Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Türkiye-Mısır normalleşmesi kalıcı barışa nasıl dönüşür?

Yayınlanma

Orta Doğu’da tarihi ilişkilere ve ortak kültürel mirasa sahip Türkiye ve Mısır, 10 yıllık aranın ardından ilişkileri normalleştirmek için önemli bir yol kat etti. İlişkiler yavaş yavaş rayına otururken kalıcı barışın sağlanması için ne yapılmalı?

Doğu Akdeniz ve Orta Doğu Araştırmalar Merkezi Başkanı Dalia Ziada ve Katar Üniversitesi Körfez Çalışmaları Programı’nda Yardımcı Doçent olan Pınar Akpınar’a göre kalıcı barış, odağın ideolojiden ortak çıkarlara kaydırılmasıyla mümkün.

Peki bu ortak çıkarlar neler ve bu çıkarları ilerletmek için ne yapılması gerekiyor:

***

Mısır-Türkiye ilişkilerinin sürdürülebilir bir zemine oturtulması

Pınar Akpınar, Dalia Ziada

Karmaşık bir işbirliği ve çatışma geçmişine sahip iki etkili bölgesel aktör olan Türkiye ve Mısır, bu yıl sona ermeden önce büyükelçi atama ve üst düzey devlet yetkililerinin bir araya gelmesi suretiyle kopan ilişkilerini onarmaya çalışıyor.

İki ülke arasındaki en son gerginlik dönemi 2013 yılında, dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesini alenen protesto etmesi ve dönemin Mısır Savunma Bakanı Abdülfettah es-Sisi’yi Müslüman Kardeşler liderine karşı darbe yapmakla suçlamasıyla başladı. Ardından gelen karşılıklı, çirkin medya açıklamaları büyükelçilerin geri çekilmesiyle sonuçlandı ve 10 yıl sürecek bir diplomatik boykotun başlangıcı oldu.

2013’ten 2021’e kadar, iki liderin farklı ideolojileri ve bölgesel meselelere bakış açıları, özellikle de Katar’a yönelik Arap Dörtlüsü boykotu, Libya ve Suriye’deki iç savaşlar ve Doğu Akdeniz’de deniz sınırları konusundaki çatışmalar anlaşmazlığı daha da büyüttü.

Katar’ın FIFA Dünya Kupası sırasında yürüttüğü “futbol diplomasisi” sayesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sisi’nin Kasım 2022’de Doha’da bir araya gelmesi önemli bir dönüm noktası oldu. Ukrayna’daki savaşın ekonomik baskıları (ve bunun enerji ve gıda fiyatları üzerindeki etkisi), bölgesel gerilimi azaltma ve uzlaşma eğiliminin artması ve dış politikanın sınırı aşmış olduğunun farkına varılması muhtemelen bu buluşmanın gerçekleşmesine yardımcı olan faktörlerdi. Mayıs 2023’te Türkiye’deki genel seçimlerin sonuçlanmasıyla birlikte yakınlaşma süreci hız kazandı ve diplomatik misyonların aynı yaz karşılıklı olarak büyükelçilik seviyesine yükseltilmesine yol açtı.

Yetkililer kopan ilişkileri onarma sürecinde yollarını bulmaya çalışırken, bu diplomatik atılımdan faydalanmak için pratik adımların belirlenmesi elzemdir. Sürdürülebilir barış ancak odağın siyasi ideolojiden ortak çıkarlara kaydırılmasıyla sağlanabilir. Bunu yapmanın bir yolu da devlet kurumlarını, iş dünyasını, sivil toplum örgütlerini, akademisyenleri ve tabanı içeren kapsayıcı ve çok yönlü bir süreç yaratmaktır.

Ekonomik işbirliğinin genişletilmesi

Türkiye ve Mısır’ın her ikisi de ciddi ekonomik krizlerden muzdarip olduğundan, ekonomik işbirliğinin genişletilmesi açık bir önceliktir. Olumlu bir not olarak, diplomatik çıkmaza rağmen, iki ülke arasındaki ticaret hacmi istikrarlı bir şekilde artıyor. Mısır’ın Kamu Seferberliği ve İstatistik Merkezi Ajansı’na göre 2021’de 3 milyar dolardan 2022’de 4 milyar dolara çıkarak %32,6’lık benzeri görülmemiş bir artış kaydetti.

Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı geniş çaplı işgali ve iklim değişikliği, hem Türkiye hem de Mısır Avrupa ve Orta Doğu’nun önemli tarım ürünleri tedarikçileri olduğu için, gıda güvenliği alanında işbirliği için aciliyet ve fırsat yarattı. Bu faktörler aynı zamanda yenilenebilir enerjiye yatırım yapmanın önemini de vurguladı; Mısır, Benban Güneş Tesisi gibi gelişmelerle dikkate değer ilerleme kaydetti. Hem Türk hem de Mısırlı şirketler, iklim hedeflerine ulaşmak ve AB Yeşil Mutabakatı doğrultusunda Avrupa pazarlarıyla bütünleşmek için sürdürülebilirlik dönüşüm süreçlerinden geçiyor. Bu durum iki ülke arasında AB hibelerinden yararlanma, işletmeler arası forumlar kurma ve tarım sektörünü iklim değişikliğine uyum özellikle de agroekoloji ve sürdürülebilir üretim yöntemleri konusunda eğitme gibi alanlarda işbirliği için ilave fırsatlar sunuyor.

Mısır’daki en büyük dört tekstil fabrikasının Türk olması nedeniyle tekstil endüstrisi ikili işbirliği için bir diğer önemli alan. Birçok Türk şirketi, Mısır ile ABD arasındaki Nitelikli Sanayi Bölgeleri protokolünden yararlanmalarını sağladığı için Mısır’ı üretim üssü olarak tercih ediyor.

İki Akdeniz ülkesi arasında her zaman bir rekabet alanı olan turizm, artık bir işbirliği alanına dönüşüyor. Kahire’nin Nisan 2023’te vize düzenlemelerini kolaylaştırmasının ardından Mısır’a akın eden Türk turistler, Rus ve Ukraynalı ziyaretçilerin yokluğunu telafi ediyor. Türkiye’nin Mısır Büyükelçisi Salih Multu Şen, “Şarm el Şeyh’te çalışan Türk turizmciler, Türk turist sayısının geçen yıla [2022] kıyasla en az 5 kat arttığını teyit ediyor” dedi ve artık kapıda vize alabildiklerine işaret etti. “Mısır’dan Türkiye’ye turizm geçen yıl zaten rekor kırmıştı. Orta vadede, yani 5 yıl içinde, Türkiye’yi ziyaret eden Mısırlı turist sayısının 1 milyon kişiye ulaşması oldukça olası” dedi. Kadınlar gibi dezavantajlı grupların güçlendirilmesi için yerel halkın dahil edildiği sürdürülebilir turizm projelerinde işbirliği yapılması da her iki ülke için sosyal ve ekonomik açıdan kârlı olabilir.

Bölgesel işbirliği alanlarının araştırılması

Odağı ortak çıkarlara kaydırmanın bir başka yolu da Körfez ülkeleri ve İsrail ile stratejik işbirliği yoluyla bölgesel ilişkileri geliştirme fırsatlarını araştırmaktır. Örneğin, Türkiye ve Mısır’ın Filistin içi görüşmeleri kolaylaştırma konusundaki koordinasyonu ve İsrail ile Filistin Yönetimi arasında görüşmeleri başlatma potansiyeli olduğu iddiası olumlu gelişmelerdir. Ankara ve Kahire, Gazze açık deniz gaz sahasının geliştirilmesinde rol oynayarak, Etiyopya ve Sudan ile Büyük Etiyopya Rönesans Barajı konusunda devam eden anlaşmazlığı çözmeye çalışarak bunu geliştirebilir.

Libya’da ise Türkiye ve Mısır, savaşan taraflar üzerinde sahip oldukları baskı gücü sayesinde güvenlik ve istikrarın sağlanması konusunda işbirliği yapabilirler. Her iki ülke de siyasi sürecin yeniden başlatılmasının ve demokratik seçimlerin desteklenmesinin önemi konusunda hemfikir. İtalya’nın yakın zamanda Libya ile bir ekonomik koridor açma girişimi, Mısır, Türkiye ve İtalya arasında üçlü bir işbirliği mekanizması oluşturma fırsatını sunabilir. Bu mekanizma, Libya’nın bütünlüğünü ve yeniden inşasını desteklerken bölgesel göç ve ekonomik sorunları ele alabilir.

