Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trump Bloomberg’e konuştu: “Trumponomics” düşük faiz ve vergi demektir

Yayınlanma

Eski ABD Başkanı ve bu sene kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump, Bloomberg’e ekonomi politikalarını merkeze alan bir mülakat verdi.

Kendi ekonomi politikalarını “Trumponomics” diye adlandıra eski başkan, bunun “düşük faiz oranları ve vergiler” anlamına geldiğini savundu.

Bunun “işlerin hallolması ve iş dünyasının ABD’ye geri dönmesi için muazzam bir teşvik” olduğunu savunan Trump, daha fazla sondaj ve daha az regülasyon sözü verdi.

Trump güney sınırını kapatacağını, daha iyi ticaret koşulları için hem ABD’nin hasımlarını hem de müttefiklerini sıkıştıracağını, kripto endüstrisini serbest bırakacağını ve “pervasız” Büyük Teknoloji şirketlerini dizginleyeceğini söyledi.

JPMorgan CEO’su Dimon’a Hazine’nin anahtarını vermeyi düşünüyor

İş dünyası ve küresel ekonomi üzerine geniş kapsamlı röportajında Trump, kazanması halinde Jerome Powell’ın Mayıs 2026’ya kadar sürecek olan Federal Rezerv başkanlığı görev süresini tamamlamasına izin vereceğini söyledi.

Trump kurumlar vergisi oranını %15’e kadar düşürmek istediğini ve artık TikTok’u yasaklamayı planlamadığını da kaydetti.

Eski başkan, seçilmesi halinde JPMorgan yönetim kurulu başkanı ve icra kurulu başkanı Jamie Dimon’u Hazine Bakanı olarak değerlendireceğini de ilan etti.

Bloomberg’e göre Trump, Tayvan’ı Çin’e karşı koruma fikrine ve ABD’nin Rusya’yı, Ukrayna’ya savaş açtığı için cezalandırma çabalarına soğuk baktığını söyledi ve “Yaptırımları sevmiyorum,” dedi.

Trump, hakkında açılan üç federal davada hüküm giymesi halinde kendisini affetmeyeceği konusunda ısrar etti ve “Bunu düşünmem bile,” dedi.

Bloomberg, 15 Temmuz’da Trump’ın atadığı bir federal yargıcın, gizli belgeleri yanlış kullandığı yönündeki suçlamaları reddettiğini hatırlattı.

Trump, “doğru işler için doğru kişileri seçmenin önemi” de dahil olmak üzere, iktidar mekanizmasına artık çok daha iyi anladığına inandığını vurguladı.

Trump, “Harika insanlarımız vardı ama ikinci kez seçmeyeceğim insanlar da vardı. Şimdi herkesi tanıyorum. Artık gerçekten deneyimliyim,” dedi.

Trump, ekonomik mesajını kasım ayında Demokratları alt etmenin en iyi yolu olarak görüyor. Vergi indirimleri, daha fazla petrol, daha az regülasyon, daha yüksek gümrük vergileri ve daha az dış mali taahhütlerden oluşan gündeminin, kendisine seçimi kazandıracak kadar kararsız eyalet seçmenine hitap edeceğini düşünüyor.

Kamuoyu yoklamaları şimdiden Siyah ve Hispanik erkeklerin, gıda, konut ve benzin fiyatlarının tarihsel olarak yüksek olmasından bıktıkları için Cumhuriyetçi Parti’ye kaydıklarını gösteriyor. Bazı uzmanlar bu rakamların abartılı olduğunu düşünse de Siyah erkeklerin %20’si Trump’ı destekliyor.

Her iki durumda da Biden, çok düşük işsizlik oranı ve artan ücretleri içeren ekonomik sicilini kilit seçmenlere anlatmakta zorlanıyor.

İş dünyasının “istikrar ve kesinliğe” önem verdiğini hatırlatan Bloomberg, Trump’ın ilk başkanlığında ikisini de pek bulamadıklarını, ama bu kez kampanyasının daha profesyonelce yürütüldüğünü belirtti.

