Bizi Takip Edin

Diplomasi

Xi Paris’te: Fransa ile ilişkilerimiz büyük Batılı ülkelerle olan bağların ön saflarında

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, üç Avrupa ülkesini kapsayan ziyaretinin ilk durağı olan Paris’e yerel saatle pazar günü öğleden sonra vardı. Paris’te Fransa Başbakanı Gabriel Attal tarafından karşılanan Xi, yazılı açıklamasında, geçtiğimiz 60 yıl boyunca Çin-Fransa ilişkilerinin uzun zamandır Çin’in büyük Batılı ülkelerle olan bağlarının ön saflarında yer aldığını ve farklı sistemlere sahip ülkeler arasında barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği konusunda uluslararası toplum için iyi bir örnek teşkil ettiğini söyledi.

Çin-Fransa ilişkilerinin gelişmesinin sadece iki halka fayda sağlamakla kalmadığını belirten Çin lideri, aynı zamanda çalkantılı dünyaya “istikrar ve pozitif enerji enjekte ettiğini” söyledi.

Fransız Le Figaro gazetesinde yayınlanan ayrı bir yazısında Çin Devlet Başkanı Fransa’ya üç mesajla geldiğini söyledi: Pekin’in Fransa ile ilişkilerinde “yeni ufuklar” açmaya, dünyaya “daha da geniş” bir şekilde açılmaya ve dünya barışını ve istikrarını korumaya kararlı olduğu mesajı.

Xi’nin Fransa ziyareti, bu yıl Çin ve Fransa arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 60. yıldönümünün kutlandığı bir döneme denk geliyor.

Xi bugün, 6 Mayıs’ta Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüşmelerde bulunacak.

Macron salı günü Çin liderini ve eşini, çocukken büyükannesini görmek için düzenli olarak gittiği Pirene dağlarına götürecek. İki çiftin ayrıca karanlık bir gökyüzü rezervi olan 2,877 metrelik (9,439 ft) Pic du Midi’nin zirvesine teleferikle çıkmaları bekleniyor.

Çin lideri Fransa’nın ardından, Rusya ile yakın ilişkilerini sürdüren iki ülke olan Sırbistan ve Macaristan’a gidecek.

Kriz gündemleri

Elysee Sarayı geçen hafta ziyaret öncesinde yaptığı açıklamada “Görüşmelerde başta Ukrayna’daki savaş ve Orta Doğu’daki durum olmak üzere uluslararası krizlere odaklanılacak” dedi.

Macron, Xi’den Ukrayna konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e baskı yapmasını isteyeceği düşünülüyor. Geçtiğimiz hafta Economist gazetesine verdiği bir mülakatta Fransa Cumhurbaşkanı, savaşın Avrupa için varoluşsal olduğunu savundu.

Ukrayna savaşının yanı sıra Avrupa, Çin’in ticari uygulamalarından da endişe duyuyor ve Çin’in elektrikli araç üreticilerine yönelik sübvansiyonları hakkında, bu tür ödemelerin rekabeti baltaladığı ve Avrupalı şirketlere zarar verdiği endişesiyle bir soruşturma başlattı.

Macron Economist’e verdiği demeçte Xi’ye Avrupa’nın kendi üreticilerini ve sanayilerini neden koruması gerektiğini de aktaracağını söylemişti.

Pazar gecesi Von der Leyen da, AB’nin “şu anda büyük sübvansiyonlarla üretim yaptığını” söylediği Çin’e karşı hoşnutsuzluğunun devam ettiğinin sinyalini verdi.

Stratejik özerkliği teşvik

Çin’in Fransa Büyükelçisi Lu Shaye ise, Çin’in ziyaret duyurusunu yapmasının ardından 29 Nisan’da düzenlediği basın brifinginde “Başkan Xi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Çin-Fransa ve Çin-Avrupa ilişkileri konusunda kapsamlı ve derinlemesine stratejik iletişim kuracak, Fransa’yı stratejik özerkliği ve işbirliğinde açıklığı korumaya teşvik edecek, böylece Avrupa’yı Çin’e karşı daha bağımsız, objektif ve dostane bir anlayış oluşturmaya ve Çin’e ‘riskten arınma’ ve ‘bağımlılığın azaltılması’ gibi olumsuz eğilimlere direnmeye yönlendirecek” demişti.