Doğu Akdeniz’de Mısır, İsrail’inkine benzer bir politika benimseyerek Yunanistan ve (Güney) Kıbrıs ile anlaşmalarını sürdürürken Türkiye ile denizcilik alanında işbirliği fırsatlarını araştırabilir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na kabul edilmesi yakın gelecekte mümkün görünmediğinden Kahire ve Ankara enerjide işbirliği yapmak için özel sektör yatırımları, altyapı ve yenilenebilir enerji projeleri gibi diğer yolları araştırabilirler.

İki komşu ülke, yerel tüketim ve Avrupa’ya nakil için Mısır’dan Türkiye’ye sıvılaştırılmış doğal gaz sevkiyatı yaparak coğrafi yakınlıklarından zaten faydalanıyorlar. Mısır, İsrail ve Türkiye, enerjiden yoksun Avrupa’dan yatırım çekmek için belki bazı Körfez ülkelerinin de dahil olduğu bir jeo-ekonomik üçgen oluşturma fikrini araştırabilir.

Güvenlik ilişkilerinin güçlendirilmesi

Türkiye ve Mısır’ın teknoloji transferi, yetenek ve istihbarat paylaşımı yoluyla savunma sektöründe işbirliği yapmaları için de büyük bir potansiyel bulunuyor. Askeri teknoloji konusunda ortak araştırma girişimleri ve ortak askeri tatbikatlar düzenlenmesi iki ülkenin silahlı kuvvetlerinin birbirleriyle uyumlu hale gelmesini sağlayabilir. Mısır, Türkiye’nin NATO üyeliği deneyiminden büyük ölçüde faydalanırken, Türkiye de Mısır’ın yenilenmiş deniz yeteneklerinden ve askeri üslerinden faydalanacaktır.

Halkın ilgisini çekmek

Suriye ve Kolombiya örneklerinin de açıkça gösterdiği gibi, halkın etkin bir şekilde katılımı sağlanmadan barışa ulaşılamaz. Mısır ile Türkiye arasındaki resmi yakınlaşma sürecinin, kültürel ve dini etkinlikler, akademik ve sivil toplum değişim programları ve daha geniş bir sahiplenme duygusunu teşvik edecek ortak forumlar yoluyla halklar arası etkileşimi artırmaya yönelik çabalarla desteklenmesi gerekiyor. Süreç, medya kampanyaları, kamuya açık açıklamalar ve kamuoyunda etkili olan kişilerin katılımı yoluyla destek oluşturmak için halka pazarlanmalıdır.

İleriye bakmak

Mısır ve Türkiye, uzun ve karmaşık ilişkilerinde yeni bir dönemin eşiğinde. Yakınlaşma sürecinin başarısı, her iki ülke halklarının yanı sıra daha geniş bölgenin de yararına olacağından son derece önemli. İkili ve bölgesel refahı artırmaya yönelik gelecekteki projelere odaklanmak, uzlaşma sürecinin sürdürülebilirliğini sağlamaya yardımcı olabilir. Ortak zorluklara ortaklaşa çözümler bulmak için bir alan yaratmak, Türkiye ve Mısır arasındaki güvenin yeniden inşasına ve Doğu Akdeniz’in çoğu zaman dalgalı sularında yol almalarına yardımcı olacaktır.

DİPLOMASİ

AB ve Mercosur aralık başında ticaret anlaşmasına varmayı hedefliyor

Yayınlanma

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan kişilerin POLITICO’ya verdiği bilgiye göre, Avrupa Komisyonu ve Mercosur ülkeleri uzun süredir devam eden ticaret anlaşması müzakerelerini aralık ayı başında sonuçlandırmayı hedefliyor.

Çiftçilerin çarşamba günü Brüksel’de ve bu hafta içinde de Fransa’da anlaşmaya karşı mitingler düzenlemesi bekleniyor.

Önümüzdeki hafta Rio de Janeiro’da yapılacak olan G20 liderler zirvesi, üzerinde çeyrek asırdır çalışılan anlaşmanın yapılacağı an olarak görülüyordu.