Buna rağmen Bloomberg’e göre Trump, hâlâ iş dünyasına güven verecek ayrıntılı bir ekonomi politikası gündemi oluşturmadı. Bu boşluk, ikinci bir Trump dönemi planlayanlar arasında kafa karışıklığı yarattı.

Fed’in “bağımsızlığı” tartışması

Nisan ayı sonlarında Trump’ın gayri resmi politika danışmanlarından bazıları Wall Street Journal’a (WSJ) Fed’in bağımsızlığını ciddi şekilde kısıtlamaya yönelik patlayıcı bir taslak teklif sızdırdı. Daha önce Powell’a yönelik saldırıları göz önünde bulundurulduğunda, Trump’ın bu fikri onayladığı sonucuna varıldı.

Aslında Trump kampanyası ne öneriyi ne de sızıntıyı desteklemediği konusunda ısrar etti ve kampanyanın üst düzey yöneticileri bu konuda çok öfkeliydi. Fakat Bloomberg’e göre bu olay, Trump’ın henüz şekillenmemiş politikasının bir sonucuydu ve Heritage Foundation gibi düşünce kuruluşlarından uzmanların ayrıntıları doldurmak ve nüfuz elde etmek için mücadele etmesine neden oldu. Diğer muhafazakâr politikacılar da doların değerini düşürme ya da düz vergi uygulama önerilerini gündeme getirdiler.

Faiz politikası ne olacak?

Öte yandan Trump’ın faiz politikasına dair fikirleri var. Eski başkan, Fed’in kasım seçimlerinden önce faiz oranlarını düşürmekten kaçınması ve ekonomiye ve Biden’a destek vermemesi gerektiği konusunda uyardı.

Wall Street yıl sonundan önce iki faiz indirimi bekliyor, bunlardan biri de seçimlerden önce olacak. Ama Trump, “Bu yapmamaları gerektiğini bildikleri bir şey,” dedi.

Trump, ABD’yi daha fazla petrol ve gaz sondajına açarak fiyatları, dolayısıyla enflasyonu düşüreceğini söyledi.

Göç-ekonomi bağı: Trump siyah seçmene göz kırpıyor

Trump, sert göç kısıtlamalarının yerel ücretleri ve istihdamı artırmanın anahtarı olduğuna inandığını belirtti.

Göçmenlik kısıtlamalarını, ekonomiyi nasıl yeniden şekillendireceği konusunda “hepsinden büyük [faktör]” olarak nitelendiriyor ve özellikle oylarını kazanmak istediği azınlıklar için fayda sağladığına inanıyor.

Trump, “Siyahlar ülkeye gelen milyonlarca insan tarafından yok edilecek. Bunu şimdiden hissediyorlar. Ücretleri çok düştü. İşleri ülkeye yasadışı yollardan gelen göçmenler tarafından ellerinden alınıyor,” dedi.

Eski başkan, ülkedeki siyah nüfusun, yaşananlar yüzünden öleceğini ileri sürdü ve “Bunu durdurmak istiyorum,” dedi.

Vergi indirimleri

Trump’ın “dönüm noktası” niteliğindeki 2017 Vergi Kesintileri ve İstihdam Yasasını (Bloomberg’e göre tahmini maliyeti 4,6 trilyon dolar) yenileme ve kurumlar vergisini daha da düşürme arzusu da var.

Bloomberg’in iddiasına göre Trump’ın bu planlarının bütçe açğını artırma ihtimali daha fazla.

Yine aynı yayın, Trump’ın bu konuda “ayrıntılı bir plan” sunmadığını iddia ediyor.

Trump, Amerikan zenginleriyle ilişkilerini geliştiriyor

Haberde, Trump’ın ilk döneminde ve ikinci adaylık serüveninde yaşananlar nedeniyle Amerikan iş dünyasının ona tavır aldığını fakat bu durumun değiştiği vurgulandı.

