Asya
‘Yüksek kaliteli kalkınma hedefi Çin’in önünde duran zorlu bir görev’

Yaklaşık 20 yıldır ÇKP’yi ve Çin Ulusal Halk Kongresi toplantılarını takip eden Prof. Dr. Seriye Sezen, ‘iki toplantı’ya ilişkin sorularımızı yanıtladı: ‘Çin liderliği, ekonomik sorunlarla anılmak yerine, küresel sorunlara yönelik politikalarıyla ve dış politikasıyla uluslararası kamuoyunda yer almak istedi.’
‘İki toplantı’ olarak bilinen Çin’in en üst düzey yasama organı ve en üst düzey siyasi danışma kurulunun (Çin Ulusal Halk Kongresi ve Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı) bu yılki toplantıları sora eriyor. Halk Siyasi Danışma Konferansı pazar günü kapanış oturumunu yaptı. Ulusal Halk Kongresi de pazartesi günü Pekin’deki Büyük Halk Salonu’nda kapanışını yapacak.
2024 Pekin için, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 75. yıl dönümü olması ve 14. Beş Yıllık Plan’ın uygulanması açısından önemli bir yıl olarak görülüyor.
Bu yılki toplantılarda, büyüme hedefi ve nitelikli ekonomik kalkınma, finansal sistemde reform, özel sektörün teşviki ve piyasayı istikrara kavuşturma, yeni üretici güçler ve yüksek kaliteli kalkınma, nitelikli dışa açılmanın hızlandırılması, yaşlı nüfus ve düşen doğum oranları, askeri teknolojinin gelişimi önemli gündem başlıklarıydı.
İki toplantıdan öne çıkan tartışmaları ve uluslararası kamuoyuna yansımalarını Türkiye’de Çin’i en yakından takip eden isimlerden olan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seriye Sezen ile konuştuk.
‘Dikkatler hükümet raporunda idi’
Çin siyasi takviminin en önemli etkinliği olarak nitelendirilen ‘iki toplantı’nın bu yılki gündemini, işleyişini ve atmosferini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu yılki toplantılar, 2023’te beş yıl için seçilen 14. Ulusal Halk Kongresinin 2. Oturumu idi. Önemli kadro atamaları ve yasal düzenlemeler gibi gündem maddeleri olmadığı için, daha rutin, olağan sürecin işlediği bir toplantıydı. COVID-19 salgını nedeniyle toplantı süresinin kısa tutulması uygulamasına bu yıl da devam edildi. Toplantılar Çin’in, içinde bulunduğu ekonomik sorunlarla daha çok gündeme geldiği bir dönemde yapıldığı için dikkatler, Başbakanın sunduğu ve geçen yılın değerlendirmesini, 2024 yılının da hedeflerini içeren hükümet raporuna odaklanmıştı.
‘Ekonomik sorunlar yerine, küresel sorunlara yönelik politikalarıyla anılma çabası’
Son otuz yıldır ilk kez Çin başbakanı oturum sonunda basın toplantısı düzenlemiyor. Bu değişikliğin sebebi ne sizce? Parti liderliğinin öne çıkması mı? Ya da Çin’in ifade ettiği gibi ‘uzmanlaşma’ mı?
Son otuz yıldır süregelen bir geleneğin bu yıl uygulanmaması ve 14. UHK dönemi boyunca da özel bir durum dışında uygulanmayacağının açıklanması dikkat çekti ve çeşitli spekülasyonlara yol açtı. Oysa “iki toplantı” ve bunun bir parçası olarak düzenlenen basın toplantıları, Çin’in kendini, ana politikalarını ulusal ve uluslararası kamuoyuna anlatma fırsatı vermektedir. Bakan ve bakan düzeyindeki kamu yöneticileri basınla bir araya geldi ama başbakanın siyasal ağırlığı ve sorumluluğu farklı.
Başbakanın basın toplantısının iptali, Batı basınında Parti liderliğinin ön plana çıkarılmasıyla ilişkilendirilmekle birlikte, ben bu ilişkilendirilmeye mesafeliyim. Başbakan Li Qiang’ın, önceki başbakan Li Keqiang gibi Xi’nin liderliğini gölgeleme riskinin olmadığını düşünüyorum. Ayrıca, Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin basın toplantısı ve açıklamaları medyada çokça yer buldu. Bu sonuç bana, Çin liderlerinin, bu toplantılar vesilesiyle ulusal ve uluslararası kamuoyunda ekonomik soru/sorunlarıyla değil, dış politikasıyla, küresel sorunlara yönelik politikalarıyla yer almak istemiş ve böylece gündemi kendi tercihine göre belirlemeye yönelmiş olabileceğini düşündürdü.
