Bizi Takip Edin

Ortadoğu

‘Trump’ın Gazze planı uluslararası bir kriz haline gelecek’

Yayınlanma

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt’a göre Trump’ın “Gazze’yi, Orta Doğu’nun Rivierası’na dönüştürme” planı uluslararası bir krize sebep olacak. Çin, Trump’ın planına karşı olduğunu bir kez daha duyururken Macron’dan Trump’a, “Gazze boş bir arazi değil” çıkışı geldi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve Gazze’deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmeleri gerektiğine ilişkin açıklamaları yankı uyandırmaya devam ediyor.

Dubai’de 12’ncisi düzenlenen Dünya Hükümetler Zirvesi’nde konuşan Arap Birliği Genel Sekreteri Ebu Gayt, Filistinlilerin topraklarından göç ettirilmesi konusundaki her türlü plana karşı olduklarını belirtti.

Filistin ve İsrail olmak üzere iki taraf arasında kabul edilebilir bir çözüme varılmasının gerektiğini dile getiren Ebu Gayt, şöyle devam etti: “Filistinlileri yerinden etme planı tüm dünya için bir sorun yaratacaktır. Bu sadece insani gelişimin taşımayacağı bir adaletsizlik değil, aynı zamanda uluslararası bir sorun ve kriz haline gelecektir. Bu, dünyanın herhangi bir yerinde ve diğer halklara yönelik olarak yaşanabilecek etnik temizlik için tehlikeli bir emsal teşkil edecektir.”

“Gazze Filistinlilere ait”

Çin de Trump’ın Gazze’yi “devralma” planına karşıtlığını yineleyerek, Gazze’nin Filistinlilere ait ve Filistin topraklarının ayrılmaz parçası olduğunu duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Ciakun, Pekin’de düzenlenen olağan basın toplantısında Gazze’deki durum ve Trump’ın Filistin halkını yerinden etme tasarısına dair değerlendirmede bulundu.

Çin’in Filistin halkının meşru ulusal haklarını kazanmasını desteklediğini vurgulayan Sözcü Guo, “Gazze, Filistinlilere aittir ve Filistin topraklarının ayrılmaz parçasıdır. Filistin halkının zorla yerinden edilmesine karşıyız” ifadelerini kullandı.

Guo, “Filistin’i Filistinlilerin yönetmesi” ilkesinin Gazze’de savaş sonrası yapılanmanın temeli olması gerektiğine inandıklarının altını çizerek, mevcut koşullarda uluslararası toplumun özellikle de büyük ülkelerin ateşkes anlaşmasının uygulanmasında yapıcı rol oynaması ve insani yardım ile yeniden inşayı teşvik etmesi gerektiğine işaret etti.

“ABD’nin çağdışı hayalleri…”

Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC) de Trump’ın Gazze’yi devralma planına karşı olduğunu açıkladı.

Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansının (KCNA) haberine göre, Pyongyang yönetimi, Trump’ın Gazze planına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, ABD’nin Gazze Şeridi’ni ele geçirme ve Filistinlileri zorla başka yerlere yerleştirmeye yönelik önerisi kınanarak, “Dünya, şimdi ABD’nin ‘bomba açıklaması’ üzerine kaynıyor” ifadesi kullanıldı.

Trump’ın planının, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı ve uluslararası hukukun “açık bir ihlali” olduğu vurgulanan açıklamada, “Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkının hiçe sayıldığı, iki devletli çözümün önünde büyük bir engel ve kesinlikle kabul edilemez bir eylem” olarak nitelenen bu planın reddedildiği kaydedildi.

Açıklamada, “Gazze Şeridi’nde kan ve gözyaşının akmaya devam ettiği, kırılgan istikrarı nedeniyle içeride ve dışarıda endişelerin arttığı bir dönemde Filistinlilerin bölgede istikrarlı bir yaşam ve barış umutlarını ayaklar altına alan bu çirkin açıklamalar, tüm dünyayı şoke etti” ifadesine yer verildi.

Trump yönetiminin Panama Kanalı ve Grönland’a yönelik açıklamaları ile Meksika Körfezi’nin adını “Amerika Körfezi” olarak değiştirme kararına da değinilen açıklamada, “ABD, çağ dışı hayallerinden uyanmalı ve diğer ülkelerin ve halkların onuru ile egemenliğini ihlal etmekten derhal vazgeçmelidir” denildi.