13 Haziran’da, aralarında Jamie Dimon, Tim Cook, Brian Moynihan gibi önemli isimlerle birlikte Trump’ın bir araya getirdiğini hatırlatan Bloomberg, kendisine Businessweek’in LVMH Louis Vuitton CEO’su Bernard Arnault’nun kapağında yer aldığı temmuz sayısı sunulduğunda, Trump’ın dünyanın en zengin adamlarından biri olan Arnault’dan “İnanılmaz bir adam, sanırım bir arkadaşım,” diye bahsettiğini aktardı.

Bloomberg, “Tüm şirketler dünyası kaynaklı eleştirmenlerine ve düşmanlarına rağmen Trump, yönetim kurulu odasında ya da Wall Street’te destekten yoksun değil. Key Square Capital Management LLC’nin CEO’su ve Trump’ın üst düzey bağışçılarından Scott Bessent ‘Trump ekonomisi çok iyiydi. En üstteki ve en alttaki insanlar için işe yaradı. Piyasa iyiydi. Gerçek ücretler arttı. Çok iyi bir dönemdi’,” diye yazdı.

Dış politika: Avrupa’ya ticaret eleştirisi

“‘Avrupa Birliği’ kulağa çok hoş geliyor,” diyor Trump.

Dış politikada Çin’e karşı gümrük tarifelerini artırmayı vaat eden Trump, Avrupa konusunda da ilginç açıoklamalar yaptı.

“İskoçya’yı ve Almanya’yı seviyoruz. Bütün bu yerleri seviyoruz. Ama bunu geçtiğinizde, bize şiddetle davranıyorlar,” diyen Trump, ekonomik adaletin kritik bir ölçütü olarak gördüğü 200 milyar doları aşan ticaret açığının temel nedenleri olarak Avrupa’nın ABD otomobillerini ve tarım ürünlerini ithal etme konusundaki isteksizliğinden söz eetti.

Meseleyi bir “pazarlık” konusu olarak gördüğünün altını çizen Trump, Angela Merkel ile arasında geçen bir konuşmayı aktardı: “Şu anda Münih’in ortasında kaç tane Ford ya da kaç tane Chevrolet var?” Bloomberg’e göre cevabı Merkel’in Alman aksanını taklit ederek verdi ve “Çok fazla olduğuna inanmıyorum,” dediğini söyledi.

Muhammedn bin Selman ile ilişkileri çok iyi

Suudi Arabistan hakkındaki görüşlerini “daha dostane” olarak nitelendiren Bloomberg’e göre Trump, son altı ay içinde Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüştüğünü söyledi ama görüşmelerin niteliği ve sıklığı konusunda ayrıntı vermekten kaçındı.

ABD’nin petrol ve doğal gaz üretimini artırmasının, enerji alanındaki üstünlüğünü korumak isteyen Suudileri rahatsız edeceğinden endişe edip etmediği sorulduğunda Trump, bir kez daha kişisel ilişkilerine işaret ederek böyle düşünmediğini söyledi

Veliaht Prens için, “O beni sever, ben de onu severim. Her zaman korunmaya ihtiyaçları olacak… doğal olarak korunmuyorlar,” diyen eski başkan, “Suudileri her zaman koruyacağını” vurguladı.

Trump, Biden ve eski Başkan Barack Obama’yı ABD’nin Suudi Arabistan ile ilişkilerini bozmakla suçladı ve bu ülkeyi “önemli bir düşmana doğru ittiklerini” söyledi.

Trump, “Artık bizimle değiller. Çin ile birlikteler. Ama Çin ile birlikte olmak istemiyorlar. Bizimle birlikte olmak istiyorlar,” iddiasında bulundu.

Bloomberg’e göre Trump’ın Suudilerle daha yakın ilişkileri tercih etmek için Amerikan dış politikasının ötesinde nedenleri var. 1 Temmuz’da Trump Organization ve DAR Global, Cidde’de bir Trump Tower ve lüks otel inşa etme planlarını açıkladı.

Damadı Jared Kushner tarafından kurulan bir yatırım fonu da Suudi hükümetinin varlık fonundan 2 milyar dolarlık bir yatırım aldı.

