Bizi Takip Edin

ASYA

Ukrayna’nın Rusya’da olduğunu söylediği Kuzey Koreli generaller kim?

Yayınlanma

Ukrayna hükümeti, Ukrayna’daki savaşta Moskova’ya destek amacıyla Rusya’ya gönderilen binlerce Kore Halk Ordusu askerine eşlik ettiğini söylediği üç Kuzey Koreli generalin ismini verdi.

Çarşamba günü BM Güvenlik Konseyi’ne bir açıklama yapan Ukrayna heyeti, üç generalin Rusya’ya gönderilen en az 500 Kuzey Koreli subay arasında yer aldığını söyledi.

Açıklamada, Kuzey Kore birliklerinin her biri 2,000-3,000 askerden oluşan en az beş formasyon halinde oluşturulmasının ve varlıklarını gizlemek için Rus birliklerine entegre edilmesinin planlandığı belirtildi.

Rusya, iddialarla ilgili herhangi bir yalanlamada bulunmadı.

Aynı Güvenlik Konseyi toplantısında Rus elçi Vassily Nebenzia, Rusya’nın Kuzey Kore ile askeri etkileşiminin uluslararası hukuku ihlal etmediğini ve tıpkı Ukrayna’nın olduğu gibi Moskova’nın da ortaklarından yardım isteme hakkına sahip olduğunu söyledi.

Ukrayna, Güney Kore istihbarat servisinin Rusya’ya gönderildiğini söylediği Fırtına Kolordusu olarak da bilinen XI Kolordusu da dahil olmak üzere özel kuvvetler birliklerine komuta eden üst düzey generalin Albay General Kim Yong Bok olduğunu söyledi.

ABD merkezli Stimson Center’da Kuzey Kore liderliği uzmanı olan Michael Madden, Kim’in rolünün daha büyük göründüğünü, XI Kolordusu ve hafif piyade birliklerini içeren bir birimi yönettiğini ve Kuzey Kore’nin ana casusluk ajansı için özel görevlere atandığını söyledi.

Kim bu yıl Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile birlikte özel kuvvet tatbikatları da dahil olmak üzere yedi etkinlikte yer aldı.

Generalin, Kim Jong Un’un temsilcisi olarak Rusya’da bulunduğuna inanan Madden, “Bu Kore Halk Ordusu için büyük ve neredeyse benzeri görülmemiş bir görevlendirme” dedi.

Madden, Kim Yong Bok’un eninde sonunda komutayı Kıdemli Albay ya da Tümgeneral rütbesindeki bir subayıa devredebileceğini de sözlerine ekledi.

Ukrayna tarafından belirlenen diğer üst düzey subaylar arasında Genelkurmay Başkan Yardımcısı, Keşif Genel Bürosu Başkanı Albay General Ri Chang Ho ve Ana Operasyon Müdürlüğü Başkanı Tümgeneral Sin Kum Cheol yer alıyor.

Yaklaşık 2022’den bu yana Kuzey Kore’nin ana istihbarat servisinin başında olan Ri, daha önce Güney Kore tarafından yaptırıma tabi tutuldu.

Kim Yong Bok gibi Ri de bu yıl lider Kim Jong Un’a doğu kıyısındaki bir donanma üssünü teftiş etmek de dahil olmak üzere çok sayıda etkinlikte eşlik etti

Madden, Sin’in kariyerinin belirsiz olduğunu, ancak bir yıldız rütbesi göz önüne alındığında, Kim Yong Bok ve Ri Chang Ho ayrıldıktan sonra Rusya’daki Kuzey Kore birliklerinin komutasını üstlenmesinin muhtemel olduğunu söyledi.

ASYA

Kuzey Kore, ABD’yi vurabilecek bir kıtalararası balistik füze denemesi yaptı

Yayınlanma

Kuzey Kore, başkanlık seçimlerinden günler önce, neredeyse bir yıl sonra ilk kez ABD anakarasını vurabilecek kıtalararası bir balistik füze denemesi yaptı.