“Tüm kartlar masada. Ursula’nın [von der Leyen] boş yere uçmaması için bir anlaşmanın yakın olduğundan emin olmak istiyorlar,” diyen AB-Mercosur görüşmelerine aşina bir kişi, zirvenin Çin’in gölgesinde geçmesinden endişe edildiği için anlaşmanın imzalanmasının ertelenebileceğini kaydetti.

Bir Komisyon yetkilisi, kalan boşlukları kapatmak üzere 25 Kasım haftasında Brezilya’da yüz yüze bir görüşme turunun planlandığını söyledi. Yetkili, anlaşmanın sonuçlandırılması için bir zaman çizelgesi vermekten kaçındı ama Mercosur ülkelerinin (Brezilya, Arjantin, Uruguay, Paraguay ve yeni gelen Bolivya) anlaşmanın bir an önce imzalanması için baskıyı artırdıklarını vurguladı.

Uruguay, Javier Milei liderliğindeki Arjantin’in bloğun dönem başkanlığını devralacağı 2-4 Aralık tarihleri arasında Mercosur zirvesine ev sahipliği yapacak.

Çin korkusu AB’yi anlaşma için hızlanmaya zorluyor

“Otomobiller için inekler” anlaşması ticaret engellerini kaldıracak ve küresel GSYİH’nin beşte birini oluşturan yaklaşık 800 milyon kişilik bir ortak pazar yaratacak. Almanya’nın başını çektiği Avrupalı ülkeler için bu anlaşma, Çin’in Güney Amerika kıtasındaki iktisadi etkisini genişletmesi ve Avrupalı işletmeleri bir kenara itmesi nedeniyle gecikmiş bir anlaşma.

AB’nin yeni dışişleri bakanı Kaja Kallas salı günü yaptığı açıklamada, “[Mercosur] ile bir ticaret anlaşması yapmazsak, bu boşluk gerçekten Çin tarafından doldurulacak,” dedi. Eski Estonya Başbakanı, 2020 ile 2022 yılları arasında Latin Amerika’daki Çin yatırımlarının 34 kat arttığını söyledi.

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan kişiler, müzakerelerin henüz sonuçlanmadığını, kamu alımları, anlaşmanın çevresel bölümleri ve yasal yapısıyla ilgili konuların resmi olarak kapanmadığını söyledi.

Mercosur ülkeleri özellikle AB’den daha fazla esneklik ve yerel şirketlere AB’li rakipleriyle rekabet etme şansı vermek için zaman istiyor. Brezilya da kendi yerel otomobil endüstrisini AB’nin özellikle elektrikli araç ithalatından korumak istiyor.

Fransa hâlâ ayak sürüyor ama Macron’un bu sefer işi zor

Fransa Ticaret Bakanı Sophie Primas daha önce POLITICO’ya Mercosur ülkelerinin Mercosur zirvesine kadar anlaşmayı tamamlamak için acele ettiklerini söylemişti. Primas, AB’nin anlaşma yoluyla Çin’in Latin Amerika’daki hegemonyasına meydan okuyabileceği fikrine pek inanmıyor.

Tarımsal gıda ithalatı dalgasından korkan Fransa, geçen ocak ayında Mercosur müzakerelerini tam da bitmeye yaklaşmışken engellemeyi başarmıştı. Fakat bu kez, Avrupa Parlamentosu ve Ulusal Meclis seçimlerdeki yenilgilerin ardından nüfuzunu kaybeden Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un anlaşmayı durdurması daha zor olacak.

Bu arada Fransa’nın iki meclisinden 600’den fazla Fransız milletvekili Le Monde gazetesinde Leyen’e seslenerek, “Mercosur ile bir anlaşmanın imzalanması ve kabul edilmesi için demokratik, iktisadi, çevresel ve sosyal koşulların karşılanmadığını” söyleyerek anlaşmanın yapılmaması için bir çağrı yayınladı.

Paris, Roma’yı anlaşmaya karşı çıkmaya ikna edemedi

Paris’in, üye ülkeler arasında nihayet oylamaya sunulduğunda anlaşmayı engellemek için ihtiyaç duyacağı (AB nüfusunun en az yüzde 35’ini temsil eden) nitelikli azınlığı bir araya getirmesi pek mümkün görünmüyor.

