Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Xi’den Blinken’a: ABD olumlu açıklamaları eyleme dökmeli

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Çin’e yaptığı resmi ziyaretin ikinci gününde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile yaklaşık 30 dakikalık bir görüşme yaptı.

Xi, devletler arası etkileşimlerin her zaman karşılıklı saygı ve samimiyete dayanması gerektiğini söyledi ve Blinken’ın bu ziyaretinin ikili ilişkilerin istikrara kavuşmasına olumlu katkılar sağlayacağını umduklarını ifade etti.

Çin Devlet Başkanı konuşmasının başında, “İki taraf, Başkan Biden ve benim Bali’de vardığımız ortak anlayışları takip etme konusunda anlaştılar. İki taraf da ilerleme kaydetti ve bazı belirli konularda anlaşmaya vardı. Bu çok iyi” dedi.

Dünyanın genel olarak istikrarlı bir Çin-ABD ilişkisine ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Xi, iki ülkenin anlaşabilmesi için doğru yolu bulup bulamayacağının, insanlığın geleceğini ilgilendirdiğini belirtti.

Çin Devlet Başkanı, “Amerikalılar gibi Çinliler de onurlu ve kendine güvenen insanlardır. Her ikisinin de daha iyi bir yaşam sürmeye hakkı var. İki ülkenin ortak çıkarlarına değer verilmeli, başarıları birbirleri için bir tehdit değil, fırsattır” ifadesini kullandı.

İki ülkenin tarihe, halka ve dünyaya karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini ve Çin-ABD ilişkilerini doğru bir şekilde yürütmesi gerektiğini vurgulayan Xi, “Bu sayede küresel barış ve kalkınmaya katkıda bulunabilir, değişen ve çalkantılı dünyanın daha istikrarlı, emin ve yapıcı olmasına yardımcı olabilirler” dedi.

Büyük ülkeler arasındaki rekabetin “zamanın trendini temsil etmediğini” söyleyen Xi, bunun, Amerika’nın kendi sorunlarını veya dünyanın karşı karşıya olduğu zorlukları çözmesine katkı sağlamadığını vurguladı.

Xi, Çin’in, ABD’nin çıkarlarına saygı duyduğunu ve ABD’ye meydan okumaya veya onu yerinden etmeye çalışmadığını belirtirken, aynı şekilde ABD’nin de Çin’e saygı duyması ve Çin’in meşru hak ve çıkarlarına zarar vermemesi gerektiğini söyledi ve şunları ekledi: “Taraflardan hiçbiri diğer tarafı kendi iradesiyle şekillendirmeye çalışmamalı, diğer tarafı meşru gelişme hakkından mahrum bırakmamalıdır.”

Çin’in her zaman sağlam ve istikrarlı bir Çin-ABD ilişkisi görmeyi umduğunu vurgulayan Xi Jinping, “iki büyük ülkenin çeşitli zorlukların üstesinden gelebileceğine ve karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliğine dayalı doğru yolu bulabileceğine inandığını” kaydetti.

Çin Devlet Başkanı, ABD’yi rasyonel ve pragmatik bir tutum benimsemeye ve Çin ile aynı yönde çalışmaya çağırırken, Çin-ABD ilişkilerini istikrara kavuşturmak ve geliştirmek için kendisinin ve Başkan Biden’ın Bali’de vardığı ortak anlayışlara bağlı kalması ve olumlu açıklamaları eylemlere dönüştürmesi gerektiğine işaret etti.

Blinken: Taahhütlerimizin arkasındayız

Blinken da, ABD’nin Bali’de iki başkanın belirlediği gündeme geri dönmeye kararlı olduğunu bildirdi.

ABD’nin, Başkan Biden’ın verdiği taahhütlerin arkasında durduğunu vurgulayan Blinken, “ABD, yeni bir Soğuk Savaş peşinde değil, Çin’in sistemini değiştirmeye çalışmıyor, ittifakları Çin’e yönelik değil, Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemiyor ve Çin ile çatışma istemiyor” ifadelerini kullandı.

Blinken, ABD tarafının, Çin tarafıyla “üst düzey bir ilişki içinde olmayı, açık iletişim hatlarını sürdürmeyi, farklılıkları sorumlu bir şekilde yönetmeyi ve diyalog, fikir alışverişi ve işbirliğini sürdürmeyi dört gözle beklediğini” kaydetti.