Ticaret anlaşmaları bekleniyor

Müzakereler hakkında bilgi sahibi olan kişiler, Çin’in Xi’nin ziyareti sırasında yaklaşık 50 Airbus uçağı siparişi açıklayabileceğini ancak bunun yeni bir anlaşma olup olmayacağının belirsizliğini koruduğunu söyledi.

Paris-VIII Üniversitesi’nden jeopolitik ve beşeri coğrafya uzmanı Pierre Picquart Global Times’a yaptığı açıklamada Xi’nin ziyaretinin üç açıdan önemli olduğunu söyledi:

“Ekonomik açıdan bu ziyaret ticaret anlaşmaları yapılmasının ve teknoloji, inovasyon, enerji ve altyapı gibi kilit sektörlerde karşılıklı fayda sağlayacak yatırımların teşvik edilmesinin önünü açabilir. Diplomatik açıdan ise bu ziyaret iklim değişikliği, uluslararası güvenlik ve kamu sağlığı gibi önemli küresel sorunlarda Çin ve Fransa arasındaki koordinasyon ve işbirliğini güçlendirmek için ideal bir platform sunmaktadır. Kültürel ve eğitsel düzeyde ise bu gezi eğitim, araştırma ve kültür alanlarında işbirliği için yeni fırsatlar yaratabilir, böylece halklarımız arasındaki değişimleri güçlendirebilir ve karşılıklı anlayışlarını derinleştirebilir.”

Xi’ye özel karşılama

Xi’yi karşılamak için Çin ve Fransa ulusal bayrakları Champs-Élysées Bulvarı’nın bir ucuna ve Les Invalides’in önündeki caddeye çekildi.

Pazar günü öğleden sonra, Paris’in merkezindeki Zafer Takı’nın yakınında, birçok Çinli öğrenci ve Fransız öğrenciler Xi Jinping’i karşılamak için Çin ve Fransa ulusal bayraklarını dalgalandırdı. Öğrenciler ellerinde, “Yaşasın Çin-Fransa dostluğu” ve “Başkan Xi’ye Fransa’ya başarılı bir ziyaret diliyoruz” yazılı pankartlar taşıdı.

Xi’nin ziyareti öncesinde hazırlık olarak ve Çin ile Fransa arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 60. yıldönümünü kutlamak için çeşitli etkinlikler düzenlendi.

Cuma günü “Çin ve Fransız Medeniyetleri Arasında Değişim ve Karşılıklı Öğrenme” konulu bir sempozyum düzenlendi. Pekin merkezli Çin Sosyal Bilimler Akademisi (CASS) ve Paris merkezli Ulusal Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Enstitüsü tarafından ortaklaşa düzenlenen sempozyuma iki ülkeden yaklaşık 100 araştırmacı, Çin ve Fransa arasındaki kültürler arası değişim uygulamaları, bilimsel ve teknolojik yenilikler ve uygarlığın geleceği konularında tartışmalar yürüttü.

Charles de Gaulle Vakfı Direktörü Antoine Broussy Global Times’a yaptığı açıklamada Paris’te başka pek çok özel etkinlik düzenlendiğini söyledi.

Xi bugün Macron tarafından Elysée Sarayında resmi olarak kabul edilecek. Ardından Fransa ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin 60. yılı münasebetiyle bir devlet yemeği düzenlenecek.

Macron’un çağrılarına Çin’den destek

Avrupa’nın “stratejik özerkliği” çağrısı Fransa Cumhurbaşkanı Macron’dan tekrar tekrar geliyor.

Daha önce hem Xi hem de Dışişleri Bakanı Wang Yi, Çin’in Avrupa’nın stratejik özerkliğini güçlendirmesini ve geleceğini kendi ellerinde tutmasını desteklediğini söyledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron geçen yıl Çin’e yaptığı ziyaret sırasında Avrupa’yı Tayvan konusunda ABD ile Çin arasında bir çatışmanın içine çekilmemesi konusunda uyardığında Amerikan Foreign Policy dergisi stratejik özerkliği “Fransızların boş bir hayali” olarak nitelendirmişti.