Geçtiğimiz haftalarda Paris, diğer AB ülkelerini anlaşmayı engellemeye ikna etmek için diplomatik bir atak başlattı.

Dosya hakkında doğrudan bilgi sahibi iki diplomata göre Fransa, İtalyan hükümetini ikna etme çabalarında başarısız oldu.

Roma, Fransa’da olduğu gibi İtalya’da da siyasi patlamaya yol açabileceği endişesiyle anlaşmayı şu ana kadar sadece çekingen bir şekilde savunuyordu.

“Fransa’nın direnişi sembolik, savaşı çoktan kaybetti”

Macron, Brezilya’daki G20’ye zirvesine katılmadan önce cumartesi günü Milei ile görüşmek üzere Arjantin’e giderken, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni de 20 Kasım’da Buenos Aires’i ziyaret edecek.

Fransız bakanlar kamuoyu önünde anlaşmaya karşı çıkarken ve anlaşmayı engelleyen azınlığı bir araya getirme çabalarını artırırken, Başbakan Michel Barnier düşük bir profil çizdi.

Barnier bugün (13 Kasım) Brüksel’de Leyen ve AB ticaret komiseri Valdis Dombrovskis ile görüşecek. Ofisinden yapılan açıklamaya göre, muhafazakar başbakanın mevcut haliyle karşı çıktığı Mercosur anlaşmasını gündeme getirmesi bekleniyor.

Eleştirmenler Fransa’nın muhalefetinin sembolik olduğunu ve Paris’in savaşı çoktan kaybettiğini söylüyor. 

Fransa yıllardır Paris iklim anlaşmasına saygı gösterilmesini, yani Mercosur ülkelerinin iklim hedeflerini ihlal etmeleri halinde anlaşmanın askıya alınmasını ve ormansızlaşmaya karşı yasal olarak bağlayıcı yükümlülükler getirilmesini talep ediyordu.

Fransa’ya güvence vermek ister gibi görünen Avrupa Komisyonu, Mercosur ülkelerinin bu hükümlere yönelik herhangi bir yaptırıma karşı çıkacaklarını defalarca vurgulamalarına rağmen, müzakerelerin son aşamasında Fransız taleplerini kabul etmek için mücadele edeceğinin sinyalini verdi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Peru’nun Çin tarafından inşa edilen mega limanı bölgesel ticareti dönüştürmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Peru’nun Pasifik kıyısında Çin tarafından inşa edilen ve bölgesel ticareti dönüştürecek olan Chancay Limanı’nda kurdele kesimi öncesinde Çin yapımı ZPMC insansız vinçler rıhtımda sıralandı.

BYD kamyonetler mühendisleri taşımak için hazır beklerken, Huawei 5G internet kuleleri de otomatik operasyonu yürütmek için yeni inşa edildi.

Financial Times’a göre, perşembe günü açıldığında Chancay’i işletecek olan Çin devletine ait denizcilik devi Cosco Shipping’in liman halkla ilişkiler müdürü Mario de las Casas, “Her şey Çin malı,” dedi. Peru ve Çin bayrakları sokak lambalarında dalgalanırken “Bu sadece Peru için değil tüm bölge için büyük bir fırsat” diye ekledi.

Perulu yetkililer, Cosco’nun yerel madenci Volcan ile birlikte inşa ettiği limanın, büyük bir bakır ve meyve üreticisi olan Peru’yu Güney Amerika’nın Singapur’una dönüştüreceğini ve derin sularında daha büyük gemileri barındırabileceği için kıtanın Pasifik kıyısı boyunca deniz ticaretini alt üst edeceğini savunuyor.

Ancak, Çin’in diğer bir dizi altyapı yatırımını takip eden 3,6 milyar dolarlık projenin, aslında Peru’nun liman üzerindeki egemenliğini devretmesi anlamına geldiği yönünde eleştiriler de var.

Latin Amerika’da artan Çin etkisinin stratejik bir sorun teşkil ettiğini düşünen ABD, limanın Çin savaş gemileri tarafından kullanılabileceği uyarısında bulundu. Bu gelişme, Çin’e karşı daha sert bir tutum takınan ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’la bir çekişme alanı yaratabilir.

