Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Türkiye-Mısır normalleşmesi kalıcı barışa nasıl dönüşür?

Yayınlanma

Orta Doğu’da tarihi ilişkilere ve ortak kültürel mirasa sahip Türkiye ve Mısır, 10 yıllık aranın ardından ilişkileri normalleştirmek için önemli bir yol kat etti. İlişkiler yavaş yavaş rayına otururken kalıcı barışın sağlanması için ne yapılmalı?

Doğu Akdeniz ve Orta Doğu Araştırmalar Merkezi Başkanı Dalia Ziada ve Katar Üniversitesi Körfez Çalışmaları Programı’nda Yardımcı Doçent olan Pınar Akpınar’a göre kalıcı barış, odağın ideolojiden ortak çıkarlara kaydırılmasıyla mümkün.

Peki bu ortak çıkarlar neler ve bu çıkarları ilerletmek için ne yapılması gerekiyor:

***

Mısır-Türkiye ilişkilerinin sürdürülebilir bir zemine oturtulması

Pınar Akpınar, Dalia Ziada

Karmaşık bir işbirliği ve çatışma geçmişine sahip iki etkili bölgesel aktör olan Türkiye ve Mısır, bu yıl sona ermeden önce büyükelçi atama ve üst düzey devlet yetkililerinin bir araya gelmesi suretiyle kopan ilişkilerini onarmaya çalışıyor.

İki ülke arasındaki en son gerginlik dönemi 2013 yılında, dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesini alenen protesto etmesi ve dönemin Mısır Savunma Bakanı Abdülfettah es-Sisi’yi Müslüman Kardeşler liderine karşı darbe yapmakla suçlamasıyla başladı. Ardından gelen karşılıklı, çirkin medya açıklamaları büyükelçilerin geri çekilmesiyle sonuçlandı ve 10 yıl sürecek bir diplomatik boykotun başlangıcı oldu.

2013’ten 2021’e kadar, iki liderin farklı ideolojileri ve bölgesel meselelere bakış açıları, özellikle de Katar’a yönelik Arap Dörtlüsü boykotu, Libya ve Suriye’deki iç savaşlar ve Doğu Akdeniz’de deniz sınırları konusundaki çatışmalar anlaşmazlığı daha da büyüttü.

Katar’ın FIFA Dünya Kupası sırasında yürüttüğü “futbol diplomasisi” sayesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sisi’nin Kasım 2022’de Doha’da bir araya gelmesi önemli bir dönüm noktası oldu. Ukrayna’daki savaşın ekonomik baskıları (ve bunun enerji ve gıda fiyatları üzerindeki etkisi), bölgesel gerilimi azaltma ve uzlaşma eğiliminin artması ve dış politikanın sınırı aşmış olduğunun farkına varılması muhtemelen bu buluşmanın gerçekleşmesine yardımcı olan faktörlerdi. Mayıs 2023’te Türkiye’deki genel seçimlerin sonuçlanmasıyla birlikte yakınlaşma süreci hız kazandı ve diplomatik misyonların aynı yaz karşılıklı olarak büyükelçilik seviyesine yükseltilmesine yol açtı.

Yetkililer kopan ilişkileri onarma sürecinde yollarını bulmaya çalışırken, bu diplomatik atılımdan faydalanmak için pratik adımların belirlenmesi elzemdir. Sürdürülebilir barış ancak odağın siyasi ideolojiden ortak çıkarlara kaydırılmasıyla sağlanabilir. Bunu yapmanın bir yolu da devlet kurumlarını, iş dünyasını, sivil toplum örgütlerini, akademisyenleri ve tabanı içeren kapsayıcı ve çok yönlü bir süreç yaratmaktır.

