Bizi Takip Edin

RUSYA

‘Rusya Merkez Bankası’ndan para politikasını sıkılaştırma sinyali

Yayınlanma

Rusya Merkez Bankası, eylül ayı toplantısında baz faiz oranını yüzde 19’a yükseltirken, ekim ayında yeni bütçe projeksiyonlarını dikkate alarak para politikasını sıkılaştırabileceğini duyurdu. 2025 yılı bütçe açığının yüzde 0,5 seviyesinde olacağı öngörülürken, enflasyonun yüzde 6,5 ila 7 aralığında gerçekleşmesi bekleniyor.

Rusya Merkez Bankası, yaptığı açıklamada, eylül ayı toplantısına katılan yönetim kurulu üyelerinin mevcut ekonomik koşullarda en ihtiyatlı kararın baz faiz oranını yüzde 19’a yükseltmek olduğu konusunda ‘geniş bir fikir birliğine’ vardıklarını belirtti. Ancak, ekim ayında yapılacak tahminlerde yeni bütçe parametrelerinin dikkate alınacağı ifade edildi.

Merkez Bankası’nın henüz tahminlerine dahil etmediği yeni bütçe projeksiyonlarına göre, Rusya hükümeti 2025 yılında federal bütçe harcamalarını mevcut yıla kıyasla yüzde 9 oranında artırmayı planlıyor. Ayrıca, gelecek yıl için öngörülen artış yüzde 20,6 olacak.

Kurum, faiz oranını yüzde 19’a yükseltirken, maliye politikasının normalleşme sürecine ilişkin baz senaryoda herhangi bir değişiklik olmayacağını varsaymıştı. Bu varsayım, 2025 yılında federal bütçe harcamalarının bütçe kuralı ilkelerine uygun olarak şekilleneceği ve ardından sıfır faiz dışı açığın korunmasıyla maliye politikasının kademeli olarak normalleşeceği öngörüsüne dayanıyor.

Tahminlere göre, 2025 yılında bütçe açığı 1,17 trilyon ruble ya da gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 0,55’i kadar olacak. Maliye Bakanlığı’na göre, 2026 yılında bu açık GSYİH’nin yüzde 0,9’una, 2027 yılında ise yüzde 1,1’ine çıkacak.

Rusya Merkez Bankası, “Makroekonomik tahminlerimizde, 2024 sonbaharında federal bütçe taslağının yayımlanmasının ardından güncellenen maliye politikası parametrelerini dikkate alacağız,” açıklamasını yaptı.

Bir sonraki Merkez Bankası toplantısı, güncellenmiş tahminlerle birlikte 25 Ekim’de yapılacak.

Eylül toplantısının özetinde, temmuz ayındaki temel tahminle kıyaslandığında, orta vadeli enflasyon yörüngesinde belirgin bir sapma olmadığı belirtilmişti.

Mevcut tahmin, 2024 yılı sonunda enflasyonun yüzde 6,5 ila 7,0 arasında olacağını öngörüyor. Kurum, ekim ayında enflasyon tahmininin yükseltileceğini daha önce doğrulamıştı.

Merkez Bankası, “Daha yüksek bir bütçe açığı, bütçenin parasal büyüklüklerin artmasına ve kamu sektörünün toplam talebe daha fazla katkı yapmasına neden olacak. Dolayısıyla, toplam talebin dengeli bir yörüngede tutulması ve enflasyon hedeflerinin korunması için ekonomiye yönelik daha kısıtlı kredi büyümesi ve dolayısıyla daha sıkı bir para politikası gerekecek,” değerlendirmesinde bulundu.

Kurum ayrıca, kredi dinamiklerini etkileyen çeşitli piyasa dışı faktörler göz önüne alındığında, kredi piyasasının piyasa segmentinde daha belirgin bir soğuma gerektiğini ifade etti.