Devlet ziyareti öncesinde APEC zirvesine katılmak üzere bu hafta Peru’da bulunan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, perşembe günü Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte ile birlikte 80 km uzaklıktaki Lima’dan video bağlantısı yoluyla Chancay’ın açılışına katılacak.

ABD Başkanı Joe Biden da başkan olarak Güney Amerika’ya yaptığı ilk ve son ziyaretinde APEC zirvesi için kentte olacak.

Mayıs ayında, Cosco ile yaşanan bir anlaşmazlığın ortasında, Perulu kanun koyucular Cosco’ya Chancay’ı işletmesi için münhasır haklar tanıyan bir yasa çıkardılar. Bazı analistlere göre bu, Peru’nun dünyaya açılan penceresi olan kendi limanları üzerindeki egemenlik iddiasının özüne aykırı.

Peru Ulaştırma Bakanı Raúl Pérez-Reyes, Chancay’in Peru’nun gümrük ve liman yetkilileri tarafından denetleneceğini savunarak bu endişelere yanıt verdi.

Pérez-Reyes, “Bu durumda bu bir Çin sermayesi yatırımıdır, ancak İngiliz veya Kuzey Amerika sermayesi ile tamamen aynıdır … hiçbir durumda egemenliğimiz kaybolmaz” dedi.

Limanın Peru’nun gelişen tarım sektörünün büyümeye devam etmesini sağlayacağını söyledi. “Chancay’in yapacağı şey kargonun bir kısmını yeniden yönlendirmek ve doğrudan Asya’ya göndermek olacak”diye ekledi.

Cosco, 3.6 milyar dolarlık inşaat maliyetinin 1.3 milyar dolarlık kısmının ilk aşamada yatırıldığını söyledi. Derin su limanı, konteynerler için bir endüstri standardı olan 22.000 yirmi fit eşdeğer birim veya TEU kapasitesi ile dünyanın en büyük nakliye gemilerinden bazılarını yanaştırabilir. Güney Amerika’nın Pasifik kıyısındaki başka hiçbir liman bu büyüklükteki gemileri kabul edemiyor.

Chancay, daha önce Peru’dan Çin’e 35 gün süren yolculuğu en az 10 güne indirecek, yani gemiler artık Meksika’nın Manzanilla limanında ya da Kaliforniya’nın Long Beach limanında mola vermek zorunda kalmayacak.

Cosco, bazen Asya’ya ya da Panama Kanalı üzerinden doğuya giden Brezilya kargolarının da en az 10 günlük seyahat süresinden tasarruf edeceğini söyledi.

Mayıs ayında kabul edilen bir kabotaj yasası, kargonun karaya çıkmadan önce Peru limanları arasında hareket etmesine olanak tanıyarak yollarda harcanan zamandan tasarruf edilmesini sağlayacak. Cosco, Ekvador, Şili ve Kolombiya’dan küçük gemilerin Peru’nun diğer limanlarına mal gönderebileceğini söyledi. Bu mallar daha sonra Chancay’e taşınacak ve buradan ihraç edilecek.

Pérez-Reyes, Peru’nun Pasifik kıyısına ulaşmadan önce Brezilya’nın tarım merkezleri Acre ve Rondônia’dan geçen Güney Okyanuslararası Otoyolu’nun kullanılmasıyla Brezilya’nın da bundan faydalanacağını söyledi.

ABD-Çin rekabeti

Pekin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin bir parçası olan Chancay, Çinli bir madenci olan MMG’ye ait Peru’nun en büyük bakır madeni Las Bambas’ı da içeren Çin yatırımları portföyüne ekleniyor.

Nisan 2023’te China Southern Power Grid, ülkenin başkenti Lima’nın kuzey kesimine elektrik sağlayan Enel’in Peru elektrik işini satın aldı. Lima’nın elektrik arzının geri kalanı 2020 yılında, Peru’da bir hidroelektrik barajına da sahip olan Çin’in Three Gorges Corporation şirketine satıldı.

Peru mart ayında, Ica yakınlarında bir demir cevheri madeni işleten Çinli Jinzhao şirketinin bir iştirakine güneyde bir liman inşa etme ve işletme imtiyazı verdi.

