlik stratejisi” için çalışacağını açıkladı. Hizbullah güçlerine açık bir gönderme yaparak silah taşıma hakkının “tekelini” devlete vermek için çalışacağını da sözlerine ekledi.

Beyrut merkezli düşünce kuruluşu The Policy Initiative’in kurucu direktörü Sami Atallah, Financial Times’a yaptığı açıklamada “[Hizbullah’ın] süreci torpillemeyi göze alabileceğini sanmıyorum, özellikle de savaştan ve bunun yeniden yapılanma ve Şii toplumuna yönelik zorluklar açısından sonuçlarından sonra. Bir uzlaşmaya zorlandıklarını, bir adayı kabul etmeye zorlandıklarını hissettiler” dedi.

60 yaşındaki yeni Cumhurbaşkanının ABD’de eğitim görmesi, Lübnan ordusunu finanse edip eğiten Washington’la yakın ilişkiler geliştirmesi ve ABD’nin açıktan desteğini alması “Amerika’nın adamı” olarak nitelendirilmesine yol açtı. Ayrıca yabancı ülkelerin “Lübnan’ın iç işlerine müdahalesi” olarak görülen bu seçime bazı milletvekilleri sandıkta da tepki gösterdi. Vekiller oy kullanırken pusulaya Avn’un ismini ABD ve Suudi Arabistan’ın Lübnan elçilerinin isimleriyle birleştirerek yazdı: Joseph Amos Bin Ferhan.

Avn’ın seçilmesi iki yılı aşkın süredir devam eden siyasi krizi aşmak için önemli bir adım olsa da ülke başbakan ve yeni kabine seçimi konusunda daha fazla pazarlıkla karşı karşıya. Ülkede Cumhurbaşkanı’nın yetkileri sınırlı. Ancak hükümetin kurulabilmesi için bu makamın dolması gerekiyordu. Şimdi hükümet kurma sürecinin önü açılmış oldu.

Ayrıca pazarlıklar sonucunda oluşturulacak hükümet, İsrail-Hizbullah savaşını sona erdiren ateşkes anlaşmasını uygulamak ve yeniden yapılanma için fon bulmak gibi zorlu görevlerle karşı karşıya kalacak. Lübnan, ülkenin para birimini çökerten ve pek çok Lübnanlının birikimlerini yok eden ekonomik ve mali krizin altıncı yılında. Nakit sıkıntısı çeken devlete ait elektrik şirketi günde sadece birkaç saat elektrik sağlayabiliyor. Ülke liderleri 2022 yılında bir kurtarma paketi için IMF ile ön anlaşmaya vardı ancak anlaşmayı tamamlamak için IMF’nin talep ettiği reformlar konusunda sınırlı ilerleme kaydetti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İranlı general: Suriye’de ağır yenilgi aldık

Yayınlanma

İran'ın Şam büyükelçiliği

İranlı Tuğgeneral Behruz Esbati, eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrilmesiyle İran’ın Suriye’de önemli bir yenilgi aldığını ancak isyancıları kendi safına çekmenin yollarını aramaya başladığını söyledi.

The New York Times’ın İran medyasına dayandırdığı haberine göre İran’ın Suriye’deki en üst düzey generali Behruz Esbati, halka açık bir toplantıda Esad’ın ani düşüşüyle ilgili, İranlı liderlerin yaptığı açıklamalarla çelişen bir değerlendirme yaptı. İranlı liderler resmî açıklamalarında Esad’ın devrilmesiyle Tahran’ın yaşadığı stratejik kaybını önemsizleştirmeye çalışan değerlendirmeler yapıyor ve İran’ın Suriye halkının karar vereceği her türlü siyasi sonuca saygı duyacağını söylüyorlar.

General Esbati ise toplantıda “Suriye’yi kaybetmeyi gurur duyulacak bir şey olarak görmüyorum. Yenildik, hem de çok kötü bir şekilde yenildik, çok büyük bir darbe aldık ve bu çok zor oldu” ifadelerini kullandı.

Esbati, NYT’ye İran’ın Esad’la ilişkilerinin Esad’ın devrilmesine giden süreçte aylardır gergin olduğunu belirterek, Suriye liderinin 7 Ekim 2023’te Hamas öncülüğünde düzenlenen saldırının ardından İran destekli milislerin Suriye’den İsrail’e karşı bir cephe açması yönündeki talebini birçok kez reddettiğini söyledi. General, İran’ın Esad’a Suriye’deki askeri kaynaklarını İsrail’e saldırmak için nasıl kullanabileceğine dair kapsamlı askeri planlar sunduğunu belirtti.

Esbati ayrıca İsrail’in İran’a yönelik saldırıları sırasında “radarları kapattığını” iddia ederek Rusya’yı eleştirdi. Moskova’nın Suriye iç savaşındaki rolü bağlamında ise Rus ordusunun isyancı hedefler yerine Suriye’deki açık alanları bombaladığını iddia etti.

