Bizi Takip Edin

Diplomasi

Tüpraş, Rusya’dan petrol alımını durdurdu

Yayınlanma

Türkiye’nin en büyük petrol rafinerisi Tüpraş, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle 27 Şubat’tan itibaren Rus petrolü ve petrol ürünleri alımını durdurma kararı aldı.

2022’de savaşın başlaması ve Rusya’ya yönelik yaptırımların uygulanması sonrasında Rusya, Türkiye’nin en büyük petrol ve petrol ürünleri tedarikçisi hâline gelmişti. Ancak şimdi, Türkiye’nin önde gelen petrol rafineri şirketi risk almak istemiyor ve yalnızca yaptırım rejimini ihlal etmeyen yükleri kabul etmeyi planlıyor.

Bloomberg‘e konuşan konuya vâkıf bir kaynak, Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (Tüpraş)’ın, petrol ve petrol ürünlerinin tavan fiyatın üzerinde satılması hâlinde 27 Şubat’tan itibaren alım yapmayı durduracağını belirtti.

Bu tarih, eski ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin 10 Ocak’ta yürürlüğe koyduğu en kapsamlı yaptırımların ardından Rus petrolü alımına izin verdiği son tarih. Tüpraş, yeni alımlar yapmayı zaten durdurmuş durumda.

ABD yaptırımları, tankerlerin, tüccarların ve iki üretim şirketinin yanı sıra, İngosstrah (Rusya’nın önde gelen deniz petrol taşımacılığı sigorta şirketi) ve Alfa Sigorta’yı da kapsıyor.

Bu arada, teavan fiyat, alıcıların satın alınan ürünlerin maliyeti sınırlamaları ihlal etmediği takdirde Batılı sigorta şirketlerinin hizmetlerinden yararlanmasına olanak tanıyor.

Bloomberg‘e konuşan kaynak, ham petrol için varil başına 60 dolar, birinci sınıf yakıtlar için 100 dolar ve düşük kaliteli yakıtlar için 45 doların üzerindeki fiyatlarla Tüpraş’a yapılan tüm sevkiyatların 27 Şubat’ta durdurulacağını söyledi.

Argus Media verilerine göre, Rusya’nın batı limanlarından ihraç edilen Urals türü petrolün varili yaklaşık 60 dolardan işlem görüyor.

Yılda 300 milyar dolardan fazla yükün taşındığı boğazları kontrol eden Türkiye, tüm gemilerin yeterli sigorta kapsamına sahip olması gerektiğini defalarca vurguladı.

2022’den itibaren Rusya, Türkiye’nin ana tedarikçisi hâline geldi ve petrol ve petrol ürünleri ithalatının yüzde 65’ini oluşturdu.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) son verilerine göre, Türkiye geçen yılın ilk 11 ayında yaklaşık 29,1 milyon ton (212 milyon varil) petrol satın aldı.

Tüpraş, geçen yıl günde yaklaşık 180 bin varil Urals petrolü alımı yaptı. Bu miktar, günde 1.5-2 milyon varil satın alan Çin ve Hindistan gibi ana alıcılardan çok daha az olsa da Rusya’nın toplam ortalama günlük deniz yoluyla petrol ihracatının yaklaşık yüzde 5,5’ine denk geliyor.

Tüpraş ayrıca günde yaklaşık 90 bin varil petrol ürünü satın alıyordu.

AB, Rusya’nın Türkiye üzerinden petrol sevkiyatına ilişkin inceleme başlattı

Diplomasi

İstanbul görüşmelerine Ukrayna istihbaratından tartışmalı isim katıldı

Yayınlanma

Eski Ukrayna Güvenlik Teşkilatı (SBU) görevlisi Vasiliy Prozorov, SBU Başkan Yardımcısı Aleksandr Poklad’ın İstanbul’daki Ukrayna konulu müzakerelere katılmasının, Kiev yönetiminin anlaşma yapma ve bunlara uyma niyetinde olmadığını gösterdiğini belirtti. Prozorov, Poklad’ın geçmişi ve kariyerinin güven vermediğini öne sürerken, FSB de Poklad’ı terör saldırısı organize etmekle suçluyor.

Eski Ukrayna Güvenlik Teşkilatı (SBU) görevlisi Vasiliy Prozorov, SBU Başkan Yardımcısı Aleksandr Poklad’ın İstanbul’da yürütülen Ukrayna konulu müzakere sürecine dahil olmasının, Kiev yönetiminin anlaşma yapma ve yapılan anlaşmalara uyma arzusunun bulunmadığına işaret ettiğini ifade etti.