“Gazze boş bir arazi değil”

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Trump’ın Gazze’yi “devralma” planına karşı çıkarak, “Gazze boş bir arazi değil, 2 milyon insanın yaşadığı topraklar. 2 milyon insana, ‘Tamam şimdi tahmin edin ne olacak? Buradan gideceksiniz’ diyemezsiniz” ifadelerini kullandı.

Macron, “En iyi çözüm emlak operasyonu değil, siyasi operasyon” diyerek, Gazze’deki durumun bir yıldır herkes için vahim olduğunu dile getirdi.

Emmanuel Macron, şöyle devam etti: “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Gazze’de başlatılan operasyonlarla ilgili aynı fikirde olmadığımı her zaman dile getirdim çünkü bazen sivilleri de hedef alan bu kadar büyük çaplı operasyonların doğru yanıt olduğunu bir an bile düşünmüyorum.”

Macron, Hamas ile İsrail arasındaki ateşkesin muhafaza edilmesi ve insani operasyonların yeniden yapılması gerektiğinin altını çizdi.

“Filistinlilerin bir devlete sahip olma isteğine saygı duyulması gerektiğini” vurgulayan Macron, Ürdün’e ve Mısır’a da saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Arap dayanışması” önerisi

Lübnan’ın yeni Başbakanı Nevvaf Selam ise Trump’ın Filistinlileri yerinden etme ve Gazze Şeridi’ni “devralma” planına karşı “Arap dayanışması” önerdi.

Lübnan resmi haber ajansı NNA, Selam’ın ABD ve bölgedeki gelişmelere yönelik devlet televizyonuna yaptığı açıklamaları aktardı.

Trump’ın planını değerlendiren Selam, “Bu ifadeleri ayıplıyorum. Sadece Gazze halkını Mısır ve Ürdün’e gönderme fantazisi değil, onları Batı Şeria’ya göndermek de kınanması gereken ve kabul edilemeyecek bir plandır. Ne ahlaka, ne siyasete ne de hukuka sığar” ifadelerini kullandı.

Selam, Trump’ın Filistin üzerindeki planlarına karşı “Arap ülkelerinin dayanışması” yoluyla karşılık verilmesi gerektiğini vurguladı.

Ortadoğu

İran, Rus kredisiyle yeni nükleer santral kuracak

Yayınlanma

Buşehr Nükleer Santrali

İran, Rusya’nın sağlayacağı finansman desteğiyle yeni bir nükleer santral inşa etmeye hazırlanıyor. Anlaşma, İran-Rusya Ortak Ekonomik İşbirliği Komisyonu’nun Moskova’daki toplantısında duyuruldu.

İran’ın resmi haber ajansı IRNA’ya göre, İran-Rusya Ortak Ekonomik İşbirliği Komisyonu’nun 18’inci toplantısı için Moskova’da bulanan İran Petrol Bakanı Paknejad, toplantının kapanış oturumunda konuştu.

Komisyon toplantısının dostluk ve karşılıklı anlayış atmosferinde geçtiğini belirten Paknejad, İran ile Rusya’nın, “nükleer enerjinin barışçıl kullanımı, yeni nükleer enerji tesislerinin inşası ve Moskova’nın sağlayacağı kredi ile Buşehr Nükleer Santrali’nin ikinci ve üçüncü fazlarının tamamlanması konusunda işbirliğini sürdüreceğini” kaydetti.

Paknejad, “Taraflar arasındaki anlaşmaya göre, Moskova’dan sağlanacak krediyle İran’da yeni bir nükleer enerji santrali inşa edilecek” dedi.

Enerji işbirliği petrol ve doğalgazı da kapsıyor

İran ile Rusya arasında petrol endüstrisi ile petrol ve doğal gaz sahalarının geliştirilmesinde işbirliğini güçlendirmeyi amaçlayan önceki anlaşmalara değinen Paknejad, “Tahran ve Moskova, Gazprom ile işbirliği anlaşmalarının hayata geçirilmesi ve tamamlanmasını hızlandırmayı hedefliyor” ifadelerini kullandı.