‘İyimser gerçekçi büyüme hedefi’
Tartışılan, öne çıkan başlıklar, kararlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Örneğin yüzde 5 büyüme hedefini gerçekçi buluyor musunuz? IMF’nin öngörüsü yüzde 4,6 civarındaydı.
Yüzde 5 büyüme hedefini “iyimser gerçekçi” bulduğumu söyleyebilirim. Çin Komünist Partisinin meşruiyeti önemli ölçüde ekonomik refahı artırmasına bağlı olduğundan, yönetimin ekonomik iyileşmeyi sürdürecek bir büyümeyi sürdürmesi gerekli. Diğer yandan, gerek küresel ekonominin karşı karşıya olduğu sorunlar (gerileyen büyüme, küresel ticareti zorlaştıran bölgesel çatışmalar…) gerekse Çin’in iç sorunları (iç tüketimde yetersiz talep, yüksek kentsel genç işsizliği, nüfusun gerilemesi ve yaşlanması) bu büyümenin gerçekleştirilmesinin zorluğunu düşündürüyor. Çin günümüzde, “zenginleşmeden yaşlanmak” ve “orta gelir tuzağına düşmek” tehlikesi ile karşı karşıya.
Bununla birlikte, yönetimin, gerçekçi olmayan bir büyüme hedefi ilan ederek, bir yıl sonra kendi başarısızlığına yol açmak gibi bir yol izlemesini Çin siyaseti ile bağdaştırmıyorum. Böyle düşünmemin diğer bir nedeni de, açıklanan makro-ekonomik ve toplumsal göstergelerin, uzun bir hazırlık, müzakere ve tartışmayla, başka bir ifadeyle akılcı bir yöntemle belirleniyor olması. Müzakere ve tartışmalar yalnızca parti içinde değil aynı zamanda konunun uzmanlarıyla, ilgi kuruluşların katılımıyla yapılıyor. Bunların yanı sıra, hükümet medya platformları aracılığı ile hükümet raporu için yurttaşların önerilerini de almaktadır. Kaldı ki, raporda da iç ve dış koşullar analiz edilerek bu koşullar altında hedeflere ulaşmanın kolay olmayacağının altı çiziliyor. Kolay olmayacağı için, son iki yılda olduğu gibi 2024 için de kesin oran yerine “yüzde 5 civarı” gibi daha esnek bir ifade kullanılıyor. Dolayısıyla bu hedef, IMF’in yüzde 4,6 civarı ya da JP Morgan’ın yüzde 4,9 tahminlerinden çok uzak değil.
‘Savunma bütçesinde olağandışı bir artış yok’
Savunma bütçesindeki yüzde 7,2’lik artışı nasıl değerlendiriyorsunuz? Batı basınında Çin’in Tayvan’a yönelik tutumunun sertleşeceğinin ve bölgedeki ‘saldırganlığının’ artacağının işareti olarak yorumlandı. Öte yandan Çinli uzmanlar öngörülen artışın GSYH’nin sadece yüzde 1,2’si olduğunu belirterek bunun ‘ılımlı ve makul’ olduğunu savunuyor.
Savunma bütçesinde olağan dışı bir artış söz konusu değil, 2023 için de aynı artış öngörülmüştü. 2018-2024 yılları arasında savunma bütçesinin ortalama artışı zaten yüzde 7,2. 2015’ten bu yana savunma bütçesinde tek haneli bir artış söz konusu. 2024’te eskiye oranla olağanüstü bir artış söz konusu olmadığına göre, bu oranı, Çin’in Tayvan’a tutumunun sertleşeceğinin ya da bölgede saldırganlığının artacağının göstergesi olarak değerlendirmek zorlama bir yorum.