AMERİKA

Joseph Nye, Çin’e karşı ABD-Japonya ittifakını güçlendirmeyi önerdi

Yayınlanma

Eski ABD Savunma Bakan Yardımcısı ve Uluslararası İlişkiler teorilerinde neoliberal kurumsalcılığın temsilcilerinden Joseph Nye, cuma günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ikinci döneminde gümrük tarifeleri konusundaki öngörülemezliğini uluslararası müzakerelerde bir pazarlık taktiği olarak kullanacağını söyledi.

Nye, Nikkei ve ABD Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi tarafından düzenlenen bir güvenlik sempozyumunda konuştu.

Nye, Trump’ın “öngörülemezliği pazarlıktaki en önemli silahı olarak gördüğünü” söyledi.

Oturumda konuşan eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Armitage da “‘Transaksiyonel’ bir başkan bekleyebilirsiniz” dedi.

Trump seçim kampanyası sırasında Çin’den yapılan ithalata %60, diğer ülkelerden yapılan ithalata ise %10 ila %20 oranında gümrük vergisi getirme sözü vermişti. Armitage, “[Trump] bunu çok sık ve çok yüksek sesle söylediği için göreceğimiz ilk şey gümrük tarifeleri olacak” dedi ve ekledi: “Trump’ın gümrük tarifeleri ve bunların gerçekte ne anlama geldiği konusunda hiçbir fikri yok.”

Aynı zamanda Harvard Üniversitesi John F. Kennedy School eski dekanı olan Nye, ticaret hukukunun bir başkana ulusal güvenlik gerekçesiyle gümrük vergisi uygulama yetkisi verdiğini ancak bunun çelik ya da otomobilin ötesinde kozmetik gibi ürünlere nasıl uygulanabileceğinin belirsiz olduğunu belirtti.

“Bence %60 gümrük vergisi ilan edecekleri bir şey görmeniz muhtemel,” dedi ve ekledi: “Ancak [Çin Devlet Başkanı] Xi Jinping ile bir anlaşma yapmaya çalışması da ihtimal dışı değil.”

Nye, örneğin ABD’de yatırım yapma sözü karşılığında belirli malları ya da alanları muaf tutan bir anlaşma yapılabileceğini söyledi.

“[Trump] hem pastayı yemeyi hem de pastadan yemeyi seviyor. ‘X’e %60 gümrük vergisi koydum’ diyecek ama sonra Y ve Z’nin pazarlık konusu yapılmadığını ve %5’in üzerinde gümrük vergisi olmadığını göreceksiniz.”

Trump’ın “Önce Amerika” şeklindeki diplomatik tutumu sorulduğunda Armitage, “Bay Trump’ın dünya genelinde başka herhangi bir ilişki için gerçek duygular beslediğini sanmıyorum” dedi.

“Yönetiminde dost ve müttefiklerle daha iyi ilişkiler geliştirmek isteyen insanlar olacaktır, ama bunu çözmek biraz zaman alacak. En az ilk altı ay içinde retorik dışında büyük değişiklikler beklemiyorum” diye devam etti.

Çin’e karşı Japonya kartı

Bu arada Nye, “ABD’de Çin’e karşı durma konusunda iki partiden de çok güçlü bir destek var ve bu da Japonya’nın kesinlikle kilit bir müttefik olduğu anlamına geliyor” dedi.

Bununla birlikte Nye, “Trump [Japonya’dan] örneğin daha fazla katkı ve ev sahibi ülke desteği isteyebilir ya da belirli ticaret alanlarında bazı tavizler talep edebilir” diye ekledi.

Nye ayrıca Japon yumuşak gücünün rolünü de vurguladı. Japonya’nın özellikle altyapı projelerine odaklanan uluslararası yardımlarına atıfta bulunarak, Güney Pasifik adaları da dahil olmak üzere Çin’in bölgedeki Kuşak ve Yol Girişimine meydan okumak için “Japonya’nın ABD’den daha uygun olduğunu” söyledi.