Paknejad, iki ülkenin komisyon toplantısında, bankacılık sistemi alanında kapsamlı işbirliği, ticaretin geliştirilmesi ve kısıtlamaların kaldırılması amacıyla standartların uyumlu hale getirilmesi, iş adamlarının tanışması ve ikili ticaretin kolaylaştırılması için iki ülkedeki ticaret merkezlerinin güçlendirilmesi, tarım, sağlık ve gümrük alanlarında işbirliğinin güçlendirilmesi konularında da mutabakata varıldığını kaydetti.

İran Petrol Bakanı Paknejad, daha önce yaptığı açıklamada, Rusya ile 7 petrol sahasının geliştirilmesi için 4 milyar ABD doları değerinde 4 anlaşma imzaladıklarını hatırlatmıştı.

Söz konusu dört anlaşma dışında petrol ve gaz sahaları konusunda başka mutabakat zabıtaları da imzaladıklarını aktaran Paknejad, bunların sonuca bağlanıp hayata getirilmesi için teknik heyetler arasındaki müzakerelerin devam ettiğini aktarmıştı.

Dönemin İran Petrol Bakanı Cevad Ovci, Kasım 2022’de yaptığı açıklamada, doğalgaz sahalarının geliştirilmesi ve ihracatı için nakil hatları konusunda Rusya’yla 4 milyar dolar civarında bir anlaşma yaptıklarını duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Bağdat-Şam arasında Kerkük-Banyas Boru Hattı teması

Yayınlanma

Ahmed Şara’nın Bağdat’ta düzenlenecek Arap Birliği Zirvesi’ne davet edilmesinin tepkileri dinmeden Irak istihbarat başkanı liderliğinde bir heyet Kerkük-Banyas Boru Hattı için Şam’a bir heyet gönderdi.

Reuters’ın haberine göre Irak, Suriye üzerinden Akdeniz’e uzanan Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı’nın yeniden işler hale getirilmesi amacıyla Şam’a üst düzey bir heyet gönderdi. Irak Başbakanlık Ofisi, heyetin başkanlığını Irak Ulusal İstihbarat Servisi Başkanı’nın yaptığını duyurdu. Heyetin ziyaret kapsamında yalnızca boru hattını değil, terörle mücadele, sınır güvenliği ve ticaretin geliştirilmesi gibi başlıkları da görüşeceği belirtildi.

1950’lerde inşa edilen Kerkük-Banyas Boru Hattı, Kerkük’ten başlayarak Suriye’nin Banyas Limanı’na kadar uzanıyor. Ancak 2003’teki ABD’nin Irak işgali sırasında hat büyük oranda devre dışı kalmıştı. Hattın yeniden devreye alınması, Irak’ın ihracat rotalarını çeşitlendirmesi ve Suriye’nin enerji krizine çözüm üretmesi açısından kritik görülüyor.

Şara’nın davet edilmesi tepki çekmişti

Ziyaretin zamanlaması da dikkat çekici. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, bu ay Katar’da Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya gelmişti. Bu temas, aralık ayında Beşar Esad’ın devrilmesinden bu yana iki ülke arasında gerçekleştirilen ilk üst düzey görüşme oldu.

Ahmed Şara’nın Irak’a daveti ülkeyi karıştırdı

Sudani, görüşmenin ardından Şara’yı mayısta Bağdat’ta düzenlenecek Arap Birliği Zirvesi’ne davet etti. Ancak bu davet, özellikle Şara’nın geçmişi nedeniyle Irak kamuoyunda ciddi tepkiyle karşılandı. 2003’teki ABD işgalinden sonra Irak’a Suriye üzerinden giren binlerce yabancı savaşçıdan biri olan Şara, 2005’te ABD güçleri tarafından tutuklanmış ve 2011’e kadar cezaevinde kalmıştı. Serbest kaldıktan sonra Suriye’ye dönen Şara, El Kaide bağlantılı bir grup kurarak Esad rejimine karşı savaştı; 2016’da HTŞ’yi (Heyet-i Tahrir Şam) kurdu. 2023’te Şam’da yönetimi devralarak geçici bir hükümet kurdu.