Ama Çin’in, yeni teknolojileri etkili biçimde kullanabilen, dinamik, dünya çapında güçlü bir ordu oluşturma hedefi ve bu hedefe uygun bir savunma bütçesine ihtiyacı var. İkinci olarak, Tayvan konusunda Çin’in politikası açık ve Tek Çin Politikası, Birleşmiş Milletler ve başta ABD olmak üzere Çin’le diplomatik ilişki kuran ülkelerce benimsenmiş durumda. Çin, ancak iki koşulda; Tayvan’ın bağımsızlığını ilan etmesi ve yabancı bir gücün işgaline uğraması halinde Tayvan’a müdahale edeceğini, aksi halde Tayvan sorununun barışçıl çözümünden yana olduğunu da açıkça ifade ediyor. Ama son iki yıldır ABD’nin Çin’i Tayvan’a müdahaleye zorlayan kışkırtıcı politikaları ve bu bağlamda Batı basınında da Tayvan’a müdahale söyleminin sürekli canlı tutulduğu da malum. Dolayısıyla, Çin’in sözünü ettiğim iki koşulun gerçekleşme olasılığını da hesaba katarak hazırlıklarını ona göre yapması mantıksal bir sonuç olsa gerek.
Çin ABD’den sonra savunmaya en fazla kaynak ayıran ikinci ülke ama savunma bütçesinin GSMH içindeki payı birçok ülkenin gerisinde. 2022’de bu oranların ABD’de %3,5, G. Kore’de %2,7, Birleşik Krallıkta %2,2, Çin’de 1,6 olduğunu belirteyim.
‘Yeni üretici güçler, yüksek kaliteli kalkınma hedefinin tamamlayıcısı’
Öne çıkan başlıklardan biri de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in vurguladığı ‘yeni üretici güçler’ kavramı oldu. Gelişmiş teknolojiler odaklı sektörlerin yakın vadede Çin ekonomisine ciddi katkıları olmayacağı yorumları yapılıyor. Bu uzun erimli bir plan mı? Çin geleceğe mi yatırım yapıyor? Mevcut sektörlerde bu yeni güçlerin somutlaştırılabileceğini düşünüyor musunuz?
Bu kavram, Xi’nin yeni bir kalkınma modeli olarak sunduğu “yüksek kaliteli kalkınma” hedefinin tamamlayıcısı. Hükümet raporunda da “yenilik”, “bilim ve teknoloji”, “yüksek kalite” kavramları sıkça geçmekte ve yeniliğe, yenilik yoluyla toplam faktör verimliliğinin artırılmasına, dijital sanayiye, geleneksel sanayilerin dijital sanayiye dönüştürülmesi hedeflerine yer verilmekte.
Yüksek kaliteli kalkınmayı, yeni bir kalkınma modeli olarak değil, 2000’li yılların başında Hu’nun “bilimsel kalkınma” modelinin günümüze uyarlanmış hali olarak görüyorum. Bildiğim kadarıyla Çin yapay zekaya en çok yatırım yapan ülke ve Xi döneminde de yeni teknolojilerde atılımı öngören birçok plan ve program hazırlandı. Çin, “zenginleşmeden yaşlanma” ve “orta gelir tuzağı” risklerini bertaraf etmesi ve 2049 hedeflerine ulaşabilmesi için bunu yapmak zorunda. Ama karşısında, bu hamleyi engellemeye kararlı bir ABD var. Diğer yandan, sorun yalnızca mevcut sektörlerde yeni güçlerin somutlaştırılması sorunu değil, bir bütün halinde bu dönüşümün diğer sektörler, emek ve genel olarak toplum üzerinde yaratacağı sorunlarla nasıl başa çıkılacağıdır. Dolayısıyla gerek ülkenin iç koşullarını dönüştürmedeki güçlükler gerekse ABD ile rekabet bu süreci kolaylaştırmayacak.
‘İnisiyatif alıcı dış politika’
Toplantının Çin dış politikasına yönelik yeni etkileri olur mu? Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, konuşmasında ABD’ye net mesajlar verdi. Ukrayna ve Gazze konularında güçlü arabuluculuk vurguları yaptı.