Armitage, Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba’ya bir öneri olarak şunları söyledi: “Bay Trump’ın dostu olmaya çalışmayın. Sadece uygun bir ilişki kurmaya çalışın. … Anladığım kadarıyla uluslararası alanda hiç kimse Trump’ın dostu değil.”

Nye, Çin’in Japonya ve ABD için zorluklar teşkil ettiğini, bu nedenle Washington ve Tokyo’nun “kaderlerinin birlikte kalmak olduğunu” söyledi. “Temel olarak, daha geniş jeopolitik durum, ABD-Japonya ittifakının dünyadaki en önemli ittifak olarak kalacağı anlamına geliyor” dedi.

ABD-Çin ilişkileri üzerine bir başka oturumda, yakın zamana kadar Başkan Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Konseyi’ndeki öne çıkan Çin uzmanlarından biri olan Rush Doshi, Trump’ın Çin politikası ile Trump’ın ekibinin politikasının “tam olarak aynı şey olmadığına” dikkat çekti.

Doshi, Trump’ın ilk döneminde ekibinin iki partili uzlaşıya dayalı “rekabetçi bir yaklaşım” benimsediğini, Trump’ın kendisinin ise “daha işlemsel, daha çok kendi bireysel öngörülemezliğine dayalı” bir yaklaşım benimsediğini ve bunun da bazen ekibinin yaklaşımını baltaladığını söyledi.

Asya güvenliği alanında kıdemli araştırmacı ve Çin Güç Projesi direktörü Bonny Lin ise, ikinci Trump yönetiminin “çok daha keskin bir çerçeveye ve Çin’e daha keskin bir odaklanmaya” sahip olmasını beklediğini belirtti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden, Trump dönmeden önce TSMC’ye 6,6 milyar dolarlık Çip Yasası hibesini kesinleştirdi

Yayınlanma

Biden yönetimi, seçilmiş başkan Donald Trump’ın göreve gelmesinden iki ay önce Taiwan Semiconductor Manufacturing Co. (TSMC) şirketine 6,6 milyar dolarlık Çip Yasası hibesini tamamladı.

Üst düzey yönetim yetkilileri, paranın şirketin proje kilometre taşlarına ulaşmasına bağlı olarak aşamalı olarak ödeneceğini, ancak TSMC’nin bu yılın sonuna kadar en az 1 milyar dolar almasının beklendiğini söyledi.

TSMC Arizona’daki üç fabrikada 3 nanometre, 2 nm ve A16 çipleri üretecek ve şirketin ABD’deki toplam yatırımı 65 milyar dolara ulaşacak.

Arizona’daki ilk fabrikada 4 nm ve 5 nm çipler de üretilecek ve 2025 yılının ilk yarısında yüksek hacimli üretime başlanacak. İkinci fabrikada üretimin 2028’de, üçüncü fabrikada ise on yılın sonunda başlaması planlanıyor.

Nanometre, bir çip üzerindeki transistörler arasındaki mesafeyi ifade ediyor. Daha küçük bir sayı genellikle daha gelişmiş ve güçlü bir çipe işaret etmekte.

ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo perşembe günü düzenlenen bir brifingde gazetecilere yaptığı açıklamada, “İlk kez bu öncü çipleri ABD’de üreteceğimizi söyleyebileceğiz” dedi.

Raimondo, “TSMC, çip [üretiminin] verimliliğinin önemli bir göstergesi olan verim oranlarının Arizona’da da Tayvan’da olduğu kadar iyi olduğunu doğruladı” dedi. “Bu inanılmaz bir şey. Bunu yapmak inanılmaz derecede zor … ve burada ilk kez yapılıyor” diye ekledi.

TSMC, 6.6 milyar dolarlık hibenin yanı sıra 5 milyar dolarlık kredi de alacak ve sermaye harcamalarının %25’ine kadar yatırım vergisi kredisi talep edebilecek.

Tayvanlı şirket, 8,5 milyar dolar hibe alan Intel’in ardından Çip Yasası’ndan yararlanan en büyük ikinci şirket konumunda. Güney Koreli Samsung ise 6.4 milyar dolarla üçüncü en büyük hibeyi alacak.