Kuzey Kore perşembe günü şimdiye kadarki en uzun kıtalararası balistik füze (ICBM) denemesini gerçekleştirirken Güney Kore Pyongyang’ın Ukrayna’daki savaşa yardım etmek üzere asker göndermesi karşılığında Rusya’dan füze teknolojisi isteyebileceği uyarısında bulundu.

Füze, Kuzey’in başkentine yakın bir bölgeden keskin bir yörüngede fırlatıldı ve Japonya’nın Hokkaido bölgesinin yaklaşık 300 km (190 mil) batısına düşerek Kuzey’in en uzun ICBM uçuş süresini kaydetti.

Devlet tarafından işletilen Kore Merkez Haber Ajansı’nda yayınlanan Savunma Bakanlığı açıklamasına göre, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un füze testinin emrini bizzat fırlatma sahasından verdi. Kim, Kuzey Kore’nin rakipleri tarafından kasıtlı olarak tırmandırıldığını söylediği bölgesel gerilim karşısında bunu “uygun bir askeri eylem” olarak nitelendirdi.

Kim, “DPRK’nın nükleer güçlerini güçlendirme çizgisini asla değiştirmeyeceğini teyit ediyorum” dedi.

Kuzey Kore fırlatmanın “dünyanın en güçlü stratejik caydırıcılığının modernliğini ve güvenilirliğini gösterdiğini” söyledi.

Pyongyang’ın bu gövde gösterisi, Seul’ün Kuzey’in salı günü yapılacak ABD başkanlık seçimleri öncesinde bir ICBM denemesi ya da yedinci nükleer denemesini gerçekleştirerek artan askeri gücüne dikkat çekmek isteyebileceğini bildirmesinden bir gün sonra geldi.

Kuzey Kore’nin Ukrayna’daki savaşta Moskova’yı desteklemek üzere Rusya’ya binlerce asker gönderdiğinin bildirilmesi üzerine NATO’da alarmın yükseldiği bir dönemde gerçekleşen fırlatma Güney Kore, Japonya ve ABD’den hızlı bir kınama aldı.

Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “Kuzey Kore balistik füzesinin yüksek bir açıyla ateşlenen uzun menzilli bir balistik füze olduğuna inanılıyor” denildi.

Daha sonra yapılan bir basın brifinginde, ilk analizlerin yeni geliştirilen katı yakıtlı bir güçlendiricinin olası kullanımına işaret ettiği belirtildi.

Güney Kore ve Japonya’ya göre füze 87 dakikalık bir uçuş süresi kaydederek Aralık 2023’te 73 dakika süren son ICBM test fırlatışından daha uzun bir süreye sahip oldu.

Japon hükümeti füzenin 7,000 km irtifaya ulaştığını ve 1,000 km mesafe kat ettiğini belirterek füzeyi ICBM sınıfı bir füze olarak nitelendirdi.

Bir ABD’li yetkili de Reuters’a füzenin bir ICBM olduğunu söyledi.

Geçen yıl aralık ayında test edilen ve Hwasong-18 olarak adlandırılan, katı yakıtla çalışan ve bir yol fırlatıcısından ateşlenen son ICBM de keskin bir açıyla fırlatılmış ve normal bir yörüngede 15.000 km (9.300 mil) potansiyel menzile dönüşebilecek bir uçuş süresi sağlamıştı.

Bu mesafe Birleşik Devletler anakarasındaki herhangi bir yeri menzil içine sokmaktadır.

KUZEY KORE-RUSYA ASKERİ İŞBİRLİĞİ

Fırlatma, ABD ve Güney Kore’nin Kuzey Kore’nin Rusya’ya 11,000 asker konuşlandırdığını ve bunların 3,000’inin Ukrayna ile batı cephelerine yakın olduğunu söylemesinin ardından gerçekleşti.

Ne Moskova ne de Pyongyang bu konuşlandırmayı doğrudan kabul etmedi.

Rusya’nın BM Büyükelçisi Vassily Nebenzia çarşamba günü yaptığı açıklamada Batılı ülkelerin Kiev’e yardım etme hakkı olduğunu iddia etmesine rağmen Kuzey Kore gibi müttefiklerinin neden Moskova’ya Ukrayna’ya karşı savaşında yardım edemeyeceğini sorguladı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Güney Koreli mevkidaşı Kim Yong-hyun, Kuzey Kore’nin füze fırlatmasından saatler önce çarşamba günü Washington’da yaptıkları bir toplantıda asker konuşlandırılmasını kınadılar.