Hayır, bu toplantının dış politikaya yönelik bir etkisi olmaz. Çin’de politika değişiklikleri öyle hızlı, ani ve kısa vadeli ilerlemez. Çin’de makro politikalardaki değişikliği izleyeceğimiz toplantılar, UHK toplantılarından ziyade, her yıl genellikle Kasım ayında yapılan ÇKP kongreleridir. UHK, daha çok parti kongrelerinde alınan politikaların hukuki sürecini tamamlayıcı, gerekli düzenlemelerin uygulamaya koyulmasını sağlayıcı bir işlev görür. Bu nedenle, her iki kongreyi birlikte izlemek gerekir.
Xi’nin üçüncü dönemiyle birlikte Çin daha aktif, daha inisiyatif alıcı bir dış politikaya yöneldi. Diplomatik ziyaretler, arabuluculuk girişimleri, küresel sorunlarda Çin’in pozisyonunu açıklayan politika belgelerinin art arda yayımlanması, bu politikanın göstergeleri. Wang Yi’nin açıklamaları da yeni bir söylem ve politika değişikliğini değil bu yaklaşımın sürdüğünü göstermektedir.
‘Türkiye’den ilgi yetersiz’
Sizin gözlemlerinize göre iki toplantı Türkiye’den ve dünyadan ‘yeterince’ ilgiyle takip ediliyor mu? Edilmiyorsa neden? Ediliyorsa bu ilginin sebebi ne sizce?
Yaklaşık 20 yıldır gerek ÇKP gerekse Ulusal Halk Kongresi toplantılarını izliyorum. Çin’in uluslararası alanda artan ağırlığına paralel biçimde, bu etkinliklerin ulusal ve uluslararası medyada görece artan bir ilgiyle izlendiğini söyleyebilirim. Ama Türkiye’ye kıyasla uluslararası medyanın ilgisi her zaman daha fazladır. Türkiye’de de artık kamu ve bazı özel yayın kuruluşlarının Pekin’de yerleşik personeli var. Bununla birlikte, Çin gibi bir ülkenin önemli siyasi etkinliklerine gösterilen ilginin yine de yetersiz olduğu ve hâlâ önemli ölçüde Batı kaynaklarına bağımlı olduğu düşüncesindeyim. Ama bu durum salt Çin’e özgü değil, Türkiye’de geleneksel medyanın dış dünyaya ilgisi genel olarak zayıf.
Amerika
Çinli teknoloji şirketleri Nvidia’sız yerli yapay zeka geleceğine hazırlanıyor

Dev Çinli teknoloji şirketleri, Nvidia işlemcilerin stoklarının azalması ve ABD’nin ihracat kontrollerinin sıkılaştırılmasıyla mücadele ederken, yapay zeka (AI) geliştirme çalışmalarını yerli çiplere geçirme konusunda uzun ve zorlu bir sürece başladı.
Sektör yöneticilerine göre, Alibaba, Tencent ve Baidu, yapay zeka ile ilgili artan iç talebi ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için alternatif yarı iletkenleri test etmeye başlayan şirketler arasında yer alıyor.
ABD ile Çin arasındaki ticaret geriliminin artması, Donald Trump yönetiminin geçen ay tercih ettikleri çip olan Nvidia’nın H20’nin satışını kısıtlamasına yol açtığı için, acil durum planlamalarını hızlandırmak zorunda kaldılar. H20, Joe Biden dönemindeki kısıtlamalara uymak için tasarlanmış, özellikleri azaltılmış bir üründür.
Konuya yakın kaynakların Financial Times’a aktardığına göre, kontrollerin sıkılaştırılması, Çinli teknoloji gruplarının hamlelerine aciliyet kattı, zira mevcut Nvidia stokları AI geliştirmeyi ancak gelecek yılın başlarına kadar sürdürebilecek.
Yeni çip siparişlerinin teslimatı genellikle üç ila altı ay sürüyor ve Nvidia’nın Trump’ın daha sıkı ihracat kurallarına uygun ve yerel rakiplerine karşı yeterince rekabetçi yeni bir işlemciyi Çin’e ne zaman sunabileceği veya sunup sunamayacağı belirsizliğini koruyor.
Baidu’nun yapay zeka bulut grubu başkanı Shen Dou, geçen hafta analistlere, şirketin Nvidia’nın yerine özellikle problem çözme çıkarım işlemleri için çeşitli çip seçenekleri arasından seçim yapabileceğini söyledi.