Açıklamada, “Artan arz yönlü kısıtlamalar nedeniyle ekonomik faaliyetin yavaşladığına dair belirtiler, soğuyan talep nedeniyle yavaşlamaya dair işaretlerden daha fazla. Süregelen yüksek enflasyonist baskılar da bu durumu teyit ediyor,” denildi.

Rusya’da hükümet ve Merkez Bankası, enflasyonla mücadele için eylem planı hazırladı

RUSYA

Rusya Maliye Bakanlığı: Blockchain teknolojisi bankaların iş modellerini değiştirebilir

Yayınlanma

Rusya Maliye Bakan Yardımcısı İvan Çebeskov, blockchain teknolojisinin Rus bankalarının iş modellerini değiştireceğini ve maliyetlerin düşmesine katkı sağlayacağını belirtti.

Çebeskov, Rusya Bankalar Birliği’nin düzenlediği forumda yaptığı açıklamada, “Bu teknolojinin kullanılmasıyla finans sektörünün iş modeli değişebilir. Blockchain ve merkeziyetsiz finans, aracıları ortadan kaldırarak finans sektöründe yaptığımız her şeyi yapmamıza olanak tanıyor,” ifadelerini kullandı.

Geçmişte sadece bankalar ve finans şirketlerinin, bireylerin ve kurumların finansal işlemler yapmasını sağladığını ve büyük, güvenli ofisler aracılığıyla tüketici güveni inşa ettiğini kaydeden Çebeskov, “Bugün, bankaların ve finansal aracıların iş modelinin dönüşebileceği bir yol ayrımındayız. Zira finansal altyapıda güven sağlayan yeni teknolojiler ortaya çıktı. Bu güven, finansal sistemin aynı anda hem kimseye hem de herkese ait olmasından kaynaklanıyor,” dedi.

Çebeskov, dünya çapında popüler olan kripto para birimleri Bitcoin ve Ethereum’a da atıfta bulunarak, “Bankaların bu teknolojileri sindirip sindiremeyeceğini söylemek zor. Ancak pek çok bankamızın en azından bu teknolojilerin geliştirilmesinde aktif rol aldığını görüyoruz,” diye konuştu.

Yetkili, “Finans piyasamızın ve mevcut katılımcılarımızın bu teknolojiye adapte olabileceğine ve hatta iyi bir şekilde entegre olup finansal altyapının bir parçası haline geleceğine dair umutluyuz,” diye ekledi.

Bununla beraber bankaların hâlihazırda yapay zekâyı aktif olarak kullandığını ve bu teknolojinin büyük bankaların iş modellerini değiştirdiğini de kaydeden Çebeskov, şöyle devam etti:

“Bu teknoloji yalnızca aracıları ortadan kaldırmakla kalmaz, birçok işlemde insan müdahalesine de gerek bırakmaz. Finansal danışmanlık, planlama gibi alanlarda şimdiden değişimler görüyoruz. Bana öyle geliyor ki, önümüzdeki 10 yıl içinde bu sektörlerde büyük ilerlemeler olacak, hatta buna bir devrim bile diyebiliriz. Çünkü finansal danışmanların yerini, finans şirketlerinde oluşturulacak GPT sohbet robotları alabilir.”

Ayrıca Çebeskov, finansal olmayan şirketlerin de bu tür hizmetleri kullanabileceğini kabul ederek “Merkez Bankası’ndaki meslektaşlarım ve ben, açık arayüzler konusunu tartışıyoruz. Merkez Bankası bu konuda birkaç yıldır çalışmalar yürütüyor. Bu, teknolojik aracılara izin vermeye yönelik bir adım olabilir,” değerlendirmesini yaptı.

Önümüzdeki dönemde teknoloji şirketlerinin büyük finansal kuruluşlardan ne kadar pazar payı alabileceğini görmenin ilginç olacağını dile getiren yetkili, “Piyasa ya payını yeni aktörlere ve yeni teknolojilere verecek ya da bu teknolojileri sindirecek. Ancak her durumda, bu teknolojilerin daha fazla benimsenmesiyle birlikte düzenleyici yaklaşımların da değişmesi gerekecek,” diye konuştu.