‘İlişkilerin kötü olmasının sebebi ABD’nin Çin’i yanlış algılaması’

Beş yıl sonra bir ABD dışişleri bakanının Çin’e ilk ziyaretini gerçekleştiren Blinken, aynı zamanda 2018’den beri Çinli liderle görüşen ilk ABD dışişleri bakanı oldu.

Pazartesi sabahı erken saatlerde Çinli üst düzey diplomat Wang Yi ile de bir araya gelen Blinken, önceki gün mevkidaşı Qin Gang ile görüşmüştü.

Blinken ile görüşmede, ABD-Çin ilişkisinin düşük bir noktada olduğunu belirten Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Wang, bunun temel nedeninin ABD’nin Çin’i yanlış algılaması olduğunu söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, görüşmeyi “verimli” olarak nitelendirirken, Blinken’ın, Wang ile üç saatten fazla süren görüşmelerde rekabeti yönetmek için açık iletişim kanallarının öneminin altını çizdiği kaydedildi.

Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Wang, “İnsanlara, tarihe ve dünyaya karşı sorumlu bir tavır almalı ve ABD-Çin ilişkilerindeki inişe geçen sarmalı tersine çevirmeliyiz” dedi.

Çin devlet medyasına göre Wang, ABD’yi Çin’den gelen tehditler hakkında spekülasyon yapmayı bırakmaya, Çin’in bilimsel ve teknolojik gelişimini “bastırmaktan” vazgeçmeye ve iç işlerine karışmaktan kaçınmaya çağırdı.

Vatandaşların ziyaretini kolaylaştırma kararı

ABD Dışişleri Bakanlığı, pazar günü Qin ile yaklaşık 7 buçuk saat süren görüşmeler sırasında Blinken’ın “yanlış algılama ve yanlış hesaplama riskini azaltma gereğini” vurguladığını bildirdi.

Her iki tarafın da vatandaşlarının ziyaretini kolaylaştırmanın önemine vurgu yaptığı ve Çin havayolu hisselerini artıran yolcu uçuşlarını artırmak için çalışma konusunda anlaştığı belirtildi.

Tayvan gündemi

Diğer yandan Tayvan mevzusu ziyaret boyunca gündeme geldi. Wang’ın Tayvan konusunda, “Çin’in uzlaşma veya taviz için yeri yok” dediği kaydedildi.

Ayrıca Qin Gang da, Tayvan sorununun “Çin’in temel çıkarlarının özü, Çin-ABD ilişkilerindeki en önemli sorun ve en belirgin risk” olduğuna işaret etti.

Yeni ziyaretlerin önünü açabilir

Her iki taraftan gelen okumalar, görüşmeleri “samimi, sağlam ve yapıcı” olarak nitelendirdi ve üst düzey etkileşimleri sürdürme isteğini gösterdi.

Washington, Blinken’ın yanlış algılama riskini azaltmak için açık iletişim kanallarını korumanın önemini vurguladığını, Pekin’in ise istikrarlı, öngörülebilir ve yapıcı bir ilişki kurma taahhüdünü ifade ettiğini söyledi.

Blinken’ın ziyaretinin önümüzdeki aylarda ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ve Ticaret Bakanı Gina Raimondo’nun olası gezileri de dahil olmak üzere daha fazla ikili görüşmenin önünü açması bekleniyor.

Biden ve Xi, Kasım ayında Endonezya’nın Bali adasında 20 büyük ekonomiden oluşan Grup zirvesinin oturum aralarında uzun zamandır beklenen ilk yüz yüze görüşmeleri gerçekleştirmiş ve ilişkiyi istikrara kavuşturma kararı almıştı, ancak o zamandan beri bağlar giderek kötüleşti.

DİPLOMASİ

AB ve Mercosur aralık başında ticaret anlaşmasına varmayı hedefliyor

Yayınlanma

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan kişilerin POLITICO’ya verdiği bilgiye göre, Avrupa Komisyonu ve Mercosur ülkeleri uzun süredir devam eden ticaret anlaşması müzakerelerini aralık ayı başında sonuçlandırmayı hedefliyor.

Çiftçilerin çarşamba günü Brüksel’de ve bu hafta içinde de Fransa’da anlaşmaya karşı mitingler düzenlemesi bekleniyor.