CASS Avrupa Çalışmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan He Zhigao, Global Times’a verdiği demeçte ABD’nin Avrupa’yı Washington liderliğindeki Batı kampına bağlamak için sıkı kontrol altında tutmak istediğini söyledi.

“Eğer Avrupa Çin’e dünyanın yararına olabilecek küresel bir perspektiften bakarsa, Çin bir fırsattır. Ancak ABD’nin yanında duruyorsa, o zaman Çin bir meydan okuma olmalıdır,” diyen He, Çin’in Avrupa ile angajmanının ortak kalkınma için olduğunu sözlerine ekledi.

Business France tarafından hazırlanan bir rapora göre, 2021 yılı itibariyle Çin, Fransa’da yatırım ve istihdam yaratma açısından üç yıl üst üste en büyük Asya ülkesi oldu. Havacılık, nükleer enerji ve ticaret gibi temel sektörlerdeki Çin-Fransa gelişirken, yenilenebilir enerji ve dijital ekonomi gibi gelişmekte olan alanların yeni büyüme motorları haline gelmesi muhtemel.

Şanghay Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi Avrupa Birliği Çalışmaları Merkezi direktörü ve kürsü profesörü Xin Hua, Çin-Fransa ilişkilerinin Çin-Avrupa ilişkilerinin temel taşı olduğuna inanıyor: “Fransa AB’nin en önemli çekirdek üyelerinden biridir ve stratejik yönelimleri AB’nin entegrasyon sürecinde ve Avrupa kıtasının stratejik ve güvenlik modelinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Çin ve Fransa olumlu etkileşimi sürdürdükleri sürece Çin-Avrupa ilişkileri istikrarlı kalacaktır.”

Bölünme tartışmaları

Başta Fransa ve Almanya olmak üzere AB’nin 27 üyesi Çin’e yönelik tutumları konusunda bölünmüş durumda.

The Guardian’a göre Almanya Başbakanı Olaf Scholz, daha önceki taahhütleri nedeniyle Paris’te Macron ve Xi’ye katılmayacak.

Macron herhangi bir ülke ismi vermeden “Avrupa’da bu konuda görüş birliği içinde değiliz çünkü bazı oyuncular Çin’i hala esasen bir fırsatlar pazarı olarak görüyor” dedi.

Yetkililer, Fransa’nın ayrıca Çin pazarını tarımsal ihracatına açma konusunda ilerleme kaydetmeye ve Fransız kozmetik endüstrisinin fikri mülkiyet hakları konusundaki endişelerini gidermeye çalışacağını söyledi.

Xi’nin ziyareti öncesi Batı basını ise Çin liderinin turunu “Avrupa’yı bölme girişimi” olarak nitelendirdi. Financial Times’a göre Xi Avrupa’daki “çatlaklara” oynayarak bölgedeki etkisini artırmaya çalışıyor.

Atlantik Konseyi Küresel Çin Merkezi Direktör Yardımcısı Matt Geracim’e göre Çin Devlet Başkanı Avrupa’ya üç hedefle gitti: “Çin’in Rusya’nın Ukrayna savaşına verdiği destek nedeniyle zarar gören Avrupa’daki ilişkileri onarmak, AB’nin Çin’e karşı ekonomik güvenlik gündemini köreltmek ve Pekin’in sadık ortakları Sırbistan ve Macaristan ile olan güçlü bağlarını sergilemek.”

Global Times’a konuşan Çinli uzmanlar ise bu iddiaları ‘paranoyakça’ olarak nitelendirerek, Xi’nin ziyaretinin ticaret başta olmak üzere Avrupa ile her alandaki karşılıklı alışverişi artırma amacı taşıdığını söylüyor.

Diplomasi

Azerbaycan, Medinskiy’i Karabağ hakkında gerçekleri çarpıtmakla suçladı

Yayınlanma

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Rusya Devlet Başkanı Putin’in yardımcısı Vladimir Medinskiy’i, Dağlık Karabağ hakkında tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçladı. Medinskiy’in bir röportajda Karabağ’ı ‘Ermenistan ve Azerbaycan arasında tartışmalı bir bölge’ olarak nitelendirmesine tepki gösteren Bakü, Karabağ’ın Azerbaycan’ın kadim ve ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yardımcısı Vladimir Medinskiy’i, Dağlık Karabağ ile ilgili tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçlayan bir açıklama yayımladı.