Shen, “Zamanla, yerli olarak geliştirilen kendi kendine yeten çipler ve giderek daha verimli hale gelen yerli yazılım yığınlarının birlikte Çin’in yapay zeka ekosisteminde uzun vadeli inovasyon için güçlü bir temel oluşturacağına inanıyoruz” dedi.
Alibaba CEO’su Eddie Wu, bu ayın başlarında yaptığı kazanç açıklamasında, “Artan müşteri talebini karşılamak için çeşitli çözümleri aktif olarak araştırıyoruz” dedi.
Başka bir kazanç açıklamasında, Tencent Başkanı Martin Lau, şirketinin çipleri daha verimli kullanmaya çalışırken alternatif ürünleri de değerlendirdiğini söyledi.
“Önümüzdeki birkaç nesil için eğitim modellerimizi sürdürmek için yeterli sayıda yüksek kaliteli çipe sahip olmalıyız” diyen Lau, Tencent’in artan çıkarım ihtiyaçlarını karşılamak için “potansiyel olarak diğer çipleri kullanabileceğini” de sözlerine ekledi.
Çin devlet güvenlik bakanlığına bağlı bir düşünce kuruluşu bu ay, Washington’un ihracat kontrollerinin acı verici olmakla birlikte, “Huawei’nin Ascend çip serisi en iyi örnek olmak üzere, yerli yüksek kaliteli AI çiplerinde bağımsız inovasyonda bir patlama başlattığını” söyledi.
Çin Çağdaş Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, sosyal medya paylaşımında “Çin’deki yerli kuruluşlar Ascend çiplerinin büyük ölçekli tedarikine ve kullanımına çoktan başladı” dedi.
Şu ana kadar Huawei’nin çiplerinin en büyük alıcıları, China Mobile gibi devlet şirketleri ve savunma, sağlık veya finans gibi hassas sektörlerdeki şirketlerdi. Şimdi, çok daha geniş bir yelpazedeki yerli teknoloji şirketlerinin Çin’in ulusal şampiyonu olan şirketin çipleri için rekabet etmesi bekleniyor.
Huawei’yi olası bir alternatif olarak görenler, Washington’un bu ay ihracat kontrolleriyle ilgili bir kılavuz yayınlayarak, bu çiplerin “dünyanın herhangi bir yerinde” kullanılmasının şirketlerin cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunmasının ardından, Ascend çiplerinin test edilmesi konusunda büyük ölçüde sessiz kaldılar.
GF Securities’in analistleri, Nvidia’nın ABD ihracat kurallarına uygun, Çin’e ihraç edilecek yeni çiplerin üretimine temmuz ayı başında başlayabileceğini tahmin ediyor.
Rapora göre, yeni işlemci Nvidia’nın gelişmiş Blackwell ürününü temel alsa da, büyük miktarda verinin hızlı işlenmesi için önemli bir bileşen olan yüksek bant genişliğine sahip bellek (HBM) içermeyecek.
Yeni işlemcilerin Nvidia’nın yüksek hızlı bağlantı teknolojisi NVLink’e sahip olup olmayacağı gibi bazı önemli detaylar ise hala belirsizliğini koruyor.
Çarşamba günü yapılan bir analist kazanç raporu toplantısında, Nvidia CEO’su Jensen Huang, Çin için yeni bir ürün düşünürken seçeneklerinin sınırlı olduğunu söyledi. “Şu anda elimizde hiçbir şey yok” dedi.
Teknoloji grupları, sistemlerini Nvidia çiplerinden yerli alternatiflere geçirme kararı alırsa, önemli maliyetlerle karşı karşıya kalacak. Başlangıçta Nvidia’nın CUDA yazılım çerçevesini kullanarak geliştirilen eğitim kodunu Huawei’nin CANN’ına taşımak son derece zaman alıcı ve diğer sorunların yanı sıra hata ayıklama ve optimizasyon için Huawei mühendislerinin önemli desteğini gerektiriyor.
Önde gelen bir Çinli teknoloji şirketi yöneticisi, Huawei’ye geçişin AI ile ilgili geliştirmelerde yaklaşık üç aylık bir kesintiye neden olacağını tahmin etti.
Çoğu şirket, AI eğitiminin mevcut Nvidia çiplerinde devam ederken, Çin’de AI’nın yaygınlaşmasıyla talebin arttığı çıkarım için yerel işlemcilerin kullanıldığı hibrit bir yaklaşım düşünüyor.