Önümüzdeki hafta Rio de Janeiro’da yapılacak olan G20 liderler zirvesi, üzerinde çeyrek asırdır çalışılan anlaşmanın yapılacağı an olarak görülüyordu.

“Tüm kartlar masada. Ursula’nın [von der Leyen] boş yere uçmaması için bir anlaşmanın yakın olduğundan emin olmak istiyorlar,” diyen AB-Mercosur görüşmelerine aşina bir kişi, zirvenin Çin’in gölgesinde geçmesinden endişe edildiği için anlaşmanın imzalanmasının ertelenebileceğini kaydetti.

Bir Komisyon yetkilisi, kalan boşlukları kapatmak üzere 25 Kasım haftasında Brezilya’da yüz yüze bir görüşme turunun planlandığını söyledi. Yetkili, anlaşmanın sonuçlandırılması için bir zaman çizelgesi vermekten kaçındı ama Mercosur ülkelerinin (Brezilya, Arjantin, Uruguay, Paraguay ve yeni gelen Bolivya) anlaşmanın bir an önce imzalanması için baskıyı artırdıklarını vurguladı.

Uruguay, Javier Milei liderliğindeki Arjantin’in bloğun dönem başkanlığını devralacağı 2-4 Aralık tarihleri arasında Mercosur zirvesine ev sahipliği yapacak.

Çin korkusu AB’yi anlaşma için hızlanmaya zorluyor

“Otomobiller için inekler” anlaşması ticaret engellerini kaldıracak ve küresel GSYİH’nin beşte birini oluşturan yaklaşık 800 milyon kişilik bir ortak pazar yaratacak. Almanya’nın başını çektiği Avrupalı ülkeler için bu anlaşma, Çin’in Güney Amerika kıtasındaki iktisadi etkisini genişletmesi ve Avrupalı işletmeleri bir kenara itmesi nedeniyle gecikmiş bir anlaşma.

AB’nin yeni dışişleri bakanı Kaja Kallas salı günü yaptığı açıklamada, “[Mercosur] ile bir ticaret anlaşması yapmazsak, bu boşluk gerçekten Çin tarafından doldurulacak,” dedi. Eski Estonya Başbakanı, 2020 ile 2022 yılları arasında Latin Amerika’daki Çin yatırımlarının 34 kat arttığını söyledi.

Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan kişiler, müzakerelerin henüz sonuçlanmadığını, kamu alımları, anlaşmanın çevresel bölümleri ve yasal yapısıyla ilgili konuların resmi olarak kapanmadığını söyledi.

Mercosur ülkeleri özellikle AB’den daha fazla esneklik ve yerel şirketlere AB’li rakipleriyle rekabet etme şansı vermek için zaman istiyor. Brezilya da kendi yerel otomobil endüstrisini AB’nin özellikle elektrikli araç ithalatından korumak istiyor.

Fransa hâlâ ayak sürüyor ama Macron’un bu sefer işi zor

Fransa Ticaret Bakanı Sophie Primas daha önce POLITICO’ya Mercosur ülkelerinin Mercosur zirvesine kadar anlaşmayı tamamlamak için acele ettiklerini söylemişti. Primas, AB’nin anlaşma yoluyla Çin’in Latin Amerika’daki hegemonyasına meydan okuyabileceği fikrine pek inanmıyor.

Tarımsal gıda ithalatı dalgasından korkan Fransa, geçen ocak ayında Mercosur müzakerelerini tam da bitmeye yaklaşmışken engellemeyi başarmıştı. Fakat bu kez, Avrupa Parlamentosu ve Ulusal Meclis seçimlerdeki yenilgilerin ardından nüfuzunu kaybeden Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un anlaşmayı durdurması daha zor olacak.

Bu arada Fransa’nın iki meclisinden 600’den fazla Fransız milletvekili Le Monde gazetesinde Leyen’e seslenerek, “Mercosur ile bir anlaşmanın imzalanması ve kabul edilmesi için demokratik, iktisadi, çevresel ve sosyal koşulların karşılanmadığını” söyleyerek anlaşmanın yapılmaması için bir çağrı yayınladı.