Ekonomik işbirliğinin genişletilmesi

Türkiye ve Mısır’ın her ikisi de ciddi ekonomik krizlerden muzdarip olduğundan, ekonomik işbirliğinin genişletilmesi açık bir önceliktir. Olumlu bir not olarak, diplomatik çıkmaza rağmen, iki ülke arasındaki ticaret hacmi istikrarlı bir şekilde artıyor. Mısır’ın Kamu Seferberliği ve İstatistik Merkezi Ajansı’na göre 2021’de 3 milyar dolardan 2022’de 4 milyar dolara çıkarak %32,6’lık benzeri görülmemiş bir artış kaydetti.

Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı geniş çaplı işgali ve iklim değişikliği, hem Türkiye hem de Mısır Avrupa ve Orta Doğu’nun önemli tarım ürünleri tedarikçileri olduğu için, gıda güvenliği alanında işbirliği için aciliyet ve fırsat yarattı. Bu faktörler aynı zamanda yenilenebilir enerjiye yatırım yapmanın önemini de vurguladı; Mısır, Benban Güneş Tesisi gibi gelişmelerle dikkate değer ilerleme kaydetti. Hem Türk hem de Mısırlı şirketler, iklim hedeflerine ulaşmak ve AB Yeşil Mutabakatı doğrultusunda Avrupa pazarlarıyla bütünleşmek için sürdürülebilirlik dönüşüm süreçlerinden geçiyor. Bu durum iki ülke arasında AB hibelerinden yararlanma, işletmeler arası forumlar kurma ve tarım sektörünü iklim değişikliğine uyum özellikle de agroekoloji ve sürdürülebilir üretim yöntemleri konusunda eğitme gibi alanlarda işbirliği için ilave fırsatlar sunuyor.

Mısır’daki en büyük dört tekstil fabrikasının Türk olması nedeniyle tekstil endüstrisi ikili işbirliği için bir diğer önemli alan. Birçok Türk şirketi, Mısır ile ABD arasındaki Nitelikli Sanayi Bölgeleri protokolünden yararlanmalarını sağladığı için Mısır’ı üretim üssü olarak tercih ediyor.

İki Akdeniz ülkesi arasında her zaman bir rekabet alanı olan turizm, artık bir işbirliği alanına dönüşüyor. Kahire’nin Nisan 2023’te vize düzenlemelerini kolaylaştırmasının ardından Mısır’a akın eden Türk turistler, Rus ve Ukraynalı ziyaretçilerin yokluğunu telafi ediyor. Türkiye’nin Mısır Büyükelçisi Salih Multu Şen, “Şarm el Şeyh’te çalışan Türk turizmciler, Türk turist sayısının geçen yıla [2022] kıyasla en az 5 kat arttığını teyit ediyor” dedi ve artık kapıda vize alabildiklerine işaret etti. “Mısır’dan Türkiye’ye turizm geçen yıl zaten rekor kırmıştı. Orta vadede, yani 5 yıl içinde, Türkiye’yi ziyaret eden Mısırlı turist sayısının 1 milyon kişiye ulaşması oldukça olası” dedi. Kadınlar gibi dezavantajlı grupların güçlendirilmesi için yerel halkın dahil edildiği sürdürülebilir turizm projelerinde işbirliği yapılması da her iki ülke için sosyal ve ekonomik açıdan kârlı olabilir.

Bölgesel işbirliği alanlarının araştırılması

Odağı ortak çıkarlara kaydırmanın bir başka yolu da Körfez ülkeleri ve İsrail ile stratejik işbirliği yoluyla bölgesel ilişkileri geliştirme fırsatlarını araştırmaktır. Örneğin, Türkiye ve Mısır’ın Filistin içi görüşmeleri kolaylaştırma konusundaki koordinasyonu ve İsrail ile Filistin Yönetimi arasında görüşmeleri başlatma potansiyeli olduğu iddiası olumlu gelişmelerdir. Ankara ve Kahire, Gazze açık deniz gaz sahasının geliştirilmesinde rol oynayarak, Etiyopya ve Sudan ile Büyük Etiyopya Rönesans Barajı konusunda devam eden anlaşmazlığı çözmeye çalışarak bunu geliştirebilir.