Güney Kore, Kuzey’in modern bir savaşta değerli bir muharebe deneyimi kazanacağını ve Moskova tarafından taktik nükleer silahlar, ICBM’ler, balistik füze denizaltıları ve askeri keşif uyduları gibi alanlarda “teknoloji transferleri” ile ödüllendirileceğini söyleyerek, konuşlandırmanın kendi güvenliği için doğrudan bir tehdit olduğunu savundu.

Devlet tarafından işletilen Kore Savunma Analizleri Enstitüsü’nde Kuzey Kore ordusu üzerine araştırmalar yapan Shin Seung-ki, daha güçlü bir itiş gücü gösteren daha uzun uçuş süresinin, muhtemelen Rusya’nın yardımıyla güçlendiricinin geliştirilmiş performansından kaynaklanabileceğini söyledi.

“Kuzey Kore bu tür yardımlar almaya devam etmek isteyecektir, çünkü bu yardımlar zaman ve maliyet tasarrufu sağlarken performansı artırıyor ve silah sisteminin istikrarını yükseltiyor” dedi.

Shin, Rusya ile angajmanı nedeniyle baskı altında olan Kuzey Kore’nin “baskıya boyun eğmeyeceğini, güce güçle karşılık vereceğini gösterme ve ABD başkanlık seçimleri üzerinde bir miktar etki yaratma niyetinde olabileceğini” de sözlerine ekledi.

Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Rusya’da

Okumaya Devam Et

ASYA

ABD’den Güney Kore’ye nükleer kalkan teminatı

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanı Austin, Washington yönetiminin Güney Kore’yi nükleer silahlar da dahil olmak üzere her türlü araçla savunmaya hazır olduğunu açıkladı. İki ülke arasındaki stratejik işbirliği kapsamında askeri tatbikatlar yeniden başlatılacak.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Güney Kore Savunma Bakanı Kim Yong-hun ile düzenlediği ortak basın toplantısında, ABD’nin Güney Kore’yi nükleer silahlar dahil her türlü araçla savunmaya hazır olduğunu duyurdu.

Austin, “Genişletilmiş caydırıcılık taahhüdümüz sarsılmaz bir şekilde devam ediyor. Bu taahhüt, konvansiyonel füze sistemlerinden nükleer ve gelişmiş nükleer olmayan silahlara kadar ABD savunmasının tüm yelpazesini kapsıyor,” dedi.

Bakan ayrıca ABD’nin Güney Kore ile geniş çaplı askeri tatbikatlara yeniden başlayacağını ve bunun iki ülkenin savaşa hazırlık durumunu “kayda değer ölçüde güçlendireceğini” vurguladı.

Stratejik müttefik konumundaki ABD ve Güney Kore, bu yaz Kuzey Kore’den gelebilecek tehditlere karşı olası askeri eylemleri koordine etmek üzere bir nükleer danışma grubu kurdu.

Nisan ayında imzalanan Washington Deklarasyonu ile Seul, Kuzey Kore’nin olası bir nükleer saldırısı durumunda ABD’den nükleer silahlar dahil “ittifakın tüm gücünü” derhal devreye sokma güvencesi aldı.

Güney Kore, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na taraf. Ülke, 1970’lerde ABD’den aldığı güvenlik garantileri karşılığında kendi nükleer programından vazgeçmişti. Washington, 1991 yılında Güney Kore topraklarındaki son taktik nükleer silahlarını geri çekmişti.

Seul’de nükleer programa yönelik kamuoyu desteğinin artmasıyla birlikte, Güney Kore’yi her türlü yöntemle savunmaya hazır olunduğuna dair açıklamalar da sıklaştı.

İktidar partisinde önemli bir nüfuza sahip olan Seul Belediye Başkanı O Se-hun, bu eğilimdeki artışı Rusya-Ukrayna savaşına bağlıyor. O Se-hun’a göre bu çatışma, nükleer caydırıcılığın hala geçerli olduğunu ve nükleer silahsızlanma fikrinin çekiciliğini yitirdiğini gösterdi.