Paris, Roma’yı anlaşmaya karşı çıkmaya ikna edemedi

Paris’in, üye ülkeler arasında nihayet oylamaya sunulduğunda anlaşmayı engellemek için ihtiyaç duyacağı (AB nüfusunun en az yüzde 35’ini temsil eden) nitelikli azınlığı bir araya getirmesi pek mümkün görünmüyor.

Geçtiğimiz haftalarda Paris, diğer AB ülkelerini anlaşmayı engellemeye ikna etmek için diplomatik bir atak başlattı.

Dosya hakkında doğrudan bilgi sahibi iki diplomata göre Fransa, İtalyan hükümetini ikna etme çabalarında başarısız oldu.

Roma, Fransa’da olduğu gibi İtalya’da da siyasi patlamaya yol açabileceği endişesiyle anlaşmayı şu ana kadar sadece çekingen bir şekilde savunuyordu.

“Fransa’nın direnişi sembolik, savaşı çoktan kaybetti”

Macron, Brezilya’daki G20’ye zirvesine katılmadan önce cumartesi günü Milei ile görüşmek üzere Arjantin’e giderken, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni de 20 Kasım’da Buenos Aires’i ziyaret edecek.

Fransız bakanlar kamuoyu önünde anlaşmaya karşı çıkarken ve anlaşmayı engelleyen azınlığı bir araya getirme çabalarını artırırken, Başbakan Michel Barnier düşük bir profil çizdi.

Barnier bugün (13 Kasım) Brüksel’de Leyen ve AB ticaret komiseri Valdis Dombrovskis ile görüşecek. Ofisinden yapılan açıklamaya göre, muhafazakar başbakanın mevcut haliyle karşı çıktığı Mercosur anlaşmasını gündeme getirmesi bekleniyor.

Eleştirmenler Fransa’nın muhalefetinin sembolik olduğunu ve Paris’in savaşı çoktan kaybettiğini söylüyor. 

Fransa yıllardır Paris iklim anlaşmasına saygı gösterilmesini, yani Mercosur ülkelerinin iklim hedeflerini ihlal etmeleri halinde anlaşmanın askıya alınmasını ve ormansızlaşmaya karşı yasal olarak bağlayıcı yükümlülükler getirilmesini talep ediyordu.

Fransa’ya güvence vermek ister gibi görünen Avrupa Komisyonu, Mercosur ülkelerinin bu hükümlere yönelik herhangi bir yaptırıma karşı çıkacaklarını defalarca vurgulamalarına rağmen, müzakerelerin son aşamasında Fransız taleplerini kabul etmek için mücadele edeceğinin sinyalini verdi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Peru’nun Çin tarafından inşa edilen mega limanı bölgesel ticareti dönüştürmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Peru’nun Pasifik kıyısında Çin tarafından inşa edilen ve bölgesel ticareti dönüştürecek olan Chancay Limanı’nda kurdele kesimi öncesinde Çin yapımı ZPMC insansız vinçler rıhtımda sıralandı.

BYD kamyonetler mühendisleri taşımak için hazır beklerken, Huawei 5G internet kuleleri de otomatik operasyonu yürütmek için yeni inşa edildi.

Financial Times’a göre, perşembe günü açıldığında Chancay’i işletecek olan Çin devletine ait denizcilik devi Cosco Shipping’in liman halkla ilişkiler müdürü Mario de las Casas, “Her şey Çin malı,” dedi. Peru ve Çin bayrakları sokak lambalarında dalgalanırken “Bu sadece Peru için değil tüm bölge için büyük bir fırsat” diye ekledi.

Perulu yetkililer, Cosco’nun yerel madenci Volcan ile birlikte inşa ettiği limanın, büyük bir bakır ve meyve üreticisi olan Peru’yu Güney Amerika’nın Singapur’una dönüştüreceğini ve derin sularında daha büyük gemileri barındırabileceği için kıtanın Pasifik kıyısı boyunca deniz ticaretini alt üst edeceğini savunuyor.

Ancak, Çin’in diğer bir dizi altyapı yatırımını takip eden 3,6 milyar dolarlık projenin, aslında Peru’nun liman üzerindeki egemenliğini devretmesi anlamına geldiği yönünde eleştiriler de var.

Latin Amerika’da artan Çin etkisinin stratejik bir sorun teşkil ettiğini düşünen ABD, limanın Çin savaş gemileri tarafından kullanılabileceği uyarısında bulundu. Bu gelişme, Çin’e karşı daha sert bir tutum takınan ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’la bir çekişme alanı yaratabilir.