TASS haber ajansına konuşan Prozorov, Poklad hakkında, “Eski rüşvetçi polis, daha sonra gangsterlerin avukatı olan ve SBU’ya ancak 2014’teki Maydan’dan sonra katılan Poklad, 11 yılda SBU başkan yardımcılığına yükseldi, anladığınız gibi bu çok sıra dışı bir kariyer,” dedi.

Prozorov sözlerine şöyle devam etti: “Ve her şey, onun patolojik zalimliği, açgözlülüğü ve çalıştığı ekibe olan sadakatiyle açıklanıyor; tam da bu nitelikleri sayesinde bu kadar aktif bir şekilde terfi ettirildi. Onun müzakere grubuna dahil edilmesi, benim açımdan, Ukrayna’nın hiçbir anlaşmayı yerine getirmeye niyetli olmadığının kesin bir işaretidir.”

Daha önce Rusya Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB), Aleksandr Poklad’ı, Sivastopol’da Rusya Deniz Kuvvetleri subayı Valeriy Trankovskiy’e yönelik terör saldırısının organizatörü olarak değerlendiriyor.

FSB halkla ilişkiler merkezi daha önce yaptığı açıklamada, söz konusu terör eyleminin Poklad’ın yönetimindeki SBU karşı istihbarat departmanının 5. müdürlüğü tarafından planlandığını ve organize edildiğini bildirmişti.

Ukrayna’dan İstanbul görüşmesi öncesi ateşkes ve liderler zirvesi teklifi

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Katar, ABD’ye 500 milyar dolar yatırım yapma sözü verdi

Yayınlanma

Katar varlık fonu Katar Yatırım Otoritesi (QIA), önümüzdeki on yıl içinde ABD’ye 500 milyar dolarlık ek yatırım yapmayı planlıyor.

QIA Başkanı Mohammed Al Sowaidi, uzun yıllar boyunca kurumun ABD’deki varlığını kurmasına ve fırsatları keşfetmesine yardımcı oldu.

Şimdi, 524 milyar dolarlık devlet destekli kuruluşun başkanı olarak, Körfez ülkesinin büyük taahhüdünün bir parçası olarak, fonun mevcut büyüklüğüne yakın bir miktar yatırım yapma sözü veriyor.

Bloomberg’e konuşan Al Sowaidi, yeni yatırımların yapay zeka, veri merkezleri ve sağlık gibi fonun geleneksel olarak tercih ettiği alanları hedef alırken, aynı zamanda Başkan Donald Trump’ın ABD’yi yeniden sanayileştirme gündemiyle de uyumlu olacağını bildirdi.

500 milyar dolar, Trump’ın bu hafta yaptığı ziyaret sırasında Katar’ın verdiği toplam 1,2 trilyon dolarlık taahhüdün neredeyse yarısını oluşturuyor.

Al Sowaidi, “Diğer pazarlardan uzaklaşmıyoruz, ABD’deki varlığımızı artırıyoruz,” dedi ve mevcut ABD politika ortamının, uzun vadeli sermaye için “daha umut verici bir yön” sunduğunu söyledi.

Orta Doğu’da agresif, ABD odaklı bir yatırım stratejisi izleyen tek kurum QIA değil. Suudi Arabistan’ın Kamu Yatırım Fonu, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki devlet kurumları ve Kuveyt Yatırım Otoritesi de benzer sektörlere milyarlarca dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Bu da aynı anlaşmalar için rekabetin artması ve varlıklar için fazla ödeme riskinin yükselmesine neden olabilir.

Orta Doğu’nun varlık fonları 4 trilyon dolarlık varlığı kontrol ediyor. İlk sırada Abu Dabi Yatırım Otoritesi yer alırken, onu Kuveyt ve Suudi Arabistan yatırım otoriteleri takip ediyor. QIA, bu sıralamada dördüncü sırada.

Al Sowaidi, fonun önemli bir döneminde, ülkenin doğalgaz projelerinin genişlemesi ile hazineye milyarlarca dolar akması beklenen bir dönemde geçen yıl CEO olarak göreve başladı.

Yeni sermaye girişleri bekleyen Al Sowaidi, fonu büyük şirketlere sermaye sağlamak, halka açık şirketlere hisseler almak ve daha büyük anlaşmalara öncelik vermeyi planlıyor.

Bu, QIA’nın son dönemde odaklandığı daha küçük risk sermayesi anlaşmalarından bir uzaklaşma anlamına geliyor. Yine de Al Sowaidi, bu hamlenin “gerçek bir stratejik değişiklik veya dönüşüm” değil, fonun hızlı küresel değişime ayak uydurmak için yaklaşımının “daha da gelişmesi” olduğunu söyledi.

QIA, halihazırda dünyanın sekizinci en büyük varlık fonu ve Londra’daki Harrods mağazası ve Shard gökdeleni gibi bir dizi yüksek profilli varlığa sahip.