Suriye’de enerji krizi derinleşiyor

Savaşın etkisiyle çöken petrol endüstrisi nedeniyle Şam’daki geçici yönetim ciddi bir enerji kriziyle karşı karşıya. Ülke, ithalatı yerel aracılar üzerinden yapmaya çalışıyor; ancak uluslararası yaptırımlar ve finansal riskler nedeniyle kamu ihaleleri yoluyla petrol temin çabaları büyük ölçüde başarısız oldu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Trump, Suudi Arabistan ziyareti sırasında dev silah satışı önerecek

Yayınlanma

ABD, Trump’ın mayıs ayında planlanan Suudi Arabistan ziyareti sırasında 100 milyar doları aşan büyük bir silah satış paketini duyurmaya hazırlanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın mayıs ayında gerçekleştirmesi beklenen Suudi Arabistan ziyareti, Washington’un Riyad’a sunacağı 100 milyar doları aşan kapsamlı bir silah satış paketinin ilanına sahne olabilir. Reuters’a konuşan ve konuyla ilgili bilgi sahibi altı kaynak, teklifin duyurusunun bu ziyaretle birlikte yapılmasının planlandığını aktardı.

Teklifin, Biden yönetiminin Suudi Arabistan’la İsrail’in normalleşmesini kapsayan daha geniş bir anlaşma kapsamında savunma işbirliği kurma girişiminin başarısız olmasının ardından geldiği belirtiliyor. Biden yönetimi, Çin’den silah alımının durdurulması ve Çin yatırımlarının sınırlandırılması karşılığında daha gelişmiş Amerikan silahlarına erişim teklif etmişti. Trump yönetiminin bu yeni teklifte benzer koşullar sunup sunmadığı ise henüz netleşmedi.

Silah paketi dev savunma şirketlerini kapsıyor

Trump, ilk başkanlık döneminde Suudi Arabistan’a yapılan silah satışlarını ABD ekonomisi ve istihdamı açısından stratejik bir kazanım olarak değerlendirmişti. Yeni teklifin içeriğinde Lockheed Martin’in C-130 nakliye uçakları, füze ve radar sistemleri gibi ileri düzey savunma ekipmanlarının yer alacağı aktarılıyor. Ayrıca RTX (eski adıyla Raytheon Technologies), Boeing, Northrop Grumman ve General Atomics gibi dev Amerikan savunma şirketlerinin de pakette yer alması bekleniyor.

Reuters, teklif edilen anlaşmaların ne kadarının yeni olduğuna dair kesin bilgi edinemedi. Ancak iki kaynak, bazı anlaşmaların uzun süredir gündemde olduğunu belirtti. Örneğin, Suudi Arabistan’ın General Atomics’in insansız hava araçlarına ilk olarak 2018’de ilgi gösterdiği aktarıldı. Bir kaynağa göre, son 12 ayda General Atomics’in MQ-9B SeaGuardian tipi SİHA’ları ve diğer hava araçlarını içeren 20 milyar dolarlık bir anlaşma öne çıktı.

Kaşıkçı cinayeti sonrası sarsılan ilişkiler yumuşuyor

ABD’nin Suudi Arabistan’a silah satışı yeni bir gelişme değil. 2017’de Trump, 110 milyar dolarlık bir paket önermişti. Ancak 2018’de gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da öldürülmesi sonrası Kongre, bu anlaşmaların büyük kısmına karşı çıkmıştı. Biden yönetimi ise 2021’de, hem Kaşıkçı cinayeti hem de Yemen’deki sivil kayıplar nedeniyle saldırı silahlarının satışını askıya almıştı.

Ancak 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından yaşanan enerji krizi, ABD’nin Suudi Arabistan’a yönelik tutumunda yumuşamaya neden oldu. 2024 itibarıyla ambargo kaldırıldı ve Washington, Hamas’ın 7 Ekim saldırısından sonra Suudi Arabistan ile Gazze’nin geleceği konusunda daha yakın işbirliğine yöneldi.

F-35 uçakları masada ama imza zor

Üç farklı kaynak, ziyaret sırasında Suudi Arabistan’ın uzun süredir ilgilendiği Lockheed Martin üretimi F-35 savaş uçaklarının da gündeme gelebileceğini belirtti. Ancak aynı kaynaklar, bu ziyarette doğrudan bir F-35 anlaşmasının imzalanmasının düşük ihtimal olduğunu vurguladı.

ABD, İsrail’e Arap ülkelerine göre daha gelişmiş Amerikan silahları verilmesini garanti eden “Niteliksel Askeri Üstünlük” (QME) politikasını sürdürüyor. İsrail, dokuz yıldır F-35 jetlerine sahip ve bu süre zarfında çok sayıda filo oluşturdu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English