Huawei, ortaklarının üretim kapasitesini artırmaya çalışırken ve kendi üretim tesisini kurarken, arz mevcut talebi karşılayamıyor.
Cambricon ve Hygon gibi diğer Çinli üreticilerin çipleri de teknoloji devleri tarafından test edilirken, Baidu ve Alibaba artan talebi karşılamak için kendi işlemcilerini geliştiriyor.
Nvidia CEO’su ABD’nin Çin’e yönelik çip kısıtlamalarının ‘başarısız’ olduğunu söyledi
Asya
SK Group Başkanı, Güney Kore ve Japonya’nın ABD’den ortak gaz alımını önerdi

Güney Kore iş dünyasının ağır toplarından SK Group Başkanı Chey Tae-won, Washington’un daha fazla Amerikan malı satın alma baskısına yanıt olarak, ülkesinin Japonya ile birlikte ABD’den sıvılaştırılmış doğal gaz satın almasını önerdi.
Chey, Nikkei Asia‘ya verdiği demeçte, bu fikri Güney Kore ve Japonya’nın ABD ile yaşadığı “ticaret sorunlarını” çözmek için Güney Kore ve Japonya’daki şirketlere önerdiğini söyledi. Chey, Tokyo’da düzenlenen Asya’nın Geleceği forumu sırasında konuştu.
“Enerjiyi ortaklaşa satın alarak Japonya ve Güney Kore, anlaşma hacmini artırabilir ve daha düşük fiyatlarla [kaynağı] elde etmek için daha büyük satın alma gücünden yararlanabilir” dedi ve bu işbirliğinin her iki ülkenin ulusal güvenliğini de artıracağını savundu.
Bu, çeşitli tarihi sorunlar nedeniyle uzun süredir anlaşmazlık yaşayan iki komşu ülke için alışılmadık bir öneri. Ancak Kore Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı da olan Chey, diplomatik ilişkilerin normalleşmesinin 60. yıldönümü olan 2025’te Güney Kore-Japonya işbirliğini giderek daha fazla vurguladı.
Chey’in çağrısı, Washington’un, iki ülkeye ticaret dengesizliğini azaltmaları için baskıyı artırması üzerine geldi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergisi politikalarını eleştirmekten kaçınan Chey, işbirliği yoluyla Güney Kore ve Japonya’nın “ABD ile kazan-kazan ilişkisi kurabilmesini umduğunu” vurguladı.
Güney Koreli holdingin başkanı salı günü Tokyo’da Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ile bir araya geldi ve Nikkei’ye verdiği demeçte, iki ülkenin demografik düşüş ve ABD ile ticaret gerilimi gibi “ortak zorluklarını” görüştüklerini söyledi.
Hem Güney Kore hem de Japonya, Trump yönetiminin sırasıyla %25 ve %24 oranında uyguladığı gümrük vergileriyle karşı karşıya. Trump daha sonra, ABD’nin ticaret ortaklarıyla arasındaki ticaret dengesizliğini azaltmaya yönelik müzakerelere olanak sağlamak için 90 günlük genel bir moratoryum ilan etti.
Chey, Güney Kore ve Japonya arasındaki işbirliği vizyonunun, ortak satın alma, ortak depolama ve toplam maliyetleri düşürmek için toplu kullanım dahil olmak üzere enerji tedarik zincirinin geniş bir yelpazesini kapsadığını söyledi.
İki Asya ekonomisi, yarı iletkenlerle ilgili ürünler ve otomobiller gibi yüksek teknolojili ekipman ihracatına odaklanmaları da dahil olmak üzere birçok benzerlik gösteriyor. Tedarik zinciri birbiriyle iç içe geçmiş durumda; Güney Kore çip pazarında öne çıkarken, Japonya çip malzemeleri tedarik ediyor. İki ülke, LG Energy Solution, Toyota Group ve Panasonic Holdings gibi şirketlerin Kuzey Amerika ve diğer bölgelerde tedarik zincirleri kurmak için yatırım yaptığı elektrikli araç pilleri gibi alanlarda da rekabet halinde.