Biden’ın Ticaret Bakanlığı, 39 milyar dolarlık Çip Yasası üretim fonunun 36 milyar dolardan fazlası için ön şartnameleri açıkladı. TSMC, şu ana kadar nihai şartlara ulaşan sadece ikinci proje. Kesinleşen diğer tek Çip Yasası fonu, 123 milyon dolar ile ödüllendirilen ABD’li yarı iletken üreticisi Polar Semiconductors.

Trump’ın dönüşü, yarı iletken üretimini ülkeye taşımayı amaçlayan Çip Yasası’nın geleceğine gölge düşürdü. Seçilmiş başkan anlaşmayı eleştirerek “çok kötü” olarak nitelendirdi ve bunun yerine yarı iletken üretimini ABD’ye çekmek için gümrük tarifelerini kullanmayı önerdi.

Nikkei Asia’ya konuşan üst düzey bir yönetim yetkilisi, nihai anlaşmaların imzalanmasının Trump yönetimine şartları değiştirmek için çok az alan bıraktığını çünkü “bunun bağlayıcı bir sözleşme olduğunu” söyledi. “Yani şirket kilometre taşlarını yerine getirdiği sürece, hükümetin ilerlemesi için sözleşmeye bağlı bir anlaşma” dedi.

Beyaz Saray ulusal ekonomi danışmanı ve Çip Uygulama Yönlendirme Konseyi eş başkanı Lael Brainard’a göre ufukta benzer hamleler var. Brainard perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, “Önümüzdeki iki ay boyunca, Ticaret Bakanlığı’nın daha fazla ödülü sonuçlandırdığını görmeye devam edeceksiniz ve bugüne kadar kaydedilen ilerlemenin on yılın sonuna kadar devam etmesini sağlayacağız” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump’tan bir kez daha Ukrayna’daki savaşı bitime sözü

Yayınlanma

ABD seçimlerinden galip çıkan Donald Trump, bir kez daha yönetiminin öncelikli hedeflerinden birinin Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek olacağını duyurdu.

Trump, Florida’daki Mar-a-Lago malikanesinde düzenlenen galada şu açıklamalarda bulundu: “Rusya ve Ukrayna konusunda çok sıkı çalışacağız. Bu savaş sona ermeli. Üç gün içinde binlerce insanın, çoğu asker, hayatını kaybettiğine dair haberler gördüm. Ancak ister asker olsun ister şehirlerdeki insanlar, bu konuda çaba sarf edeceğiz.”

Trump’ın sözcüsü Karoline Leavitt, daha önce yaptığı bir açıklamada Trump’ın, 20 Ocak 2025’teki yemin töreninin ardından “ilk gün” Rusya ve Ukrayna temsilcilerini müzakere masasına oturtmayı planladığını belirtmişti.

Bloomberg‘in kaynakları, Trump’ın Ukrayna politikasını, göreve başlamadan iki ay önce şekillendirmeye başladığını söyledi.

Trump, seçim kampanyası sırasında defalarca, göreve geldikten kısa bir süre sonra Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşı sona erdireceğini iddia etmişti. Hatta bu savaşı “bir gün içinde” bitirebileceğini söylemişti.

Ancak Trump, Kiev’i barışçıl diyaloğu reddetmesi durumunda askeri yardımı kesmekle tehdit etmek ve Moskova’yı, çatışmayı çözmek istemediği takdirde Ukrayna’yı daha fazla silahlandırmakla uyarmak gibi çifte ültimatomların ötesinde somut bir plan sunmadı.

Trump’ın danışmanları, mevcut cephe hattındaki askeri çatışmanı dondurmayı ve Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasını en az 20 yıl boyunca reddetmesini önerdi. Fakat Trump, henüz Ukrayna’daki savaşı sona erdirecek somut bir planı onaylamadı.

Ukrayna’da müzakere gündemi: Toprak mı güvenlik garantisi mi?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English