Bakü, Medinskiy’in RT televizyonuna verdiği mülakatta Karabağ’ı “Ermenistan ve Azerbaycan arasında tartışmalı bir bölge” olarak tanımlamasına sert tepki gösterdi.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Karabağ’ın hiçbir zaman tartışmalı bir bölge olmadığına dikkat çekildi.

Açıklamada, “Karabağ’ın, Azerbaycan’ın kadim ve ayrılmaz bir parçası olduğunu hatırlatmak isteriz. Rusya’nın kendisi de Karabağ’ı Azerbaycan toprağının bir parçası olarak tanımıştır ve tanımaya devam etmektedir,” ifadeleri kullanıldı.

Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Medinskiy’in Dağlık Karabağ sorununu Rusya-Ukrayna çatışmasıyla karşılaştırmasından üzüntü duyulduğunu belirtti.

Açıklamaya göre, Azerbaycan’ın hiçbir ülkenin toprak bütünlüğünü ihlal etmemiş olması nedeniyle böyle bir karşılaştırma yersizdir.

Azerbaycan tarafı, Medinskiy’e devletler arası ilişkilere olumsuz etki edebilecek hatalı açıklamalardan kaçınmasını tavsiye etti.

Medinskiy’in Ukrayna hakkındaki sözleri

Medinskiy, aynı röportaj sırasında Rusya’daki özel operasyonun gidişatına ilişkin ülke içindeki hissiyata da değindi.

Medinskiy’e göre vatandaşlar, Bryansk ve Kursk oblastlarındaki köprülerin havaya uçurulduğu terör saldırılarına yanıt olarak Kiev’e “Oreshnik” ile bir saldırı düzenlenmesini talep ediyor.

Putin’in yardımcısı, yaşananların ardından Rusya heyetinin müzakerelerin ikinci turuna gitmesinin çok zor olduğunu da sözlerine ekledi.

Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Rutte: NATO’nun füze savunmasını %400 artırması gerekiyor

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte 9 Haziran’da Londra’da yaptığı konuşmada, NATO ülkelerinin hava ve füze savunma kapasitelerini önemli ölçüde artırması gerektiğini söyledi.

Rutte, NATO ittifakının inandırıcı bir caydırıcılık ve savunma gücü oluşturmak için “hava ve füze savunmasında %400 artış” gerektiğini savundu.

Rutte, Chatham House’da yaptığı konuşmada, “Ukrayna’da Rusya’nın yukarıdan nasıl terör estirdiğini görüyoruz, bu nedenle gökyüzümüzü koruyan kalkanı güçlendireceğiz,” dedi.

NATO ordularının ayrıca binlerce zırhlı araç ve tank, milyonlarca top mermisine daha ihtiyaç duyduğunu söyleyen Rutte, lojistik, ikmal, ulaştırma ve tıbbi destek gibi destek kapasitesini iki katına çıkarmak gerektiğini vurguladı.

NATO ülkeleri geçen hafta, kapasite hedeflerinin genişletilmesi, her NATO müttefikinin satın almayı hedeflediği malzemelerin listesi ve kaç personel alacağı konusunda anlaşmaya vardı. Bu hedefler, NATO’nun savunma ve caydırıcılık planlarına ve bu planları uygulamaya koymak için gerekli kapasitelere dayanıyor.

Yeni hedefler, Ukrayna savaşından önce belirlenen ittifakın önceki yetenek hedeflerinden ortalama %30 daha yüksek. Geçen hafta Rutte, bu artırılan yetenek hedeflerini, ittifak genelinde askeri harcamaları önemli ölçüde artırmak için bir neden olarak gösterdi.

NATO ülkeleri şu anda savunma harcamalarını mevcut NATO hedefi olan %2’den %5’e çıkarmak için görüşmeler yürütüyor. Daha yüksek hedef, silah ve asker gibi temel askeri kalemlere GSYİH’nin %3,5’ini ve siber güvenlik, ulaşım altyapısı ve Ukrayna’ya askeri yardım gibi savunma ile ilgili bütçe kalemlerine ek olarak %1,5’ini harcamayı içerecek.