Ancak daha fazla entegrasyon için somut bir endüstriyel girişim bugüne kadar gerçekleştirilmedi. Güney Kore’nin önümüzdeki hafta yapılacak erken cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanması, Japonya’ya karşı daha sert bir tutum sergileyecek bir liderin iş başına gelme olasılığı nedeniyle, daha yakın işbirliği için yapılan çabalar da belirsizlikle karşı karşıya.
Asya
Pakistan ve Hindistan sınırdaki asker sayısını azaltıyor

Pakistan ve Hindistan sınırdaki asker sayısını azaltmaya hazır olduklarını açıkladı.
Pakistanlı üst düzey bir askeri yetkili cuma günü Reuters‘e, iki ülkenin bu ay nükleer silahlı komşu ülkeler arasında patlak veren çatışmadan önceki seviyelere kadar sınırlarındaki asker sayısını azaltmaya yakın olduklarını açıkladı. Ancak yetkili, krizin gelecekte tırmanma riskinin devam ettiğini de belirtti.
Her iki taraf da, ateşkes ilan edilmeden önce, son yılların en şiddetli çatışmalarında dört gün boyunca savaş uçakları, füzeler, insansız hava araçları ve topçu silahları kullandı.
Eski düşmanlar arasındaki son çatışmaların kıvılcımı, 22 Nisan’da Hindistan’ın Keşmir bölgesinde çoğu turist olan 26 kişinin öldürüldüğü saldırı oldu. Yeni Delhi, olayı Pakistan’ın desteklediği “teröristler”in üstlendiğini iddia etti, ancak İslamabad bu suçlamayı reddetti.
7 Mayıs’ta Hindistan, sınırın ötesindeki “terörist altyapı” olarak nitelendirdiği hedeflere füzeler fırlattı ve Pakistan da kendi saldırılarıyla karşılık verirken, her iki ülke de sınır boyunca ek asker konuşlandırdı.
Pakistan Genelkurmay Başkanı General Sahir Shamshad Mirza, Pakistan ve Hindistan ordularının asker sayısını azaltma sürecine başladığını söyledi.
“Neredeyse 22 Nisan öncesindeki duruma geri döndük… o noktaya yaklaşıyoruz ya da şu anda o noktaya ulaşmış olmalıyız” diyen Mirza, çatışmadan bu yana kamuoyuna açıklama yapan en üst düzey Pakistanlı askeri yetkili oldu.
Hindistan Savunma Bakanlığı ve Hindistan Genelkurmay Başkanlığı, Mirza’nın açıklamalarına ilişkin Reuters’ın yorum talebine hemen yanıt vermedi.
Shangri-La Diyalog Forumu’na katılmak üzere Singapur’da bulunan Mirza, bu çatışma sırasında nükleer silahlara yönelik herhangi bir hareket olmadığını, ancak durumun tehlikeli olduğunu söyledi.
“Bu sefer bir şey olmadı” diyen Mirza, “Ancak kriz sırasında tepkiler farklı olabileceğinden, herhangi bir stratejik hesap hatasını hiçbir zaman göz ardı edemezsiniz” diye konuştu.
Ayrıca, bu seferki çatışmaların, her iki ülkenin de kısmen kontrolünde olan ancak tamamını talep ettiği Himalayalar’ın manzaralı bölgesi Keşmir’deki tartışmalı topraklarla sınırlı kalmaması nedeniyle, gelecekte tırmanma riskinin arttığını da belirtti.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, bu ay Pakistan’ı, Hindistan’a yeni saldırılar olması halinde Yeni Delhi’nin sınır ötesindeki “terörist sığınaklarını” tekrar hedef alacağı konusunda uyardı.
Pakistanlı general Mirza, “Bu (çatışma) komşu nükleer güçler olan iki ülke arasındaki eşiği düşürüyor… gelecekte, bu çatışma sadece tartışmalı bölgelerle sınırlı kalmayabilir. Tüm Hindistan ve tüm Pakistan’ı kapsayabilir ve bu çok tehlikeli bir eğilim” dedi.
Shangri-La Diyalog Forumu’nda iki ülke yetkililerinin bir araya gelmesi beklenmiyor.
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika2 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş2 hafta önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Ortadoğu2 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Orta Doğu’daki ‘hasat turu’ dolu dolu sona erdi
-
Görüş2 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak
-
Diplomasi1 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Görüş1 hafta önce
Rusya ile müzakerelerde aklıselimin galip gelme ihtimali