Libya’da ise Türkiye ve Mısır, savaşan taraflar üzerinde sahip oldukları baskı gücü sayesinde güvenlik ve istikrarın sağlanması konusunda işbirliği yapabilirler. Her iki ülke de siyasi sürecin yeniden başlatılmasının ve demokratik seçimlerin desteklenmesinin önemi konusunda hemfikir. İtalya’nın yakın zamanda Libya ile bir ekonomik koridor açma girişimi, Mısır, Türkiye ve İtalya arasında üçlü bir işbirliği mekanizması oluşturma fırsatını sunabilir. Bu mekanizma, Libya’nın bütünlüğünü ve yeniden inşasını desteklerken bölgesel göç ve ekonomik sorunları ele alabilir.

Doğu Akdeniz’de Mısır, İsrail’inkine benzer bir politika benimseyerek Yunanistan ve (Güney) Kıbrıs ile anlaşmalarını sürdürürken Türkiye ile denizcilik alanında işbirliği fırsatlarını araştırabilir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na kabul edilmesi yakın gelecekte mümkün görünmediğinden Kahire ve Ankara enerjide işbirliği yapmak için özel sektör yatırımları, altyapı ve yenilenebilir enerji projeleri gibi diğer yolları araştırabilirler.

İki komşu ülke, yerel tüketim ve Avrupa’ya nakil için Mısır’dan Türkiye’ye sıvılaştırılmış doğal gaz sevkiyatı yaparak coğrafi yakınlıklarından zaten faydalanıyorlar. Mısır, İsrail ve Türkiye, enerjiden yoksun Avrupa’dan yatırım çekmek için belki bazı Körfez ülkelerinin de dahil olduğu bir jeo-ekonomik üçgen oluşturma fikrini araştırabilir.

Güvenlik ilişkilerinin güçlendirilmesi

Türkiye ve Mısır’ın teknoloji transferi, yetenek ve istihbarat paylaşımı yoluyla savunma sektöründe işbirliği yapmaları için de büyük bir potansiyel bulunuyor. Askeri teknoloji konusunda ortak araştırma girişimleri ve ortak askeri tatbikatlar düzenlenmesi iki ülkenin silahlı kuvvetlerinin birbirleriyle uyumlu hale gelmesini sağlayabilir. Mısır, Türkiye’nin NATO üyeliği deneyiminden büyük ölçüde faydalanırken, Türkiye de Mısır’ın yenilenmiş deniz yeteneklerinden ve askeri üslerinden faydalanacaktır.

Halkın ilgisini çekmek

Suriye ve Kolombiya örneklerinin de açıkça gösterdiği gibi, halkın etkin bir şekilde katılımı sağlanmadan barışa ulaşılamaz. Mısır ile Türkiye arasındaki resmi yakınlaşma sürecinin, kültürel ve dini etkinlikler, akademik ve sivil toplum değişim programları ve daha geniş bir sahiplenme duygusunu teşvik edecek ortak forumlar yoluyla halklar arası etkileşimi artırmaya yönelik çabalarla desteklenmesi gerekiyor. Süreç, medya kampanyaları, kamuya açık açıklamalar ve kamuoyunda etkili olan kişilerin katılımı yoluyla destek oluşturmak için halka pazarlanmalıdır.

İleriye bakmak

Mısır ve Türkiye, uzun ve karmaşık ilişkilerinde yeni bir dönemin eşiğinde. Yakınlaşma sürecinin başarısı, her iki ülke halklarının yanı sıra daha geniş bölgenin de yararına olacağından son derece önemli. İkili ve bölgesel refahı artırmaya yönelik gelecekteki projelere odaklanmak, uzlaşma sürecinin sürdürülebilirliğini sağlamaya yardımcı olabilir. Ortak zorluklara ortaklaşa çözümler bulmak için bir alan yaratmak, Türkiye ve Mısır arasındaki güvenin yeniden inşasına ve Doğu Akdeniz’in çoğu zaman dalgalı sularında yol almalarına yardımcı olacaktır.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English