Güney Kore: Çin, KDHC’nin nükleer planlarını engellemeye zorlanmalı

Okumaya Devam Et

ASYA

Japonya’da Ishiba Kabinesi’nin onaylanma oranı %30 civarına geriledi

Yayınlanma

Anketlere göre Başbakan Shigeru Ishiba’nın kabinesine yönelik kamuoyu desteği, Liberal Demokrat Parti ve koalisyon ortağı Komeito’nun 27 Ekim’de Alt Meclis çoğunluğunu kaybetmesinin ardından %30 civarına düştü.

Yomiuri Shimbun’un seçimden sonra pazartesi ve salı günleri ülke çapında yaptığı bir anket, Ishiba yönetiminin onaylanma oranının %34’e gerilediğini gösterdi. 1 ve 2 Ekim’de yapılan bir önceki ankette bu oran %51’di. Onaylamama oranı ise oylamadan önce %32 iken keskin bir artışla %51’e yükseldi.

Aynı dönemde Kyodo News tarafından yapılan ayrı bir ankette de benzer sonuçlar elde edilmiş, Ishiba’nın onaylanma oranı bir önceki %50,7’den %32,1’e düşmüştü.

LDP-Komeito hükümetinin devamı konusunda katılımcıların %38.4’ü destek verirken, %53.0’ı karşı çıktı.

Hükümet yapısı konusunda, katılımcıların %31,5’i “siyasi yeniden yapılanma yoluyla yeni bir çerçeve” lehinde görüş bildirirken, %24,6’sı “Anayasal Demokrat Parti ve diğer bazı muhalefet partileri tarafından yönetilen bir hükümet” lehinde görüş bildi. LDP, Komeito ve Nippon Ishin no Kai gibi başka bir partiden oluşan bir koalisyon hükümeti fikri ise %19,3 oranında destek gördü. LDP ve Komeito liderliğindeki bir azınlık koalisyonu ise sadece %18,1’lik bir destek oranıyla en az rağbet gören koalisyon oldu.

Bununla birlikte Kyodo anketi, katılımcıların sadece %28,6’sının Ishiba’nın istifa etmesi gerektiğini düşündüğünü, %65,7’sinin ise istifa etmesine gerek olmadığına inandığını ortaya koydu.

Yomiuri anketine göre, partilerin bireysel oy oranlarına bakıldığında, LDP’nin oy oranı %38’den %25’e düşerken, Komeito’nun oy oranı %3’ten %4’e yükseldi.

Ana muhalefet partisi CDP’nin destek oranı ise %7’den %14’e yükseldi. Parti, seçim öncesi 98 olan Alt Meclis sandalye sayısını seçimlerde önemli ölçüde artırarak 148’e çıkardı.

Seçimden kazançlı çıkan diğer iki muhalefet partisi olan Nippon Ishin ve Halk için Demokratik Parti (DPP) de destek oranlarında artış kaydetti. DPP’nin destek oranı %1’den %7’ye yükselirken, Nippon Ishin’in destek oranı %3’ten %5’e çıktı.

DİP, önceki yedi sandalyesine kıyasla dört kat artışla 28 sandalye kazanarak alt meclisteki dördüncü en büyük parti oldu. Üçüncü en büyük parti olan Nippon Ishin ise bazı sandalyeler kaybetti – önceki 43 sandalyesine kıyasla şimdi 38 sandalyeye sahip. Her iki parti de artık iktidar bloğu için belirleyici rol oynayabilir.

Kyodo anketine katılanların %91,4’ü LDP’nin kayıplarının örtülü ödenek skandalına bağlanıp bağlanamayacağı sorusuna bağlanabileceği şekilde cevap verdi. Bu arada, sadece %23,9’u seçim sonuçlarının “siyaset ve para” ile ilgili sorunları ortadan kaldırmaya yardımcı olacağını düşünürken, %72,5’inin ikna olmadığı kaydedildi.

Ayrıca, %79,2’si skandala karışan seçilmiş yetkililerin kilit pozisyonlara atanmasına karşı çıkarken, %16,3’ü bunu destekliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English