Rutte, “Kolektif savunmamızda büyük bir sıçrama yapmamız gerekiyor. Gerçek şu ki, savunma planlarımızı tam olarak uygulamak için daha fazla güce ve yeteneğe sahip olmalıyız,” dedi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Japonya ve ABD stratejik üste ‘nükleer caydırıcılık’ mesajı verdi

Yayınlanma

Japonya ve ABD, 5-6 Haziran tarihlerinde Louisiana’daki Barksdale Hava Üssü’nde “Genişletilmiş Caydırıcılık Diyaloğu” gerçekleştirdi.

Yıllık nükleer güç gösterisinde, ABD hükümet yetkilileri Japon mevkidaşlarına Louisiana’daki bir hava üssünde B-52 stratejik bombardıman uçaklarından oluşan bir filoyu gösterdi.

Donald Trump’ın ikinci yönetiminin ilk Genişletilmiş Caydırıcılık Diyaloğu, geçen perşembe ve cuma günü Hava Kuvvetleri Küresel Saldırı Komutanlığı’nın merkezi olan Barksdale Hava Üssü’nde gerçekleştirildi. Ziyaretin fotoğrafları pazartesi günü yayınlandı.

Louisiana’daki küresel saldırı komutanlığı, B-52, B-1 ve B-2 kanatları da dahil olmak üzere Hava Kuvvetleri’nin tüm bombardıman güçlerini denetliyor. Stratejik bombardıman uçağı, nükleer üçlüden en esnek olanı ve düşmanların yakınına konuşlandırıldığında en görünür caydırıcı unsur.

2022’den bu yana müttefikler, Çin, Rusya ve Kuzey Kore gibi düşman ilan ettikleri ülkelere karşı ABD’nin nükleer şemsiyesini göstermek amacıyla, Amerika’nın deniz, hava ve kara tabanlı nükleer üçlüsünün kilit noktalarında diyalog toplantıları düzenliyor.

Trump’ın ikinci döneminde bu geleneğin devam etmesi, Japon tarafına genişletilmiş caydırıcılığın öneminin değişmediğine dair güvence verdi.

Stratejik noktalara yapılan ziyaretler, 2022 Haziranındaki diyalog sırasında Georgia’daki Kings Bay Denizaltı Üssü’nde Ohio sınıfı balistik füze denizaltısı (SSBN) USS Maryland’ın teftişiyle başladı.

Ertesi yıl Japonlar, Missouri’deki Whiteman Hava Üssü’nde B-2 hayalet bombardıman uçağını yakından inceledi.

Geçen yıl Japonlar, Wyoming’deki Francis E. Warren Hava Üssü’nde bazı kıtalararası balistik füzeleri gözlemleyerek nükleer füze fırlatma öncesindeki özel prosedürler hakkında bilgi aldı.

Japonya Dışişleri Bakanlığı’nın pazartesi günü yayınladığı basın açıklaması tek bir cümleden oluşuyordu: “Japonya ve ABD, 5-6 Haziran 2025 tarihlerinde Louisiana’daki Barksdale Hava Üssü’nde Genişletilmiş Caydırıcılık Diyaloğu gerçekleştirdi.”

Görüşmeler, 2010 yılında iki hükümet arasında resmi bir diyalog mekanizması olarak kuruldu ve düzenli olarak gerçekleştiriliyor. Amaç, nükleer araçlar da dahil olmak üzere caydırıcılık konusunda karşılıklı anlayış oluşturmak olarak ifade ediliyor.

Diyalogda, iki taraf genellikle bölgesel güvenlik ortamını tartışır ve ittifak savunma duruşu, nükleer ve füze savunma politikası, silah kontrolü ve risk azaltma konularında görüş alışverişinde bulunur.

Görüşmelere Japonya Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı yetkilileri ile Öz Savunma Kuvvetleri ve Japonya’nın Washington Büyükelçiliği mensupları katıldı. ABD tarafını ise Dışişleri Bakanlığı, Pentagon ve ordu yetkilileri temsil etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English