Rusya, akıllı sözleşmelerin ve yapay zekânın nasıl çalışacağını ve hangi ilkelere göre finansal hizmetler sağlayacağını düzenlemeyi hedefliyor. Maliye Bakanlığı, doğrudan finansal aracıları — bankalar, brokerler ve diğer menkul kıymet piyasası oyuncularını — düzenlemekten, teknolojiye odaklanan bir düzenleme modeline geçmenin mümkün olduğuna dikkat çekiyor.

Çebeskov, “Yani, blockchain üzerindeki bir akıllı sözleşmenin nasıl işleyeceğini, yapay zekâyla çalışan bir asistanın hangi kriterlere göre kararlar alacağını ve doğru finansal hizmetlerin sağlanması için hangi kuralların geçerli olacağını düzenlemek zorunda kalacağız. Bu, bizim için büyük bir zorluk olacak,” yorumunu yaptı.

Rusya Merkez Bankası’nın eski birinci başkan yardımcısı ve şu anda Moskova Borsası’nın denetim kurulu başkanı olan Sergey Şvetsov ise bu sürecin, Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı’nın daha yakın iş birliğini gerektireceğini ekledi.

Aksakov: Kripto borsalarının oluşturulması ve işleyişi için hala yasal bir mekanizma yok

Okumaya Devam Et

RUSYA

Kremlin: Rusya’nın nükleer doktrininde değişiklik olmayacak

Yayınlanma

Kremlin, Rusya’nın nükleer doktrininde yakın zamanda bir değişiklik öngörmediğini açıkladı. Sözcü Dmitriy Peskov, mevcut doktrinin şimdilik sabit kalacağını ve belgenin revize edilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü belirtti. Ancak, bu değişikliklerin kamuoyuyla paylaşılıp paylaşılmayacağına dair henüz bir karar verilmedi.

TASS ajansının aktardığına göre Peskov, konuyla ilgili olarak, “Şu anda belgede yapılacak düzenlemeler formüle edildi. Burada bahsedilenler, nükleer caydırıcılık alanındaki devlet politikasının temel unsurlarıdır. Bu ikinci belge ile birlikte, gayri resmi olarak ‘nükleer doktrin’ dediğimiz şeyi oluşturuyorlar. Dün Devlet Başkanı tarafından ana dokümanlar açıklandı,” dedi. Değişikliklerin ne zaman yayımlanacağına ilişkin soruya ise Peskov, “Bu konuda şu an için bir bilgi veremem,” yanıtını verdi.

Bunun yanı sıra Peskov, yapılacak düzenlemelerin Batı’ya yönelik bir mesaj niteliği taşıdığını vurguladı. Özellikle, Rusya’ya karşı nükleer olmayan çeşitli yollarla saldırılmasının sonuçları konusunda uyarıda bulundu. Ancak, bu değişikliklerin henüz küresel durumu etkilemediğini de ekledi: “Hayır, henüz bir etkisi olmadı. Zaten tüm dünya ve sağduyulu insanlar, nükleer potansiyelimizin ve bu gücün caydırıcı rolünün farkında.”

Medvedev’den sert açıklamalar

Diğer yandan Rusya’nın Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev de nükleer doktrindeki değişiklikleri değerlendirdi. Medvedev, önerilen adımların ‘kendini koruma içgüdüsünü kaybetmemiş muhaliflerin cesaretini kırabileceğini’ belirtti.

Medvedev, Telegram kanalında, “Eh, aptallar için geriye sadece eski bir Roma özdeyişi kaldı: Caelo tonantem credidimus Jovem regnare (Gök gürlediğinde Jüpiter’in hükmettiğine inandık, ed. n.),” ifadesini kullandı.