Buna karşılık Peru Ticaret Bakanı Úrsula León, ABD’nin yatırım yapma fırsatını kaçırdığını söyledi. Pekin ve Washington’un Lima ile serbest ticaret anlaşmaları bulunuyor ve ilkinin Xi’nin ziyareti sırasında STA’sını güçlendirmesi bekleniyor.

Çin, Peru’nun en büyük ticaret ortağı ve 2023 yılında toplam 23.1 milyar dolar değerindeki ihracatın büyük kısmını bakır, demir ve balık unu oluşturdu. ABD’ye yapılan ihracat ise 9.1 milyar dolar.

ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin Peru ile Chancay’i görüştüğünü ve “tüm kilit altyapı projeleri için yeterli gözetim, güvenlik, düzenleme ve adil rekabetin önemini” dile getirdiğini söyledi.

Yetkili, “Ortaklarımızdan ABD ve [Çin] arasında seçim yapmalarını istemiyoruz, ancak ABD ile ortaklığın faydalarını gösteriyoruz” dedi.

Çin şu anda Güney Amerika’nın en büyük ticaret ortağı ve kritik madenler, ulaşım ve enerji projelerinde önemli bir yatırımcı. Pekin, Washington’un hegemonya ve jeopolitik avantaj arayışı olarak adlandırdığı yaklaşıma karşıt bir yaklaşımla, denizaşırı projelerinin karşılıklı fayda sağlamayı amaçladığını söylüyor.

Analistler, ABD başkanı seçilen Trump’ın korumacı politikalar izlemesi ve Çin’e karşı sert bir tutum takınması beklendiğinden Peru’nun arada kalabileceği görüşünde.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Japonya ve Birleşik Krallık, Trump’ın gümrük vergileri olasılığı öncesi ikili ekonomi diyaloğu başlatacak

Yayınlanma

Japonya ve Birleşik Krallık, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın yüksek gümrük vergileri getirme ihtimaline ilişkin endişelerin arttığı bir ortamda, dışişleri ve ticaret bakanlarının düzenli olarak bir araya geldiği “iki artı iki” diyaloğunun ekonomik versiyonunu başlatmaya hazırlanıyor.

Her iki ülkeden hükümet yetkililerine göre Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ve İngiliz mevkidaşı Keir Starmer, 18 Kasım Pazartesi günü G20 zirvesinin başlayacağı Rio de Janeiro’da bir araya gelecek. İki ülke ikili ekonomik diyalog kurmayı hedefliyor.

Bu hamle Trump’ın geçen hafta kazandığı ABD başkanlık seçimlerini ve gelecek yıl ocak ayında Beyaz Saray’a dönüşünü takip ediyor. Seçim kampanyası sırasında Trump, Çin’den yapılan ithalata %60, Japonya ve İngiltere de dahil olmak üzere diğer ülkelerden yapılan ithalata ise %10 ila %20 oranında gümrük vergisi getirme sözü vermişti.

Yeni Japonya-İngiltere diyaloğunun amacı, serbest ticaret de dahil olmak üzere uluslararası ekonomik düzeni korumak için birlikte çalışmak olarak lanse edildi.

Toplantı katılımcıları stratejik ve jeopolitik perspektiften bir dizi konuyu ele alacaklar. İki ortağın gümrük tarifelerinde artıştan kaçınmak için ABD ile bir ticaret diyaloğu arayışı hakkında konuşması bekleniyor. Kaynaklar ayrıca, ABD’nin ithalat vergilerini gerçekten artırması halinde iki ülkenin karşı önlemleri tartışabileceğini ima etti.

2023 yılında Japonya’nın ihracatının %20’sinin ve Birleşik Krallık’ın ihracatının %15’inin ABD’ye yapılması, gümrük vergisi artışlarının potansiyel zararının altını çiziyor.

Birleşik Krallık ayrıca Japonya ile olan ortaklığını, 2020’de Avrupa Birliği’nden ayrıldıktan sonra azalan nüfuzunu telafi etmek için kullanmayı umuyor.

Bir önceki Trump yönetimi sırasında, İngiltere’nin o dönemde üyesi olduğu AB, Washington’un yüksek ithalat vergilerine karşılık olarak ABD çeliği ve motosikletlerine misilleme gümrük vergileri uygulamıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English