Devlet ziyareti öncesinde APEC zirvesine katılmak üzere bu hafta Peru’da bulunan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, perşembe günü Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte ile birlikte 80 km uzaklıktaki Lima’dan video bağlantısı yoluyla Chancay’ın açılışına katılacak.

ABD Başkanı Joe Biden da başkan olarak Güney Amerika’ya yaptığı ilk ve son ziyaretinde APEC zirvesi için kentte olacak.

Mayıs ayında, Cosco ile yaşanan bir anlaşmazlığın ortasında, Perulu kanun koyucular Cosco’ya Chancay’ı işletmesi için münhasır haklar tanıyan bir yasa çıkardılar. Bazı analistlere göre bu, Peru’nun dünyaya açılan penceresi olan kendi limanları üzerindeki egemenlik iddiasının özüne aykırı.

Peru Ulaştırma Bakanı Raúl Pérez-Reyes, Chancay’in Peru’nun gümrük ve liman yetkilileri tarafından denetleneceğini savunarak bu endişelere yanıt verdi.

Pérez-Reyes, “Bu durumda bu bir Çin sermayesi yatırımıdır, ancak İngiliz veya Kuzey Amerika sermayesi ile tamamen aynıdır … hiçbir durumda egemenliğimiz kaybolmaz” dedi.

Limanın Peru’nun gelişen tarım sektörünün büyümeye devam etmesini sağlayacağını söyledi. “Chancay’in yapacağı şey kargonun bir kısmını yeniden yönlendirmek ve doğrudan Asya’ya göndermek olacak”diye ekledi.

Cosco, 3.6 milyar dolarlık inşaat maliyetinin 1.3 milyar dolarlık kısmının ilk aşamada yatırıldığını söyledi. Derin su limanı, konteynerler için bir endüstri standardı olan 22.000 yirmi fit eşdeğer birim veya TEU kapasitesi ile dünyanın en büyük nakliye gemilerinden bazılarını yanaştırabilir. Güney Amerika’nın Pasifik kıyısındaki başka hiçbir liman bu büyüklükteki gemileri kabul edemiyor.

Chancay, daha önce Peru’dan Çin’e 35 gün süren yolculuğu en az 10 güne indirecek, yani gemiler artık Meksika’nın Manzanilla limanında ya da Kaliforniya’nın Long Beach limanında mola vermek zorunda kalmayacak.

Cosco, bazen Asya’ya ya da Panama Kanalı üzerinden doğuya giden Brezilya kargolarının da en az 10 günlük seyahat süresinden tasarruf edeceğini söyledi.

Mayıs ayında kabul edilen bir kabotaj yasası, kargonun karaya çıkmadan önce Peru limanları arasında hareket etmesine olanak tanıyarak yollarda harcanan zamandan tasarruf edilmesini sağlayacak. Cosco, Ekvador, Şili ve Kolombiya’dan küçük gemilerin Peru’nun diğer limanlarına mal gönderebileceğini söyledi. Bu mallar daha sonra Chancay’e taşınacak ve buradan ihraç edilecek.

Pérez-Reyes, Peru’nun Pasifik kıyısına ulaşmadan önce Brezilya’nın tarım merkezleri Acre ve Rondônia’dan geçen Güney Okyanuslararası Otoyolu’nun kullanılmasıyla Brezilya’nın da bundan faydalanacağını söyledi.

ABD-Çin rekabeti

Pekin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin bir parçası olan Chancay, Çinli bir madenci olan MMG’ye ait Peru’nun en büyük bakır madeni Las Bambas’ı da içeren Çin yatırımları portföyüne ekleniyor.

Nisan 2023’te China Southern Power Grid, ülkenin başkenti Lima’nın kuzey kesimine elektrik sağlayan Enel’in Peru elektrik işini satın aldı. Lima’nın elektrik arzının geri kalanı 2020 yılında, Peru’da bir hidroelektrik barajına da sahip olan Çin’in Three Gorges Corporation şirketine satıldı.

Peru mart ayında, Ica yakınlarında bir demir cevheri madeni işleten Çinli Jinzhao şirketinin bir iştirakine güneyde bir liman inşa etme ve işletme imtiyazı verdi.