Medvedev, ayrıca Rusya’nın nükleer silah kullanabileceği her durumun birçok faktörle değerlendirilmesi gerektiğini ve bu kararı doğrudan Vladimir Putin’in vereceğini söyledi. Temel değişiklikler arasında, nükleer bir güç tarafından desteklenen nükleer olmayan bir devletin Rusya’ya karşı saldırısının ortak bir saldırı olarak kabul edileceği maddesi yer aldı. Yetkili, “Hangi ülkelerden bahsedildiği herkes için açık,” diye ekledi.

Bir diğer önemli yenilik ise Belarus’a, Rusya’nın en yakın müttefiki olarak ‘eşdeğer nükleer savunma’ sağlanması. Medvedev bu adımın, ‘Polonya ve pek çok NATO pigmesi için ‘hoş bir sürpriz’ olacağını’ ifade etti. Ayrıca, Putin’in önerdiği değişikliklerin sadece ‘çürümüş neo-Nazi rejimi’ değil, Rusya’nın tüm düşmanları için de bir uyarı niteliği taşıdığını dile getirdi.

Rusya, Sovyet döneminden bu yana ilk nükleer denemeye hazır olduğunu açıkladı

Putin ne önerdi?

Dün yapılan Güvenlik Konseyi toplantısında Rusya Devlet Başkanı Putin, nükleer doktrinin revizyonuna ilişkin yeni önerileri sundu. Bu öneriler arasında, nükleer bir güç tarafından desteklenen nükleer olmayan bir devletin Rusya’ya karşı saldırısının ortak bir saldırı sayılacağı maddesinin güncellenmesi yer aldı.

Putin ayrıca, stratejik hava kuvvetleri, seyir füzeleri, hipersonik araçlar ve insansız hava araçlarının kitlesel olarak fırlatılacağına dair güvenilir bilgi alınması halinde nükleer silah kullanımına dair bir hükmün doktrine eklenmesini önerdi.

Bu, Batı tarafından uzun menzilli sistemlerin Rusya topraklarını vurmak amacıyla kullanılması durumunda, Rusya’nın Ukrayna’ya nükleer silahla karşılık verebileceği anlamına geliyor.

Bunun yanı sıra, Putin Belarus’a yönelik bir saldırı durumunda, saldırı konvansiyonel silahlarla yapılsa dahi nükleer silah kullanma hakkının tanınmasını teklif etti.

Diğer yandan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in danışmanı Andrey Yermak, Moskova’nın önerdiği değişiklikleri ‘nükleer şantaj’ ve ‘gözdağı’ olarak nitelendirdi. Yermak, bu tür tehditlerin işe yaramayacağını savundu.

Putin’den Rusya’nın uzun menzilli yabancı füzelerle vurulması halinde Ukrayna’ya nükleer saldırı uyarısı

Okumaya Devam Et

RUSYA

Çinli şirketler, Rusya ile iş yapmak için yeni tüzel kişilikler kuruyor

Yayınlanma

Çinli şirketler, Rusya ile iş birliklerini sürdürebilmek için yaptırımlardan kaçınma amacıyla Çin’de yeni tüzel kişilikler oluşturmaya başladı.

Konuya aşina dört kaynağın Vedomosti gazetesine verdiği bilgilere göre, Çinli tedarikçiler ve ödeme aracıları, ikincil yaptırımlara maruz kalmamak adına Rus ortaklarıyla çalışmak için Çin’de yeni tüzel kişilikler oluşturmaya başladı.

Bu uygulamanın Çin’de nispeten yeni olduğu belirtiliyor. Büyük tedarikçiler, Rus muhataplarıyla iş birliklerini sürdürebilmek amacıyla yan kuruluşlar kuruyor ve daha önce Rusya ile ticaretten sorumlu olan ana şirket yöneticilerini bu yeni kuruluşlara aktarıyor.