HTŞ liderliğindeki örgütler şu anda Suriye’nin büyük bir bölümünü ele geçirmiş durumda ve bir hükümet kurmaya çalışıyor. General Esbati konuşmasında, İran’ın yeni Suriye’nin alacağı şekil ne olursa olsun isyancıları kendi safına çekmenin yollarını arayacağını söyledi.

Esbati, “Yıllar boyunca birlikte çalıştığımız tüm ağları harekete geçirebiliriz. Adamlarımızın yıllarca içinde yaşadığı sosyal katmanları harekete geçirebiliriz; sosyal medyada aktif olabiliriz ve direniş hücreleri oluşturabiliriz. Şimdi orada da diğer uluslararası arenalarda olduğu gibi faaliyet gösterebiliriz ve zaten başladık” ifadelerini kullandı.

Tahran’ın önde gelen analistlerinden ve Suriye uzmanı Mehdi Rahmati NYT’ye General Esbati’nin konuşmasının önemli olduğunu çünkü bazı üst düzey yetkililerin hükümet propagandasından uzaklaşıp halkla yakınlaştığını gösterdiğini söyledi.

Rahmati, “Herkes toplantılarda bu konuşma hakkında konuşuyor ve neden bunları söylediğini merak ediyor, özellikle de halka açık bir forumda. İran’a ne olduğunu ve şu anda nerede durduğunu çok açık bir şekilde ortaya koydu. Bu bir bakıma iç politika için bir uyarı olabilir” dedi.

General Esbati, yaygın yolsuzluk, siyasi baskı ve elektrikten yakıta ve yaşanabilir gelire kadar halkın karşı karşıya kaldığı ekonomik zorluklar göz önüne alındığında Esad yönetiminin düşmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Esad’ın reform uyarılarını dikkate almadığını belirtti. Analist Rahmati, İran’ın mevcut durumuyla yapılan karşılaştırmanın gözden kaçmasının zor olduğunu söyledi.

Yıllarca Irak’ta üst düzey komutanların yanında askeri stratejist olarak görev yapan İranlı bir Devrim Muhafızları mensubu, General Esbati’nin İran’ın isyancıları yanına çekebileceğine dair yorumlarının bu aşamada pratikten ziyade umut olabileceğini söyledi. Yetkili, Esbati’nin ciddi bir yenilgiyi kabul ederken aynı zamanda İran’ın daha güçlü hareket etmesini talep eden muhafazakarların moralini yükseltmeye ve onları yatıştırmaya çalıştığını belirtti.

İsminin kullanılmamasını isteyen Muhafız yetkilisi, İran’ın politikasının henüz kesinleşmediğini ancak katıldığı ve stratejinin tartışıldığı toplantılarda bir fikir birliği oluştuğunu iddia etti. Suriye’nin kaosa sürüklenmesinin İran’ın yararına olacağını ileri sürdü.

Esbati’nin 31 Aralık’ta Tahran’ın merkezindeki Valiasr camisinde yaptığı konuşma, “Suriye’nin çöküşüyle ilgili soruları yanıtlamak” başlıklı etkinliğin kamuya açık duyurusuna göre, ordu mensuplarına ve cami cemaatine hitap etti.

Oturum General Esbati’nin kalabalığa, Şam’ın isyancıların eline geçmesinden bir gece önce Suriye’den son askeri uçakla Tahran’a geldiğini söylemesiyle başladı ve dinleyicilerden gelen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Esbati, İran’ın İsrail ve ABD’ye karşı askeri kapasitesine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

İran’ın İsrail’e üçüncü bir doğrudan saldırı gerçekleştirmeyi planlayıp planlamadığı sorusu üzerine “durumun” şu anda İsrail’e yeni bir saldırıyı gerçekçi bir şekilde kaldıramayacağını söyledi.

İran’ın neden bölgedeki ABD askeri üslerine füze atmadığı sorusuna ise bunun ABD’nin İran ve müttefiklerine yönelik daha büyük misilleme saldırılarına davetiye çıkaracağını söyledi ve İran’ın gelişmiş füzelerinin değil ama normal füzelerinin gelişmiş ABD savunma sistemlerini geçemeyeceğini sözlerine ekledi.

Bu değerlendirmelere rağmen General İran ve müttefiklerinin bölgede hala üstünlüğe sahip olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Netanyahu, Trump’ın yemin törenine katılmayacak

Yayınlanma

trump-netanyahu

The Times of Israel’de yer alan habere göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Donald Trump’ın yemin törenine katılmayacak.

İsrailli yetkililer geçen haftalarda Netanyahu’nun Trump’ın 20 Ocak’taki yemin törenine katılmasının beklendiğini söylemişti.

Ancak üst düzey bir yardımcısı bugün Times of Israel’e Netanyahu’nun yemin töreni için Washington’a gitmeyeceğini söyledi.

Yemin törenine katılmama kararının Trump’ın, Netanyahu’nun eleştirildiği ve küfür edildiği bir videoyu paylaşmasından sonra duyurulması dikkat çekti.

Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social’da, Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya küfürlü ifadeler kullandığı bir video paylaşmıştı. Videoda Sachs, “Netanyahu takıntılı biri, bugün bile İran’la savaşa girmemiz için çabalıyor” ifadelerini kullanıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English