Buna karşılık Peru Ticaret Bakanı Úrsula León, ABD’nin yatırım yapma fırsatını kaçırdığını söyledi. Pekin ve Washington’un Lima ile serbest ticaret anlaşmaları bulunuyor ve ilkinin Xi’nin ziyareti sırasında STA’sını güçlendirmesi bekleniyor.

Çin, Peru’nun en büyük ticaret ortağı ve 2023 yılında toplam 23.1 milyar dolar değerindeki ihracatın büyük kısmını bakır, demir ve balık unu oluşturdu. ABD’ye yapılan ihracat ise 9.1 milyar dolar.

ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin Peru ile Chancay’i görüştüğünü ve “tüm kilit altyapı projeleri için yeterli gözetim, güvenlik, düzenleme ve adil rekabetin önemini” dile getirdiğini söyledi.

Yetkili, “Ortaklarımızdan ABD ve [Çin] arasında seçim yapmalarını istemiyoruz, ancak ABD ile ortaklığın faydalarını gösteriyoruz” dedi.

Çin şu anda Güney Amerika’nın en büyük ticaret ortağı ve kritik madenler, ulaşım ve enerji projelerinde önemli bir yatırımcı. Pekin, Washington’un hegemonya ve jeopolitik avantaj arayışı olarak adlandırdığı yaklaşıma karşıt bir yaklaşımla, denizaşırı projelerinin karşılıklı fayda sağlamayı amaçladığını söylüyor.

Analistler, ABD başkanı seçilen Trump’ın korumacı politikalar izlemesi ve Çin’e karşı sert bir tutum takınması beklendiğinden Peru’nun arada kalabileceği görüşünde.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Japonya ve Birleşik Krallık, Trump’ın gümrük vergileri olasılığı öncesi ikili ekonomi diyaloğu başlatacak

Yayınlanma

Japonya ve Birleşik Krallık, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın yüksek gümrük vergileri getirme ihtimaline ilişkin endişelerin arttığı bir ortamda, dışişleri ve ticaret bakanlarının düzenli olarak bir araya geldiği “iki artı iki” diyaloğunun ekonomik versiyonunu başlatmaya hazırlanıyor.

Her iki ülkeden hükümet yetkililerine göre Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ve İngiliz mevkidaşı Keir Starmer, 18 Kasım Pazartesi günü G20 zirvesinin başlayacağı Rio de Janeiro’da bir araya gelecek. İki ülke ikili ekonomik diyalog kurmayı hedefliyor.

Bu hamle Trump’ın geçen hafta kazandığı ABD başkanlık seçimlerini ve gelecek yıl ocak ayında Beyaz Saray’a dönüşünü takip ediyor. Seçim kampanyası sırasında Trump, Çin’den yapılan ithalata %60, Japonya ve İngiltere de dahil olmak üzere diğer ülkelerden yapılan ithalata ise %10 ila %20 oranında gümrük vergisi getirme sözü vermişti.

Yeni Japonya-İngiltere diyaloğunun amacı, serbest ticaret de dahil olmak üzere uluslararası ekonomik düzeni korumak için birlikte çalışmak olarak lanse edildi.

Toplantı katılımcıları stratejik ve jeopolitik perspektiften bir dizi konuyu ele alacaklar. İki ortağın gümrük tarifelerinde artıştan kaçınmak için ABD ile bir ticaret diyaloğu arayışı hakkında konuşması bekleniyor. Kaynaklar ayrıca, ABD’nin ithalat vergilerini gerçekten artırması halinde iki ülkenin karşı önlemleri tartışabileceğini ima etti.

2023 yılında Japonya’nın ihracatının %20’sinin ve Birleşik Krallık’ın ihracatının %15’inin ABD’ye yapılması, gümrük vergisi artışlarının potansiyel zararının altını çiziyor.

Birleşik Krallık ayrıca Japonya ile olan ortaklığını, 2020’de Avrupa Birliği’nden ayrıldıktan sonra azalan nüfuzunu telafi etmek için kullanmayı umuyor.

Bir önceki Trump yönetimi sırasında, İngiltere’nin o dönemde üyesi olduğu AB, Washington’un yüksek ithalat vergilerine karşılık olarak ABD çeliği ve motosikletlerine misilleme gümrük vergileri uygulamıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English