İhracatçılar ve İthalatçılar Birliği Başkan Yardımcısı Artur Leer, tedarik zincirinde üçüncü ülkelerden şirketlerin dahil olmasının zaten yaygın bir yöntem olduğunu belirtti. Ayrıca Leer, etkileşim süreçlerinin oluşturulması ve değişkenliğinin, malların tedarik edilme isteğine bağlı olduğunu ifade etti.

Buna karşın, Çinli bir lojistik şirketinden bir kaynak, Rus ithalatçılarla yapılan işlerin yeni tüzel kişiliklere devredilmesinin, halihazırda zor olan ödeme süreçlerini daha da karmaşıklaştırdığını dile getirdi.

Kaynağa göre, ödeme geçişi genelde Çinli ihracatçının bankası için ne kadar önemli bir müşteri olduğuna ve Rus ithalatçının banka aracılığıyla yaptığı ödemelerin geçmişine bağlı olarak şekilleniyor.

Blank Bank for Business’ın dış ticaret faaliyetleri müdürü Anastasya Sorokina, hem Çin hem de Rusya’daki tüm katılımcıların olası yaptırım risklerini azaltmak amacıyla daha bireysel ve düşük riskli iş birliği planları aradıklarını söyledi.

O2 Consulting hukuk firmasının kıdemli ortağı Tatyana Safonova ise bu tür kararların genelde iş dünyasının risk iştahına bağlı olduğunu, bazı şirketlerin mevcut durumu bir tehdit olarak görürken, diğerlerinin bunu bir fırsat olarak değerlendirdiğini ifade etti. Ancak Safonova’ya göre zaman, sürece dahil olan herkesin aleyhine işliyor: Mevcut siyasi durum ne kadar uzun sürerse, ödemeler, tedarik ve lojistik gibi konulardaki sorunlar da o kadar derinleşiyor.

Daha önce Çinli tedarikçilerin, ürünlerin Rusya’ya üçüncü ülkeler üzerinden ihraç edilmesini talep etmeye başladığı bildirilmişti. Bu uygulama başlangıçta elektronik gibi belirli dış ekonomik faaliyetler kodlarına dahil olan ürünler için geçerliydi, ancak daha sonra diğer ürünlere de yayılmıştı.

İthalatçı Atvira şirketinin genel müdürü Yekaterina Kizeviç, Çinli şirketlerin Rusya ile iş yapmaktan çekinmeye başladığını dile getirdi. Aynı zamanda, Rus ithalatçılar, üçüncü ülkeler üzerinden malların teslim yollarının henüz ‘test edilmemiş’ olması ve nakliye konusunda yaşanan zorluklar nedeniyle sıkıntılarla karşı karşıya.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, Çinli ihracatçılarla iş yapmanın alternatif yollarının ek maliyetlere yol açacağını ve bunun da Rusya’daki ürünlerin nihai fiyatını artıracağını söyledi.

Daha önce, Çin bankalarının Rus şirketlerinden gelen ödemeleri kabul etmeyi reddetmesi, Rusya’nın Çin ile ticaretini zorlaştırmıştı. Bu durum, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya yönelik 12. yaptırım paketinin yürürlüğe girmesi ve ABD Başkanı Joe Biden’ın, Rusya’nın savunma sanayii ile iş birliği yapan veya yaptırım uygulanan alt kuruluşlara destek veren üçüncü ülke bankalarına kısıtlamalar getirme yetkisi veren kararnameyi imzalamasından sonra gerçekleşmişti.

Bununla birlikte Çin Genel Gümrük İdaresi’ne göre, bu yılın ocak-haziran döneminde Çin ile Rusya arasındaki ticaret hacmi, 2023’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 1,6 artarak 136,67 milyar dolara ulaştı.

Çinli tedarikçi yükleme için Rusya’daki alıcıdan ön ödemenin teyidini istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English