Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Türkiye ve Libya’dan ortak sondaj adımı

Yayınlanma

Türkiye ile Libya arasında üç yıl önce imzalanan deniz yetki sınırlandırma anlaşması uygulama aşamasına geldi. İki ülke Doğu Akdeniz’de ortak hidrokarbon arama faaliyetinin yasal dayanağı olacak mutabakat zaptını imzaladı.

Türkiye’den Libya’ya giden üst düzey ve kalabalık bir heyetin ziyareti kapsamında Türkiye ile Libya Birlik Hükümeti (UBH) arasında “hidrokarbonlar alanında karada ve denizde ikili bilimsel, teknik, teknolojik, hukuki, idari ve ticari işbirliğinin geliştirilmesini öngören” bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu zapt ile 2019 Kasım ayında Ankara ile Trablus arasında imzalanan deniz yetki sınırlandırma anlaşması artık uygulama aşamasına girmiş oldu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın’dan oluşan heyetin Libya ziyaretinde bir dizi anlaşmaya imza atıldı. O anlaşmalardan en önemlisi Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Libya Dışişleri Bakanı Necla Manguş’un ortak basın toplantısında duyuruldu.

‘Tüm kesimler’ vurgusu

Libyalı bakan Menguş “İki ülke arasında petrol enerjisi ve hidrokarbonlar alanlarında mutabakat muhtırası imzaladık. Söz konusu anlaşmalar iki dost ülke arasındaki tarihi ilişkilerin derinliğini göstermektedir” dedi. Türkiye’nin, zor zamanlarında Libya’nın ve Libya halkının yanında olduğunu bundan sonra da hiç tereddüt etmeden yanında olacağını ve desteğini sürdüreceğini kaydeden Çavuşoğlu ise “Batısıyla, doğusuyla, güneyiyle, Libya bizim için bir bütündür ve çok kıymetlidir. Milli birlik ve beraberliği engellemeye, kardeş kavgası çıkarmaya yönelik hamlelerin karşısında durmaya da Türkiye olarak devam edeceğiz. Bu anlayışla Libya’daki tüm kesimlerle de görüşüyoruz” ifadesini kullandı.

‘İçişlerine karışmayı bıraksınlar’

Türkiye’nin Libya halkına, kalıcı barış, huzur ve refahı bir an önce tesis etmeleri için her türlü desteği vermeye hazır olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “Bunu tüm muhataplarımıza da vurguluyoruz. Libya’yla olan ilişkilerimiz gücünü ortak tarihimizden komşuluk ve kardeşlik bağlarımızdan alıyor. Bugünkü görüşmelerimizde ilişkilerimizi daha da ileriye taşıma taahhüdümüzü karşılıklı olarak vurguladık. Bugün Necla Hanım’ın da söylediği gibi iki tane anlaşma imzaladık. Hidrokarbonlar ve protokol alanlarındaki mutabakat muhtıralarını imzaladık. Şu anda arkadaşlarımız üzerinde müzakere etmeye devam ediyorlar. Bugün inşallah gaz alanında da bir mutabakat muhtırasını imzalayarak dönmüş olacağız.”

Yunanistan ve Fransa’nın Türkiye ile daha önce imzalanan deniz yetki alanları mutabakat muhtırasına yönelik itirazlarda bulunduğunu belirten bir gazetecinin, “Türkiye ve Libya’nın bugün imzaladığı muhtıralara yönelik tepkiler olabilecektir ancak bunun imzalanmasının arkasında dünyanın içinden geçmekte olduğu enerji krizi vardır diyebilir miyiz?” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Çavuşoğlu, “Geçmişte imzaladığımız anlaşmalar, bugünkü imzaladığımız anlaşmalar iki egemen devlet arasında Libya ve Türkiye arasında kazan-kazan anlayışıyla imzalanan anlaşmalardır. Dolayısıyla üçüncü ülkelerin, iki egemen ülkenin imzaladığı anlaşmaya müdahale etme hakkı yoktur. Onların ne düşündüğü önemli değil. Önemli olan, bizim imzaladığımız anlaşmalar iki ülke ve iki ülke halkına faydalı mı, faydalı değil mi? Biz buna bakarız. İmzaladığımıza göre de burada karşılıklı fayda görüyoruz, kazan-kazan anlayışıyla. Biz her alanda Libya ile ilişkilerimizi daha da geliştireceğiz. Libya’nın üçüncü ülkelerle ilişkilerini geliştirmesinden biz ancak memnuniyet duyarız. Libya’nın egemen bir devlet olduğunu o ülkeler de unutmasınlar. Olumsuz anlamda Libya’nın içişlerine karışmayı bıraksınlar.”