Al Sowaidi, 2010 yılında, Orta Doğu’nun en tanınmış yatırımcılarından biri olarak kabul edilen eski başbakan Şeyh Hamad bin Casim bin Cabir Es-Sani’nin liderliğinde QIA’ya katıldı.

Şeyh Hamad, QIA’da Glencore’un Xstrata’yı 29 milyar dolar karşılığında satın alması da dahil olmak üzere birçok büyük anlaşmanın gerçekleştirilmesine yardımcı olan Ahmed Al-Sayed tarafından görevinden alındı.

Al Sowaidi ise, kariyerinin ilk yıllarını Amerika’da geçirdi ve burada ABD ofisinin kurulmasına yardımcı oldu ve sonunda bölgenin yatırımdan sorumlu başkanı oldu.

Missouri Üniversitesi’nden finans ve istatistik lisans derecelerine sahip olan Al Sowaidi, özel sermaye fonları başkanı ve New York’taki QIA Danışmanlık ofisi başkanı gibi görevlerde bulundu.

QIA, o dönemde Barclays ve Credit Suisse gibi tanınmış şirketlerin hisselerini satın almasıyla tanınıyordu.

Al Sowaidi, fonun genellikle başarılı işletmelerde azınlık hisseleri aldığını ve işlem büyüklüğünün varlık sınıfına göre büyük farklılıklar gösterdiğini söyledi.

Yönetici, “Halka açık hisse senetlerinde büyük yatırımlar yapabiliriz. Özel sermaye alanında milyarlarca dolarlık işlemler yapabiliyoruz, fakat özellikle teknoloji veya sağlık gibi sektörlerde çevikliğimizi de koruyabiliyoruz,” dedi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Ukrayna’dan İstanbul görüşmesi öncesi ateşkes ve liderler zirvesi teklifi

Yayınlanma

Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov, İstanbul’da Rusya ile gerçekleştirilen müzakereler öncesinde Ukrayna’nın tam ateşkes ve en üst düzeyde, yani Putin ile Zelenskiy arasında bir toplantı da dahil olmak üzere, doğrudan görüşmelere hazır olduğunu belirtti. Kiev ayrıca, “herkese karşılık herkes” ilkesine dayalı esir takası ve insani güven artırıcı önlemleri de görüşmeyi hedefliyor.

Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov, Rusya ile İstanbul’da gerçekleştirilen müzakereler öncesinde Ukrayna’nın tam ateşkes ve en üst düzeyde doğrudan görüşmelere, yani Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasında bir toplantıya hazır olduğunu açıkladı.

İstanbul’a gelen Ukrayna heyetine başkanlık eden Ukraynalı bakan, Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda, “Bugün sürdürülebilir ve adil bir barışa giden gerçek yolları bulmak için İstanbul’a geldik. Barış ancak Rusya’nın somut adımlar atmaya istekli olması durumunda mümkündür,” ifadelerini kullandı.

Reuters‘a konuşan Ukrayna heyetindeki kaynaklar da Kiev’in Rusya temsilcileriyle “gerçek, kalıcı ve dikkatle izlenecek” bir ateşkesin yanı sıra, esirlerin “herkese karşılık herkes” ilkesine göre takası da dahil olmak üzere “güveni artırıcı insani önlemleri” görüşmeyi planladığını aktardı.

Ayrıca, Kiev’in Zelenskiy ile Putin arasında kişisel bir görüşme düzenlenmesi konusunu da gündeme getirmeyi amaçladığı belirtildi.

Diğer taraftan, AFP‘ye konuşan Ukraynalı bir diplomatik kaynak, Putin’in İstanbul’a gönderdiği Rus müzakerecilerin karar alma yetkisine sahip olup olmadığı konusunda şüphelerini dile getirdi.

Diplomatik kaynak, “Eğer Rus heyetinin gerçekten bir yetkisi varsa, bunu ancak ateşkes gibi somut adımları kabul ederek kanıtlayabilirler,” diye vurguladı.

Daha önce Putin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği’nin (AB) 30 günlük ateşkes ilan etme talebine yanıt olarak, Rusya ve Ukrayna arasında 2022’den bu yana ilk doğrudan görüşmelerin İstanbul’da yapılmasını önermişti.

Toplantı 15 Mayıs için planlanmıştı ancak Putin’in Türkiye’ye gelmemesi nedeniyle o gün iki ülke heyetleri bir araya gelemedi. Putin, kendi yerine yardımcısı Vladimir Medinskiy başkanlığında bir müzakere heyeti göndermişti.

Bu heyette ayrıca Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin, Genelkurmay Başkanlığı Ana Harekat Dairesi Başkanı İgor Kostyukov ve Savunma Bakan Yardımcısı Aleksandr Fomin de yer aldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English