Libya’dan farklı sesler

UBH’den güvenoyunu çeken ve Fethi Başağa’yı Başbakan ilan eden Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi (TM), Trablus’un mutabakat zaptını imzalamaya yetkili olmadığını ileri sürdü. TM’nin 145 üyesinden 73’ü Türkiye ile petrol ve gaz konusunda UBH ile imzalanan anlaşmanın geçersiz olduğunu savunan bir açıklama yayınladı. Açıklamada milletvekilleri muhtıranın imzalanmasını “Türk kardeşlerin siyasi fırsatçılığı” olarak nitelendirerek, bunun gelecekte Libya’nın ulusal çıkarları ile yeniden ulusal devlet kurmaya yönelik bir anlaşmaya varmak için yapılan tüm ciddi girişimleri engelleyebileceğini ileri sürdüler. Üyeler, Temsilciler Meclisi’nin yanı sıra tüm siyasi ve sosyal güçleri “ulusal kararın daha fazla gasp edilmesine yol açan siyasi saçmalık” olarak tanımladıkları adımlarını reddetmeye çağırdılar.

TM Başkanı Akile Salih de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’e gönderdiği mesajda, anlaşmayı ‘geçersiz, yasal bir etkisi olmayan ve Libya Devleti için bağlayıcılığı bulunmayan’ olarak değerlendirmesini istedi. Salih mesajında “(Anlaşmanın) Doğu Akdeniz bölgesinde ve komşu ülkeler Mısır, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile güvenlik ve istikrarı bozacaktır” dedi.

Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi ise yaptığı açıklamada Temsilciler Meclisi’nin bu anlaşmaları kabul etmesi çağrısı yaptı. Konsey, anlaşmaların sonuçlandırılmasının istişareye ihtiyaç duyduğunu ve yürürlüğe girmesinin ise yasama konseylerinin onayını gerektirdiğini kaydetti.

Yunanistan ve Mısır’dan tepki

İlan ettikleri deniz yetki alanları Türkiye-Libya anlaşması ile çakışan Yunanistan ve Mısır da gelişmeye tepki gösterdi. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı “Yunanistan bölgede egemenlik haklarına sahip. Bu hakları uluslararası deniz hukukuna tam saygı çerçevesinde tüm yasal yollarla savunmayı amaçlıyoruz” dedi. Atina ile Mısır arasında 2020’de imzalanan ve Doğu Akdeniz’de iki ülkenin münhasır ekonomik bölgelerini belirleyen anlaşmanın 2019’da Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşmayı “fiilen geçersiz kıldığı” ileri sürüldü. Söz konusu muhtırayı uygulayan herhangi bir “söz veya eylemin” fiilen “gayrimeşru” olacağını ifade eden Yunan Dışişleri Bakanlığı, “Bu adımlara ikili düzeyde, Avrupa Birliği’nde ve NATO’da tepki verilecektir” açıklamasında bulundu.

Mısır’ın tepkisi anlaşmadan çok Libya hükümetine

Mısır Dışişleri Bakanlığı da, Dışişleri Bakanı Semih Şükri’nin Yunan mevkidaşı Nikos Dendias ile konu hakkında telefonda görüştüğünü ve Libya’daki son gelişmeleri ele aldıklarını belirtti. Her iki bakanın da Trablus merkezli hükümetin herhangi bir uluslararası anlaşma ya da mutabakat muhtırası imzalama yetkisine sahip olmadığını vurguladığı ifade edildi.

Avrupa Komisyonu Dış İlişkiler Sözcüsü Peter Spano Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ile Libya arasındaki mutabakatın yasallığının kabul edilmediğini söyledi. Yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği, 2019’da bu mutabakata karşı duruşunu açıkça göstermiştir ve bu konudaki yaklaşımımız değişmedi. 2019’daki Türkiye ile Libya arasındaki mutabakat muhtırası üçüncü ülkelerin egemenlik haklarını ihlal ediyor ve yasalara uygun değildir. Yeni anlaşmanın detayları henüz açıklanmadı fakat bu konuda daha fazla açıklamaya ihtiyacımız var” ifadesini kullandı.

AB’ye: Yetkini aşma

AB’nin açıklamasını değerlendiren Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç, AB’nin, Yunanistan’ın maksimalist taleplerine ve samimi diyalogdan kaçan ve uluslararası yargı yollarını tıkayan tutumuna destek olmasının hem kendi müktesebatına hem de uluslararası hukuka aykırı olduğuna dikkati çekerek, AB’nin egemen üçüncü ülkeler arasındaki anlaşmalar hakkında yorum yapacak veya hüküm verecek uluslararası bir yargı organı olmadığına işaret etti. Bilgiç, “Bu nedenle, hem AB’yi hem de AB’ye üye ülkeleri sınırlarını ve yetkilerini aşmamaya, uluslararası hukuka ve BM ilkelerine uygun olarak devletlerin egemenliklerine ve eşitliklerine saygı göstermeye davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

 

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English